okumayın cin oldum

Panpalar yarın saat 9'dan akşama kadar planlı elektrik kesintisi var uzatmayacam yarına bırakmayacam hikayeyi bu yüzden sizlerden bol bol ilgi bekliyorum.

Annenem bir bardak su getirdi anneme al iç dedi. Hasta mı oldun üşüttün mü diye anneme sordu. Annem yok birşey yemek dokunmuştur dedi. Ertesi gün sabah oldu kahvaltı yapacaktık. Annenemin en iyi yaptığı şey yaprak biberi soslu zeytindi. Yağ , yaprak biber ve limonla yapılıyordu bu sos. Kahvaltıyı yaparken annem bu yağ niye acı bu kadar dedi. Yağ bana acı gelmiyordu. Annem yok kızım ne acısı gayet iyi yağ baban köyden getirdi bu yağı dedi. Annem bana acı geliyor yiyemiyecem dedi. Sen evdeki yağa alıştıysan ondan olabilirdi dedi annenem. Bana git bi koşu evdeki zeytinyağını getir dedi annem. Eve gittim. Kapıyı babam açtı bana sarıldı. içeri geçtik. Baba yağı alıp çıkacam hemen dedim. Oğlum özür dilerim size yaptıklarımdan dolayı dedi. Baba benden değil annemden özür dile gönlünü al dedim. Tamam dedi babam. Mutfağa girdim zeytinyağı bitmişti. Babama sordum baba evde yemek yağı kalmadı mı diye. Evet oğlum zeytinyağı bitince bakkal nuri amcandan almak durumunda kaldım. Hayırdır yağı napacan diye sordu. Annem yemek yiyemiyor annenemgilin yemek yağını beğenmedi herhalde kusuyor sürekli dedim. He tamam dedi. O zaman evdekini zütür gerekirse teyzenden tekrar alırız dedi. Evdeki yağı alıp annenemgile gittim. Annem oğlum evdeki zeytinyağını niye getirmedin çok tatlıydı diye sordu ben de anne evde zeytinyağı kalmamış babam bunu nuri amcadan almış bunu al gerekirse zeytinyağını alırız tekrardan teyzenden dedi. Annem tamam dedi. Annenem bu yağı kimden alıyorsunuz siz diye sordu. Olaylar bundan sonra başlıyordu.

Bakkal Nuri'nin ahını almışsınızdır aq. Bakkaldan alın olum yağınızı, esnaf kazanamayınca böyle kötü olaylar oluyor işte. Çare bakkal Nuri

Evde anlamsız tartışmalar kavgalar gürültüler yaşanıyordu. Annem sürekli babamla kavga ediyordu. Neden daha fazla para kazanmıyorsun? Sen rezil bir adamsın felan gibisinden. Babam da sus kadın diye birbirlerine bağırıyordu. Annem normalde paranın konusunu hiç açmaz haline şükreden bir kadındı. Bu kavgalar gürültüler 1 haftadır devam ediyordu. Gel zaman git zaman evde yağ bitti. Evde yağ bitince teyzenin yanına mı gitsem yoksa Nuri amcaya mı yazdırsam diye düşünüyordum. Nuri amcadan ayçiçek yağı alacağıma teyzeden gider o tatlı zeytinyağından alırım diye hesaplıyordum. Teyzenin kapısını çaldım. Teyze merhaba ben yağ almak için geldim dedim. Teyze hemen bekle evladım 1 dakikaya getiriyorum diyip evin aşağısına indi. Yağı getirdi. Teyze galiba yağları bundan sonra senden alacaz ismin nedir diye sordum. Rahime benim ismim evladım dedi. Tamam teyze parasını ay sonu getiririm dedim. Teyze yine kapıyı suratıma kapatmıştı. Lan bu karı manyak mı niye lafın devamı getirmiyor dedim kendi kendime sonra oradan uzaklaşıp eve döndüm. Yağı mutfağa koydum. Akşam oldu yine kavga dövüş vardı evin içinde gram huzurumuz kalmamıştı. Mahalleliler bu durumdan şikayetçi olmaya başlamışlardı..

