1. 257.
    0
    rezerved
    ···
  2. 256.
    0
    reservuar
    ···
  3. 255.
    +2
    @262 hepsini okumadın galiba lan, dışarıya yapıyoruz biz bunu. evin bahçesinde.

    36. entry: mandalina ağaçlarının arasında sıkışıp kalmış, iki metre uzunluğunda, bir metre genişliğinde
    ···
  4. 254.
    -1
    evın içinde, üstelik 3-5m derinlikte yakılan kağıtları rüzgar nasıl ucuruyor amk. orda rüzgarın işi ne
    ···
  5. 253.
    0
    reserved
    ···
  6. 252.
    +1
    panpa yazımı bitirince izliycem bahsettiğin filmi.
    ···
  7. 251.
    +1
    1948 yapımı the treasure of sierra madre filmi geldi aklıma okurken. filmin sonunda altın tozu çölde dağılıyordu humphrey bogart başkan dahil herkes babayı alıyordu.
    ···
  8. 250.
    +1
    iyi geceler panpa
    ···
  9. 249.
    +1 -1
    hay senin dıbına koyim
    ···
  10. 248.
    +2
    beyler bu gece bu kadarlık yetsin, yarın gelip hikayeyi bitirmeyi düşünüyorum. yazarken çok zevk aldım, hepinize iyi geceler.
    ···
  11. 247.
    +4
    eve dönerken kahvede tek başına oturan ümit'in yanına gittim, adamı da baya boşlamıştım o zamanlar, şunun bi gönlümü alayım dedim, çay ısmarladım, sohbet ettik gece 12 ye kadar. sonra evlere gittik, ümit'i de aradan çıkarmıştım, iki üç gün onunla konuşmama hakkım vardı, kafam rahattı. eve geldim, peder açtı kapıyı. sen mi çarptın lan cebimdeki parayı dedi, dedim baba ne parası. bilmemezlikten gelme lan it herif dedi. adam artık çakmıştı beyler, önceden hep bozukluk çarptığım için durumu fark etmiyordu ama önceki gece 10 kağıdı cebe indirmiştim. hemen ayaküstü bi yalan buldum, kız arkadaşım var baba dedim, bugün de onunla buluştuk ondan almak zorunda kaldım dedim. istesen sanki vermeyecektik deyip bastı gitti yatağına. bu durumu da halletmiş oldum. açtım bilgisayarımı son zamanlarda onu da çok boşluyordum, ilk kez günlük bilgisayar kullanım sürem bu kadar azalmıştı, kullanım süresini biraz yukarılara çekmek için sözlük başında sabahladım. sabaha karşı 5:30 gibi balkona çıktım hava almak için, bu sefer sigara içmedim, ben daha bu saatte yatmamışken evin önünden işe giden insanları gördüm, evin çaprazında fırın vardı, benim yatış saatimde adam işine başlıyordu. o esnada kendimden utansam da bu utanma pek fazla sürmedi, serdim kendimi buz gibi yatağıma, uydum.
    ···
  12. 246.
    0
    devamm panpa
    ···
  13. 245.
    +2
    yağmur yağmasa da zaten yarım, bir saat sonra geri dönecektik, erol abiyi doğum gününe yetiştirmemiz lazımdı. eve gidip duş aldım, ben banyodayken telefon iki üç kere çalmış, bir de mesaj. bize gel lan... kendi kendime dedim amk arabada niye söylemiyorsun ulan. kurulanıp giyinip gittim, erol abilere. ev ana baba günü olmuş, fırat da ordaydı, evdekilere bi selam verip fıratın yanına oturdum, odada herkes ayrı telden konuştuğundan ses kirliliği vardı, fırat ne oldu, devam mı kazıya dedi, malzemeye çok yaklaştık olm dedim, bu ipnenin içi gitti. gruptan çıktığına pişman olmuştu bence. bugün yarın çıkarırız malzemeyi dedim, canını çektirdim. sonra erol'un karısı pasta falan getirdi, yedik içtik, sohbet ettik. gayet güzel bi geceydi. uzun zamandır da pasta görmemişti midem, benim için de iyi oldu. her türlü meşrubattan içerek kazıdaki günlük sıvı kaybımı geri kazandım. erol'un komşular, arkadaşlar evden tek tek dağılınca ben de gideyim dedim, kapıya kadar karşıladı beni, evdekilere iyi geceler dedim, bahçeye kadar beraber yürüdük, "yarın ben seni arıycam, hadi eyvallah" dedi, vedalaştık.
    ···
  14. 244.
    0
    şuraya bi ayraç koyalım
    ···
  15. 243.
    0
    anlat panpa rizörv
    ···
  16. 242.
