-
26.
+1kız, biçimli güzel yüzüyle gülümseyerek kasanın arkasına geçti.
“hoş geldiniz efendim,” dedi.
adam, gözlerini kıza dikmişti, konuşmuyordu.
kız şaşırmıştı. şaşkın gözlerini adama dikerek;
“buyurun efendim,” dedi.
adam kızı duymadığı her halinden belli oluyordu. kızın sadece gülümsediğini sanıyordu. kocaman kafasının içindeki saf aklı gülümsemenin her şeye yeteceğini sanarak durmadan yüzünü buruşturuyordu. -
27.
+1kız, dönercide gördüğü adamı hatırlamamıştı. her zaman görüp nezaket icabı gülümsediği sıradan insanlardan birisiydi. adamın gülümseye ne kadar büyük anlamlar yükleyebileceğini tahmin edemezdi.
kız sinirlenmişti, deli miydi ne? ne istiyordu bu adam? yüksek sesle, sertçe;
“hasta mısınız? ne istiyorsunuz,” diye sordu. cümlelerinin sonunda kullandığı “efendim” kelimesini bu sefer eklememişti.
bu sert ses adamın üzerinde etkili olmuştu. birden irkildi, üşür gibi titreyerek;
“kafam ağrıyor,” diye yanıtladı, boğuk sesiyle.
gerçekten de kafası ağrıyordu. kocaman kafası kendisini bildi bileli ağrırdı. -
28.
+1kız hemen doladı doğru eğildi, siniri geçmişti. gülümseyen yüzüyle;
“hangisinden vereyim? vermidon, novalgin, aspirin?” diye sordu.
adam birazcık rahatlamış sesiyle;
“novalgin,” diye yanıtladı.
kız, ilacı çıkardı. beyaz, küçük elleriyle ince bir kağıt alarak ilaç kutusunu sardı. yan gözle de adamı süzüyordu. i̇çinden de “ne kadar da açık, bir harita gibi tüm düşünceleri belli oluyor,” diye geçiriyordu. adam, gözlerini iri iri açmış, yiyecek gibi kızın ellerine bakıyordu. binnur yerine başkası olsa adamdan kesin korkardı. ama, binnur adamın sadece hayranlık duyduğunu, hissettiğini hemen anlamıştı -
29.
0adam, çok açıktı.
kız, poşeti adama uzattı.
“buyurun efendim, dört milyon,” dedi.
adamın gözlerindeki anlam yine değişmişti. bir korku hemencecik gelip gözlerine oturmuştu. cebindeki bozuk paraları şangırdatarak kızın önüne koydu. ellilikler, yüzlükler ve iki yüz ellikler vardı. paraları ilk başta bir milyonluk gruplar halinde ayırdı. saydıktan sonra korku dolu sesiyle;
“iki buçuk,” diye mırıldandı. kıza kaçamak bir bakış attıktan sonra şalvar kesimli, bol, siyah, kot pantolonunun cebini dışarıya çıkardı. cebi birkaç kez havada salladı. tekrar yerine soktu. poşeti diğer eline alarak diğer cebi de ters yüz etti. bir şıngırtı duyuldu. düşen parayı hemen yerden aldı, kıza uzattı. -
30.
0anlat bakalim
-
31.
+1“i̇ki buçuk elli,” diye mırıldandıktan sonra biraz düşündü. “bir birlik birde dört yüz elli ekgib,” dedi. öylece durmuş kıza bakıyordu.
kız, adamın hiçbir hareketini kaçırmadan sonuna kadar izlemişti.
“önemli değil efendim,” dedi gülümsüyordu.
adam, kalın kaşlarını çatarak;
“ödeyeceğim,” diye karşılık verdi.
kız, tekrar;
“önemli değil efendim, geçmiş olsun,” dedi.
adam, iri bedeninden beklenmeyecek bir çeviklikle, fırlarcasına eczaneden çıktı. kız, arkasından şaşkınca baka kaldı. -
32.
+1sabah güneşinin ışığı öğleninki kadar görkemli değildir afyon da. isıtmadan uzak, rengi mattır. afyon da hemen hemen her mevsim akşamları, geceleri ve kuşluk vakitleri serin olur. sadece yazın bir-bir buçuk ay bu serinlik çok etkili değildir. ama diğer aylarda bu serinlik insanların üzerlerine bir şeyler alması gerektiğini hissettirir.
-
33.
