/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +10 -2
    Tarih 25.07.2016

    Türkiyedeki darbe girişiminin üzerinden 10 gün geçmişti. OHAL dışında hayat normale dönüyordu. Fakat dünyayı ilgilendiren bir haber daha vardı.Son zamanlarda kayıp olan WHO'ya ait olan uçak hala bulunamamıştı. Uzmanlara göre bu uçak bulunamazsa dünya üzerinde çok tehlikeli şeyler olabileceği yönündeydi.Çünkü uçağın içinde ebula virüsünün tedavisi diye bilinen "kx5" denilen virüs vardı. Eğer bu virüs yayılırsa gelişim gösterip dünya üzerinde bir çok insanın hayatını mahvedebilirdi. Komplo teorisyenlerine göreyse bu virüs küresel çetelerin dünya nüfusunu azaltmak için yapılan bir girişimin olduğuydu.
    ···
  2. 2.
    +5
    26.07.2016-Öğle Saatleri

    Haberleri izlerken WHO'ya ait uçağının kalıntılarının Doğu Çin Denizinde bir adada bulunduğunu görmüştüm. Zerre gibimde olmadı. Sonuçta Çin nerdeydi ben nerdeydim?

    31.07.2016

    gibimde olmaz demiştim sözümü geri alıyorum. Uzmanlar "kx5" virüsünün balıklar üzerinden insanlara bulaştığını açıkladılar. izlediğim haberler de Çinde bir çok insanın yamyamlarla benzer davranışların gösterdiğini söylüyordu.Çindeki zengin iş adamları ise çoktan Avrupaya uçmuştu. Doğu Çin denizinden yayılan bu tehlike tüm Güney Doğu Asyayı etkilemişti. Japonya sınırlarını kapatmış deniz ürünlerini yasaklamıştı. Güney Kore de sınırlarını kapatmış olanlara hazırlanıyordu. Kuzey Korenin olaylar gibinde değil yine. Endonezya,Malezya gibi ülkelerse tedbiri elden bırakmayıp askerlerini sokağa indirmiş OHAL ilan etmişti.Çin de aynı davranışı sergileyerek çareyi askerlerde bulmuştu fakat kx5 virüsünden Çin askerleri de etkilenmişti. Yağma olayları her gün artıyor Çin şehirleri tek tek düşüyordu polisleri, askerleri,hükümetleri olaylara şaşkınlıkla ve korkuyla bakıyor çaresizlikle sıranın kendilerini gelmelerini bekliyorlardı...
    ···
  3. 3.
    +5
    05.08.2016

    Olaylar tüm Asyayı etkilemiş. Bütün şehirler tek tek düşmüştü. Bütün Asya hükümetleri düşmüş buna Orta Asya Türk Cumhuriyetleri de dahil. Dünyada üretim durmuş yağmalar ve suç Avrupa, Amerika hatta ve hatta Türkiyede dahil her yere sıçramıştı. Olan biteni merakla takip ederken C.başkanı ve Başbakan 2 hafta önce yaptığı açıklamaların aksine "Halkımıza meydanlara çıkmamasını öneriyoruz. Sağlık ekiplerimiz ve güvenlik güçlerimiz virüs vakalarını tek tek inceleyerek bir çaresini bulacaktır" demişlerdi. Bizlerse evlerimizde oturup olacak olayları şaşkınlıkla bekliyorduk.Ha bu arada dün Adana'da virüslü sanılan bir kişiyi linç etmişlerdi. Böyle de garip haberler ülkenin her yerinden geliyordu.

