/i/Asosyalizm

    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +1
    Merhaba. Ben o arkadaşlarınızla buluştuğunuzda arkadaşınızla birlikte gelip bitün gece telefona gömülen iki soru sorulduğunda konuşmayı unutup bocalayan gözlükleriyle tam bir nerd izlenimi veren bilgili ama bi o kadar da içine kapanık sizden kopuk yakışıklı sarışın arkadaş.

    Bulunduğunuz her 5 ortamdan en az birinde mutlaka böyle biriyle karşılaşıyorsunuzdur değil mi? Sosyolog değilim tamamen bu kişi benim. Size kendimden bahsederek başlamak istiyorum.
    ···
  2. 2.
    +1
    Tabi hepinizin tahmin ettiği üzere deprem fakire yani bize dpremdi. Zenginin gayet keyfi yerindeydi. Babam dışarıda çalışarak yine biraz para biriktirdi ve küçük bir baraka yaptı. Tek göz oda tuvalet ve mutfak. Nasıl sevindiğimi anlatamam güriltü yapınca inecek ev sahibi yok işemeye çıkınca laf atacak diğer çadır insanları yok. Tuvaletimiz bile vardı düşünsenize.

    4 yıl kadar o küçücük barakadan bozma yerde yaşadık. Babamın nasıl bir insan olduğunu oradayken tanıdım. Babam annemi hiç sevmiyor aldatıyordu. Barakada yaşıyorduk ama babamın arabası vardı. Nasıl oluyordu bu şeyler böyle aklım almıyordu. Babam düğünlere giderken bazen beni zütürürdü ama çoğu kez sen giyin hazırlan bekle ben gelip seni alacağım der bir daha da gelmek bilmezdi. Gece yarılarına kadar beklerdim çocukluk işte. Babam düğüne değil metresine giderdi ben de evde annemle oturup beklerdim. Annem de bana söylemezdi baban seni almaya gelmeyecek diye üzüleyim istemezdi kadın haklı da.
    ···
  3. 3.
    +1
    Tabi kızılay bize çadır vermedi çünkü ev sahibi değildik ce mahallemiz 3. Planda kalmış bir mahalleydi. Babam kırılan orgunu yok paraya satarak ikinci el bi çadır aldı. Sonra bolu valiliği düzceye yardım yapmak yerine düzceyi il yapıp kendi haline bıraktı. Belediye o zamanlar çadırdan bi kreş açtı. Beni de o kreşe göndermeye başladılar.

    Kimseyle konuşmuyor sessiz sedasız kendi köşeme çekilip oyun oynuyordum. Oyun hamurundan babama org yapmıştım ve zütürdüm. Babamı ilk defa o zaman ağlarken gördüm. Yanlış bi şey yaptığımı sandım. Sabaha kadar ağladım uyku uyumadan kreşe gittim. Huysuzluğum üzerimde mızmız bir çocuk gibi köşede somurtuyor hiçbir oyuna katılmıyordum. O kreşin fellilerinden benden 2 yaş büyük 5 yaşında bi çocuk oyuna katılmadığım için bana kafa atınca öğrendim hayatın acı olduğunu. Tuvaletim geldi bahanesiyle çadıra döndüm. Tekrar da o kreşe hiç gitmedim.
    ···
  4. 4.
    +1
    Bir kaç saat sonra babam geldi. Ayağında sargı falan vardı deprem olduğu sırada sırtında klavye orguyla sokağın başında eve geliyormuş tabi deprem olunca düşüyor ağırlıkla birlikte ayağını burkuyor orgu falan da kırılmıştı. Elinde de küçük bir itfaiye oyuncağı bana almış gelirken o zaman şehir dışında çalışıyordu ve eve arada bir geliyordu.
    ···
  5. 5.
    +1
    5 buçuk falan yaşlarımda anasınıfına başladım. Kasım doğumlu olduğum için en küçük olan bendim. Sınıfta da kimseyle konuşamıyordum öğretmenim dövecek sınıftaki çocuklar dövecek diye korkardım. Kızları sevmezdim çünkü çok güzellerdi. Güzel şeylere karşı nefret tutardım içimde. Güzel şeyler üzücü oluyordu pamuka, annem, pamuk helva... hep kendim oynardım yine kreşteki gibi.

