-
1.
+91 -14Beyler Uzun Bir Hikaye Olucak Kesinlikle Yarım Bırakmıcağım
Kitap Yapmayı Düşünüyorum Daha Önce DonanımHaberde Paylaşmıştım Burdada Paylaşmak istedim... Başlıyorum.
Edit: Seri Paylaştım ama kimse okumuyo galiba aslında size yavaş yavaş 1-2 gün bekleterek yazmak gerekiyo gibilince okuyosunuz anca
Edit 2 (ÖNEMLi): Kitabım düzenlemeler sonrası 1-2 ay içerisinde appstore'dan satışa sunulcak hikayenin devdıbını kitabın satışı açısından yazmıyorum. Kusura bakmayın beyler baya borçlarım var para lazım. Ama sizler için yeni bir hikaye yazmaya başladım bu uzun soluklu olucak kesinlikle kitap olmicak sadece size özel panpalarım
(bkz: büyük salgın kitap olmicak)
Sizin icin yazdığım hikayedir beyler tekrar kusura bakmayın .
iLK SABAH
Saat 08:30 yer seferihisar
Alarmın sesine uyandım kız arkadaşımla buluşucam ama ilk işim berbere gitmek sanırım saçlarım berbat görünüyor. Duş alıp kahvaltımı yaptım. Bilgisayarda e-postalarımı kontrol ettim. Ve bi an duraksadım birşey ekgibti. Kısa bir süre sonra aklıma geldi. Telefonuma mesaj gelmemişti normalde kız arkadaşım mutlaka benden önce kalkar mesaj atardı. Aramak istedim ama telefon çekmedi bu garip birşeydi. Dışarıya çıktım çeker diye ama görünen manzara bi hayli garipti. Sokaklar bomboştu.. Etrafta kargalar hüküm sürüyordu. Sokağa çıktım rüzgar saçımı süpürüyordu hafifçe.. Direk arkadaşım Fırat'ın yanına koştum. Evde değillerdi kapıları açıktı eve girdim kimse yoktu bütün odaları tek tek dolaştım boştu hepsi. Dışarı bahçeyi turladım birden tom karşıma çıktı deli gibi havlayarak kaçtı baya bir korkmuştum. En yakın karakola doğru yürümeye koyuldum.. -
2.
+24 -1CANSIZ BEDEN
Sokağın solundaki elektirik trafosunun üzerindeki spreyle yazılmış yazılar dikkatimi çekti. "Kaçış yok kapana kısıldık... " Kanım dondu bi kaç saniye yerimden kıpırdayamadım. Her neyse bi kaç sarhoş serserinin işidir diyerek yoluma devam ettim. Dükkanların kapıları açıktı hepsini tek tek kontrol ederek yoluma devam ediyordum. Bir tekel dükkanına girdiğimde gördüğüm manzara korkutucuydu.. Yerlerde kan izleri vardı. Bi anlık reflexle geri kaçtım. Bir hayli korkmuş ve heycanlanmıştım. Ürkek adımlarla karakola doğru yürümeye devam ettim. Devamlı bir otobur gibi etrafımı kontrol ede ede yürüyordum. Tam o sırada cansız bir beden dikkatimi çekti biraz daha yaklaştım. Otobüs durağının dibinde yüzü tanınmayacak haldeydi. Ellerim titriyordu kanım donmuş ve dizlerim beni taşımakta zorluk çekiyordu yaka kartındaki ismi okuyunca.. -
-
1.
0Bu ne amk cocuk hikayesi gibi
-
-
1.
+1Her yoruma açığım kardeşim okuyup beğenmediysen kusura bakma
-
2.
+7kardes bu nasi kan amk donup duruyor. antifriz ic. bu arada ben boyle iki hikayeyi yarim biraktim. zor is cunku sonu yok amk. ha bir de bu nasi baslangic ya insan okuycak bunu;
"Alarmın sesine uyandım kız arkadaşımla buluşucam ama ilk işim berbere gitmek sanırım saçlarım berbat görünüyor. Duş alıp kahvaltımı yaptım."
soyle olsa;
Alarmin sesi sabahin sessizligini yirtarken gozlerimi tozlu bir gune actim. (isim verirsen daha kisiliklestirmis olursun) Pelinsu ile bulusacaktim ama beni bu halde gormemeliydi ... biraz daha yorum. Oyle kiz arkadasimla buluscam. Sonra berber gidicem vs olmaz. Berbere gitmeliydim. O bunu bilmiyordu. Olacagindan habersizdim. gibi daha gelismis kipler kullan. Ya da baska bi is bul kendine amk.
-
1.
-
1.
-
3.