--SON ENTRY --

Kadın normale dönmüştü sanki. Başladı başından geçenleri anlatmaya. Bunlar zeytinyağı satan iki çiftmiş. Bir gün bu kadına büyü yapılmış. Kocası bunu senden boşanacağım demiş. Bu da onu bıçaklamış öldürmüş. Bodruma saklamış. Falcı bir arkadaşı varmış. Evine çağırmış bodruma inmişler kadın intikam almak için herkese büyü yapacakmış. Falcı büyüyü cesedin üzerine uyguladıktan sonra kadın yağ şişeleri almış bodrumda biriktirmiş. içine zeytinyağı ile bu adamın kanını karıştırmış enjektör ile. O gün de sen geldin sana sattım yağı dedi bana bakaraktan. Arif hoca arapça dualar sureler okumaya başladı. Okudukça bu kadın arif hocaya küfür ediyordu. Arif hoca kadının içinden üç harfliyi çıkartmıştı. Kadın ağlamaya başladı ismetim niye öldürdüm ben seni kurban olduğum diye feryat figan ediyordu. Kocasının adı ismetti galiba. Arif hoca bize bakaraktan kadının içinden 3 harfliyi çıkarttım. Sıra büyünün bozulmasında dedi bize. Kadının eve gidin ceseti getirin. Dedi ben dedem ve kardeşi üçümüz memlekete dönüp ceseti aldık arabanın bagajına koyduk arif hocanın yanına getirdik. Arif hoca büyünün bozulması için kağıda bişeler yazdı bu kağıdı kenarda duran yağ şişesine attı yağ şişesini kızdırdı ve şişeyi olduğu gibi cesetin üzerine döktü. Daha sonra yakmaya başladı cesedi. Ceset yandı kül oldu. Arif hoca polis arkadaşını çağırdı. Kadın suçunu itiraf etti. Gözaltına alınıp hapishaneye kondu. Biz de rahatlamış olduk. Arif hocaya ne kadar teşekkür ettiysek azdır dedik . Şerif hocanın akli dengesini kaybedip korkudan kendini ağaca astığını öğrendik Arif hocadan. Şerif hocanın mezarına gidip çiçek bırakıp Fatiha okuduk. Daha sonra memlekete artık huzur ve rahatlıkla döndük. Evde kavga gürültü kalmamıştı. Bundan sonra yemek yağını tanıdık insanlardan ya da marketten aldık. Bu yemek yağı konusu hepimize bir ders olmuştu. Bir yemek yağı nelere mal olmuştu. Hikayeyi sabırla okuyan bütün panpalarıma teşekkürler.
Bu hikayeyi beğendiyseniz hikayeanlatpanpa arkadaşımın hikayesine bir göz atın derim:
http://www.incisozluk.com...%B6ld%C3%BCr%C3%BCyorduk/

Takipte kalın panpalar Teşekkürlerle..

Mahalleden Rıfat abi var çok severim kendisini. Bana çocukken yiyecekler alırdı. Bir derdim varsa ilgilenirdi. Rıfat abi bir gün beni yanına çağırdı. Oğlum bu kavga gürültü ne her gün mahalleli rahatsız olmaya başladı. Sıkıntı ne evde bir problem mi var diye sordu. Rıfat abiye abi borçlar birikti sanırım o yüzden annem babama bağırıp çağırıyor her gün kavga ediyorlar. Annem ile babam önceden böyle değillerdi. Aralarından su sızmazdı annem paranın lafını yapacak kadın değildi şimdi ne oldu bilmiyorum ben de her gün evin bir köşesine oturup kulağımı tıkmaktan bıktım artık evde huzur kalmadı dedim. Rıfat abi tamam abicim düzelir inşallah dedi yolladı beni. Annemle babamın kavgası beni çok etkiliyordu. Derslerden kötü not almaya başlamıştım. Yakın zamanda veli toplantısı vardı. Babamı okula çağıracaklardı ben rezil olacağım babama diye kara kara düşünüyordum bazı geceleri yastığıma sarılıp ağlıyordum. Pgibolojim fena halde bozuktu.

