Bu Olayı Etkilenicek arkadaşların okumamasını tavsiye ederim Ritüellerde kullanılan malzemeler ve sözler açık açık sansürsüz yazılacak hikayenin orjinalliği bozulmaması için hiçbir ekleme yada eksiltme uygulanmıyacaktır...

ZEYNELER KÖYÜ...

Hayatım boyunca hiç bu kadar soğuk ve sert geçen bir kış görmemiştim ama bu gece dahda soğuk ve ürperticiydi dışarıdaki soğukluk içeriyi buz kesmişti cama gelen kar tağneleri hem beni ürkütüyor hemde huzur veririken kapının önündeki agacımızın dalları ise kapıya vurup ses çıkarıyor buda ürkmeme neden oluyordu korkmuyordum sadece gergindim...

Kafamı sobaya çevirdim ve kaynamış olan suyumu bir leğene döküp üstüne biraz soğuk su ve birazda tuz ilave ettim ve ayaklarımı içine koydum suyun sıcaklığı okadar iyi gelmiştiki bütün soğuk ve gerginlik sanki ayaklarıma kadar çekiliğ ordanda kaybolmuştu sıcak suyu verdiği rahatlık ile kafamı geriye attım ve direk uykuya daldım...

Sabah uyandığımda dünkü gecenin ne karı kalmıştı ne soğuğu okadar şaşırmıştımki size bunları anlatamam hemen sakince mutfağa yöneldim soframı kurdum besmele çektim ve birden sağ ve sol taraftaki sofra bezinin kısımları havalandı rüyadayım hala diye düşünerek aldırış etmedim yemeğimi yemeye devam ettim...

Sofrayı kaldırdım evi toparladım köy meydanındaki kahvehaneye doğru yol aldım bir sandalye çektim ve çay istedim çayım geldi ve karşıdan en yakın dostum hatta kan kardeşim olan aras geldi...

Seldıbını verip yanıma oturdu yüzü bembeyaz gözlerinin altı ise mosmordu ona dönüp gülerek " ne o dün dışarda soğuktamı yattın " dedim oda bana şaşkın bir biçimde bakarak ne soğu kardeşim dün hava çok güzeldi dedi...

Şaşırdım hemde çok fazla şaşırdım Allahalla nasıl olurda böyle derlerdi dün sanki gök yarılmış gibi kar yağdı soğuk vardı anlam veremedim rüya zannettim bu olanları ve çayımı içip tarlama doğru yola koyuldum ben çapamı küreğimi benim köpeyim karabaşa emanet ederdim tarlaya yakaşltıkça içim daralıyor hava kasvetli bir hal almaya başlıyordu...

Ortalık sessizdi hatta fazla sessiz di anlam veremiyordum tarlaya iyice yaklaştım yerde kan gördüm ürktüm sonra " ulan karabaş gene ne yedin Allah bilir" diyerek yola devam ettim ama karşılaştığım şey ile şok olmuştum...

karabaşın kafası koparılmış ve kazmanın üstüne dikilmişti ve kazma kürek tırpanım üçgen şekilde tarlanın ortasına dikik bir şekilde duruyordu gerikalan bedeni ise yerlerde oluk oluk kanın içinde duruyordu gözlerim doldu bağırarak köy meydanına indim herkeze küfürler savuruyordum kendime hakim olamıyordum birtürlü karabaş 6 senedir benimleydi kanım canım gibi öldüğüne inananmamakla kalmıyor onu bu hale getiren adam bulup öldürmek istiyordum aras koşarak meydana geldi beni sakinleştirdi sonra beraber tarlaya doğru yol almaya başladık...

Yolda kan kokusu artmıştı çok yoğun ve pis bir koku vardı onu o halde görmek gerçekten beni derinden etkilemişti... Sessizliği aras bozdu ve üzülmemem gerektiğini söyledi.

