/i/Asosyalizm

    başlık yok! burası bom boş!
  1. 29.
    0
    Eve daha yeni taşınmıştık. Eşyalar falan yerleşmemiş ben de küçücük çocuğum tabi. Balkonda oturuyorum babaannemle herkes de ev yerleştiriyor. Aşağıda da çocuklar top oynuyor benim de topum var ama hep kendim oynamışım bugine kadar kimseyle top oynamamışım zaten geldiğim mahallelerin çocukları yam yam gibilerdi onlarla top oynamak dayak yemek garantisiydi ama bu çocuklarla belki oynanabilirdi. Babaannemin de verdiği gazla topumu alıp koştum. Bi yarım saat kadar binanın köşesinden bunları izledim gidemiyorum çünkü korku var içimde ya aynı diğer mahalledeki gibi olursa diye.
    ···
  2. 28.
    0
    Bir gece bir arkadaşı geldi babamın. Arabayla geldi aldı bizi gittik bilmediğimiz r yere. R sürü binalar vardı. Yeşilli pembeli yepyeni binalar. Yeşil büyük binalardan birçne girip bi alt kata indik. Bi alt kata inmemize rağmen balkon ikinci kattı ilginç yapılı bir binaydı. Balkonuna girdim direk. Balkonlu bir evimiz olacaktı aq düşünsenize. Babamın arkadaşı balkon in tam mangallık balkon demişti onu hatırlıyorum şimdi az çok. Sonra yaz geldi biz bu yeni eve taşındık. Dedem bize koltuk falan hediye etmişti. Eve öyle böyle taşındık. Okula servisle gidip gelmeye devam ettim. Okul tabi yine yolunda değildi. Bu yeni eve geçince halam ve babaannem de bizim yanımıza yerleştiler. Annemin yüküce iyice artmıştı artık. Bi de hamileydi annem kız kardeşim olacaktı. Sıkıntılar büyüyordu.
    ···
  3. 27.
    0
    rezerved devam et panpa
    ···
  4. 26.
    0
    rezerved
    ···
  5. 25.
    0
    Sonra babam çok borçlar aldı çok paralar büyük kocaman kocaman paralar. Alman paraları, ingiliz paraları... marklar aldı çok. Marklar. Halamdan borç olarak 40) mark aldı. Dayımdan 700 dolar aldı. Kendisi çok biriktirdi ve bir ev aldı. 7000 lira biriktirip bir ev aldı.
    ···
  6. 24.
    0
    Okula geri döndüm tabi bu sefer kimseyle konuşmamaya öyle yeminliyim ki dersleri bile dinlemiyorum hocayla da konuşmuyorum. Yazıp yazıp eve geliyorum nerdeyse. Artık yemek de yemiyordum beş yüz bin lirayı da saklıyordum napıcaksam sanki.

