1. 76.
    0
    bi adet up atarım.
    ···
  2. 77.
    0
    son iki üç gündür hiç rahat değilim. iki aylık rahatlıktan sonra yine kötü şeyler başladı. fakat öyle bir şey ki bu, bilen bilir, rahatsız edilmediğiniz zamanlarda düşünürsünüz ve korkarsınız başlangıçta. ama an gelir yüzleşmek istersiniz. korkunuz gider yerine cesaret duygusu gelir. yüzleştiğinizde de korkmazsınız. bu, gece içerden bir ses geldiğinde korkmadan kalkıp bakmanıza ve sonradan "ne yaptım ben?" demenize benzer aslında. her şey bitince "ne yaptım?" dersiniz. şimdi, yazmaya devam edeceğim. inanın ne olacağım, bilmiyorum.
    ···
  3. 78.
    0
    annem yanıma geldi. berbat hissediyordum. titriyordum nöbet geçirir gibi. kaskatı kesilmişim, yatırmaya çalışmışlar beni yere, sırtüstü. seslerini duyuyordum, babam da gelmişti. ama kıpırdayamıyordum. babamın endişelendiğini hissediyordum. annem çığlık atıyordu, babam "kızım, kendine gel!" diyordu. nefes alamamaya başladığımı hatırlıyorum. ölmek istiyordum. sadece tavana bakabiliyordum. gözlerimi bile hareket ettiremiyordum. bazen babam geliyordu tam karşıma, bazen annem. ağlıyordum bağırıyordum, ama hiçbirini görmüyordu ailem.
    ···
  4. 79.
    0
    su sesi duyuyordum, ara sıra da çakal sesleri. gözlerimi kapattım... açtım...
    lacivert bir gökyüzü, ne karanlık ne aydınlık. başım yukarda. ağaçların arasından gökyüzüne bakıyorum. bakışlarımı aşağı indirdim. sonu olmayan bir orman. sağa baktım, sola baktım. arkama... hep aynı. ahmet'in değişen sesini duyuyordum. anlamadığım şeyler söylüyordu. sonra birkaç kelimeyi tekrarlamaya başladı. koşmaya başladım. sesi yükseliyordu. defalarca tekrar ediyordu. beynime kazıyordu sanki. kısık ama yüksek bir sesle her kelimeden sonra nefes alarak söylüyordu: iştaktu... ileyke... kefiren... iştaktu, ileyke, kefiren... iştaktu! ileyke! kefiren!
    ···
  5. 80.
    0
    yatakta oturdum, yüzüm ona dönüktü. üzerimde sadece çamaşırlarım vardı. "emin misin?" diye sordu saçlarımı kulağımın arkasına atarken. daha önce olmamış gibi. ilk kez gibi. "evet." dedim ve yutkundum. gözlerindeydim sadece. başka hiçbir şey yoktu. odada değildim. başka bir alemdeydim. endişem yoktu, korkum yoktu... huzurlu limandaydım işte. öyle nazikti ki tavırları, kırılgan bir şeymişim gibi davranıyordu bana. öperken, koklarken, içimdeyken... dans gibiydi sanki. uyum içinde. bittiğinde dünyanın en mutlu insanı gibi hissettim. nefesimin sakinleşmesini bekliyordum kollarında gözlerim kapalı. önceki ahmet değildi sanki. tanıdığım ahmet'ti işte. onunlaydım. mutluydum ötesi yoktu bunun.
    ···
  6. 81.
    0
    rezerved
    ···
  7. 82.
    0
    anlat panpa
    ···
  8. 83.
