-
1.
+9 -2PART 2
Odama girince kapıyı kilitledim ve Fidan'ın dudaklarına yapıştım. Birbirimizin dudaklarını kemirircesine öpüşüyorduk. Bir elimi beline dolamıştım, diğer elim kot pantolonunun üzerinden o biçimli zütünü avuçlayıp, yoğuruyordu. Biraz daha öpüşüp, Fidan'ı yavaşça yatağıma uzattım ve pantolonun düğmesini açıp, fermuarını indirdim, pantolonunu dizlerine kadar sıyırdım. Fidan korku ve telaşla, "Ne yapacaksın? Ben bakireyim!" dedi. "Birşey yapmayacağım, dıbını biraz öpüp koklayacağım!" dedim ve yüzümü külodunun üzerinden dıbına yapıştırdım. Terlemiş am kokusunu içime çektim. Külodun üzerinden öptüm biraz dıbını. Yalamak istiyordum, ama külodu engel oluyordu.
Tüm itirazına rağmen külodunu da indirdim aşağıya. Amı hafif kıllıydı. Islak dilimi küçücük pembe am dudaklarına değdirdiğimde irkildi. dıbını yalamaya başladığımda, Fidan gözlerini kapamış, dudaklarını ısrarak, kafasını sağa sola savuruyordu. Evet hiç şüphesiz, bizim bakire hala kızının amı ilk defa yalanıyordu. Ben de dıbını deli gibi yalıyordum. Dilimi dıbının deliğine sokup çıkarıyordum, am dudaklarını dudaklarımın arasına hapsedip sündürüyordum, klitorisini dilliyordum. Ağzıma dıbının zevk sıvısı gelmeye başlamıştı bile. Klitorisini parmağımla uyarıp, aynı zamanda da dıbını yalamayı hızlandırdım. Fidan kasılmaya başlamıştı. Ellerini şimdi saçlarıma geçirmiş, kafamı dıbına bastırıyor ve kısık sesle inliyordu. Az sonra kasılması titremeye dönüştü ve sarsıla sarsıla orgazm oldu, boşaldı. dıbının suları, ağzıma yüzüme bulaşmıştı.
Yalamayı bırakıp sakinleşmesini bekledim. Birkaç saniye sonra beni yukarı çekerek dudaklarımı öpmeye başladı. Fidan boşalmıştı, ama benim durumum berbattı. Yarağım öyle bir zonkluyordu ki, böyle giderse küloduma boşalacaktım. Dudaklarımı dudaklarından kurtarıp ayağa kalktım. Fidan'in meraklı bakışları eşliğinde bir çırpıda pantolonumu ve boxerımı indirdim dizime kadar. Fidan yine telaşlandı, "Ne yapacaksın?" diyerek hemen külodunu çekti yukarı, dıbını kapadı. "Korkma, kızlığına bir zarar vermeyeceģim, arkanı dön! dedim -
2.
+8Beyler hikaye uzun diyip durmayın aq wordden atıyorum şu an şu haliyle bile 100 parttan çok tutar amk
-
3.
+12Büyümüş gözlerle, "Arkadan mı yapacaksın?" diye sordu busefer, yine telaşla. "Sen dön arkanı, birşey yapmayacağım, zütüne sürteceğim sadece!" diyerek bunu zorla yüzüstü dönderdim.
Sonra da belinden tutup yatağın kenarına kadar çektim. Domalmış gibi yüzüstü yatıyordu şimdi, ayakları yere değiyordu. Pantolonu halen dizlerindeydi. Külodunun arkasını sıyrıdım aşağı, bembeyaz züt yanaklarını serbest kaldı. Yarağımı züt yanaklarının arasına yerleştirip, üzerine uzandım. gibiyormuşum gibi, züt yanakları arasında yukarı aşağı kayıyordum. Amacım sürtünerek boşalmaktı. Ama son anda fikir değiştirip doğruldum, yarağımın başını züt deliğine denk getirip biraz yüklendim. Bastırıyordum, fakat giremiyordum daracık zütüne. Girmeyim diye kendisini kasıyordu. Azıcık girer gibi olunca da çırpınmaya başlıyordu. Elimi uzatıp ağzını kapadım ve olanca gücümle yüklendim zütüne. Şimdi olmuştu. Ama yarağım zütüne girince, Fidan duyduğu acıdan elimi ısırdı.
