-
26.
0@103 hepimiz insanız??
-
27.
0@103 la olum deli etme adamı herkes aynı şeyle mi imtihan ediliyor? kimine loto çıkıp hazır parayla imtihan ederken bana niye hiç loto çıkmıyor o zaman bin?(file hortum maymuna çeviklik verdiyse o zaman sorularda farklı olacak di mi?)
-
28.
0@90 e ozaman ne duruyon inanda yanma be kardeşim *
-
29.
0ya amk kader şöledir böledir diye konuşanlar gözünüzü seviyim bi ayet gösterin bi kaynak gösterin yorumunuz hakkında. her kafadan başka kelam çıkıyo lan.
-
30.
0gomunistpizza panpam senin için uzun uzun yazıyorum umarım okursun hepsini ve öyle soru sorarsın.Tümünü Göster
önce temel kavramlar;
Kader: “Cenab-ı Hakk’ın, kâinatta olmuş ve olacak her şeyi, bütün vasıflarıyla, bütün halleriyle ezelde bilmesi ve daha onu yaratmadan önce, her şeyiyle, levh-i mahfuz denilen kader levhasında yazmış olmasıdır.”
Kaza: “Allah’ın bu ezeli yazıyı ve takdiri, zamanı ve şartları uygun olduğunda icad etmesi ve yaratmasıdır.”
Cüz’i irade: “Allah tarafından insana verilen, dilediği gibi hareket edebilme yeteneği ve seçme serbestliğidir.”
Biraz daha bu kavramı açarsak; Allah insana okuma, yazma, koşma, yemek yeme, içme, oturma gibi birçok kabiliyetler vermiştir. Bu kabiliyetlerin her birine “külli irade” denilir. Burada geçen “külli irade” tabirini, Allah’ın “külli irade”siyle karıştırmamak gerekir. Allah’ın “külli iradesi”: “Allah’ın dilediği her şeyi yapabilmesi ve emrinin önüne hiçbir şeyin geçememesidir.”insanın “külli iradesi”: Kendisine verilen yeteneklerdir. işte insan, o yeteneklerden bir tanesi ile bir işe yöneldiğinde o “külli irade” artık cüz’ileşmiş olur. Buradaki “cüz’i” ifadesi “ufaklık” manasında olmayıp, “belirlilik” manasındadır. Yani yapabileceğimiz yüzlerce alternatiften bir anda sadece bir şeyi seçebilmemizdir. Mesela, insanda yemek yeme kabiliyeti vardır. Bu “külli iradedir.” insan bu kabiliyeti ile simit yemeğe başladığında artık bu kabiliyeti cüz’ileşmiş olur. Artık insan kendindeki külli iradeyi belli bir yönde kullanmış ve simit yemeğe başlamıştır. işte buna “cüz’i irade” denilir. insan burada serbesttir. Simit yiyebileceği gibi bir haramı yemeyi de tercih edebilir. Zaten onu mesul eden, ona bu tercih yetkisinin verilmesidir.
insanda gözüken fiilleri iki kısma ayırabiliriz. Bunlardan bir kısmı tamamen irademiz dışında meydana gelen fiillerdir. Kalbimizin atması, kanımızın dolaşımı, nefes almak vermek, göz kapaklarımızın açılıp kapanması, saçımızın uzaması gibi fiilleri bu kısma misal olarak gösterebiliriz. Bu tür fiillere “ıztırârî” (mecburi) fiiller denilir. Bu tür fiillere insanın iradesi müdahale etmediğinden dolayı, bu fiiller için herhangi bir mesuliyet veya mükâfat yoktur. Fiillerimizin diğer kısmı ise, kendi irademiz ile işlediğimiz fiillerdir. Yemek, içmek, bakmak, konuşmak, yürümek gibi fiillerimiz bu kısma dahildir. Burada tercih ve seçim hakkımız vardır. Helal şeylere bakabileceğimiz gibi, harama da bakabiliriz; helali yiyebileceğimiz gibi, haramı da yiyebiliriz; hayrı konuşabileceğimiz gibi, yalan ve gıybet de konuşabiliriz. Bu tür fiillere “ihtiyâri” (isteğe bağlı) fiiller denilir.