    0
    sedef ağlamaya başladı yine. korktum bu sefer susturamayacağım diye. "canım tamam bir şey yok orda." diyorum ama hiç duymuyormuş gibi devam ediyor ağlamaya. kucağımdan inmek istedi sonra. tutamadım. kapıya gitti. vuruyor kapıya "aç." diye. üstteki sürgüyü çektim hemen. bana döndü bacaklarıma vurmaya başladı ağlarken. ama çocuk sanki acı çekiyor. eğildim, saçıma daldı. öyle kenetledi ki ellerini saçımda kurtaramadım. kızmaya başladım sonra ve hiç yapmayacağım bir şeyi yapıp koluna vurdum hızlıca. saçımı bıraktı hemen, ağlamayı kesti. bir şey olmamış gibi diğer cocukların yanına gitti. oynadı. aynaya baktım ben de saçımı düzeltmek için. alnımı çizmiş tırnağıyla. sinirlendim iyice, peçeteyle sildim.
    ···
  9. 84.
    0
    akşama doğru ev ahalisi gelmeye başladı. teyzeme anlattım kuzenimin yaptıklarını. teyzem "sevim daha fazla kalmayalım çocuklar da huysuz zaten." dedi anneme. bir haftalık gezi dört gün sürdü yani. o akşam teyzemlerle iki araba yola çıktık memlekete döndük. teyzemler normalde başka bir şehirde yaşıyor, tatil için gelmişler. bizde kalıyorlar. eve girdik bir oh çektim. duş alıp odama geçtim. akşam yemeğine kadar uyudum. annem geldi yine uyandırıp mutfağa döndü. yüzümü yıkamaya gittim, aynaya baktım çizilen yer iltihaplanmış. dokunamıyorum acıyor deli gibi. sanki birkaç saat önce yıkanırken hiç yara yoktu orda diye geçirdim içimden. zorla yüzümü yıkadım, tırnaklarımda yine aynı pislik. çekmeceden tırnak makası alıp kestim tırnaklarımı.
    ···
  10. 85.
    0
    mutfağa gittim "anne şuna bak ya sedef çizdi tınağıyla ama çok acıyor." dedim alnımı göstererek. baktı annem "hani?" dedi. saçımı çektim iyice gösterdim. yaklaştı "üfff dalga mı geçiyorsun işim gücüm var tabakları yerleştir." dedi. elimle dokundum ne acı var ne yara. uyku sersemi öyle sandım diye düşündüm; ama kafayı yemek üzereyim. acıdı yani, dokunamıyordum iki dakika önce. neyse yemek yedik odama geçtim yine, film izliyorum. sedef ile kız kardeşim geldi yanıma. sedef dolabıma baktı gözleri kocaman oldu. baktım hemen hiçbir şey yok. anında çığlık atmaya başladı. yüzünü kapatıyor. teyzemler geldi sakinleştirmeye çalıştı. "eve gidelim" diyor çocuk sadece. zorla sakinleştirdiler.
    ···
  11. 86.
    0
    teyzemler dört beş gün kadar bizde kaldı ama bu süre içinde her gece ağladı kuzenim. onlar gidince evdeki sessizlik beni öyle mutlu etti ki. herhalde iki gün uyurum dedim. annem temizliğe başladı her zamanki gibi misafirlerin ardından. koridorda çamaşır makinesi. oturdu yere makineye atıyor çarşafları, yastık kılıflarını falan ters çevirip. birden bağırdı beni çağırdı "bak şu sedef'in yaptığına." dedi avcunu açıp göstererek. "elmaları yemiş çekirdeklerini yastık kılıfına sokmuş.". beş tane siyah çekirdek annemin avcunda. verdi bana çöpe atmam için. bir taraftan da söyleniyor "yaramazlığından huysuzlanıyor bu çocuk vallahi." diye.
    ···
  12. 87.
    0
    saat on gibi esnemeye başladım televizyonun başında. "ben yatıyorum" diyip odama geçtim. yatağa bıraktım kendimi. öyle yorgunum ki ama sanki aylardır uyumamışım gibi hemen uyudum. rüyamda sedefi gördüm. elinde bir şey kahverengi. yaklaşıyor bana. çürümüş elma üzerinde kurtlar. "bırak onu, pis!" diye bağırıyorum ama çocuk sağır sanki. gözlerini dikmiş gözlerime yaklaşıyor. eğiliyorum elmayı atmak için. ağzıma sokuyor sanki kocaman bir insan gibi güçlü kız. hemen elimi ağzıma zütürüyorum atıyorum elmayı. tükürüyorum. tırnaklarım leş gibi aralarında kalıyor kalıntıları. üstüme sürerek temizlemeye çalışıyorum bir yandan da tükürüyorum derken uyandım. saat beş civarı. sabah ezanı okunuyor.
