/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 61.
    +6
    BÖLÜM 51
    Yola çıkmak için iki askerde son hazırlıklarını yaptı. O anda albayda bana haritayı ve işaretli olan bölgeleri gösterdi. Banada bi tane g3 vermişlerdi. Dışarı çıktığımızda bir dağda olduğumuzu anladım. Arabayı askerlerden biri kullanıyordu bi hayli bozuk olan yoldan aşşağı doğru inmeye başladık;
    -"Albay nasıl bir adamdır" diye sordum.
    -"Üstün cesaret ve başarı madalyası olan biridir. Bu çoğu insanın kurtulmasını o sağlamıştır ileri görüşlü ve güçlü bir yapıya sahip biri" diye cevap verdi.
    Şehre doğru inmeye başladık albayın bana verdiği haritayı inceliyordum. Bizden başka 3 yerde daha insan toplulukları vardı. ilk uğrayacağımız yer izmir manisa arasındaki bölgeydi orda bir fabrikada kalıyorlarmış. Yer yer yine yaratıkları görmeye başladım ama araç zırhlı olduğu için pekde zarar verebildikleri söylenemezdi. Hızla yolumuza devam ettik ve bornovaya vardığmızda ara ara binaların yerle bir olduğunu gördüm. Deprem felaketi izlenimi veriyordu daha sonra manisa yoluna doğru saptık haritaya bakarak 5 km falan ilerledikten sonra toprak bi yola girdik ve ilerlemeye başladık yolun sonunda devasa ve etrafı zırhlanmış bir bina dikkatimizi çekti. Sanırım varmıştık. Ben arabada bekledim askerler aşşağıya inip kapıya bi kaç kere vurdular biraz bekledik daha sonra yukardan bir ses yükseldi;
    -"Siz kimsiniz?"
    -"Maden ocağındaki sığınma bölgesinden geliyoruz"
    -"Tamam o halde"
    Bir kaç dakika sonra kapıyı açtılar kapı önünde ayak üstü konuştular daha sonra arabaya doğru yaklaştıklarını gördüm. Başıma geldiler;
    -"Ürkütücü" dedi içlerinden biri.
    -"O bize yardım ediyor"
    -"Peki nasıl?" diye sordu.
    -"izninizle içerde yardımcı olayım burda güvende olmayabiliriz" diye cevap verdim.
    Daha sonra binaya giriş yaptık.
    ···
  2. 60.
    +5
    BÖLÜM 50
    Odayı iyice yoktum kimse olmadığına emindim sadece kıyafetler vardı. Hemen koridordan diğerlerinin yanına doğru koştum orda herşey yolunda gibiydi. Hemen Elifi uyandırdım;
    -"Başımız dertte olabilir insan şekline girmiş bir yaratık çıktı karşıma sabah."
    -"Nasıl yani!"
    -"Basbaya sabah uyandığımda bi kişi uyanıktı beni albayın yanına zütüreceğini söyledi bir odaya girdi çıktığında başka bir yaratık olarak üzerime atıldı istersen cesedi göstereyim gel benimle"
    Koşarak olay bölgesine geldi cesedi görünce baya bir irkilmişti
    -"Hemen albaya haber verelim" dedi. Koşarak onu olduğu odaya gittik. içeri girip albayı uyandırdık olanları anlattık. Bizimle birlikte cesedin başına geldi.;
    -"Durum ciddi peki insanken farklı birşey gördünmü onda?" diye sordu.
    -"Hayır farketmedim dedim başta ama yaratığın kolunda değişik bir işaret var. evet ya ondada dikkatimi çekmişti bu belki yardımcı olur bize." işaret 6 gen içinde garip şekillerden oluşuyordu.
    -"Herkesi toplayalım sen kontrolleri yap birazdan anons geçicem."
    Odasına gittti bi kaç dakika sonra anons geçilmişti herkes ne olduğunu bilmeden geniş yerde toplandı. Herkes sıraya geçmişti Eli silahlı adamlar güvenliği sağlıyordu. Albay bana döndü ve işareti verdi
    Herkesi tek tek kontrol etmeye başladım sonuç temizdi. Askerleride tek tek kontrol ettim hatta albay bile emin olmam için kendi kolunu gösterdi."
    daha sonra diğerlerine durumu anlattık.. Albaya dönüp;
    -"Yola çıkma zamanım gedi"dedim
    -"Pekala o halde hazırlan yanına 2 tane silahlı adam ve bi tane sağlam araba veriyorum" dedi.
