1. 51.
    0
    ben yola devam ederken açtım bi tane birayı içiyorum. müzik dinliyorum kulağımda mp3 filan yok amk zaman geçmiyo. ileriki kompartımanlardan birinde de gülüş oynaş sesleri geliyo. anladım ki kalabalık bi genç grubu var. dedim gideyim şunlarla tanışayım hani burda takıldığıma bakmayı öyle gibik bi asosyal değilim. sonra aklıma bi olay geldi onu yapacam. ama birayı bitirmem gerekiyo bunun için. bi tane sigara yaktım birayla beraber bunu da içtim. bira bitti elemanların kompartımanına yöneldim.

    kafamı uzattım içeriye. passport control dedim. bikaçı hemen pasaportlarını vermeye davrandı ceplerini filan yokluyolar. 5 erkek 2 kız vardı kompartımanda. kızlardan biri pasaportumuzu neden soruyosun dedi. anladı amk görevli olmadığımı. hem daha sınıra çok var. hem de kıyafetim baya bildiğin turist binler gibi hiç görevli polis gibi bi halim yok. isimlerinizi öğrenmem gerek çünkü sizinle arkadaş olmak istiyorum dedim. nihohahaha zuhahaha bastılar kahkahayı amk. gel gel dediler hemen bi yer açtılar bana kompartımanda. işte necisin nerden geliyosun nereden gidiyosun klagib soru yağmuru.

    anlattım işte türküm macaristanda erasmus yapıyorum. saraybosnayı gezmek istedim oraya gidiyorum. tek misin tekim. gel ya biz de oraya gidiyoruz takılırız beraber filan. kızın biri atladı ben türkleri çok severim. saraybosnanın heryerini gezdiririm sana oralıyım aslen dedi. diğerlerinin hepsi slovenyalıymış. kız da slovenyada okuyan bi boşnakmış. arkadaşlarını saraybosnaya zütürüyo gezmek için. annesi de orda öğretmenmiş. kızın adı leylaydı iyi hatırlıyorum.

    işte bunlarla gülüş oynaş filan bilet soran görevli geldi. baktım bunların hepsi biletlerini gösteriyolar. amk macarları bana kimse orda bilet almaz demişlerdi ben de almadım. dedim benim biletim yok. adam yüzüne sert bi ifade takındı. nerelisin sen türküm. bu ülkede bedava yolculuk yapacağını mı sanıyosun sen bizi enayi yerine mi koyuyosun der gibi bakış attı bana. dedim özür dilerim ben bilet gişesini bulamadım. nası bulamadıysan amk öküz olsa bulur. neyse bana trende bilet kesti ama %50 bindirmeli tabi. 80 lira civarı bi para ödedim amk biletine yola devam ediyoruz.

    bu kız sürekli benle ilgileniyo. kız da nası güzel anlatamam zaten boşnaklardan çirkin kız çıkmaz bilirsiniz. benim de kıza dibim düşüyo da belli etmiyom. hani nasıl olsa cepte biraz ağırdan satalım kendimizi olayı. dedi bosna hersekte herkes türkleri çok sever. bize sırplarla savaştığımızda bi tek siz yardım ettiniz filan diyo. tabi ben o arada siğer slovenlerin bana ikram ettiği değişik içkiyi içiyorum bi yandan kızı dinliyorum. elemanın biri de benle muhabbet etmeye çalışıyo. bin bi ortam var kompartımanın içinde.

    kız bi ara dedi çok gürültü ediyo bunlar dışarı çıkalım mı. dedim tamam. yanıma aldım bana verdikleri şişeyi. aradaki koridora çıktık. penceresini açtık. o sigara içiyo ben de o elimdeki içkiyi içiyorum. ne olduğunu da anlamadım amk böyle kırmızı şarap gibi rom gibi değişik bi tadı var. hep bi türk arkadaşım olsun istemiştim dedi. internette bi sürü var ama gerçek hayatta ilk sensin filan dedi. ben ne derse yaa öyle mi çok ilginç anlamında kafa hareketleriyle geçiştiriyorum kızı. o şekil de epey muhabbet ettik.

    derken sınıra gelmişiz. hırvat polis geldi. pasaportlarımıza baktı damga vurdu devam ettik. sınırın diğer tarafına geçtik orda da boşnak polisler durdurdu treni onlar da kontrol ediyolar. verdi hepsi pasaportunu hepsi sloven. gayet ciddi bi şekilde vurdu mühürleri. benimkini aldı bi baktı üzerinde ayyıldız var tabi. yüzünde bi gülümseme oluştu adamın. vurdu mührü sonra pasaportu bana geri verirken bi göz kırptı gitti. seni sevdi herhalde dedi leyla. herhalde dedim anlam verememişim gibi bi yüz ifadesi takınarak.

    gece olmuştu artık uykum da geldi baya yordu yol muhabbetleri. ben uyuyacam dedim leylaya. kendi kompartımanıma geçiyim. dedi ben de geliyim benim de uyumam lazım bunlar uyumazlar beni de uyutmazlar. ki zaten yatacak yer de yok burda. e iyi madem gel bakalım edalarında davet ettim kızı. zaten kompartımanların çoğu da boştu. geçtik benim kompartımana. bu amcık sloven binleri de arkamızdan alkışlıyolar bizi. birbirinize çok yakıştınız müslümanlar filan dedi biri. kız susun ayıp mayıp bişeyler yapmaya çalışıyo. ben duymamış gibi biraz da sallamadığımı belli edercesine yürüyorum.

    girdik kompartımana. dedim bi koltuğa ikimiz sığmayız sen diğerine yat. bunlar açılıyo yatak haline geliyo dedi. amcık da istiyo tabi benim koynumda yatmayı. tamam o zaman açalım hadi nasıl olacak tarif et dedim açtık. ben yattım bu da tam yanıma kıvrılacak. dedim çantamda bornozum var çıkarsana. çıkardı napcaz bunu dedi. dedim üzerimize örtelim. ya sıcak zaten gerek var mı filan dedi dedim sen ört. örttü abi kaşık pozisyonu yatıyoruz. cenin pozisyonu da diyolar galiba o şekil. ben bunun elleri tuttum aşağıda. ikimizin de eli bunun karnında duruyo.