    Logoları jip falan yapan çocuklar vardı ben kimseyle konuşmadığım için beni hiç sevmezlerdi. Bu yüzden jip falan yaptığımda gelip dağıtırlar öğretmen legoları dağıttıktan sonra legolarımı alırlardı. Anasınıfına da küstüm artık gitmeyi istemiyordum her sabah yırtınıp ağlıyordum. En son altıma pisledim okulda ve ondan sonra bir hafta göndermediler ama yine gitmeye zorladılar.
    ···
  6. 6.
    +1
    Her şeyin farkına vardığım o gece. 12 kasım 1999 düzce. En eskiye ait anılarımın en eskisi bu sanırım hatırlayabildiğim en eski hatıram. 3. Yaşıma girmeden bir önceki gece. Başlayalım o zaman.

    Kanepe sırtın yaslanması gereken yerde bacaklarım kıçın konulması gereken yerde sırtım ve ayakların sarkması gereken yerden başım sarkmış şekilde televizyona bakıyorum görüntüler tamamen ters dönmüş. Zihnimi açılması ise tavandan sarkan tek sarı lambanın sallanmasıyla oldu hayatımın başladığı zihnimin kayda geçmeye başladığı an. Hiçbir ses hatırlamıyorum sadece halamın Robin diye attığı çığlık ve bana sarılması hatıramda ama dışarıdan gelen yüksek gürültüyü unutmak mümkün değil.
    ···
  7. 7.
    +1
    19 yaşında sıradan bir erkeğim. Sarışın renkli gözlü bir ciksen boylarında 80 kilo civarında sokakta her köşede rastlayabileceğiniz tipte biriyim. Kemik gözlük kullanan bir nerdüm. Beni diğerlerinden ayıran ne mi? Yalnızlığım. Yalnızken onlardan ayrıyım evet. Peki nasıl yalnız kaldım ben?.

    Şimdi siz diyosunuz ki ulan biri daha çıktı kafa ütülüyor her gün birileri bi şeylere ağlıyor iki tane meme kepsi atsa da biz de yolumuzu bulsak. Bunları aslında size değil kendime anlatıyorum. Çünlü lise 1.sınıftan beri buradayım ve artık ben buraya aitim. Silinen hesaplarım ya da yediğim çaylaklar beni engelleyemezler.