    ···
  3. 59.
    +4
    BÖLÜM 49
    Sabah kaltığımda saatin kaç olduğunu bilmiyordum hazırlanmaya başladım. Daha sonra;
    -"Uyandın demek" insanlardan biri benden önce uyanmıştı.
    -"Diğer insanlarla bağlantıyı kurmaya gidicem nerde olduklarını öğrenmem lazım."
    -"Peki seni Talat Albayın yanına zütüreyim."
    Maden ocağının koridorundan ilerliyorduk. daha sonra oda gibi bir yerin başına geldik.;
    -"Sen burda bekle uyandırıp geliyorum."
    Beklemeye başladım ama hala çıkmamıştı kimse dışarıya şüphelenmeye başladım tam perdeyi aralamıştımki birden birşey üzerime atladı. Kafamı yere düştüğümde duvara çarpmıştım. Çok atikti ten rengi çürük vişne rengiydi. Tısıldar gibi nefes alıyordu birden nasıl yaptığını anlayamadığım bir hamleyle bıçağa benzer aşırı keskin birşey çıkardı sağ kolundan ve bana doğru atıldı. Son anda hamlesine karşılık vermiştim boğazıma kadar yaklaştı ve iki elimle sağ kolunu zaptettim. Daha sonra ters bir hamleyle üste çıktım. Ve kafasını bi kaç kere yere vurdum. Karnımı sağlam bir çizik darbesi geçirmişti. Bi anda salmamdan yararlanarak sırtıma çıktı ve ve sol omzuma ağzıyla yapıştı. Çok keskin dişleri olduğunu hissetiğim acıyla anlamıştım. Gölgesinden elindeki keskin bıçağın havaya kalktığını gördüm tam saplacakken iki elimde onu sırtımdan çektim biraz et parçamıda ağzında zütümüştü ve duvara yapıştırdım. Tekrar ayağı kalktı ve bana doğru gelmeye başladı çevik bir hamleyle ellerimle boynunun iki tarafını kavradım ve kafasını duvara doğru sürümeye başladım ve büyük bir hırsla olduğu gibi yere çarptım ve eline bitişik olan keskin bıçağı kafasına sapladım!
    Böyle bir şeyi ilk defa görüyordum odaya girdiğimde kimse yoktu!
    ···
  4. 58.
    +6
    BÖLÜM 48
    -"Eğer yarın diğerleriyle tekrar bağlantı kurmamızı sağlarsan olur. Şimdi herkes yemeğe" dedi liderleri.
    -"Tebrik ederim güzel bir konuşmaydı" dedi benle ilgilenen kadın.
    -"Teşekkür ederim" diye karşılık verdim.
    -"Haydi o zaman akşam yemeğine bizimle gel"
    -"Yemek yiceğimi sanmıyorum" dedim gülerek.
    -"Olsun gel yinede.."
    Büyük bir alana daha hareket ediyorduk sanki ortaçağ gibiydi tahta masalar pasaklı insanlar. Kimse kimseden çekinmiyordu burda herkes mutlu gibiydi sanki. Yemeklerini yediler koyu bir sohbete girmişlerdi bi kaç kere beni işaret etmişlerdi hatta bi kısmı, bir kısmı ise beni süzüyordu.
    -"Bir adın varmı" diye sordu güzel kadın bana.
    -"Evet bir adım var rüyamda annem bana Hakan diyordu."
    -"Güzel bir isim benimki Elif"
    20 li yaşlarda olduğu belliydi ve güzel bir kadındı. Saçları beline kadar geliyordu beyaz tenliydi suratında hep bir gülümseme varmış gibiydi.
    -"Sence insan oğlu galip gelecekmi?" diye sordu.
    -"Eğer biz istersek galip gelebiliriz" diye cevapladım gülümsedi.
    -"Neyse yarın büyük gün diğerleriyle bağlantıyı kurcam biraz dinlenmem gerek" dedim ve oradan ayrıldım..
    ···
  5. 57.
    +4
    BÖLÜM 47
    Herkes bana doğru bakıyordu;
    -"Buraya ne ara geldin sen!"