Tarlanın tam önündeydik onu o halde görmeye dayanamadım arkamı döndüm aras bana seslendi birden ÇABUK BURAYA GEL !! koşarak yanına gittim yerdeki şekli gösterdi kanla çizilmişti şekli size anlatmak gerekirse ortada bir üçgen içinde ateşe benzer bir simge halka ile çevrili sonra bir halka daha bir halka daha ve halkanın üstünde " Lemun Cinnia " yazıyordu bana hemen bi hoca çağırmamı söyledi fakat bir sorun vardı bizim köyde hiç hoca yoktu daha doğrusu dinle uğraşan biri dahi yoktu...

Civar köylere gitmem gerekirdi ama buaya en yakın köy 3 saatlik mesafedeydi aras bana dönüp Cihran hocayı çağır bana çabuk dedi adresini aldım ve köye doğru koşmaya başladım...

yolda düşündüğüm 2 şey vardı aras neden bu kadar telaşlı ve bizim köyde gerçekten bir hoca varmı...

BU SOZLUKTE SADECE BOYLE HIKAYE YAZAN YAZAR FERES DEGIL DIR AT GOZLUKLERINIZI CIKARIN VE HIKAYENIN KEYFINE BAKIN...

SAAT 5 DE ISYERINDEN CIKIP EVDE OLUCAM VE AKSAMA KADAR BITIRCEM DIGER PIRIMCI YAZARLARDAN DEGILMDIR DUN GECE ICIN TEKRARDAN OZUR DILERIM...

ARA DA VAKIT BULDUKCA YENI PARTLAR ATIP SIZI MERAKTA BIRAKMIYCAM SIZDEN TEK ISTEGIM DIGER YAZARLARIMIZINDA HIKAYELERINI OKUMANIZ.

Ev Koyun dışında kalıyordu ilerledim ve karsima 2 katli bir ev cikti ev normal tipik bir koy eviydi kapiya yoneldim ve caldim 6 7. Kerede kapi acildi icerden yasli bir dede bana seslendi " içeri gel "

Kapiyi açıp birden nasıl içerde olabilirdiki Anlam veremedim ve birazda ürktüm açıkça iceri dogru yol aldim odada tek ışık kaynağı mumlardi...

Beni karsisina oturttu ve gozlerime bakip seni kim gönderdi dedi.

Ar aras diyebildim sadece urktum gozleri simsiyahti uzaktan teni ise bembeyaz korkutuyordu bu adam beni ayaklandi ve hadi gidelim dedi...

Biz yola ciktik saati bilmiyordum ama akşama vardığı kesindi tarlama ulaştık ve devam ettik aras hâlâ karabaşın kafasini inceliyor kendi kendine soyluyordu yanina yaklaşıp "aras biz geldik" dedim...

Aras arkasini donup hocanin elini optu ve ona birseyler soyledi hoca onaylar gibi basini salladi ve karabasin kafasinin yanina gelip agzini elleri ile acti biraz bakip elini icine soktu kanlar icinde elini cikardi ve elinde bir muska tutuyordu...

Bana bir bicak verin dedi tarlanin ortasinda bicagi nerden bulucaktikki sonra elmimi istemsizce cebime goturdum bir farklilik vardi cebimde sert ve ince birsey vardi ve islakti elimi cebime attim ve cebimden cikan kanlar icinde olan bir bicakti hocayla goz goze gelip onu bana ver dedi ve ve bagirarak "Minel Hakkı cinnia" dedi ve bicagi muskaya sapladi birden karabasin kafasi kule dondu...

Muskanin kegib yerini yirtti ve icinden top gib birsey cikardi ama bicak ona zarar vermemisti bu nasil olurdu hoca topagi biraz inceledikten sonra agzina atip cignemeye basladi bunu yaparken garip seyler soyluyordu ve hoca birden kan kusmaya basladi gozleri gece kadar karardi ve yesil damarlari iyce belirginlesti bagirip duruyordu ve birden ses kesildi kafasini bana cevirip "melun cinnia" dedi bayildim...

SUAN 2 TANE SOLID PROGRAMINDAN RESIM CIZIYORUM OKUDUGUNUZ KELMELERDEN SINRA KELIMEYI SEHADET GETIRIN ISIM 30 DAKIKAYA BITET VE YENI. PARTI ATARIM.