Elimi ısırsada, çırpınsada, artık geri dönüş yoktu. Yarağım zütüne girmişken gibmeden bırakmayacaktım Fidan'ın zütünü. Tüm çırpınışlarına rağmen zütünde gidip gelmeye başladım. Elimi ağzından çekmeden. Elimi çeksem, biliyordum kesin bağıracaktı. Daracık zütü sımsıcaktı, yarağımı mengene gibi kıstırıyordu. zütüne sokup çıkarırken yarağım da acıyordu, yüzlerce iğne batırılmış gibi. Buna rağmen birkaç kez çok seri şekilde pompaladım ve fazla dayanamadım, zütünün içine boşaldım, oluk oluk. Müthiş rahatlamıştım boşalınca. Elim halen ağzını kapatıyordu, bağırmasın diye.
Elimi tekrar ısırınca, elimi çektim ağzından. Hemen bağırmaya başladı, "Hani birşey yapmayacaktın! Kalk üstümden!" diye. Anında ağzını tekrar kapadım elimle ve "Tamam, kalkıyorum, bağırma!" dedim. Yarağımı zütünden çıkarırken de acı duyacaktı büyük bir olasılıkla. Ağzını sımsıkı tutarak yarağımı çektim çıkardım zütünden. Ağzı kapalı olduğu için anlaşılmaz sesler çıkarıyordu. Eğildim, yanağına bir öpücük kondurdum ve "Seni seviyorum!" dedim. -
4.
+5O sırada Zeynep kapının kolunu birkaç kere yokladı, kilitli olduğunu anlayınca da kapıya sertçe vurmaya başladı. Zeynep kapıyı açmak için zorlarken, biryandan da, "Açın kapıyı! Napıyorsunuz içerde? Fidan, iyimisin? Harun aç kapıyı!" diye bağırıyordu...
-
5.
+7"Bir saniye Zeynep, açıyorum!" dedim. Fidan da aniden çırpınmayı bırakmıştı, elimi çektim ağzından. Aceleyle pantolonlarımızı çektik ve üstümüzü başımızı düzelttik. Kapıyı açtım. Zeynep sinirli bir şekilde daldı içeriye. Bir Fidan'a, bir bana bakarak, "Ne yapıyordunuz? Kapıyı neden kilitlediniz? Kıza ne yaptın Harun? iyimisin Fidan? Birşey yapmadı ya?" diye bağırarak soruları yağdırıyordu. Sanki beni dövecek gibi kızgındı. "Zeynep sakin ol, birşey yapmadık, konuşuyorduk sadece!" dedim. Fidan da beni destekledi, "Valla bişey yapmadık abla!" diyerek. Ama Zeynep inanmamış gibiydi, "Kapıyı niye kilitlediniz ozaman? Anlamadım mı sanıyorsunuz ne halt yediğinizi! Kızım bak aklını başına topla, sonra benim durumuma düşersin!" dedi. Zeynep bunları derken gözleri dolmuştu, nerdeyse ağladı ağlayacaktı, sinirden eli ayağı titriyordu, yüzü kıpkırmızı olmuştu.
-
6.
