-
51.
+1köy evine geldik, kıyafetleri değiştirdik, her zamanki gibi rutin işleri aksatmadan yaptık. malzemeye ulaşacağımızı düşünüyorduk o gün, erol abi sabah erkenden gelen bi 15-20 cm kazmış, bizi malzemeye biraz daha yakınlaştırmıştı sağ olsun. onun için ilk ben girdim kazmaya, kendi boyumun 3-4 katı olmuştu çukur, her türlü çökme tehlikesi vardı ama buna aldırış etmedik, ben kazmayı vurdukça kum parçaları, küçük taşlar iniyordu aşağıya. kazdığımız yerin şeklini anlatayım. çukurun uzunluğunu söyledim, çukurun olduğu yerin sağ çaprazını kazıyorduk, hem aşağıya iniyor hem de sağa doğru bi yol açıyorduk, aletler bizi oraya doğru yönlendiriyordu.
-
52.
+1her zamanki rutin selamımızı verip klagib bi konuşma yaptık, adamlar içeriye girmek için özel kıyafetler getirmişler, maskeleri de vardı yanlarında. iki kişilerdi, birisi giyinirken diğeri de gömüyü inceliyordu. ve beklenen giriş sonunda gerçekleşti, adam iki üç dakika sonra elinde değerli malzemelerle çıktı dışarıya, diğer adam da temiz bi bez serdi yere, havlunun üzerine bir avuç dolusu yerleştirdi. biz de olup bitenleri kalbimiz güm güm ata ata izliyoruz, adam bi posta daha içeriye girdi, bi avuç dolusu daha malzeme çıkardı, diğer eliyle de iki üç kemik parçası çıkarıp incelemeye başladı. iki adam, erol abi ben ve altınlar baş başa kaldık. özel kıyafetli olan değil diğeri bezin üzerindeki malzemeleri telefonla fotoğrafını iki üç farklı açıdan çekip parayı getirecek kişiye gönderdi, bi yarım saat sonra o şahıs adamı aradı, fotoğraflardan tatmin olmamış olacak ki bi buluşma istedi bizimle. fotoğraf konusu şöyle olacaktı beyler, bizim bu iki adam paranın yarısını bize getirecek ve malzemeleri adama zütürecekti, adamın eline ulaştıktan sonra geri kalan kısmını alacaktık paranın. ama adam bunu istemedi, haftaya yanıma gelin ve halledelim işi deyip kapadı çabucak telefonu. sanırım bi dinlenme korkusu vardı. biz altınları biraz daha açık havada tuttuk üzerindeki gaz kokusu gitsin diye, malzemeler olarak küpe, kolye gibi bir çok şey vardı, ağırlıkları da 7-8 kilo arasındaydı. malzemeleri altındaki büyük beze sarıp içerideki odaya geçtik, adamlarla çay ikişer bardak çay içtik, bu konudan bahsettik, haftaya buluşma ne zaman ne nerede olacaktı, onlar hafta içi bizi bilgilendireceklerini söylediler, malzemeleri de güvenli bi yerde saklayın deyip arabalarına bindiler biz de uğurladık onları. sonra malzemeyi nereye koyabiliriz diye düşündük, herhangi bir yere gömmek yerine evin bi yerinde saklamayı düşündük zaten eve bizden başka gelen yoktu ve biz her gün gelip hem altınları ve hayvanları kontrol edecektik ve de çukuru gömecektik, çukuru gömmemiz gerekirdi eve birisinin girmesine karşın. evin en kullanılmayan odasına girip, halının altına dizdik malzemeleri üzerine de masa koyduk fark edilmemesi için. hafta içi her gün de köye uğrayıp kontrollerimizi yaptık ve cuma gecesi beklediğimiz telefon nihayet geldi, pazar sabahı izmir'in bergama ilçesinde buluşmayı yapacaktık, pazar sabahı bir türlü gelmek bilmedi, biz erol abiyle cumartesi gecesi bergamaya gidip asude otelde kaldık, ve sabahında da adamlarla buluştuk.Tümünü Göster
-
53.
