-
101.
0arbede sirasinda kasim abi ile goz goze geldik, belki de bekledigimiz an gelmisti. bu kamptan cikabilirsek, en azindan kendi olumumuzden kendimiz sorumlu olacaktik. boyle kapana kisilmis fare gibi beklemek hicbirimizin hosuna gitmiyordu. askerlerin tumu aylaklarin yogun olarak geldigi giris kapisina odaklanmisti, askerleri asan birkac aylak da kampin icine girmisti bile. o sirada kampin yamaca bakan tarafindaki tel ogruler de yikilmak uzereydi. kampin erkeklerin bir kismini arkama alip, o tarafa dogru kostum. bizi goren aylaklar daha da hirslanmis, bitmek bilmeyen bir ofke ile tel orguye abaniyolardi. aslinda istemsizce yiyecege dogru yonelmislerdi, onlari neyin engellediginin farkinda bile degillerdi. elimizdeki aletlerle, sadece bir aylagin gecebilecegi acikliktan bize dogru gelen aylaklari elimizdeki aletlerle hakliyorduk. kiyafetlerimiz beyin parcalari ve kan lekeleri ile dolmustu. en zor olani da cocuk aylaklari oldurmekti, ama onlarin gercekte birer olu olduklarini bilmek, insanin vicdanini rahatlatiyordu. sonunda aylaklar, kampin yamaca bakan cephesindeki tel ogruleri yikmayi basardilar. on kadar aylak yikilan tel orguden kampin icine girmeyi basarmisti ve kampin erkekleri ile carpisiyorlardi. o sirada karanliktan birinin fisildadigini duydum, "gungor beg". bu kasim abiydi, o hengamede tel orgulerin obur tarafina gecmeyi basarmis ve calilarin dibine gizlenmisti. sesin geldigi yone dogru gittim ve sessiz adimlarla, yamactan yukariya dogru tirmanmaya basladik. artik bizi duyamayacaklari bir yukseklige cikinca, haftalarimizi gecirdigimiz kampi seyre daldik. bu baskini kazanmak imkansiz gibi gorunuyordu, kampta cok fazla sivil kayip vardi ve onlar da yakin bir zamanda aylaklara donusecekti. ama asil suprizi daha yasamamistik, kampin girisinde sag kalmis bir avuc asker ve komutanlar, acele ile iki adet askeri kamyona dolusup, kampi terkettiler. siviller, silahsiz ve korumasiz bir sekilde, aylaklarin kucagina birakilmisti. biz sadece olanlari yasli gozlerle izliyorduk, onlara yardim etmek gibi bir luksumuz yoktu. o zamanlar daha, hikayelerini dinledigim insanlarin, kisa bir sure sonra olmesine alismamistim. kamptan cikmistik, hicbirseyimiz yoktu ama ozgurlugumuz vardi. yakinimizdaki yuksekce bir kayaya tirmandik, kendimizi aylaklarin bu kayaya tirmanamayacagina inandirarak uykuya daldik. yarindan itibaren basimizin caresine bakmak zorundaydik.
-
102.
0bolum uc: kacis
edit: panpalar, hikayenin onemli bir bolumu kafamda ama bu aralar islerim yogun oldugu icin fazla yazamiyorum. inanin kac gundur uyku uyuyamiyorum amk. pazartesiden itibaren son gaz devam. -
103.
0rezerved 2. sayfadayım
-
104.
0ne içiyon amk sen
-
105.
0rezerved
-
106.
0butun gece yagmur yagmisti ve bizi yagmura karsi koruyacak uc bes adet bim posetinden baska hicbirsey olmadigi icin iliklerimize kadar islanmistik. sabah uyandigimda kasim abi yoktu, telasla tirmandigimiz kayadan assagiya indim ve cevreme bakinmaya basladim. onbes dakika aradiktan sonra umudumu kaybettim ve esyalari alip buradan uzaklasmak icin kaldigimiz kayaya dogru yoneldim. o sirada omzuma dokunan bir el ile irkildim, kasim abi yamacta yakaladigi bildircin ve karatavuklarla geri donmustu. kampta gunlerdir dogru durust birsey yiyemedigimiz icin, avlari yaktigimiz ateste ustunkoru pisirip, yari pismis yari cig mideye indirdik. yemek fasli bittikten sonra kasim abiye "abi neredeydin, seni heryerde aradim ama goremedim" dedim, "begim sen gorebilsen zeten o canavarlar da gorurdu, o zaman bizim halimiz nice olurdu" deyip gevrek bi sekilde guldu. demek ki hayatin cemberinden gecmis insanlar, her felaket karsisinda soguk kanli olabiliyorlar diye gecirdim icimden. "kampa inip bakalim, belki askerler arkalarinda silah birakmistir, isimize yarayabilir" dedim. kasim abi ile beraber kactigimiz yoldan tekrar kampa dogru indik. kampin yanindaki kayalara siper alip ortaligi gozlemlemeye basladik. uc bes aylak, hala kalan et parcalarini kemiriyordu. kampa girmek icin once onlari haklamaliydik, ama bu isi sessiz yapmamiz lazimdi yoksa kampi aylaklardan temizleyelim derken, daha cok aylagin buraya gelmesine sebep olabilirdik. sehirdeki aylaklar yiyecek bulmak icin sehrin disina cikmaya baslamisti ve bu da ortami cok daha tehlikeli hale getiriyordu.
