okuyana sevgim okumayana sevgim var hayat sizin hayatınız
selam binler.
size biraz zeitgeist hareketi ve verdiği mesajdan bahsetmek istiyorum.
öncelikle belirtmeliyim ki yayınladıkları filmlerin içeriğinin yarısına katılıyorum. ancak çok amatör ve çocukça geldi bana. din kurumunu çürütmesi, sistemi sorgulaması ve önerileri, venüs projesi ütopyası felan. ilk başta bakınca göz dolduruyorlar. fakat sadece göz dolduruyorlar. izlediğimde bir sürü sorular sormuştum
peki ya... ? diye başlayan. cevaplarımı alamadım. arada bir
peki neden ... ? dedim. dediğimle kaldım.
belgesel; sistemi sorgulamış, internet sayesinde yayılmayı becerebilen bilgi sızıntılarını toplayıp iyi manipüle etmiş.
çoğu kişi illuminati ile ilgili bir belgesel sanır. fakat bir kere bile illuminati (mason kelimesi bile) geçmez. paranın, devlet otoritesinin olmadığı, tek bir dünyada herşeyin otomatik olduğu, insanların melekler! kadar sevecen ve hoşgörülü olduğu bir dünya vadediyor sizlere. yerseniz... (dikkat tek bir dünya!)
din kurumunu çürütmüş tümevarımla. şöyle ki; hristiyanlıktaki hz. i̇sa hayatı, eski mısırdaki horus, frigyadan attis,hindistandan krishna,persten mithra şahsiyet-tanrılarının hayatlarındaki benzerliği ve bu hayatın neye dayandığını açıklamış. hepsinde ortak olan şeyler var. bunlar; 25 aralıkta doğum, 12 havari, ölüp sonradan dirilme felan. bunu da sirius yıldızının 25 aralıkta, onu takip eden üç parlak yıldızla aynı hizada güneşin doğduğu yeri işaret etmesinden geldiğini söylemiş. bu şahsiyetler güneşi temsil edermiş. 12 havari de güneşin üzerinden geçtiği 12 burç... insanlar zamanla herşeyi mucize ve mistizme verdiği için bu önemli olayları da zamanla bu tip efsanelere dönüştürmüş. ve de i̇sa diye birisi hiç gelmemiş felan. (i̇slam dan hiç bahsetmemiş bile)
http://inci.ca/u542s5bs4z
http://inci.ca/uzap1pm3_b
şimdi tamam hristiyanlığın tümüyle paganistik inançlarla dolu olduğunu zaten biliyoruz. hz.i̇sa'nın hayatının hristiyanlar arasında tümüyle efsanelere uyumlandığını, haçın paganis bir sembol olduğunu ve daha birçok şeyi. hatta hz. i̇sa'nın hiçbir zaman çarmıha gerilmediğini ve ölüp dirilmediğini de biliyoruz (i̇slam dinine göre). sümerlerin yıldız güneş tapınmalarına kadar varan paganistik efsaneler ve putperest geleneklerin tarih boyunca gelen tüm dinleri bozup kendine benzettiğini.(işte bu yüzden i̇slam'dan hiç söz etmeye cesaret edememiş. tümüyle farklı söylediği için).
ve yine aynı teraneler; bizler varız çünkü evren böyle işliyor, evrendeki kuvvetler ve atomlar şu anki yaşamı oluşturmayı mecbur kıldı. biz varız çünkü sistem böyle işliyor. makine hep bu sonucu çıkarıyor;yaşamı.
bir örnek vereyim; tümüyle kendi enerjisini oluşturabilen, kendi kendisine yetebilen akılalmaz kusursuz bir fabrikaya rastgelseniz, hareketli çoğalabilen robotlar üreten, yeni düştüğünüz bir gezegende, ıssız bir yerde, ne düşünürdünüz filozof kardeşlerim?