+1bir çok yerde olduğu gibi afyon’da da güne ilk başlayan işletmeler çay ocakları ve kahvehanelerdir. sabah ezanı okunmadan önce işletme sahibi anahtarı vuru kapıya, ezan okunduktan sonra on beş dakika sonra taze bir çay kokusu, anbar yolundan, yeşil yoldan, cumhuriyet mahallesinden, kurtuluş ve yukarı pazar caddesinden ve de çavuşbaştan yükselerek kalenin burçlarına kadar ilerler. bu çay kokusuyla beraber gece böcekleri, kedileri ve köpekleri inlerini geri çekilirler. gece bekçileri düdük öttürmeyi bırakırlar. çünkü; bilirler ki, bu saatten sonra ortada korkulacak bir şey kalmamıştır.
-
34.
+1camiden çıkan, çoğunluğunu yaşlıların oluşturduğu, cemaat günün ilk çaylarını içerlerken şafak söker. güneş, afyon’un üstünde parlamaya başlar. böylece, karanlıkta saklanan şehrin düzensiz yapılaşması ortaya çıkar. küçücük yollar, gereğinden büyük yollar, yüzyıllık evler, modern evler iç içedir. sanki, birisi bu şehri kurarken hızlı davranarak seçiciliği elden bırakmıştır. ama tüm bunlara rağmen şehrin içe dönük yapısından dolayı bir mistik hava vardır. karahisar kalesinden veya hıdırlık tepesinden şehri izlerseniz bu mistik havayı yakalarsınız.
-
35.
+1afyon da çok sıra dışı olay olmaz. her yerde olan şeyler vardır. hırsızlık ve trafik kazaları olur. sık sık da gencin birisi bir kız kaçırır.
i̇şte güneş daha yeni parlamaya başlamıştı ki, imaretin çapraz karşısında ki eczanenin önünde ayakta bekleyen adamın iri gölgesini yere vurdu. adam, hiç kımıldamadan eczanenin kapısının önünde bekliyordu. bu haliyle canlı bir heykele benziyordu. saat sabahın yedisiydi. adam sekize kadar orada hiç kıpırdaman bekledi. -
36.
0saat sekize doğru binnur geldi. adamı görür görmez gülümsedi. bu sefer adamı tanımıştı.
“günaydın, kusura bakmayın bugün biraz geciktim,” dedi.
adam cevap vermedi. nezaket cümleleri bilmez, karşılık vermezdi.
binnur, adamın tuhaflığını alışmaya başlamıştı. adamın yanından geçerek eczanenin kapısını açtı.
“buyurun efendim,” dedi. -
37.
0adam, içeri girer girmez hemen eline cebine attı. bildik bir şangırtı duyuldu. masanın üzerine koydu.
binnur, kasanın arkasına geçerken gülümsedi. adamın parayı saymasını dikkatlice izledi. adam, borcu olan miktarı ayırdıktan sonra diğer parları cebine attı. -
38.
0http://inciswf.com/1293181619.swf
http://inciswf.com/1293984812.swf
http://inciswf.com/1293751711.swf
http://inciswf.com/1293187850.swf
http://inciswf.com/1293722663.swf
http://inciswf.com/1293985576.swf
http://inciswf.com/1294401738.swf
http://inciswf.com/1293185723.swf
http://inciswf.com/1294493198.swf
http://inciswf.com/1293816607.swf -
39.
0binnur;
“teşekkür ederim, borcunuza sadıksınız,” dedi.
adam kıza baktı. koyu kahverengi gözleriyle kızı baştan aşağıya süzdü.
“güzelsin,” dedi kısaca.
binnur, beyaz dişlerini göstererek gülümsedi.
“teşekkür ederim,” dedi
binnur, adamı sevmişti. i̇çindeki annelik duyguları kabarmıştı. adamı çocuğu gibi sevecekti.
“adınız nedir?” diye sordu.
adam;
“hüseyin,” diye yanıtladı.
binnur;
“bende binnur, memnun oldum,” dedi.
adam;
“biliyorum,” dedi.
binnur;
“nereden?” diye sordu.
adam;
“dün dönercide duydum,” dedi. hüseyin’in konuşmaları kısa ve netti. binnur’un bu cevaplar çok hoşuna gitmişti. hüseyin’e tabureye göstererek;
“lütfen oturun, size çay söyleyeyim,” dedi. -
40.
