zamanın tekrarı

Siz, bir zaman makinesi icat ettiniz. Tamam, buraya kadar herşey güzel.
Zaman makinesine biniyorsunuz, 1900 yılına gidiyor ve makineden iniyorsunuz.
Tam makineden inerken bir arıyı eziyorsunuz. Ama siz eğer o arıyı ezmeseydiniz, o arı, arıya alerjisi olan bir adamı sokacaktı.

Fakat siz bunu yaptığınız için olay gerçekleşmiyor. Ve siz yoldan giderken karşıdan karşıya geçiyorsunuz, karşıdan karşıya geçerken ölmesi gereken adam sizi arabasıyla ezerek öldürüyor.
Böylece siz gelecekte zaman makinasını hiç icad etmiş olmuyorsunuz ve geçmişe de dönemiyorsunuz.
Böylece o arıyı ezemiyorsunuz ve adam da sizi öldüremiyor... E siz ölmeyince, gelecekte zaman makinasını yapabiliyorsunuz.
Sonra geçmişe gidiyor ve bir arıyı eziyorsunuz. Oysa o ezdiğiniz arı bir adamı sokacak ve öldürecekti ama adam ölmüyor.
Sonra bu adam bir kaza sonucu sizi öldürüyor. bu durumda siz zaman makinasını hiç icad edemiyorsunuz.E o zaman o arıyı ezemiyorsunuz...

Zaman böyle kendini tekrar eder durur.

Size şimdi 1 saniyenin önemini anlatacağım.
Tek Saniye Ve Değişim

Diyelimki yolda yürüyorsunuz. Ve yolda yürürken ayakkabınız bir çiviye çarpıyor. Çivi bir suya düşüyor.
Suya düşen çivi, suyun buharlaşmasıyla toprağın içine giriyor. Bi kaç hafta orada kalıyor.
Ardından esen güçlü bir rüzgar toprağı aşındırarak çiviyi ortaya çıkarıyor. Tekrar rüzgar esiyor, çivi yola düşüyor.
Yola düşen çivi, bir arabanın lastiğine giriyor. Lastik patlıyor ve araba sahibi uçurumdan yuvarlanıyor.
Aslında o arabayı kullanan babanızdı.

Tek Saniye, Değişim.

(bkz: blade hikayeler)