Cüz’i irade ise; “ihtiyâri fiiller” dediğimiz bu kısım fiillerdeki tercih kabiliyetimizdir.
Yaratılması cihetiyle ıztırâri fiillerde olduğu gibi, ihtiyâri fiilleri de yaratan Allah’tır. Fakat ihtiyâri fiil ve hareketlerimizde talebimiz söz konusudur. işte bu talebe“cüz’i irade” denir. Demek ihtiyâri fiillerde insan; talep edendir, Allah ise; fiili yaratandır. işte insan bu talebi sayesinde itaatkâr veya isyankâr olur. Başka bir ifadeyle, insanın iradesi fiilin vasfına, Allah’ın kudreti ise fiilin aslına taalluk eder.
Mesela, yazı yazma fiilinin aslını yaratan Allah’tır. Yazılan, sevap bir şey olabileceği gibi, günah bir yazı da olabilir. Birinci halde yazının faydalı olduğundan, ikinci halde ise zararlı olduğundan bahsedilir. işte yazı yazma fiilinin faydalı ve zararlı olmasına insan karar vermektedir. insan neye karar vermişse, Allah da yazıyı onun kararına göre yaratmaktadır. Ve onu mesul eden de bu tercihi ve kararıdır.
Şimdi soruların ana fikrine inelim;
Adalet sahibi olan yüce Rabbimiz, hayır ve şer yolunu insana göstermiş, fakat onu iki yoldan birini tercih etme hususunda serbest bırakmıştır. Bu sözümüzü Kur’an-ı Kerim’den iki ayet ile teyit edelim:
“De ki Ey insanlar! Rabbinizden size hak gelmiştir. Kim doğru yola girerse kendi lehine girmiş olur. Kim sapıklığa düşerse o da kendi aleyhine sapmış olur.” (Yunus, 10/108)
“De ki, bu Kur’an: Rabbinizden gelen haktır. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin.” (Kehf, 18/29)
Görüldüğü gibi insan, Cenab-ı Hak tarafından hayır veya şer yollarından herhangi birine gitmesi için zorlanmamış, kendisine iki yol gösterilmiş ve istediği yola gitmek hususunda da serbest bırakılmıştır. Zaten her insan hareketlerinde serbest olduğunu vicdanen bilir. Hiç bir baskı ve tesir altında kalmadan istediğini yapabildiğine bizzat kendisi şahittir.
Mesela, elini kaldırmak istediğinde kaldırır, yürümek isteyince yürür… Camiye gitmek isteyen camiye, kumarhaneye gitmek isteyen de oraya gider. Ne camiye gidenin ayakları “Ben oraya gitmek istemiyorum!” der, ne de kumarhaneye gidenin…
Böyle olunca, helal yolda kullanılması sıkı sıkıya tembih edilen ve kendisine emanet olarak verilen vücut nimetini haramda kullanan kimsenin hiçbir mazereti yoktur. Kendi iradesini kötüye kullandığı için mesuliyetten kurtulamaz.
ilmin maluma tabi olması;
ilim; bir şeyin zihindeki şeklidir. Malum ise; o şeyin hariçteki gerçek halidir. mesela aklında oluşturduğum araba fikri ilim, gerçekte maddi olarak gördüğüm araba malumdur. veya kasamda 500 lira var ve ben kasamda 500 liranın olduğunu biliyorum. işte benim kasamdaki 500 liranın varlığını bilmem; ilimdir. Malum ise; kasamdaki 500 liradır. Şimdi yine aynı soruyu soralım: “Ben bildiğim için mi kasamda 500 lira var; yoksa kasamda 500 lira olduğu için mi ben böyle biliyorum? Yani ilmim maluma mı tabi, yoksa malum olan kasadaki para, ilmime mi tabi? Elbette ilim maluma tabi. başka örnek verecek olursak Yüksek bir tepede oturduğunuzu farzediyoruz. Tepenin altında da kavisli bir tren yolu olsun. Siz tepenin tam üstünde olduğunuzdan, tren yolunun hem sağını, hem solunu, tamdıbını görebiliyorsunuz. Ve bir baktınız ki, aynı rayda karşılıklı ilerleyen iki tren var. Onların iki dakika sonra çarpışacaklarını gördüğünüzden, elinizdeki deftere “Bu iki tren iki dakika sonra çarpışacak.” diye yazdınız. Ve trenler iki dakika sonra çarpıştı.Şimdi kazadan kurtulan makinistlere deseniz ki: “işte bu benim defterim, ben sizin çarpışacağınızı, daha siz çarpışmadan önce bu deftere yazmıştım.”Acaba makinistlerin size şöyle deme hakları var mıdır? “Biz senin yüzünden kaza yaptık. Eğer sen bizim kaza yapacağımızı yazmasaydın, biz çarpışmazdık, sen yazdığın için çarpıştık. Sen bu kazanın sebebisin.” Elbette diyemezler. Çünkü sizin yazınız yani ilim, onların çarpışacağına yani maluma tabidir. umarım anlatabilmişimdir.