+8Zeynebe, "Sakin ol, birşey yapmadık diyorum! Sen otur şöyle, sakin ol, ben sana bir sigara getireyim, kendine gel!" dedim ve Zeynebi yatağa oturttum, odadan çıktım. Sigara salondaydı. Fakat ben odadan çıkınca, Zeynep Fidan'a, "Doğru söyle, gibti mi seni? Bozdu mu kızlığını? indir donunu, bakacam, kan var mı!" dedi. Bunu duyunca ben koridorda zınk diye kaldım. Doğrusu Zeynebin bu işi bukadar dallandırıp budaklandıracağını hiç beklemiyordum. Fidan da halen, "Abla valla bişey yapmadık!" diyordu. Ne olacağını merak etmiştim, hemen salondan sigarayı ve kültablasını alıp, döndüm odama. Zeynep zorla Fidan'ın kot pantolonunu çözmeye çalışıyor, Fidan da, "Yaa abla, valla gibmedi diyorum, neden inanmıyorsun!" diyerek, Zeynebi engelliyordu.
-
7.
+9Zeynebe bağırdım hemen, "Kızım, delirdin mi! Napıyorsun, bırak kızı!" diyerek. Zeynep de bana bağırdı, "Sen karışma, küloduna bakacam, kan var mı diye!" dedi. Bir an düşündüm, Fidan'ı amından gibmedim ki, küloduna baksa da birşey çıkmayacaktı nasıl olsa. Fidan'a göz kırparak, "Tamam Fidan, bırak baksın da ikna olsun!" dedim. Yine de Fidan pantolonunu indirmemekte ısrar ediyordu. Zeynep, Fidan'ın bana baktığını farkedince, "Sen çık odadan, ben bakarım!" dedi. "Tamam!" dedim çıktım odadan, ama kapının hemen yanına dikildim. Zeynebin Fidan'ın küloduna bakacağı düşüncesi, nedense yarağımın anında sertleşmesine sebep olmuştu.
-
8.
+9Kapının direğinden kafamı uzattığımda, Zeynep Fidan'ı önünde ayağa dikmiş, pantolonunun düğmesini çözüyordu. Fakat çözüp, pantolonu dizine indirdiğine, Fidan'a, "gibmedi de, bu kan ne?" diye bağırınca, ben şok olmuştum. Fidan da şok olmuştu ki, "Ne kanı? Olamaz, hani, bakayım!" diyerek külodunu indirdi. Ozaman ben de gördüm, Fidan'ın beyaz külodunun ağ kısmında harbiden kan vardı. Bunun tek mantıklı açıklaması vardı, ya Fidan adet görmeye başladı, yada zütü kanamıştı ve bunu ikimiz de farketmemiştik. Fakat şu kesindi, dıbını gibmediğim için, kızlığını bozmuş olamazdım. Kızlık kanı değildi bu kesinlikle.
Zeynep Fidan'a bağırmaya devam ediyor, "Biliyordum gibiştiğinizi! Ne olacak şimdi? Düştün mü benim durumuma! Şimdi seni kim alır bu halinle? Harun hayatta evlenmez seninle! Sen de benim gibi gider, babam yaşındaki bir adama kakalarsın kendini!" diyordu. Bir an kararsız kaldım, ne yapacağımı bilemedim. Tam, içeri gireyim, bunun adet kanı olabileceğini söyleyim diye düşündüm ki, Fidan benden önce davranıp, "Abla valla düşündüğün gibi değil, arkadan yaptı sadece. Amıma ellemedi bile! iki gözüm önüme aksın ki doğru söylüyorum!" dedi. Zeynep ise kızın üstüne üstüne gitmeye devam ediyordu, "Emin misin bundan? Bu kan neyin nesi ozaman?" diyordu. -
9.
