-
26.
+7...
Camları onarmamız bir saat sürmüştü ençok koridordaki cam bizi uğraştırdı. Daha sonra yukarı çıkıp odada dinlenmeye ve yemek yemeye başladık. Bi ara bana dönüp
-"Geldiğin yerde durumlar nasıl?"
-"Kimseye rastlayamadım yaşama dair bir iz yok malesef"
-"Burda insanlar hep nereye gidiceğini bilmeden kaçtılar insanlar hep göç ediyor.."
-"Bu bela nasıl oldu anlatır mısın?"
-"Londrada bilim adamlarının hazırladığı garip bi sıvı bi anda çıkan depremde havaya karışmış bir şekilde bunu soluyan insanlarda yüksek ateş çıkmaya başlamış en başta Londra ordan tüm dünyaya yayılmış. Bu mikroba bulaşan insanlar değişim geçirmişler. Ve mezarlardaki son zamanlarda ölenler tekrar dirilmişler bunuda açıklayabilen yok. Bence insanlığın sonu geldi."
-"Vay canına neler olmuş uyku hapları alıyordum devamlı ve evden çıkmıyordum tamamiyle asosyaldim sadece bi kız arkadaşım vardı onuda kaybettim nereye gittiğini tam olarak bilmiyorum." dedim
-"Ordu tamamiyle çöküntü yaşadı"dedi
-"Sen bunları nerden biliyorsun" dedim.
-"Bi radyom var ara sıra o çekiyor ordan herşeyi öğreniyorum televizyonlar çekmiyor"
-"Şimdi açsana belki bir gelişme vardır"dedim
-"Çekmezki şuan boşa ümitlenme"
Kafamı sallamakla yetindim ve bi köşeye kıvrılıp yattım... -
27.
+7SAKiN BiR SABAH
Uyandığımda saat 08:00 dı Sezer yanımda yoktu. Yüzümü yıkadım sanki rüya gibiydi tüm olanlar oysa ne çok isterdim tekrar yatağımda uyanmayı.. Dışarıyı tekrar kontrol ettim bi araba zombilerin arasından hızlı ve dengesiz şekilde ilerliyordu bizden başka yaşan birilerinin olduğuna emindim zaten. Dikkatli bir şekilde o arabayı izledim tam aralarından sıyrıldı derken bi çöp konteynırına çaptı. içindeki dışarı çıkmayı başardı ama sanırım yaralıydı. Aman allahım yakalandı gözümün önünde diri diri yendi. Hiç acımaları yoktu bunların sadece yemeyi düşünüyorlardı. Tam o sırada Sezer kapıda belirdi;
-"Kalkmışsın demek."
-"Evet biraz önce çok kötü şeyler gördüm adamın birini diri diri yediler"
-"Alışmalısın artık bunlara"
-"Sen nerdeydin peki?"
-"Aşşağıya o dünkü yaratığa baktım normal zombilerden çok farklıydı"
-"Artık düşmanlarımız sadece zombiler değil" dedim.
-"Evet o yüzden daha dikkatli olmalıyız"
-"Radyoyu açabilirmiyiz peki" diye cevap verdim
-"Peki" dedi ve radyoyu sakladığı yerden çıkardı neden sakladığı konusunda hiç bir fiktim dahi yoktu.
-"Bak işte çekmiyor hala"
-"Bana ver ben uğraşıyım" Yaklaşık 1 saat uğraştım kahvaltıyı hazılamıştı.
Hazır konservelerden oluşan bir kahvaltı yapıyorduk yiyecekte sıkıntımız olabilirdi. Tam bu sırada radyoda ses gidip gelmeye başladı;
"Heryerdeler askeri kanatlarımız yok denecek kadar az ve artık başka yaratıklarda çıkmaya başladı ingiltere'de kanatları olan bi kaç yaratık görüşmüş Türkiye'de bu tip yaratıklara rastlayanlar var gibi ne olursa olun saklanıdığınız yerlerden çıkmayın Allah bizi korusun."
Bu aşşağıdaki yaratıkta aklım iyice kalmıştı. -
28.
+9Köpekler
Sessizlik oldu yutkundum iştahım iyice kaçmıştı. Masadan kalktım dışarıyı boş gözlerle izledim. Cevaplayamadığım çok soru vardı. Sezer seslendi;
-"Yiyeceğimiz bitiyor Kipa var ilerde arka girişin anahtarı bende var oradan birşeyler alalım." dedi birden
-"Hı evet evet tabi gidelim evet yiyecek.." Dalmıştım dengesiz şekilde hızlı hızlı kelimlerle cevap vermiştim.