veee son husus; sonumuz belli ise niye buradayız?(Allah benim cennete veya cehenneme gideceğimi biliyor. Ve bunu kader defterimde yazmış. O halde beni bu dünyaya niçin gönderiyor?)
Cenab-ı Hak, Kur’an-ı Kerim’de, insanının yaratılış sebebini şu ayetiyle bildirmektedir:“Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.” (Zariyat, 51/56)
Halbuki sorunun cevabı çok açıktır; Tecrübeli bir öğretmen sınıfındaki öğrencileri imtihana tabi tutmadan onlara not verip bir kısmını cezalandırıp bir kısmını mükâfatlandırsa, elbette ceza görecek olan öğrenciler öğretmene itiraz edip, “Eğer sen bizi imtihan etseydin biz zayıf not almazdık.” diyerek öğretmeni suçlayacaklardı. Aynen öylede Cenab-ı Hak bizleri şu dünya imtihanına sokmadan cennete veya cehenneme gönderseydi, o vakit cehenneme giden insanlar bu karara karşı çıkıp“Eğer sen bizi imtihan etseydin biz cehenneme gitmeyecektik.” diye itiraz edeceklerdi. Cenab-ı Hak, ezeli ilmi ile bizim akıbetimizi bildiği halde bu neticeyi bizlere de bildirmek ve hesap gününde itiraza mahâl bırakmamak için şu dünyayı bir imtihan yurdu olarak yaratmış, bizleri de bu âleme bir memur olarak göndermiştir. - 31.
-
32.
0@89 KADERiMi DEĞiŞTiRDiĞiMi DE ALLAH BiLiYOR.
-
33.
0YAV BAKIN VALLA ANALARINIZA KÜFÜR EDECEM. MADEM BENiM iNANMIYACAĞIMI BiLiYOR BEN NiYE VARIM ULAN? YANMAK iÇiN Mi? iNANMAYARAK ÖLECEĞiMi DE BiLiYOR KARDEŞiM.NEYi SEÇiP NEYDEN VAZGEÇECEĞiMi DE BiLiYOR
-
34.
0@86 kısaca herşeyi biliyor kaderi sen yazıyosun ama ne yazacağını biliyor karar değiştiriyorsun kaderinde zaten karar değiştireceğin vardı herşey bir kurala göre ve bunların hepsini bilen tek kişi var o da Allah
-
35.
0@74 hayatımda senin kadar mantık yoksunu bir adam görmedim! lan mal! Allah'ın her şeyi bilmesiyle müdahale etmesi arasında nasıl bir illiyet kurdun da gelip bana ayetleri yanlış anladığımı söylüyorsun? asıl ayeti anlamayan sensin dıbına koduğumun embesili
ayrıca o Allah nasıl bi Allah ki her şeyi bilmeyecek. bizim ne yapıp ne yapmayacağımızı bilemeyecek. o zaman ben ona Allah mı derim lan? Allah kavramı kusurlu ve yetersiz olabilir mi?
ha inanırsın inanmazsın bilemem ama benim inandığım Allah'ın hiçbir kusuru, hiçbir ekgibliği yok ve her şeyi bildiği gibi her şeye gücü de yeter. aynı şekilde benim geçmişimi ve geleceğimi de gayet iyi bilir. -
36.
