+2
Anne ördek sabırla yumurtalarının kırılmasını bekliyormuş. Vakit gelince ördek yavruları yumurtalarından çıkmaya başlamışlar. Fakat en son ve en büyük yumurta bir türlü kırılmıyormuş. Sonunda yumurtanın beyaz kabuğu çatlamış. Diğerlerinden daha gri ve farklı olan ördek yavrusunun küçük kafası görünmüş. Anne ördek yeni doğan yavruya bakarak şefkatle; “Umarım değişir.” demiş. Günler geçiyormuş ama ördek yavrusunun rengi hala griymiş. Kümesin bütün hayvanları onunla alay ediyorlar, ona “çirkin ördek yavrusu” diye sesleniyorlarmış. Zavallı yavru o kadar mutsuzmuş ki sonunda uzaklara gitmeye karar vermiş. Gün boyunca yürümüş, gece olunca ise çok yorulmuş ve mola vermiş. Hem acıkmış, hem de çok korkmuş. Ama yapabileceği hiç bir şey olmadığından derin bir uykuya dalmış. Ertesi sabah su sesleriyle gözlerini açmış. Geceyi yaban ördeklerinin çılgınca eğlendiği küçük bir göl kıyısında geçirdiğini anlamış. Bu gürültücü arkadaşlarına kendini tanıtmaya hazırlanıyormuş. Birden bir tüfek sesi ile irkilmiş. Hemen oradan uzaklaşmış. Çok geçmeden kendisini bir çiftlikte bulmuş. Çiftliğin sahibi yaşlı kadın onu doyurmuş. Küçük ördekçik ateşin başında uyuyakalmış. Ama daha sonra bir göl bulabilme umuduyla oradan da uzaklaşmış.
Günlerce bir göl bulabilmek için rasgele yoluna devam etmiş. Sonunda bir göl kıyısına ulaşmış. Bu arada yalnız başına yaşamayı da öğreniyormuş. Gün geçtikçe de görüntüsü değişiyormuş. Geçen kuğuları gördükçe onların asil duruşları ve güzel görünüşlerinden dolayı iç çekiyormuş.
ilkbaharda bir kuğu sürüsü gölün kıyısına yuva yapmaya gelmiş. Çirkin ördek yavrusuyla tanışmak için ona yaklaşmışlar. Fakat bizim ördekçik kendisini bu zarif kuşlarla arkadaşlık etmek için çok çirkin ve kaba buluyormuş. Birden bire sudaki yansımasını görmüş ve gördükleri karşısında şaşıp kalmış. Çirkin ördek yavrusu zaman içinde güzel bir kuğuya dönüşmüş olduğunu fark etmiş. Kuğu sürüsüne katılmış ve ömür boyu mutlu olmuş.