-
1.
+8 -3yıllarca herkes anlattı, ben dinledim. şimdi anlatma sırası bende beyler ( zaman gastesi reklamı terk )
evet beyler uzun soluklu bir hikaye olacak, hayatım boyunca fakirlik çektim lakin 2 kasım 2011'de her şey değişti.
aydın'ın yoksun ailelerinden biriyken nasıl en zengin aileleri arasına girdik onu anlatacağım...
define, karakol, para aklama... bunlar ilk etaptaki ipuçlarım.
başlıyoruz.
sadece benim yazdıklarım için...
http://inci.sozlukspot.co...7ektiklerim/@birol-porsuk -
2.
+4mr. white türkiye şubesi.
-
3.
+4eve dönerken kahvede tek başına oturan ümit'in yanına gittim, adamı da baya boşlamıştım o zamanlar, şunun bi gönlümü alayım dedim, çay ısmarladım, sohbet ettik gece 12 ye kadar. sonra evlere gittik, ümit'i de aradan çıkarmıştım, iki üç gün onunla konuşmama hakkım vardı, kafam rahattı. eve geldim, peder açtı kapıyı. sen mi çarptın lan cebimdeki parayı dedi, dedim baba ne parası. bilmemezlikten gelme lan it herif dedi. adam artık çakmıştı beyler, önceden hep bozukluk çarptığım için durumu fark etmiyordu ama önceki gece 10 kağıdı cebe indirmiştim. hemen ayaküstü bi yalan buldum, kız arkadaşım var baba dedim, bugün de onunla buluştuk ondan almak zorunda kaldım dedim. istesen sanki vermeyecektik deyip bastı gitti yatağına. bu durumu da halletmiş oldum. açtım bilgisayarımı son zamanlarda onu da çok boşluyordum, ilk kez günlük bilgisayar kullanım sürem bu kadar azalmıştı, kullanım süresini biraz yukarılara çekmek için sözlük başında sabahladım. sabaha karşı 5:30 gibi balkona çıktım hava almak için, bu sefer sigara içmedim, ben daha bu saatte yatmamışken evin önünden işe giden insanları gördüm, evin çaprazında fırın vardı, benim yatış saatimde adam işine başlıyordu. o esnada kendimden utansam da bu utanma pek fazla sürmedi, serdim kendimi buz gibi yatağıma, uydum.
-
4.
+3ben, erol abi, diğer iki adam ve malzemeyi paraya dönüştürecek adam, beş kişi yan yana geldik, bagajdan malzemeyi çıkarıp adamın önüne serdik, adamın ilk cümlesi 1 milyon 100 bin oldu, daha görür görmez biçti fiyatını, bu parayı bulmuşuz pazarlık teklifi falan vermek bizim neyimize, arabasına gidip para sayımı yaptı, biz dört kişi çaktırmadan onu izliyorduk, çöp torbasında olan parayı verdi erol abiye. sayma gereksinimi duymadık, malzemeyi de arama verip, adamla fazla zaman geçirmemiz gerektiğini düşündük, dikkat çekmemek için biz buluşmaya erol abinin arabasında dört kişi olarak gelmiştik. dört kişi olarak da geri döndük köye. yol boyunca çöp torbası benim kucağımdaydı, bergama'yı pek bilmediğimiz için bi yerlerde durum sayım yapmanın riskli olduğunu düşündük ve tam gaz aydın'daki köyümüze vardık dört kişi. hemen içerideki odaya geçip, açtık çöp torbasını... bi yığın para. dört kişi saymaya başladık, 100'lükler 200'lükler iç içe geçmiş bize bakıyordu adeta. paranın tümünü saydık ve malzemeyi alan adamın matematiğine hayran kaldık, tam da söylediği miktar vardı önümüzde. erol abiyle ben ne yapacağımızı şaşırdık, diğer adamlar bu durumlara alışkın oldukları için sıradışı bi tepki vermediler, adamlara komisyon ücreti olarak 200 bin tl verdik, önceden planlanmış bir miktar değildi, fazla da istemediler, biz geriye kalan 900 bini de erol abiyle aramızda paylaşıp iki yabancı adamı uğurladık, tekrar odaya girdik ve hayatımızı sürdürmeyi kolaylaştıracak yüz binlerce lira paramız vardı artık... parayı da yanımıza alıp sürdük arabayı ilçeye...
bu yazı burada biter beyler, hepinize çok teşekkürler yavaş yazmamı aldırmayıp okuduğunuz için. -
5.