0@1 Cuzzi irade denen bir kavram var allah yaratır ancak senın kaderine o yön vermez yani sana irade vermiş ve düşünce vermiştir senın ne yapacağının hepsi senın elindedir kader dedigimiz kavram ise allahın olucakları önceden bilmesidir yani burada bir çelişki yok kardeşim senın bilgilerin yanlış kimse hayatına müdahele etmiyor yaptığın herşey senın iraden
bak kurandada geçer
En’am / 104. (Doğrusu) size Rabbiniz tarafından basiretler (idrak kabiliyeti) verilmiştir. Artık kim hakkı görürse faydası kendisine, kim de kör olursa zararı kendinedir. Ben üzerinize bekçi değilim.
Kehf / 29. Ve de ki: Hak, Rabbinizdendir. Öyle ise dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin. Biz, zalimlere öyle bir cehennem hazırladık ki, onun duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. (Susuzluktan) imdat dileyecek olsalar imdatlarına, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir. Ne fena bir içecek ve ne kötü bir kalma yeri!
insan / 3. Şüphesiz biz ona (doğru) yolu gösterdik. ister şükredici olsun ister nankör.
Anlatabildimmi güzel kardeşim yani allah senı sınava tabi tutmuştur ipleride eline vermiştir ister iman et ister etme ancak etmiyenlerede kabir azabını hazırladık diyor böyle işte -
37.
0@94 iNANICAĞIMI DA BiLiYOR, iNANMIYACAĞIMI DA.BELKi 10 DAKiKA SONRA iNANICAM BELKi ÖMRÜM KEMALE ERDiĞiNDE iNANÇSIZ ÖLÜCEM.BU BENiM KADERiMi DEĞiŞTiRDiĞiM ANLAMINA GELMEZ, BiLAKiS KADERiMi YAŞADIĞIM ANLAMINA GELiR
-
38.
0@102 ye katılıyorum
-
39.
0@101 sakin ol şampiyon. öyle gibim sokum sorular sormakla demogoji yapmakla olmaz bu işler. sen rengini belli ettin bin kurusu. ananın dıbına kadar yolun var
-
40.
0@101 zaten belli bir kaderin var onu yaşıyorsun hayatının nasıl gideceği sana bağlı a kapısını seçersen ordan gidersin b kapısını seçersen b ye ve bunları Allah biliyor hangi kapıyı seçeceğini biliyor ama hangi kapıyı seçmek sana kalmış
-
41.
0@92 O YAZIYI KiM OKUYACAK huur ÇOCUĞU
-
42.
0@cecece sana kardeşim:Tümünü Göster
Hiç şüphesiz, Biz her şeyi kader ile yarattık. (Kamer Suresi,49)
Onların işlemiş oldukları herşey kitaplarda (yazılı)dır. (Kamer Suresi, 52)
Küçük büyük herşey satır satır (yazılı)dır. (Kamer Suresi, 53)
De ki: "Allah'ın dilemesi dışında, kendim için zarardan ve yarardan (hiç bir şeye) malik değilim. Her ümmetin bir eceli vardır. Onların ecelleri gelince, artık ne bir saat ertelenebilirler, ne öne alınabilirler. (Yunus Suresi, 49)
Senin içinde olduğun herhangi bir durum, onun hakkında Kur'an'dan okuduğun herhangi bir şey ve sizin işlediğiniz herhangi bir iş yoktur ki, ona (iyice) daldığınızda, biz sizin üzerinizde şahidler durmuş olmayalım. Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiç bir şey Rabbinden uzakta (saklı) kalmaz. Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık bir kitapta (kayıtlı) olmasın. (Yunus Suresi, 61)
"Hani kız kardeşin gezinip; "Onu(n bakımını) üstlenecek birini size haber vereyim mi?" demekteydi. Böylece, seni annene geri çevirmiş olduk ki, gözü aydın olsun ve hüzne kapılmasın. Sen bir insan öldürmüştün de, biz seni tasadan kurtarmış ve seni 'esaslı bir denemeden geçirip-denemiştik.' Medyen halkı arasında da yıllarca kalmıştın, sonra bir kader üzerine (buraya) geldin ey Musa." (Taha Suresi, 40)