Uyandigimda evdeydim ama kendi evim degil icerden garip sesler ve tokmakla yere vuruldugunda ortaya cikan o gurultulu ve urkutucu ses vardi nerdeydim ben icrde agir bir koku. vardi yataktan dogruldum kapiyi actim salonda hoca oturuyordu ona dogru ilerledim ve kafasini bana cevrdi kafasi ile yeri gosterdi karabasin bedeninden kalan parcalari cekic ile eziyordu oturmami soyledi karsisina oturdum ve buyu yada cinler ile ugrasip ugrasmadigimi sordu hayir dedim peki ailen dedi ? Aslinda abim bu islere meraklidir diye cevap verdim bu kopegi sana kim verdi dedi abim diyerek cevapladim bu siradan bir kopek degil dedi...

Anlamadim dedim ve bana anlatmaya basladi...

Hocanın Agzindan.

Bak evladim bu.kopek seni korumasi icin gorevlendirilen bir cin di fakat onu kim oldurduyse gercekten guclu ve affi kibri ve merhamet olmayan bir cin. Abin bir cini lanetlemeye calismis ve bunu basarmista fakat o intikam icin ger. geldi. abin suan nerde ?

Abim istanbula gitti hocam 6 yildir gormedim ara sira gelrdi okadar baslarda sonra tamamen kesti. gelmeyi...

Hoca eger dogru soyluyorsa abim onu. neden lanetlesinki ve bunu nasil basardi...

Bunlari dusunurken hoca saman kagitlara birseyler yazdi onlari bakir bi tepsiye koydu icine su doktu ve et parcalarinida koydu kibritini yakip " Eyy ALLAH ın kulu olan lemus onun huzuruna don diy bagirdi ve kibriti tasa birakti...

Etrafi ciglik sesleri sarmaya baslari ve bakirin ici gunes kadar parlak bir sekilde yanmaya

BEYLER ISLER COK YOGUN GERCEKTEN OZUR DILIYEREK AFFINIZA SIGINIYORUM AKSAM 5 TE BURDA OLUN SERI SERI YAZIP BITIRICEGIM BU DOSYA YARINA KALMIYCAK

GECiKMEDEN DOLAYI AFFINIZA SIĞINIYORUM HiKAYEMiZE DEVAM EDiYORUZ...

Hoca bana sakin olmamam için uyardı her hangi bir yanlış hareket bizi ölüme kadar zütürebilirdi ve birden tepsinin içindeki ateş kendi kendine söndü bana doğru bakıp hadi kalk dedi ve bi eline tepsiyi alıp önümden yürümeye başladı nereye gittiğimizi bilmiyordum fakat peşinden gidiyordum köyden epeyce uzakta etrafı çok sık ağaçlar olmasına rağmen ortası bomboş bir yeşillik alana geldik...

hoca elindeki tepsiyi yere bıraktı " Minel Cennuine rad " diyerek etrafa bakmaya başladı ve bunu 3 kere tekrarladıktan sonra cebindeki mumları tepsini çeverise üçgen figürü alarak koydu hepsini tek tek yaktı "Ey Ateşin Soyu Buraya Gel Ve bize yardım et" diyerek bağırdı 2. bağırışında mumun eteşleri heybetli bir şekilde yanmaya ve etrafımızda gölgeler fink atmaya ormanın derinliklerinden çığlıklar ve kahkaha sesleri gelmeye başladı hoca yerden aldığı bir avuç toparğı tepsiye koydu ve bana elini uzat dedi parmağımdan küçük bir çizik attı ve kan damlalarını toprağın içine damlattı...

Cebinden ibranice yazılı kağıt parçalarını Toprağın içine koydu. ( Kağıtta yazanları ibranice dili olarak yazılış şekli ile yazıcam yanlarına türkçelerinide.)

1.Kağıt: לתת אוזן לקול שלי ,צאצאי O של אש

1.Kağıt Türkçe Anlamı: Ey Ateşin soyu sesime kulak ver.

2.Kağıt: הפרס יהיה לעזר רב לנו

2.Kağıt Türkçe Anlamı: Bize yardım et Ödülün Büyük Olacaktır.