+3 -1bi yandan fırat da olaya şaşırdı. bu adam niye iki gecedir kir pas içinde ne kir pası amk adam çamurlu çamurlu geliyordu resmen. fırat dedi, az dyr da çıkmasını bekleyelim. bu herif tuvaletten çıkana kadar bekledik, kahveden de üçümüz beraber çıktık, fırat, hayırdır amca ne oldu dedi. erol biraz çekingen davransa da durumu bize anlattı, bize güveniyordu, ne de olsa fırat yeğeni bense, yeğeninin en yakın arkadaşıydım. bunun köyde bir evi varmış, evinde lahit olduğundan bahsetti bize. ilk önce her ne kadar şaşırsak da yaşadığımız yörenin tarihi zenginliklerle kaplı olması bu olayı mantıklı karşılamamıza yetti bile. yolda yürürken bi yandan da olabildiğince sessizlikte bilgilendirdi bizi. emekli olunca bu işlere merak sarmış, gitmiş içi çubuk almış altın olan yerleri keşfetmek için. bu arada beyler bu işlerle ilgili olan, soru sormak isteyen varsa sorabilir, mesaj atabilirsiniz.
-
6.
+2artık işin içinde fırat da yoktu, erol abi ile beraber yapma kararı aldık, olumlu ya da olumsuz neticeye ulaşmak istiyorduk, yarıda bıraksaydık aklımız hep bu gömüde kalacaktı, ne gerek vardı buna. üçümüz ilçeye geri döndük, dönüş yolunda arabada çıt sesi dahi çıkmadı. eve geldiğimde dolaptaki yemekleri ısıtıp yedim, erol abi ile ilerleyen günlerde ne yapacağımız hakkında hiç konuşmamıştık, yemek yerken annem geldi mutfağa, yazdınız mı oğlum yazınızı dedi, yazdık anne yazdık önümüzdeki günlerde de bi yerden kamera temin edip çekeceğiz dedim. başımı bi de bu yalanlarda sarmıştım. akşam 6 gibi yatıp sabah ezanının sesiyle uyandım, pederin cepten bi tek alıp geçtim balkona, züt donduran soğuğa aldırış etmeden içtim. bilgisayarı açmadan çay suyunu koydum ısıtıcıya, bu işler sayesinde uyku düzenim de bozulmuştu amk. önceden sabah ezanıyla beraber uyurdum şimdi de sabah ezanında uyanmaya başladım. peder o gün tatil olduğu için evdeydi, hep beraber mutlu mesut bi kahvaltı yaptık uzun süre sonra, bana iş bulduğunu söyledi, dedim ne işi amk. ulan ben hayatım boyunca bi gib yapmamış adamım, bunu birisi bana aniden söyleyince kötü hissettim kendimi, hazırlıklı değildim daha çalışmaya. ayrıca üzerinde çalıştığım define vardı, herhangi bir işe girmem durumunda bu sevdadan vazgeçecektim, onun için babama ileride değerlendiririz baba, şu iki hafta doluyum, bi kısa film yarışması için çalışıyoruz dedim, anlayışla karşıladı.
-
7.