    07.08.2016-Akşamüstü

    Haberler 1 gün içerisinde virüsün tüm Doğu Anadoluyu ve Güneydoğu Anadoluyu etkilediğini söylüyordu. Askerler kışlaları, polisler karakolları, doktorlar vs. ise hastaneleri boşaltıyordu.C.başkanı yaptığı açıklamada "Halkımız müsterih olsun. Ankaranın ilerisine kurulacak tampon bölge de virüsün tüm Türkiye'ye yayılmasını engelleyeceğiz Allahın izniyle" demişti
    ···
  4. 4.
    +4
    10.08.2016-Sabah saatleri

    Uyandığımda bir sigara yakıp haberlerin başına kuruldum. Ankaranın ilerisine kurulacak tampon bölge işe yaramamıştı.Son dakika geçilen haberlere bakıyordum. Başbakanlık binası önünde askerler ve polislerle zombiler çatışıyordu. Muhabirse olayların ülkenin %75'ini etkilediğini söylemişti.5 dakika sonra olayları anlatan muhabir omzunda 2 mermi yarası olan bir zombi tarafından canlı canlı yenmişti. Kanal hemen yayını kesti haliyle. Burda ise yağma ve gasp olaylarının artması dışında olağan bir şey yok. Neyse ki zamanında erzak ve su depolamıştım fakat sigaram, güvenli bir yerim ve silahım yoktu.Ne yapabilirim bilemiyorum yakında olaylar buraya da sıçrar. Yani görünen köy kılavuz istemez.Ya hayatta kalacaktım ya da ölecektim..

    12.08.2016

    Olaylar veya benim deyimimle zombi kıyameti istanbul'a yakınlaşıyordu. Dün Ankara düşmüştü.C.başkanı ve bakanlardan haber yok keza ordunun üst kademeli yetkililerinden de.Türkiye ve dünya yavaş yavaş karanlığa boğuluyordu.Ben ise malzeme toplama peşindeydim. Görkemi aradım bizim evin yakınlarında buluşup yağma yapmamız gerektiğini söyledim.Hak verdi çünkü kendisi de tam olarak hazır değildi.Şehirin içlerine inip bir yağma kafilesine katıldık. Kafile bizle beraber bime doğru ilerliyordu. Hemen bir alışveriş arabası alarak görkemle konserveleri boşalttık. Biraz su ve bulabildiğimiz pilleri de attık. Görkem biz yağma yaparken endişelenmişti. Kavruk suratından bu hali çok belli oluyordu.

    "Necdet polisler falan basmasın kanka?"
    "Kanka bu virüs polisleri de aştı" diyip ilerdeki reyondan yiyecek yağmalayan polis memurunu gösterdim. Biraz da olsa rahatladı. Gereken her şeyi alınca bir büfeye girdik sigaraları bizden önce birileri almıştı. Maltepe falan bile yoktu büfe bomboştu. Görkeme biraz daha gezinmemiz gerektiğini söyledim.iki üç sokaktan geçtikten sonra boş bir büfe gördük camları yerindeydi fakat kapılar hala kilitliydi. Yağmacılar buraya uğramadan her şeyi almamız gerektiğini anladım. Camları taş yardımıyla kırıp içeriye girdik alarm sesi kafamızı gibmişti neyse ki kimse müdahale etmiyordu. Sigaraları ve konserveleri topladıktan sonra görkemle topladıklarımızı pay edip ayrıldık..
    ···
  5. 5.
    +1
    14.08.2016-Öğlen