    +2
    bu konuyu dönüş yoluna saklamaya karar verdik, aldık elimize kazma kürekleri kazdıkça kazdık, soluksuz kazdık, artık bu kazı sayesinde pazılarım belirgin bi hale gelmişti. şu ana kadar kazandığım bi şey yoktu ama kaslarım iyice genişlemişti. çukura ilk baş ben girdim, yarım saatte bir yer değiştirdik erol'la. fırat'ın bu işten ayrılmasıyla kişi başına düşen kazma sürek sallama sayısı artımıştı ama olaya ben olumlu yönden bakıyordum, aşağıda değerli bi şey çıkardığımızda biz bunu başka birisiyle paylaşmayacaktık. ikimiz güle oynaya harcayacaktık parayı. iki üç saat olay yerinde çalıştıktan sonra evin odalarından birisine geçip yere sofra bezi serdik, yumurta, reçel falan yeyip az tv izledik, ev erol'a anadan babadan kalmaymış. en az ayda bi kez gelip burada mangal falan yapıyormuş, evde kimseler yaşamamasına rağmen ev gayet temiz ve bakımlıydı. az dinlendikten sonra tekrar çukurun yanına gittik, baya kazmıştık. artık hedefe 2-3 metre kaldığını düşünüyorduk, erol abi işe başlamadan aletleri alıp ölçüm yaptı, kazdığımız yerin sağ tarafını hedef gösterdi alet, biz bu hedefi zeytin dalı ve sigarayla da güçlendirdik, o bölgeye doğru kazmaya başlayacakken aniden yağmur bastırdı, evin kuruluğuna geçtik, yağmurun geçmesini bekledik ama boşa bekledik, yağmur her dakika şiddetini arttırmıştı. bize de ilçeye dönmekten başka çare kalmadı. çukurun üzerini tahta koyup, muşamba sererek su geçmesini engelledik, evlere geri döndük.
    ···
  17. 241.
    0
    aydınlı olarak dinliyorum panpa
    ···
  18. 240.
    0
    erol abinin doğum günüymüş meğersem. telefonu açar açmaz dooom günümü kutla lan taşaksız ehehhe dedi, ben de tüm samimiyetimle kutladım, ailesi erol abiye doğum günü için pasta falan yapacakmış akşam. klagib türk ailesinin doğum günü kutlaması işte. bu yüzden köye gittiğimizde işimizi çabucak halledip akşam olmadan geri dönmemiz gerekiyordu. tam da öğle ezanının okunduğu vakitte köye gitmek için gaza bastı erol. yolun yarısında durdu, neden durdun dedim, sen geç dedi. askerden gelir gelmez kursa yazılmıştım da para olmadığı için ehliyeti almamıştım, bu riski alarak geçtim sürücü koltuğuna. hız yapmayı sevmediğim yavaş yavaş dikkatli bi şekilde sürdüm arayı çirkin ve yalnız köyümüze. geleceğimizin bağlı olduğu köye. artık damında erol abinin hayvanlarının bulunduğu köye. sürekli köye gidip gele gele içimden de parayı bulunca köyden arazi almamak geçmedi değil. bi tarla alıp, ekerim biçerim diye düşündüm, bunlar işte hep güzel hayallerdi, şu an gerçekleştirmedim ama hala aklımın bi yerlerinde var o hayal. belki yaşlanınca artık. köy evine vardık, hayvanları kontrol ettik, hayvanlar daha fazla bakım istiyordu, günde en az iki yere önüne besin atmamız gerekiyordu, suyunu falan ekgib etmemiz gerekiyordu, onun için oraya ya birisini yönlendirecektik, ya da evde bi gün ben bi gün de erol abi kalacaktı.
    ···
  19. 239.
    +1
    mini bir kahve zirvemizi daha sona erdirip, evlere dağıldı. eve geldiğimde bizimkiler uyumuştu. peder o gün maaşını çekmişti, benden fırsattan istifade cebinden para çarpıp tekel bayiinin yolunu tuttum. tekel bayii sahibiyle kısa ve hoş bir sohbetin ardından iki tuborg alıp evime döndüm, dışarıda çiseleyen yağmurun yanına bir de sezen şarkısı açtım, biramdan yudumladım. iki biranın yarattığı etkiyle kafamı yatağa koyar koymaz uyudum. rüyamda gömüyü çıkaramadığımızı gördüm, kazı yaparken de erol abi kolunu kaybediyordu, bunun suçlusu da ben oluyordum. rüyamda zütüm titredi adeta. sabah ezanının sesiyle uyanıp mutfağa koştum, içim yanmıştı diktim kafaya vişne suyunu. yarım bardak içsem de sabah erkenden kalkmak adetimdir, diğer günüm berbat geçiyor. bünye içki durumunu pek sevmiyor benim. buna karşın diğer güne bomba gibi başlamıştım, ev ahalisine kahvaltıyı kendim hazırladım, kahvaltı sonrası tekrar yatağa geçip iki saat uyudum. telefon çaldı, arayan tabiki de erol abiydi.
    ···
  20. 238.
    0
    Reserved
    ···