    elini tutunca bi heyecanlandı. nefes alışverişi değişti hatunun farkediyorum ama ben kuul takılmaya devam. sorsan benim de zütüm geçiyo da bu ortamı bozmamam lazım. tırtıl da hafif hareketlendi. kıza temas etmesin diye geriye çekiyorum kendimi. neyse bu çabalar içinde mal mal beyin fırtınası yaparken kendi kendime uyumuşum. kız da kucağımda uyumuş tabi.

    gözlerimi bi açtım kompartımanda üç tane yeniyetme çocuk ortaokullu filandır. bana bakıyolar. dürttüm kızı uyandırdım. kalktı mahmur gözlerle etrafa bakınıyo. elemanları gördü toparlandı hemen. kalktık çantayı filan ayarladık bunların ekibin kompartımana döndük. kimisi mal mal konuşuyo kimi sızmış kalmış. ama hepsinin şaftı kayık belli. dedim ne kadar kaldı leylaya. az kaldı birazdan orda oluruz dedi. gün yeni ağarıyo. bi yarım saat daha gittik öyle vardık saraybosnaya.

    hadi dediler birer çay içelim. dedim yanımda hiç boşnak parası yok. bana para çevirme ofisini tarif edin de onsan sonra içelim. saçmalama işte sen benim misafirimsin burası benim memleketim ben ısmarlayacam filan. nerden onun misafiri olduysam amk sen olmasan da gidecektim ben zaten saraybosnaya. neyse peki öyle olsun dedim gittik istasyonda bi kafeye. yeşil çay vardı zaten siyah yoktu. yeşil çay istedik hepimiz. çaylar geldi bunları içerken de leyla yine aynı şekil misafirleriyle hiç ilgilenmiyo. kız bende anlayacağınız.

    sonra tam çaylar bitti kalkmaya yeltendik. ee biz annemin yanına gitcez ona bi meraba ettikten sonra şehri gezcez sen napcan filan dedi bana leyla. dedim önce bi hostel bulmam lazım. bulayım soyunayım döküneyim sonra ben de gezmeye çıkarım dedim. dur dedi benim bildiğim çok iyi bi hostel var fiyatı da uygun seni oraya zütüreyim dedi. ya dedim saçmalama senin arkadaşların benim peşimden gelmek zorunda mı. gezmeye gelmişler buraya niye ayakbağı olcam filan ayak yapıyorum hatuna. yok dedi onlar bensiz de gezer biz hostel bulalım sen bi nefes al bi banyoya gir sonra onları buluruz.

    peki dedim öyle olsun. sonra bu elemanlara döndü bişeyler konuşuyolar. diğer kız tamam öyle yapalım dedi onu anlayabildim hareketlerinden. elemanlar da pis pis gülüyo. birine sert sert bakıyo leyla o bi duruluyo diğerleri devam. başka birine dik dik bakıyo o da ciddileşiyo filan. kızı utandırmaya çalışıyo zütler. neyse tamam o zaman öyle yapalım dediler. ayrıldık bunların yanından. o öve öve bitiremediği hostele zütürüyo beni. neyse yolda da muhabbet ede ede sigara içe içe bulduk hatunun dediği yeri. valla adı tam hatrımda değil ama yalan olmasın sarajevo park hostel mi o tür bişey. girdik içeri kız konuşuyo. laf arasunda turk dediğini duydum. 50 yaşlarında bi adamdı hostelin resepsiyonundaki adam da.

    kız turk diyince. ooo arkadaş arkadaş dedi. kapıyı açtı bu tarafa geçti. elimi sıktı bi tokalaştık filan yanaktan. ben de mutlu oldum tabi. ne kadar diye sordum kıza. kız da adama sordu acelesi yok çıkarken verir demiş adam. kız da bana çeviriyo işte. neyse anahtarımızı aldık çıktık. tek kişilik bi oda içinde ufak banyosu tuvaleti balkonu filan da var. dedim ben duş alcam bekler misin. tabi dedi rahatına bak. çıkardım çantadan bornozu. bu zaten balkona çıkmıştı sigara içmek için ben de soyundum bornozu aldım yanıma girdim banyoya.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 52.
    0
    hadi lan benim de içmişliğim vardır meclisin önünde. ama ben gideli 2 yıl oluyo. ya yeni çıkardılar yasağı ya ben şanslıydım bana bi görevli denkgelmedi
    ···
  3. 53.
    0
    kafamı uzattım içeriye. passport control dedim. bikaçı hemen pasaportlarını vermeye davrandı ceplerini filan yokluyolar. 5 erkek 2 kız vardı kompartımanda. kızlardan biri pasaportumuzu neden soruyosun dedi. anladı amk görevli olmadığımı. hem daha sınıra çok var. hem de kıyafetim baya bildiğin turist binler gibi hiç görevli polis gibi bi halim yok. isimlerinizi öğrenmem gerek çünkü sizinle arkadaş olmak istiyorum dedim. nihohahaha zuhahaha bastılar kahkahayı amk. gel gel dediler hemen bi yer açtılar bana kompartımanda. işte necisin nerden geliyosun nereden gidiyosun klagib soru yağmuru.

    anlattım işte türküm macaristanda erasmus yapıyorum. saraybosnayı gezmek istedim oraya gidiyorum. tek misin tekim. gel ya biz de oraya gidiyoruz takılırız beraber filan. kızın biri atladı ben türkleri çok severim. saraybosnanın heryerini gezdiririm sana oralıyım aslen dedi. diğerlerinin hepsi slovenyalıymış. kız da slovenyada okuyan bi boşnakmış. arkadaşlarını saraybosnaya zütürüyo gezmek için. annesi de orda öğretmenmiş. kızın adı leylaydı iyi hatırlıyorum.

