Evet panpalarım yemek yedim geldim başlıyorum 2 kişi olmuşuz bile şimdiden

Evet beyler 2 şubat gecesi 12 gibi çıktık yola istanbuldan semt adı vermeyeyim tanınma açısından sabah 6 gibi vardık tabi Melis benim göğsümde uyuyor hafif hafif bir istek geliyor içime böyle ama saçlarını kokladıkça iyi hissediyorum kendimi. Tarık falan uyku tutmadı bizi gece baktık kızlar uyuyor muhabbet sohbet derken 2 saatlik uykuyla geldik biz Çanakkaleye beyler aranızda inanmayanlar çıkacaktır ama girdiğim an bir his çöktü içime böyle sanki ruhum daraldı gibi oldu ama herkes Çanakkale özel şehirdir falan dediği için fazla takmadım o hissi annemi aradım hemen inince dedim vardık bu arada ben özel bir üniversitede ikinci sınıf okuyorum panpalarım annem bu geziye hiç olur gözüyle bakmadı hatta babam neredeyse dövecekti öyle isteksiz geldim buraya hiç daha önce gelmemiştim annemi aradım ve Melisin elinden tutup kafileye katılarak gezmeye başladık

Daha sonra işte şehitlik anıt kahvaltı falan derken ilk gün hep rehber denen o lavukla geçti. Lavuk diyorum çünkü bizim kızları kesip kesip durdu bütün gün dıbına koyim. Akşam 6 gibi o zaman daha erken kararıyor tabi hava biz bekliyoruz ki 5 yıldızlı falan bir otele gidicez zütüre zütüre ara sokaklarda ama denize yakın vasat pencereleri tozdan dışarıyı görmeyen bir yere zütürdüler. Özel üniversitenizi gibiyim demekten başka bir şey gelmedi içimden. 2 tane hoca bozması insan var basimizda biri kadın biri erkek işte dedik biz melisle Tarık aycayla kalsın. Kadın hoca mırın kırın etti dedik tamam amk senin yüzünü mü cekicez Ayca melisle ben tarikla aynı odadaydik. Akşam 7 ye kadar bir odada durup sohbet falan ettik akşam yemeğine indik. Beyler size yemek yerini şöyle anlatayım sanki bodrum katında hiç pencere yok gibi 0 ışık giriyor içeri ama tabağındakini zor goreceksin neredeyse kızlar şikayete başladı işte hocalar dedi elektrik arızalıymıs bu akşam böyle yemek zorundayız yine otelinizi gibeyim diyip kalktik masadan geçtik bizim odaya 4 ümüz. Bizim odanın karşısında ise Tuğbayla Fatma yatıyor. Baktım Tuğba odaya giderken kapının önünde gülümseyip duruyor işkillendim ama melise yansıtmadan odaya girdik tabi

Hoş sohbet bilmem ne derken kalkalim bari o meydanda çarşı var beyler orayı gezelim dedik böyle hediyelik eşya falan satılıyor neyse gittik oraya kızlar bu buzdolabına yapıştırmalık falan şeylerden alıyor bileklik anahtarlık falan bakıyoruz bir anda siyah montlu biri sertçe çarptı omzuma kalabalık arasında arkayi dönüp insan pardon der kardeşim diyecektim ki adamı bir daha göremedim o an Melis de kolumdan çekip hadi diyince arkaya bakakalmis şekilde yürümeye devam ettim akşam olduğunda yine yemeklerimizi falan yedik ama daha elektrik arızası mı ne taksa yapılmamış yine karanlık gibi bir ortamda yedik ama bu sefer dünkü gibi gelmedi bana bizimkiler alışmış gibi gülüp eğleniyorlardı ama bana burası çok korkutucu gelmeye başlamıştı. Düşünsenize iki üç pencereden giren sadece sokak lambası ışıkları ve aşçıların kullandığı florasanlar zaten çok temiz bir yer olduğunu söyleyemem duvarın kenarında gordugum örümcek ağı bir anda iyice pgibolojimi bozdu ben elimi yüzümü yikiycam diyip kalktim sofradan Melis bende geleyim aşkım falan yaptı ama yok sen yemeğini ye diyip biraktim onu orada sadece yemekhane bölümünün ve koridorunun bölümünde arıza vardı bütün otel yemekte olduğu için koridorlar çok sessizdi ve karanlıktı. Biraz da yürüyüp odaya girdiğim an şok olmuş bir şekilde çığlık attım

Beyler eve gideyim seri seri partlar aticam rezinizi alıp bekleyin