Teyze beni evine zütürüyordu galiba. Çıkmaz sokağa girdik. Köşedeki ahşap eve doğru yöneldi ben de teyzenin yanında eve girdim. Ev eskiydi. Evin içerisinde eski plak çalar eski bir televizyon ve şamdan vardı. Teyze bir dakika bekle evladım getiriyorum diye seslendi. Duvarda yaşlı bir adam resmi vardı. Acaba bu kim diye düşünürken teyze farketmiş olacak ki. Kocamdı o benim mahalle mahalle dolaşıp zeytinyağı satardı o ölünce iş bana kaldı dedi. Teyze zeytinyağını bana uzattı. Ben yağı alıp eve doğru yola koyuldum. Evde bizimkiler zeytinyağı çok pahalı neden zeytinyağı aldın diye çıkıştı. Valla Nuri amca beni dükkandan kovdu orda bir yaşlı teyze zeytinyağı satıyormuş bana zeytinyağı verdi ay sonu ödersiniz dedi ben de napayım başka nerden alabilirdik ki yağı dedim mecburen teyzeden almak durumunda kaldım dedim. iyi peki dediler. Akşam olmuştu zeytinyağı ile imambayıldı yapmıştı bizimkiler. Tadı enfesti. Babam oğlum bu yağı nerden aldın çok güzel tadı dedi. Ben de teyzeden aldığımı anlattım. O akşam doyasıya tatlı bir yemek yedik.

Veli toplantısı günü gelmişti. Babamın haberi vardı. Bugün okula gelecekti ve durumumu öğrenecekti. Okulda 4.ders öğrencileri dışarı aldılar. Veli toplantısına başladılar. Ben dışarıda bankta oturmuş suratı asık şeklinde toplantının bitmesini bekliyordum. Toplantı bitti. Babam sınıftan dışarıya çıktı. Beni tuttu yakamdan senle evde görüşecez oğlum dedi. Korkudan tir tir titriyordum. Son ders babam acaba bana ne yapacak diye içimden geçiriyordum. Zil çaldı evlere dağıldık. Eve gittiğimde babam açtı kapıyı gel bakim buraya dedi. Bugüne kadar bana sinirlenmeyen adam sanki bir anda şeytan olmuştu. Beni tuttu yakamdan lan şerefsiz o ders notları niye öyle dedi ben de sizin kavganızdan ders mi çalışabiliyorum sanki dedim. Bu başladı suratıma suratıma vurmaya baba napıyon vurma dur dedikçe daha okkalı daha sert vuruyordu ağlıyordum çaresizdim. Babam bir yandan vuruyor bir yandan sövüyordu. Sanane ulan bizim kavgamızdan sanane okuyacan mı okumayacan mı diye beni eşşek sudan gelinceye kadar sağlam dövdü. Annem ne yapıyorsan herif diye babamı kolundan tuttu. Babam başladı bu sefer anneme vurmaya . Ben bir yandan ağlıyor bir yandan anneme vurma bana vur diyordum. Ertesi gün oldu babam işe gitmişti. Annem yürü artık benim sabrım kalmadı annenengile gidiyoruz dedi. Dolaptan giyeceklerimi eşyalarımı aldım çantaya koydum. Annenemgile doğru gittik...

Ay sonu geliyordu. Su ve elektrik faturaları kabarmış ödenmeyi bekliyordu. Borçları saymıyorum bile. Babam zeytinyağcı teyzenin parasını özellikle ayırmıştı. Çünkü tadını çok sevmişti. Ben babamdan parayı alıp teyzenin evine doğru yol aldım. Kapıya vurdum ilk başlarda açan olmadı. iyice vurdum teyze kapıya geldi. Hayırdır evlat dedi. Teyze zeytinyağı parasını getirdim dedim. Elimdeki paranın 3te 1ni almıştı ve ben inanamıyordum. Teyzeciğim neden bu kadar ucuz zeytinyağı dedim. Oğlum sizin durumunuz kötü kalan paraya Nuriye olan borcunuzu ödersiniz dedi. Teyzeye teşekkür edecektim birden kapıyı yüzüme kapattı. Tuhaf oldum bir an için. Sonra bakkalcı Nuri amcaya gidip borcun bir kısmını sildirdim. Eve gittim. Akşam babam geldiğinde verdiğin paranın sadece üçte birini aldı teyze dedim. Allah Allah bu kadar ucuz olur mu bu zeytinyağı dedi babam. Bana kalan parayla da Nuri amcaya olan borcunuzu ödersiniz dedi dedim. Ben de Nuri amcaya olan borcumuzun bir kısmını sildirdim dedim. Babam iyi yapmışsın dedi. Yalnız bu aralar evde hep kavga gürültü olmaya başlamıştı. Evde huzur kalmamıştı..