+19iÇERi GiRiŞ
Tam olarak hatırlamıyorum ama çatıda yaklaşık 4 saat baygın halde kalmışım. Sert esen rüzgar beni kendime getirmişti. Hava kararmıştı etrafı pek seçemiyordum ve iyice sersemlemiştim. Yavaş bir şekilde ayağa kalktım canım önceki gibi yanmıyordu ama hala hızlı yürümemi engelliyordu acım hafiflemişti. Heryer karanlıktı bi an yerdeki demire takılıp düşmüştüm neyseki ellerimi siper etmiştim. Tekrar ayağı kalktım ve yüksek olan binaya vardım ordaki camlar baya bi kalın olmalıydı. Takıldığım demir parçasını geri dönüp aldım. Cama yaklaşıp sertce bi kaç kere vurdum. Baya bi çatladı buzlu camdı anlaşılan sonra demirle içe doğru iteledim camı ve olduğu gibi bir bölümü aşşağı düştü. içersi zifiri karanlıktı sadece mağaza olan yerde ışıklar yanıyor olmalıydı. Emin olamadım aşşağı atmak için bişeyler aramaya başladım ve bi mermer parçası bulup aşşağıya doğru bıraktım. Evet burası merdivenlerin oldğu bölgeydi ve zemin aşşağıdaydı. Başka bir cam denemeliydi hemen dolanıp bir diğerini denedim ve onuda aynı şekilde kırdım ama bu sefer bir oda olduğunu an.lamıştım ve kendimi içeriye bıraktım. Sonunda binaya girmeyi başarmıştım. -
4.
+16KAÇIŞ
Ters yöne doğru koşmaya başladım. Ara sokaklardan birinde eski model Hyundai Accent gördüm ona doğru koştum. Sokak dar bi sokaktı hemen arabaya atladım anahtar üzerinde yoktu kapı açıktı düz kontak yapmaya çalışsamda beceremedim. Başka bir arabada göremiyordum. Artık çok geçti sanki çoktan sokağın başına gelmeye başlamışlardı. Yapacak birşeyim kalmamıştı sanırım buraya kadarmış. Tam o sırada anahtarların hemen arabanın sağ çaprazında olduğunu farkettim. Karşımdaki insan yiyenlerde iştahla ve hızlı adımlarla üzerime geliyorlardı. Son bir umutla anahtara doğru koştum yerden aldım. Aradaki mesafe azalmıştı direk arabaya attım kendimi. Anahtarı çevirdiğimde araba çalışıyordu. Geriye doğru sürmeye başladı sokağın sonundan yol ikiye ayrılıyordu. izmir yoluna çıkan yola saptım ve devam ettim artık hedefim izmir'di. -
-
1.
+1Pnp kitap yaz alırım söz ama the walking dead ana fikrini kullanmışsın.
-
1.
-
5.
+16 -1ISSIZLIK
Mustafa Ergün.. Bimde çalışıyordu ve bize hep Bimden birşeyler aşırıp getiriyordu. Bu çocuk hayat doluydu ve her zaman yapacak bi şakası ve esprisi vardı.. Moral kaynağımızdı kısaca.. Ağlıyordum.. Ama ne olduda bu hale geldi anlam veremiyordum hiç birşeye.. Bu ıssızlığın içindeki tek başınalık neyin göstergesiydi. Kimseyi göremicekmiydim? Ne gibi bir durumla karşı karşıyaydım.. Tanrı beni sınıyormuydu budamı bir sınavdı.. Gözyaşlarım Mustafa'nın bedenini yıkıyordu korkularımla.. Onu orda bırakmalıydım o ölmüştü.. Islak gözlerle izliyrdum tekrardan çevreyi.. Bi yerden alarm sesi duymaya başladım ses uzaklardan geliyordu. Karakola 400 metre kalmıştı yaklaşık. Aklıma kız arkadaşım geldi şuan ne yapıyordur ama önce polisten yardım almalıydım. Ailem trafik kazasında yaşamlarını yitirmişlerdi bundan 15 sene önce... 17 yaşına kadar teyzemlerde kaldım 18 ime bastığımda kendi başıma yaşamaya karar verdim. Ben bunları düşünürken uzaklardan alarmın olduğu yerden bir çığlık sesi yükseldi... -
6.
+16 -1TELSiZDEN GELEN SES
Biraz daha heycanlamaya başlamıştım ve koşmaya başladım. Artık binayı görebiliyordum eski bir yapıydı. Önüne geldiğimde ümitlerim bir anda yıkılmıştı karakolun önü kana bulanmıştı resmen.. içeriye girdim duvarlarda mermi izleri ve kan vardı. Karakolda bomboştu. Şimdi ne yapacaktım!.. Tanrım tam bir çıkmazın içindeydim. Hiç birşey yolunda gitmiyordu. Rüyaymıydı bunlar.. Emin olmak için kendimi tokatladım.. Ama gerçekti nefes alış verişim kadar gerçek! Artık dikkatli olmalıydım. Aklıma telsiz geldi direk telsiz aramaya başladım. Odaları gezdikten sonra buldum ve yardım isteme başladım. Aman tanrım hiç bişey anlamıyorum! Karakolun terasına çıktım. Yardım istemeye başladım.. yaklaşık yarım saat yardım istedim ve tam o sırada telsizden gelen ses beni heycanlandırdı;
-"Hey ordaki beni duyuyormusun".. Heyecana kapılmştım birden doğruldum;
-"Evet evet duyuyorum"
-"Şuan nerdesin bilmiyorum ama cehennemde olduğun kesin" dedi
-"Neler oluyor bütün bu olanlar ne diye cevap verdim"
-"Dünyada doğa üstü şeyler olmaya başladı etrafta insan etiyle beslenen yaratıklar var"
aman tanrım bunlar doğrumuydu.. Şimdi taka battın Hakan..