    işte bunlarla gülüş oynaş filan bilet soran görevli geldi. baktım bunların hepsi biletlerini gösteriyolar. amk macarları bana kimse orda bilet almaz demişlerdi ben de almadım. dedim benim biletim yok. adam yüzüne sert bi ifade takındı. nerelisin sen türküm. bu ülkede bedava yolculuk yapacağını mı sanıyosun sen bizi enayi yerine mi koyuyosun der gibi bakış attı bana. dedim özür dilerim ben bilet gişesini bulamadım. nası bulamadıysan amk öküz olsa bulur. neyse bana trende bilet kesti ama %50 bindirmeli tabi. 80 lira civarı bi para ödedim amk biletine yola devam ediyoruz.

    bu kız sürekli benle ilgileniyo. kız da nası güzel anlatamam zaten boşnaklardan çirkin kız çıkmaz bilirsiniz. benim de kıza dibim düşüyo da belli etmiyom. hani nasıl olsa cepte biraz ağırdan satalım kendimizi olayı. dedi bosna hersekte herkes türkleri çok sever. bize sırplarla savaştığımızda bi tek siz yardım ettiniz filan diyo. tabi ben o arada siğer slovenlerin bana ikram ettiği değişik içkiyi içiyorum bi yandan kızı dinliyorum. elemanın biri de benle muhabbet etmeye çalışıyo. bin bi ortam var kompartımanın içinde.

    kız bi ara dedi çok gürültü ediyo bunlar dışarı çıkalım mı. dedim tamam. yanıma aldım bana verdikleri şişeyi. aradaki koridora çıktık. penceresini açtık. o sigara içiyo ben de o elimdeki içkiyi içiyorum. ne olduğunu da anlamadım amk böyle kırmızı şarap gibi rom gibi değişik bi tadı var. hep bi türk arkadaşım olsun istemiştim dedi. internette bi sürü var ama gerçek hayatta ilk sensin filan dedi. ben ne derse yaa öyle mi çok ilginç anlamında kafa hareketleriyle geçiştiriyorum kızı. o şekil de epey muhabbet ettik.

    derken sınıra gelmişiz. hırvat polis geldi. pasaportlarımıza baktı damga vurdu devam ettik. sınırın diğer tarafına geçtik orda da boşnak polisler durdurdu treni onlar da kontrol ediyolar. verdi hepsi pasaportunu hepsi sloven. gayet ciddi bi şekilde vurdu mühürleri. benimkini aldı bi baktı üzerinde ayyıldız var tabi. yüzünde bi gülümseme oluştu adamın. vurdu mührü sonra pasaportu bana geri verirken bi göz kırptı gitti. seni sevdi herhalde dedi leyla. herhalde dedim anlam verememişim gibi bi yüz ifadesi takınarak.

    gece olmuştu artık uykum da geldi baya yordu yol muhabbetleri. ben uyuyacam dedim leylaya. kendi kompartımanıma geçiyim. dedi ben de geliyim benim de uyumam lazım bunlar uyumazlar beni de uyutmazlar. ki zaten yatacak yer de yok burda. e iyi madem gel bakalım edalarında davet ettim kızı. zaten kompartımanların çoğu da boştu. geçtik benim kompartımana. bu amcık sloven binleri de arkamızdan alkışlıyolar bizi. birbirinize çok yakıştınız müslümanlar filan dedi biri. kız susun ayıp mayıp bişeyler yapmaya çalışıyo. ben duymamış gibi biraz da sallamadığımı belli edercesine yürüyorum.

    girdik kompartımana. dedim bi koltuğa ikimiz sığmayız sen diğerine yat. bunlar açılıyo yatak haline geliyo dedi. amcık da istiyo tabi benim koynumda yatmayı. tamam o zaman açalım hadi nasıl olacak tarif et dedim açtık. ben yattım bu da tam yanıma kıvrılacak. dedim çantamda bornozum var çıkarsana. çıkardı napcaz bunu dedi. dedim üzerimize örtelim. ya sıcak zaten gerek var mı filan dedi dedim sen ört. örttü abi kaşık pozisyonu yatıyoruz. cenin pozisyonu da diyolar galiba o şekil. ben bunun elleri tuttum aşağıda. ikimizin de eli bunun karnında duruyo.

    elini tutunca bi heyecanlandı. nefes alışverişi değişti hatunun farkediyorum ama ben kuul takılmaya devam. sorsan benim de zütüm geçiyo da bu ortamı bozmamam lazım. tırtıl da hafif hareketlendi. kıza temas etmesin diye geriye çekiyorum kendimi. neyse bu çabalar içinde mal mal beyin fırtınası yaparken kendi kendime uyumuşum. kız da kucağımda uyumuş tabi.

    gözlerimi bi açtım kompartımanda üç tane yeniyetme çocuk ortaokullu filandır. bana bakıyolar. dürttüm kızı uyandırdım. kalktı mahmur gözlerle etrafa bakınıyo. elemanları gördü toparlandı hemen. kalktık çantayı filan ayarladık bunların ekibin kompartımana döndük. kimisi mal mal konuşuyo kimi sızmış kalmış. ama hepsinin şaftı kayık belli. dedim ne kadar kaldı leylaya. az kaldı birazdan orda oluruz dedi. gün yeni ağarıyo. bi yarım saat daha gittik öyle vardık saraybosnaya.

    hadi dediler birer çay içelim. dedim yanımda hiç boşnak parası yok. bana para çevirme ofisini tarif edin de onsan sonra içelim. saçmalama işte sen benim misafirimsin burası benim memleketim ben ısmarlayacam filan. nerden onun misafiri olduysam amk sen olmasan da gidecektim ben zaten saraybosnaya. neyse peki öyle olsun dedim gittik istasyonda bi kafeye. yeşil çay vardı zaten siyah yoktu. yeşil çay istedik hepimiz. çaylar geldi bunları içerken de leyla yine aynı şekil misafirleriyle hiç ilgilenmiyo. kız bende anlayacağınız.