    Sonra babam bana bir köpek daha aldı. Bi fino köpeği daha bu seferki simsiyah bi şeydi adını arap koydum. Mükemmel bi arkadaştı arap yine. Babam eve dönmüş biraz toparlar gibi olmuştu. Artık o barakada yaşayamadığımızı anlamış e-5in karşısında karaca mahallesinde bir kiralık ev bulmuştu. Yani anlayacağınız çay mahallesi gibi bir pislikten çıkıp karaca mahallesi gibi bir pisliğe girdik. Artık okula servisle gidiyordum çünkü e-5ten korkuyorlardı araba çarpabilirdi. Biz yeni eve taşınırken babam arapı bir arkadaşına verdi. Fakat arap her gece aynı saatte yoldan karşıya geçip evimin önüne geliyor ve havlıyordu bütün gece oynuyorduk sabaha kadar kapıda yatıp döniyordu sabah tekrar geri. Bi gece arap gelmedi. Gelmedi gelmedi. Babam kucağında arapın ölüsünü getirdi. Arap yoldan karşıya geçerken ona araba çarpmıştı. Sabaha kadar ağlamıştım yine sevdiğim her şey zarar görüyordu. Annem, akvaryumdaki balıklar, ben, pamuka, arap...
    ···
  7. 23.
    0
    Okula gidip geliyorum ama evden iyice kopmuş durumdaydım kimseyle konuşmadıkça okumayı sökmeye vermiştim kendimi. Sonra okumayı öğrendim. Okul açılalı 5 ay falan olmuştu. Bi gün sınıfta kim en çok kitap okumuşsa ona hediye verilecek elmalarımızı boyuyoruz en çok kimin kırmızı elması varsa falan tabi. Ben okumayı biliyorum okumayı da çok seviyorum dünya kırmızı elmam olmuştu. Sınıfta da çok güzel bi kız var iki sıra önümde oturuyor adını şu an hatırlayamıyorum. Ondan başka kimseyle de muhabbetim yok sınıfta tenefüse çıktık öğretmen de çıkarken hediyeyi alıcam tenefüste diğer ders bakıcaz en çok kiminse ona vericem dedi gitti. Ben de tenefüste bahçeye çıktım okulun hiç gitmediğim arka taraflarına falan gitmek istedim işte heyecanlıyım ya hediye alacağım o kadar kitap okumuşum sonuçta. Derse 2 dakika geç kaldım bütün sınıf ayakta öğretmen bağırıp çağırıyor. Ben dışarıdayken sınıftaki akvaryum balıllarının bütün yemini akvaryuma dökmüş bu çok güzel kız. Öğretmen de kim yaptı diye kıyameti koparınca beni ortada göremeyince demiş robin yaptı korkup kaçtı. Ben de sınıfa kan ter çiinde gelince kıyamet koptu küfürün bini bir para dünya kadar dövdü beni. Sonra anneme haber gönderip okula çağırdı. Sözde bana okumayı söktüğüm için sınıf atlatacaklarımış fakat okuldaki kurallara aykırı olduğum için vazgeçmişler annem bunun üzerine beni bir falakaya yatırmıştı 2 gün okula falan gidemedim. Ayaklarımın üzerine basıp tuvalete dahi çıkamadım. Babam zaten eve uğramıyordu durumdan haberi bile yoktu.
    ···
  8. 22.
    0
    E HADi
    ···
  9. 21.
    0
    Yine sınıfımdaki çocuklar çikolata yerdi ben sit meyve suyu yerdim. Bazen annem beslenme çantası yapardı bana harçlık veremeyeceği zamanlarda onunla gider gelirdim. Sınıftaki çocuklar simli kaplıklarını yarıştırırdı ben de babam bana fiş defteri alacak diye beklerdim. Oysa bilmiyor muydum ki okul eşyalarını bile cumhuriyet gazetesi kuponlarını biriktirerek almıştık. Nasıl heyecanla beklerdim bigibletle gelen gazete dağıtıcısını okul eşyalarımı getirecek gibi beklerdim her sabah. Kitaplarımı o gazetelerle fenerbahçe haberlerinin olduğu sayfalar görünecek şekilde kaplamıştık.
    ···
  10. 20.
    0
    Daha sonra birinci sknıfa başladım. Tabi asıl okulun ne olduğunu orada öğrenecektim. Okuduğum okul anasıfının olduğu okuldu fakat anasınıfı gibi olmuyordu hiç. Düzcede çarşı içinde bi okuldu ve mahallenin pislik okulunda okumayacaksam ve servise verecek paramız yoksa mecburen o okulda okuyacaktım ve mahallenin pislik okulunda okumayacaktım servise verecek paramız da yoktu. Okul öğrencileri genelde çarşı halkının çocuklarıydı babaları ticaret adamları, depremle yolunu bulmuş dolandırıcılar ve particilerdi. Anlayacağınız declet okuluydu ama popülasyonu çok zengindi bizim mahalleden o okula giden tek bendim. Tek başıma yürürdüm sabahları sıkılmazdım da. Öyle yürürdüm yağmur çamur kar kış kıyamet. Diğer çocuklar deri botlarıyla şişme montlarıyla hava atardı birbirine ben de ayaklarımı kalorifere koyup ısıtıp kurutmaya çalışırdım. inanın bana küçük çocuklar çok acımasız oluyorlar benimle o sınıfımda da dalga geçilirdi çorabı yırtık, botu yok, pantolonu çamur olmuş diye. Allah var annem bi gün pis kıyafetle yollamazdı ya okula yolda gelirken çamur olurdu.
    Beş yüz bin lira harçlık alırdım. O zamanlar beş yüz bin liranın bir kutu meyve suyu bi de simit alma gücü olduğu zamanlardı tabi.
    ···
  11. 19.
    0
    Okula gidiyordum ama sıkıntıların ardı arkası kesilmiyordu herkes harçlığıyla kantinden çikolata alıyordu ben harçlık almıyordum bir krz istemeye kalkıştım ve dünya kadar fırça yiyip oturdum. Anasıfıyla ilgili pek sağlam hatıralarım yok. Ayteni hatırlıyorum hayal meyal fotoirafların da yardımıyla. Bir de yıl sonunda çayda çıra gösterimiz olduğu gün hasta numarası yaptığımı hatırlıyorum. insanlardan kopuk ve onlara soğuk şekilde yetiştiğim için bugün hala kolay kolay göz kontaktı kurarak konuşamam. Aynı anda 2den fazla kişi bana bakıyorsa gerilir terlerim elim ayağım boşanır ve mideme bir ishal hissiyatı yayılır. O gün de o olmuştu babam bana herkesin beni izleyeciğini söylediğinde elim ayağım boşanmıştı. Ateşim çıktı midem bulanıyor diye ağlamıştım. Zorla da olsa beni çıkarıp oynatmışlardı. Geçenlerde de videolarını izlerken gördüm ki herkes gidiyor bem adımlarım yavaş kalıyor sürekli ayaklarıma ve bakıyorum acaba yanlış yapıyor muyum diye terden su içinde kalıyorum ve en son ağlayarak kaçıyorum sahneden.
    ···
  12. 18.
    0
    Okula baskılar sonucunda tekrar döndüm babam teletubbies falan izlememi yasaklamıştı artık ben de okula gelmeyi kabul ettim. Okula döndüğümde çocuklar benimle dalga geçiyorlardı tabi ki onlardan beklendiği üzere. Altıma yapmamı bahane ederek dalga geçiyordu hepsi. Öğretmen bi oyunda zi gruplara ayırmak istedi ikişer kişilik. Kimse benimle grup olmak istemedi robin pis robini sevmiyorum gibi şeyler söylediler. Ben de kimseyle yapmakstemediğimi tek yapacağımı söyleyip elişi kağotlarını ve diğer şeyleri alıp sınıfın en uzak köşesine oturdum. ilk kez o gün aşık oldum ben. Ayten diye bir kız vardı sınıfta o gelip ben seninle grup olmak istiyorum olalım mı demişti. Hatta bir fotoğrafımız var benim doğum günimde çekilmiş bir fotoğraf anasınfında kızın tam bir pale yüzü var tumblrdan fırlamış gibi. O gün ayten ile grup olduk ilk arkadaşım gibi arkadaşım da oydu.
    ···
  13. 17.
    +1
    5 buçuk falan yaşlarımda anasınıfına başladım. Kasım doğumlu olduğum için en küçük olan bendim. Sınıfta da kimseyle konuşamıyordum öğretmenim dövecek sınıftaki çocuklar dövecek diye korkardım. Kızları sevmezdim çünkü çok güzellerdi. Güzel şeylere karşı nefret tutardım içimde. Güzel şeyler üzücü oluyordu pamuka, annem, pamuk helva... hep kendim oynardım yine kreşteki gibi.