-
107.
0ne zaman devam edecen lan
-
108.
0pazartesi demiş ya panpa
-
109.
0reserved
-
110.
0panpa bide hızlı olsan efsane olucan ama
-
111.
0up amk
-
112.
0ulan muallak yazsana
-
113.
0devam panpa pazartesi oldu
-
114.
0allah rızası için devam et panpa
-
115.
0inanmayın beyler sallıyor zombi diye bişy yoktur
-
116.
0aylaklardan bir tanesinin uzerinde belediye iscisi tulumu vardi ve ayaktaydi. diger ikisi meydanin ortasinda kalmis son birkac lesi yemekle mesgullerdi. kasim abi sahanin sol tarafina dolasip, aylagin arka tarafindaki bos mandalina kasalarinin arkasina gizlendi. ben de kayalari takip edip aylagin bir metre kadar yakinina geldim. kasim abi oradan "dayoolu" diye seslenince aylak arkasini dondu. ben de yerden kaptigim tugla buyuklugundeki bir kaya parcasini kafasinin arka bolumune patlattim. aylak bir metre kadar one savrulsada ayaklarini uzerinde kalmayi basarip bana dogru dondu. yildirim hiziyla uzerime atladiginda biz gibi bedeninin agirligini hissettim. yayilan koku da durumu daha katlanilmaz yapiyordu. iri yari bir aylakti, ust dudaginin bir bolumu kopmus, biyiginin sag yarisi ile beraber assagi dogru sarkiyordu. dislerinin arasi pihtilasmis kan lekeleri doluydu, agzindan dokulen istah salyalari ve irin gogsume yapisiyordu. sadece iki elimle alt cenesinin altindan kavrayip, beni issirmak icin acilip kapanan korkunc agzini kendimden uzak tutmaya calisiyordum. kasim abi oldugu yerden cikip, yerdeki demir cubugu aldi ve bana dogru kosmaya basladi. az once yedigi darbe yuzunden, aylagin basinda bozuk para kadar bir aciklik olusmustu, ama beyin yeterince hasar almadigi icin aylak hareket etmeye devam ediyordu. uc dort hizli adimdan sonra kasim abi elindeki demiri aylagin basindaki acikliktan iceri daldirmayi basardi. aylak o anda fisi cekilmis bir alet gibi uzerime yigildi, ani bir hareketle olen aylagi uzerimden atip ayaga kalktim ki aksam yemegi ile mesgul olan aylaklarin da dikkatini cektigimizi farkettik. iki kisilerdi, bitmek bilmez bir acligin esiri bedenleri onumuzde yalpaliyordu.
-
117.
0aylaklardan disi olani, bize daha yakindi, digeri ile arasinda elli metre kadar bir mesafe vardi. bu durum da bize, aylaklari birer birer haklama imkani veriyordu. disi olani, 45 yaslarinda sismanca, pijamali, saclari bigudili bir kadindi. sag kolunun ve sag bacaginin kirik oldugunu gorebiliyordum, muhtemelen hastaligi kapmadan once evin camindan assagi atlamis, kolu ve bacagi kirilinca da oldugu yerden kalkamadigi icin diger aylaklara yem olmustu. uzerindeki dev bir kaplan kafasi olan beyaz tshirt'u karsinin sag tarafina kadar yirtilmisti, sag gogsunun yarisi yenmis, ve ici yumurtadan yeni cikmis karasinek larvalari ile doluydu. kasim abiye onu haklamasi icin isaret ettim. gozlerimi kirk metre otedeki, yarisi yenmis asker cesedinin uzerindeki ak-47 den ayirmiyordum. eger kasim abi disi aylagi haklayabilirse, ona cok yakin mesafede duran tufegi alma sansim olabilirdi. kasim abi "ya allah" diyerek, disi aylaga dogru kosmaya basladi, ben de aylagin dikkatini cekmeye calisiyordum. bekledigimiz gibi oldu ve disi aylak basina aldigi darbeden sonra aninda yere yikildi. tufegin oldugu yere deli gibi kosuyordum, aylak ile aramizdaki mesafe otuzbes metreyi gecmezdi. hemen yere atilip tufegi aldigimda, askerin cesedi birden gozlerini acip, ani bir hareketle dislerini cizmemin topuguna kenetledi. silahi alnini ortasina dogrultup tetige bastigimda, namluda mermi olmadigini farkettim. namluya mermi surecek kadar vaktim yoktu, silahin dipcigini iki elimle tutup namluyu hizla kafasina indirdim, kafasi ortadan ikiye yarildi, beyni asfaltin uzerine dagildi. eger diger cesetler de dirilmeye baslarsa, burasi bir cehenneme donerdi. silahin agzina mermiyi verdigimde, ikinci aylak ile aramizdaki mesafe bes metreden biraz fazlaydi. aylagin tek kolu dirseginden kopmustu, uzerinde de kasaplarin giydigi turden plastik bir onluk vardi, sanirim hastaligi kapmadan once kasapti. ikinci aylak kafasina yedigi kursundan sonra iki saniye ayakta kalip bos gozlerle bana bakti, sonra da kulce gibi yere yigildi. kaslarinin ortasinda kucuk bir delik gorunuyordu, basinin arka tarafi ise tamamen acilmisti. malzeme aramadan once, dirilmeyeceklerinden emin olmak icin, yerdeki butun cesetlerin kafalarina birer el ates ettik.