+2kazıya devam etmeden ilçeye geri dönme kararı aldık, cihazları topladık, koyduk bagaja. ses çıkarmadan, usulca gittik evlerimize. erol abi ayrılmadan olayın inandırıcılığı için 5 tane kuzu almaya kadar verdi, bankada birikmiş parası varmış, bir de inek alacakmış olayın inandırıcılığını arttırmak için. herhangi bir aksilikte gömü çıkmazsa bile tekrar satardı zaten, bu durum benim de aklıma yattı. bi kaç gün içinde hayvanları satın alıp eve zütürmemiz lazımdı çünkü cihazları sahibine vermemiz gerekiyordu. hiç olmadığımız kadar hızlı olmalıydık. erol abinin bu ortaya attığı fikirle zekasına hayran kalmıştım yine, adama davasının adamı olmuştu, biz oradan malzemeyi ya çıkaracak ya da çıkaracaktık! diğer gün köylerden birisine gidip hayvan alışverişini gerçekleştirmiş erol abi. benim haberim yoktu, hatta satın almakla yetinmemiş köydeki eve de koymuştu hayvanları. erol abiyi o gün filmi tutsun diye, her türlü harcamadan kaçınmayan bir yapımcı olarak görmüştüm, o ışık vardı.
-
8.
+2beyler benim için uzun soluklu ve güzel bir hikaye oldu, sanırım 4 gecede bitirdim. bu tüm yazdıklarımla ilgili sorularınız veya merak ettiğiniz, aklınıza takılan bi yer varsa, define işleriyle merak ettiğiniz bi şey varsa, çekinmeden sorabilirsiniz.
-
9.
+2@388 dostum bursa iznik ve orhaneli yolunda ki gömülerden haberin var mı ? bu işlerle çok ilgiliyim deneyimlerim oldu en büyük vurgunu orhaneli yolundaki mağaralardan birinde yapacaktık. içeri giremedik hoca beni aşar bu iş girerseniz çıkamazsınız dedi hristiyan bir cin tarafından korunuyormuş papaz getirmemiz gerekiyordu. bi gün detaylı anlatıcam sanırım bende.
-
10.
+2kardeşim başını gibeyim sana bişey olmasın
-
11.
+2beyler bu gece bu kadarlık yetsin, yarın gelip hikayeyi bitirmeyi düşünüyorum. yazarken çok zevk aldım, hepinize iyi geceler.
-
12.
+2@262 hepsini okumadın galiba lan, dışarıya yapıyoruz biz bunu. evin bahçesinde.
36. entry: mandalina ağaçlarının arasında sıkışıp kalmış, iki metre uzunluğunda, bir metre genişliğinde -
13.
+3 -1yine okey için dördüncü aradığımız bir akşamdı. ulan gruba bi kişi daha eklesek bu sorun çözülecekti lakin böyle mutluyduk. ne bileyim ya da birisini eklemesi zor geldi. böyle geçinip gidiyorduk. ben okey için gözlerimi süzüyordum kahvehanede. o esnada ümit'in telefon çaldı, babası arabayı çizdirmiş, boya için onu da çağırmış, o ayrıldı bizim yanımızdan. fırat'la baş başa kaldık. laf lafı açtı, uzun zamandır yalnız kalmamıştık, lise anılarından girdik, gassaray'ın durumundan çıktık. lisede bu binle kızların altına ayna tutardık, az anım olmadı. saat baya geç olmuştu, bizden başka kimse kalmamıştı, necmi abi dışarıda kalan sandalyeleri içeriye sokarak bi bakımdan bize gibtir gidin artık amk işsizleri mesajını vermeye çalışıyordu, yüzümüze diyemezdi beyler, her ne kadar bazen sinirli olsa da pamıktan bir kalbi vardır necmi abimizin. pederin anamı kaçırmasına da yardım etmiştir kendisi. masadan kalkarken içeriye fırat'n amcası erol giriş yaptı, hemen başıyla bi selam çakıp kahvenin tuvaletine girdi, bastığı yer çamur olmuştu. oysa bugün yağmur yağmamıştı. zaten kendisi de emekli adam, işi gücü yoktu, tam ev kedisi amk. bu durum beni kıllandırmıştı.
-
14.