Köyde bizi dedemin kardeşleri yani annemin amcaları karşıladı. Geçin buyrun napıyorsunuz nasıl gidiyor? diye sordu. Annenem çok kötü bir olay oldu. Annemi ve babamı gösterip bunlara büyü yapılmış dedi. Annemin amcaları da tırstı. Annenem bizim Şerif hoca köyde mi bunları onlara gösterecem dedi. Annemin amcası hoca şu an burda yok 1 hafta içinde gelecek diyorlar dedi. Akşam oldu hava kararmıştı. Başka hocaya gitseniz olmaz mı dedi annemin amcası. Annenem yok olmaz asla ve katiyen dedi. Şerif hocayı köydeki herkes biliyor ne kadar kudretli olduğunu dedi. Bir hoca için bir hafta köyde kalacaktık anlaşılan. Gece olmuştu herkes bir köşeye çekilip sızmıştı. Ben cam kenarında yatacaktım. Ben de yastığı koydum uyuyacaktım son bir defa cama baktım. Rahime teyzeyi gördüm bana bir an baktı hemen geri kayboldu. Bu kafamdan kaynaklı mıydı yoksa bu kadın hakkaten bana mı baktı diye düşünürken korkulayıp sabah ettim. Ertesi gün cam kenarında bir kolye buldum. Bu sizin mi diye sordum annemin amcalarına valla yiğenim bizim değil bilmiyoz dediler. Bu kolye kimindi acaba diyip cebime attım.

Annenem ve dedem bizi kapıda karşıladı. Hayırdır kızım noluyor? dedi. Annem agresif bir şekilde oluyor işte bişeler diyip annesine bağırmıştı. Ben tuhaf bir şekilde anneme baktım. Daha sonra annenemin ve dedemin elini öptüm. Annenem kızım noluyor anlatsana bu çocuğun suratı niye kıpkırmızı gözleri niye mosmor? dedi. Annem babasına sormalı niye acaba dedi. Annenem hayırdır kavga mı ettiniz? Hiç kavga etmezdiniz. Noldu da böyle oldu diye sordu anneme. Annem babamın parasının borçlara yetmediğini ve az kazandığını söyledi. Bizim tartışmamız yüzünden bu çocuk derslerinden soğudu. Çocuğu dövdü sonra bana da vurmaya başladı dedi. Annenem kızım halinize şükret bulamayanlar da var sen neden herifinle kavga ediyorsun bak çocuğunuz yıpranıyor dedi. Annem ne bileyim işte anne diyip ağlamaya başladı. Annem ne zaman ağlasa beni de ağlatırdı. Yüreğim sızlardı. Tamam tamam sakinleşin size bir şeyler hazırlayım acıkmışsınızdır dedi annenem. Yemeği yedik. Annem anlamsız bir şekilde kusmaya başladı yemeği..

Akşam olmuştu yine yatma vakti gelmişti. Herkes uyumuş ben korkudan uyumaya çalışıyordum. Sonra bir an bir ses duydum irkildim. Kısık ses tonunda "hocaya gitmeyin hocaya gitmeyin" diye sesler geliyordu bir anda kalktım ışıkları açtım. Oğlum noluyor diye seslendi annenem. Anneneme sesler duyuyorum annene hocaya gitmeyin diyorlar dedim. Oğlum Nas ve Felak surelerini oku gelmez o sesler dedi. Ben Nas ve Felak suresini okuyup yattım sabah oldu. Günler böyle geçiyordu. Nas ve Felak okuyordum bişe olmuyordu. Son gün Nas ve Felak suresini okumayı unutmuştum. Farkında bile olmadan uyumuştum. Sonra bir ses geldi...

Valla bilmiyorum anne. Oğlum almış yaşlı bir teyzeden alıyormuş dedi annem. Oğlum anlat hele kim bu teyzen yağ gerçekten tatlı mı bu kadar diye sordu bana. Valla annene Rahime adında yaşlı bir teyzeden alıyorum yağı çıkmaz sokağın köşesinde ahşaplı evde oturuyor dedim. Annenem bismillah diyip tövbe çekmeye başladı. Anneneme ne oldu diyorum kişkişler olsun diyordu. Noldu anlatsana annene dedim ve annenem anlatmaya başladı. Bu yaşlı kadın hakkında çok kötü şeyler duydum oğul. Buna zamanında büyü yapılmış kocasından ayrılmış. Bunların sattığı zeytinyağını kimse almaz alanlarında ya hamileyse çocuğu düşer ya da karı kocalarsa birbirlerinden ayrılırlar dedi. Ben baya tırstım. Annem de tırsmıştı. Annenem bana dönerek oğlum sen manyak mısın herkesin sattığı yağı alıyorsun dedi. Ben ne bileyim annene o an için tek yolum buydu aldım dedim. Annenem annem ile babamı köydeki hocaya zütürecekti. Anlaşılan evdeki kavgalar bu yüzdendi. Köye doğru yol almaya başladık..

