-
13.
0Devam etmek istiyorum ama okuyan yok sanırsam. illa okunmak için cinsel içerikli hikâye mi yazmak lazım.
-
12.
0Yatakta yarım saat civarı kadar derin hayallere daldım. Onu düşünmek dahi beni mutlu ediyordu. Bu sefer onunla konuşmalıyım diyerek yataktan fırladım. Saat sabahın yedisiydi. Pazar günü olduğu için daha bizimkiler kalkmamıştı. Alelacele üstümü giyip evden çıktım ve parka doğru yol aldım.
Yollardan geçerken eskiden bana monoton gelen bu sokaklar, sanki daha önce üstünden hiç geçmemişim gibi bir his uyandırdı. Mutluluğa ulaşmamın en kestirme adresine doğru koşarak ilerliyordum. Sokaklarda hemen hemen hiç insan yoktu. Bu yüzden üzerinde beni ve duygularımı taşıyan bu arka sokaklar; mutluluğumu benimle paylaşıyor, sevincime ortak oluyordu.
Parka vardığımda yanlızca biri hariç bütün banklar boştu. Koca parkta bir ben bir de oldukça eskimiş parkasından yorgan, altına da kartondan yatak yapan büyük olasılıkla evsiz ihtiyar bir amca vardı. Uyanmıştı ve sanki beni bekliyormuş gibi gözlerime bakıyordu. Ben ise mutluluğun penceresini tam karşıdan gören, her şeyin başladığı o banka yaslandım. Gözlerimi bir an olsun camdan ayıramıyor, hayallerimi süsleyen melek yüzlü kızı görmek için sabırsızlanıyordum. Tam o sırada hiç beklemediğim bir ses benimle konuşmaya başladı:
-Onu bekliyorsun değil mi?
Bozuntuya vermeden cevapladım:
-Kimi? Yani kimden bahsediyorsunuz?
ihtiyar gülümsedi:
-Kimden bahsettiğimi ikimizde biliyoruz.
Dedi. Nasıl bilebilir diye düşünürken anlamamazlıktan gelerek:
-Dediklerinizden hiç bir şey anlamıyorum. Buraya sadece bunaldığım için soluklanmak adına geldim. Bahsettiğiniz kişiyi tanımıyorum.
Dedim. işte bu sözlerden sonra ihtiyar beni pes ettirecek o kelimeleri dudaklarında bir bir sıraladı.
-Gece boyunca onun için yataklarda kıvrandığın, odanın içinde turladığın, Çok sevdiğin karanlık geceleri dahi unutup güneşin doğuşunu sabırsızlıkla beklediğin ve seni sabahın bu saatinde buraya getiren kişiden bahsediyorum. Onu tanımamış olamazsın herhalde.
Ben donakalmış bir halde ihtiyara odaklandım ve ona sorular sormaya başladım:
-Siz de kimsiniz? Nereden biliyorsunuz bu kadar şeyi?
ihtiyarın suratında bir tebessüm filizlendi. Kir tutmuş sakalının ardından konuşmaya başladı:
-Ben senin kader ortağınım evlat, kader ortağın... -
11.
0-Merhaba ben Hande. Tanışabilir miyiz?
diye yaklaştı bankın yanına. Onu yakından görünce donakaldım. Uzaktan gördüğümden kat kat daha güzeldi. Gözlerine baktım sadece. Yemyeşil, Bursa Yeşili gözlerine... Odaklandım ve dudaklarımda tebessüm doğdu.
-Konuşabiliyor musun sen?
diyerek gülümsedi. Ben ise ani bir silkinme ile kendime geldim.
-Ben de Onur. Sen buralara yeni taşındın galiba. Daha önce seni hiç görmedim de.
-Evet. Babamın vefat etmesi üzerine buraya taşındık. Haliyle buraları pek bilmiyorum. Hiç arkadaşım da yok. Seninle birlikte takılırsak hem sen beni gezdirirsin hem de birbirimizin yalnızlığına çare oluruz. Gördüğüm kadarıyla pek arkadaşın yok.
-Ben biraz insanlara mesafeliyim. Ama sana karşı hiçbir engelim yok.
dedim ve gülümsedim.
Uzun süre gözlerine baktım. Hiç konuşmadan. Dokunmak, onu hissetmek istedim. Fakat elimi dahi süremeden gözlerimi bu mükemmel rüyadan kabusa açtım. -
10.
+1Gece boyunca yatakta kıvranıp durdum. Bir sağa bir sola döndüm. Yetmedi, kalkıp odada volta attım. Ne yaptıysam o gülümsemeyi bir türlü unutamıyordum. Bir melekti sanki. Görüntüsü diğer kızlardan farklıydı. Boya küpüne dönüp de güzelim diye takılan hem cinslerinin aksine doğuştan gelen bir güzelliğe sahipti. Adeta hayallerimden fırlamışçasına güzeldi. Ondan başka hiçbir şeyi umursamayacak kadar...