    sonra tam çaylar bitti kalkmaya yeltendik. ee biz annemin yanına gitcez ona bi meraba ettikten sonra şehri gezcez sen napcan filan dedi bana leyla. dedim önce bi hostel bulmam lazım. bulayım soyunayım döküneyim sonra ben de gezmeye çıkarım dedim. dur dedi benim bildiğim çok iyi bi hostel var fiyatı da uygun seni oraya zütüreyim dedi. ya dedim saçmalama senin arkadaşların benim peşimden gelmek zorunda mı. gezmeye gelmişler buraya niye ayakbağı olcam filan ayak yapıyorum hatuna. yok dedi onlar bensiz de gezer biz hostel bulalım sen bi nefes al bi banyoya gir sonra onları buluruz.

    peki dedim öyle olsun. sonra bu elemanlara döndü bişeyler konuşuyolar. diğer kız tamam öyle yapalım dedi onu anlayabildim hareketlerinden. elemanlar da pis pis gülüyo. birine sert sert bakıyo leyla o bi duruluyo diğerleri devam. başka birine dik dik bakıyo o da ciddileşiyo filan. kızı utandırmaya çalışıyo zütler. neyse tamam o zaman öyle yapalım dediler. ayrıldık bunların yanından. o öve öve bitiremediği hostele zütürüyo beni. neyse yolda da muhabbet ede ede sigara içe içe bulduk hatunun dediği yeri. valla adı tam hatrımda değil ama yalan olmasın sarajevo park hostel mi o tür bişey. girdik içeri kız konuşuyo. laf arasunda turk dediğini duydum. 50 yaşlarında bi adamdı hostelin resepsiyonundaki adam da.

    kız turk diyince. ooo arkadaş arkadaş dedi. kapıyı açtı bu tarafa geçti. elimi sıktı bi tokalaştık filan yanaktan. ben de mutlu oldum tabi. ne kadar diye sordum kıza. kız da adama sordu acelesi yok çıkarken verir demiş adam. kız da bana çeviriyo işte. neyse anahtarımızı aldık çıktık. tek kişilik bi oda içinde ufak banyosu tuvaleti balkonu filan da var. dedim ben duş alcam bekler misin. tabi dedi rahatına bak. çıkardım çantadan bornozu. bu zaten balkona çıkmıştı sigara içmek için ben de soyundum bornozu aldım yanıma girdim banyoya.

    işte bi 15-20 dakika filan duş aldım sonra çıktım bu yatakta oturuyo. yanına oturdum başımı siliyorum. havluyu bana versene dedi aldı elimden. geçti arkama başımı siliyo kibar kibar. epey bi sildikten sonra aynı havluyu göğüslerime doğru zütürdü orayı kuruluyo filan. bense hiç tepki vermiyorum. biraz sonra arkamdan sarıldı bana saçlarımı kokluyo. boynumdan filan da öpmeye başladı sonra kendine doğru çekti beni yatırdı yatağa. üzerime çıktı. dudaklarıma yapıştı. bi süre öyle öpüştükten sonra ben de onu soydum filan derken bildiğiniz durumlar. o gün de akşama kadar gezdik ama onları anlatmaya gerek yok zaten ilginizi de çekmez binler burdan sonrası :d
    Tümünü Göster
    ···
  4. 54.
    0
    kafamı uzattım içeriye. passport control dedim. bikaçı hemen pasaportlarını vermeye davrandı ceplerini filan yokluyolar. 5 erkek 2 kız vardı kompartımanda. kızlardan biri pasaportumuzu neden soruyosun dedi. anladı amk görevli olmadığımı. hem daha sınıra çok var. hem de kıyafetim baya bildiğin turist binler gibi hiç görevli polis gibi bi halim yok. isimlerinizi öğrenmem gerek çünkü sizinle arkadaş olmak istiyorum dedim. nihohahaha zuhahaha bastılar kahkahayı amk. gel gel dediler hemen bi yer açtılar bana kompartımanda. işte necisin nerden geliyosun nereden gidiyosun klagib soru yağmuru.

    anlattım işte türküm macaristanda erasmus yapıyorum. saraybosnayı gezmek istedim oraya gidiyorum. tek misin tekim. gel ya biz de oraya gidiyoruz takılırız beraber filan. kızın biri atladı ben türkleri çok severim. saraybosnanın heryerini gezdiririm sana oralıyım aslen dedi. diğerlerinin hepsi slovenyalıymış. kız da slovenyada okuyan bi boşnakmış. arkadaşlarını saraybosnaya zütürüyo gezmek için. annesi de orda öğretmenmiş. kızın adı leylaydı iyi hatırlıyorum.

    işte bunlarla gülüş oynaş filan bilet soran görevli geldi. baktım bunların hepsi biletlerini gösteriyolar. amk macarları bana kimse orda bilet almaz demişlerdi ben de almadım. dedim benim biletim yok. adam yüzüne sert bi ifade takındı. nerelisin sen türküm. bu ülkede bedava yolculuk yapacağını mı sanıyosun sen bizi enayi yerine mi koyuyosun der gibi bakış attı bana. dedim özür dilerim ben bilet gişesini bulamadım. nası bulamadıysan amk öküz olsa bulur. neyse bana trende bilet kesti ama %50 bindirmeli tabi. 80 lira civarı bi para ödedim amk biletine yola devam ediyoruz.

    bu kız sürekli benle ilgileniyo. kız da nası güzel anlatamam zaten boşnaklardan çirkin kız çıkmaz bilirsiniz. benim de kıza dibim düşüyo da belli etmiyom. hani nasıl olsa cepte biraz ağırdan satalım kendimizi olayı. dedi bosna hersekte herkes türkleri çok sever. bize sırplarla savaştığımızda bi tek siz yardım ettiniz filan diyo. tabi ben o arada siğer slovenlerin bana ikram ettiği değişik içkiyi içiyorum bi yandan kızı dinliyorum. elemanın biri de benle muhabbet etmeye çalışıyo. bin bi ortam var kompartımanın içinde.