+2bu konuyu dönüş yoluna saklamaya karar verdik, aldık elimize kazma kürekleri kazdıkça kazdık, soluksuz kazdık, artık bu kazı sayesinde pazılarım belirgin bi hale gelmişti. şu ana kadar kazandığım bi şey yoktu ama kaslarım iyice genişlemişti. çukura ilk baş ben girdim, yarım saatte bir yer değiştirdik erol'la. fırat'ın bu işten ayrılmasıyla kişi başına düşen kazma sürek sallama sayısı artımıştı ama olaya ben olumlu yönden bakıyordum, aşağıda değerli bi şey çıkardığımızda biz bunu başka birisiyle paylaşmayacaktık. ikimiz güle oynaya harcayacaktık parayı. iki üç saat olay yerinde çalıştıktan sonra evin odalarından birisine geçip yere sofra bezi serdik, yumurta, reçel falan yeyip az tv izledik, ev erol'a anadan babadan kalmaymış. en az ayda bi kez gelip burada mangal falan yapıyormuş, evde kimseler yaşamamasına rağmen ev gayet temiz ve bakımlıydı. az dinlendikten sonra tekrar çukurun yanına gittik, baya kazmıştık. artık hedefe 2-3 metre kaldığını düşünüyorduk, erol abi işe başlamadan aletleri alıp ölçüm yaptı, kazdığımız yerin sağ tarafını hedef gösterdi alet, biz bu hedefi zeytin dalı ve sigarayla da güçlendirdik, o bölgeye doğru kazmaya başlayacakken aniden yağmur bastırdı, evin kuruluğuna geçtik, yağmurun geçmesini bekledik ama boşa bekledik, yağmur her dakika şiddetini arttırmıştı. bize de ilçeye dönmekten başka çare kalmadı. çukurun üzerini tahta koyup, muşamba sererek su geçmesini engelledik, evlere geri döndük.
-
15.
+2beyler burda mısınız ?
-
16.
+2yağmur yağmasa da zaten yarım, bir saat sonra geri dönecektik, erol abiyi doğum gününe yetiştirmemiz lazımdı. eve gidip duş aldım, ben banyodayken telefon iki üç kere çalmış, bir de mesaj. bize gel lan... kendi kendime dedim amk arabada niye söylemiyorsun ulan. kurulanıp giyinip gittim, erol abilere. ev ana baba günü olmuş, fırat da ordaydı, evdekilere bi selam verip fıratın yanına oturdum, odada herkes ayrı telden konuştuğundan ses kirliliği vardı, fırat ne oldu, devam mı kazıya dedi, malzemeye çok yaklaştık olm dedim, bu ipnenin içi gitti. gruptan çıktığına pişman olmuştu bence. bugün yarın çıkarırız malzemeyi dedim, canını çektirdim. sonra erol'un karısı pasta falan getirdi, yedik içtik, sohbet ettik. gayet güzel bi geceydi. uzun zamandır da pasta görmemişti midem, benim için de iyi oldu. her türlü meşrubattan içerek kazıdaki günlük sıvı kaybımı geri kazandım. erol'un komşular, arkadaşlar evden tek tek dağılınca ben de gideyim dedim, kapıya kadar karşıladı beni, evdekilere iyi geceler dedim, bahçeye kadar beraber yürüdük, "yarın ben seni arıycam, hadi eyvallah" dedi, vedalaştık.
-
17.