    Logoları jip falan yapan çocuklar vardı ben kimseyle konuşmadığım için beni hiç sevmezlerdi. Bu yüzden jip falan yaptığımda gelip dağıtırlar öğretmen legoları dağıttıktan sonra legolarımı alırlardı. Anasınıfına da küstüm artık gitmeyi istemiyordum her sabah yırtınıp ağlıyordum. En son altıma pisledim okulda ve ondan sonra bir hafta göndermediler ama yine gitmeye zorladılar.
    ···
  14. 16.
    0
    Mahalle pislikten ibaretti hemen karşımızda hırsızlıkla geçinen hurdacılar arka tarafımızda köpeklerini sokağa salmış vahşi insanlar vardı. Ne zaman dışarı çıksam mahallenin çocuklarından sağlam bi dayak yiyip eve dönüyordum. Dışarı da çıkmayı bıraktım artık tek eğlencem sabahın köründe uyanıp izlediğim teletubbie'lerdi.
    ···
  15. 15.
    0
    Sonra zaman hızlı geçti büyüdüm. Ama ben büyüdükçe annem sinir hastası oldu. Artık yaşadığı baskıya dayanamıyır tüm hırsını beni döverek atıyordu. Pamuk Helva istedim diye falakaya yatırdığı dahi oldu. Tabi küçüklük anlamıyorsun demiyorsun ki kadının sini zaten babamdan dolayı alt üst bana patlıyor varsın olsun diyemiyorsun. Annemi de sevmediğimi düşünmeye başladım ve giderek ailemden de uzaklaşıp iyice içime kapandım. Yaşadığımız mahallesi çingene mahallesiydi belediye ancak orade gecekondulaşma ve barakalaşmaya göz yumuyordu.
    ···
  16. 14.
    0
    Sonranasıl olduysa annem ve babam barıştılar yine o kulübeye dönmek zorunda kaldık babama kızgındım çünkü annem onun yüzünden ağlıyordu. Babama küstüm uzun süre sonra barışmak için bana bi köpek almıştı. Küçük beyaz tüyleri olan bi finoydu. Şu an sağda solda teyzelerin ellerinde gördüğüniz tiplerden işte. Adını pamuka koyduk sonra babamla barıştık. Köpek de 3 ay sonra öldü zaten. Bi kış günü tutturdum köpeği yıkamak için zorla yıkadım çünkü dışarıda , şüyordu ve küçücük kulübeye bi de köpeği sokmak isteyince yıkamak zprunda kaldım. Kış ayıydı. Pamukayı yıkadım leğenden çıkarıp kurulamaya başladım annem de sofra bezini silkeliyordu. Birden elimden fırladı ve karların arasına atladı pamuka. Oradan oraya koşuyordu zorla yakalayıp sobanın yanına getirdim hapşurur gibi sesler çıkarıyordu. Sabaha kadar ölmesin diye başında bekledim ama öldü.

