-
1.
+1Daha önce başka bir başlıktan başladığım hikayemi bu başlıkta devam etmek üzere burada topluyorum beyler, ilgilenenler okusun. Devam etmem için 3-4 tane özel mesaj geldi bende devam ediyorum.Tümünü Göster
BAŞLIYORUM.
18.12.2011
bugün sabaha karşı zil çaldı, gelen istanbuldaki yakın arkadaşlarımdan biri olan veliydi ona " hayrola oğlum gelir miydin sen antalyalara ? " diye sorduğumda kolundaki yarayı göstererek " alsana oğlum içeri " diye bağırdı ağlamaklı bir halde , aradan 15-20 dakika geçti koluna bandaj bağladık sıkı sıkı sardık 3-5 konserve vardı evde onları açtık yiyoruz zaten bende açtım ama veli sanki kıtlıktan çıkmış gibi nefes almadan yiyor huur çocuğu soru soruyorum cevap vermiyor falan en sonunda "noluyo oğlum bi cavap ver " diye seslendim çocuğa duraksadı ve " bilmiyor musun ? " dedi, " neyi ? " diye cevap verdiğimde " demek gizliyorlar huur çocukları... " gibi bir cümle kurdu ama tam hatırlamıyorum daha sonra bana klagib zombi filmlerindeki hikayeyi anlattı tabiki ben inanmadım daşşak geçtim çocukla dedim "oğlum noldu kim dövdü bak söyle hallederiz çocuk musun zombi mombi uyduruyosun" daha sonra ciddi ciddi zombi hikayesine devam etti ve bu muhabbet tam yarım saat sürdü yok efendim evde televizyon olsaymışta görseymişim, ödemedik kablonun parasını velinin maskarası olduk dıbına koyayım, neyse bu tuvalete gitmek istediğini söyledi duş alacakmış... bende oyuna öyle bir dalmışımki aradan 4.5 saat geçtikten sonra anca hatırladım evde misafir olduğunu oyunu pause yaptım ve evdeki south park sessizliğini bozan bir ses belirdi birden, " paaat putttt roağrrrrr " diye sesler geliyordu koridorun sonundan koridora çıktığımda velinin tuvaletin kapısına vurduğunu anladım kapının arkasından sesleniyorum " veli oğlum komik değil dıbına koyayım çık dışarıda oyunda öldür şu zombileri " dedim kapıya daha kuvvetli vurmaya başladı en sonunda ciddi ciddi kuşkulanmaya başlamıştım... mutfağa gittim şu bıçak setlerindeki en büyük 2 bıçağı aldım ve kapının önünde duruyorum "oğlum adam gibi ses ver hayvan mısın roar roar ses çıkarıyosun" dedim hala kapıya vuruyor biyerleri yıkıyor tuvalette en sonunda dayanamadım kapıyı açmak için elimi kapı koluna zütürdüm ve kapının kilitli olduğunu gördüm şu an içeride olanlar hakkında en ufak bir fikrim yok eğer oyuna geldiysem fena döverim huur çocuğunu varya... -
2.