-1yarın akşamüstü fıratı arayacağını söyledi, köye gitmek için. biz de evlere dağıldık. eve gelir gelmez ilk kez inci yerine başka bi siteyi açtım sanırım. hemen lahit için araştırmalara koyuldum. size özet geçeyim, değerli insanların mezarları olarak geçiyor ve bazı yerlerde sıklıkla görülüyor lakin önemli olan mezar değil, bunların ödülleri varmış, önemli bi kişiyi gömerken yanında da değerli eşyaları, takıları falan birçok şey oluyormuş. bizim asıl amacımız işte bu ödüle kavuşmaktı. araştırmalarımla işi sağlamlaştırdım, iki üç saat site site dolaştım, sözlükten bu işlerle uğraşan bi panpamla konuştum, telefonlaştım, detaylı bilgileri edindikten sonra videolar izleyerek iyice kavradım durumu. sonra huzur içinde saat 2 gibi kendimi yatağa attım, içimde bir tutam mutluluk, diğer günden beklentilerim yüksekti, çıkan ödülün ne kadar büyük kısmı erol abiye gitse de bize de iki üç düşer, yolumu bulurum diye düşünmeye başlamıştım bile.
-
54.
+1evlerimiz gideceğimiz mekana yakın olduğu için ve alkol alacağımız için arabayla gitmek yerine yürümeyi tercih ettik, yediklerimizi sindirdik hem iyi oldu. birahaneye girdik, erol abi bi andan biradan caydı rakı açtırdı kendine, ben de bira içtim, bira dışındakileri miden pek kaldırmıyor zaten. masayı da donattık meyvelerle. bi dansöz oynatmadığımız kaldı. 4 bira benim kafayı zütürdü, sallana sallana birbirimize çarpa çarpa evimizin yolunu bulduk. eve gittiğimde üzerimi çıkarmadan yattım, diğer gün öğle saatlerine uyandım. 5 cevapsız arama vardı erol abiden. alkolün verdiği etkiyle uyumalara doyamamışım beyler. uyumadan önce alarm kurmak falan da aklıma gelmedi hiç. ben hemen ödemeli attım erol abiye, adamcağız köye gidip kazmaya başlamış. niye bize gelmedin abi, zile bassan uyanırdım zaten dedim. evdekileri kıllandırmamak istememiş. zaman kaybetmemek için de kendisi sabahleyin gitmiş köye. köye arabalarının kaçta kalktığını sordum, sen bekle ben seni alıcam dedi, her ne kadar gerek yok, kendim gelirim desem de ikna edemedim, yarım saat sonra ben geldim diyerek mesaj attı telefona. çıktım kapının önüne, köye gittiğimizde yiyecek bi şey olmadığı için 10 lira verdi, git bakkaldan bisküvi falan al dedi, arabaya bindeden evin çaprazındaki bakkala koşup bi kaç şey aldım. erol abi sürdü arabayı köye doğru. köye git gel, git gel yakıta verdiği paraya acıdım.
-
55.
+1bizim evin önünde durduk, arabadan tam inecekken işin yoksa akşama iki bira ısmarlıyım lan dedi erol abi. tamam bakarız, evdeki durumlara göre ben sana haber veririm dedim, girdim eve. akşam yemeğine denk gelmişin o anda da. ben girer girmez evi sessizlik kapladı, ellerimi yıkayıp oturdum yemek masasına. tüm gün dışarıda olduğum için şüphelendiklerini düşündüm, bi kıllanma hissetmişlerdi ki dik dik bana bakıyorlardı, oğlum napıyorsun sen tüm gün dışarda dedi annem. der demez peder de kahveye de gitmemişsin hiç, ümit de görmüyoruş seni diyerek seni diyerek annemin sözlerine destek sağladı, dedim fıratla kısa film için uğraşıyoruz, tüm gün beraberiz, onların evde yazı yazıyoruz.. babam yine atarlı bi şekilde, ne yazısı olm senin yaşındakiler iş sahibi oldu sen hala tüm gün yoz yoz geziyorsun diyerek başladı uzun soluklu konusuna, o anlattı ben yemeğimden yedim, o anlattı ben yemeğimden yedim. masadan kalkıp erol abiye ödemeli attım, açmadı ama iki dakika sonra aradı. abi akşama iki biranı içerim o zaman diyerek açtım telefonu, tamam birazdan gel bize, ben bahçedeyim dedi. bi duş alıp evden çıktım, bahçede kuytu bi yer bulmuş, mangal yapıyorlarmış erol ve ailesi, zaten akşam yemeğini yerken baban sayesinde tat alamamıştım yemekten, ben de onların yemek teklifini kıramadım, oturduk hep beraber yemekten yedik. yemek sonrası semaverde çay yapıp içtik. yengeye durumu anlatmış, yenge de karşı çıkmış, otur oturduğun yerde emekli maaşı neyine yetmiyor demiş erola. bence de ne gerek vardı, adamın ev kendi üzerine, arabası var, hem karısının hem de kendisinin emekli maaşı var, git bi yerden yazlık al hayatını yaşa de mi.. yenge de haksız sayılmaz dedim, hepsi istanbuldaki çocuklarım için, ne yapıyorsam onlar için yapıyorum, onlara güzel bi gelecek vermek benim en büyük zorunluluğum dedi. ben de cevap vermedim, çayları içip evden çıktık.