Memlekete vardık. Bizimkiler aralarında düşünmeye başladı nasıl bu kadını getirtebiliriz diye. Beni piyon olarak kullanacaklardı aq. Ben Rahime teyzenin evine doğru yola koyuldum. Her zamanki gibi yağ isteyecektim ve son yağın parasını verecektim. Bizimkiler arkada durup işaretimle içeri çullanıp teyzeyi bayıltacak. Arabaya bindirip köye zütürecektik. Ben vardım . Kapıyı çalmaya başladım. Açan yok çalıyorum açan yok. En sonunda evin üst tarafında pencereden o kadını gördüm bana bakıp gülüyordu. Kafa sallıyordu olmaz diye. Sanki birşeyleri biliyordu. Gözlerinde anormal derecede mavilik vardı. Bizimkilere gittim böyle böyle yaptı dedim. Gözleri maviydi bana bakıp olmaz diyordu dedim. Bizimkiler zorla güzellik o zaman dediler. Kapıyı kırıp içeri girecektik. Annemin amcası ve babam sağlam okkalı bir şekilde kapıyı kırdılar. içeri girdik evin her tarafına baktık kadın yoktu. En son bodrum katına indik ve o pis ve korkunç görüntüyle karşılaştık...

Panpalar işim vardı kusura bakmayın beklettim seri şekilde fazla bekletmeden bitirmeye çalışacağım.

Ben korkar adımlarla Şerif hocanın evine girdim hani eski kitap kokusu vardır ya beyler evin için aynen öyle kokuyordu. Şerif hocanın bulunduğu odaya girdik oda karanlıktı kandiller vardı yerde odayı aydınlatan. Burada çeşit çeşit kitap vardı. Ve odanın arkasında siyah perde vardı. Ben baya tırsmıştım. Odaya oturduk şerif hocaya anlatmaya başladık. Şerif hoca bize tamam susun der gibi işaret yaptı. O siyah perdenin arkasına geçti. Arapça bişeler konuşmaya başladı. Ben korkudan tir tir titriyordum. Sanırım hoca 3 harflileri ile konuşuyordu. Hoca oturdu bize bu lanetten nasıl kurtarılacağımızı anlatmaya başladı. Çocuklar size çok kötü bir büyü yapılmış. Bu büyü yediğiniz şeye yapılmış. Yani içinize işlemiş artık. Bu büyüyü bozmanın bir tek yolu var o kadını buraya getirin 1 gün içinde. Ben içimden hoaydaaa dedim. Bi bu ekgibti. Kadını nasıl ikna edecektik. Gelmezdi ki ya kadının evine gidince başımıza kötü bişe gelirse. diye düşündüm. Bizimkiler tamam hocam bir yolunu bulup buraya getireceğiz. Dedi annenem ve memlekete geri dönmeye başladık. Memlekete vardığımızda bizi bir sürpriz bekliyordu..

Teyze en sonunda eve gelmisti , kadini yakalayip " simdi gibtim anani huur" diye uzerine cullandik . Kadin adeta onu gidikliyomusuz gibi guldu ve kafasini bize 360 derece cevirip , okadar emin olmayin delikanlilar dedi ve bi anda yukseldigimizi hissettik. Ilk once cin zannettik ,fakat daha kotuydu. Altimizda kocaman bir yarrrrrrrak erekte olup bizi kaldiriyodu. Ben bayilmistim. Gozlerimi actigimda gotumde buyuk bi aciyla "AH OH UH HADI HADI" diye sesler duydum. Ne oluyo amk diyip baktigimda teyze gotumu gibiyodu. "BDSM severmisin yakigibli" diyip basortusuyle agzimi bagladi ve Beni hunharca gibti. Buda Boyle bi animdir.