Allah'ın izni olmaksızın hiç bir nefis için ölmek yoktur. O, süresi belirtilmiş bir yazıdır. Kim dünyanın yararını (sevabını) isterse ona ondan veririz, kim ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz. Biz şükredenleri pek yakında ödüllendireceğiz. (Al-i imran Suresi, 145)
Sonra kederin ardından üzerinize bir güvenlik (duygusu) indirdi, bir uyuklama ki, içinizden bir grubu sarıveriyordu. Bir grup da, canları derdine düşmüştü; Alah'a karşı haksız yere cahiliye zannıyla zanlara kapılarak: "Bu işten bize ne var ki?" diyorlardı. De ki: "Şüphesiz işin tümü Allah'ındır." Onlar, sana açıklamadıkları şeyi içlerinde gizli tutuyorlar, "Bu işten bize bir şey olsaydı, biz burada öldürülmezdik" diyorlar. De ki: "Evlerinizde olsaydınız da üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar, yine devrilecekleri yerlere gidecekti. (Bunu) Allah, sinelerinizdekini denemek ve kalplerinizde olanı arındırmak için (yaptı). Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir. (Al-i imran Suresi, 154)
Sizi çamurdan yaratan, sonra bir ecel belirleyen O'dur. Adı konulmuş ecel, O'nun Katındadır. Sonra siz (yine) kuşkuya kapılıyorsunuz. (En'am Suresi, 2)
Her ümmet için bir ecel vardır. Onların ecelleri gelince, ne bir saat ertelenebilirler ne de öne alınabilirler (tam zamanında çökerler.) (A'raf Suresi, 34)
Biz kendisi için bilinen (takdir edilmiş) bir kitap olmaksızın hiçbir ülkeyi yıkıma uğratmadık. (Hicr Suresi, 4)
Hiç bir ümmet, kendi ecelini ne öne alabilir, ne de onlar ertelenebilirler. (Hicr Suresi, 5)
Gökte ve yerde gizli olan hiç bir şey yoktur ki, apaçık olan bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da) olmasın. (Neml Suresi, 75)
Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (yazılı) olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre pek kolaydır. (Hadid Suresi, 22)
Eğer Rabbinden geçmiş bir söz ve adı konulmuş (belirlenmiş) bir süre (ecel) olmasaydı muhakkak (yıkım azabı) kaçınılmaz olurdu. (Taha Suresi, 129)
insanlar, tek bir ümmetten başka değildi; sonra anlaşmazlığa düştüler. Eğer Rabbinden geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda mutlaka aralarında hüküm verilmiş olurdu. (Yunus Suresi, 19)
De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiç bir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler." (Tevbe Suresi, 51)
Allah sana bir zarar dokunduracak olsa, O'ndan başka bunu senden kaldıracak yoktur. Ve eğer sana bir hayır isterse, O'nun bol fazlını geri çevirecek de yoktur. Kullarından dilediğine bundan isabet ettirir. O, bağışlayandır, esirgeyendir. (Yunus Suresi, 107)
"Eğer Allah sizi azdırmayı dilemişse, ben size öğüt vermek istesem de, öğüdümün size yararı olmaz. O sizin Rabbinizdir ve O'na döndürüleceksiniz." (Hud Suresi, 34)
Ümmetlerden hiçbiri, kendisine tesbit edilmiş eceli ne öne alabilir, ne erteleyebilir. (Mü'minun Suresi, 43)
Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer; seçim onlara ait değildir. Allah, onların ortak koştuklarından münezzehtir, yücedir. (Kasas Suresi, 68)
... Allah'ın emri, takdir edilmiş bir kaderdir. (Ahzap Suresi, 38)
Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki rızkı Allah'a ait olmasın. Onun karar (yerleşik) yerini de ve geçici bulunduğu yeri de bilir. (Bunların) Tümü apaçık bir kitapta (yazılı)dır. (Hud Suresi, 6)
"Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a tevekkül ettim. O'nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru yolda olanı korumaktadır.)" (Hud Suresi, 56)