-
56.
+1izmire gideceğimiz gün geldi çattı, hazırlıklara dün geceden başladım, kıyafetlerimi ütüledim, ayakkabılarımı sildim, duşumu aldım, ne olur ne olmaz belki karı kız denk gelir ümidiyle tüm bu yaptıklarımı bi kez daha kontrolden geçirerek sabah 8 de çıktım evden, erol abilerin evine gittim, o da tam beni almaya geliyormuş, iyi denk geldik. bindik arabaya. kahvaltı yapmadığımız için kahveye oturup çay&simit gömdük, bugünkü planını anlattı. izmir'in çiğli ilçesine bi cafeye gidip, adamlarla durumu konuşacakmışız, ardından da güvenli bi yerde adamların altın arama makinelerinden birisini arabanın bagajına yerleştirip geri dönecekmişiz, yani işlem bu kadar basit. sabah simiti yememle beraber mide ağrısı başladı, midemi açıp tamir edesim vardı, ona aldırış etmeden bindik arabaya koyulduk izmir yoluna. erol abi de üşüttüğü için hözür hözür hapşırdı yol boyunca, öksürüğü da cabası. evime varmadan hasta olacağım konusunda eminim. beyler siz siz olun hapşırmadan önceki o 3 saniyenin değerini bilin. gidin peçetenizi alın, başınızı çevirin, olmadı burnunuzu tıkayın yoksa çevrenizdekiler size tepki gösterebilir. izmir'e geldiğimizde feyzbuğa girip hemen durumuma @izmir'de yazmayı da ihmal etmedim. çiğli belediyesinin karşısındaki esnafa sora sora o cafeyi bulduk, santra cafe.. ismi hala aklımda.
-
57.
+1işe tekrar koyulmadan önce hayvanların olduğu dama gittik, önündeki yemleri ve suları yeniledik, günde bir kez yem ve su verdiğimiz için hunharca koyuyorduk malzemelerden. bu sayede ekstradan bakıma gerek kalmıyor, böyle geçinip gidiyordu hayvanlar. erol abiye gömü çıktıktan sonra hayvanları ne yapacaksın dedim, hele bi çıksın da hepsini kesicem, fakir olan herkese dağıtıcam dedi, dedim dikkat çekmesin abi ?.. yok bi şey olmaz dedi, geçtik kazı alanına. indim aşağıya aşağısı gölge vurmadığı için ve kış olmasının verdiği etkiyle buz gibiydi, kazdıkça ortama ayak sağlıyordu insan. o kazı çalışmaları sayesinde 2-3 kilo verdim yaklaşık iki haftada. tahminlerimize göre lahiti bulmamıza 1 metreden az kalmıştı. ben onu 80 cm ye indirdiğim anda yerimi erol abiye verdim, kazacak gücüm kalmamıştı, o indi aşağıya. ben de aldım elime kovayı, erol kazdıktan sonra, yerde olan kumları kovaya koyar koymaz çekiyordum. erol abi de bi 30 santim kazar kazdı. biz hala gömü olduğuna dair bi ipucu alamadık ama ölçüm aletleri %99 orada malzeme var diyordu, o günlük işi bitirdik, kıyafetlerimizi değiştirip bindik arabaya. gayet verimli bi çalışma olmuştu. çukurun tam ortasını değil de biraz daha yan tarafını kazıyorduk, hafiften bir l harfi şeklinde görünüm vardı. yarın, en geç ondan sonraki gün elimize bi şeyler geçeceğinden emindik. geri dönüş dönüş yolunda arabada çalan şarkı levent yüksel'den 'zalim' idi. sırf köye gidip gelirken arabada dinlemek için ayrı bi şarkı listesi oluşturmuştum. bu şarkı koyma nedenim de klibinde levent reyiz, yolculuk yapıyordu kamyonda, ortak bi özelliğimiz vardı, ordan esinlenmiştim. ilçeye vardığımızda erol abi eve bi çak şey lazım olduğunu söyledi, arabayı yanaştırdı marketin yanına. alışveriş yapıp geldi bi 10 dakikada. çıkardı poşetten çikolatayı bana ikram etti, üstat yine cömertliğini konuşturmuş, yine gönlümü feth etmişti bir çikolatayla.
