1. 1.
    0
    dinleyen olursa afet kampinda baslayan ve cevre ilceleri saran zombi salginindan nasil kurtuldugumu yazacagim
    ···
  2. 2.
    0
    cok sansli bikac kisiden biri olarak deneyimlerimi paylasacagim
    ···
  3. 3.
    0
    iki uc kisi rizörvd yapsa yeter
    ···
  4. 4.
    0
    hadi baslicam yannan kurek basliklara anan zaaa xd yazmayi biliyosunuz binler
    ···
  5. 5.
    0
    uzun bi hikaye olacak dinleyen olsa da olmasa da basliyorum sonra derler bloga da koyarim amk
    ···
  6. 6.
    0
    kac gundur bu tozlu evde oldugumu hatirlamiyorum, karsimda elinden issirilmis ve kafasi darma dagin olmus bir cocuk cesedi uzanmakta. 7-8 yaslarindaki bu kizin adi ayca, onu da dolabin icine gizlenmek icin yaptigi siginakta buldugum bir dogum gunu kartindan ogrendim. herhalde annesi babasi yiyecek ve muhimmat bulmak icin disari ciktilar ve bircogu gibi birdaha asla geri donmediler. ben ise buldugum bu tozlu ve kasvetli evde ta ki yiyecek bitene kadar kalmak niyetindeyim. elimde bir kutu misir yulafi artik herseyini ogrendigim bu ailenin evinde misafirim. neler yaparlardi acaba, mesela kadin kocasina nasil seslenirdi mutfaktan. tatlim? hayatim? veya belki sadece on ismini kullanirdi, "Cevdeet, yemek hazir". kizcagiz anne ve babasi donmeyince yanina birkac oyuncagini biraz kraker ve anne ve babasinin ona yazdigi dogum gunu kartini alip, bu les kokulu hastalikli dunyanin icinde kendi saglikli ve mutlu dunyasini yaratmaya calismisti.
    ···
  7. 7.
    0
    keske karanliga dayanabilseydi ve yanina gece lambasini almasaydi. belki de aylaklar onu farketmeyecekti ve ben onu kurtarabilecektim. belki daha uzun yasayacakti, tabi boyle bir dunyada bikac gun daha uzun yasamak cok fazla bisey ifade ederse.
    ···
  8. 8.
    0
    evin butun pencereleri ve kapilari kalaslarla kapatilmis, aradan sizan serit seklindeki gunisigi ise havayi daha agir ve kasvetli hale getiriyordu. insanlar salgini ne kadar hafife almislar, baksaniza, filmlerde ne gorulerse onu yapmislar ve bunun gecip gidecegini ummuslardi. halbuki disardakilerin iceriye girmesini engellemek zor degildi, icerden disariya cikmak zorunda oldugunuz gun asil sorunun ne oldugunu anliyordunuz. tipki bu kucuk kizlarini evde birakip muhimmat ve yardim aramaya cikan ciftin kavradigi gibi. aylaklar yorulmuyorlardi, uyumuyorlardi, susamiyolardi. insan oyle mi? insanin ne kadar cok seye bagimli yasadigini ve acizligini ancak boyle bir salginla ogrenmek mumkundu. lakin disarda kalan insanlar ilk gunler birbirlerine yardim etmeye, kamplar kurmaya calissalarda, hayatta kalma umudu eksildikce, sevdikleri birer birer canavara donustukce, bu dayanismanin yerini tam bir insan avi almisti.
    ···
  9. 9.
    0
    disarida olmek ve yasamaktan baska hicbir kavram kalmamisti ve butun iliskiler bunun uzerine kurulmustu. aslina bakarsaniz karsimda uzanan cocuk cesedine ve duvara yapismis beyin parcalarina ragmen hala bu gizlendigim evin huzurunu ve emniyetini icime cekip,bir nebze rahatlayabiliyordum. ama herzaman oldugu gibi, yiyecek bitecek ve ben de kendime yeni bir yer bulmak icin yola cikacaktim. bunlari dusunurken uykuya daldim ve salgindan beri her gece oldugu gibi kabuslar icinde sabahi ettim. aslinda bu gordugum kabuslar beni yatagimdan firlatacak kadar etkili ve korkunc olsalar bile asiri dozda aldigim uyku ilaci uyanmama engel oluyordu. birakin su ve yiyecegi, huzur ve uyku bile bu hasta dunyada zor bulunur olmustu. aslinda olmemek icin bir sebep yoktu, en azindan bir grup aylagin disleri arasinda can vermekten iyidir. ama salgindan sonra bu yolu secmis o kadar ceset gordum ki, fikrin bayagiligi beni mucadele etmeye itti.