    -"O yaratığamı güveneceğiz yani" tarzında kelimeler saçılmaya başlamıştı o anda;
    -"SUSUUUN!" diye seslendi konuşmayı yapan adam. Ve devam etti "Bak kim olduğunu dahi bilmiyoruz senin ağzında hiç birşey yapamayız riskten uzak duracağız" dedi bana doğru.
    -"Bakın bende sizler gibi insandım benimde bir ailem vardı rüyamda görmeseydim onları hatırlayamazdım. Benimde hayallerim varmış sizlerin olduğu gibi! Şimdi o hayallerimiz geleceğimiz baltalandı ve yokediliyor eğer buna karşı durmassak sonumuz gelir onlar eninde sonunda burayıda işgal edeceklerdir. Tek ihtiyacımız olan cesaret... Bakın ordumuz dengesiz bir şekilde yakalandı hazır değildi ve biz hazırız askeriyelerde kullanılmayı bekleyen askeri mühimmat var. Diğer insanlarla bağlantıyı ben kurarım ve bi yerden başlamış oluruz. Emin olunki dünyada bizden başka başkaldıranlarda vardır. Biz heleki Türk ırkı olarak asla boyun eğmemeliyiz. O yüzden diyorum aziz insanlar içinizden içgüdülerinizden gelen sese kulak verin ve bir mermide siz sıkın!!!"
    Bi anda alkış ve gürültü kopmuştu insanlar adeta coşmuşlardı bu dediklerimle kendilerinden bir haylide emin olamaya başlamışlardı. Sanırım bir DEVRiM başkaldırış başlatmıştım..
    ···
  6. 56.
    +10
    BÖLÜM 46
    Tekrar uyanmıştım kimse yoktu ayağı kalktım toparlanmış hissediyordum kendimi. Ufak adımlarla loş ışığın altında dolanmıştım direklerde gaz lambaları asılıydı. Her yerde bir oda vardı sanki ayrı eşyalar fotoğraflar masalar. Bu insanlar burda varolmuşlardı maden ocaklarında.. Daha sonra ilerlemeye başladım iç taraflara doğru ilerledikce bir ses dikkatimi çekmeye başlamıştı. Kalın gür bi sesti ve kendinden emin bir tondaydı. Yavaş yavaş ilerledim. Ve gördüklerime inanamadım bu kadar insanı uzun zamandır bir arada görmemiştim. Kalabalıklardı sayamıcağım kadar çoklardı bir toplantı yapıyorlardı sanırım. Söylenenlere kulak misafiri oldum;
    -"Güvenliğimiz için buradan asla ayrılmamalıyız son zamanlarda uçan zombiler çoğalmaya başladı bilinçli ve iri olanlarıda cabası.. Onlarla savaşacak kadar cephanemiz olsada gücümüz yok ve böyle bir riske aska girişemeyiz. Aramızda askerler var evet doğru ama onlar çok kalabalıklar diğer sığınaklarla bağlantımız kopmuş durumda ve durumumuz içler acısı. Açıkça söylemeliyimki dostlarım burada durup mucizeyi beklemek zorundayız elimizden gelen sadece bu"
    -"iYi AMA BURDA DURUP iNSANLIĞIN SONUNUN GELMESiNi BEKLEYEMEYiZ DiRENMEDEN HiÇ BiR SAVAŞ KAZANILMAZ" Kendimi tutamamıştım birden ortaya çıkmıştım ve kelimeler ağzımdan dökülüvermişti.
    Onlarca şaşkın göz üzerimdeydi...
    ···
  7. 55.
    +2
    Ne yazmış adam kimbilir
    ···
  8. 54.
    +4
    BÖLÜM 45
    Ilık su damlacıkları vücuduma damlıyordu gözümü açtığımda başımda bi kadın vardı benle ilgileniyor bir bezle vücudumu siliyordu. Benim gözümü açtığımı görünce birden heyecanlanım elindeki tası yere düşürdü.;
    -"Uyandı sonunda!!" diye seslendi
    -"Yaratık uyandı sonunda haa.." diye karşılık verdi umursamaz bir ses..
    -"Hey duyacak öyle deme" başka bir erkek sesi
    -"Onu buraya getirerek başımıza bela aldık!"
    -"Tekrar başlama" diye cevap verdi kadın.
    Gözümü açtığımda etrafımda 10 u aşkın insan vardı ve merakla bana bakıyorlardı tabi korkuda ekgib olmuyordu. Karanlık bi yerdeydi ama nerde olduğumu anlayamamıştım.