-"Haydi o zaman Bu sefer market kısmına inecez ordan arka kapıdan çıkcaz daha sakin"
-"Peki haydi o zaman inelim yanımıza gerekli silah ve mermileri almıştık"
Aşşağıya indik tekrar o yaratığa baktım çok kötü kokuyordu kusmamak için kendimi zor tutmuştum. market kısmının olduğu kapıyı açtık ve yavaş yavaş arka tarafa doğru ilerledik arka kapıya varıp dışarıya çıktık. Hava sıcaktı sessiz bir şekilde duvarın dibinden hareket ettik yolumuz biraz uzundu. Elimizde şuanlık 9mm ler vardı susturucuları takmıştık onların dikkatini çekekcek hareketlerden kaçınıyorduk.
-"Hey arkana bak" dedim bi tane köpek Sezere doğru hızlıca koşuyordu evrim geçirenlerdendi. Köpeğe ikimizde ateş ettik ve yere yığıldı.
-"iğrenç kadavra" dedi ve bi tane tekme savurdu yerdekine.
-"H***S***R bunlar bi tane değilki kaç kaç kaç!!!"
ilerdeki köşeden 4-5 tane daha köpek bize doğru koşmaya başladı. ilerde bi tane minübüs vardı. "Minübüse" diye bağırdı. ikimizde arkamıza bakmadan koşmaya başladık ve münibüsün üstüne çıkmaya başardık. Etrafımızı sarmışlardı köpekler. Hepsini teker teker vurduk hepsinin öldüğüne emin olmak için birer kere daha sıktık. Sinirimden gülmeye başlamıştım;
-"Hahaha ne aksiyondu ama" -
29.
+9KiPADAKi OLAY
Bir süre etrafı kolaçan ettik temiz görünüyordu münibüsün tepesinden inip yolumuza devam ettik. yol boyunca pek birşeye rastlamadık gittiğimiz yer yol olmadığı için yaya gitmek zorundaydık. Varmamıza az bi zaman kalmıştı ama sanki işler yine sarpasarcak gibi bir his vardı içimde. Kipanın sarı binasına varmıştık arka kapıya yöneldik. Ama gördüğümüz bizi şaşırtmıştı çünkü arka kapı açıktı. Yavaş yavaş içeri doğru öncen Sezer girdi hemen arkasından ben geçtim. içerisi sessizdi yavaş yavaş iç taraflara doğru ilerledik. Heryeri kontrol ediyorduk ama daha haç birşeyle karşılaşmamıştık. Market bölümüne tam geçeceğimiz sırada karşımızda ufak bir kız çocuğu belirdi bizi görünce ağlamaya başladı 5-6 yaşlarındaydı muhtemelen. Hemen çocuğu kucağıma aldım;
-"Heey sen nerden geldin buraya" dedim Çocuk ağlıyordu ve tam o sırada;
-"Kızımı derhal yere bırak" diye bir ses geldi market tarafından. Kızı yere bıraktım ve adamın yanına koştu.
-"Sizde kimsiniz?" dedim
-"Bu seni ilgilendirmez ailemden uzak dur" diye karşılık verdi. Adam kısa boylu kel pos bıyıklıydı. Yanına karısıda geldi. Karısına dönüp "hadi gidiyoruz" dedi. Birşey diyemedik Sezer "bırak gitsinler" dedi düşük ses tonuyla bana. Bizden uzaklaştılar arka kapıya doğru gittiler. Tam o sırada çığlık yükseldi öyle acı bir çığlıktıki ruhuma kadar işlemişti. Hemen arka kapıya doğru koştuk Adam ve kadın çığlılar içinde dışarıya zombiler tarafında çekiliyordu. Kız çocuğu olduğu yerde ağlıyordu. Hemen kızı kucağıma aldım ve geriye doğru kaçmaya başladık Market kısmına doğru koştuk. Hemen ordan et reyonun ordaki depoya girip kapıyı kapattık.
Küçük kız çocuğunun masum gözlerinde saklanmış korkuyu gördüm.. -
30.
+8...
içerde yaklaşık 2,5 saat bekledik. Sezer ben bi kontrol edeyim diyip çıktı ufak kızla depoda beklemeye başladım. Kız sorularıma cevap vermiyordu ve sadece ağlıyordu. Sezerin hala gelmeyişi beni açıkçası tedirgin etmişti. Biraz daha bekledik ve yarım saat sonra geldi.
-"Her yer temiz ben alcaklarımıza aldım hadi devam edelim" dedi.