    Hayatta sevdiğim neredeyse tek canlı olan pamukayı da öyle kaybettim.
    ···
  17. 13.
    0
    benim hayatıma benziyor lan
    bundan 1 sene önce bende o sessiz tiplerdendim.

    istersen sende değişebilirsin platin kafalı huur çocuğu
    yardıma ihtiyacın olursa bana ulaş.
    "kendini kısıtlamayı bıraktığın zaman, ortalığın dıbına koyacaksın"
    ···
  18. 12.
    0
    Babama küfür etme diye dayıma çıkıitım tabi beş yaşındayım diğer dayım gel oğlum sen benimle dereye inelim dedi yengem kuzenlerim falan indik dereye annem ağlıyordu bırakmak istemiyordum ama ne yapabileceğimi de bilmiyordum. Sonra dedemlere döndük o zamanlar dedemler dayılarımla aynı evde yaşıyorlardı ev hala aynı ama dayımın biri ayrıldı aynı bahçeye yeni bir ev yapıldı o oraya yerleşti. Dedemlerin evi epey büyüktü annemle bana bi oda verdiler bir ay kadar babamı hiç göremedim özlemiyordum da ya allah var merak ediyordum öldü mü bana mı söylemiyorlar diye. Sofrada en son dedeme sordum babam niye gelöiyor öldü de bana mı söylemiyorsunuz diye. Annem yine yüzü dümdüz olmuş şekilde dudakları titrer halde kalktı masadan dayım da gidelim mi bugün babanın yanına diye sordu. Ben de gidelim dedim ama mezarlığa gitmekten öylesine korkuyordum.

    Babamın çalıştığı yere karasuya gittik babam beni görünce sarıldı öptü ağlar gibi oldu ama yemiyordum tabi. Denize falan girdik akşam babam da bizimle döndü bir sürü şey konuştular beni almıyorşardı salona ben de odada uyumuştum
    ···
  19. 11.
    0
    Evde geçimsizlik iyice almış yürümüş durumdaydı. Babam anneme bağırıyor çağırıyor bazen vuruyordu bile. Ben sessiz kalıyordum daima Susuyordum ama çocuk aklı unutmuyor ya hepsini hatırlıyordum.

    Anne tarafım Artvin Hopa ve Rize Ayderlidir. 7 göbekten hemşinlidirler. Sakarya ve civarı köylerde geleneksel hemşinli şenlikleri olurdu. O yıl babam bizi hemşinli şenliğine zütürdü. Dedemin arabasıyla gitmiştik çünkü babam arabamızı satıp parasını hiç etmişti. Sonradan anlayacaktık ki babamın hemnliler şenliği gibinde değil asıl olay dostuna gitmek. Bunun için de araba lazım o da annemin babasında var almak için de adamın kızını yani annemi bahane ediyor. Öyle böyle gittik. Babam annemi hiç tanımadığı arkadaşlarıyla tanıştırdı ve beş dakika bekleyin geliyorum dedi gitti. Annemle biz kaldık babamın arkadaşlarının piknik sofrasındayız. Adamlar rakı içiyor içtikçe de eşlerine halleniyorlar. Annem de ağlıyor niye ağlıyor bu kadın şimdi noldu diyorum. Annem tuttu beni gittik arabanın olması gereken yere araba yok. Annem saatlerce ağladı ağladı. Ben de ağlamaya başladım sarıldık birbirimize ağlıyoruz. O sırada dayım geldi aldı bizi onlar da oradalarmış hiç konuşmadım ama çok dinledim annen hem ağlıyor hem anlatıyordu. Dayım da Sinirleniyor küfürler ediyordu.
    ···
  20. 10.
    0
    Reserved
    ···