1. 26.
    0
    Oturmamı düzelttim "ne oluyor... " dememe kalmadan ismini söyledi. (ismini söyleyemem şu an, ahmet diyeceğim ona.) " ahmet ben."... "eee?" diye tersledim; bir yandan da nolur gitmesin diyordum. O ana kadar hissetmediğim şeyleri hissediyordum. Keşke hissetmeseydim. Gülümsedi, ismimi sordu. Cevaplamadan neden yanıma geldiğini sordum. "hayatta bazen bazi şeyleri ıskalarsın. Ama bu kez değil." dedi. Tekrar ismimi sordu ve cevapladım. O gün orada başlayan şeyin hayatımı zindan edeceğini bilemezdim.
    ···
  2. 27.
    0
    Tam iki ay boyunca görüştük. Bu iki ay içinde Sadece bazı Geceler kuzenimin elinde çürük elma olan kabusu görüyordum. O da nadirendi, genelde ahmet ile görüşmediğim dönemlerde oluyordu. Onunla çok mutluydum. Yani bu mutluluktan da fazlasıydı. Bu arada okulum başlamıştı, üniversiteye gidip geliyordum. O da bir büroda mimarlik yapıyordu. Kasım ayının sonlarına doğru bir gece evine çağırdı. Annemden bir kız arkadaşımda kalacağım diye izin alıp Ahmet'in evine gittim.
    ···
  3. 28.
    0
    Evi gayet işlek bir caddenin ara sokağındaydı. Beni sokağın başında karşıladı. Giriş kattaki daireye girdik. O zamana kadar gördüğüm en ilginç evdi. Duvar denen bir şey gözükmüyordu. Ya kitaplıktı ya da fotoğraf doluydu. Zaten 1+1 bekar eviydi ama aksine her ayrıntı mevcuttu. Ev tertemizdi, girişteki halı bile parlıyordu. Salona geçtik. Mutfak ve salon birdi ve ayıran sey ortada duran masaydı. Ahmet cebindeki çakmağı çıkarıp mumları yakarken içimde en ufak bir korku yoktu. Sanki dünyanın en güvenli yerindeydim o anda. Masanın bir ucuna ben oturdum. Servisimi verdikten ve kadehimi doldurduktan sonra da o diğer ucuna geçti. Gözlerinden ayırmadan gözlerimi içkimi yudumladım. Yemeğe başladık.
    ···
  4. 29.
    0
    Hayatımda nadirdir yapacağım şeyden pişman olmayacağıma emin olduğum anlar; o an biliyordum ne olacağını. istiyordum bunu. Korkmuyordum. Utanmıyorum. Yemeği yedikten sonra oturma bölümüne geçtik. Hayatımda gördüğüm en derin bakan gözlere kenetlenmişti gözlerim. O gülümsüyordu. Havadan sudan konuşuyorduk. Mutluydum. Uçuyordum sanki. Bir insana aşık olduğunuz zaman korkunç bir cesaret gelir size. O cesaretin alası gelmişti bana o anda.
    ···
  5. 30.
    0
    Hayatımın en mutlu anlarını yaşayacağımı sandım o gece. Ama öyle olmadı. Her sey harikaydı başlangıçta. Dünyanın en zarif insanaydı sanki. incitmeye kıyamıyor gibiydi saçlarımı kulağımın arkasına atarken ve sessizce yaklaşırken dudaklarıma. Kendimi bırakmak zor olmadı. Ama bir süre sonra işler yolunda gitmedi. Elbisemin askılarını indirdiği sırada gördüğüm gözler onun değildi. Değişmişti sanki. Boynumu tuttu sertçe ve kendine çekti. Canımı acıtıyordu. Beni duymuyordu. Bir şeyler söyledi. Anlamadım. Ahmet'in sesi değildi sanki o ses. Konuşuyordu sürekli ama anlamıyordum hicbir şey. "dur!" diyordum sadece ama o hiç durmadı.
    ···
  6. 31.
    0
    Beyler darlık geldi bana. Bir sigara yakayım. Bunaldım fena. Devam edicem yarın.
    ···
  7. 32.
    0
    her şey bittiğinde ve ben ağlarken o birden kalktı banyoya girdi. hiçbir şey olmamış gibi sakindi yürürken. nefes alışları bakışları. on dakika sonra yanıma geldi. ağlıyordum hala sessizce, dizlerimi karnıma çekmiş şekilde oturuyordum. tam olarak yaklaşınca geri çekildim. dizlerimi ısırıyordum, acı çekiyordum. eliyle başımı kaldırdı. az önceki adam değildi, yine ahmet'ti sanki. sanki az önceki şeyler yaşanmamıştı. gözleri aynıydı, derin bakışlarında kayboluyordum yine. "neyin var?" dedi kadife sesiyle. ben cevap vermeden işaret parmağını benim dudağıma değdirip "şşşt, sakin ol." dedi. sıkıca sarıldım. korkuyordum; ama ondan başka kimsem yoktu o an.
    ···
  8. 33.