+1tabi ben asosyal bin 2 gündür dışarı çıkmıyorum, karşı apartmanın çatısına çıkarsam bizim tuvaletin küçücük camından içerisini görebileceğimi düşünerek dışarı çıkıyorum her zaman açık olan bakkalın kapalı olması çok ilginç gelmişti bana, tam diğer apartmanın kapısından içeri girecekken birden 20 metre ilerideki kavşakta bir ambulans direğe çarptı hemen 112yi aramak için telefonu cebimden çıkardım ve şarjının bittiğini gördüm. velinin anlattıklarından ve banyoda olanlardan etkilenmiş olmamdan kaynaklansa gerek gidip bakmaktan korktum ve hemen yan apartmana girip dış kapıyı hızlıca kapattım 4 katlı apartmanın çatısına doğru çıkarken 2. kattaki bir daireden çığlık sesleri duydum ve hızlanmaya başladım çatıya çıktığımda kapının arkasına orada bulduğum kalasımsı bir şeyi koydum ve iyice sıkıştırdım açılmasın diye. daha sonra apartmanın bizim apartmana bakan tarafına doğru yürürken birden bizim tuvaletin camından çıkan bir kol gördüm sanki çıldırmıştı veli ağzı burnu kaymış o küçücük camdan dışarı çıkmak istiyordu iyice baktım gözleri bu sabah geldiği gibi bakmıyordu bembeyaz olmuşlardı... o an şok geçirdim orada, yaklaşık 10-15 dakika boyunca hayatım üzerine düşündüm, yapmak isteyip yapamadığım şeyler çok fazlaydı ama ben öyle bir manyaktımki... "abi zombi istilası olsa" keşke derdim hep veli ve diğer yakın arkadaşlarıma... bilmiyorum küçüklüğümden beri uzaylılar ve zombiler ile çok ilgilenirdim. yıllardır arkadaşım olan velinin belkide öldüreceğim ilk zombi olması çok kötü bir durumdu ama evde bir zombi ile yaşayamazdım.eve gitmek için çatıdan aşağı indiğimde birden dış kapıda veli gibi kapıyı yumruklayan birini gördüm o an o kapı açık olsa sanki parçalayacaktı beni bende az piskopat değilim kafamı cama dayadım gözünün içine bakıyorum düşünerek. tam o anda merdivenlerden bir ses geldi hemen kemere sıkıştırdığım bıçağı kavradım ve dış kapıdaki demirlere güvenerek sırtımı dış kapıya verdim ve beklemeye başladım aşağı koşarak inen genç bir kız vardı " kurtarın beni abim çıldırdı " diye bağırıyordu hemen arkasından koşan abisini görünce hemen zombi olduğunu anlamıştım...
-
3.
+1tam kızı kurtarmak için abisine saldıracaktımki kızcağızı yakaladı bin, resmen yiyor yahu çatur çutur koparıyor etini artık yapacak bir şey olmadığını görünce koşar adımlarla yanından geçtim açgözlü bin hem onu yiyor hem bana kol sallıyor yerken valla bıçağa yazık dedim direk kaçtım yukarı aynı kalası sıkıştırdım hemen, düşünüyorum burdan eve nasıl geçerim diye. hemde etrafa bakıyorum 3-5 kişi daha var çatıya çıkan ama ellerinde benim gibi mutfak bıçağı değil tüfekler tabancalar var. yerlere bakarken birden çatısında durduğum apartmanın kapısında bir topluluğun oluştuğunu görmeye başladım huurlar "çatırttt " diye ses geldi aşağıdan camı kırdılar ama demirlerin arasından geçemiyorlardı e tabi buldunuz çıtı pıtı kız cesedini saldırın dıbına koyayım... aradan 5 dakika geçti çatının kapısına vurmaya başladı kızın abisi, yada başka biriydi açıp bakmaya hiç niyetim yoktu. daha sonra bizim binaya çatıdan atlama gibi bir aptallık yapmayı düşündüm ama yemedi açıkçası 2 apartmanın arasında antalyaspor bayrağı asılı olan bi halat vardı kocaman dedim bu beni çeker mi acaba 90 kilo adamım amk çok düşünmeden bi attım kendimi yaklaşık 5 metre aşağıdaki halatın üzerine ulan kaldıkmı ortasında halatın ellerim acıyor en fazla 1 metre ilerledikten sonra kendimi atıverdim bizim apartmana doğru tamda bizim 2 kat üstümüzdeki dairenin balkonundaki demirlikleri tutuyordum kas masta yok amk paso yağ var birazdan düşücem tam düşecekken bir ses duydum atladığım çatıdan "ppppattttttttt " diye ulan o bin nasıl açmış o kapıyı direk bana doğru atladı varya uçacağını falan sandı heralde bin karşı apartmanın bahçesine çakıldı kaldı tam ona bakarken altımda 1-2 tane gezinen zombi farkettim dedim böyle olmayacak tutturabilirsem alt kattaki demirliklere tutunayım belki komşular yaşıyordur ha zombilerse bile en azından tanıdıklara yem oluruz bari dedim ve bıraktım kendim bir kat aşağıdaki demirlikleri tutmak üzere, şansıma tamda balkondaymış arkadaş bi an elindeki silahı bana doğrulttu o panikle tam vuracakken " tut beni " dedim attı silahı yavaştan yardım etti balkona çıkmama olanları o daha iyi biliyormuş, anlattı bana yunanistandan başlayıp her şeyi. en sonunda kendi daireme indim ve bizim veli hala kapıya vuruyordu. iyiki kilitlemiş, yada zombi olacağını biliyor muydu ? bunu artık öğrenmemin imkanı yoktu... odama gittim duvarda asılı olan katanamı aldım zamanında tam 900 lira vermiştim o katanaya varya lise 3ten beri duvarda durur öyle en sonunda bi işe yaratacaktı 3 tane de shuriken yani ninja yıldızım vardı elimdeki dandik bıçakları bir kenara bırakıp tuvaletin yolunu tuttumTümünü Göster
-
4.