-"Hey nerdesin tam olarak"
-"Balçovada Bestbuy alışveriş merkezindeki kulenin en tepesinde"..
-"Seni bulmam lazım... Heyy... Heyy cevap ver.." Ses kesildi Lanet olsun.
Tam o sırada gördüğüm şey tüyler ürperticiydi.. -
-
1.
+1Ses kesildi god damn it !
Not: Ilıkmısın ? -
2.
0ahahahahahaha
-
1.
-
7.
+14YUKARIYA ÇIK!
ilk hamlemde başaramamıştım. Tüm gücümü topladım ve tekrar denedim yavaş yavaş sürünerekte olsa çıkıyordum yukarıya doğru canım bi haylide yanıyordu. Her basamakta yaralı olan kaval kemiğim sızlıyordu. Ve sağ bişeğimde aynı şekildeydi şuan bunlar temas ediyordu merdivenle ve tahmin edemiceğiniz bir acıyla yukarıya doğtu iniltilerle çıkıyordum. yarılamıştım ve aşşağıya baktım. Hiç vazgemiceklermiydi orda bana doğru bakıp ellerini uzatmaktan? Neyseki köpekler girememişti biraz daha geniş olsaydı şüphesiz girebilirlerdi. Tekrar çıkmaya başladım soluklandıktan sonra ve ilk kapıya vardığımda kilitliydi çatı katı tek seçeneğimdi oraya doğru tırmanmaya başladım. 15 dk içinde kalan yolu tamamlamış ve sona gelmiştim. Çatıya kendimi saldım temiz gönüyordu aşşğıya doğru baktım ve orda durup soluklanmaya başladım en azından HAYATTAYDIM -
8.
+1420-30 liralık kitabı bedavaya yazıyorum buraya şukular artmadan devam etmiyorum amk
-
9.
+14ALARM
Telsizi yol boyunca ara ara denemiştim. Tekrar denedim ama cevap yoktu. ilk önce iyice çevreyi inceledim. Yapacağım en iyi şey arka kapı olacaktı sanırım orası daha sakindi. Arka tarafa doğru olaştım arabayla ama devasa mal giriş kapıları kapalıydı ve bunları açmak imkansızdı. Arka taraftan olcak iş değil dedim bu bişey yapmalıydım. Bu arabayla zombilere meydanda okuyamazdım. Ön tarafa doğru gittim kapının açık olduğından emin olamıyordum. Arabadan inip bakmalıydım arka tarafa geri döndüm tam o sırada;
-"Hakan çok kötüyüm ateşim çıktı" dedi birden o kız
-"Aman tanrım durduk yere buda nerden çıktı hay aksi" dedim
-"Bilmiyorum!!!" diye bağırdı.
-"Hey sakin izin verde ateşine bakayım"dedim kız resmen cayır cayır yanıyorudu. Bu hayra alamet değildi.
-"Sen burda bekle ben ön kapıyı kontrol edicem dedim."
-"Çabuk ol korkuyorum" Ağlıyordu...
Arabadan inip ön tarafa doğru ilerledim onların dikkatini çekmemeliydim. Ve ne olursa olsun tek bir kurşun bile sıkmamalıydım. Kapıya emekleyerek ilerliyordum çok ama çok dikkatli bir şekilde ilerliyordum. Kapıya vardım iteledim açılmadı zorladım açılmadı elektroniğiyle oynamayı denedim yukardan belki klitli değildir dedim. Tam o sırada ALARM ÇALDI..
KAHRETSiN... ! -
10.
+13BiTKiN BiR HAL
Her yanımı sarmışlardı hemen kapıyı kilitledim Ellerini içeriye doğru uZatmaya başladılar kıpırdayamıyordum hepsinin gözlerinin içine bakıyor derin derin nefes alıyordum artık bağıracak halim bile kalmamıştı her yanım sıyrk ve yara bere içindeydi kazanında payı vardı tabikii Şans eseri bana yetişemiyorlardı silahımda yoktu kendimi savunacak bi el bolbası olsaydı üzerimde yukarı çıktığımda hepsini havaya uçurabilirdim ama ne yazıkki oda arabadaydı. Derin derin nefes almaya devam ettim telsizi elime aldım ama bozulmuştu.. Bu durum bi hayli sinirimi bozmuştu hiç birşey yolunda gitmiyordu. Yinede yaşıyorsam bi amacım olmalı diye düşündüm. Tam o sırada dört yaşlarında evrimleşmiş bi kız çocuğu içeri girdi korkuluklardan ve üzerime atladı neye uğradığımı şaşırmıştım. Kafasını benden uzak tutuyordum ellerimle nefesi beni boğmuştu adeta büyük bir iştahla ağzını açmıştı ve bi hamleyle kafasını merdivenlerinlere vurdum ve o anda hareketsiz kalmıştım. Çok kötü bir duyguydu sanki o ufak çocuğun katiliymiş gibi hissetti ve gözlerim dolmaya başladı bu onun suçu değildi. Artık sürünerekde olsa yukarıya çıkmam gerektiğini anlamıştım.. -
11.
