1. 26.
    +1
    kız, dönercide gördüğü adamı hatırlamamıştı. her zaman görüp nezaket icabı gülümsediği sıradan insanlardan birisiydi. adamın gülümseye ne kadar büyük anlamlar yükleyebileceğini tahmin edemezdi.
    kız sinirlenmişti, deli miydi ne? ne istiyordu bu adam? yüksek sesle, sertçe;
    “hasta mısınız? ne istiyorsunuz,” diye sordu. cümlelerinin sonunda kullandığı “efendim” kelimesini bu sefer eklememişti.
    bu sert ses adamın üzerinde etkili olmuştu. birden irkildi, üşür gibi titreyerek;
    “kafam ağrıyor,” diye yanıtladı, boğuk sesiyle.
    gerçekten de kafası ağrıyordu. kocaman kafası kendisini bildi bileli ağrırdı.
    ···
  2. 27.
    +1
    kız, biçimli güzel yüzüyle gülümseyerek kasanın arkasına geçti.
    “hoş geldiniz efendim,” dedi.
    adam, gözlerini kıza dikmişti, konuşmuyordu.
    kız şaşırmıştı. şaşkın gözlerini adama dikerek;
    “buyurun efendim,” dedi.
    adam kızı duymadığı her halinden belli oluyordu. kızın sadece gülümsediğini sanıyordu. kocaman kafasının içindeki saf aklı gülümsemenin her şeye yeteceğini sanarak durmadan yüzünü buruşturuyordu.
    ···
  3. 28.
    +1
    olm bir kişi giblesin anlatçam amk.
    ···
  4. 29.
    +1
    giblicek varsa çok sağlam adamın dıbına koyaack bir hikaye anlatıcam beyler.
    ···
  5. 30.
    +1
    önceki müşteri kendi kendine “herhalde para veya ekmek dilenecek,” diye tahmin yürütüyordu. adamı süzmekten vazgeçip, ekmekten bir parça ısırdığı anda içini ısıtan bir ses duydu. işte herhangi bir zaman ve olay kuralı yine gerçekleşmişti. ses, tıpkı davetsiz olarak bir yere dalan büyülü bir güvercinin kanat çırpmasındaki sese benziyordu.
    ···
  6. 31.
    +1
    kasaya yaklaştı. boğuk sesiyle kısaca :
    “kaç para?” diye sordu.
    hüseyin usta çekinerek:
    “bir buçuk milyon,” diye yanıtladı.
    adam kocaman ellerini cebine attı. bir şangırtı duyuldu. çıkardığı bozuk paraları masanın üzerine koydu. kıllı, iri elleri ile istenilen parayı düzgünce ayırdı. geri kalan parayı tekrar cebine attı. dönerciden çıktı.
    ···
  7. 32.
    +1
    hüseyin usta arkasından;
    “bereket versin abi,” diye bağırdı.
    adam yanıtlamak için geriye dönmedi. caddeden aşağıya doğru ağır adımlarla yürümeye başladı. elleri cebindeydi. kalabalık caddede çok rahat yürüyordu. onu görenler hemen kenara çekiliyordu. üç dükkan aşağıya yürümüştü ki, büyük vitrinleri olan bir eczanenin içinde, ayakta, tek başına, caddeye bakar vaziyette onu gördü. bir an onun gülümsediğini sandı. şekilsiz çenesiyle gülümsemeye çalıştı. ama yüzü buruşmaktan öteye gidemedi. o haliyle eczaneye girdi. kendinde değil gibi gözüküyordu.
    ···
  8. 33.
    0
    rezerved
    ···
  9. 34.
    0
    kopyala-yapıştır terk amk
    ···
  10. 35.
    0
    *
    ···
  11. 36.
    0
    reserved
    ···
  12. 37.
    0
    rizörvıd panpa hoşuma gitti kalanını gelince okurum
    ···
  13. 38.
    0
    hadi bakalım reserved
    ···
  14. 39.
    0
    rezerved
    ···
  15. 40.
    0
    panpa rus edebiyatı gibi yazıyon beğendim
    ···
  16. 41.
    0
    reserved
    ···
  17. 42.
    0
    okucam la güzel yazıyon
    ···
  18. 43.
    0
    yuh cok güzel panpa ellerine saglık nikaltını gırecegım hemen
    ···
  19. 44.
    0
    reserved
    ···
  20. 45.
    0
    reserved
    ···