-"Biraz daha geç kalsaydın ben aramaya çıkcaktım seni" dedim. Market bölümünden çıktık arka kapıya doğru ilerledik kapıdan tam dışarı çıktık derken kız çocuğu birde kendini yere attı ve bağırarak kaçmaya başladı. Kızın peşinden koştum onu yakaladım ama çıkan sesler zombilerin tüm dikkatini buraya çekmişti muhtemelen. Onları görmüyoduk ama hissetmiştim. Hemen Otoparktaki arabalardan birine bindik. Sezer arabayı çalıştırdı ve yola çıktık heryerimizi sarmışlardı. Hızlıca BestBuy binasına doğru arabayı sürdük. Arka kapıya doğru yaklaşmıştıkki kahretsin kapı kırılmıştı çok güçlü birşey bunu yapabilirdi. Normal zombilerin işi falan değildi bu Sezer bağırarak küfür etti ve artık burda kalamıcağımızı söyledi. Silahları radyoyu unutmaktan başka çaremiz yoktu. Tekrar yola çıktık.
-"Peki şimdi nereye gidiyoruz?" diye sordum.
-"Fahrettin Altay hava eğitime"
-"Ama orda pek kalan olmamıştır?"
-"Ben bir pilotum ve helikopter varsa kurtuluk sayılır" diye cevap verdi.
Bir umuttu işte bizimkisi ve Hedefimize doğru ilerlemeye başladık.. -
31.
+9Yol boyunca zombileri gördüm sadece yaşam alanımızı işgal etmişlerdi ve aylak aylak yürüyorlardı. Bizi görenler peşimizden gelmeye çalışıyorlardı. Cebimden ailemin resmini çıkardım öyle baktım bi kaç dakika. Daha sonra kız çocuğuna dönüp;
-"Konuşmıcakmısın bizimle bak biz iyi adamlarız" dedim. Karşılık vermedi koltuk döşemesine bakıyordu sadece.
Fahrettin Altay meydanına varmıştık ve Hava eğitimde hemen ilerdeydi. Zombilerin arasından süratle geçtik yolun soluna geçip içeri girdik. Etrafa bakınarak devam ettik yolumuza yavaşca etrafta bir hareketlilik yoktu. Helikopter iniş alanına geldiğimizde bomboştu tam bir hayal kırıklığı... Bir dakika dedi ve içeri gitti sezer soru sormaya zaman bile bırakmamıştı. Arabada onu beklemeye başadık baya bi zaman geçti. Güneş çoktan tepemizden aşıp batmaya doğru yol almıştı bile. Kornaya bi kaç kere bastım ama gelmedi arabanın torpidolarını kurcalarken arkamda zombileri gördüm kalabalıklardı bizi takip etmiş olmalılar tekrar kornaya bastım defalarca ama Sezer binadan çıkmadı. Ve gazı kökledim binayı bi kaç kere dolandım ama heryerimizi sarmaya başadılar ne yapacaktım sezer içerdeydi ve binanın kapısı açıktı. Öylece onu bırakıp gidemezdimde.. Tam bu sırada Sezer kapıda göründü tüm zombilerin dikkatini bilerek içeri çekti ve onu takip etmesini sağladı. Bütün zombiler binaya giriş yaptı çok kalabalıklardı ama neden böyle birşey yapsınki yoksa kendini fedamı etti.. Diye düşündüm biraz zaman geçtikten sonra çatıda belirdi bana bişeyler demeye çalışıyordu arabadan cıktım. Bir kez daha seslendi;
-"Kapıyı kilitlee"
inip binanın kapısını sürgüleyip kilitledim. Sezer 2 tane çanta attı aşşağı ve kendiside atladı.
-"Neler oluyor?" dedim
-"Çantaları al ve Arabaya koş" dedi. Cevap vermeden çantalarla arabaya koştum silah doluydu çantalar ve izledim.
Pencereye yaklaştı ve bir el bombası attı içeriye ve yanımıza koştu. Hemen uzaklaş biraz uzağa sürdüm arabayı. Bina yerle bir olmuştu..
-"bunu nasıl başardın"
-"Neyi?"
-"Binayı havaya uçurmayı"
-"Büyük mutfak ocaklarından gaz salarak tabiki" diye cevap verdi.
-"Hadi burdan gidelim direksiyona sen geç"
Güldü.. -
32.
+9Bölüm 24
Tekrardan yola koyulduk bu sefer sahil tarafını seçmiştik Göztepe üzerinden konağa gidicez dedi. Canlı olup olmadığını bilmemiz lazımdı. Birden durdu;
-"Denize ne oldu böyle"
-"Bilmiyorum çokta kötü kokuyor" Rengi metalik griydi denizin Denize doğru bakarken sahilde oturan bi bayan dikkatimizi çekti yüzü denize dönüktü ve iyi görünüyordu. Sezer arabadan indi ve kadının yanına gitti uzaktan onu izliyordum. Kadının omzuna dokundu ama tepki vermedi. Hemen dışarıya çıktım;
-"Kaç ordan kaaç" dedim ama nafile boğuşmaya başladılar elime bir silah aldım ve onlara doğru koştum bi anda Sezer denize düştü acı içinde bağırmaya başladı. Tam yaratık sezerin yanına atlayacakken kafasına nişan alarak bi kaç el sıktım. Hemen denize koştum acı çekiyodu elimi uzattım ama yetişemiyordu. Biraz daha sarktım ve elimi tuttu yukarıya çektim. Acı içindeydi ve vücudundan dumanlar çıkıyordu hemen arabaya zütürdüm destek olup. Arabaya bindiğimizde kegib kegib nefes alıyordu.