+13Best Buy
izmire yaklaştıkça o yaratıklardan daha sık görmeye başlamıştım. Ama hız kesmeden devam ettim. Hatta görmemeyim diye diye sahil yolunu tercih etmiştim. ilerde neyle karşılaşacağımı hiç bilmiyordum. Artık bütün herşey riskler üzerine kuruluydu sanki. Dikiz aynasından yanımdaki kızla gözgöze geldik bakıştıktan sonra toparlamak için;
-"Okuyormusun yada ne işle meşgulsün" diye sordum
-"Açık öğretimdeyim peki sen"?
-"Ege Üniversitesindeyim"
-"Birşey sorcam sana" dedi
-"Evet" diye cevap verdim
-"Ailemi bulabilecek miyiz yaşayorlar mıdır?"
-"Bunu bilemeyiz bende kız arkadaşımı kaybettim tek yaptığım inanmak yaşadığına inanmak"
O ağlıyordu kendimi zor tuttum çünkü güçlü olmalıydım.
-"Sende inan inanmak çok yüce birşeydir" dedim.
Cevap vermedi Narlıdereye vardığımızda bazı yerleden dumanlar yükseldiğini gördüm. Askerlerin burdan geçtiği belliydi. Yerlerde o zombilerden çokça vardı. insanlar görmeye başladım hayat demekki burda vardı hala. Hepsi arabalarındaydılar ve bzim gittiğimiz yöne doğru gidiyorlardı. Arabadan inip bi kaçını durdurmaya çalışsamda olmadı. Sadece birisi kaçabildiğin kadar kaç diye bağırdı arabasının penceresinden. Arabaya binip tekrar yola devam ettim. Amaan tanrım balçova taraflarında o leşlerden dahada fazla vardı ve Bestbuy'ın binasını görebiliyordum. Tanrım çevresinde aylak aylak geziyorlar ve geçen arabalara doğru atlıyorlardı. Oraya gitmek zor olcaktı benim için. -
12.
+13KAPANA KISILMAK
Ne yapacağımı şaşırmış ve iyice aptallaşmıştım hepsi beni farketmişti o an arka tarafa doğru koşmaya başladım yangın merdivenini gördüm oraya kaçabilirdik hepsi arkamdaydı arabaya vardığımda kız baygın haldeydi onu sarstım uyanmadı kucaklayıp onu merdivenlere doğru koşmaya başladım bi anda hırıltılar çıkarmaya başlamıştı. Suratına baktığım an gözlerini ve ağzını açmıştı reflexle elim ayağım boşaldı ve onu yere bıraktım 1 adım geri geldim paçama yapıştı bırakmıyordu. Kafasına bi kaç tekme indirdim sersemleyince beni bıraktı sılahları da geride bırakmak zorunda kaldım ve medivene doğru koşmaya başladım. Bana yetişemezlerdi ama o anda köpekleri farkettim koşuyorlardı bana doğru kudurmuş bir şekilde işte şimdi dahada hızlanmam gerekliydi. Merdivenlere yaklaşmıştım o sırada köpeklerde bana yaklaşmıştı. Bir hamleyle kendimi merdivenlere attım ve kapıyı kapattım. Ayağı kalmak istedim ama kalkamadım bacağım kanıyordu ve hareket edemiyordum çok yara almıştım merdivenlerin boşluğuna düşmüştüm. Bir kafesin içersindeydim ve yavaş yavaş etrafımı sarmaya başlamışlardı.. -
13.
+12KAZA
Artık yola çıkmıştım Güzelbahçe'den kız arkadaşım Ceren'i alıp izmir'e gitmeliydim orda hayat vardır büyük ihtimal. Tek ihtiyacım cephaneydi ve bunun için Jandarma Komutanlığına girdim burda mutlaka cephane olmalıydı zamanımda azdı. içersini pek bilmediğimden bir 15-20 dakika aramakla geçti ve sonunda bulmuştum aradığımı. G3leri ve el bombalarını bir askeri çuvala doldurdum ve biraz askeri erzak aldım artık tam donanımlıydım. Geri arabaya koştum ve yola devam ettim. Yolda belli yerlerde o yaratıkları görüyordum. Çok gariptiler ruhları çekip alınmış ölüler ayaklanmıştı ve tüm insanlığa karşı savaş açmışlardı. Yol üzerindeki evime son bir kez daha baktım.. Aman Allahım ailemin fotoğrafını almalıydım. onlardan kalan tek teselli oydu. Evin olduğu sokağa girdim ve içeriden fotoğradı aldım. Tanrım... Karşımda yine onlardan! bu sefer sinirlenmiştim ve kafasına acımadan sıktım! geri arabaya atladım ve yola devam ettim artık güzelbahçeye yaklaşmıştım. Hemen Güzelbahçe bir sahil ilçesiydi. Balıkçılık burdaydı her taraf terkedilmiş gibiydi balıkçıların tezgahlarından bayat balık kokuları beni bayıltacak gibiydi. Ceren'lerin mahallesine girdim. Evlerinin kapısı kilitliydi camlarda korkuluk vardı. Nasıl açıcaktım? Eğer silahla açarsam toplanabilirlerdi ama Ceren'de içerdeyse ya? Kilidi kırmaya karar verdim ve kaçmak için kendime ortam hazırladım arabayı eve dahada yakaştırdım dibine kadar getirdim. Ve çıkıp kilide G3 saydırdım lakin içeriye girdiğimde sadece bir not vardı. "Hakan geliceğini biliyordum heryerdeler Ailem beni zütürüyor nereye gidiyoruz bilmiyorum".. işte bu benim moralimi bozmuştu bir hayli. Ama en azından hayattalardı bu benim için iyi birşeydi. Hemen arabaya atladım zombilere her yerden yavaş yavaş geliyorlardı. Bi kaçına çarparak geçtim çok hızlanmıştım. Ve o sırada en son gördüğüm şey direkti... -
-
1.