+8 -1Ben fazla dayanamadım, daldım içeriye, "Kızın zütü yırtılmış ve kanamıştır!" dedim. Ben içeriye girince Fidan külodunu çekmişti hemen yukarıya. Zeynep halen ısrar ediyordu, "Dön kız arkanı, bakacam zütüne!" dedi. Fidan utana sıkıla döndü arkasını Zeynebe. Zeynep Fidan'ın külodunu indirdi ve "Eğil biraz!" dedi. Fidan öne doğru eğildi biraz. Zeynep de iki eliyle Fidan'ın zütünün yanaklarını ayırdı, züt deliğini inceliyordu. O manzara karşısında benim yarak kazık gibi oldu tabii. Zeynep Doktor edasıyla Fidan'ın züt deliğini biraz inceledikten sonra, bilgiç bir tavırla, "Hmmm! Tamam, büzüğün yırtılmış! Ama korkulacak birşey yok, kendi kendine iyileşir!" dedi. Sonra kendi eliyle Fidan'ın külodunu yukarı çekti. Fidan da doğruldu ve kot pantolonunu çekti yukarı, düğmesini ilikledi.
Ben de Zeynebe, alaycı bir gülümsemeyle, "Göreceğini gördün mü Doktor hanım? Kız bakiremiymiş?" dedim. Zeynep sinirle ayağa kalkarak karşıma dikildi, "Sen sus, konuşma! Ulan madem okadar azgınsın, köyde gibilecek okadar karı kız var, hepsi de yarak diye geberiyor, bir kaş göz etsen altına dünden yatacaklar, git onları sıraya düz, gib hepsini de! Ama Fidan'dan ne istiyorsun salak? Hem sen dur bakalım, bu yaptığınızı teyzeme ve dayıma söylediğimde, böyle sırıtmaya devam edecekmisin, göreceğiz!" dedi. -
10.
+10Fidan korkmuştu, ağlamaya başladı, "Abla, söyleme ne olur!" diye yalvarıyordu. Doğrusu ben de acaip tırsmıştım, babam bu yaptığımı duysa kalp krizi geçirirdi kesin. Buna izin veremezdim, ses tonumu yükseltip, "Saçmalama Zeynep! Kimseye birşey söylemeyeceksin! Ya değilse... " dedim tehditkar bir şekilde. Zeynep diklenerek, "Evet, ya değilse ne yaparsın?" dedi. işin tuhaf tarafı, yarım bıraktığım cümlenin gerisini nasıl tamamlayacağımı ben de bilmiyordum, çaresizlikten yarım çıkmıştı ağzımdan. Ve Zeynep yememişti Blöfümü, pis pis sırıtarak, "Ben gidiyorum, şimdi söyleyecem, görürsün sen birazdan!" dedi ve kapıya yöneldi.
Tepem attı birden, "Nereye gidiyorsun dıbına koduğumun huursu!" diye bağırıp, Zeynebi kolundan tuttuğum gibi yatağa fırlattım. Bu sefer şok olma sırası Zeynep de idi, bunu yapacağımı beklemiyordu. Kalkmasına fırsat vermeden sırtüstü yatırıp üstüne çıktım, ellerini tuttum ve bacaklarının üstüne, kasıklarına yakın oturdum. Fidan'a da, "Kes ağlamayı da, git salondan telefonumu getir, çabuk!" diye bağırdım. Fidan robot gibi salona koştu. Zeynep ise telaşla, "Bırak beni! Ne yapacaksın? Kalk üstümden!" diyerek altımda debeleniyordu. "Ne mi yapacam? gibecem tabii ki! dıbına koyacam senin huur! ilk önce seni gibmem lazımdı! Sen de köyün diğer amcıkları gibi yarak için geberiyorsun!" dedim ve eğildim, boyunu, boğazını, öpüp yalamaya başladım. Zeynebin debelenmeleri nafile idi. -
11.
+13Beyler okuyan varsa kendini belli etsin sabaha kadar kesintisiz 10 posta garanti fazlası sizin bünyenize kalmış
-
12.
