çeçenistan

@46 anası gibişmiş huur evladı şu yazıyı oku öyle gel, başını ferre arasından çıkar da adam akıllı şeyler oku

Rus usulü referandum...

Rus sosyalemperyalizminin 1990'lı yılların başında dağılması sonrasında "bağımsızlığını" ilan eden ülkelerden biri de Çeçenistan'dı.
Rus emperyalizmi Çeçenistan'ın bağımsızlığına izin vermeyeceğini açtığı savaşla gösterdi. 1996-1998 döneminde "barışçıl" bir süreç yaşansa da sıcak savaş yeniden başladı ve değişik biçimlerde bugüne kadar geldi.
Özellikle 11 Eylül 2001 sonrası dönemde iyice unutturulmaya çalışılan Çeçenistan'daki savaşın varlığı, 2002 yılı Ekim ayında islamcı, gerici Çeçen eylemcilerinin Moskova'da bir tiyatro binasını işgaliyle ve bu işgalde Rus devletinin 169 kişiyi katletmesiyle yeniden hatırlandı.
Emperyalist güçlerin "terörizme karşı mücadele" adına birbirlerine verdiği destek kuşkusuz kendi aralarındaki çelişkileri ortadan kaldırmıyor. Özellikle batılı emperyalist güçler, Rus emperyalizmine verdikleri desteğin yanısıra işlerine geldiğinde Rus emperyalizmine karşı kullanmak için "insan haklarını" arasıra hatırlar gibi görünüyorlar.
insan haklarına sahip çıktıklarını göstermenin araçlarından biri de Çeçenistan'da durumu doğrudan takip etmek için gönderilen kontrolcülerdir. Bu da Avrupa Güvenlik ve işbirliği Örgütü'nün (OSZE) misyonerleri, delegasyonu olarak pratiğe geçiriliyor.
Bu delegasyon 16 Aralık 1998'de çıkan çatışmalar nedeniyle Çeçenistan'dan tahliye edilerek Moskova'ya aktarıldı. 15 Haziran 2001'de delegasyon yeniden Çeçenistan'a döndü. Sözkonusu delegasyonun çalışma süresi 31 Aralık 2002'de sona erdi ve Kremlin bu süreyi uzatmama tavrını takındı.
Avrupa Güvenlik ve işbirliği Örgütü ile Moskova arasında bu delegasyonun çalışma süresinin uzatılması için pazarlıklar sürüyor... Kremlin şimdilik taviz vermeme yanlısı, katı tutumunu sürdürüyor.
Bu tutumun arkasında yatan esas nedenlerden biri, Mart ayında Çeçenistan'da yapılması planlanan referandumdur. Moskova / Kremlin şefleri, kendilerine yapılacak referandumun meşru sayılması için bir delegasyonun olmasının daha iyi olacağı önerisi yapılsa da, referandumda "yabancı" kontrolcü istemiyor... Ne olur ne olmaz!
Avrupa Güvenlik ve işbirliği Örgütü ile Kremlin arasında delegasyon üzerine pazarlıklar sürerken, Kremlin Çeçenistan'da Rus usulü bir referanduma hazırlanıyor.
Mart ayında yapılması planlanan referandumun esas amacı, Çeçenistan'ın Rusya'nın sınırları içinde kalmasını sağlayacak Anayasa'nın onaylanmasıdır. Ayrıca sonbaharda yapılmak istenen başkanlık seçiminin de temeli atılmak isteniyor. Yani eğer Çeçenistan'ın Rusya sınırları içinde kalması onaylanırsa, sonbaharda Çeçenistan'ın yöneticisi belirlenecek...
Ya referandumun sonucu bu olmazsa ne olur? diye sormayın! Rus usulü referandumda böyle şey olmaz!
Herşeyden önce vurgulanması gereken nokta, Rusya'ya karşı olanların büyük bölümünün Çeçenistan'dan sürgün edildiği gerçeğidir. Önemli bir bölümü de savaştan kaçmak zorunda kalmıştır. 10 yıl önce nüfusu 1 milyon olan Çeçenistan'da bugün 250 bin insan yaşadığı söylenmektedir. Bu 250 bin insanın önemli bir bölümü seçme yaşının altındadır.
Bu durum referandumun sonucunu belirlemez diye itirazda bulunabilirsiniz. Haklısınız da! Nüfus oranı ne kadar olursa olsun, oy verenlerin çoğunluğu evet ya da hayır derse, sonuç da ona göre belirlenir. Ama bu, "normal" koşullarda böyledir.
Referandumda sadece Çeçenler oy kullanmayacaktır! Aynı zamanda Rus emperyalizminin Çeçenlere karşı yürüttüğü savaşta, geçici olarak Çeçenistan'da bulunan 80.000 Rus askeri de, referandumda Anayasa'ya oy verecek...
Seçimlerin bu Rus askerinin denetiminde olacağı da bilindiğinde, böylesi bir durumda referandumun sonucunun ne olacağı baştan bellidir. Rus emperyalizmi Çeçenistan işgalini kılıfına uydurmaya çalışıyor.
işgali kılıfına uydursa da uydurmasa da Çeçenistan'ın bağımsızlık sorunu, Çeçenlerin ulusal baskı altında kalma olgusu varlığını sürdürecektir.
Çeçen halkının gerçek kurtuluşu, ancak ve ancak Rus emperyalizmine karşı, devrimci, komünist bir önderlik altında verilecek bir mücadeleyle sağlanabilir.
Rus emperyalizminin yeni çarlarının tarihin çöplüğüne atılacağı günler, yeni Ekimler mutlaka gelecektir!