Beyler ben sizin için böyle yazıyorum yoksa gibimde mi der sonucu yazar bırakırım olayı hatırlayarak yazıyorum detaylı bir şekilde.

Şerif hoca evinin önündeki ağaçta asılı bir şekilde sallanıyordu. Şimdi sıçtık demeye başladık. Şerif hocayı kontrol ettik ölmüştü. Şerif hoca nasıl ölür Allah Yarabbi diye feryat figan etmeye başladı annenem. Dedem hanım köyde en az şerif hoca kadar bilgili hocalar var onlara zütürürüz demişti. Her şey başa sarmıştı. Hikayeyi tam olarak gideceğimiz hocaya anlatmaya başlayacaktık. Bu dıbına kodumun karısının gücü öyle böyle değildi. Korkudan kendimize gelmeye başladık. Bu huur şeytani kahkahalar atıyordu biz bunun ağzını bantladık. Köydeki bir diğer hocanın adı Arifti hani Arife tarif gerekmez derlerdi ya öyleydi. Arif hocanın evine vardık sessiz olun dedi bize direk bir şey dinliyordu sanki. Siz anlatmayın ben anlatıyorum dedi hoca başınıza bunlar bunlar geldi değil mi dedi. Evet hocam nerden bildiniz dedi. Şerif hocanınkiler söyledi bana dedi. Tüylerimiz diken dikendi. Burdan gidin size yardımım olmaz benim sonumun Şerif hoca gibi olmayacağı ne malum dedi. Biz de köydeki eve gittik ne yapıp edip Arif hocayı ikna edecektik..

Gözümü bir an açtım karşımda simsiyah bir şey gözleri kıpkırmızı "Hocaya gitmeyin bu sizi son uyarım yoksa olacaklara şahit olursun" dedi. Ben o an bir çığlık attım herkes uyandı ben dedim böyle böyle siyah bişe geldi bana bunları dedi dedim. Annenem bu mesele fazla uzadı çocuklar Şerif hoca yarın gelecek. Olan her şeyi anlatın ona. O mutlaka kudretiyle bu büyüyü bozacak dedi. Ben Felak ve Nas okudum tekrardan annenemin bilgisine güvenip uyudum. Sabah olmuştu. Kahvaltıyı yaptık işte monoton şeyler. Öğlen şerif hocayı aradı bizimkiler şerif hoca akşama doğru eve geçecem demişti. Ulan resmen bütün umudumuz bu adama bağlanmıştı bekliyorduk. Akşama geliyordu vakit. Şerif hocayı aradı bizimkiler şerif hoca da buyrun gelin dedi. Biz yola koyulduk Şerif hocanın evine doğru gidiyorduk. Hava kararmıştı. Şerif hocanın evi gerçekten ürkütücü gözüküyordu. Eski binalar var ya beyler çatılı böyle ahşaplı olan evler bu da öyle bir evdi. Biz çıkmaya başladık Şerif hocanın evine o kırmızı gözlü siyah varlığı gördüm uzakta bana bakıp sanki kafa sallıyordu...

Arif hocaya gittik tekrardan hocam lütfen yardım edin siz büyüksünüz bilgilisiniz diye ağladık resmen adama. Arif hoca tamam getirin kadını dedi. Beyler kadını evin içerisine soktuk kadın inlemeye başladı. Arif Hoca burada anlamsız şeyler oluyor birinizin yanında lanetli bir eşya var dedi. Biz ceplerimizi kontrol etmeye başladık. Ben cebime bi el attım kolyeyi cebimde unutmuştum. Arif Hoca bana dönerek sen bunu nerden buldun diye bağırdı. Ben de o geceden sonra sabah camın kenarında buldum dedim. Bana dönerek Arif hoca bunu nasıl göremedi hocanın ölümüne belki de sen sebep oldun lanet çocuk diye bağırdı bana. içimden sövüyordum ağlayarak. Hoca kolyeyi cezveye koydu kaynatıp yaktı daha sonra bunu kadının başına döktü kadın çığlıklar içindeydi bize olanları anlat yoksa daha kötüsü olur dedi Arif hoca. Kadın her şeyi anlatmaya başladı..

ilk baştakı Arapça yazılarla karşılaşınca altıma sıçıyodumki sonradan farkettim nas mış