-"Issırıldınmı?" diye sordum. O kıza olanın aynısı olacağından korkuyordum.
-"Hayır" diye cevap verdi.
-"O zaman neden bu kadar acı içindesin Sezer?"
-"Deniz... Denizz ağhh denizde bi terslik var.."
-"Tamam daha fazla konuşma durumun çok kötü"
Süratle konağa doğru geçtim saatler geçtikçe vücudu soğuyordu.. Bu tam tersi bi olaydı zombi olayına göre.. Ona sürekli umut veriyordum iyileşeceğini iyi olacağını söylüyordum.. -
33.
+10 -1BÖLÜM 25
-"O iyi olacak mı?
Şaşırmıştım ufak kız ilk defa konuşmuştu..
-"Evet iyi olmak zorunda" dedim.
Tam bu sırada araba yavaşlamaya başladı... benzin bitmişti Sezere baktığımda baygındı ama nefes alıyordu. Araba değiştirmeliydik ama küçük kızı Sezerin yanında bırakmazdım değişebilirdi bence arabayı kızla beraber alıp ordan Sezeri almak en mantıklısıydı.
-"Gel bakalım ufaklık"
Arabaları teker teker kontrol ettim ama bu kez şanslıydım sanırım bir son model BMW kapısı açık ve anahtarlar üzerindeydi. Arabaya atladık 200 metre kadar uzaklaşmıştık zaten Sezerden geriye döndüğümde iyice baygın haldeydi ve çok az aralıklarla nefes alıyordu. Hırıltılar ve sayıklamalarını duyuyordum buz gibiydi. Değişeceğinden emindim.
-"S***R bu kötü oldu" söylene söylene sezeri diğer arabaya zütürdüm.
Sakin bi yere sürdüm arabayı ve köşeye geçtik. Onu bu halde vuramazdım değişmesini bekliyordum.. Bi an vücud ısısını kontrol ettim normale dönmüştü ve tahmin edemediğim pozitiflik vardı.. Ve birden gözlerini açtı ama kırmızıydı!! -
34.
+5Bölüm 26
Göz göze gelmiştik ama bu sefer toparlandım ve kendimi geriye attım. Silahımı almak için arabaya koşmaya başladım ama büyük bir çeviklikle sırtıma atladı yerde boğuşmaya başladık arabayla az bi mesafe kalmıştı oysaki. Yerde beni ıssırmaması için baya bi çaba gösterdim. Hemen yanımdaki taşı farkettim ve kafasına sert bir şekilde vurmaya başladım. Sersemlemişti hemen arabaya koşup G3 le kafasınına bir el ateş açtım. Olduğu yere yığılmıştı artık Sezer olmadan yolumuza devam etmeliydik.. Diğer arabadan silahları aldım ve yola devam etmiştim. Aklım Sezer'de kalmıştı o garip bi değişim geçirmişti sanki bilinci yerinde gibiydi. Bence sahildeki o kızda aynı şekilde etkilenmişti ve Deniz buna yol açıyordu. Artık bilinci yerinde bir düşmanım daha vardı ve çok dikkatli olmalıydım. Arabayı Konak yönüne sürüyordum bi kaç yerde zombilerin ceset yediğini gördüm. Kafam çok dağılmıştı bu kadar şey beni yormuştu açıkçası. Küçük kıza dönüp;
-"Adın ne bakalım?"
-"Cansu" diye cevap verdi.
-"Kaç yaşındasın" dedim gülerek.
-"6... Peki annemler geri dönmeyecek mi?" diye sordu
Bu soruya mantıklı bir şekilde cevap veremezdim pgibolojim bile buna hazır değildi sessiz kaldım sadece..
Konağa varmıştık ve gördüğüm manzara beni çok germişti.. -
35.