+14Fidan telefonumla gelince, surat ifadesinden, telefonu ne için istediğimi anlamadığını sezdim. "Resim çekmesini biliyormusun?" dedim. "Biliyorum da, nerden açılıyor bu?" dedi. Tarif ettim, açtı, buldu fotoğraf çeken tuşu, "Tamam!" dedi. "iyi, geç şimdi şuraya, resimlerimizi çek! Yakından, uzaktan, değişik değişik açılardan, bol bol çek!" dedim. Fidan geçti, resim çekmeye başladı. Ben de Zeynebin boynundan aşağı, göğüs çatalına doğru öpüp yalamaya başladım. Debelenirken gömleğinin birkaç düğmesi patlamıştı. Gömleğini, en yukardan bir düğme, birkaç düğme de alttan tutuyordu. Zaten debelenmeseydi bile, o kafam gibi göğüsleri bütün düğmeleri patlatacak gibi duruyordu.
En yukardaki düğmeyi de ben dişlerimle koparınca, o sütyene sığmayan koca göğüsleri daha bir ortaya çıktı. Göğüslerinin sütyenden taşan kısımlarını öpüp yalıyordum. Zeynep de bundan zevk alıyordu ki, debelenmesi biraz azalmıştı. Ama yine de, "Yapma, kalk üstümden!" diye bağırıyordu. Ellerini tuttuğum için ellerimle başka birşey yapamıyordum, Fidan'a söyledim, Zeynebin sütyenini aşağı sıyırmasını. Sıyırınca göğüsleri serbest kaldı. Göğüsuçları sertleşmişti, evet, istemiyormuş gibi davransa da, bu Zeynebin de hoşuna gidiyordu. Göğüsuçlarını yalayıp emmeye başladığımda Zeynebin ses tonu değişti, "Yapma!" derken artık sertlik kalmamıştı. Bağırmıyordu, sadece normal konuşur gibi, "Yapma!" diyordu. Fidan resim çekmeye devam ediyordu. Yarağım da pantolonumun içinde kasıklarımı ağrıtacak kadar şişmişti. -
13.
+6 -1Fidan'a, "Gel buraya, kemerimi çöz, pantolonumun düğmesini aç, fermuarımı indir, yarağımı çıkar!" dedim. Fidan hemen telefonu kenara bıraktı, geldi, dediklerimi yaptı. Yarağım serbest kalınca bir nebze rahatlamıştım. Fidan'a resim çekmeye devam etmesini söyledim. Zeynep ise yarağımı görünce bakışlarını pür dikkat yarağıma dikmişti. Artık debelenmeyi de, konuşmayı da bırakmıştı. Ama ben yine de ellerini bırakmıyordum. Ben Zeynebin bacaklarında, kasıklarına yakın oturuyordum. Biraz aşağı, dizlerine doğru kaydım. Fidan'a, Zeynebin şalvarını ve külodunu aşağı sıyırmasını, sonra da resim çekmeye devam etmesini söyledim. Fidan şalvarı ve külodu aşağı sıyırırken, Zeynep sadece yutkunuyordu, heyecanlandığı belli oluyordu.
"Bak Zeynep, ben seni gibmeden bırakmayacağım! Ama zorla, ama seve seve! Sen bu yarağı yiyeceksin, hiç kaçarın yok! Karar senin, güzellikle olsun diyorsan, ellerini bırakacağım!" dedim. Zeynep sanki bunu dememi bekliyormuş gibi, "Tamam, bırak ellerimi!" dedi. Temkinli bir şekilde bıraktım ellerini, aksi bir hareket yaparsa hemen yeniden tutacaktım. Ama sadece biraz doğrulup, ağrıyan bileklerini ovuşturdu. Ben de o arada gömleğinin kalan son iki düğmesini çözdüm, "Çıkar gömleğini ve sütyenini!" dedim. ikiletmeden çıkardı ikisini de. Şimdi üst kısmı tamamen çıplak, aşağıda da şalvarı ve külodu bacaklarına kadar sıyrıktı. -
14.
