1. 76.
    0
    reserved

    ...

    edit: (bkz: #99716632) bu bölüm hariç fena değil. hadi devam et bin
    ···
  2. 77.
    0
    dıbına koyayım tepki verin lan. Dinlemiyorsanız anlatmıyim boşuna
    ···
  3. 78.
    0
    Artık hazırdım. Çantamı aldım ve ne yapacağımı düşünmeye başladım. Tam o sıradan kapıya vurulmaya başladı! Koşar adım kapıya ilerledim. Şimdi daha çok korkuyordum. Kapı deliğinden baktığımda biraz rahatladım. Alt kattaki komşum korkuyla kapıya vuruyordu. Tam kapıyı açacakken o gibici sesi yine duydum ama bu sefer merdivenlerden geliyordu. O anki stresle ne yapacağımı bilemedim. Kalbim açmamı söylüyordu ama korkuyordum. Ben düşünürken onlar gelmişti bile. Artık komşum kapıyı açmayacağımı anlamış olsa gerek. Etrafına bakında ve yankın tüpünü alarak 3 kişi olan zombilerden en önde gidenine sağlam bir oturttu.
    Kafası yerinden çıkmıştı ! Zombiden sıçrayan kan komşumun takım elbisesine ve benim kapıma sıçramıştı. Korkudan titriyordum. Komşumsa mücadeleye devam ediyordu Kafası kopan zombi yere yığıldı, Diğerleri ise hiç bir tepki vermeden gelmeye devam ediyordu. Bu sefer birinin karnına yerleştirdi. bu seferki diğerinden daha sağlamdı ama zombi sadece sallandı, bağırsaklarının bir kısmı duvara yapışmasına rağmen. O an anladım ki Kilit nokta kafa. Kafası yoksa zombi de yok.
    ···
  4. 79.
    0
    Aklıma babamın elektrik tabancası geldi. Her zaman böyle şeylere ilgisi olmuştur. Kılıcı da vardı ama köye giderken yanında zütürmüştü(Neden bilmiyorum).
    Yerini bilmiyorum ama köye onu da zütürmediğine emindim. Hemen yatak odasına koşup aramaya başladım. Yatağın altına baktım, yok. Yastığın altına baktım, yok. En sonunda doları aramaya başladım. Çoğu kıyafeti gitmişti ama zütürdüğü kıyafetlerin sadece birkaçını giyiyordu. Üst göze baktım ve Bingo ! Elektrik tabancası. Kontrol ettim ve hala çalışıyordu. Sanırım şarjı tamamen doluydu. Zaten olmasa bile sorun yok. Babamın çalışma odasında bir küçük güneş paneli bir de dönüştürücü vardı. Hızlı adımlarla o odaya gidip bahsettiğim eşyaları aldım. Zaten hepsi ortadaydı. Dönüştürücü biraz ağırlık yapacaktı ama almam gerekiyordu. Onları da çantama attım. Aklıma makarnayı nasıl pişireceğim sorusu geldi. Tencere almalı mıydım ? Onun yerine büyük bir cezve aldım ve işe yaramasını umut ettim. En azından biraz yumuşardı makarna. Mutfaktan bir de büyük ekmek bıçağı aldım. işime yarayabilirdi. Kolay alabilmek için bıçağı çantanın yan gözüne koyup odama doğru gittim. Çantayı masaya koydum ve ne yapacağımı düşündüm. Sanırım bir de fenere ihtiyacım vardı. Evi aramaya başlayacaktım ki elektrik tabancasının fener özelliği olduğunu hatırladım.
    ···
  5. 80.
    0
    upluyorum
    ···
  6. 81.
    0
    Korktuğumu hissediyordum. Eğer bir şey yapmazsam sonumun o adam gibi olacağını biliyordum ve bir plana ihtiyacım vardı. Ama bu sefer o plan "kalk, duş al, dişlerini fırçala, bir şeyler atıştır, tekrar dişini fırçala (?), otobüse bin ve git." olamazdı. Ne yapmam gerektiğini düşünürken aklıma ailem geldi. Onlar köye gitmişti. Zombiler nasıl oluşuyordu ki ? Beki bir virüs ? Ya da ölüler canlanıyordu. 2. Seçenek pek akla yatkın gelmiyordu. Eğer virüs olduğunu varsayarsak köye gitmesi uzun sürecektir. Hala güvende olduklarını umdum. Ama ben değildim ve plan yapmaya başlamalıydım. Bu düşünce beynime bir çekiç gibi vuruldu. Çarşıda gezerken güzel bulup aldığım keskin bir av bıçağım vardı. Yastığımın altında duruyordu. Elime aldım ve cephaneme ekledim. Yani çalışma masamın üstü. Dolaptan alabileceğim kadar şişe su aldım. (3-4 pet şişe) Pet şişelerimi asla atmam neden bilmiyorum. O sırada hala elektrik vardı ama çok dayanacağını düşünmüyordum. Mutfağı iyice karıştırarak çabuk bozulmayacak yiyecekler aradım. Bulduklarım ise ; 2 konserve fasulye,4 paket makarna,1 paket un ve bir kaç bisküvi oldu. Sularla birlikte hepsini çantama koydum ve salonda işe yarayacak bir şeyler aramaya başladım. Bir çakmak,1 kibrit ve koltuğun arasındaki leblebiden başka bir şey yoktu. Çakmak ve kibriti de çantaya ekledim.
    ···
  7. 82.
    0
    Kafamı giben bir sesle uyandım! Söve söve ayağa kalktım ve etrafıma baktım. Çok geçmeden seslerin dışarıdan geldiğini anlamıştım. Ama 4 bir yandan geliyordu ? Perdeyi araladım ve dışarı baktım... "dıbına koyayım... " Evet binler tepkim bu oldu. Klagib cümlem, kurtarıcım. Dışarıda gördüğüm manzara çoğunuzun kaldıramıyacağı bir şeydi. Ölü, çoğu vücut parçası kopmuş biri ve yanında duran 4 "şey" Aklıma dünkü başlık geldi. Yine "dıbına koyayım!" dedim ama bu daha çarpıcı bir dıbına koyayım oldu. Bu gerçekten olabilir miydi ??? Tekrar dışarı bakmaya karar verdim. Ama bu sefer daha dikkatli. Zira bunlar gerçekten zombiyse beni görmemeleri gerekirdi. O gözlerle 3. kattan beni görebileceklerinden şüpheliydim ama neyse. Döndüm ve benim hayatım olan odama baktım. Çok düzgün boyanmamış kırmızı bir duvar, karşımdaki duvara asılı televizyonum, televizyona bağlı olan bilgisayarım ve çalışma masam. Ve tabiki çiçekli çarşafı olan yatağım * . Çoğu zaman uyuduğumu düşünürsek gerçekten işime yaradı. Odamla hasret giderdikten sonra yavaş yavaş perdeyi araladım. Kenardaki aralıktan açık otoparktaki o görüntüye baktım. Yanılmıyordum, bunlar zombiydi ve ölü adamın artık daha az vücut parçası vardı.
    ···
  8. 83.
    0
    up atıyoruz hadi la
    ···
  9. 84.
    0
    hızlı yaz yavsak okuyom ben yaa
    ···
  10. 85.
    0
    reserved
    ···