    0
    Her şey gerçekti, yaşamıştım biliyordum; ama Ahmet'in tavırları öyle farklıydı ki artık korkunç bir kabustan uyandığımı düşünmeye başladım. Ahmet "ağlama... " dedi fısıldayarak. "korkma, sana dokunmayacağım." diye ekledi ve beni kucağına yatırdı. Saçlarımı okşamaya başladı. Garip bir şeyler oluyordu, idrak edemiyordum o an. Odada tuhaf bir hava vardı. Bütün kasvet yok olmuş gibiydi. Elini başımda gezdiriyorken, saniyeler içinde sakinleştiğimi hissederek uyudum.
    ···
  9. 34.
    0
    Sabah uyandığımda ahmet yanımda değildi. Zaten önceden biliyordum, işe gitmişti. Bir süre yatakta oturup gece olanları düşündüm; ama yine o an sanki bütün hislerim alınmıştı. Tepkisizdim. Ne korkuyordum, ne üzülüyordum. Odadaki eşyalara bakıyordum, kitaplarda dolu kaplı raflara, Pencere önündeki çalışma masasındaki maketlere... Kapının arkasında kalan boşlukta duvardaki birkaç fotoğraf çerçevesi dikkatimi çekti. Ayağa kalktım ve fotoğraflara bakmak için biraz yaklaştım. Bir tanesi diğerlerinden daha büyük bir çerçeveydi. Ahmet sandığım bebek genç bir kadının kucağında oturuyordu. Alttaki bir fotoğrafta bir kız çocuğu vardı, Ahmet'in anlattığı kardeşi diye düşündüm. Ve sağındaki fotoğraf... Kalabalık bir aile fotoğrafı. Bir elma ağacının önünde...
    ···
  10. 35.
    0
    Fotoğrafa daha yakından bakmak için yaklaştığım sırada telefon sesiyle irkildim. Sese doğru yöneldim. Maketlerin arkasında kalmış telsiz telefon. Biraz bekledim, açtım. Ben alo demeden "canım, iyi misin?" dedi ahmet. Cevap veremedim. "telefonu kapalı unutmuşsun. Merak ettim... Orda mısın?". "iyiyim, yeni uyandım. Eve gideceğim şimdi." dedim. Onu dinlemeden telefonu kapattım. Çabucak giyinip evden çıktım.
    ···
  11. 36.
    0
    Kapıyı annem açtı. "ne oldu, ne bu hal?" diye sordu. Endişelenmişti beni görünce. "uyumadık sabaha kadar, yorgunum." dedim ve duş alıp yatağa uzandım. Annem odama girdi arkamdan. "teyzen aradı, Sedef iki gündür çok kötüymüş, geceleri uyuyamıyormuş" dedi. Aynı tuhaf hissizlik geldi o an. Gözlerimi kapatmış uyuyor gibi davrandım. Annem Odadan çıkar çıkmaz odanın kapısı tekrar açıldı. Pencereye baktım rüzgardan mı diye, kapalıydı. Tekrar yatağa uzanacağım anda midem bulandı, o dehşet bulantı gibiydi. Titriyordum yine. Daha kötüydüm, yürüyecek halim yoktu. Masamın üstündeki bardağı yere fırlattım kırdım ses yapmak için ve annemin kapıyı açtığı gibi çığlık attığını duydum en son. Kendimi kaybettim.
    ···
  12. 37.
    0
    Gözlerimi acil serviste açtım. Başımda bir doktor vardı. Ayağa kalkmaya çalıştım. Sadece hareket ediyordum, konuşamıyordum. Ahmet Araladı perdeyi. Annem de yanındaydı. "sakin ol bebeğim." der demez gevşedim. Anneme bakıyordum, o mu haber vermişti, neden diye düşünüyordum. Doktor "sakin olun, bitecek şimdi." dedi. Çok geçmeden anneme döndü "geçmiş olsun" dedi ve annemle yanımdan ayrıldılar. Ahmet yanıma yaklaştı. Serum olmayan elimi tuttu. "Mideni bozmuşsun, ne yedin öyle?" dedi ama bunu gayet beni neşelendirici bir sesle söyledi. "alnını çarpmışşın bir de bayılırken. Sinirlerin niye bozuk?" diye ekledi. Ama öyle bakıyordu ki, sanki cevap verme diyordu bana.
    ···
  13. 38.
    0
    Bundan sonraki kısımlarda yer yer caps vereceğim. Doktor raporunu ve bazı şeyleri. Ama şu an yine bunaldım beyler. Akşam devam ederim.
    ···
  14. 39.
    0
    o an hangi gazetelere baktığımı hatırlamam imkansız. eylül ayı ortalarıydı. manşette demedim zaten o haber. o dönemlerde çok fazla dönüyordu o haber medyada. devam ediyordu hala ve gördüğümde gazetede elimden bıraktım gazeteyi. i̇nternette o zamanlara ait birkaç haber:

    http://hurarsiv.hurriyet....2319&tarih=2010-09-15
    http://www.sabah.com.tr/archive/2010/09/17/
    http://haber.mynet.com/po...n-goruntuler-532435-yasam
    ···
  15. 40.