+3Pompa kaza yazmissin ya onu yazma san çok daha şekil olurdu kaza deyince direk senaryoyu aklımda kurdum kesin kaza yap ocak dedim ve beni şaşırtmadı olanlar
-
1.
-
14.
+11Bölüm 63Tümünü Göster
Kapıdan dışarı çıktıklarına önlerindeki adamla birlikte koridora yöneldiler başka bir kapıdan içeri girdiklerinde bu kez karşılarına çıkan oda daha sıcak ve daha samimiydi. Bürodan daha çok bir çalışma odasıydı. Büyükce bir kitaplık hemen sağ taraflarındaydı. Kitaplığın üzerinde dikkat çekici bir gemi maketi vardı. Adam onlara oturmalarını rica etti. Oturdukları koltuklar oldukca rahattı yer krem rengi bir halıyla döşenmişti. Bu odada asıl dikkat çekici olan ise karşı duvarı kaplamış olan istanbul boğazının manzarasıydı. Adam yutkunarak;
"Öncelikle adım Yusuf burada insanlık için çalısan bilim adamıyım. Siz her kimseniz" Gözlerini tekrar Hakan'a dikti. "Bizim için çok önemlisiniz şuan ama sen böyle nasıl geliştin söyler misin. Böyle bir durumlar ilk defa karşı karşıyayım burda benim gibi pek çok bilim adamı var onlar da seni çok merak ediyorlar ama onlara beklemelerini ben söyledim. Şimdi sizi dinliyorum hikayeniz nedir?"
Hakan söze girdi "Çok garip ama bilmiyorum tam olarak bana ne oldu bilmiyorum ama ara ara sanki tekrar hatırlıyormuşum gibi ama sonuç olarak yine hatırlamıyorum."
"O zaman sana bi kaç tahlil yapmamız gerekecek umarım hafıza ilaçlarımız sende işe yarar son olanlardan sonra çoğu insana bundan lazım oldu"
"Bu bugün duyduğum en iyi haber ama bizim buraya gelmedeki amacımız bambaşka."
"Ne peki?"
"Bizi Talat Albay tarafından gönderildik maden ocağından bilginiz kesinlikle vardır bir baş kaldırış planlıyoruz insanlık böyle yok olmamalı."
"Böyle gelişi güzel kurtaramazsınız peki bir planınız var mı?
"Henüz yok"
Yusuf dalga geçerek gülmeye başladı "Bir plan olmadan yola çıktınız ama neyseki bizim bir planımız var."
"Peki ne gibi bir planınız var"
Onu zamanla öğreneceksin öncelikle senin şu hafıza olayını halletmemiz lazım benimle gel arkadaşın kalabilir.
Hafez birden araya girdi "Olmaz bende geliyorum"
"Üzgünüm sadece bilim adamları girebilir labrotuvara arkadaşında bizim için önemli"
"Size güveniyorum"
Hakan Yusuf'un peşindenden tekrar koridora çıktı. Hakanın aklı iyice karışmıştı böyle bir laboratuvarı tahmin edemezdi demekki hala birileri insanlık için çalışıyor diye düşündü. Yusufa yönelip;
"Az kalsın unutuyordum buraya gelirken garip bir şey gördük çok büyüktü zeplin gibi hatta zeplinden bile daha iri"
"Aynı şeyi bize gördük bu şey seçkin ve tepelerdeki korkakların sığındığı bir gemi. Diğer insanların ölmesine aldırış etmeden kaçtılar... Ama insanlık onları affetmiyecek"
"Aşşağılık korkak herifler ülke başkanları falan mı var"
"Bazıları öyle Türkiyeden kimseyi almadılar bile ayrım burada kendini belli ediyor. Avrupa ülkeleri, Japonlar, Amerikalılar ve şu zengin Araplar. Bunlardan oluşuyor"
"Allah belalarını versin!"
"Neyseki bizim gibileri var hala senin şu işi hallettikten sonra devam burada neler olduğunu ve planlarımızı sana açıklarım. işte geldik"
... -
15.