+1kapıyı zorlarken aklıma bin bir türlü şey geliyordu "acaba misineler onu tutar mı ? " "onu öldürebilecek miyim" gibi... bu şekilde saçma sapan sorular ile zihnimi meşgul ederken birden çıt etti açıldı kapı, hemen geri çekildim ve duvara dayadığım katanamı aldım. ucuyla kapıyı ittim ve duvara kan ile yazılmış " buraya gelmem hataydı , beni affet " bir yazı gördüm. duygusala bağlamama vakit kalmadan üzerime doğru koşa veli tahmin ettiğim üzere kapıdaki misinelere takıldı ve öylece kollarını uzatıyordu o misinelerin arkasınan, sabit duran kafasının tam ortasına katanamın ucunu tutup "asıl sen beni affet kardeşim " dedim ve yarısına kadar soktum katanayı, sonuç filmlerde ve oyunlardaki gibiydi aynı, hemen yığıldı yere. 2-3 saat tekrar hortlar belki diye elleşmedim banyonun o taraflara, kapattım kapıyı ve bir sigara yakıp yapabileceklerim hakkında düşündüm, yemek için herkes mağazaları yağmalamaya başlamadan önce evin etrafındaki 3 büyük marketten birşeyler almalıydım, sokaklardakilere polisler ve silahlı insanlar müdahale ediyordu, yani henüz kontol edilebilir derecede bir olaydı bu, tabi en azından antalya için. velinin anlattığı kadarıyla istanbul çok daha kötüydü. bugünlük burada bitiriyorum eğer yarın hala yaşıyor olursam tekrar yazmayı düşünüyorum.
-
5.
+1evden dışarıdaTümünü Göster
dairenin kapısını açtığımda dış kapının hala kapalı olduğunu gördüm, evin güneye bakan tarafından arka bahçeye atlayıp ara sokakları ve bazı kestirmeleri kullanarak kaleiçine ordanda yüzebilecek herhangi bir gemi, sandal ile sıçan adasına gideceğim, önce nezaketen kapılarını çaldım karşı dairenin tabi açan olmadı daha sonra levye ile bu kapıyı da hallettikten sonra odaları tek tek kontrol ediyorum elimdeki makaralı yay ile daire temizdi, yavaşça balkona doğru ilerlediğimde balkonun aşağısının da temiz olduğunu gördüm hemen demirliklere bağladığım ipten aşağı indim ve tüm hızımla koşmaya başladım, dinlenmek için iyi bir yer arıyordumki aklıma hemen yolumun üzerinde olan uzunca duvarları olan bir okul geldi tam kapıdan içeri girecektimki bir sürü bebe zombi tıpış tıpış bana doğru koşmaya başladı hemen sürgülü kapıyı çekip kilitledim ve o an dinlenilecek zaman olmadığını anlayıp hiç durmadan ışıklara doğru koşmaya başladım dedemanın oralardaki bir tekelden 4-5 kutu sigara aldım ve ışıklar gibi kalabalık bir caddeden nasıl geçeceğimi düşünmeye başladım bir an " zombi taklidi yapmak" geldi aklıma fakat işe yaramama riski vardı ve benim ölmeye hiç niyetim yoktu tam yürümeye devam edecekken birden belediyenin çalışmalarında kullanılan kepçelerden birtanesini kestirdim gözüme şansıma anahtarı üzerindeydi ve çalışır vaziyetteydi durumun orada ne kadar kötü olduğunu bilmediğim için burhanettin onat caddesinden gitmeye karar verdim, cebesoy caddesine girdiğimde bu kocaman araç ile yanlarından geçemeyeceğim kadar araba vardı orada normalde hiç trafik olmayan cadde şimdi araba doluydu... bildiğim birkaç kestirme yoldan giderek kaleiçine vardım. fakat limana gitmeden önce yapmam gereken bir şey vardı. eğer öleceksem bu gerizekalı zombile yüzünden olmamalıydı o karanlıkta her zaman gittiğim bara gitmek üzere yola koyuldum yolda 3 punkçı ile karşılaştım ama her