    -"Siz.. siz kimsiniz buraya nasıl geldim" diye sordum bitkin bir sesle..
    -"O konuşuyor" dedi ufak bir çocuk
    -"Biz yaratıklardan saklanmak için eski maden ocaklarından birine saklandık burası oldukça güvenli yanı güvendesin. Helikopter için konaktaki terkedilmiş sığınma bölgesine varmıştık daha sonra anne diye bağırdın baya bir düşündük hatta seni bıraktık ama içim elvermedi seni tekrar almaya geldik. Burda bir hafta kadar sana baktık sonuç olarak burdasın peki ya sen kimsin?"
    -"Ben.. ben hatırlamıyorum hiç birşey bilmiyorum" diye cevap verdim
    -"Biraz daha dinlen daha sonra konuşuruz uzun uzun"...
    ···
  9. 53.
    +7
    BÖLÜM 44
    Bir tane bavul hazırlanmıştı babamın gelmesini beklemeye başladık. Yarım saat sonra babam belirdi bana ve anneme sarıldı.
    -"Bi ben kalmışım galiba hazırlanmayan o zaman hemen hazırlanıyorum" dedi gülerek.
    Babam çok eğlenceli bir adamdır moralini pek bozmaz hep pozitif düşünürdü. Onuda çok seviyordum orta boylu geyet yakışıklı bir adamdı ben çok şanslıydım ailem beni bende onları seviyordum. Tomun yanına gitti annem çoktan tomun yemeklerini vermiş çokçada su doldurmuştu.
    Anneme doğru seslendim;
    -"tom ama acıkır bunları yemeye başladı bile"
    -"Merak etme küçük adam Hüsnü amcanlar ilgilenecekler"
    Rahatlamıştım tomu iyice okşayıp yanından ayrıldım. Babamda hazırdı artık
    -"Çıkıyoruz haydi bakalım" dedi gülerek. Bavulları arabalara yükleyip yola çıktık. Şarkı söylüyorduk hep bir ağızdan hemde en sevdiğim arnavut kaldırımları çalıyordu. Ondan sonra kınalı bebek.. Çok seviyordum bu parçaları daha sonra diğer şakılara eşkil edemesemde alkış tutuyordum. Yol eğlenceli geçiyordu daha sonra arkada uyumak üzereydim annem uyumuştu babam ise aynadan baktığımda uyanıktı hala. Benim baktığımı fark etti elini bana uzattı geriye doğru o anda göz bebeklerim birden büyümüştü karşıdan gelen ışık üzünden.
    -"ANNEEEEEEEEEEEE!"
    ···
  10. 52.
    +5
    BÖLÜM 43
    -"Anne tom da bizimle gelsin mi?" Tomu 4 ay önce sokakta yaralı bir şekilde bulmuştum..
    -"Hayır olmaz baban izin vermez Hakan hem 2 günlüğüne gidicez istanbula"
    istabula gidiş sebebimiz dayımızın düğünü olmasıydı. Onu bi kaç kere görmüştüm.. Tomun yanına gittim koşarak
    -"Tom sanırım seni zütüremiyorum ama ağlama tamam mı? küsme tamam mı?. Hem istanbuldan geldiğimizde söz en sevdiğin şeyi yapcaz ormana ava gidicez sapanımla o büyüük kuşları vurcağız..
    Başını okşadım daha sonra tomla sık sık ormana ava gidiyordum sapanımla bu ikimizinde hoşuna giderdi.
    -"Hakan koş hadi banyo yapmalısın baban gelmeden tertemiz olmalısın değilmi.."
    -"Öf ya ama ben temizim annee dün tomla yıkanmıştım hortum tuttum ben ikimize"
    -"Olmaz hakan su ısındı hadi soyun ve gel"
    Boynumu eğip dudaklarımı büzmüştüm. Üzüldüğümü bu hareketimden kolayca anlayabiliyordu annem.
    -"Haydii küçük adam marş marş.." Gülümsemesi çok iyiydi herşeyi unutturuyor güvende olmamı sağlıyordu.
    Sıcak su tüm vücudumu yakıyor ufacık bünyem buna zor dayanıyordu. Gözüme sabun kaçtı yine bağırmıştım. Banyodan çıktığımda gözümü bir süre açamadım daha sonra yana yana açtım.