+9BÖLÜM 27
Terkedilmiş bir askeri sığınma bölgesiyle karşı karşıyaydım. O BestBuy binasında gördüğüm yaratıklardanda vardı. Büyük bir kıyım olmuştu burda kaçan kaçmıştı kaçamayanlarda kan izlerini bırakmıştı ardlarında. Dikkatlerini çekmemeliydim. Dalmıştım birden arabayı hareket ettirince kaldırıma çıktım ve çıkan sesten dolayı dikkatleri üzerime çekilmişti. Tekrar kovalamaca... Arabayı yola çıkartıp köprü tarafından devam ettim. Hızlı koşanları olsada bana yetişemezlerdi. Çiğli hava üssüne gitmeliydim son şansım orasıydı. Birden birinin bana el salladığını gördüm. Orta yaşlarda toplu bi adamdı çekindim ama durdum tam bana doğru koşarken iri olan yaratıklardan biri onun üzerine atlayarak onu asfalta yapıştırdı ve bana döndü o anda gazı kökledim. Ve arkama dahi bakmadan yola devam ettim. Onuda kurtaramamıştım... Yol boyunca gördüğüm hep aynı senaryoydu. Alsancağa vardım kıbrıs şehitleri caddesine son bi kez daha baktım oysaki zamanında ne güzel kızlar geçerdi burdan şimdi yaratıklar mesken edinmiş. Hava gazı fabrikasından yoluma devam ettim Alsancak limanının ordan Karşıyaka yoluna çıktım. Tam o sırada bi tane Reno Kangoo Model araba dikkatimi çekti oda hareket ediyordu.. -
36.
+6BÖLÜM 27
Korna çalmaya başladı aynı şekilde karşılık verdim. Sağa çekmemi işaret etti ikimizde yolun kenarına geçtik. Bu sefer arabadan inmedim inmelerini bekledim. Arabadan 60 yaşlarında beyaz saçlı bi adam indi temkinli bir şekilde yanıma geldi.
-"Merhaba" dedi ve elini uzattı aynı şekilde karşılık verdim.
-"Nerden geliyorsunuz nereye gidiyorsunuz" diye sordu
-"Balçova BestBuy şuan Çiğli hava üssüne gidiyoruz" dedim.
-"Orayı duymuştum bizde Aydından geliyoruz ve aynı yöne gidiyoruz orda siviller varmış" diye cevap verdi. ve devam etti "Biraz kalabalığız Ben eşim Oğlum ve ailesi ve iki kişi daha. Eğer uygun görürseniz yanınıza 2 kişi alabilirmisiniz" dedi gayet kibar bi dille.
-"Tabikide arkada yerimiz var" diyerek karşılık verdim.
-"Teşekkür ederim" dedi ve arabadan bir kadın ve bir erkekle geldi arkaya bindiler. Tekrar adama dönüp;
-"Yolda dikkatli olmalıyız" dedim.
-"Farkındayım" diye cevap verdi ve yola devam ettik
Arkadakilerin çift oldukları belliydi. Onlarla kısa sohbet ettim. Erkeğin adı Cem kızınki ise Zehra'ydı nişanlı olduklarını Bu ay evleniceklerini ama nasip olmadığını söylediler her ne olursa olsun birlikte olmaktan hala mutluydular.
Aklıma Ceren geldi... -
37.
+7BÖLÜM28
Biz arkadan takip ediyorduk Bi ara cansunun başını okşadım herşey düzelicek diye onu motive ettim. Küçük bir çocuk olmasına karşın herşeyin farkındaydı. Arkadaki çifte dönüp;
-"Aydında durumlar nasıl peki"diye sordum.
-"Hiç iç açıcı değil millet sağa sola göç etti herkes evini yurdunu terketti ve yanlış bir bilgilendirme yüzünden pek çok yakınımızı kaybettik. Toplu hareket ediyorduk Aydında şehir merkezinde sığınma bölgesi olduğunu söylediler gittiğimizde zombilerden başka birşey olmadığı acı bir şekilde anladık. Zehrayla ben kurtulduk sadece devamlı hareket içindeydik. Yiyecek almak için bi alışveriş merkezine girdik orda zombiler sıkıştırdı neyseki o iyi insanlar bizim imdadımıza yetişti ve bizi kurtardılar. Peki sen neler yaşadın?" diye sordu.
Başımdan geçenleri anlattım Ardından onlara dönüp;
-"Eğer bana birşey olursa Cansu size emanet" dedim.
-"sen merak etme" diye karşılık verdi bayan.
Çiğli hava üssüne varmıştık. Etraf sakindi ve hiç bir zombi izine dahi raslamamıştık. Grişe doğru yaklaştık ve askerler ordaydı doğru tahmin.. -
38.
+4BÖLÜM 29
Askerlerden iki tanesi yanımıza geldi;
-"geri dönün artık kimseyi almıyoruz güvenliğimiz açısından."
-"iyi ama bu insanlar ne olacak!!"
