Kendı hayatımdan tespit.

Çocukken 2 tane arkadaşım vardı. Kadir ile Mehmet. Kadir, hırsından kendisini gibebilecek olan bir arkadaştı. Benim boyumun bundan uzun olmasını bile kafaya takmış biriydi. Öyleki bunların evine her gittiğimde annesine boylarımızı ölçtürüyor, benim daha uzun olduğumu söyleyen annesine bile çemkiriyordu. Hiç unutmam bir keresinde ilk okulda matematikden 85 aldığımı sevinmeme bile içerliyip kağıdıma bakmasıyla hocanın bana ekstradan 5 puan verdiğini farkedip direk hocaya göstermişti. Hocada yanlış hesaplamışım diyip kağıdı 80 yaparak notumu 4 e indirmişti. Kadir bu bitmek tükenmez hırsına rağmen bir o kadar da naif biriydi. işte Kadir böyle biriydi.

Mehmet, ben ve Kadirden 2 yaş daha büyüktü. Ailesinin kısmen zengin oluşu, onun biraz şımarık aynı zamanda serseri ve derslerden uzak bir şekilde büyümesine sebebiyet vermişti. Bize karşı hiç kötü bir davranışı veya hırsına denk gelmemiştim.

Hepimiz aynı mahallede Denizlide yaşıyorduk. Mehmet ailesiyle bir yaz Fransaya tatile gitmişlerdi. Bu bahsettiğim yıllar 2000 lerin başıydı. O zamanlar bu bizim için büyük bir olaydı. Ertesi sene ise Kadir Amerikadaki inşaat mühendisi olan amcasını ziyarete gitmişti.

Kadir Amerikadan döndükden sonra, bu ikisinin arası çok iyi olmuştu. Beni dışlamaya başladılar. Çünkü ikiside yurt dışına gitmişlerdi. En azından kendileri öyle söylüyorlardı. Tabi ki de benim hiç umurumda olmamıştı. Onlar haricinde bir sürü arkadşım vardı. Onlara hiç kin gütmedim. ilk okul daydık sonuçta. onlarda benim gibi daha "bebe" idiler.

Kadirin hırsı yıllar geçtikçe daha da artmıştı. Her alanda kendini benimle ve diğer herkezle mükayese ediyordu. Sanırım bu hırsı ona pompalayan babasıydı ki, artık sadece mahellede değil neredeyse şehirdeki(çalışma arkadaşları vs.) her kez Kadirin ve babasının hırsını biliyorlardı.

Mehmet tembelliği yüzünden ve babasının işleri bozulması sebebiyle özel üniversite de değil, Anadolunun çok dandik bir üniversitesinde "su ürünleri" okumaya başladı. Hiç unutmam su ürünleri bölümünü mühendislik fakiltesine bağlandığı zaman sevinmiş ve kendini mühendis ilan etmişti.

Bu sürede, Kadir sürekli bize üniversite okumaya Amerikaya gidiceğini, ve üniversite parasını amcasının ödeyeceğini söylüyordu. Velhasıl üniversite sınavı gelmişti (o zamanlar ÖSS diye geçiyordu)
Kadir üniversite sınavında iyi bir derece yapmıştı ve Odtü de inşaat mühendisliği okumaya başlamıştı. Ben ise Eskişehirde elek. elok. mühendisliğini kazanmıştım.

Aradan 4-5 sene geçti, biz üniversitelerden mezun olduk. Mehmet okuduğu şehrin belediyesinin su işleri bölümünde çalışmaya başladı. Kadir bir yapı denetim firmasında asgari ücretin bir tık üstüne çalışmaya başladı. Aldığı paradan hayıflanıyor yüksek lisans yapacağından bahsediyordu.

Ben ise üniversite biter bitmez soluğu Amerikada aldım. Amerikada 7 sene çalıştım, aynı zamanda ufak ufak okumaya devam ettim.

7 sene sonunda, bir iş teklifi alarak (itiraf ediyorum çok şanslıydım) Singapur'a taşındım. Burada, Singapurda 2 senedir, kimyasal üreten bir firmada çalışıyorum. Maaş olarak başlangıç maaşı veriyorlar(2000 $). Geçenlerde Türkiye ye tatile gittiğimde Kadir ve Mehmetle buluştum. 2 side okudukları üniversitelerde hoca olmuşlar. Hayatları iyi, kismen güzelde para kazanıyorlar, sormadım ama yardımcı doç maaşları tahminimce 5000 tl civarı. Tabi bana sordular ne kadar aldığımı, (içimden siyasiler sağ olsun dedim) Aşağı yukarı sizin kadardır diye geçiştirdim. Aq borç morç isterler. Alt tarafı 2-3 kuruş daha fazla kaznıyorum.

Para çok da önemli değilde, her ay bir ülekeye uçtuğumu öğrenen Kadirin bir anda ağzının ekşimesini farkettim. Konferanslara ve görüşmelere gidiyorum, bazen ayda 2 kere. Aslında artık bundan biraz bıkmış olmama rağmen hiç bu konuda tat vermedim Kadirin ağzına . Biliyorum eğer "yaa aslında o kadar da matah birşey değil, hele hele Amerika ve Avrupa uzak kalıyor, yol çok uzun sürüyor. Bunalıyorum bir saatten sonra" desem, eminim benim acı çekişimi hayal edip 31 çekecektir.

Dikkatimi çeken bir şey daha oldu. Kadir 30 küsür yaşına gelmiş, hala aynı naiflik. Vur ensesine al ekmeğini devam etmiş. Bir adam 7 sinde neyse 70 de de odur diye boşuna dememiş atalarımız. Hırslı, naif Kadir.

Mehmet e karşı içimde hiç bir kötü düşüncem yok. Lakin, Kadirin o hırsı ile benim hikayelerimi anlatışımı dinlemesi beni zevkden dört köşe etmişti.

Hikayeme inanabilir veya giblemeyebilirsiniz. Önemi yok. Sorularınız varsa cevaplamak çok iste, Kadiri yerin dibine beraber sokabiliriz.