+7Kalktım üzerinden, şalvarını küloduyla birlikte çekip çıkardım ayağından, odanın bir köşesine fırlattım. Sonra da kendi pantolonumu ve boxerimi çıkardım. Fidan'ın elinden telefonumu aldım ve Zeynebin çırılçıplak resimlerini çektim. Her nekadar Zeynep bir eliyle göğüslerini, diğer eliyle de dıbını kapatmaya çalışsa da, dıbının ve göğüslerinin göründüğü birkaç resmini çekmiştim. Sonra aklıma bir başka düşünce geldi, "Fidan, sen de geç Zeynebin yanına!" dedim. Fidan suratıma bön bön bakıp, "Niye ki?" diye sordu. "Sen geç, anlatırım sonra!" dedim. Aslında anlatacak birşeyim yoktu, istediğimi yapması için demiştim bunu. Fidan geçti, Zeynebin yanına oturdu. Bir giyinik, diğeri çırılçıplaktı. Birkaç resim de öyle çektim.
Sonra Fidan'a soyunmasını söyledim. Ama Fidan, "Yaa, ben niye soyunuyorum ki?" dedi. Sinirlenmiştim, "dıbına koydurtma şimdi, hadi soyun! Bir bildiğimiz var herhalde!" dedim. Bir bildiğim falan yoktu, ikisini de çıplak görmek ve resimlerini çekmek için içimde dayanılmaz bir arzu vardı sadece. Fidan gönülsüz gönülsüz soyunurken, ben ikisini aynı karelerde görüntülemeye devam ediyordum. Fidan soyunma işini ağırdan alınca, ben bu sefer Zeynebe sertçe bağırdım, "Yardım etsene kızın soyunmasına, ne duruyorsun!" diye. Zeynep de, "Tamam, tamam, bağırma!" diyerek soyunmasına yardım etti. Az sonra Fidan da Zeynep gibi çırılçıplaktı. Her aşamada resim çekiyordum. -
15.
+7 -1Komutlar veriyordum resim çekerken, "Fidan, sen elini Zeynebin göğüslerine koy, Zeynep sen de elini Fidan'ın dıbına at! Birbirinize bakın, dudaklarınızı yaklaştırın!" diye. Fidan biraz ürkekçe yapıyordu dediklerimi. Ama Zeynep hemen havaya girmişti, sanki stüdyoda poz veriyormuşçasına, ciddi ciddi poz veriyordu. Üstelik bundan da zevk alıyordu...
Aslında istediğim şey başkaydı. Onları birbirilerinin dıbını yalarken görmek ve resimlerini çekmek isterdim. Ama, buna tepkileri çok kötü olabilir ve bir çuval incir'i berbat edebilirim diye düşündüm. Onun için (şimdilik) sınırları daha fazla zorlamak istemedim. Şimdi sıra en önemli şeye gelmişti, Zeynebi gibmeye! Zaten yarağım müthiş zonklamaya başlamıştı. Fidan'a kalkıp yanıma gelmesini söyledim. Fidan yanıma gelince, onu motive etmek için dudaklarından öptüm ve kulağına da, "Bunu senin için yapıyorum aşkım! Seni seviyorum! Hadi bakalım, bol bol resim çek şimdi!" diye fısıldadım, verdim telefonu eline. Oysa, daha çok kendi zevkim için gibecektim Zeynebi. -
16.
+6Yatağa gidip, Zeynebi sırtüstü yatırdım, bacaklarını ayırdım, arasına uzandım ve dudaklarından öpmeye başladım. Hemen karşılık verdi huur. Çok ateşli öpüşüyordu. Dudaklarından göğüslerine indim. O kafam gibi göğüslerini avuçlarımın arasında yoğura yoğura okşarken, sivrilmiş uçlarını sırayla emiyordum. Zeynep ufaktan inlemeye başlamıştı. dıbına inip, dıbını yalamaya başladığımda, Zeynep birden irkildi, telaşla hafif doğruldu ve "Ne yapıyorsun?" diye sordu. Şaşırmıştım. Demek ki Zeynebin amı da hiç yalanmamıştı. Cevap vermedim, sadece yalamaya devam ettim. Zeynebin inlemeleri artmıştı. Zevkten kıvranıyordu resmen. Çok geçmeden de titreye titreye, kasıla kasıla, inleye inleye, çırpına çırpına orgazm olup boşaldı.