-"Bakın beyfendi hastalık farklı boyutlara ulaştı ve bulaşma ihtimali çok yüksek lütfen anlayın"
Beyaz saçlı adam küfürler savurmaya başladı çok sinirlenmişti oğlu onu zor sakinleştirdi. Arabadan aşşağı indim;
-"Görmüyor musun 3 tane çocuk var ve yardıma ihtiyacımız var" diye çıkıştım sert bir şekilde.
-"Üzgünüm emir bu yönde... "
-"Hepinizin allah belasını versin!!" dedim ve arabaya geri bindim.
Biraz ilerledik ve sağa çektik. Herkesin morali bozuktu.. Diğer insanları ilk defa görmüştüm. 6 Kişide diğer arabada vardı.. ilerdeki terkedilmiş Bi bina dikkatimizi çekti hem sakindi bulunduğumuz yer.
-"O binada konaklayacağız madem almıyorlar.." dedi
-"iyi olur hem cephanem var ama daha tanışmadık bile" dedim.
Elini Uzattı
-"Ben Mehmet Eşimin adı Aysel oğlumun adı Kerim eşininki ise ipek çocukların isimler berk ve şenol diğer ikisiyle tanışmışındır." dedi.
-"Memnun oldum benim adım Hakan ufaklığın adı ise Cansu"
Hep birlikte o binaya doğru gitmeye başladık." -
39.
+8BÖLÜM 30
Ya Ceren'de içerdeyse bunu düşünmek bile beni heycanlandırmıştı. Ama içeri giriş imkansızdı adeta. ilk günler sorunsuz geçti onları incelediğimde gayet mutlulardı hepsi. Birtek ben durgundum sanki aralarında. Akşamları balkonda oturuyor ve hayat hikayelerimizi bundan sonra neler olacağını konuşuyorduk. Hatta bi akşam;
-"Sonumuz geldi bile radyodan dinlediğimde ingilterede kanatlı yaratıklar ortaya çıkmaya başlamış. Zaten bu zombilerden evrim geçirenleri var daha iri oluyorlar ve yüzleşmek istemezsiniz." dedim
-"Evet bizde gördük onlarda uzak durmak gerekli" diye cevap verdi Mehmet.
-"Benim tanıştığım bi adam vardı Sezer diye BestBuy binasında o denize düştü ve evrim geçirdi bilinci yerindeydi ama onun içinde yemek ön plandaydı"
-"Aman allahım bu kötü daha neler gelecek başımıza... " dedi.
-"Yarın yemek için kim inecek?" dedi kadınlardan biri"
-"Ben giderim" dedim Cem;
-"bende seninle gelirim" diye cevap verdi.
-"peki o halde hem benzinde alırız iki araba için" diye karşılık verdim
-"O halde yatalım zor bir gün geçireceğiz" dedi gülerek.. -
40.
+8Bölüm 31
yeni bir güne dinç bir şekilde uyanmıştım. iyi bir kahvaltı yapmıştık bu kadar kalabalık olmak benim moralimi düzeltmişti. Bir saat içinde yola koyulacaktık. Mehmet;
-"Siz uyurken etrafı kontrol ettim Kerimle beraber heryer sakindi" dedi.
-"Evet burası oldukca uygun bi yer" diye karşılık verdim. Cem lafa girdi;
-"Ama sonuç olarak burayada gelecekler" dedi
-"Kesinlikle" diye cevap verdim.
Biraz Cansuyla oyalandıktan sonra yola çıkma vaktimiz gelmişti herkesle vedalaşmıştık. Cemle Nişanlısı zor anlar yaşamıştı. Söz vermiştik sağ döneceğimize... Yola Bmw ile çıktık hızla Çiğli'nin merkezine doğru arabayı sürdüm. Cem biraz gergin olsada bana belli etmemeye çalıştı ama anlmıştım. Zombilerin arasından bi alışveriş merkezine doğru arabayı son sürat sürdüm. Cem'e dönüp;
-"Sen direksiyon geç ve zombilerin dikkatini çek bende o sırada içeriye gireyim ara ara gel sana vereyim torbaları" dedim.
-"Tamam ama çabuk ol" dedi.
-"Sen meraklanma" diyip arabadan indim hemen çöp konteynırının arkasına saklandım tüm zombilerin onun peşinden gittiğine emin olduktan sonra Alışveriş merkezine giriş yaptım. Kasiyerlerlerin oldu bölümde kan izleri vardı bu beni endişelendirmişti. Susturucu takılı 9mm i sıkıca kavradım ve kendime 2-3 BiM poşeti aldım hemen makarna doldurdum. 2 poşete daha un ve yağ doldurdum ve ufaklar için bi poşet dolusu abur cubur.