    -"Al bakalım yeni elbiselerini giy baban nerdeyse gelir" dedi gülümseyerek. Annem giydirmişti beni, mavi askılı bir şort beyaz ördekli bir tişörttü. Bunları çok sevmiştim aslında her böyle elbiselerim vardı. Annem bana baktı çok güzel bir kadındı sonra birden sarıldı ve başımı okşamaya başladı o an işte çok huzurluydum..
    ···
  11. 51.
    +4
    BÖLÜM 42
    Yola çıkmıştım hızlıca diğer zombilere çarpA çarpa ilerledim. ibre 100 ü aşmıştı acilen onlara yardım etmeliydim. Göztepe üzerinden sahilden yolda boş duran arabaların arasında manevralar yaparak olay yerine gidiyordum. Arabayı gören bilinçli zombiler arkamdan koşmaya başlamıştı. Konağa giriş yapmıştım, telsizi tekrar açıp "Tam olarak yeriniz nedir" diye sordum. Bir dakika sonra cevap geldi -"konaktaki ufak askeriyenin ordayız." -"Tamam kapıyı açın geliyorum" dedim. Dedikleri gibi yaratıklar ve bilinçli zombiler o bölgeye doğru ilerliyordu. Kapıdan girişi yaptım ve bakışları arasında arabadan indim. Yavaş adımlarla onlara doğru ilerliyordum gözleri üzerimdeydi. Çok dikkatliydi ekstradan hareketlerden kaçınıyordum. Elimi kaldırdım ama arkadan zombiler gelmeye başlamıştı. Ve onun korkusuyla üzerime roket atar ateşlediklerini gördüm en son.. Heryer bembeyazdı... Sanki üşenen bir tembel gibiydim hiç kalkasım yoktu... Hiç birşey hissetmiyordum duymuyordum. Gözlerimi açamıyordum bırakmıştım kendimi yavaş yavaş dalıyordum öylece sonsuzluğa..
    ···
  12. 50.
    +5
    BÖLÜM 41
    izmire doğru tekrar yola çıkmıştım. Gökyüzünde bir değişiklik yoktu hala kızıldı güzelbahçeye vardığımda zombilerden tekrar görmüştüm. Bunları indirsem amaçsızdı sonu gelmeyecekti bi kaçına çarpıp yoluma devam ettim. Daha sonra ne kadar cephane o kadar çok ölü zombi diyerek Narlıdere kışlasına giriş yaptım. Ordaki tanklar dikkatimi çekti işe yarardı tabi kullanmasını bilseydim.. Ama ordaki askeri jipler iyi fikir olabilirdi ondan önce cephane edinmeliydim. Yarım saat kadar silahları aradım poligonun orda bulmuştum cephaneliktekiler bomboştu. 3 tane g3 ve mermiler vardı hepsini aldım. Daha sonra anahtarların olduğu bölümü buldum ve tüm anahtarları denedim ve sonunda çalıştırdım askeri jiple yoluma devam edecektim. Yola çıktım tekrardan narlıdereye vardığımda arabadan indim ve yolda gördüğüm her zombiye sıkmaya başladım. Tam o sırada telsiz sesleri dikkatimi çekti askeri üniformalı bi zombiden geliyordu. Onunda kafasına 1 el sıkarak telsizi elime aldım. "Merkez... Merkezz.. Burda kimse yok.. Anlaşıldımı... Merkez.. Yaratıklar geliyor destek.. Helikopter arızalandı!! "
    -"Hey ordakiler!! Yeriniz nedir"
    -"Konaktayız destek..!"
    -"Sakin olun ve saklanın hemen destek geliyor"
    -"Anlaşıldı çabuk olun Tamam".
    ···
  13. 49.
    +3
    BÖLÜM 40
    -"Burda bekleyin ben etrafı temizleyecem"
    Kafalarını salladılar sadece ve dışarı çıktım. ilk önce yerdeki hala çırpınanları indirdim. Daha sonra belediye binasından başladım karışıma 2-3 tane daha çıkmıştı onlarıda teker teker büyük bir soğuk kanlılıkla indirdim. Belediye binasından ilerlermeye başladım pazaryerinde yine gördüklerimi indirmiştim tam köşeyi döndüğümde köpekler dikkatimi çekti. 2 taneydi onlara doğru hareketlendim birine saldırdım bacaklarından tutup direğe vurmaya başladım. Diğeride bacağıma yapışmıştı ve elimdekiyle bacağımdakine bi tane vurdum korkuluklara girmişti boynu. Ve elimdekinide aynı şekilde korkuluklara yapıştırdım. Ve bu şekilde gördüklerimi indirmeye devam ettim. Çevreyi temizlemiştim geri döndüm o ailenin yanına.