Artık gibmenin zamanı gelmişti. Zaten ben de kuduruyordum biran önce dıbına girmek için. Zeynebi kim gibip bozduysa, bana iyilik etmişti, direk dayadım yarağımı dıbına. Amı zaten vıcık vıcık ıslaktı, hiç zorlanmadan tek seferde kökledim. O anda ikimizin de ağzından aynı anda uzun bir, "Ohhhhh!" çıktı. dıbının içi fırın gibi yanıyordu. Yarağım içinde birkaç saniye hareketsiz beklerken, göğüslerini avuçladım, dudaklarını öptüm. Sonra gidip gelmeye başladım. Rahat girip çıkıyordum. Daha rahat girip çıkayım diye, Zeynep dizlerini kırıp geriye çekmişti. -
17.
+7 -1Gelmek üzereydim. Hatta dıbına ilk soktuğumda gelecektim. Zor tutuyordum kendimi boşalmamak için. Boşalır gibi olacağımda girip çıkmayı durdurup, içinde hareketsiz bekliyor ve göğüsleriye ilgileniyordum. Öpüp, yalıyor, emiyordum uçlarını. Sonra dıbına bir iki girip çıkıp, tekrar hareketsiz bekliyordum içinde. Bunu yapmasam anında boşalacaktım. Ama ne yaptımsa boşalmamı fazla geciktiremedim. Gözlerim kaymaya başlamıştı. Yarağımı amından çıkarıp göbeğine doğru fışkırttım döllerimi. Taa göğüslerine kadar fışkırmıştı döllerim. Zeynep bukadar çabuk boşalacağımı beklemiyordu belli ki, yüzünde tatminsiz bir ifade vardı.
Yarağımdan son damla döller de çıktıktan sonra, tekrar soktum dıbına. Ve olanca gücümle pompalamaya başladım. Yarağım inmemişti ve Zeynep buna da şaşırmıştı. Ama az sonra suratındaki o şaşkın ifade yerini orgazm olmak üzere olan bir kadının surat ifadesine bıraktı. Zeynep şimdi inliyor, kıvranıyor ve çırpınıyordu. Bacaklarını belime doladı ve beni kendine çeke çeke orgazm olup boşaldı. Bir süre öyle kaldık. Bacaklarını gevşetince çıktım amından. Yarağım halen kazık gibiydi. Zeynebin üstünden kalkıp, Fidanı çağırdım yanıma. -
18.
+5Fidan gelince elinden telefonu aldım, dudaklarını öptüm ve Zeynebin yanına yatmasını söyledim. Fidan hemen telaşlandı, "Neyapacaksın?" diye sordu. "Birşey yapmayacağım, 31 çekeceğim sadece!" dedim. Fidan dediğimi anlamamış gibi suratıma bakarak yattı Zeynebin yanına. Ben de göbeği hızasında dikildim, 31 çekmeye başladım. Bunu yaparken de resim çekiyordum. ikisinin yanyana ve çırılçıplak görüntüsü çabucak boşalmamı sağladı. Her ne kadar Zeynebin göbeğine ve göğüslerine fışkırttığım kadar çok olmasa da, Fidan'ın göbeğini ve göğüslerini sulamıştım döllerimle. Bunu da görüntüledim.