3.Kağıt: לעזור לנו

3.Kağıt Türkçe Anlamı: Bize yardım et.

bunlarıda koyup mumun ateşi ile tepsinin içini alevlendirdi ama yukarı çıkan duman ne siyahtı ne başka bir renkti Duman çıkmıyordu.

Hoca birşeyler daha okumaya devam etti ve yanan ateş birden yukarı püskürdü ve az önce yaktığı kağıtlardan biri yanmış bir şekilde Önüne düştü kağıdı eline aldı okudu sonra bana dönüp Konuşmayı kabul ettiğini söyledi...

Eline bir kalem ve kağıt alıp ibranice ne istediğini yazdı ve kağıdı ateşin içine attı biraz zaman geçtikten sonra attığı kağıt aynı şekilde hocanın önüne düştü hoca eline aldı okudu ve bana " onlardan birşey almışsınız onu geri istiyorlar " dedi anlamadım biz bişey almadıkki...

Hoca Kağıda Ne istiyorsunuz yazdı tekrardan ve kağıdı ateşin içine attı biraz zaman geçtikten sonra kağıt hocanın önüne düştü ve alıp okudu yüzü buz kesti hocaya ne olduğunu sorduğumda bana " CAN " istediklerini söyledi...

Ve birden Tepsi patladı etrafa ateş parçaları sıçradı gölgeler dahada yakınlaşmaya çığlık sesleri artmayada başlamıştı hoca ayağa kalkıp " Aris Melun Cinnia " diye bağırdı ve etraftaki sesler kesildi gölgeler ise bir bir yok olmaya başladı hocanın yüzüne alev parçaları isabet etmişti ve kanıyordu ama kanı kırmızı değil simsiyah akıyordu...

Hoca bitkin düştü ve yere yığılmak üzereyken tuttum onu omzuma aldım yükü ve onla beraber geldiğimiz yolu geri gittik sonunda evine varmıştık Ama garip birşeyler vardı hocanın evinin içinden ışık geliyordu...

içeri girdik hocayla salona geçtik ve gözlerime inanamadım o... o karşımdaydı abim.

bana sarıldı ama ben aynı tepkiyi ona veremedim çünkü bu imkansızdı ona bağırdım çağırdım niye bu zamana kadar aramadın sormadın diye ağlamaya başladım abim hocaya dönüp ne yapıcaz dedi hoca ise çok güçlüler onlarla 10 sene baş ettik ama artık edemeyiz dedi.

Abime dönüp bir dakıka sen hocayı nerden tanıyorsun dediğimde hereşeyi bana anlatmaya karar verdiler..

Abimin Ağzından.

Ozamanlar onla yeni tanışmıştık beni biliyorsun hep böyle şeylere ilgi duyardım oda bir hocaydı sonuçta ilmi vardı bana çok şey öğretti ama biz bu ilmi kötüye kullandık bir cinni den yardım alarak define bulduk cinni bizden çıkan altının yarısını istedi sonuçta ikimizde hocaydık altını vermek yerine onu lanetledik ama bunu yapmak yetmedi ilk 3 yıl rahattık hoca parayı istemedi bende kaldı sakladım harcamadım çünkü define bir cinni tarafından yardım alınarak çıkarılırsa 4 yıl harcamamalıydık...

3 Yıl hiçbirşey olmadı ama o 4. yıl çok zordu her rüyamda aldığımız altınları yutarak ölüyordum ve o beni izliyordu Lemus... Sonunda bir koruyucu cine ihtiyaç duyduk ama bunu ailemede musallat olucağını bildiğim için sana karabaşı verdim 2 gün evvel koruyucu cinim öldü kafesinin önünde kafası dikilmişti ve birşeylerin ters gittiğini anlayıp buraya geldim...

Ne yapmam gerektiğini anlamıyordum ama bu olanları duyduktan sonra tek güvendiğim kişi hocaydı ona dönüp ne yapıcağımızı sordum bizi bodruma indirdi abim cebinden bir poşet kül çıkardı sanırım bu onun kuşunu kafasının külüydü...