-
58.
+1üst kat komşumuzdan gelen matkap sesleriyle beraber uyandım, matkap sesi nevrimi döndürmüş olacak ki sinirli bi şekilde kalktım yataktan. yüzümü yıkamak için banyoya adım adım giderken telefon çaldı, hemen geri döndüm odama, arayan erol abiydi, bugün kaçta hareket edeceğimizi söyleyip hadeee ben yemek yapıyom köyde yemek için diyerek kapattı telefonu. erol abinin pederi lokanta aşçıydı, istanbulda lokanta işletiyordu, babasından kazandı bi mutfak yeteneği vardı, ben de ondan yararlanacaktım, ne güzel. yemeği içeceği beleşe getiriyordum, sigara falan da cabası. hayatıma masrafsız devam ediyor, günde en fazla 3-4 tl harcıyordum. akranlarım benim yaşımda evlenip, evini arabasını alıyordu bense böyle yaşıyordum, işin kötüsü böyle yaşamaktan da hafif bi zevk alıyordu. yüzümü yıkayıp, kahvaltımı yaptım. keyif çayı eşliğinde, biraz ntvspor'da maç özetlerini izledim, ne de olsa akşam eve geldiğimde terli olacağım diyerekten duş almadan terk ettim bizim haneyi. sonuca yaklaşmak için güzel bir gündü, belki de malzemeye çıkaracaktık, heyecan anasının gözü gibiydi. lisede sevdiceğime açılırken bu kadar heyecanlanmamıştım. kahvehaneye gidip erol abiyi beklemeye başladım, diğer yandan da tüm gasteleri önüme aldım, en son sayfadan itibaren okumaya başladım, renksiz sayfaları hızla geçtim. bulmaca ekine geçecekken erol abi intikal etti mahallemizin en güzide kahvehanesine. mekanın yarısına girdi, eliyle gel işareti yaptı, gittim yanına. beraber çıktık, bindik arabaya. arabaya binmem ile birlikte buram buram yemek kokuları burnumu şenlendirdi. iki çeşit yemek yapmış, yanına da iki kase yoğurt koymuş erol abi. eve girdik, neredeyse her gün gidip geldiğim için artık iş kıyafetlerimi yanımda zütürmüyordum, köy evinin kuruluğuna koyuyordum işim bitince. giydim kıyafetleri, erol abi de giydi, kazı yapmadan önce rutin ölçümlerimizi tamamladık, kazdıkça makineden gelen sinyal sesi şiddetleniyordu, şiddetlendikçe biz daha hızlı kazıyorduk. ben birazdan erol abinin mis yemeklerinden yiyeceğim için daha bi şiddetli yapıyordum işi. tüm enerjimi harcayıp yemeklerden daha fazla yemek istiyordum sanki. 1 metre kazdıktan sonra odaya geçtik, kaplardaki yemekleri aldık arabadan. soluksuz, kafamı kaldırmadan gömdüm ne var ne yoksa, yemek sonrası sigaraları da yaktık.
-
59.
+1gömü dışında biraz da güncel konulardan konuşup masadan kalktık, onların araba bagajındaki cihazları almak için güvenli bi yere sürdük, düz arazide durup, cihazları erol abinin bagajına koyduk, cihazların nasıl çalıştığını anlatan kitapçıklar vardı, bir de nasıl çalıştığını biz onlardan dinledik, büyük olan dedektörü belimizie bağlayıp, hangi madeni aradığımızı seçiyorduk, altın dışında bi kaç tane daha değerli maden seçeneği vardı, bi sadece altını açtık hedefimizde o olduğu için. diğer aletin kullanımı kolaydı, düğmeye basıp, malzeme olduğunu tahmin ettiğimiz yerde gezdiriyorduk, sesi ne kadar yüksek olursa o malzemenin olma olasılığı o kadar fazlaymış. ama bi kaç ihtimal daha vardı, ikinci dedektörden ses çıktığında sadece değerli maden değil, su birintisi de buluyormuş, yani elimizdeki ikinci alet biraz sakat, güvencemiz bele takılıp kullanılan alet. biz bu bilgileri aldıktan sonra iki güzel insanla vedalaştık, önümüzdeki hafta da aldığımız emanetleri geri vermek için gelecektik. süremiz kısaydı ama erol abiyle kararlıydık, tekrar ilçeye döndük, dönüş yolculuğunda ankara havası çalan bi radyo vardı, açtık onu, oynamamak için kendimizi zor tuttuk, güzel yolcuğun sonunda eve vardım, diğer gün yine erol abiyle buluşup adamların yönlendirdiği hocaya gidecektik. hayatımın özeti resmen erol abi olmuştu. fırat'ın amcası olduğu için kendisiyle sık sık konuşurduk ama ilk kez bu kadar fazla zaman geçirmiştik, kral adamdı vesselam.