    Uyandığımda bi sigara yakıp televizyonu açmaya çalıştım. Fakat elektrikler yoktu telefona bakayım dedim servis yoktu.Şaşkınlık ve uyku sersemliğiyle camdan dışarı baktım. Sokak zombi kaynıyordu. işte yannanı yediğimin kanıtıdır. Evde kimse yoktu. Ailemi soracak olursanız astsubay babamı ve annemi yıllar önce terör saldırısında kaybetmiştim.O zamanlar babamın tayini Tunceliye çıkmış annemle beraber görev yerine gidiyorlarmış. Beni de dayıma emanet etmişlerdi. Lojmanı ayarlayıp beni de getireceklerdi fakat yolculuk esnasında otobüse pusu kuran teröristler tarafından şehit edilmişlerdi. Daha bebekmişim o zamanlar dayım ben biraz büyünce bunları anlatmak zorunda kaldı. Sağolsun Mete dayım beni kendi çocuğu gibi sevmiş bakmıştı. işini öğretmiş para kazanabilecek duruma geldiğimde beni rahmetli dedemlerin evine yerleştirmişti.Bir dediğimi iki etmezdi halimiz vaktimiz yerindeydi rahmetli dedemler sayesinde. Neyse hayat hikayemi bırakıp günümüze dönüyorum. Yaşadığım şaşkınlığın ardından sırt çantası hazırlayıp mutfaktaki et bıçaklarını alıp dışarı çıkmıştım. Garajdan arabayı alıp dayımlara doğru yola çıktım. Silah sesleri, dumanlar şehrin her yanından geliyordu. Dayımların evinin yakınına gelince arabayı durdurup bahçenin kapısını açtım arabayı dışarda bırakamazdım. Arabayı bahçeye çektikten sonra kapıyı kapatacaktım kapıya yaklaştıktan sonra sokaktan üstüme doğru gelen zombiyi gördüm. Paniklemiştim istemsizce belimdeki bıçağı aldım. Yanıma yaklaştıkça korkuyordum yakınıma gelince kollarını uzattı kafamdan kavramaya çalışıyordu. Elimdeki bıçağı önce kalbine saplayıp son gücümle ittirdim. Affalayıp yere düşünce o anın heyecanıyla dizlerimle göğsüne bastırıp bıçağı saplamıştım.Üstüm başım kan oldu haliyle. Bıçağı belime yerleştirip eve gittim kapıyı dört beş kez tıkladıktan sonra kuzenim Gökçe açtı. Salona geçtiğimde yengem ellerini yüzüne kapatmış ağlıyordu diğer kuzenim Alperen ise volta atıyordu.Üstümü başımı bile sormamışlardı belli ki bir şeyler olmuştu. Gökçeye sordum.

    "Hayırdır?"
    "Necdet babam yok ortalıkta"
    "Kuzen haber alamadınız mı?"
    "Dün işyerine gidicem demişti çıkma dedik ama babam işte laf dinlemez gitti geri gelmedi."
    "Hay Allahım ya bu adam ne arıyor dışarda? Dur bakalım bulucaz bi çaresini dayım bu eve sağ salim gelecek"
    Tümünü Göster
    ···
  6. 6.
    +1 -1
    ben kaçtım gençler yemek yiyip yatarım yarın devam rezleri şukuları esirgemeyin
    ···
  7. 7.
    +2
    14.08.2016-Öğlen

    Kuzenim Gökçe ile konuştuktan sonra dayıma ne olduğunu düşünüyordum. Kendisi eski askerdi. Babam ve Annem öldükten sonra askerliği bırakıp rahmetli dedemin yardımıyla oto galeri işine atılmıştı.Ona pek bişey olacağını da sanmıyordum ama işte kötü düşünceler aklımdaydı hep. Yengemin yanına gittim ve sakinleşmesini söyledim ağlaması bize bir şey kazandırmazdı. Sıra dayımı bulmaya gelmişti. Alperene dayımın tabancasını almasını söyledim silahı kendisi kullanacaktı dayım zamanında silah kullanmasını Alperene öğretmişti. Gökçeyi evde bırakacaktık yengeme göz kulak olması için. Alperene de sırt çantası almasını söyledim. Olası durumlar falan için yanımıza erzak,su ve el feneriyle üç beş pil aldık. Dışarı çıkıp arabaya bindim alperen kapıyı açtıktan sonra arabayı sokağa çıktım görünürde zombi gözükmüyordu. Alperen kapıyı kapattıktan sonra yanıma geldi ve yola çıktık. Yollar kan gölüydü.Ülkede iç savaş havası vardı. Terkedilmiş tanklar, polis arabaları yağmalanan dükkanlar tek tük dolaşan zombiler. Resmen kıyametin içindeydik..

    Dayımın dükkanına geldiğimizde kepenkler kapalıydı. Arka taraftaki garaja doğru sürdüm arabayı. Burası ufak bir garajdı ancak iki üç araba girebilirdi buraya. Hafif karanlıktı ortalık uzunları yakıp bekledik biraz. Gelen giden olmadığına göre etrafta zombiler yoktu ve dayımın arabası da burdaydı. Arabadan inip garajın kapısını indirdim. Galerinin içine çıkan merdivenlerde kan izi vardı. Yukarısı temiz olmayabilirdi. Elime et bıçağını alıp diğer elimle de el feneriyle önümü aydınlatıyodum. Alperen ise arkamdan gelip beni kolluyordu. Yukarı çıktığımız da kapı kapalıydı.