Hemen dışarda çöpün dibinde beklemeye başladım ve çıka geldi arka koltuğa attım hepsini yine turlamasını fazla uzaklaşmamasını söyledim. Yine içeri girdim ve bu sefer alabildiğim kadar su şeker yağ ve tuz aldım ve beklemeye başladım tam o sırada bi tane zombi beni farketti tam üzerime gelecekken Cem arabayla ona çarptı. Geri kalan torbalarıda doldurup yola çıktık. Fazladan 2 su bidonu almıştım benzin için istasyona vardık ve Cem arabaya bende bidonlara doldurmaya başladım 20 tane kadar zombi üzerimize gelmeye başladı bizi istasyona girerken farketmişler sanırım. Bi yandan benzinleri doldurup bi yandan ateş etmeye başladık kafalarına diye bağırdım.;
-"Çabuk çabuk hadi hadi.."
bi tane bidon telaşla yere dökülmüştü ve tam kalkarken yanmaya başladı sanırım patinajdan olmalı... Son hızla orayı terkettik ve istasyon ardımızda havaya uçmuştu... -
41.
+6BÖLÜM 32
Bu tip şeylere artık şaşırmamaya başlamıştım. Hemen hızla diğerlerinin yanına döndük. Epey bi yorulmuştum ister istemez.. Ama sağ salim dönmüştük olan biten herşeyi anlattık. Daha sonra balkonda dinlenmeye başladık. Daha sonra akşamı yaptık.. Ertesi sabah bir çığlıkla uyanmıştı herkes.. Çığlık Diğer çocuklardan gelmekteydi.. Hızlıca sesin geldiği yöne doğru G3 ü kapıp koştum. Olay yerinde iki çocuk ağaçtaydı sonra yere baktığımda aç ama çok ürkütücü 3 tane kurt vardı. Kimseye kıpırdamasını söyledim amacım birini vurup diğer 2 sinin kaçmasını sağlamaktı en iri olana ateş etmeye başladım.. O yere yığıldı ama diğerleri kaçmadı aksine üzerimize doğru gelmeye başladılar. Bu sefer bir diğerine sıkmaya başladım hemen arkamdan mehmet silahını çıkardı ve oda sıkmaya başladı diğer ikiside yerdeydi. Hemen etrafı kontrol edip çocukları indirdik.. Biri 12 diğeri 10 yaşındaydı. Sonra 3 erkek etrafı iyice bi kolaçan ettik temizdi.. Daha sonra fazla hiç bir olay yaşanmadı.. Günler geçiyor zaman akıp gidiyordu. Pek bir anormallik yoktu ara sıra şehre iniyorduk ordada pek bi farklılık göremiyordum ama günlerden bir sabah gökyüzünün rengi kızıla çalıyordu ve çok garipti.. -
42.
+7BÖLÜM 33
olduğundan erken kalkmıştım herkesi uyandırdım ve gökyüzünü işaret ederek;
-"Birşeyler yine ters gidiyor." dedim
-"Umarım hayra alamettir" diye cevap verdi Kerim..
-"Ben hiç hayra alamet olduğunu düşünmüyorum" diye araya girdi Mehmet
Herkes şaşkınlıkla gökyüzüne bakıyordu.. Ve o sırada havada uçan cisimler belirdi yarasa gibiydiler ve çok ürkütücülerdi.. Hava üssüne doğru uçuyorlardı ve kalabalıklardı..
-"Hemen çocukları arabalara bindirin burdan gidiyoruz" diye bağırdı Mehmet
Herkes arabalara binmeye başladı uçak savarların sesi gelmeye başlamıştı gittiğimiz yol bozuktu zaten hızlıca tümseklerden atlaya atlaya gidiyorduk ve dardı hemen aşşığımızda vadi ve deniz vardı.. Tam kurtulduk derken karşımıza büyük bir zombi ordusu belirdi Aralarında o iri olanlarından ve bilinçli olanlarındanda vardı çokça. Mahşer alanı gibiydi hemen arabaları geriye doğru sürdük.. Yolun sonunda ise hava üssü vardı kapana kısılmıştık zombilerle arayı açtık ama hava üssünede çok yaklaşmıştık uzaktan artık roket atar ve uçak savarların sesi kesilmişti dumanla çıkmaktaydı orda bir kıyım olduğundan emindim. Hemen arabaları kenara çektik. Ormana yaya kaçıp gizlenmekti belki çare çünkü onlar hava üssüne gideceklerdi. Hemen arabalardan indik ve ormana doğru koşmaya başladık.. -
43.