-
60.
+1@398 panpa güvenliği sağlayın, papaz temin edin, vardır çevre illerde. izmir'de dolu var.
-
61.
+1yakın bi arkadaşım haç bulmuştu 3 4 kg civarı altın
ortapı acele etmiş amın oğlundan dolayı gece satmışlar malzemeyi
500 bin euro o zamanlar 800 bin lira ediyordu
ertesi sabah arkadaş paranın sahte olduğunu farketmiş
o günden bu yana yoldaki taşa bile vurmaz oldu amk -
62.
+1@351 malzeme olduğu düşündüğümüz yerler var ama benim de artık düzenli bi gelirim ve hayatım var panpa, eğer önümüzdeki yıllarda paraya sıkışırsam, batarsam yine girerim bu işe. geçmişinde tarih olan, eski yerleşim bölgesi olan yerlerde çıkma ihtimali yüksek.
-
63.
+1iyi geceler panpa
-
64.
+11948 yapımı the treasure of sierra madre filmi geldi aklıma okurken. filmin sonunda altın tozu çölde dağılıyordu humphrey bogart başkan dahil herkes babayı alıyordu.
-
65.
+1beyler gece bitiriyorum yazıyı, görüşürüz.
-
66.
+1diğer hafta geldiğimizde yan tarafı kazmakla başlayacaktık. erol abi arabayı kimseler görmesin diye patika yoldan sürdü, arabayla zıplaya zıplaya, sessizce vardık ilçeye. fırat ve amcasıyla akşam gidişat hakkında mini bir zirve yapmak için sözleştik. eve girmeden elimde iş kıyafetlerim olan poşeti ayakkabılığa koydum kimseler görmesin diye. evde kimse kalmayınca da içeriye, masamın altına yerleştirdim. uzandım yatağa biraz kestirdim, dün geceki uyku yetmemişti. ümit'in mesaj sesiyle uyandım, nerdesiniz lan itler ümit'in durumdan haberi yoktu, bu gece de zirve olduğu içi onu atlatmamız gerekiyordu. hastayım, yarın falan buluşuruz diyerek saldım bunu. durumdan ne kadar az kişinin haberi olursa o kadar iyi olurdu, aksi takdirde birisi ağzından toplum içinde yaptığımız yasadışı işi kaçırabilir ve tüm plan alt üst olabilirdi, bununla da kalmazdı hatta. hapse girme olasılığımız vardı. önceki gün inci'de fazla zaman geçiremediğim için buluşmaya kadar inci'de takılıp, çıkmadan önce üzerimdeki toprak kokusunu atmak için de bi duş aldım. ümit denk gelmesin diye en kıyıda köşede olan bi kahvehaneye gittik, erol abi bu kazı hakkında yeni bilgiler edindiğini söyledi.
-
67.
+1+ başlık takip
yarıda bırakırsan elmas yüzüğümü zütüne sokarım. -
68.