    -"Çoğunluğu temizledim ben gidiyorum çok dikkatli olmalısınız" dedim
    -"Teşekkür ederiz" diye yanıt verdiler.
    Bi anahtarı üzerinde olan bi tane kamyonet buldum ve onla yoluma devam ettim artık tekrar izmire gidiyordum bu sefer kaçmak için değil saldırmak için!!
    ···
  14. 48.
    +5
    BÖLÜM 39
    Bana doğru elinde bir levyeyle saldırmaya başladı. Kollarımla kendime siper aldım ve boğuşmaya başladık levyeyi elinden düşürmüştüm ve ona doğru sağlam bir yumruk salladım. Daha sonra yere yüz üstü yatırıp kafasını asfalata doğru gömmüştüm kendimi tutamıyordum. Daha çok yoketmek kan istiyordum!! Levyeyi aldım ve diğer zombilere doğru saldırmaya başladım. Kendimi kaybetmiştim Hepsine vuruyordum etraf kan içindeydi kalabalık içersinde onlara delirmişcesine saldırıyordum. Bana karşılık veremeye başladılar ama aciz ve zavallılardı. Acımadan hepsine vuruyordum yaklaşık yarım saat bir kıyım gerçekleştirmiştim. Vücudumun çeşitli yerlerinde ıssırlıklar vardı. Yorulmuştum biraz yerde bi kısmı sadece çırpınıyordu bi kısmı hareketsizdi.. Daha sonra dükkanın içine doğru baktım. Beni dehşetle izleyen insanlar vardı yine hafızam zorlanmaya başladı bu insanları tanıyor gibiydim içerde korkuyorlardı. Kanlardan cama zarar vermem kapıyı açın yazdım. Tereddüt ve korku içinde kapıyı açtılar. Ufak bir oğlan çocuğuda vardı aralarında başını okşadım. Kim olduklarını sordum buranın yerlisi olduklarını söylediler. Onları hatırlamaya çalışsamda başaramadım bir aileydi. Ve bu insanlar için bu bölgeyi temizleyip yola çıkmalıydım
    ···
  15. 47.
    +6
    BÖLÜM 38
    Yol boyunca denizde nadirde olsa cesetlere rastlıyordum. Sonunda kıyıya varmıştım kayalık bi yerdi ve tırmamam gerekliydi. Yukarıya çıkmaya başladım tepeye vardığımda ortalık sakin görünüyordu. Ormanlık alana girdim ve yürümeye devam ettim. Bi tane bilinçsiz zombi gördüm ama bana saldırmıyordu. Ağacın birinden kalın bir dal koparım kafasına iki kere vurdum yere düşmüştü. Tekrar ilerledim yarım saat kadar yürümüştüm daha sonra bir yol çıktı önüme Yolu takip etmeye başladım...
    Bayağı yürüdüğümü sanıyorum. Ufukta binalar görünmeye başlamıştı yaklaştıkça kafamın içindeki karmaşa çok büyüyordu sanki buraya daha önce gelmiş gibiydim. Şehre girmiştimdaha sonra ilerledikçe bi çarşıya varmıştım burası tanıdık geliyordu açıkçası hafızam zayıflamıştı aksine daha sonra bi kaç kesit gözümün önüne geldi.. Evet buraya gelmiştim Seferihisar burası.. Ama zombiler nerdeler biraz daha yürüdüm. Daha sonra onları gördüm bir dükkanın başındaydı hepsi ne yaptıkları hakkında bir fikrim yoktu. Beni görselerde hiç saldırmaya yeltenmediler bile yavaş yavaş onlara doğru hareket etmeye başladım içerde yardıma ihtiyacı olan biri olabilirdi. Tam bu anda kırmızı gözler dikkatimi çekti!!
    ···
  16. 46.