    kız bi ara dedi çok gürültü ediyo bunlar dışarı çıkalım mı. dedim tamam. yanıma aldım bana verdikleri şişeyi. aradaki koridora çıktık. penceresini açtık. o sigara içiyo ben de o elimdeki içkiyi içiyorum. ne olduğunu da anlamadım amk böyle kırmızı şarap gibi rom gibi değişik bi tadı var. hep bi türk arkadaşım olsun istemiştim dedi. internette bi sürü var ama gerçek hayatta ilk sensin filan dedi. ben ne derse yaa öyle mi çok ilginç anlamında kafa hareketleriyle geçiştiriyorum kızı. o şekil de epey muhabbet ettik.

    derken sınıra gelmişiz. hırvat polis geldi. pasaportlarımıza baktı damga vurdu devam ettik. sınırın diğer tarafına geçtik orda da boşnak polisler durdurdu treni onlar da kontrol ediyolar. verdi hepsi pasaportunu hepsi sloven. gayet ciddi bi şekilde vurdu mühürleri. benimkini aldı bi baktı üzerinde ayyıldız var tabi. yüzünde bi gülümseme oluştu adamın. vurdu mührü sonra pasaportu bana geri verirken bi göz kırptı gitti. seni sevdi herhalde dedi leyla. herhalde dedim anlam verememişim gibi bi yüz ifadesi takınarak.

    gece olmuştu artık uykum da geldi baya yordu yol muhabbetleri. ben uyuyacam dedim leylaya. kendi kompartımanıma geçiyim. dedi ben de geliyim benim de uyumam lazım bunlar uyumazlar beni de uyutmazlar. ki zaten yatacak yer de yok burda. e iyi madem gel bakalım edalarında davet ettim kızı. zaten kompartımanların çoğu da boştu. geçtik benim kompartımana. bu amcık sloven binleri de arkamızdan alkışlıyolar bizi. birbirinize çok yakıştınız müslümanlar filan dedi biri. kız susun ayıp mayıp bişeyler yapmaya çalışıyo. ben duymamış gibi biraz da sallamadığımı belli edercesine yürüyorum.

    girdik kompartımana. dedim bi koltuğa ikimiz sığmayız sen diğerine yat. bunlar açılıyo yatak haline geliyo dedi. amcık da istiyo tabi benim koynumda yatmayı. tamam o zaman açalım hadi nasıl olacak tarif et dedim açtık. ben yattım bu da tam yanıma kıvrılacak. dedim çantamda bornozum var çıkarsana. çıkardı napcaz bunu dedi. dedim üzerimize örtelim. ya sıcak zaten gerek var mı filan dedi dedim sen ört. örttü abi kaşık pozisyonu yatıyoruz. cenin pozisyonu da diyolar galiba o şekil. ben bunun elleri tuttum aşağıda. ikimizin de eli bunun karnında duruyo.

    elini tutunca bi heyecanlandı. nefes alışverişi değişti hatunun farkediyorum ama ben kuul takılmaya devam. sorsan benim de zütüm geçiyo da bu ortamı bozmamam lazım. tırtıl da hafif hareketlendi. kıza temas etmesin diye geriye çekiyorum kendimi. neyse bu çabalar içinde mal mal beyin fırtınası yaparken kendi kendime uyumuşum. kız da kucağımda uyumuş tabi.

    gözlerimi bi açtım kompartımanda üç tane yeniyetme çocuk ortaokullu filandır. bana bakıyolar. dürttüm kızı uyandırdım. kalktı mahmur gözlerle etrafa bakınıyo. elemanları gördü toparlandı hemen. kalktık çantayı filan ayarladık bunların ekibin kompartımana döndük. kimisi mal mal konuşuyo kimi sızmış kalmış. ama hepsinin şaftı kayık belli. dedim ne kadar kaldı leylaya. az kaldı birazdan orda oluruz dedi. gün yeni ağarıyo. bi yarım saat daha gittik öyle vardık saraybosnaya.

    hadi dediler birer çay içelim. dedim yanımda hiç boşnak parası yok. bana para çevirme ofisini tarif edin de onsan sonra içelim. saçmalama işte sen benim misafirimsin burası benim memleketim ben ısmarlayacam filan. nerden onun misafiri olduysam amk sen olmasan da gidecektim ben zaten saraybosnaya. neyse peki öyle olsun dedim gittik istasyonda bi kafeye. yeşil çay vardı zaten siyah yoktu. yeşil çay istedik hepimiz. çaylar geldi bunları içerken de leyla yine aynı şekil misafirleriyle hiç ilgilenmiyo. kız bende anlayacağınız.

    sonra tam çaylar bitti kalkmaya yeltendik. ee biz annemin yanına gitcez ona bi meraba ettikten sonra şehri gezcez sen napcan filan dedi bana leyla. dedim önce bi hostel bulmam lazım. bulayım soyunayım döküneyim sonra ben de gezmeye çıkarım dedim. dur dedi benim bildiğim çok iyi bi hostel var fiyatı da uygun seni oraya zütüreyim dedi. ya dedim saçmalama senin arkadaşların benim peşimden gelmek zorunda mı. gezmeye gelmişler buraya niye ayakbağı olcam filan ayak yapıyorum hatuna. yok dedi onlar bensiz de gezer biz hostel bulalım sen bi nefes al bi banyoya gir sonra onları buluruz.

