1. 1.
    -2
    angutyus u gibti !!!
    ···
  2. 2.
    0
    eski arkadaşımdır ama şimdi beni hatırlamaz bu bin, liselinin bayrak sallayanıdır kendisi *
    ···
  3. 3.
    0
    zütüne parmak atmak istediğim yazar
    ···
  4. 4.
    0
    birinci nesil degilmi, yazdiklarindan belli amk.
    ···
  5. 5.
    0
    sağol başgan senden naber
    ···
  6. 6.
    0
    naber hoca
    ···
  7. 7.
    0
    bir daha liseli diyen olursa okul yaptırıp o bini de hademe yapıcam sonra vurucam kırbacı
    ···
  8. 8.
    0
    liselinin önde gideni bayrak taşıyanı arsızı
    ···
  9. 9.
    0
    bu muallak iyi yazıyo aq, takib edin.
    ···
  10. 10.
    0
    ilk entryn ben olayım dedim
    ···
  11. 11.
    0
    feykler bu benim modum silin gitsin.
    ···
  12. 12.
    0
    adam yaşıyomu beyler. incelemedim.
    ···
  13. 13.
    0
    nerelerdesin mübarek
    ···
  14. 14.
    0
    fake hesabım silinsin gitsin
    ···
  15. 15.
    0
    malın teki.
    ···
  16. 16.
    0
    kendi olmanin zor yolculugunda cok dikkatli ve yilmadan ilerleyen, düsünen insan. burada baska bir boyutuyla tanidigim; sözlügün sihrinin, insanin kendini ortaya koyus bicimlerindeki sasirtici piriltiyla birlesmesinin kanimca en hos örneklerinden. aynen devam diyorum kendisine, her sey cok güzel olacak.
    ···
  17. 17.
    0
    teşekkürler osman abi
    ···
  18. 18.
    0
    sözlükte en sevdiğim yazardır kendisi tam bir inci ruhlu.
    ···
  19. 19.
    0
    1829 yılında Kırklareli'nin Vize ilçesinde doğdu. Babası, çifçi Mehmet Ağa idi. ilköğrenimini memleketinde tamamladıktan sonra eğitim hayatına devam etmek için istanbul’a gitti Hem medrese, hem Darülmuallimin eğitimi gördü. Osmanlı Devleti’nin ilke Erkek Öğretmen Okulu olan Darülmuallimin’deki eğitimini 1855’te tamamladı; okulun ilk mezunları arasında idi. Mezuniyetinin ardından bursla Paris’e gönderildi. 6 yıl kaldığı Paris’te Mekteb-i Osmanî adlı okulda ve Muradyan Mektebi’nde Türkçe öğretmenliği yaptı. Bu yıllarda Fransız eğitim sisteminden etkilendi, okullarda uygulanan bilimsel metotları benimsedi. 1861 yılında istanbul’a döndü.

    Yurda döndükten sonra eğitim ile ilgili birçok kurumda çalıştı. ilk görevi Süleymaniye semtindeki bir okulda idi. ilk defa bu okulda kendi oluşturduğu yeni tarzda öğretimi uyguladı. Ne var ki sıra, masa, hesap tahtası gibi araç gereçleri sınıfına koydurması tepki uyandırmış, Kur’an’a ve islam’a karşı saygısızlık olarak yorumlanıp şikayetlere yol açmıştı. Devrin şeyhülislamı tarafından cezalandırılması için bir fetva yayımlanmasından sonra devreye padişah II. Abdülhamit, birdenbire değil yavaş yavaş ilerlemesi ve halkın düşüncesini unutmaması konusunda kendisini uyardı. Görevden alınmaktan kurtulamayan Selim Sabit, bir süre belediyede ve Nâfia Nezareti’nde (Bayındırlık Bakanlığı) memur olarak çalıştı.

    1868’de Mekteb-i Sultani’nin müdür yardımcısı olarak atandı. Ancak Fransız asıllı ikinci müdürle geçinemediği için bu görevi uzun sürmedi[2]. 1869’da Meclis-i Kebîr-i Maari (Talim ve Terbiye Kurulu) üyeliğine atandı. Aynı yıl, Darülfünun’da edebiyat dersleri vermeye başladı.

    1887’de Encümen-i Teftiş ve Muayene Başkanlığı (Basın Kontrol Komisyonu Başkanlığı) yaptığı sırada bir nevi kitap sansürcülüğü olan bu iş onun gibi hür fikirli bir insana uygun olmadığından görevlerini II. Abdülhamit’in istediği gibi yerine getirilmedi ve azledildi[. iki yıl büyük yokluk ve sıkıntı çektikten sonra 1899 yılında emekliye sevkedildi. Emekli olduktan sonra yedi yıl süreyle Darülmuallimin’de öğretmenlik yaptı. Bu süre içinde istanbul’da bir sürgün hayatı yaşadı.

    Meslek hayatı boyunca özellikle ilköğretimde geleneksel eğitim yöntemlerinin yerine yeni ve etkili eğitim yöntemlerinin uygulanması için çaba gösterdi. ilk alfabeyi hazırladı. Dilbilgisi kuralları, mantık, söz söyleme sanatı, matematik, coğrafya konularındaki ders kitapları uzun yıllar okullarda okutuldu. 1910 yılında istanbul’da öldü. Eyüp‘teki aile mezarlığına gömüldü.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 20.
    0
    la ergen bi sktir git
    ···