    +5
    BÖLÜM 37
    Nerde olduğumu hiç bilmiyordum kıyı boyunca sadece yürüdüm bir yunan adasında olmalıydım.. Ve türkiyeye geri dönmeliydim. Yaklaşık 1 saat boyunca yürümüştüm ve bi tane bot dikkatimi çekmişti sanırım adaya zombilerden kaçanlar tarafından bırakılmıştı.. Daha sonra bi takım sesler duymaya başladım iç taraflardan duyu organlarım çok iyi gelişmişti gözlerim kadar keskinlerdi.. Sesin geldiği noktaya doğru ilerlemeye başladım ingilizce konuşuyorlardı. Bi anda beni farkettiler 4 kişiydiler içlerinden biri eline bir zıpkın aldı ve bana doğru fırlattı okunu. Tam omzuma saplanmıştı hemen çıkardım korkup kaçmaya başladılar onlardan daha çevik bir şekilde ağaçlardan yararlanarak onlardan birini yakaladım;
    -"Söyle diğerlerinede dursunlar zarar vermeyeceğim" dedim. Sadece bağırdı ve biraz sıktım..
    -"Duruuun zararsız" diye bağırdı.
    Diğerleri tereddüt içindeydi;
    -"Amacım sadece bilgi almak" dedim
    Gelmeye başladılar korkarak.. 3 ü ingiliz biri yunan olduklarını söylediler..
    -"sen nesin peki" dediler
    -"Uzun hikaye bunu anlatarak fazla vakit harcayamam! Sadece bana neler olduğunu anlatın ve burası yunan adasıysa Türkiye'ye nasıl geçebilirim?" diye sordum.
    -"Dünyanın çeşitli yerlerinde merkezleri var bu merkezlerde enerji topluyorlar ve dünyanın korkarım sonu geldi bizde buraya sığındık. Radyolar en son Umutların tükendiğini Ve artık düzenin değiştiğini söylediler ve burası evet bi Yunan adası Türkiye'ye tahta iskelenin baktığı yönden gidebilirsin" dedi içlerinden biri.
    -"O zaman botunuzu alıyorum"
    Ses çıkarmadılar ve bota atlayıp Karasularıma doğru hareketlendim.
    ···
  17. 45.
    +3
    BÖLÜM 36
    1-2 hafta geçmişti sanırım bu ada gibi yerde amaçsızca dolanıyordum bi anda karşıma bir zombi çıktı benim üzerime gelmeye başladı iyi ama ben ölüyüm? Nedenini bilmediğim bir üçgüdüyle ona saldırdım ve onu sanki bir kağıt gibi parçalara ayırdım müthişti!! Sonra kolyesi dikkatimi çekti kapaklıydı kapağı açtım güzel bir bayandı saçları kızıl ve kıvırcıktı ve ayna vardı kolyenin diye yüzünde. Aynayı suratıma tuttum birden ürktüm ve yere attım damarlarım çok kalınlaşmış yüz hatlarım değişmişti ve gözlerim daha kotu bir kırmızıydı daha farklı bir ton.. Ten rengim koyulaşmıştı güneşten olsa gerek.. Ve sert bir surat ifadesine sahiptim eski halimden çok farklı ve ürkütücüydü. Boyum bi hayli uzamış ve vücudum çok gelişmişti. Bu benmiydim değişmiştim inanamıyordum hatıralar gözümün önünde buğulu bir şekildeydi geçmişimi tam çözemiyordum aslında.. Sanki bir görevim vardı ve dünyada hala masumların olduğuna emindim. Kızıl gökyüzüne baktım ve bütün gücümle haykırdım. içimdeki labirentte kaybolmuştum adeta Hakan ölmüştü artık. Amaçsızca koşmaya başladım...
    ···
  18. 44.
    +4
    BÖLÜM35
    Pek birşey hatırlamıyorum.. Bi kumsaldayım zor nefes alıyorum üşüyorum ve titriyorum.. Kimse yok sürünmeye başladım güneş soğuk bedenimi okşuyordu... Kızgın kumun üzerinde bir yılan gibi sürünüyordum tepemde garip kuşlar uçuyordu hava hala kızıl... Çok canım yanıyordu ve sanki bütün organlarım parçalanır gibiydi.. Kalbimin her atışını çok sert bir şekilde hissedebiliyordum. Birden ufukta birşey gördüm bana geliyordu yavaş... yavaş... Enerjim tükenmişti sadece onu izliyordum bana doğru geldi yalpalayarak bir zombiydi bir kadın.. Yavaşca yanıma eğildi bi hayli aç görünüyordu bulanık bir şekilde onu izliyordum.. Ve beni ıssırdı ama hissetmiyordum bi et parçamı kopardı.. Sonra sanki birşeyler garipleşmişti.. Geri gitti beni bırakmıştı birden sırt üstü yattım güneşe bakıyordum dalmıştım. Yavaş yavaş ısınıyordum ve hala enerjim yoktu.. Gözlerimi tekrar kapattım ve sonumu beklemeye başladım... Uyandım.. hala düşünebiliyordum ve canım et çekmiyordu çok müthiş bir enerjiye sahiptim kanayan ve vücudum kendini toparlar gibiydi ayağı kalktım yalpayarak yüzüme su serptim.. Çok net ve hiç olmadığı kadar güçlü düşünüyordum.. Ama çok garipti kelimelere sığmayacak kadar garip. Kumsalda ilerleyemeye başladım kızıl gökyüzünün eşliğinde.. Sadece yürüyordum hiç yorulmayacak gibiydim ve kalbimi dinledim ATMIYORDU!!