    Bütün bunları da kendime anlatacağım ki problemin nerede olduğunu tespit edebileyim.
    ···
  8. 8.
    0
    E HADi
    ···
  9. 9.
    0
    Okula gidiyordum ama sıkıntıların ardı arkası kesilmiyordu herkes harçlığıyla kantinden çikolata alıyordu ben harçlık almıyordum bir krz istemeye kalkıştım ve dünya kadar fırça yiyip oturdum. Anasıfıyla ilgili pek sağlam hatıralarım yok. Ayteni hatırlıyorum hayal meyal fotoirafların da yardımıyla. Bir de yıl sonunda çayda çıra gösterimiz olduğu gün hasta numarası yaptığımı hatırlıyorum. insanlardan kopuk ve onlara soğuk şekilde yetiştiğim için bugün hala kolay kolay göz kontaktı kurarak konuşamam. Aynı anda 2den fazla kişi bana bakıyorsa gerilir terlerim elim ayağım boşanır ve mideme bir ishal hissiyatı yayılır. O gün de o olmuştu babam bana herkesin beni izleyeciğini söylediğinde elim ayağım boşanmıştı. Ateşim çıktı midem bulanıyor diye ağlamıştım. Zorla da olsa beni çıkarıp oynatmışlardı. Geçenlerde de videolarını izlerken gördüm ki herkes gidiyor bem adımlarım yavaş kalıyor sürekli ayaklarıma ve bakıyorum acaba yanlış yapıyor muyum diye terden su içinde kalıyorum ve en son ağlayarak kaçıyorum sahneden.
    ···
  10. 10.
    0
    Daha sonra birinci sknıfa başladım. Tabi asıl okulun ne olduğunu orada öğrenecektim. Okuduğum okul anasıfının olduğu okuldu fakat anasınıfı gibi olmuyordu hiç. Düzcede çarşı içinde bi okuldu ve mahallenin pislik okulunda okumayacaksam ve servise verecek paramız yoksa mecburen o okulda okuyacaktım ve mahallenin pislik okulunda okumayacaktım servise verecek paramız da yoktu. Okul öğrencileri genelde çarşı halkının çocuklarıydı babaları ticaret adamları, depremle yolunu bulmuş dolandırıcılar ve particilerdi. Anlayacağınız declet okuluydu ama popülasyonu çok zengindi bizim mahalleden o okula giden tek bendim. Tek başıma yürürdüm sabahları sıkılmazdım da. Öyle yürürdüm yağmur çamur kar kış kıyamet. Diğer çocuklar deri botlarıyla şişme montlarıyla hava atardı birbirine ben de ayaklarımı kalorifere koyup ısıtıp kurutmaya çalışırdım. inanın bana küçük çocuklar çok acımasız oluyorlar benimle o sınıfımda da dalga geçilirdi çorabı yırtık, botu yok, pantolonu çamur olmuş diye. Allah var annem bi gün pis kıyafetle yollamazdı ya okula yolda gelirken çamur olurdu.
    Beş yüz bin lira harçlık alırdım. O zamanlar beş yüz bin liranın bir kutu meyve suyu bi de simit alma gücü olduğu zamanlardı tabi.
    ···
  11. 11.
    0
    Yine sınıfımdaki çocuklar çikolata yerdi ben sit meyve suyu yerdim. Bazen annem beslenme çantası yapardı bana harçlık veremeyeceği zamanlarda onunla gider gelirdim. Sınıftaki çocuklar simli kaplıklarını yarıştırırdı ben de babam bana fiş defteri alacak diye beklerdim. Oysa bilmiyor muydum ki okul eşyalarını bile cumhuriyet gazetesi kuponlarını biriktirerek almıştık. Nasıl heyecanla beklerdim bigibletle gelen gazete dağıtıcısını okul eşyalarımı getirecek gibi beklerdim her sabah. Kitaplarımı o gazetelerle fenerbahçe haberlerinin olduğu sayfalar görünecek şekilde kaplamıştık.
    ···
  12. 12.
    0
    Okula gidip geliyorum ama evden iyice kopmuş durumdaydım kimseyle konuşmadıkça okumayı sökmeye vermiştim kendimi. Sonra okumayı öğrendim. Okul açılalı 5 ay falan olmuştu. Bi gün sınıfta kim en çok kitap okumuşsa ona hediye verilecek elmalarımızı boyuyoruz en çok kimin kırmızı elması varsa falan tabi. Ben okumayı biliyorum okumayı da çok seviyorum dünya kırmızı elmam olmuştu. Sınıfta da çok güzel bi kız var iki sıra önümde oturuyor adını şu an hatırlayamıyorum. Ondan başka kimseyle de muhabbetim yok sınıfta tenefüse çıktık öğretmen de çıkarken hediyeyi alıcam tenefüste diğer ders bakıcaz en çok kiminse ona vericem dedi gitti. Ben de tenefüste bahçeye çıktım okulun hiç gitmediğim arka taraflarına falan gitmek istedim işte heyecanlıyım ya hediye alacağım o kadar kitap okumuşum sonuçta. Derse 2 dakika geç kaldım bütün sınıf ayakta öğretmen bağırıp çağırıyor. Ben dışarıdayken sınıftaki akvaryum balıllarının bütün yemini akvaryuma dökmüş bu çok güzel kız. Öğretmen de kim yaptı diye kıyameti koparınca beni ortada göremeyince demiş robin yaptı korkup kaçtı. Ben de sınıfa kan ter çiinde gelince kıyamet koptu küfürün bini bir para dünya kadar dövdü beni. Sonra anneme haber gönderip okula çağırdı. Sözde bana okumayı söktüğüm için sınıf atlatacaklarımış fakat okuldaki kurallara aykırı olduğum için vazgeçmişler annem bunun üzerine beni bir falakaya yatırmıştı 2 gün okula falan gidemedim. Ayaklarımın üzerine basıp tuvalete dahi çıkamadım. Babam zaten eve uğramıyordu durumdan haberi bile yoktu.
    ···
  13. 13.
    0
    Okula geri döndüm tabi bu sefer kimseyle konuşmamaya öyle yeminliyim ki dersleri bile dinlemiyorum hocayla da konuşmuyorum. Yazıp yazıp eve geliyorum nerdeyse. Artık yemek de yemiyordum beş yüz bin lirayı da saklıyordum napıcaksam sanki.