zamankinden biraz farklı olarak bu sefer zombiydiler, sanırım artık gerçekle yüzleşme vaktim gelmişti, savaşmam gerekiyordu... cebimdeki shurikenleden birtane çıkartıp tam kafasına attım fakat pek derine girmediği için işlememiş olsa gerek ölmedi. yay gibi riskli bir alete hiç bulaşmadan katanamı kınından çıkardım ve birtanesinin kafasını olduğu gibi koparıverim tek bir hamlede, hiç zor olmamıştı... aslına bakarsanız hoşuma bile gitmişti diyebilirim daha sonrakinde ise deneme amaçlı vücuduna sapladım katanayı fakat etkilenmedi,o an panik olup kemerimden mutfaktaki bıçaklardan çıkardım ve hemen kafasına geçiriverdim yere yığılırken katanayı tuttum ve içinden çıkıverdi son kalan ile arkadaşlarını öldürdüğüm için üzülmüş olsa gerek bir sinirlendi bir sinirlendi başladı üzerime koşmaya bende hiç hareket etmeden sadece katanayı kafasına doğru tuttum ve kendi kendini öldürdü, yazık... daha sonra bara vardığımda kırılmamış 3-5 viski şişesini çantama koyup limana doğru gittim. tüm büyük gemiler gitmişti yalnızca 3-5 sandal vardı ve bunlar sıçan adasına gitmem için bana yetermiydi hiç bilmiyordum, başka çarem olmadığı için 1-2 yedek kürek toplayıp atladım birtanesine. biraz açıldıktan sonra şehri izleyerek adaya doğru kürek çekmeye başlamıştım -
6.
+1bugün sıçan adasındaki 20. günüm, ilk hafta yemek sıkıntısı çekiyordum fakat başka çaremin olmadığını görünce arada sırada tekrar şehre iniyorum. şansıma adaya vardığımda adada ne bir zombi vardı... yaklaşık 2 gündür ciddi bir şekilde intihar etmeyi düşünüyorum. artık bu günlüğü okuyacak birisinin kaldığından bile emin değilim. daha fazla yazmak istemiyorum.
-
7.
0saat 04:58, sabah yazdıklarımdan sonra şehre tekrar inip biraz gezdim. 15-20 metre uzağımdan bana doğru yavaşça gelen pisliklere aldırmadan gezdim. aylar önce gezdiğim gibi, ülkenin hatta belkide dünyanın sonunun gelmiş olmasından daha çok etkileyen birşey varsa beni oda yıllardır taparcasına sevdiğim kızın her şehre indiğimde beni yemek için kovalaması. zombi hali bile güzel be günlük. onu öldürmeyi planlıyorum, o şekilde yaşaması yada her neyse işte beni rahatsız ediyor. marketlerden çantalar dolusu yiyecek ve içecek aldım. aslına bakılırsa güzel yanı da var bu olayın. hergün seleklere gidip ordan 1-2 gitar alıyorum daha dün bu olaylardan önce çizilse hayatımın kayacağı gibson les paulumun aynısından birtane parçaladım. nede olsa adada daha 4-5 tane gitar var... işin aslı her şeye sahip olmanın bir bedeli olarak görüyorum bu huur çocuğu zombileri. üzerimdeki kıyafetleri, aksesuarları satsam araba alırım, araba alırım demişken geçen günlerde bitane suburban buldum yolda e tabi o artık benim.
-
8.
0--günlük dışı--
@6, canım kardeşim okuyun okumayın demiyorum ama hobi olarak okuyun bunu yani, walking dead ile bu bir mi amk
--günlük dışı-- -
9.
0Bugün adadaki 21. günüm.
Dışarısı çok soğuk, burada bulduğum kulübemsi bir evin içindeki soba ile ısınıyorum fakat dışarı adımımı attığım anda tir tir titremeye başlıyorum, soğuklar böyle devam ederse 1-2 hafta dışarı çıkamayabilirim. Bu adayı küçük bir kaleye çevirme gibi bir fikir oluşmaya başladı kafamda, şehirde o kadar çok malzeme varki burayı farklı bir dünya haline bile getirebilirim. -
10.
