Sıcak bir yaz mevsimi evde boş boş oturup oyun oynamaktan bunalmıştım. Sözde sevdiğim lanet tiyatro kursuna gidiyordum. Sabahın köründe gene gibtiminin provası vardı. Kalktım duşumu alıp dışarı çıktım. Söve söve basamakları indim, bahçeye çıktım. sokağa yol aldım ama huzursuzluk verici bi sessizlik vardı.Önemsemedim-dünya gibime minare zütüme-biraz ilerledim yerde kırmızı bi topak vardı.Aha dedim la bu kesin ceset sıçtın olm hezeyanlarıyla gittim dükkanın önündeki cesede. Tanıdım bu bizim boşboğaz abazan berber.Tam teşhis etmek için herifin omzunu çekip düz çevirdim, herifin bağırsaklar flaş tvdeki ucuz hortumlar gibi büzük büzük açılmıştı dehşete düştüm. Kafamı topladım kendime geldim de bu polisler neredeydi?Tam bunları düşünürken içerden sesler gelmeye başladı. içimdeki nihat hatipoğlu dürtüleri harekete geçti 3dakika dua okudum köşeye sindim, neyse bu işin iç yüzünü öğrenmeliydim sonunda aradığım ekşını bulmuştum. Kapıyı açıp dükkana zütüm zütüm adımımı attım.

ses verin devamı gelecek

Yerde kanlı ayak izleri vardı perdeli bir bölmeye gidiyordu. içeri girince gözüm hemen masadaki usturaya ilişti kaptım emaneti güven gelsin diye sallamaya başladım sağa sola.Tam sallarken elimden kaydı yere düştü biraz patırtı çıktı. içerideki sesler kesilmişti, geri kaptım hemen. Perde oynamaya başladı. Hayatımda ilk kez soğuk ter denen uyartıyı tecrübe ediyordum,bir tuhaf oldum.Her zaman yaptığım gibi küfür ederek cesaret kazanmaya çalışıyordum.Ana avrat zombiye kayarken birden üstüme çullandı aklımı mantığımı yitirmiştim. Sadece hayatta kalma dürtüsüyle harekete geçip usturayı soktum bıngılından. Dışarıda olup biteni öğrenmeliydim.

Kapıyı çekip kepengi indirdim. Emekli dedeler gibi haber izleme, olup biteni takip etme aşkıyla yanıp tutuşuyordum. Kumandadan tv yi açmaya çalıştım her kanalda hışırtı vardı gümbür gümbür flaş tv bile sessizdi. Elimi radyo ya attım oda hışırtılı.La bari gazete bakayım dedim dolapları karıştırdım bi tak çıkmadı. Umudumu yitirmeye başlamıştım, biraz su fena gelmezdi elimi musluğa attım yok aga buda çalışmadı.Şu işler hele bi bitsin 5 vakit namaza başlayacağıma niyet ettim.O sırada gözüm askılıktaki bu züt berberin mercedes c180 inin anahtarına takıldı. Kaptım onu kepengi falanda açtım züttürdüm araca, kuruldum deri koltuğuna.iyi güzel altımızda mercedes varda şimdi nereye gidecez lan?E tabiki polis karakolu veya askeri üs mantıklı olabilirdi. Karakol işi sıkıntı olduğu için şehir dışındaki askeri üssü seçmeye karar verdim. Sessiz sokaklar arasından altımdaki canavarla otobana doğru yola koyuldum.

aga yarın devam söz bitirecem

Sokaklar neyse de caddelerde sahipsiz araçlar yolu fena tıkıyordu. Allahtan gerizekalı bi belediye başkanımız vardı da kaldırımlar yollar kadar genişti.Önüme çıkan zombileri biçe biçe otobana çıktım. Yolda seyir halindeyken aracın motorundan sesler gelmeye başladı muhtemelen mercedes yakıt tankının dibini sıyırıyordu. Polislerin kapadığı yoldan devam ettim üsse doğru.Tam o sırada ileride mahşeri bir kalabalık gördüm.Aha son ümidimizde suya düşmüştü. Canlı insan görmeye hasret kalmıştım çok zor bir karar vermiştim. Merkeze geri dönüp her şeyi akışına bırakacaktım belki birilerini bulabilirdim.

Sahil kenarından merkeze doğru devam ederken araç durdu benzin bitmişti. Aracı arayıp bişeyler bulmayı ümit ettim. Bagajda stepne den başka hiç bi halt yoktu ilk yardım çantası yeri boştu naptıysa züt. Torpidonun kolunu yavaşça çektim ve bum Llama 7.65 kucaklarıma düştü.Şarjöre baktım doluydu zaten sadece acil durumlar için kullanacaktım. araçda başka da bi tak yoktu. Llama ve usturayla birlikte yavaşça yürümeye başladım. Sahipsiz araçların aralarından geçiyordum sahildeki zombilerden beni saklıyorlardı.Çok yakından bi tıkırtı duydum olduğum yerde kalakaldım.Şıraak zombi yan cama kafa atıp üstüme saygımıştı. Yine içgüdülerim harekete geçti yerdeki cam parçasını kavrayıp gözüne soktum.Çok gürültü çıkmıştı ve camı sıktığımdan dolayı foşur foşur elim kanıyordu kaçmalıydım etrafıma göz atıp opsiyonları değerlendirdim yaklaşık 7 metre ötede kapısı açık kalmış hyundai h-100'e kendimi güç bela attım. Etrafımdaki sesler artmıştı. Llamayı çıkartıp mermiyi namluya sürdüm. Elimi üstümdeki gömlekten bir parça yırtıp sardım züt berbere iyice sövdüm bandaja ihtiyacım vardı.

Gece yarısı bir iki part daha atarım agalar

O sırada içim geçmiş uyuya kalmıştım. Aşırı derecede açlık ve susuzluk çekiyordum.H-100 ün gaz pedalının yanında 1 litrelik su şişesi bulmuştum, kana kana yarım litre içtim yarısını bıraktım ne olacağımız belli değildi iyice taka batıyorduk. Kendime gelmiştim kafayı camdan uzatıp etrafı gözlemeye başladım,tam o sırada gözüm trafik ışıklarına takıldı aga su çalışmıyordu ama elektrik çalışıyordu.Aha su zihnimi açmıştı demek ki santrallerin olduğu bölge hala direniyordu. Körfezin öbür ucundaki santral bölgesine ulaşmaya karar verdim hem körfez güvenli olurdu da neyle gidecektim? yaklaşık 200 metre ötedeki limanı gözüme kestirip yola koyulmaya karar verdim. Kapıyı yavaşça açıp kollaya kollaya ilerlemeye başladım.

Açlık ve sıcak hava beni fena etkilemişti zombilere gözükmemek için baya efor sarfediyordum.200 metrelik yolu 2 saatte aldım limana vardım ama durumum çok kötüydüya araç yoksa işte o zaman zıçtık dedim içimden pgibolojim de çökmeye başlamıştı canlı insan görmeyi çok istiyordum. Turnikeleri güç bela atladım birazcık ilerledim ve işte orada turuncu sahil güvenlik teknesini fark ettim. Tabancayı çekip tekneye atladım. Güvenliğimi garantiye almak için her deliğini aradım zombi yoktu zaten züt kadar tekne. Artık bir şeyler yiyip elimi iyice tedavi etmeliydim. Acaba işime yarar bir şeyler bulabilirmiydim? Açlıktan titreyen ellerimle dolapları karıştırmaya başladım.