+7BÖLÜM34
Tepelere doğru hızlı bir şekilde ilerlemeye başladık. Ağaçların arasında mağa gibi bi yer görmüştüm oraya gidiyorduk. Bir ara Cem'in nişanlısı yere düşsede tekrar kalkıp devam etti. Mağaraya varmıştık herkes teker teker içeriye girmeye başladı bende başlarında etrafı kontrol ediyordum. En son kişi girdikten sonra bende içeri girmek üzereyken birden havalandım. O kanatlı yaratıklardan biri beni yakalamıştı. Hılzıca uçmaya başladı ne yapsam hareket edemiyordum ve gördüğüm şey dehşet vericiydi.. Askeri üs ten asker ve sivilleri yakalıyorlardı ve savunma sistemi çökmüştü. Kuzeye doğru baktığımda alev gibiydi sanki bulutlar yanıyor alev alıyor gibiydi. daha sonra denize doğru geldik ve gördüğüm manzara çok garipti. Bu kanatlı yaratıklar yakaladıkları insanları denize salıyordu. Ama neden yemiyorlardı.. Bi nedeni elbet olmalıydı, Aklıma korkunç birşey geldi ya bir bilinçli ordu kuruluyorsa!! Aniden beni bıraktı ve hızla denize doğru süzülüyordum tüm hayatım gözümün önünden geçmişti ailem çocukluğum arkadaşlarım Ceren... Ve denizin soğuk suları beni kollarına almıştı.. insanlar bağırıyordu acı içinde feryat ediyorlardı. Çok korkmuştum sonumuz gelmişti bizde onlardan olacaktık ve gözlerimi kapadım... -
44.
+4BÖLÜM35
Pek birşey hatırlamıyorum.. Bi kumsaldayım zor nefes alıyorum üşüyorum ve titriyorum.. Kimse yok sürünmeye başladım güneş soğuk bedenimi okşuyordu... Kızgın kumun üzerinde bir yılan gibi sürünüyordum tepemde garip kuşlar uçuyordu hava hala kızıl... Çok canım yanıyordu ve sanki bütün organlarım parçalanır gibiydi.. Kalbimin her atışını çok sert bir şekilde hissedebiliyordum. Birden ufukta birşey gördüm bana geliyordu yavaş... yavaş... Enerjim tükenmişti sadece onu izliyordum bana doğru geldi yalpalayarak bir zombiydi bir kadın.. Yavaşca yanıma eğildi bi hayli aç görünüyordu bulanık bir şekilde onu izliyordum.. Ve beni ıssırdı ama hissetmiyordum bi et parçamı kopardı.. Sonra sanki birşeyler garipleşmişti.. Geri gitti beni bırakmıştı birden sırt üstü yattım güneşe bakıyordum dalmıştım. Yavaş yavaş ısınıyordum ve hala enerjim yoktu.. Gözlerimi tekrar kapattım ve sonumu beklemeye başladım... Uyandım.. hala düşünebiliyordum ve canım et çekmiyordu çok müthiş bir enerjiye sahiptim kanayan ve vücudum kendini toparlar gibiydi ayağı kalktım yalpayarak yüzüme su serptim.. Çok net ve hiç olmadığı kadar güçlü düşünüyordum.. Ama çok garipti kelimelere sığmayacak kadar garip. Kumsalda ilerleyemeye başladım kızıl gökyüzünün eşliğinde.. Sadece yürüyordum hiç yorulmayacak gibiydim ve kalbimi dinledim ATMIYORDU!! -
45.
+3BÖLÜM 36
1-2 hafta geçmişti sanırım bu ada gibi yerde amaçsızca dolanıyordum bi anda karşıma bir zombi çıktı benim üzerime gelmeye başladı iyi ama ben ölüyüm? Nedenini bilmediğim bir üçgüdüyle ona saldırdım ve onu sanki bir kağıt gibi parçalara ayırdım müthişti!! Sonra kolyesi dikkatimi çekti kapaklıydı kapağı açtım güzel bir bayandı saçları kızıl ve kıvırcıktı ve ayna vardı kolyenin diye yüzünde. Aynayı suratıma tuttum birden ürktüm ve yere attım damarlarım çok kalınlaşmış yüz hatlarım değişmişti ve gözlerim daha kotu bir kırmızıydı daha farklı bir ton.. Ten rengim koyulaşmıştı güneşten olsa gerek.. Ve sert bir surat ifadesine sahiptim eski halimden çok farklı ve ürkütücüydü. Boyum bi hayli uzamış ve vücudum çok gelişmişti. Bu benmiydim değişmiştim inanamıyordum hatıralar gözümün önünde buğulu bir şekildeydi geçmişimi tam çözemiyordum aslında.. Sanki bir görevim vardı ve dünyada hala masumların olduğuna emindim. Kızıl gökyüzüne baktım ve bütün gücümle haykırdım. içimdeki labirentte kaybolmuştum adeta Hakan ölmüştü artık. Amaçsızca koşmaya başladım...
başlık yok! burası bom boş!