    "Alperen ses çıkarma, dikkatli olmamız gerek"
    "Tamamdır abi"

    Kapıyı hafif araladım.Üst kattaki ışıklar yanıyordu büyük ihtimalle dayım jeneratörü çalıştırmış ve zombileri buraya toplamıştı. Kapıyı biraz daha araladım sol tarafımda dayımın odası vardı kapı kapalıydı ve üç tane zombi kapıyı yumrukluyordu. Belli ki içerde mahsur kalmıştı. Alperene bıçağını almasını söyledim silahını zor durumda kalırsa kullanmalıydı.O silah ateşlenirse hepimizin sonu olabilirdi..
    ···
  8. 8.
    +2
    14.08.2016-Öğlen

    Kapıyı ses çıkarmadan açıp dayımın odasına doğru ilerledik. Sağ taraftaki kısa boylu zombiyi ben alıcaktım sol taraftaki kalıplıyı da Alperen alıcaktı. Ortadakini ise geri çekilip ikimiz bir anda vurup indirecektik. Yavaşça sağ taraftakine yaklaşıp bıçağı hemen kafasına sapladım. Alperen de aynısını yapmıştı. Geriye doğru adımlar atıyorduk Alperense işaretimi bekliyordu.Bir anda kendimi yerde buldum takılıp düşmüştüm hay dıbına koyim dedim kendi kendime. Zombiyse fırsatı kullanarak üstüme çıkmıştı boynumu ısırmaya çalışıyordu paniklemiştim,tek elimle boynundan tutup diğer elimle de kafasına yumruk atıyordum fakat işe yaramıyordu.Ben seri yumruklar atarken yüzüm bir anda kan oldu Alperen bıçağı kafasına geçirmiş beni o koduğumun zombisinden kurtarmıştı. Ayağa kalkıp beni öldürmeye çalışan şeye bakındım. Başka şeyleri düşünmeye başladım gözlerim zombinin diri göğüslerine takılmıştı. Kendi kendime "ulan diri olsa bunu ne giberim" diyordum. Alperense sırtıma vuruyordu kendime geldim.

    "Ne vuruyosun ulan?"
    "Abi sen nelere daldın öyle hadi şu odaya bakalım"
    "E hadi o zaman"

    Aramızda bu diyalog geçtikten sonra odanın tahta kapısını açtık. Mete dayım köşeye çökmüş kollarıyla yüzünü kapatıyordu. Yanına gidip dürttüm ses seda yoktu."Dayı" diye seslendikten sonra öncekine göre daha sert bir şekilde dürttüm dayımı. Kollarını yüzünden çekmiş sersemlemiş gözleriyle etrafı süzüyordu. Alpereni görünce ayağa kalkmaya çalıştı fakat güçsüz kalmıştı."Hadi dayım gel" diyip bir kolunun altına Alperen diğer kolunun altına da ben girdim.
    ···
  9. 9.
    +2
    14.08.2016-ikindi Vakti

    Dayımı eve getirmiştik.Bu süre içinde tek bir kelime bile konuşmamıştı. Hala olayların şokundaydı. Yengem dayımı görünce baya bir sevinmişti. Kocasını sağ salim eve getirmiştim. Bana hayır duaları ediyordu. Yengeme yiyecek bişeyler hazırlamasını söyleyip üstümü değiştirdim.5-10 dakika oyalandıktan sonra mutfağa geçtim ev ahalisi ordaydı. Dayım büyük bir iştahla yemekleri yiyordu. Bende bişeyler atıştırmak için masaya geçtim. Dayımın başına ne gelmişti merak ediyordum.