+13'te yola çıkacağımız için ben uyumadım, uyusam bi kalkamazdım, erol abinin beni tokatlaması gerekirdi uyanmam için. uzun zamandır da gecelerimi sözlükte geçiyormiyordum, inci'de takılarak biraz da hasret giderdim. saat 2.50 olduğunda evden çıktım sessiz bi şekilde. kapının önünde erol abiyi bekliyordum, yağmur çiselemeye başladı. fazla vakit geçmeden, çukurun içi su dolmadan hemen varmamız lazımdı köye. erol abi yine yiyecekleri zulalamış arka koltuğa. kahvaltı için domates peynir falan koymuş. arabanın camlar yağmur soğuğunu hissedecek kadar hafif açık şekilde yaptık yolculuğumuzu. geldik köyümüze. hemen muşambayı serdik çukurun üzerine, yağmurun dinmesini beklerken hayvanlara da bi göz attık, elimizde fenerle. daha sonra odalardan birine geçtik, köy evi geniş olduğunu hiç baya o da vardı, saymadım ama en beş oda çıkar o evden. balyoz bulamamamız, yağmurun yağması, sabah aletlerin sahibi olan adamların gelecek olması, tüm şansızlıklar bizim üzerimizde toplamıştı. saat beşe yaklaşırken yağmur durdu, muşambayı çektik, elimde fenerle içeriye girdim, balyozu kovanın içine koyarak aşağıya sarkıttı erol abi. ben tam balyozu vurduğumda yine yağmur başladı, ilk kez yağmur yağmasından rahatsız olmuştum hayatımda o gün. ben çukurun içindeyken muşambayı örttü erol abi kendisi de içeriye çaktı, feneri arkama yerleştirdim, balyozu vurduğum yere isabet ediyordu aydınlık. bi 10 dakika kadar vurduktan sonra çatlaklar başladı. yağmur yeniden dindi, sanki bizimle oyun oynuyordu, muşambayı tekrar çekip bi köşeye koydu erol abi. ben yukarıya çıktığımda havaya aydınlık olmuştu.
-
69.
-1taka sardı beyler dağılabilirsiniz..
-
70.
+1devam beyler...
o yorucu gecenin ardından köy evinde gece yarısı güzel bi çay demledik, bergamotlu çay. çay eşliğinde erol abi askerlik anılarını falan anlattı, nedense kazı alanından çıktıktan sonra gömü hakkında pek konuşmadık, uzun süre orada olmanın ve kazı yapmanın verdiği bıkkınlık yüzündendi sanırım. gece sonunda erol abi fıratla bana döşek hazırladı, fıratla züt züte uyuduk, günün yorgunluğuyla fırat'ın kokuşmuş çoraplarına bile aldırış etmeden hemen uyudum. sabah uyanır uyanmaz annemi aradım, arkadaşlarla mangal yapmaya gideceğimizi, beni merak etmemesini gerektiğini iletip telefonu kapadım. önce erol abi sonra ben en son da fırat uyandı ve yeni güne merhaba dedik. sadece menemenden oluşan kahvaltıyı yaptıktan sonra işte koyulduk yeniden. her ok dakikada yer değiştirerek enerjimizi idareli kullanmaya çalıştık, erol abi gelirken yanımıza içeçek almamış. e tabi o kadar sıvı kaybediyoruz, fırat amca sudan başka içecek yok mu yaaaav diyerek sitemkar bi giriş yaptı, erol abimiz de bizi kırmayıp yan köydeki bakkaldan iki tane kola alıp geldi, ama bunu eve girerken komşular girmiş. amk zaten köyde altı üstü 10 kişi varmış, o da bu herife denk geldi, erol duruma çaktırmamaya çalışmış, selam falan vermiş az konuşmuşlar.
-
instagram tiktok twitter alayının amg
-
olum bu sözlükte ne değişik adamlar var lan
-
wow girl sesin çok çıkmasınn
-
öz anasının zütünü yatarken çekmiş
-
wow girl kiziniz olabilirdi
-
bu karı önünüze domallsa
-
gay pataklayan senin derini yüzdürüp
-
wow girl olarak 20 ocakta diktirme
-
39 yaşındayım hala 31 çekiyorum bakirim
-
wow girl olarak 560bin tl
-
45 tane ermeniyi geberten babayiğit
-
burdaki pek cok kişi
-
dünyada en çok 31 çekilen ülke
-
wow girl bu adam hakkında ne düşünüyorsun
-
zalinazurtt annene arkadaan
-
beyler whatsap ve insta fotomu ne yapsam
-
beyler 560 kez sex yaptım ve bankada
-
cccrammsteinccc gran torino gwynplaine adlı
-
hey incici oç
-
kafkas man seni kafes dövüşüne davet
-
eski sevgilim putu beni terkettiğinden beri
-
aylar geçti halen aklımdan çıkmıyor
-
wow girl olarak bekaretim ssli
-
tokmakçım olur musun
-
beyler putu acaba neden beni terketti
-
özgür özel iktidara kırmızı kart gösterdi
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 15 01 2025
-
züt kanseri olsanız makatınizdan
-
wow girl birinin kizi ve bacisi dusundunuzmu
-
googleda yandexi aratınca
- / 2