    peki dedim öyle olsun. sonra bu elemanlara döndü bişeyler konuşuyolar. diğer kız tamam öyle yapalım dedi onu anlayabildim hareketlerinden. elemanlar da pis pis gülüyo. birine sert sert bakıyo leyla o bi duruluyo diğerleri devam. başka birine dik dik bakıyo o da ciddileşiyo filan. kızı utandırmaya çalışıyo zütler. neyse tamam o zaman öyle yapalım dediler. ayrıldık bunların yanından. o öve öve bitiremediği hostele zütürüyo beni. neyse yolda da muhabbet ede ede sigara içe içe bulduk hatunun dediği yeri. valla adı tam hatrımda değil ama yalan olmasın sarajevo park hostel mi o tür bişey. girdik içeri kız konuşuyo. laf arasunda turk dediğini duydum. 50 yaşlarında bi adamdı hostelin resepsiyonundaki adam da.

    kız turk diyince. ooo arkadaş arkadaş dedi. kapıyı açtı bu tarafa geçti. elimi sıktı bi tokalaştık filan yanaktan. ben de mutlu oldum tabi. ne kadar diye sordum kıza. kız da adama sordu acelesi yok çıkarken verir demiş adam. kız da bana çeviriyo işte. neyse anahtarımızı aldık çıktık. tek kişilik bi oda içinde ufak banyosu tuvaleti balkonu filan da var. dedim ben duş alcam bekler misin. tabi dedi rahatına bak. çıkardım çantadan bornozu. bu zaten balkona çıkmıştı sigara içmek için ben de soyundum bornozu aldım yanıma girdim banyoya.

    işte bi 15-20 dakika filan duş aldım sonra çıktım bu yatakta oturuyo. yanına oturdum başımı siliyorum. havluyu bana versene dedi aldı elimden. geçti arkama başımı siliyo kibar kibar. epey bi sildikten sonra aynı havluyu göğüslerime doğru zütürdü orayı kuruluyo filan. bense hiç tepki vermiyorum. biraz sonra arkamdan sarıldı bana saçlarımı kokluyo. boynumdan filan da öpmeye başladı sonra kendine doğru çekti beni yatırdı yatağa. üzerime çıktı. dudaklarıma yapıştı. bi süre öyle öpüştükten sonra ben de onu soydum filan derken bildiğiniz durumlar. o gün de akşama kadar gezdik ama onları anlatmaya gerek yok zaten ilginizi de çekmez binler burdan sonrası :d
    Tümünü Göster
    ···
  5. 55.
    0
    hikayenin devdıbını da yazamadım amk kusura bakmayın denemediğim yol kalmadı. başka başlık açtım oraya yapıştırdım orda da aynı tak
    ···
  6. 56.
    0
    kafamı uzattım içeriye. passport control dedim. bikaçı hemen pasaportlarını vermeye davrandı ceplerini filan yokluyolar. 5 erkek 2 kız vardı kompartımanda. kızlardan biri pasaportumuzu neden soruyosun dedi. anladı amk görevli olmadığımı. hem daha sınıra çok var. hem de kıyafetim baya bildiğin turist binler gibi hiç görevli polis gibi bi halim yok. isimlerinizi öğrenmem gerek çünkü sizinle arkadaş olmak istiyorum dedim. nihohahaha zuhahaha bastılar kahkahayı amk. gel gel dediler hemen bi yer açtılar bana kompartımanda. işte necisin nerden geliyosun nereden gidiyosun klagib soru yağmuru.

    anlattım işte türküm macaristanda erasmus yapıyorum. saraybosnayı gezmek istedim oraya gidiyorum. tek misin tekim. gel ya biz de oraya gidiyoruz takılırız beraber filan. kızın biri atladı ben türkleri çok severim. saraybosnanın heryerini gezdiririm sana oralıyım aslen dedi. diğerlerinin hepsi slovenyalıymış. kız da slovenyada okuyan bi boşnakmış. arkadaşlarını saraybosnaya zütürüyo gezmek için. annesi de orda öğretmenmiş. kızın adı leylaydı iyi hatırlıyorum.

    işte bunlarla gülüş oynaş filan bilet soran görevli geldi. baktım bunların hepsi biletlerini gösteriyolar. amk macarları bana kimse orda bilet almaz demişlerdi ben de almadım. dedim benim biletim yok. adam yüzüne sert bi ifade takındı. nerelisin sen türküm. bu ülkede bedava yolculuk yapacağını mı sanıyosun sen bizi enayi yerine mi koyuyosun der gibi bakış attı bana. dedim özür dilerim ben bilet gişesini bulamadım. nası bulamadıysan amk öküz olsa bulur. neyse bana trende bilet kesti ama %50 bindirmeli tabi. 80 lira civarı bi para ödedim amk biletine yola devam ediyoruz.

    bu kız sürekli benle ilgileniyo. kız da nası güzel anlatamam zaten boşnaklardan çirkin kız çıkmaz bilirsiniz. benim de kıza dibim düşüyo da belli etmiyom. hani nasıl olsa cepte biraz ağırdan satalım kendimizi olayı. dedi bosna hersekte herkes türkleri çok sever. bize sırplarla savaştığımızda bi tek siz yardım ettiniz filan diyo. tabi ben o arada siğer slovenlerin bana ikram ettiği değişik içkiyi içiyorum bi yandan kızı dinliyorum. elemanın biri de benle muhabbet etmeye çalışıyo. bin bi ortam var kompartımanın içinde.

    kız bi ara dedi çok gürültü ediyo bunlar dışarı çıkalım mı. dedim tamam. yanıma aldım bana verdikleri şişeyi. aradaki koridora çıktık. penceresini açtık. o sigara içiyo ben de o elimdeki içkiyi içiyorum. ne olduğunu da anlamadım amk böyle kırmızı şarap gibi rom gibi değişik bi tadı var. hep bi türk arkadaşım olsun istemiştim dedi. internette bi sürü var ama gerçek hayatta ilk sensin filan dedi. ben ne derse yaa öyle mi çok ilginç anlamında kafa hareketleriyle geçiştiriyorum kızı. o şekil de epey muhabbet ettik.