+11BiNA
Oda karanlıktı ışıkları açmayı denedim ama başaramadım telsizdeki adamın yanına varmalıydım. Kapıya yöneldim daha çıkacağım onlarca kat vardı. Yavaş yavaş merdivenleri çıkmaya başladım bende bi hayli yorgun düşmüştüm. Ara ara kimse varmı diye bağırıyordum ama sesime cevap gelmiyordu. Binayı yarılamıştımki yukarlardan bir gürültü koptu bu kalbimin hızlı atmasına neden olmuştu. Heey diye seslendim ama yine cevap yoktu. Hızlı adımlarla yukarıya çıkmaya başladım bu sefer. Varmıştım artık adımlarımı yavaşlattım dikkatli bir şekilde en son kattaki odaları tek tek kontrol etmeye başladım boştular. Tek bir oda kalmıştı koridorun sonundaki oda... Ona doğru yaklaştım yavaş adımlarla ilk önce içeriyi dinledim ama sessizdi. Kapının kolunun hafifce aşşağı doğru indirdim ve gözlerimi içeriye doğru çevirdim. Oda karanlık değildi bir gece lambası odayı aydınlatıyordu. içeriye girdim etrafı süzmeye başladım televizyon buzdolabı bilgisayar ve kafeste bir tane papağan vardı. Kuşa bir süre baktım masada bir silah gördüm. Masaya doğru yaklaştım ve... Bi anda her yer bembeyaz olmuştu ve büyük bir acı hissetmiştim.. -
16.
+11BÖLÜM 66Tümünü Göster
Tim 5 kişilik küçük bir gruptan oluşuyordu. Çok iyi askeri donanıma sahiplerdi. Hemen hemen hepsi iri yapılılardı. Atvlerden oldukça büyük ancak onların görünümüne sahip olan zırhlı çevik bir araçla çökmül olan karanlığı deliyorlardı. Mücahit bu görevide diğer görevler gibi hiç sorgulamadı. Onun bu denli kuvvetli olmasının parçasıydı buda. 1.93 boyunda 100 kilo yıkılmayan ağır giblet takscusu izlenimi veriyordu. Grubun hatta tüm güvenliğin lideriydi. Verilen adrese doğru ilerliyordu ve kafası bomboştu..
...
Arif ve diğerleri artık sabredemiyorlardı. Arif'in içinde kötü bir his vardı.. Karanlık çökmüş olmasına rağmen hala dönmemişlerdi. Sessizliği bozan Serkan oldu;
"Bence başaramadılar burda durmamız anlamsız"
"Biliyorum ama çok emindiler.."diye cevapladı Arif.
"Karanlık çöktü artık geri dönmeliyiz yaratıkların bizi bulması artık an meselesi"
"Bilemiyorum... "
"Bu kadar insanı riske edemessiz görmüyormusun halimizi!" Serkan bu kelimeleri sinirle ve korkuyla sarf ederken Arif'in gözlerinin içine bakıyordu. "Hadi ne bekliyoruz... "
Arif derin bir nefes aldı"Belkide haklısın"
"O halde arabayı ben kullanırım"
Serkan münibüsden inip garaj kapısını hızlıca açtı karşıda gördüğü manzara ürkütücüydü.. Onlarca yaratık ona bakıyordu ve hepsi yönünü ona doğru dönüp hırıltılarla yürümeye başladılar. Eli kolu boşalmıştı ama saniyeler içinde kendini geri topladı. Direksiyon başına hızlıca geçti.
"Allah kahretsin hepsi burdaymış!" Titereyen elleriyle zorlanarak anahtarı çevirip arabayı çalıştırmıştı. Farları yaktığında arabadakilerin gözleri faltaşı gibi açılmıştı. Serkan gazı kökledi zombilerin üzerine doğru tereddütsüz sürdü. Hepsini arabanın alına alıyordu ama ne olduysa tekerlek büyük bir tümseğe çıktı Serkan direksiyon kontrolünü kaybetmişti o an münibüs yan yatmıştı. içerdekiler hırıltıları daha kuvvetli duymaya başlamışlardı. Yaratıklar kırılmış camlardan içeri doğru girmeye başladılar. Yanı başındaki çığlıktan sonra Arif üzerindeki şoku almıştı askerlerden birini yemeye başlamışlardı. Amaçsızca bağırıyordu sadece ama hayır!! Diğerlerinide yemeye başlamışlardı çok kötü vahşet!! Kan!! Serkanın suratı bir maske gibi sanki sökülüp alınmıştı gözünün önünden. Askerlerden birini kanı üzerine sıçramıştı.. Şans eseri aşşağı tarafta kaldığı için yaratıklar onun farkına varmamıştı daha hemen sağ üst çaprazında sağlam olan bir cam vardı onu kırması gerekiyordu ama nasıl. Camın üzerindeki imdat çekicini görmesi fazla zaman almadı. Ama ona ulaşması lazımdı içinde dua edip 3 e kadar saydı ve üç dediğinde nefesini tutup çekice uzandı var gücüyle cama sert bir darbe indirdi. Cam buzlanmıştı daha sonra sağlam olan koluysa sert bir darbe daha indirdi. içerdeki yaratıkların onu farkettiğini anlamıştı kendini dışarı doğru savurdu. Yaralı olan kolunu üzerine düşmüştü tahmin edilemeyecek bir acı çekiyordu.. Beyni sadece o acıya yoğunlaşmıştı şansı zombilerin arabanın diğer tarafında izdiham olusturacak şeklilde biriktirdiği için yanında olan şansı artık onu terk edeceğe benziyordu. Ölürken zaten insanı herşey terk ederdi şans mutluluk dostları gelecek.. Onun dışarı atladığını fark etmişlerdi üzerine doğru geliyorlardı.. Arif keşke bir silahım olsaydı diye düşündü o zaman acı çekmeden ölebilirdi kafasına sıkıp acısız bir ölüm.. Artık acıları çekecekti onunda sonu gelmişti buraya kadarmış diye düşündü... O anda bi ağ onu kapladı ve geriye doğru gitmeye başladı sürükleniyordu... -
17.