0hüseyin ses çıkarmadan oturdu. i̇şte herhangi bir zamanda karşılaşılan ve başlayan dostluk iki yıl sürecek bir dostluğun başlangıcı olmuştu. hüseyin iki yıl boyunca her gün eczaneye gelmiş ve akşama kadar orada oturmuştu. binnur, bunu çok doğal saymış ve hüseyin’in ne nerede çalıştığını, ne nerede kaldığını merak ederek, hüseyin’le saatler boyu konuşmuştu. binnur otuzuna merdiven dayamıştı. yalnız yaşıyordu ve hüseyin gibi sessiz, iyi bir dosta ihtiyacı vardı. hüseyin’e durmadan soru sorardı. hüseyin’in kısa, net ve yalansız cevaplarına ve saf aklıyla yaptığı doğru tespitleri duymayı bayılıyordu. ve duyduklarını hüseyin’den inciler başlığı altında bir deftere yazmaya başlamıştı.
-
41.
0yaşam ilk yaratıldığı günden itibaren acımasızdır. bu kuraldır. acımasızlık kuralı. hüseyin, binnur’a aşıktı. binnur çok güzel bir kadındı. güzel olduğu kadar akıllı ve iyi kalpliydi. fiziksel ve akıl olarak hüseyin’in terside olsa hüseyin’i sevmişti. hüseyin’in bozulmamış saf ruhunu bayılıyordu. bu iki kişinin dost olması bile bir mucize sayılırdı. hele bu dostlukların iki sene sürmesi ayrı bir mucizeydi. bu mucizenin sonlanması, iki yıl sonra herhangi bir zamanda, herhangi bir adamın eczaneden içeri girmesiyle gerçekleşti.
-
42.
0i̇çeri giren adamın çok biçimli bir yüzü vardı, gözleri maviydi, saçları simsiyahtı. ağzı da iyi laf yapıyordu. i̇çeri girer girmez binnur’un gözlerine gözlerine dikerek;
“merhaba, acayip bir sıcak var, burada klima var mıydı?”
binnur gülümseyerek;
“merhaba, var efendim hangisinden isterseniz,” diyerek raflardaki ilaçları gösterdi.
adam, şen bir kahkaha attı. kahkahaları çok rahat attığı her halinden belli oluyordu. hüseyin adamın her hareketini izliyordu -
43.
0“binnur hanım, vergi levhasından okudum sorma nereden bildiğimi, şu reçeteye bir bakın bakalım, ölmeme ne kadar kalmış,” diyerek reçeteyi binnur’a uzattı.
binnur reçeteyi alarak bir baktı.
“daha uzun süre yaşarsınız, hepside vitamin bunların.”
adam yine bir kahkaha attı.
“demek doktorum beni kandırıyor. midem ağrıyor demiştim, pimpirikli olduğumu herkes öğrendi.” -
44.
0binnur;
“olabilir olcay bey, reçetede yazıyor isminiz sormayın,”
ve bu konuşmalarla bir sene devam edecek yeni bir ilişki başladı. hüseyin yine her gün eczaneye geldi. onların sohbetlerini bıkmadan dinledi. olcay, gizliden gizliye binnur’a hüseyin’i bir an önce sepetlemesi için uyarılarda bulunuyordu. ama binnur inatla bu isteği reddediyordu. olcay’ın olmadığı bir gün binnur ile hüseyin arasında şöyle bir konuşma geçti. -
45.
0binnur;
“olcay hakkında ne düşünüyorsun?”
hüseyin;
“o benden daha yakışıklı,” diye yanıtladı.
binnur merakla;
“bu da ne demek,” diye sordu.
hüseyin bu sefer ilk baştaki soruyu cevapladı.
“o iyi bir adam değil, seni hak etmiyor.”
binnur;
“neden?” diye sordu.
hüseyin;
“sevmedim, iyi değil.” dedi.
-
para suyunu cekince kutsalsuku
-
su tatliliga bakinnn
-
umit ozdaga oy verdik sonuc bu
-
elektrik faturasi 977 gelmis
-
ülkeye şeriatı getirecek yegane adam kayradır
-
14 mayis 2023 te vefat ettim
-
sözlüğün oeleri daha gelmemiş
-
hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler olduu
-
hanim su mutlak budlanı firina koy
-
zincirle gitcem kudurun
-
madem reenkarnasyon var neden
-
souki reis o zinciri çıkar
-
rasat bile online
-
burası artık cok acınası bıyer oldu karınca
-
yeni araştırmaya göre beyin de yağ yakıyor
-
sozluktekı paralı troller cıddı baslık
-
ciğerlerim yanıyor şarapsızım
-
kufurbazgocmar
-
sile sile adam birakmadiniz konusacak
-
kaç yaşında adamsın babandan 200 lira almak
-
insta videosunun linkini paylaşınca
- / 1