inkâr edenler dediler ki: "Kıyamet-saati bize gelmez." De ki: "Hayır gaybı bilen Rabbime andolsun o muhakkak size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca hiçbir şey O'ndan uzak (saklı) kalmaz. Bundan daha küçük olanı da daha büyük olanı da istisnasız mutlaka apaçık bir kitapta (yazılı)dır." (Sebe Suresi, 3)
Allah'ın izni olmaksızın hiçbir musibet (hiç kimseye) isabet etmez. Kim Allah'a iman ederse, onun kalbini hidayete yöneltir. Allah, herşeyi bilendir. (Tegabün Suresi, 11)
Gaybın anahtarları O'nun Katındadır, O'ndan başka hiç kimse gaybı bilmez. Karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi (ve herşey) apaçık bir kitaptadır. (En'am Suresi, 59)
insana bir nimet verdiğimizde sırt çevirir ve yan çizer; ona bir şer dokunduğu zaman da umutsuzluğa kapılır.(isra Suresi, 83)
insan, hayır istemekten bıkkınlık duymaz; fakat ona bir şer dokundu mu, artık o, ye'se düşen bir umutsuzdur. (Fussilet Suresi, 49)
Gerçekten, insan, 'bencil ve haris' olarak yaratıldı. (Mearic Suresi, 19)
Kendisine bir şer (kötülük) dokunduğu zaman feryadı basar. (Mearic Suresi, 20)
insanlardan kimi, Allah'a bir ucundan ibadet eder, eğer kendisine bir hayır dokunursa, bununla tatmin bulur ve eğer kendisine bir fitne isabet edecek olursa yüzü üstü dönüverir. O, dünyayı kaybetmiştir, ahireti de. işte bu, apaçık bir kayıptır. (Hac Suresi, 11)
Doğrusu, uydurulmuş bir yalanla gelenler, sizin içinizden birlikte davranan bir topluluktur; siz onu kendiniz için bir şer saymayın, aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her bir kişiye kazandığı günahtan (bir ceza) vardır. Onlardan (iftiranın) büyüğünü yüklenene ise büyük bir azap vardır.(Nur Suresi, 11)
insan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir. insan, pek acelecidir. (isra Suresi, 11)
Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz Bize döndürüleceksiniz. (Enbiya Suresi, 35) -
43.
0@80 sordugun soruyu okumamıştım ne yalan söyleyeyim.
@84 geri beyinli kader dediğimiz şey bu söylediğimdir.
ayrıca müslümanım. -
44.
0@96 @97 DEKi YORUMUMU OKU
-
45.
0beyin amcıklaması . şakirtlerin ta amk.. tamam mı. ayrıca ömer hayyamın o şiiri yalan.. senin gibi mallar inansın diye uydurulmuş. ayrıca o da zamanın liselisi hiç bi zaman giblenmemiş salak mal
biri... şonuç: başta senin, şakirtlerin ve ömer hayyamın taaa amk
-
çıkarınn beni bu cehennemden
-
erkek abisini gibenler listesi
-
ilkokuldayken siniftaki kızları döverdim
-
tylerr dursun burayaa gel
-
610 bin tlsi olan adam adamın dibidir
-
cccrammsteinccc günaydın başlığı cügü rekoru
-
maske kafali ibo
-
yatiyom ben ya
-
ılki inci sozluk 3 ay uyeligi kapatiniz
-
amlı varmı kontrole geldim
-
köylü dedemi öldürdümmm
-
konstant ile öpüşmek
-
gözümü ifşalıyorum beyyler
-
türkiyenin dünyadan övgü aldığı video
-
baaassslliiiikk aaaccciiin noooorrrr
-
gassaldim
-
biciksüel olmayan gay erkeklere ne denir
-
max osman benim aşkımdır
-
nee erkek penisimi yalayacaksınız
-
ınci sözlük geyler odası
-
ne gassalı
-
560bin tl olan adam insan eti satiyor
-
gay pataklayan allah şahidim olsun ki
-
çaycı hüseyin kendine bir horozz alsa
-
gran torino sana selam getirdim
-
maske kafali ibrahim nikli yazar
-
los angeles i serkan inci yakmış
-
gassal izleyen ve ya izlemiş ne kadar insan varsa
-
ilk önce iş
-
560bin tlsi olan dalama cok simarmis
- / 2