-
118.
0reserved 4
-
119.
0askerlerin kaldigi bolumleri arayip, isimize yarayacak herseyi alarak yola ciktik. silahin sesi baska aylaklari da harekete gecirmis olabilirdi, burada kendimizi guvende hissetmiyorduk. aldigimiz malzemeleri sirt cantalarina doldurup, silahlari kusandik, kampa indigimiz yamactan yukariya dogru tirmanmaya basladik. sapa yerlerin daha guvenli olacagini dusunuyorduk, amacimiz tepenin arka tarafina ulasip, kendimize geceleyebilecegimiz guvenli bir yer bulmakti. yaklagib kirkbes dakika boyunca camliklarda tirmandiktan sonra, bir sure soluklanabilecegimiz bir duzluge geldik. duzlugun hemen arkasinda tepenin obur cephesine inen bir yamac basliyordu, gunlerdir ceset kokusu soluyan cigerlerimizi temiz havayla doldurup cevreyi izliyorduk. buranin guvenli oldugunu dusunuyorduk ki az ilerden gelen inlemelerle irkildik. duzlugun sonuna kosarak, diger yamactan assagiya dogru baktik. otuz metre kadar assagimizda, kayalarin arasinda bir ucak ambulansinin enkazi duruyordu. ne zamandan beri orada olduklarini kestirmek zordu ama muhtemelen ucagin icinde hastaneye goturdukleri aylagin saldirisina ugrayip, buraya cakilmislardi. onlari bulundugumuz yerden kus gibi avlayabilirdik, kayaliklar cok dikti, aylaklar kollarini kaldirmis, gozlerini bize dikmis caresizce inliyorlardi. bulundugumuz yerden onlari kus gibi avlayabilirdik. silahin gurultusunun diger aylaklari cekmesinden cekindigimiz icin, onlari assagi yuvarladigimiz kayalarla haklamaya calistik. assagida toplam dort aylak bulunuyordu, iki hemsire, bir kabin gorevlisi, bir de pilot. diger kabin gorevlisi, hasta ve diger pilot carpmanin etkisi ile parcalanmislardi. yuvarladigimiz kayalar aylaklardan sadece ikisini haklamisti ki, kasim abi savurdugu kayayi elinden gec biraktigi icin dengesini kaybedip assagi dogru kaymaya basladi. bacaklarini iki yana acarak, sag kalan aylaklarin bir metre kadar yukarisindaki buyukce bir kayaya tutunmayi basardi. fazla vakti yoktu ve gucu tukeniyordu, baska sansim yoktu, ona yardim etmeliydim. oldugum yerden tufegimi aylaklara dogrultup ikisini de hakladim, kayaliklarin daha da az egimli olan tarafindan kasim abinin yanina indim. "kasim abi, silah sesi diger aylaklari da buraya cekebilir, yola devam etmeliyiz" dedim. sirtimizdaki malzeme cantasi giderek agirlasiyordu, yorgunluktan bedenimin her yerine igneler batiyordu. ilerideki koyun igiblarini hayal meyal gorebiliyorduk, guvenli bir yer bulma umuduyla oraya dogru yoneldik.
-
120.
0bolum dort: bag evi
-
kış güneşinde bronzlaşılmıyor kanzi
-
bronzlaşınca bi taka benzeyecekmiş gibi
-
bir kızı gibişe ikna edebilene saygı duyarım
-
olm nazi almanyası aryanlığı esas alır
-
nazi olucaktık şopar olduk
-
melek goz kafana tulum peyniri bidonuyla
-
2kya solaryum ne olm
-
nasyonel sosyalizmin anasini
-
zalinazurt tamam en gavat sensin
-
hüüüp evet inciciyim
-
trabzonun gavatlari
-
insanda ar namus utanma olur
-
kaptan kirk bunu koklar mısıın
-
şuanda kaka yabıyom capsli foto
-
incicilere ağır küfürler yağdırmak
-
yav kirke diye parfum sıktık gitmiyor da elimden
-
kayranın zalinazurt videosunu yedekleyen oldu mu
-
sozlukten gibilen karilarin
-
şu kıs bitsin artk
-
10 senedir 7 24 sözlükte yatıp kalkan
-
vay ben şöyle muhalifim böyle muhalifim
-
ccc rammstein ccc gunaydın diler 03 02 2025
-
ege denizinde deprem serisi
-
giresun zonguldak trabzon
- / 1