    ···
  13. 88.
    0
    ne zman biter panpa daha uzun mu yani bide ne hikayesi bu amk umarım sallamıyosundur
    ···
  14. 89.
    0
    ter içindeyim. gidip yüzümü yıkadım tekrar yatağa girdim. bir süredir zaten yapamadığımdan kafamı dağıtmak için kendime dokunmaya başladım. yavaşça dokunuyorum ama her defasında kısa süre sonra hızlandığımı bildiğimden ve sesimi kontrol edemediğimden bu defa dikkatlice... annem namaza kalkabilir düşüncesiyle sakince yapmaya devam ettim. gözlerimi kapattım çamaşırımın üzerinde sağ elim, "yavaşşş... yavaşş.." diyorum sessizce. her zamanki gibi oldu ve duramadan hızlandım. sesim fazla çıkacak diye endişe ediyorum bir yandan da. tam zirvedeyken cama bir şey çarptı. çığlık attım ve annemlerin yaklaştığını fark edince toparlanmaya çalıştım. nefes nefeseydim zaten, korkudan gibi davrandım "baba bi şey çarptı!" dedim camı göstererek. babam pencereyi açtı aşağı baktı. "güvercin, güvercin çarpmış. ölmüş yerde, yat uyu bir şey yok." dedi ve çıktı odadan annemi de alıp.
    ···
  15. 90.
    0
    değerlenir buralar bence. ilk sayfayı kaçırdık ama olsun.
    ···
  16. 91.
    0
    Özet geç
    ···
  17. 92.
    0
    rezerved amk
    ···
  18. 93.
    0
    reserved

    edit : hikaye güzel gidiyor yavaaş... yavaş anlatma hadi hızlıı hızlıı
    ···
  19. 94.
    0
    annem ve babam odadan çıkınca pencereyi açtım aşağı baktım. gri bir güvercin yerde. o an inanılmaz derecede midem bulandı. hiç olmadığım kadar tuhaf hissettim. titremeye başladım. bayılacakmış gibi. tuvalete koştum ve kustum. hayatımda hiç böyle korkmadım. ve ilk kez korktuğum halde tepkisizce durdum. elma çekirdekleri vardı kustuğum yerde. sifonu çektim. birkaç dakika öylece durdum. ağlamadım. bağırmadım. tepki veremedim. kalkıp ağzımı çalkaladım, yüzümü yıkadım ve odama gidip yatağa uzandım. beynimde fotoğralar kare kare dolaşıyordu. güvercin, elma, sokak lambası, aralıklı tahtalar, sedef'in gözleri...
    ···
  20. 95.
    0
    ezan okundu, ama yakından geliyordu ses bu defa. yorulmuşum zaten bütün gece. uyudum, saat sekizde annemin zoruyla uyandım. gözlerimi kaşıyorum bir yandan da söyleniyorum "yeter artık eve dönelim." diye. annem "o ellerinin hali ne!" diye kızdı. ellerime baktım hemen. tırnaklarımın arası simsiyah çamurlu gibi. yattığım yere baktım, temiz. gece de yıkadım elimi. sabun pisti diye düşündüm zaten dikkat etmemiştim ellerime yıkadıktan sonra. tuvalete gittim, sabun gerçekten pis ama çamurlu gibi değil. suyla temizledim ellerimi. kahvaltı yaptık. bayram ziyaretleri devam ediyor, birinci gün o eve geldiler. ikinci gün de evdekiler çıktı ziyarete. ben çocuklarla kaldım evde. kuzenim, kardeşim ve o evin üç tane torunu 7-8 yaşlarında.
    ···