+2diğer gün hayvanları ziyarete gittik, her türlü yağmura karşı damın akıtan yerlerine muşamba yerleştirdik, o esnada fırat aradı, nerdesin kaç gündür yoksun ortada, define avında mısınız lan yine hehehe dedi, akşama dönerim deyip kapattım telefonu binin suratına. akşama fırat ve ümitle mini bi zirve düzenlemek şart oldu. muşambayı serdikten sonra ilçeye geri döndük tekrar. kazmayıp geri dönmemizin nedeni de erol abinin arasının bozulması, yine sanayiye vermiş arabayı. biz otobüslerle geldik, otobüste de cihazları taşıma riskine bulaşmadık hiç. erol abi olayın aksayacağını anladı, cihazların sahibini arayıp iki günlük ek süre istedi, şans mıdır nedir cihazların sahibi olan adamın da çocuğu olmuş o gün. onun için bi bi kaç hafta bu işlerle uğraşmayacakmış, cihazların bizde biraz daha durması için gereken izni almanın verdiği mutlulukla ilçeye dönüş yaptık, eve gidip duş aldım, biraz inci ve feyzbukta takıldım, ardından fıratı aradım, telefonu kapalıydı. feyzbukta da açık olmadığı için ümiti aramaya karar verdim, yanında fıratla kahvede oturuyorlarmış. bizim bu züt herif telefonunu çaldırmış. gittim yanlarına oturdum, az sohbet ettik. ümit bu durumları bilmediğinden gömü konusuna hiç girmedim, güncel konulardan konuştuk.
-
18.
+3 -1oyunumuzu oynadık, masadan kalktık. hesap erol abiye kalmıştı. beş liranın cebimde kalmasının verdiği mutlulukla evime doğru yöneldim, arkadaşlara selam verip. askerden geleli 1 yıldan fazla olmuştu ama bi gib beceremediğim için paso evde ayı gibi yatıyordum. günde en az 10 saat inci sözlükte takılıyordum. günlerim modlara küfredip, hatun tavlamaya çalışmakla geçiyordu. sözlükten hatun kaldırmak içi farklı farklı girişimlerde bulunuyordum. bir hatunla sohbeti nasıl ilerletirim, nasıl arkadaşlık kurarım, o arkadaşlığı nasıl sanal cikse döndürebilirdim.. özellikle de gecelerim bunlara kafa yormakla geçiyordu. şimdikiler bilmez, o zamanlar yeter lan 2 vardı. taşşağını yediğim adam. ona burdan sevgiler. sağolsun sözlükten karı tavlamam konusunda çok yardımı dokunmuştu. hayatım böyle beyhude işlerle geçiyordu.
-
19.
+3 -1tatlıyı gömdüm beyler. devam ediyorum.
erol abi hocanın verdiği kağıtları cebine bile koymadı ne olur ne olmaz diye, ilçeye dönmeden hazır köydeki eve de yakınken gidelim de kağıtları yakalım dedik, bu saatlerce sokakta kimseler yoktur diye bu sefer arabayı içeriye değil de kapı önüne koydu erol abi. zaten işimiz de kısa sürecekti, erol abi biraz korksa da cebinden çakmağı çıkarıp yaktı iki kağıdı da. kağıtlar kül olana kadar izledik ve etrafı çok ağır bi koku kapladı. sorun ya kağıttaydı ya ada hocayla alakalıydı bu koku. her neyse biz işlemi halledip ilçeye döndük. koku üzerime sinmiş, eve geldiğimde annem bu koku oğlum dedi, iyi ki mangala gidiyordum demişim amk. mangaldan geldik de mi anne! bu iş iyice kafamı kurcalıyordu, monoton hayatıma renk katmıştı, bi de sonuca ulaştığımızda tadından yenmez olacaktı. tüm gün hayal kuruyordum, hayallerimin arasında solaryumcu açıp, tükkana gelen tiky kıza değil sen beş seans, ciksen beş seans gelsen senden bi gibim olmaz deyip geri yollamak vardı. solaryum açmayı bırakın gelen müşterilere nasıl davranacağımı bile hayal etmiştim. -
20.