    ···
  10. 10.
    0
    bu dunyada yasamak bile intaharin ta kendisi oldugu icin su an ne sekilde yasadigimin bir onemi yoktu. kafami dagitmak icin defalarca izledigim video kasedini videoya koyup tvnin sesini kistim. ekranda once bir anne ve kizi beliriyor sonra acemi bir acelecilikle kamerayi kuran baba da kosarak yanlarina geliyor ve "Bugun kizim ayca bes yasina girdi, kac yasina girdin goster bakalim" diyor. ayca da sag elinin butun parmaklarini acarak utangac bir sekilde bes yasina girdigini gosteriyordu. sag eli, yani aylagin issirdigi eli. hastaligin bu ailenin son kalan umuduna nufuz ettigi el. filmin devamindaki dialoglari zaten ezbere bildigim icin bir yandan eslik ediyordum ama dusunmeden de edemiyordum. acaba bu aile bu filmi cekerken neleri dusundu? belki de kizlari okul icin evden ayrildigi zaman onu hatirlamak icin cekmislerdi. belki de kizlari buyudugunde arkadaslarinin yaninda pat diye bu filmi acip onu utandirmak gibi muzip bir fikir vardi akillarinda. insan mutluyken felaket senaryolari ne kadar uzak bir ihtimal gibi gorunuyor degil mi?
    ···
  11. 11.
    0
    sigara icicem disarda binler geliyorum
    ···
  12. 12.
    0
    kafam yine allak pullak olmustu ve bilincim kendini tekrarlayan flashbackler icinde kaybolmustu. olaylarin patlak verdigi ilk gunu dusundum. bir gun icinde cehenneme donen hayatimin baslangici.
    ···
  13. 13.
    0
    bolum 1 "baslangic"
    ···
  14. 14.
    0
    ben bir ambulans soforuyum. neden bu isi yaptigimi hic sormadim kendime, sanirim hizli araba kullanmayi seviyordum. olaylarin basladigi gun de hastanede hemsire nuran ve odaci kasim abi ile acilin girisinde sigaralarimizi iciyorduk. o sirada doktor ekrem bey yanimiza gelip acilen bi hastayi almamiz gerektigini, durumunun agir oldugunu soyledi. doktor ekremi sevmezdim, hemsire nurandan hoslanirdi ve ne zaman ben nuranin yaninda olsam gelir ya ona ya bana yapacak bisey bulurdu. yine boyle biseydir heralde dedim ve soguk havayi dagitmak icin "bileginize ne oldu ekrem bey" dedim. sol bilegi sargilar icindeydi ve sargi bezinin uzerinde bozuk para buyuklugunde bi kan lekesi vardi. onemli bisey degil, yarali bi hastanin bilinc disi bir tepkisi olmali dedi. yarim agizla gecmis olsun diyerek oradan uzaklastim ve hastabakici caneri de yanima alip yaralinin adresine dogru yola koyulduk. disarida gri kapali yagmurlu bir hava vardi ve gunlerden pazartesiydi. caner "ne taktan bir gun" diyerek sessizligi bozdu, "evet oyle" dedim, muhabbet edecek halim yoktu. caner hastane calisanlari hakkinda dedikodu yapmaya baslayinca konuyu degistirmek icin "hastanin raporunda ne yaziyor" dedim. caner "hasta bi sure once muhtemelen bir akil hastasinin saldirisina ugramis ve yuzunden issirilmis. issirilma vakasindan sonra gerekli tedavi yapilmasina ragmen ailesi bugun hastanin davranislarinin gariplestigini rapor etmis, yaklagib yarim saat once de arayarak hastanin bilincini tamamen yitirdigini soyleyip acilen bir ambulans istemisler" dedi. "nerede bi manyak var bizi yollarlar zaten amina koyayim" deyip bastim gaza.
    ···
  15. 15.