-
9.
+1rezervetur
-
8.
0Devam edeyim mi beyler? Ses verin bir!
-
7.
0Eve gelince karşımda babamı buldum. Aslında bu tür durumlara çok kızmazdı. Fakat haddinden fazlaca geçikmiştim.
-Saatin kaç olduğundan haberin var mı senin?
Cevap vermeden doğruca odama girdim. Arkamdan kendisi gelmese de sesleri beni takip etti. Olsun, ne derse desin, bugünkü mutluluğumu kimse bozamazdı. -
6.
0Saatin geç olduğunu farkedince eve doğru yol aldım. Park evin bir kaç sokak aşağısında kalıyordu. Sokakta yürürken insanlar beni daha önce bu kadar mutlu görmedikleri için delirmişim gibi bakıyorlardı. Aslında haksız da sayılmazlardı. Bu güzelliğin karşısında delirmemek elde değildi.
-
5.
0Devam edeyim mi beyler?
-
4.
0Evdekilerle getirdiğim karne sebebiyle ters düşmüştük. Evin tek çocuğuydum. Annem ve babamla yaşıyorduk. Lise sona zar zor geçmiştim. Üniversite sınavı vardı önümde fakat ben çok da önemsemiyordum. Bu kirli sokakları terk edip gidemezdim. Nedenini bilmiyordum fakat beni burada tutan bir şey vardı. Ta ki o gün parkta otururken onu görene kadar. Parkın karşısındaki tek katlı bir gecekondunun ahşap penceresinden bana bakıyordu. Sapsarı uzun saçları, renkli gözleri ile beni benden almıştı. Ona karşı heykel kesilmişken bana bakarak gülücük attı. Dudaklarımda bir anda tebessüm belirdi. Hayatımda hiç bu kadar içten bir gülümseme görmemiştim. O kadar etkilenmiştim ki boş pencereye saatler boyunca gülerek hatta zaman zaman kahkaha atarak bakakaldım. Sanırım aşık olmuştum. Avuç içlerim terliyordu. Hani çikolata yersiniz de mutlu olursunuz ya, aynı öyle bir duyguya büründüm.
-
3.
0Devam etmemi isteyen panpalarım kendini belli ederse boşa yazmadığımı anlarım. Gerçekten güzel bir hikâye.
-
2.
+1Arka sokaklar demiştim. Kendimi tanıdığım arka sokaklar... Haziran ayının ortasında, okulların yeni kapandığı bir gün mahallenin terk edilmiş parkında oturuyordum. Aslında tam olarak boşaltılmamıştı. Mahallenin serseri ve tehlikeli gençlerinin buluşma noktası olduğu için diğer insanların pek ziyaret ettiği bir mekan değildi. Benim ise burayı tercih etmemdeki neden sessiz ve sakin oluşuydu. Burada takılan insanlar beni tanıdığı için bana zarar vermezlerdi. Fakat çok da samimi değildik. Selam verip geçerdim. içlerinden birkaçı hariç özünde iyi insanlardı. Özellikle Kadir Ağabey... Onun nasıl bu tür işlere bulaştığını hala anlamış değilim. Uyuşturucu satıcısıydı ve girmediği mekan yoktu. Neredeyse bütün mahallelerde adamı vardı. Kendisinin kullanıp kullanmadığı konusunda çekinceliydim. Çünkü daha önce onu hiç içerken görmemiştim.
-
1.
+3 -1Bursa'nın kenar mahallelerinden birinde geçti çoçukluğum. Aslında bu varoşluk, bütün bu zorluklar, hayat boyunca bana ilham kaynağı oldu. Burada çeşitli insanları tanıdım. Onların yaşantılarını gözlemledim. Farklı kültürden insanların bir arada nasıl sorunsuzca yaşadıklarının bir göstergesiydi burası. Arada bir tartışmalar, kavgalar çıksa da iyi gün dostluğundan çok, kötü zamanlarda sırt sırta verebilen insanların yaşadığı, komşuluk ilişkilerinin geliştiği bu mahallede büyüdüm. Karanlık sokakları, bana yanlızlığın ne demek olduğunu anlatıyordu. Pek arkadaşım yoktu zaten. Bu yüzden kendimi arka sokaklara adamıştım. Burada onlarca bedenin yok oluşuna şahit oldum. Çektiği sıkıntılardan, hissettiği acılardan dolayı kendini zehirleyen insanları tanıdım. Pgibolojik baskılardan kaçıp topluma ayak uyduramadığı için yaşdıbına son veren günahkarları gördüm. Fakat hiçbirinin hikâyesi benimki kadar hüzünlü bitmemişti.
başlık yok! burası bom boş!