    derken sınıra gelmişiz. hırvat polis geldi. pasaportlarımıza baktı damga vurdu devam ettik. sınırın diğer tarafına geçtik orda da boşnak polisler durdurdu treni onlar da kontrol ediyolar. verdi hepsi pasaportunu hepsi sloven. gayet ciddi bi şekilde vurdu mühürleri. benimkini aldı bi baktı üzerinde ayyıldız var tabi. yüzünde bi gülümseme oluştu adamın. vurdu mührü sonra pasaportu bana geri verirken bi göz kırptı gitti. seni sevdi herhalde dedi leyla. herhalde dedim anlam verememişim gibi bi yüz ifadesi takınarak.

    gece olmuştu artık uykum da geldi baya yordu yol muhabbetleri. ben uyuyacam dedim leylaya. kendi kompartımanıma geçiyim. dedi ben de geliyim benim de uyumam lazım bunlar uyumazlar beni de uyutmazlar. ki zaten yatacak yer de yok burda. e iyi madem gel bakalım edalarında davet ettim kızı. zaten kompartımanların çoğu da boştu. geçtik benim kompartımana. bu amcık sloven binleri de arkamızdan alkışlıyolar bizi. birbirinize çok yakıştınız müslümanlar filan dedi biri. kız susun ayıp mayıp bişeyler yapmaya çalışıyo. ben duymamış gibi biraz da sallamadığımı belli edercesine yürüyorum.

    girdik kompartımana. dedim bi koltuğa ikimiz sığmayız sen diğerine yat. bunlar açılıyo yatak haline geliyo dedi. amcık da istiyo tabi benim koynumda yatmayı. tamam o zaman açalım hadi nasıl olacak tarif et dedim açtık. ben yattım bu da tam yanıma kıvrılacak. dedim çantamda bornozum var çıkarsana. çıkardı napcaz bunu dedi. dedim üzerimize örtelim. ya sıcak zaten gerek var mı filan dedi dedim sen ört. örttü abi kaşık pozisyonu yatıyoruz. cenin pozisyonu da diyolar galiba o şekil. ben bunun elleri tuttum aşağıda. ikimizin de eli bunun karnında duruyo.

    elini tutunca bi heyecanlandı. nefes alışverişi değişti hatunun farkediyorum ama ben kuul takılmaya devam. sorsan benim de zütüm geçiyo da bu ortamı bozmamam lazım. tırtıl da hafif hareketlendi. kıza temas etmesin diye geriye çekiyorum kendimi. neyse bu çabalar içinde mal mal beyin fırtınası yaparken kendi kendime uyumuşum. kız da kucağımda uyumuş tabi.

    gözlerimi bi açtım kompartımanda üç tane yeniyetme çocuk ortaokullu filandır. bana bakıyolar. dürttüm kızı uyandırdım. kalktı mahmur gözlerle etrafa bakınıyo. elemanları gördü toparlandı hemen. kalktık çantayı filan ayarladık bunların ekibin kompartımana döndük. kimisi mal mal konuşuyo kimi sızmış kalmış. ama hepsinin şaftı kayık belli. dedim ne kadar kaldı leylaya. az kaldı birazdan orda oluruz dedi. gün yeni ağarıyo. bi yarım saat daha gittik öyle vardık saraybosnaya.

    hadi dediler birer çay içelim. dedim yanımda hiç boşnak parası yok. bana para çevirme ofisini tarif edin de onsan sonra içelim. saçmalama işte sen benim misafirimsin burası benim memleketim ben ısmarlayacam filan. nerden onun misafiri olduysam amk sen olmasan da gidecektim ben zaten saraybosnaya. neyse peki öyle olsun dedim gittik istasyonda bi kafeye. yeşil çay vardı zaten siyah yoktu. yeşil çay istedik hepimiz. çaylar geldi bunları içerken de leyla yine aynı şekil misafirleriyle hiç ilgilenmiyo. kız bende anlayacağınız.

    sonra tam çaylar bitti kalkmaya yeltendik. ee biz annemin yanına gitcez ona bi meraba ettikten sonra şehri gezcez sen napcan filan dedi bana leyla. dedim önce bi hostel bulmam lazım. bulayım soyunayım döküneyim sonra ben de gezmeye çıkarım dedim. dur dedi benim bildiğim çok iyi bi hostel var fiyatı da uygun seni oraya zütüreyim dedi. ya dedim saçmalama senin arkadaşların benim peşimden gelmek zorunda mı. gezmeye gelmişler buraya niye ayakbağı olcam filan ayak yapıyorum hatuna. yok dedi onlar bensiz de gezer biz hostel bulalım sen bi nefes al bi banyoya gir sonra onları buluruz.

    peki dedim öyle olsun. sonra bu elemanlara döndü bişeyler konuşuyolar. diğer kız tamam öyle yapalım dedi onu anlayabildim hareketlerinden. elemanlar da pis pis gülüyo. birine sert sert bakıyo leyla o bi duruluyo diğerleri devam. başka birine dik dik bakıyo o da ciddileşiyo filan. kızı utandırmaya çalışıyo zütler. neyse tamam o zaman öyle yapalım dediler. ayrıldık bunların yanından. o öve öve bitiremediği hostele zütürüyo beni. neyse yolda da muhabbet ede ede sigara içe içe bulduk hatunun dediği yeri. valla adı tam hatrımda değil ama yalan olmasın sarajevo park hostel mi o tür bişey. girdik içeri kız konuşuyo. laf arasunda turk dediğini duydum. 50 yaşlarında bi adamdı hostelin resepsiyonundaki adam da.

    kız turk diyince. ooo arkadaş arkadaş dedi. kapıyı açtı bu tarafa geçti. elimi sıktı bi tokalaştık filan yanaktan. ben de mutlu oldum tabi. ne kadar diye sordum kıza. kız da adama sordu acelesi yok çıkarken verir demiş adam. kız da bana çeviriyo işte. neyse anahtarımızı aldık çıktık. tek kişilik bi oda içinde ufak banyosu tuvaleti balkonu filan da var. dedim ben duş alcam bekler misin. tabi dedi rahatına bak. çıkardım çantadan bornozu. bu zaten balkona çıkmıştı sigara içmek için ben de soyundum bornozu aldım yanıma girdim banyoya.

