zeki demirkubuz

kendisi hiçbir zaman bir Michael Haneke veya Fyodor Dostoyevski olamayacak!
boşuna kasma be zekicim..

elbet bir gün ulaşacaksın sen de zafere be reyis.

bekleme odası, kader ve masumiyet müthiş filmler

tirajları efsanedir

her filminde mutlaka arıza kapı barındıran yönetmen.

futbolla da ilgileniyor galiba. ömer çatkıç ile fotoğraf paylaşmış http://www.imgim.com/image/zhkwgqg.jpg/

çok fazla oldum havalarında buri bilge giber

yapsada adam gibi bişeyler izlesek

eski solcu bir abimiz. 12 Eylül'de içeride yatmışlığı var. roman yazar gibi film senaryosu yazıyor. seviyoruz kendisini.

Yanına al beni

delikanlı kimyager aynen kardeşim, orta sınıf olmaya meyilli bir aday olduğun için yine sınıf ayırt etmeden böyle bir perspektif geliştirmeden bulduğunuzu kucaklayın. devrimci senarist yönetmen mi olur? siz nerenin devrimcisisiniz, ortaköyün mü? neyse

filmlerinde önemli bir sosyoloji vardır, bunaltı'da ve yeraltı'da bunu görebiliriz. Ev'e temizliğe gelen kadın. tabiki biraz realitenin dışındadır ama olsun. dikkati mi bir şey çekti, yeraltında en aşağılık huurlarla yatarken, karakterin cinsel fantezisi durumuna gelmiyor temizlikçi üstelik sürekli temas halinde olduğu bir kadın, diğer filminde de gelene geçene çakarken yine bir cinsel arzu duymuyor en ufak yan bakış bile yok, muhtemelen gibilmeye layık görmüyor, bu bakış açısı midemi bulandırdı benim. bunaltı da temizlikçinin ayaklarına kapanması da karakterin düşüşü oldu yani temizlikçi kadın buradaki düşüş, yine yeraltındaki karakterin çözülmesinde de temizlikçi kadınla girdiği o ahlaksız kavga karakterin bir çözülmesiydi. yani zeki demirkubuz bilinçli bilinçsiz temizlikçilere hayvan muammelesi yapıyor, ya da orta sınıfın bakış açısını dile getiriyor bilemiyorum. sonuç ne olursa olsun ananı gibim kardeş

Filmleri ile hayatın gerçek yüzünü gösteren tam bir sanatçı.

Filmleri asla anlaşılamayacak olan kaliteli yönetmen. Filmlerinin anlaşılamama sebepleri;
1- Türkiye'yi anlatır. Bu yüzden yabancılar anlayamazlar.
2- Filmleri, "Beyaz Türkler"in ve "entel"lerin ilgi alanına girer ama filmlerinde "Öteki Türkiye"yi anlatır. Yani filmlerini; hayatlarında hiçbir derdi olmamış, hiç acı çekmemiş insanlar izler çoğunlukla ama filmlerini anlamak için hayatı boyunca acı çekmiş olmak gerekir.

Filmlerini, gerçek entelektüellerin ve "Öteki Türkiye"nin sınırlarından çıkmış eğitimli insanların oluşturdukları bir azınlığın dışındaki kimse, gerçekten anlayamayacak.

özet : taşşaklı yönetmendir

her şeyle aramda gizli bir kavga başlamıştı. akıllı bir adam, kendine karşı acımasız değilse gururlu da olamaz. ne alçağın biriyim, ne de namuslu. ne onurlu biriyim, ne kahramanım. ne de bir korkak. ben hiçbir şey olamadım.

nefret ediyorum bu adamdan

merhabalar zeki abi. sen yönetmen ve senarist olmasaydın benim gibi yaraktan bir adam olurdun ben senarist ve yönetmen olsaydım senin gibi bir adam olurdum.

not: hayat filmini sen olmayan ben bile yazıp yönetmezdi. ne taktan bir filmdi öyle o.