    ···
  19. 43.
    +7
    BÖLÜM34
    Tepelere doğru hızlı bir şekilde ilerlemeye başladık. Ağaçların arasında mağa gibi bi yer görmüştüm oraya gidiyorduk. Bir ara Cem'in nişanlısı yere düşsede tekrar kalkıp devam etti. Mağaraya varmıştık herkes teker teker içeriye girmeye başladı bende başlarında etrafı kontrol ediyordum. En son kişi girdikten sonra bende içeri girmek üzereyken birden havalandım. O kanatlı yaratıklardan biri beni yakalamıştı. Hılzıca uçmaya başladı ne yapsam hareket edemiyordum ve gördüğüm şey dehşet vericiydi.. Askeri üs ten asker ve sivilleri yakalıyorlardı ve savunma sistemi çökmüştü. Kuzeye doğru baktığımda alev gibiydi sanki bulutlar yanıyor alev alıyor gibiydi. daha sonra denize doğru geldik ve gördüğüm manzara çok garipti. Bu kanatlı yaratıklar yakaladıkları insanları denize salıyordu. Ama neden yemiyorlardı.. Bi nedeni elbet olmalıydı, Aklıma korkunç birşey geldi ya bir bilinçli ordu kuruluyorsa!! Aniden beni bıraktı ve hızla denize doğru süzülüyordum tüm hayatım gözümün önünden geçmişti ailem çocukluğum arkadaşlarım Ceren... Ve denizin soğuk suları beni kollarına almıştı.. insanlar bağırıyordu acı içinde feryat ediyorlardı. Çok korkmuştum sonumuz gelmişti bizde onlardan olacaktık ve gözlerimi kapadım...
    ···
  20. 42.
    +7
    BÖLÜM 33
    olduğundan erken kalkmıştım herkesi uyandırdım ve gökyüzünü işaret ederek;
    -"Birşeyler yine ters gidiyor." dedim
    -"Umarım hayra alamettir" diye cevap verdi Kerim..
    -"Ben hiç hayra alamet olduğunu düşünmüyorum" diye araya girdi Mehmet
    Herkes şaşkınlıkla gökyüzüne bakıyordu.. Ve o sırada havada uçan cisimler belirdi yarasa gibiydiler ve çok ürkütücülerdi.. Hava üssüne doğru uçuyorlardı ve kalabalıklardı..
    -"Hemen çocukları arabalara bindirin burdan gidiyoruz" diye bağırdı Mehmet
    Herkes arabalara binmeye başladı uçak savarların sesi gelmeye başlamıştı gittiğimiz yol bozuktu zaten hızlıca tümseklerden atlaya atlaya gidiyorduk ve dardı hemen aşşığımızda vadi ve deniz vardı.. Tam kurtulduk derken karşımıza büyük bir zombi ordusu belirdi Aralarında o iri olanlarından ve bilinçli olanlarındanda vardı çokça. Mahşer alanı gibiydi hemen arabaları geriye doğru sürdük.. Yolun sonunda ise hava üssü vardı kapana kısılmıştık zombilerle arayı açtık ama hava üssünede çok yaklaşmıştık uzaktan artık roket atar ve uçak savarların sesi kesilmişti dumanla çıkmaktaydı orda bir kıyım olduğundan emindim. Hemen arabaları kenara çektik. Ormana yaya kaçıp gizlenmekti belki çare çünkü onlar hava üssüne gideceklerdi. Hemen arabalardan indik ve ormana doğru koşmaya başladık..
    ···