+1her zamanki rutin selamımızı verip klagib bi konuşma yaptık, adamlar içeriye girmek için özel kıyafetler getirmişler, maskeleri de vardı yanlarında. iki kişilerdi, birisi giyinirken diğeri de gömüyü inceliyordu. ve beklenen giriş sonunda gerçekleşti, adam iki üç dakika sonra elinde değerli malzemelerle çıktı dışarıya, diğer adam da temiz bi bez serdi yere, havlunun üzerine bir avuç dolusu yerleştirdi. biz de olup bitenleri kalbimiz güm güm ata ata izliyoruz, adam bi posta daha içeriye girdi, bi avuç dolusu daha malzeme çıkardı, diğer eliyle de iki üç kemik parçası çıkarıp incelemeye başladı. iki adam, erol abi ben ve altınlar baş başa kaldık. özel kıyafetli olan değil diğeri bezin üzerindeki malzemeleri telefonla fotoğrafını iki üç farklı açıdan çekip parayı getirecek kişiye gönderdi, bi yarım saat sonra o şahıs adamı aradı, fotoğraflardan tatmin olmamış olacak ki bi buluşma istedi bizimle. fotoğraf konusu şöyle olacaktı beyler, bizim bu iki adam paranın yarısını bize getirecek ve malzemeleri adama zütürecekti, adamın eline ulaştıktan sonra geri kalan kısmını alacaktık paranın. ama adam bunu istemedi, haftaya yanıma gelin ve halledelim işi deyip kapadı çabucak telefonu. sanırım bi dinlenme korkusu vardı. biz altınları biraz daha açık havada tuttuk üzerindeki gaz kokusu gitsin diye, malzemeler olarak küpe, kolye gibi bir çok şey vardı, ağırlıkları da 7-8 kilo arasındaydı. malzemeleri altındaki büyük beze sarıp içerideki odaya geçtik, adamlarla çay ikişer bardak çay içtik, bu konudan bahsettik, haftaya buluşma ne zaman ne nerede olacaktı, onlar hafta içi bizi bilgilendireceklerini söylediler, malzemeleri de güvenli bi yerde saklayın deyip arabalarına bindiler biz de uğurladık onları. sonra malzemeyi nereye koyabiliriz diye düşündük, herhangi bir yere gömmek yerine evin bi yerinde saklamayı düşündük zaten eve bizden başka gelen yoktu ve biz her gün gelip hem altınları ve hayvanları kontrol edecektik ve de çukuru gömecektik, çukuru gömmemiz gerekirdi eve birisinin girmesine karşın. evin en kullanılmayan odasına girip, halının altına dizdik malzemeleri üzerine de masa koyduk fark edilmemesi için. hafta içi her gün de köye uğrayıp kontrollerimizi yaptık ve cuma gecesi beklediğimiz telefon nihayet geldi, pazar sabahı izmir'in bergama ilçesinde buluşmayı yapacaktık, pazar sabahı bir türlü gelmek bilmedi, biz erol abiyle cumartesi gecesi bergamaya gidip asude otelde kaldık, ve sabahında da adamlarla buluştuk.Tümünü Göster
-
çıkarınn beni bu cehennemden
-
sağdaki neyse de
-
bu elaman akil hastasi hayalinde ulke
-
ilkokuldayken siniftaki kızları döverdim
-
tylerr dursun burayaa gel
-
cccrammsteinccc günaydın başlığı cügü rekoru
-
maske kafali ibo
-
yatiyom ben ya
-
türkiyenin dünyadan övgü aldığı video
-
nurten ve elmas hanimlar evde vakit geçiriyor
-
beyler en son ağladığınız filmin adı neydi
-
lahana haşlamiştim kendime
-
uzun sure inciye giremiyen memati
-
gapdan girk beri bag hele
-
kendimle ilgili beklentileri baya dusurdm
-
maske kafali ibrahim nikli yazar
-
ilk önce iş
-
beyler bu sene antalya manavgata gittim
-
gassal izleyen ve ya izlemiş ne kadar insan varsa
-
evvel zaman içinde kalbur 560bin olan mal
-
bazı bayanlar başına gelenleri hak ediyor
-
buyuk fontla yazi yazan
-
wow girl olarak meme uçlarim
-
elazığ çuf çuf hikayesi
-
560 bin iti
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 14 01 2025
-
insanlar doğuştan taşaklarını
-
ne oldu lan gotunuzmu titredii dava
-
kafkas manla teke tek çıksak acaba
-
atatın neden hiç erkek evlatlığı yok
- / 2