    0
    hastanin evine vardigimizda neredeyse oglen olmustu. iceri girdigimizde hastanin yakinlari endiseli bir sekilde bekliyordu. hastanin kizi oldugunu tahmin ettigim orta yasli sismanca bir kadin ise bir koltuga cokmus, iki elini yuzune kapatmis ve hickirarak agliyordu. "hastayi almaya geldik" dedim, iclerinden yaslica olan bir tanesi, "onu kilitledik" dedi ve gozuyle karsisinda bekledikleri kapiyi isaret etti. biz hastane calisanlari doktorlardan duydugumuz sozleri kullanmaya bayiliriz. "hastanin ozgurlugunu kisitlayarak icinde bulundugu buhrani ve asabiyeti daha tehlikeli bir hale getirebilirsiniz, bu tip islemler tibbi ilaclar yardimiyla yapilmali" dedim ve kapiyi actim. gordugum sahne inanilmazdi. 65 yaslarinda bir kadin, yere oturmus ve elinde tuttugu bir kediyi sanki dunyanin en normal isini yapiyormus gibi kemiriyordu. uzerindeki pijama kanla islanmis ve kadinin sisman sarkik goguslerine yapismisti. kadinin basortusu sacindan siyrilmisti ve vucudu yara bere icindeydi. sag eli ile kedinin kuyrugunu tutmus ve sirt derisini ensesine kadar siyirmisti, obur elinin parmaklarinin arasinda ise kedinin on ayaklarini kavramis ve alin hizasina kadar kaldirmis, assagi sarkan bagirsak ve organlari disleri ile sunduruyordu. ben daha manzaranin dehseti icinde donmusken beni farketti. farkettikten bikac saniye icinde beklenmeyen bi ceviklikle ayaga kalkip uzerime saldirdi. ben hizla kendimi geri cekip kapiyi kapatinca bu yasta bir kadindan beklemeyeceginiz bir enerjiyle kapali kapiya carptigini hissettim.
    ···
  16. 16.
    0
    korkmustum. hayatimda ilk defa korkmamistim ama sanirim caner beni ilk defa korkmus olarak gordu ki israrla ne gordugum sordu. "agir bir sizofren vakasi, bu hastayi bir sekilde baglamamiz gerekiyor, cok tehlikeli" dedim. hemen bir plan yaptik, caner islattigimiz havlu ile hastanin kafasini saracakti, ben de kollarini arkadan kavusturup sedyeye yatiracaktim. hastanin yakinlari da bu arada hastayi sedyeye sabitleyen kelepceleri kapatacakti. kapiyi tekrar actigimizda hesaba katmadigimiz birsey vardi, hasta benim kapiyi acmamdan sonra kediye olan ilgisini kaybetmis, kapinin tam karsisinda beklemeye koyulmustu. kapiyi actigimizda yeni bir plan yapacak vaktimiz yoktu. caner elindeki havluyu iki elinin arasina yayip kadinin basina sarmaya calisirken kadin ani bir hamle ile canerin serce parmagini geveleme firsati bulmustu. durumun vehametini kavrayinca merhameti bi kenara birakip ani bi hareketle arkasina gectim, kollarini bi insanin dayanamayacagi kadar kuvvetle buktum. acidan kivranmasini ve yalvarmasini bekliyordum ama kadinda tik yoktu. omzumu sirtina dayayip kadini ani bi hamleyle sedyenin uzerine ittim ve yakinlarina ayaklarini kelepcemelerini isaret ettim. caner yarali parmagini sarmaya calisip kufurler ederken, ben bir ani hamle ile hastanin kollarini da sedyeye kelepceledim, sedyeyi ambulansa yerlestirdim ve canere gidelim diye bi isaret caktim. az once yasamak istediklerimizi bir an once unutmak istedigimizden heralde, cok kisa bi sure icinde sedyeyi araca sabitlemis, arabaya binmis ve hastaneye dogru yola koyulmustuk. caner surekli "ya inanabiliyor musun, kari beni issirdi" gibi birbirine benzeyen cumleleri tekrarlayip dururken ben bugun yasadigim olaylar arasinda bir baglanti kurmaya calisiyordum. ekrem bey, yasli kadin, kedi, caner, bir gun icinde gereginden fazla insan tarafindan issirilma vakasi gormustum. peki hastayi almaya ciktigimizda gordugumuz devasa asker sevkiyati neydi? sinira veya teror bolgelerine yakin degildik, bulundugumuz sehirde askeri bir us de yoktu.
    ···
  17. 17.
    0
    @18 hakli galiba, yok mu hic okuyan? birakayim isterseniz panpalar, deniyorum kendi capimda.