0Öğlene doğru ısındı hava, hep şehre gidiyordum bu sefer kemer tarafına doğru gittim ve hayatımın hatasını yaptım neredeyse 30-40 tane zombi birden hiç durmaksızın beni ben sandala binene kadar kovaladılar. Şu anda adadan onlara bakıyorum 200-300 metre uzağımdalar ve orada sadece benim için duruyorlar. Buraya gelirken öldürdüğüm 3 ergene göre çok çevik ve güçlüler. Ama benimde yeni oyuncaklarım var elbette. Hep o filmlerde gördüğüm 1-1,5 metrelik dürbünlü tüfeklerden edindim birtane. Oyun oynuyormuşçasına öldürüyorum o pislikleri. Hatta vurduktan sonra " head shot " diye bağırıp hareket bile çektiğim oluyor bazen, bu keyifli dakikalarımın hemen bulmaması için hepsini öldürmedim. Şimdi biraz dinlenmem gerek, çok koştum
-
11.
0Azönce gördüklerimi başkası görse asla inanmazdı. Öldürmediğim zombiler de ölmüştü ! Bunun tek bir anlamı olabilirdi, yalnız değildim. Son zamanlarda insanların birbirine güvenmemesinden olsa gerek bunu bir tehdit olarak görüyorum şu anda, çünkü şehrin en güvenli yerine sahibim ve burayı benimle paylaşmak istemeyen birileri olabilir
-
12.
0Çok vakit geçmeden şehirde patlamalar ve silah sesleri duymaya başladım, hemen arabaya atladım ve şehre doğru inmeye başladım sesleri takip ettim ve sokakta biri bacağından yaralı 3 kişi gördüm, onlara doğru koşan zombileri ellerindeki silahlar ile öldürüyorlardı hemen arabadan 1-2 tüfek alıp yanlarına gittim, silahları onlara doğrultmadığımı görmüş olsalar gerek sanki yıllardır arkadaşmışız gibi konuşmaya başladılar benimle " burada nasıl hayatta kaldın" dedi yaralı olan kız, "denizde küçük bir adada kalıyorum, güvenli" dedim. Daha sonra üçü birden ateşi kesip bana baktılar ve orta yaşlı bir adam " biz de gelebilir miyiz " dedi, tiplerinden kötü insanlar olmadıklarını anlamıştım. Yada öyle sanıyordum, emin değildim fakat bu fırsatı kaçıramazdım. Onları adaya zütürdüm. Şu an ben bu satırları yazarken onlar büyük bir heves ile adayı geziyor, heryeri kontrol ediyor ve üstlendikleri görevleri yerine getiriyorlar. işler kolaylaşacak gibi gözüküyor.
-
13.
0Akşam olduğunda yemeğimizi yerken anca doğru dürüst konuşma fırsatımız oldu. Orta yaşlı adam ve karısı benim yaşlarımda belki daha büyük olan kızı, kızın erkek arkadaşı ile taa izmirden yola çıkmışlar. Onlara peki neden 3 kişi olduklarını sorduğumda adam karısını kurtaramadıklarını söyledi. Üzülmüştüm. Fakat benim gibi yalnız değillerdi en azından. Kızın erkek arkadaşı kuşkucu bir şekilde " Kaç kişiyi öldürdün " diye sordu, inanın bana ne anlamda sorduğunu ben bile anlayamadım. Hafif abartarak "100-150 vardır" dedikten sonra adam ve oğlan hafiften sırıttılar ve "1 gün için fena değil" dediler. Kız bu muhabbetlerden bıkmış olsa gerek " Neden yeni tanıştığınız halde birbirinize isimlerinizi sormak yerine leşlerinizden bahsediyorsunuz !" dedi ve biraz duraksadık. Bende "Ben Cemre" dedim kıza dönüp. Kız agresif bir şekilde dönüp "Bende mehmet" dedi. Sanırım şaka yaptığımı sanıyordu ama alınmadım. Adam "Sen onun kusuruna bakma yaşanan onca şeyden sonra çıldırmamış olması bile bir mucize,ben ali.. Buda kızım Defne" dedi. Defne'nin sevgilisi kızı omzuna yaslatarak "bende Efe" dedi. Bu şekilde tanışmış olduk. Onlara ada ile ilgili planlarımdan bahsettim, üzerinde biraz konuştuk ve herkes uyumaya başladı. Bende birazdan uyuyacağım.