Fidan'ı dudaklarından öpüp kaldırdım, zütüne şaplak atıp, mutfaktan peçete getirmeye yolladım. Sonra da Zeynebi dudaklarından öpüp, kaldırdım. dıbını avuçlayarak, harika bir amı olduğunu, gibmeye doyamadığımı söyledim. Kıpkırmızı yüzü biraz daha kızarmıştı. O sırada peçeteler gelmişti. Paylaştık peçeteleri. Üçümüz de dölleri sildikten sonra, "Hadi giyinin!" dedim ve ben de giyinmeye koyuldum. Giyinip etrafı düzelttik, Zeynebin kopan düğmelerini aradık bulduk. iğne ipliğin yerini tarif ettim, diktiler düğmeleri. Banyoda elimizi yüzümüzü, yıkadık, saçımızı başımızı düzelttik. Ve sonra görüşeceğimizi söyleyip, kızları gönderdim evden. Çünkü çok geç kalırlarsa merak edebilirlerdi. -
19.
+12Babamı arayıp, evde olduğumu söyledim, beni de merak etmesinler diye. Evi birkez daha kontrol edip, bira şişelerini, sigara izmaritlerini, peçeteleri çöpe attım. Kapıyı pencereyi açıp, evi havalandırdım. Sonra da oturup, çekilen resimlere keyifle baktım ve Laptopuma aktardım. Ama aklımdan Zeynebin söylediği, köyde gibilecek bir sürü karı ve kızın olduğu lafı hiç çıkmıyordu. Demek ki, köyümüz amcık cevheriydi de, ben bilmiyordum!
-
-
1.
0Hangi koydesin bende geliyim
-
1.
-
20.
+8Evde biraz daha oyalanıp, tekrar düğüne giderim diye düşünmüştüm, çünkü daha halalarımın ve amcalarımın oğullarıyla görüşmemiştim. Ama sonra gitmekten vazgeçtim, nasıl olsa düğün 3-4 gün sürecekti. Evde kalıp kafamı dinledim. Vakit geceyarısını geçtiğinde, düğün evinden taa bizim eve duyulan ekolu müzik sesleri de kesilmişti. Galiba yavaş yavaş bu geceki eğlence bitiyordu. Az sonra da babam beni aradı ve birazdan eve geleceklerini, yanlarında yatılı misafirler olacağını, ev incinsa şöyle bir toparlamamı söyleyip kapattı telefonu. Hasgibtir, nerden çıktı lan şimdi bu? Tanımadığım bir sürü akrabanın eve doluşacağı düşüncesi canımı sıkmıştı. Mutlaka benim odaya da 3-4 kişi vereceklerdi yatmaları için. Katlanamazdım ben bu işe. Aklıma bizim evin bodrumu geldi...
Evimizin bodrumu sanki benim çocukluk anılarımın müzesi gibidir. ilk sigaramı orda içmiştim. ilk ferre dergisine orda bakmıştım. ilk 31'imi orda çekmiştim. Halamın oğlu Vedat'ın gizlice dayısından yürüttüğü, benim de Vedat'tan ödünç aldığım (Fırıncı Kızı Lükres'in Günahları) isimli ciks kitabını da orda okumuştum. Kitap okadar azdırıcıydı ki, okurken yarağım patlayacak gibi olurdu. Hatta birkaç kez küloduma bile boşalmıştım. Sırf o kitabı bir an önce okuyup bitirmek istediğimden, ailemi zorlayıp bodrumdaki kullanılmayan büyük tahta sedirin üzerine yorgan döşek indirtmiştim. Ve orda yatmıştım birkaç gece. Kitap bitene kadar kaç kez 31 çektiğimi hatırlamıyorum. Zamanla orası artık benim ikinci odam olmuştu, haftada bir iki gece orda yatardım. Annem her seferinde bana çok kızar ve yukarıda kendi odam varken niye bodrumda yatmak istediğime anlam veremezdi. Ama babam, "Hanım bırak nerde istiyorsa orda yatsın, oğlumuz artık erkek oluyor!" demişti bir keresinde.
başlık yok! burası bom boş!