    ···
  18. 18.
    0
    sehre donerken panik havasini hissetmek zor olmadi. bazi caddeler askeri araclar ile kapatilmis, diger sokaklarda ise ne oldugunu ogrenmek isteyen merakli siviller ile onlara en ufak bi bilgi vermeyen askerler vardi. her kosede yarali bi insan oturmus cevresindeki insanlara basindan gecenleri dehset sacan gozlerle anlatiyordu. bu halleri ile romali bir hikaye anlaticisini andiriyorlardi. helikopterler ve ambulanslar sokaklarda mekik dokuyordu. bizim hastane ozel oldugu icin bize herhangi bir anons gelmemisti. caner bi anda tek elini askeri barikatlara dogru tokat atar gibi kaldirip bilgic bi tavirla "komunistlerdir abi" dedi, yuzunde kucumseme ve tiksinme karisimi bir bakis vardi. ben ise ortada aciklamasi zor bir durum oldugunu anlamistim bile ama bunu tartisacak enerjiyi kendimde bulamadigim icin susmayi tercih ettim.
    ···
  19. 19.
    0
    caner saglik yuksek okulundan daha yeni mezun olmus uzun boylu ince yapili esmer adanali bir gencti. aslinda yasi 17'ydi ama abisi olunce buna abisinin kimligini verdikleri icin resmi olarak 19 yasindaydi. okula yasitlarindan erken gitmis ve hayata onlardan daha erken atilmisti. kendini hastanede herkese sevdirmisti ve herkesin sirdasi olmustu. is haricinde nasil bir hayati oldugunu bilemiyordum ama fazla bi hayati oldugunu da sanmiyordum. hastaneye geldigi gunden beri beraber calisiyorduk ve benim suskunlugumun altinda bir erdem veya bir sir oldugunu dusunur, biraz muhabbet edince benim sirrimi cozmek istiyormus gibi bir tavir takinarak ozel sorular sorardi. bundan hoslanmadigimi hissettirdigimde de beni urkutmemek icin hemen konuyu degistirir, dedikoduya baslardi.
    ···
  20. 20.
    +1
    biz bugun olanlari anlamlandirmaya calisirken acilin girisine varmistik bile. hastanenin girisinde bizi askerin kurdugu bir barikat karsiladi. ambulansi gorunce yanimiza gelen bi asker tufeginin namlusuyla cama vurup eli ile cami ac isareti yapti. askerin laubaliligine bozulsam da garip birseylerin oldugunu kavradigim icin sorun etmedim. "suraya cek iceri girme" diyerek bana hastanenin park yerini gosterdi. park yerinde onlarca ceset torbasi vardi ve hastanenin girisleri tutulmustu. ambulans durunca yanima bir astsubay geldi, elindeki telsizin anteniyle ambulansin arka tarafini gosterip, "icerde kim var" dedi. "cok saldirgan bi hasta getirdik" dedim ve kapiyi actim. once gozleri faltasi gibi acildi ama hastanin bagli oldugunu gorunce sakinlesti. bu arada caner arabadan indi ve "komutanim bu kari manyak ya, elimi issirdi" dedi. komutan canere bakti "ya oyle mi" dedi ve seri bi hareketle belinden cikardigi ondortlusu ile caner'in kafasina bir el ates etti. canerin kafasinin arka tarafi tamamen acilmisti. caner saskinlik icinde yere yikilirken komutan sakin bi sekilde bana bakti, "ee sende bisey var mi" dedi. o an nefesimi guclukle toplayarak "yok, bisi yok" diyebildim. kollarima ve boynuma bakti, "tamam bunu da digerlerinin yanina atin" dedi. zavalli caner, patavatsizliginin kurbani olmustu. iki asker kollarimi kelepceledi, agzimi bagladi ve beni askeri bir araca bindirdi. aracta tek tanidigim kisi kasim abiydi, terlemisti, titriyordu. sadece korku dolu gozlerle birkac saniye birbirimize bakabildik. bu arada komutana surekli dusen barikatlarin anonslari geliyordu ve askerler destek istiyorlardi. komutan da "ulan birligin yarisi orada, daha ne destegi pekekentler" diye bagiriyordu. o zaman anladim ki, bir ordu once baris icin, olmadi mileti icin, o da olmadi sadece kendi icin savasir.
    ···