-
14.
0Sabah bir elin beni dürtmesi ile uyandım, adada yalnız olmadığımı unutmuşum heralde hemen yanımdaki bıçağı kavrayıp ani bir hareketle savurdum. Tam o anda dank etti onun zombi olmadığı. Bıçağı savurmam ile defnenin çığlık atması bir olmuştu, o an korkudan gözlerimi açamıyordum. Çünkü onu yaraladığımı biliyordum ve ciddi olabilirdi durum. Hemen efe odaya geldi ve ben hala şaşkın bir şekilde orada dururken üzerime atladı, sert yumruklar ile yüzüme vurmaya başladığında kızın babası onu üzerimden çekti. O an defnenin kolunun kanadığını gördüm. Çok ciddi görünmüyordu ama bu çok rahatsız ediciydi, onlara hemen sağlık ekipmanlarının olduğu dolabı gösterdim. Ortalık biraz sakinleştikten sonra durumu onlara anlatınca banada hak verdiler ve ben defneden , efe benden sonra ben hepsinden özür diledim.
-
15.
0Yiyeceklerin bize yetmeyeceğini düşünerek efe, ali abi ve ben yiyecek bulmaya çıktık. Tenha yerlerdeki marketlere girip içlerini kontrol ediyorduk. Hala bize haftalarca yetecek yiyecek vardı her birinde. Sanırım kurtulan pek kalmamıştı antalyada.Çantalarımızı sırtlanıp dışarı çıktığımızda köşede 1 tane zombi gördüm. Sanki birini kovalıyordu hızlıca geçti gitti önümüzden bende bir kişiyi daha aramıza alabilme umuduyla onu kovalamaya başladım ve gördüğüm tek şey gerizekalı insanların zombi olunca dahada gerizekalı olduğuydu. Üzerinde kadın resmi olan posteri ısırmaya çalışıyordu. Biraz izleyip güldükten sonra makaralı yay ile boynundan vurdum, dönüp bana doğru koşmaya başladığında silahımı kavradım ve ateş etmeye başladım, pek iyi bir nişancı olmadığımdan kaynaklansa gerek bir türlü vuramadım. Hala üzerime gelmeye devam ediyordu ve bir anda kafasının resmen patladığını gördüm. Hemen ardından ali amca yanıma gelip elini bana uzattı ve " anlaşılan adada biraz atış dersi vereceğiz sana hehehe" dedi ve sandalın yolunu tuttuk. Tam sandalın oraya vardığımızda adadan silah sesleri gelmeye başladı. Acele ederek adaya gittik ve
-
16.
0Defnenin merak ettiği silahlarımı kurcaladığını gördük. Tabiki buna kızmadım ama babası ve erkek arkadaşı " kendine zarar verebilirdin" gibisinden cümleler kurarak kızı bin pişman ettiler yaptığına. Akşam üzeri ben denizi izlerken defne yanıma oturdu ve "burada yalnız mı kalıyorsun" dedi.Ona "evet,ama insan alışıyor bir süre sonra" dedim. Daha sonra "şehirde hiçkimse yokmu buraya getirebileceğin başka, akrabaların,arkadaşların varsa kız arkadaşın ? " dedi üslubumu bozmadan "hayır" dedikten sonra efe onunla konuşmamdan rahatsız olmuşa benziyordu ve onu " defne gel bi konuşçaz" diyerek çağırdı kızı
- 17.
-
18.
0--hikaye dışı--
Beyler bikaç saate gelip devam edicem geceye kadar. O hikayedeki sokakta gördüğüm taparcasına sevdiğim zombi kızın gerçek hayattaki zombi olmayan modeli ile konuşuyorum şu anda
--hikaye dışı--
-
eee bu site artık bi yere yıkladığımızda
-
14 02 25 sözlükteki huzur
-
yavaş olan sözlük değil
-
hadi keloğlan parmaklıklarıı sosiss gibi sen mi
-
soğan ekmek yeriz erdoğanı yedirmeyiz
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 14 02 2025
-
bu akşam spor salonuna gitsem
-
türkiye yüzyılı bebek bezi tane ile satılıyor
-
maltepeli bir yazarla sevgili oldum
-
en kolay para kazanma yöntemleri 3 adet
- / 1