+11 -1iLK TEMAS
Mustafa tekrar canlanmış karşıda bana doğru bakıyordu. A*** K*** şimdi ne yapcaktım.. Telsizdeki haklıymış demekki.. Nabzım çok hızlı atmaya başladı. Eğer aşşağıdaki kapıyı kapatırsam güvende olabilirdim. Ama Balçovaya biran önce gitmem gerekliydi. Aklıma silah dolabı geldi merdivenlerden aşşağıya indim açtığımda boştu!. Acilen bir çözüm bulmalıydım odaları yine aramaya başladım sonuç olarak bulamamıştım tam umudumu kaybettim derken temizlik odasında bir ceset gördüm. Bu bir polise aitti muhtemelen bu sefer ne olduğu umrumda değildi hemen belindeki silahı aldım ve dışarıya fırladım. Bunu başarmalıydım geçmişi bir kenarıya atıp Mustafa'yı vurmalıydım. Çünkü o evrim geçirmişti ve başka bir yaratık hükmediyordu sanki ona. Bütün cesaretimi toplayıp üzerine iki el sıktım ama hala ayaktaydı. Ellerim titremeye başladı ne yapacaktım tam iki metre kala belki korkudanmıdır bilmem kafasına 1 el ateş açtım. Ve o anda yere yığılmıştı. Evet kafasında vurunca bütün iş çözülüyordu. O sırada tüylerim diken diken olmuştu ve ses çıkaramıyordum ensemde bişeyin nefesini hissetmeye başladım. Direk kendimi öne doğru savurdum ve çevik bir reflexle arkamdaki yaratığa sıkmaya başladım ilk önce boynundan ikinci atışta kafasından vurmayı başarmıştım. Bu o geride bıraktığım polisti. Bu cehennemden uzaklaşmalıydım artık hemen ilk bulduğum arabaya atladım. Kahretsin çalışmıyordu! indim ve başka araba aramaya devam ettim. Ve çarşının olduğu bölgeye bakınca durum vahimdi Sayamıcağım kadar insan yiyen benim olduğum bölgeye iştahla geliyorlardı. Muhtemelen silah sesi onların dikkatini ve ilgisini bu tarafa çekmişti. Derhal bir araba bulmalıydım yoksa onların bugünkü kahvaltısı olacağımdan emindim. -
-
1.
+1Üstteki entrydeki lanet olsun dostumlardan sonra okuma hevesim kaçtı a*** k*** den sonrasını okumadım
-
-
1.
-1Kitap olucak kardeşim kitapevi sansürlememi istedi
-
1.
-
1.
-
18.
+10YENi BiR iNSAN
Bu bir kadına aitti. Kasadan G3 lerden bir tanesini alıp marketin arka tarafına emin adımlarla ilerleme başladım. Her an herşeyle karşılaşabilirdim. Çığlıklar birden iç yakar hale geldi köşeyi dönmüştüm. Ve yaratığın kızı düşürdüğünü gördüm kafasına bi el ateş açtım. Hemen kızın yanına koştum;
-"Hey iyimisin." dedim
-"Çok canım acıyor" diye karşılık verdi
-"Aman allahım bu şey seni yaralamış gel benle fazla zamanımız yok areabada anlatırsın"diyip kızın koltuk altına girdim ve arabaya zütürdüm. Tekrar yola koyulduk. Kızın yaşı muhtemelen benden küçüktü oldukça esmerdi. Korkudan derin derin nefes alıyor hıçkırırken tıkanıyordu.
-"Anlat hadi ne oldu?" dedim.
-"iki saat önce uyandığımda ailem dahil kimseyi göremedim o yaratıklardan görüyordum sadece. Ailemi aramaya karar vermiştim birden silah sesi duydum. O yöne doğru giderken bunlardan biri karşıma çıktı ters yöne doğru kaçtım saklandım. Ve ortaya çıktığımda saldırısını uğradım.." dedi
-"Evet o silah sesi benden geldi. Yaran çok kötü kanaman var ilerde eczane olcak oraya girelim direk sargı bezi ve bi kaç şey almalıyız".