çoğalabilen robotlar var(canlılar) çünkü fabrika bunu üretiyor. fabrika ise hep oradaydı zaten. kendi kendine yetebiliyor. hiç bir canlının müdahalesine ihtiyaç duymuyor ve elbette ki her zaman bu robotları üretecektir.
fabrika nereden geldi?
bilmem oradaydı hep. ordaydı işte. kim programladı?
bilmem programlı işte. programı böyle olduğu için robotlar ürüyor.
ne kadar aptalca. belli ki birisi tasarlamış bunu.
http://inci.ca/uekg8rkyo6
evrenin belli başlı kuralları var. açılıp genişlemiş 4 boyutu, 4 temel kuvveti, denklemleri, kuralları, kanunları, yapıtaşları ve daha bilmediğimiz birçok bileşeni. ve de sürekli bir kaos ve düzen döngüsü yaşıyor sürekli. bir yıldız patlıyor, yaşam yok oluyor, yeni bir yıldız oluşup yeniden yaşam oluşuyor, galaksiler birbirine giriyor, yeni bir galaksi oluşuyor. ama kanunlar, kurallar, kuvvetler hhiçbir zaman değişmiyor. hiçbirşey yoktan varolmuyor, vardan yokolmuyor, kurallar kanunlar hiç değişmiyor. fabrikanın programı hep sabit kalıyor. peki neden?
yaşamın kusursuzluğu ve inanılmaz hassas dengesi ortada. bir hücre bile yapamazken biz, bu evren fabrikası rahatlıkla milyarlarca tür meydana getirebiliyor. nasıl bir fabrika bu? bunca hassas parametre nasıl denk gelebiliyor? evren nasıl bu programlamaya sahip olabiliyor? neden sonsuz olasılık varken böyle bir programa sahip bu evren? canlılığa mecbur olan bir programa?
http://inci.ca/upa5jj1e7 _
neden bunca devasa yıldızlar ve gezegenlerin, galaksilerin olduğu bir evren, zerre kadar yer kaplamayan bir gezegenin üzerinde milyarlarca farklı tür canlıyı inanılmaz bir denge içerisinde meydana getirme mecburiyeti hissetmiş?
çünkü öyle olduğu için
peki bu program bileşenleri nereden gelmiş? programlamayı kim yapmış? neden böyle? neden evren? neden madde? neden enerji? neden yıldızlar gezegenler? neden kanunlar? neden hayat?
çünkü öyle işte
-çünkü eşşe... si... nden dolayı
-bi git incici ciddi bişe konuşuyoz şurda!
yani özet geçiyorum ki tanrı var. olmak zorunda.
çünkü öyle olduğu için! öyle olmak zorunda! program böyle cevapları bana çok aptalca geliyor.
nasıl?lar bizi hiçbirzaman
neden?e zütürmedi, zütürmeyecekte...
size bilinen, varolan herşeyin ama herşeyin, tüm varlığın ve gerçekliğin, hayallerin , boyutların ötesinde birşeyin olduğundan. asıl nedenin olduğundan, bizim zerre kadar bilincimizle kıyaslanamayacak sonsuz bir bilincin ve canlılığın olduğundan sözediyorum. olmaması büyük mantıksızlık.
ve sizlere milyarlarca galaksiden birisindeki, milyarlarca yıldızdan birisindeki zerre kadar gezegenin yüzeyindeki zerre kadar bir yaşam formunun, zerre kadar aklıyla, nasılların peşinden koşarak nedene ulaşabileceği yanılgısı içinde olduğundan söz ediyorum.
size o sonsuz hayatın, o sonsuz şeyin (tanımlamaya aklımız yetebilir mi sanki), tüm varlığa ulaştığı gibi bize de hayat yönüyle ulaştığından sözediyorum. bizim gibi bırakıversen birbirini yiyip bitirecek vahşi bir ırkın huzuru için bilinç yönüyle kurallar gönderdiğinden sözediyorum. tüm bunların nedenini anlattığı, esas neden sorusunun cevabını yazdığı, okuyup yararlanabileceğimiz, anlayacağımız dilde bir kitap yolladığından sözediyorum.
ateistler size tavsiyem; bari en azından deist olun.
yada olmayın amaaaan banane
kaynak:
http://inci.ca/ulrjj7ahy8
edit: @23 de okuyalım