    0
    O gün akşama kadar hastanede kaldım. Ahmet yanımda sadece beş on dakika kalmış ve işe dönmüştü. Bütün tahliller, her şey normaldi. Midemi bozduğumu söylemişti doktor ama kanıtlar bir şey yoktu. Stresten dendi. Pgibiyatr ile görüşmemin doğru olacağını söyledi ve yönlendirdi. Ama o zamanlar gitmedim. Akşam saat altı civarı eve döndük. Kusma ve ishal dışında bir şikayetim yoktu. Birden midem bulanıyordu kötü hissediyordum, ama kusunca bitiyordu hemen.
    ···
  16. 41.
    0
    Babam bir kasa mineralli su getirdi eve. Benimle ilgilenmezdi pek, sadece maddi yönden desteklerdi her zaman. Annem sürekli odama gelip kontrol ediyordu. Bir şişe daha getiriyordu her seferinde odamdaki yarımı alıp. Alnıma bakıyordu, bir ihtiyacım olup olmadığını soruyordu. Anneme karşı hiçbir zaman sesimi yükseltmemiştim. Söylenirdim bazen ama o kadar. Odama son girişinde birden tavrım değişti. "defol, rahat bırak beni!" diye bağırdım. O gece bir daha gelmedi yanıma. Tepkisizlik sarmıştı yine beni. Çantamdan sigaramı ve çakmağımı alıp ışığı kapattım, Yatakta bağdaş kurdum.
    ···
  17. 42.
    0
    Çakmağın ayarını sonuna kadar getirdim. Çakıp bırakıyordum. Tekrarlıyordum. Odadaki hava ağırlaştı o dakikalarda. Sigarayı yaktım. Evde içmezdim hiç. Uzanıp pencereyi açtım. Oda tamamen karanlık değildi. Sokak lambasının ışığı az da olsa aydınlatıyordu. Sırtımı yatağın arkasına yasladım. Deli gibi içime çekiyordum sigarayı. Gözlerimi kapatıyordum, nefesimi tutuyordum bir süre ve ağır ağır veriyordum. Külünü sigara paketine dökecektim, pakette kalan iki sigarayı yatağa bırakırken ağzımdaki sigara göğsüme düştü. Hemen alıp söndürecektim ama sigara yanmamıştı hiç.
    ···
  18. 43.
    0
    Normal bir durummuş gibi geliyordu bana. Tepkisizlik, Tepkisizlik, Tepkisizlik... Beynimde fırtınalar kopuyordu ama kılım kıpırdamıyordu. Ne kadar süre öylece durdum bilmiyorum. Ayağa kalktım. Yatağın ucunda boy aynası vardı. Önünde durdum. Gözüm karanlığa alışmıştı. Vücudumun sağ yanını net olarak görebiliyordum penceren gelen hafif ışıkla. Yaklaştım. Gözlerime baktım. Yaşlar akıyordu ama yüzümde bir duygu ifadesi yoktu. Tişörtümü çıkardım, ardından eşofmanımın altını... Sadece çamaşırlarımla öylece Durmuş kendimi izliyordum. Pencereden gelen soğuğu hissediyorduM. Bir adım attım geriye doğru. Bir adım daha... Yatağa oturdum.
    ···
  19. 44.
    0
    Aynaya bakıyordum, bacaklarımı araladım. Dokunmak istemiyordum. Oturduğum yerden kalkmadan yatağa uzandım. Ahmet'in bana yaptığı şeyi görüyordum. Ahmet'i görüyordum. Gözleri başka bakan. Nefesim ciğerimi yakıyordu. Kendimi kontrol edemiyordum. Elimi küloduma soktum. Dokunmaya başladım. Dokunmak denemezdi buna. Ahmet'in çektirdiği acıya benzer acılar veriyordum bedenime. Duramıyorum. Belim kıvrılıyordu. Diğer elimle ağzımı kapattım, boğulacaktım nerdeyse. Sesim kesilmişti. Ahmet'in görüntüsü netleşiyordu her an. Durmaya çalıştım. Olmadı. Parçalarcasına gidip geliyordu elim. Birden durdum, tam o anda. Nefes nefeseydim. Bekledim bir süre. Eşofmanımı giydim, yatağa girdim.
    ···
  20. 45.
    0
    Rüyamda yine sedef'i gördüm. Elinde çürük elma, ağzıma sokuyordu. Elimle engel olmaya çalıştım. Tükürdüm. Ezan okunmaya başladı, sedef'in gözleri büyüdü ve kaçmaya başladı. Peşinden gidiyordum, düşecek diye korkuyordum, alacakaranlıkta harmanda benden kaçıyordu. Sanki saniyeler içinde aydınlanıyordu hava. Ezan bitmemişti bile. Sedef patikadan çıktı. Yetişemiyordum, öyle hızlıydı ki... Fırının önünde durdu. Fırının içine girdi. Kapağı açtığımda Ahmet'in gözlerini gördüm. Nefes nefese uyandım. Ezan okunuyordu. Yine o berbat bulantı... Banyoya koşarken koridorda kustum.
    ···