Arabayı bir eczanenin önüne çektim. işte nöbetci eczaneemiizz.. içeri girip sargı bezi antibiyotik pamuk gazlı bez vs. sağlık ekipmanlarından doldurdum çantaya. Kıza arabada pansuman yaptım dirseğinin üstarafından ıssırılmıştı. Midem bulandı ama ona belli etmedim.
-"Hey bu arada adın neydi"? dedi birden
-"Hakan peki senin"
-"Benimkide Seren tanıştığıma memnun oldum o zaman" ve güldü..
-"Bende memnun oldum." diye cevap verdim. Sesinde bir heyecan var gibiydi.
Birlikte yola koyulduk..
-"Peki nereye gidiyoruz" diye sordu
-"BestBuy'a" dedim
-"Peki niçin"
-"Televizyon almak için değil herhalde orada biri var ona ulaşmaya çalışıyorum." diye cevap verdim.
Sonra bir sessizlik hakim oldu.. -
19.
+10BÖLÜM 46
Tekrar uyanmıştım kimse yoktu ayağı kalktım toparlanmış hissediyordum kendimi. Ufak adımlarla loş ışığın altında dolanmıştım direklerde gaz lambaları asılıydı. Her yerde bir oda vardı sanki ayrı eşyalar fotoğraflar masalar. Bu insanlar burda varolmuşlardı maden ocaklarında.. Daha sonra ilerlemeye başladım iç taraflara doğru ilerledikce bir ses dikkatimi çekmeye başlamıştı. Kalın gür bi sesti ve kendinden emin bir tondaydı. Yavaş yavaş ilerledim. Ve gördüklerime inanamadım bu kadar insanı uzun zamandır bir arada görmemiştim. Kalabalıklardı sayamıcağım kadar çoklardı bir toplantı yapıyorlardı sanırım. Söylenenlere kulak misafiri oldum;
-"Güvenliğimiz için buradan asla ayrılmamalıyız son zamanlarda uçan zombiler çoğalmaya başladı bilinçli ve iri olanlarıda cabası.. Onlarla savaşacak kadar cephanemiz olsada gücümüz yok ve böyle bir riske aska girişemeyiz. Aramızda askerler var evet doğru ama onlar çok kalabalıklar diğer sığınaklarla bağlantımız kopmuş durumda ve durumumuz içler acısı. Açıkça söylemeliyimki dostlarım burada durup mucizeyi beklemek zorundayız elimizden gelen sadece bu"
-"iYi AMA BURDA DURUP iNSANLIĞIN SONUNUN GELMESiNi BEKLEYEMEYiZ DiRENMEDEN HiÇ BiR SAVAŞ KAZANILMAZ" Kendimi tutamamıştım birden ortaya çıkmıştım ve kelimeler ağzımdan dökülüvermişti.
Onlarca şaşkın göz üzerimdeydi... -
20.
+11 -1BÖLÜM 58
Yol boyunca sessizlik hakim olmuştu incin caddelerden geçiyorduk devamlı. Rüzgar yol kenarındaki sağ kalabilmiş ağaçların dallarını dövüyordu. Verdiğim sözlerdenmidir bilmiyorum daha çok kararlıydım bu insanların hayatları bana bağlıydı kendi geçmişimi kaybetmiştim ama insanlık geri kazanılmalıydı. Burdaki bütün insanların ailesi vardı geçmiş bir hayatı.. Peki benim? Benim geçmişim ailem varmıydı emin olamıyordum geçmişi düşünmeye çalıştıkca bi soğukluk hissediyordum vücudumda.
"Yaklaştık" artık dedi sakallı adam ve arabayı kenarı çekti dürbünü çıkarıp etrafı izledi bir kaç dakika hepimiz gözlerimizle onu takip ettik. Ardından devam etti"Arabayı koyacak bi garaj buldum" dedi.
Kişisel bir garajdı şansımıza kapısıda sağlam görünüyordu. Diğerleri içeride kaldı sakallı adamla birlikte birtek ben dışarıdaydım. Ona doğru dönüp;
-"Bir adın vardır umarım?" diye sordum bu aslında tam soru sayılmazdı.
-"Hafez" diye cevap verdi ve ardından sanki bir sonraki sorumu sormaya fırsat vermeden cevapladı."Koruyucu anldıbına geliyor" hafifce gülümsedi.
-"iddalı bir isim dedim bende adımı hatırlasam keşke" dedim
Sanada bir isim bulalım bu cehennemden çıktıktan sonra" dedi.
Yokuşun sonuna geldiğimizde sığınağı tahmin ettiğimiz yerde manzara hiçde iç acıcı değildi. Bir plan yapmalıydık.
-"Hafez iyi bir planım var" dedi. Pür dikkat onu dinlemeye başladım. "Bir araba bulup onu çok dikkat çekecek bi yerden ateşliyip gaz pedalına bi kaya parçası koyup dikkatlerini o arabanın üzerine çekeriz ve geride kalan kısımı biz haklarız" dedi planı geçerli sayılabilirdi. Ve birden söze girdim;
-"Hadi o zaman yola koyulalım!"
başlık yok! burası bom boş!