+93
-105
vay be. lisedeydim. o zamanlar ankara'nın en ciks lisesi. anadolu lisesi olmasına rağmen, millet taksiyle falan okula gelirdi. bense varoşlardan gelen bir garip öğrenciydim. marka nedir orada öğrenmiştim. marka derken adidas, nike bunları bile bilmiyordum.
bir gün beden eğitimi dersimiz vardı. herkes soyunma odasında beden eğitimi eşyalarını giyiniyordu. elemanın birisi yeni aldığı ayakkabısını gösteriyodu herkese. and 1 diye bir marka. sokakta görsem alıp giymem. o derece gibtiritaktan bi ayakkabı. tamam lan güzel bi ayakkabı. ama o kadar da değil. adam kutusundan çıkardı, kutusunu benim yanıma koydu. üzerinde etiketi hala duruyordu. söyle bi gözüm takıldı. sonra işime devam ettim. ama o anda farkına vardım. ayakkabının etiket fiyatında 35 ve sonrasında bir kaç sıfır vardı. iyice baktım ve gördüm ki ayakkabı 350 000 000 lira idi. şu anın parasıyla 350 tl. bundan tam 10 yıl önce. ohaaaa dedim dıbınakoyim ohaa. benim ayağımda, geçen sene askeri liseler sınavına girecekken mahmutpaşadan 10 liraya aldığım beyaz renkli çakma ayakkabı vardı. akrabamız olan ayakkabı tamircisine tamir ettirilmiş ki tamir edilen kısmı yannan gibi belliydi. ben hayatımda öyle utandığımı hatırlamıyorum. çocukluk işte, insan özeniyor tabi. o ayakkabıyı bir kaç ay giydim. ama hem altındaki yamalık görünmesin diye hem de ayakkabı eskisin de yenisini aldırayım diye, neredeyse ayağımı kaldırmıyorum, sürükleyerek geziyorum. neyse ayakkabıyı iyice eskittim. sonra jump markasını keşfettim. siyah renkli, yanında beyaz jump yazan bi ayakkabı. çok hoşuma gitmişti. markaydı da, diğerlerine göre de ucuzdu da.
babama gittim. zırladım, zırladım, zırladım. ben ayakkabı istiyorum diye. tamam oğlum dedi. gittik yer altı çarşısına. 15 liraya ayakkabılar var.
babam:bak oğlum bu güzel. bi numara da büyük alalım okul bitene kadar giyersin.
amcık ben: yaaaa, ben markalı ayakkabı istiyorum.
babam:ne istiyosun?
yavşak ben:jump istiyorum.
gittik jump satan bir mağazaya. ayakkabının fiyatı 35 lira.
babam: almasak olmaz mı? çok pahalıymış.
zütlek ben: olmaz ben bundan isterim.
zırlaya zırlaya aldırdım ayakkabıyı. eve geldim yatakta jump'larımla beraber uyudum. anasınıgibiyim uyudum. ertesi gün okula yeni ayakkabılarımla gittim. ama nasıl mutluyum. 35 lira lan 35 lira. sıra arkadaşımın ayakkabısı benimkinden 10 tane alır. olsun yine de ben mutluydum. o kadar sevdim ki ayakkabılarımı, o kadar rahat ki, çıkarmıyorum bir an bile.
bir kaç hafta giydim ki ayakkabıyı, okuldan eve geldiğim bir gün ayakkabılarımı kapının önünde çıkarma gafletinde bulundum ve tahmininiz üzere ayakkabılarım çalındı. hayatımda o kadar ağlamadım ben. sağolsun babam zırlamama dayanamayıp bir çift daha aldı. maaşla birlikte ikramiye de vermişler. yine bende aşırı bir mutluluk, müthiş bir sevinç vardı. ta ki köye amcamlara tarla işlerine yardımcı olmaya gidene kadar. köye gittiğimiz ilk gün, ayakkabılarımı dışarı çıkardım. yemek yedik falan sonra akşam oldu yattık. sabah uyanır uyanmaz aklıma geldi ayakkabılarım. çıktım dışarı baktım bir teki yok. dıbını gibiyim köpek zütürmüş ayakkabımı. ağladım. pazartesi günü okula yine eski ayakkabılarımla gittim. kimseyle konuşmadım.
şimdi mi? şimdi ne istersem onu alıyorum çok şükür. hatta geçen bi dexter aldım, ayıptır söylemesi, offf akıllara zarar. ammavelakin hala çakma ayakkabı ile kendini avutan çocukları görüyorum. merak etmeyin koçlar. adamlık ayakkabıyla, donla değil. çok güzel ayakkabılarınız olması dileğiyle.
çakma ayakkabı giymekten ben utandım. ama öylesine gerizekalı bir çocukmuşum ki boşuna utanmışım. çünkü utanması gereken, züt kadar çocuğa 350 000 000 tl'ye ayakkabı alan ana babaymış.
iş bu entry acıtasyon amaçlı ve prim yapma amaçlı olmayıp tamamen gerçek bir hikayedir.
Özet: Çakma ayakkabı giymeye utanmayın.
Özet2:Kalbiniz zengin olsun beyler cebiniz değil
Edit: Tamamiyle alıntıdır.
Edit2:Daha önce verildi diyenler o zamanda ben alıntılamıştım aq
Edit3:Çalıntı diyenler "tamamen alıntıdır"yazısını okuyamıyarak sözlüğün zeka ortalamasını düşüren avellerdir.