    "Dayı bi şeyler söylemeyecek misin?"
    "Ne söyleyebilirim ki yiğenim."
    "Neler yaşadığını mesela"
    "Dükkanı kontrol etmek için gelmiştim. Mustafa jeneratörü çalıştırmış heralde sese gelmiş bu dıbına koduğumun yaratıkları.Üst kata çıktığımda 3-4 tanesi dolanıyordu.Ne yapacağımı bilemedim kendimi odama attım kapıyı kilitledim. Kapıyı açarsam ölücektim açmadım çaresizce beklemek zorunda kaldım. Allaha şükür siz geldiniz"
    "Burdasın ya ona şükür Meteciğim"
    "Şükür Ayten şükür"

    Yemeklerimizi yiyip beklemeye koyulduk. Boş boş evde bekliyorduk.Bir umut belki bir toplama kampı falan vardır diye düşünüyordum.Bi sigara yakıp eski günleri getirdim aklıma okul hayatım boyunca dayımın bana göz kulak olmasını. Kendi çocuğu gibi bakmasını benim onu kurtarmam onun bana yaptıkları karşısında hiç bir şeydi.Üstümde hakkı büyüktü Mete dayımın.Bir de sevdiğim kız vardı acaba o ne yapıyordu ? Yaşıyor muydu yoksa onlarda biri mi oldu diye kendi kendimi boğuyordum. Elbet onu da bulmaya çalışacaktım. Dışardakilerle savaşmak için birlik olmamız lazım. Yoksa bi gibim olmazdı bu gidişle.Ya bir gruba katılacaktık ya da bir grup kuracaktık..
    ···
  10. 10.
    +1
    okuyan varsa rez alsın 1 saate gelirim
    ···
  11. 11.
    0
    14.08.2016-ikindi Vakti

    Ben kara kara düşünürken Gökçe ve Alperen geldi yanıma. Biraz muhabbet ettikten sonra dayımı sordum. Uyuduğunu söylediler bi sigara yaktım. Alperene grup oluşturma fikrimi söyledim hak verdi. Yarın Görkemi bulacaktım tabi hala yaşıyorsa. Hava kararmaya başlamıştı biraz oyalandıktan sonra uyumak için misafir odasına gittim.

    15.08.2016-Sabah

    Uyandığımda ev ahalisi halen uyuyordu. Alperenin odasına gittim

    "Alperen, Alperen kalk la"
    "Ne oldu abi?"
    "Kalk yola çıkıyoruz. Görkemi bulmamız lazım"
    "Bu saatte mi be abi ?"
    "Lan mal saat 10 kalk hadi uğraştırma beni"
    "Tamam be abi"

    Alperenleri hazırlanıp yola koyduk hız yapmadan etrafı inceleye inceleye gidiyorduk. Görkemlerin sokağa geldiğimizde ortalıkta fazla zombi yoktu.Bu da işimize geldi. Yavaş yavaş ilerliyorduk 2-3 zombiyi indirdikten sonra Görkemlerin apartmanın önüne geldik şansımıza kapı açıktı. içerisi hafif karanlıktı ve bir kaç zombinin hırıltıları geliyordu.Bu dakikadan sonra dikkatli olmamız lazımdı.
    ···
  12. 12.
    0
    15.08.2016-Sabah

    Alperen arkamdan ışık tutuyordu yavaş bir şekilde merdivenlerden çıkıyorduk.Biz çıktıkça zombilerin sesleri daha net geliyordu. Dairelerin kapıları kapalıydı da önümüze bi anda beklemediğimiz misafirler çıkmıyordu. Görkemlerin kata çıktığımız da ortalık temizdi. Kapıya vurdum. Kapıyı açar açmaz içeri girdik. Ailesinin durumunu merak ediyordum

    "Ne yaptın lan ?"
    "Hep aynı amk erzağımın bitmesini bekliyorum işte"
    "Sizinkilerden haber var mı?"
    "Olaylar tam başlamadan önce aramıştım sonra ulaşamadım kanka"
    "Durumları nasıldı peki"
    "Dedemin çiftliğinde güvendelermiş"
    "iyi güzel senin memlekette o kadar tehlike yokmuş demek ki kanka"
    ···