    Sonra babam bana bir köpek daha aldı. Bi fino köpeği daha bu seferki simsiyah bi şeydi adını arap koydum. Mükemmel bi arkadaştı arap yine. Babam eve dönmüş biraz toparlar gibi olmuştu. Artık o barakada yaşayamadığımızı anlamış e-5in karşısında karaca mahallesinde bir kiralık ev bulmuştu. Yani anlayacağınız çay mahallesi gibi bir pislikten çıkıp karaca mahallesi gibi bir pisliğe girdik. Artık okula servisle gidiyordum çünkü e-5ten korkuyorlardı araba çarpabilirdi. Biz yeni eve taşınırken babam arapı bir arkadaşına verdi. Fakat arap her gece aynı saatte yoldan karşıya geçip evimin önüne geliyor ve havlıyordu bütün gece oynuyorduk sabaha kadar kapıda yatıp döniyordu sabah tekrar geri. Bi gece arap gelmedi. Gelmedi gelmedi. Babam kucağında arapın ölüsünü getirdi. Arap yoldan karşıya geçerken ona araba çarpmıştı. Sabaha kadar ağlamıştım yine sevdiğim her şey zarar görüyordu. Annem, akvaryumdaki balıklar, ben, pamuka, arap...
    ···
  14. 14.
    0
    Sonra babam çok borçlar aldı çok paralar büyük kocaman kocaman paralar. Alman paraları, ingiliz paraları... marklar aldı çok. Marklar. Halamdan borç olarak 40) mark aldı. Dayımdan 700 dolar aldı. Kendisi çok biriktirdi ve bir ev aldı. 7000 lira biriktirip bir ev aldı.
    ···
  15. 15.
    0
    Bir gece bir arkadaşı geldi babamın. Arabayla geldi aldı bizi gittik bilmediğimiz r yere. R sürü binalar vardı. Yeşilli pembeli yepyeni binalar. Yeşil büyük binalardan birçne girip bi alt kata indik. Bi alt kata inmemize rağmen balkon ikinci kattı ilginç yapılı bir binaydı. Balkonuna girdim direk. Balkonlu bir evimiz olacaktı aq düşünsenize. Babamın arkadaşı balkon in tam mangallık balkon demişti onu hatırlıyorum şimdi az çok. Sonra yaz geldi biz bu yeni eve taşındık. Dedem bize koltuk falan hediye etmişti. Eve öyle böyle taşındık. Okula servisle gidip gelmeye devam ettim. Okul tabi yine yolunda değildi. Bu yeni eve geçince halam ve babaannem de bizim yanımıza yerleştiler. Annemin yüküce iyice artmıştı artık. Bi de hamileydi annem kız kardeşim olacaktı. Sıkıntılar büyüyordu.
    ···
  16. 16.
    0
    rezerved
    ···
  17. 17.
    0
    rezerved devam et panpa
    ···
  18. 18.
    0
    Okula baskılar sonucunda tekrar döndüm babam teletubbies falan izlememi yasaklamıştı artık ben de okula gelmeyi kabul ettim. Okula döndüğümde çocuklar benimle dalga geçiyorlardı tabi ki onlardan beklendiği üzere. Altıma yapmamı bahane ederek dalga geçiyordu hepsi. Öğretmen bi oyunda zi gruplara ayırmak istedi ikişer kişilik. Kimse benimle grup olmak istemedi robin pis robini sevmiyorum gibi şeyler söylediler. Ben de kimseyle yapmakstemediğimi tek yapacağımı söyleyip elişi kağotlarını ve diğer şeyleri alıp sınıfın en uzak köşesine oturdum. ilk kez o gün aşık oldum ben. Ayten diye bir kız vardı sınıfta o gelip ben seninle grup olmak istiyorum olalım mı demişti. Hatta bir fotoğrafımız var benim doğum günimde çekilmiş bir fotoğraf anasınfında kızın tam bir pale yüzü var tumblrdan fırlamış gibi. O gün ayten ile grup olduk ilk arkadaşım gibi arkadaşım da oydu.
    ···
  19. 19.
    0
    Mahalle pislikten ibaretti hemen karşımızda hırsızlıkla geçinen hurdacılar arka tarafımızda köpeklerini sokağa salmış vahşi insanlar vardı. Ne zaman dışarı çıksam mahallenin çocuklarından sağlam bi dayak yiyip eve dönüyordum. Dışarı da çıkmayı bıraktım artık tek eğlencem sabahın köründe uyanıp izlediğim teletubbie'lerdi.
    ···
  20. 20.
    0
    sus lan amcık
    ···