Hocada karabaşın küllerini çıkardı ve benden bir tutam saç bir ayak tırnağı istedi ve abimden ise bir tutam saç bir edet el tırnağı.

Ve abimle ikisi gereken otları toplamak için evden çıktı ben evde yanlız oturuyordum inanırmısınız tam 2 saat öylece oturup bekledim ve geldiler önüme koydukları poşetlerde birsürü bitki ot mumlar kırmızı boya hayvan etleri ve kanı vardı ama son poşette defineden aldıkları altınlar vardı...

ŞUAN YAZICAĞIM PARTTA Ki RiTÜELLERi DENEMEYiN ZiRAA BEN SORUMLU DEĞiLiM

VE YAZICAKLARIMDAN RAHATSIZ OLUCAK ARKADAŞLARIM OLURSA BU PARTI ES GEÇMELERiNi iSTERiM BU HiKAYEDEN HiÇBiR RiTÜELi ÇIKARTMIYCAM ÇÜNKi.

ilk önce ellerine kırmızı boyayı sürerek büyük bir daire çizdiler sonra onun içine biraz daha ve içine sığacak kadar kanla bir daire çizdiler ve iki daire arasına ibranıce yazılar yazdılar...

ilk önce mumları yakıp 2. dairenni üstüne dizdiler ve kanla onun içine bir üçgen çizdiler ortasına kanla kare ve onun içine otları koyduları kanla ıslatıp bakır tepsiyi tam ortalarına koydu ve üstüne hayvan satat larını dizdiler koku iğrençti ama dayanmalıydım altınları çıkarıp hepsini hayvan satatlarının üstüne koydular ve külleri üstüne serpiştirdiler hoca ve abim ellerinden küçük bir et parçası kesip üstüne attılar ve kanlarını döktüler ve ikisi birden yüksek sesle " Minnel Cinne Arfade arz " diye bağırdılar bodrum katı yıkılıcak kibi sallanmya başladı hoca elindeki kibriti ateşleyip tepsinin üstüne bıraktı ve büyük bir patlama sesi duyuldu abim yere düştü bende öyle abimin gözleri gece kadar kararıktı içinde kaybolucak kadar hemde hoca ise ayakta bize bakıyordu bedenim hareket etmiyordu arkasından birşeyler daha mırıldan dı ve herşey yok olmuştu altınlar hariç...

Hoca altınlara doğru eğildi ve onları öpüp yüzüne sürmeye başladı Ve bağırarak can borcunu ödedik artık bu altınlar benimdir dedi o an vücudum hareket etse onu öldürebilirdim altınlar için abimi feda etmişti hoca bana baktı ve gülümseyerek anlatmaya başladı...

Hocanın Ağzından...

Herşey tuzaktı dedi ve kahkaha atmaya başladı bana bakıp karabaşı hatırladınmı dedi onu öldürmesi için laneti ben bozdum onu ben serbest bıraktım o yüzden tekrar size musallat oldu bunu abinde biliyodu can borcunu ödemeden bu altınları kullanamayacağını altınları bilerek ona bıraktım çünkü onun sahibi altınlara bu zamana kadar sahip olanın canın alır abin bunu bilmiyordu yazık oldu...

aras da benimle beraber o bilerek seni bana yönlendirdi artık bütün bu altınlar benim sefillikten bu iğrenç yaşamdan kurtulucam ne yazıkki sizler burda çüriyeceksiniz...

- Aras doğruyu görücek ve seni şikayet edicektir polislere o altınları harcıyamıycaksın...

Arasın yaşadığınımı sanıyorsun sen ? kahkaha atmaya başladı

ve gözlerim kararırken duyduğum ses "lemun" du...

Zeyniler Köyünde Cinayet.

2 kişinin cinayetinden sorumlu *** *** yakalandı soruşturma devam ederken akli dengesinin bozuk olduğunu sürekli Hoca diyerek bağırdığını ondan intikam alacağını söylüyor katil cinayetleri iğrenç bir vahşet ile parçalamış 2. cesedin dibinde ona bakarak ağlarken bulunmuştur.

SON.