    işte bi 15-20 dakika filan duş aldım sonra çıktım bu yatakta oturuyo. yanına oturdum başımı siliyorum. havluyu bana versene dedi aldı elimden. geçti arkama başımı siliyo kibar kibar. epey bi sildikten sonra aynı havluyu göğüslerime doğru zütürdü orayı kuruluyo filan. bense hiç tepki vermiyorum. biraz sonra arkamdan sarıldı bana saçlarımı kokluyo. boynumdan filan da öpmeye başladı sonra kendine doğru çekti beni yatırdı yatağa. üzerime çıktı. dudaklarıma yapıştı. bi süre öyle öpüştükten sonra ben de onu soydum filan derken bildiğiniz durumlar. o gün de akşama kadar gezdik ama onları anlatmaya gerek yok zaten ilginizi de çekmez binler burdan sonrası :d
    Tümünü Göster
    ···
  7. 57.
    0
    kafamı uzattım içeriye. passport control dedim. bikaçı hemen pasaportlarını vermeye davrandı ceplerini filan yokluyolar. 5 erkek 2 kız vardı kompartımanda. kızlardan biri pasaportumuzu neden soruyosun dedi. anladı amk görevli olmadığımı. hem daha sınıra çok var. hem de kıyafetim baya bildiğin turist binler gibi hiç görevli polis gibi bi halim yok. isimlerinizi öğrenmem gerek çünkü sizinle arkadaş olmak istiyorum dedim. nihohahaha zuhahaha bastılar kahkahayı amk. gel gel dediler hemen bi yer açtılar bana kompartımanda. işte necisin nerden geliyosun nereden gidiyosun klagib soru yağmuru.
    ···
  8. 58.
    0
    yuh internet explorerdan girdim yine olmadı
    ···
  9. 59.
    0
    kafamı uzattım içeriye. passport control dedim. bikaçı hemen pasaportlarını vermeye davrandı ceplerini filan yokluyolar. 5 erkek 2 kız vardı kompartımanda. kızlardan biri pasaportumuzu neden soruyosun dedi. anladı amk görevli olmadığımı. hem daha sınıra çok var. hem de kıyafetim baya bildiğin turist binler gibi hiç görevli polis gibi bi halim yok. isimlerinizi öğrenmem gerek çünkü sizinle arkadaş olmak istiyorum dedim. nihohahaha zuhahaha bastılar kahkahayı amk. gel gel dediler hemen bi yer açtılar bana kompartımanda. işte necisin nerden geliyosun nereden gidiyosun klagib soru yağmuru.
    ···
  10. 60.
    0
    baba yatar beyler bunun olacağı yok yarın denerim yine olursa devam edersiniz kaldığınız yerden
    ···
  11. 61.
    0
    kafamı uzattım içeriye. passport control dedim. bikaçı hemen pasaportlarını vermeye davrandı ceplerini filan yokluyolar. 5 erkek 2 kız vardı kompartımanda. kızlardan biri pasaportumuzu neden soruyosun dedi. anladı amk görevli olmadığımı. hem daha sınıra çok var. hem de kıyafetim baya bildiğin turist binler gibi hiç görevli polis gibi bi halim yok. isimlerinizi öğrenmem gerek çünkü sizinle arkadaş olmak istiyorum dedim. nihohahaha zuhahaha bastılar kahkahayı amk. gel gel dediler hemen bi yer açtılar bana kompartımanda. işte necisin nerden geliyosun nereden gidiyosun klagib soru yağmuru.
    ···
  12. 62.
    0
    bi bara uğradım bişeyler içtim filan. sultana da ayıp oldu ama yapacak bişey yok ortalık gavur amı gibi yanıyo ki oranın tabiriyle türk amı gibi yanıyo zaten her yer gavur. illa ki bişeyler içip serinleyecen kola mı içiyim amk oturdum bira içiyorum ben de normal olarak. neyse bi şekilde saati 5 ettim. gittim istasyona. benim tren geldi. bindim. yola çıktık. ama sürekli bi bileti bi saati kontrol ediyorum. bu sefer de kaçırırsak ineceğimiz yeri bizim gezi yalan olur diye. neyse vardım gyekenyese. o dediğim yer de nagykanizsanın küçük bi kasabası. tam hırvatistan sınırında kurulmuş küçük bi yer. indim orda. sordum görevlilere zagrebe ilk tren ne zaman. 50 dakika sonra dediler. dedim bu kasabayı da geziyim 50 dakika.

    sokaklarında dolaşıyorum millet mal mal bana bakıyo yabancı gördüler tabi köylerinde e turistik bi yer de değil anasını satıyım kim gezmeye gider gyekenyesi. işte mezarlığa girdim bi ara fatiha okuyorum elin gavurlarına. hava da aydınlanmak üzere. gyros yapan bi yer buldum. o da bildiğin lavaşta tavuk dürüm amk. neyse bi tane aldım sokakta yiye yiye geri döndüm istasyona. tren gelmiş bindim trene istikamet zagreb.

    zagrebe vardım. yine direk informationa doğru yöneldim. dedim saraybosnaya ilk tren ne zaman. yarım saat sonra dedi. bi sonraki ne zaman 1 saat 45 dakika sonra dedi. tamam dedim yarım saat sonra niye biniyim amk. hazır gelmişken burayı da biraz gezelim. hırvatistan diye önemsemezsiniz belki ama başkenttir sonuçta. neyse tamam dedim ayrıldım ordan. bilet almadım. çünkü yola çıkarken saraybosnaya daha önce gitmiş bi kaç kişiyle konuşmuştum yurttan. hani yol parası ne kadardır hazırlıklı çıkayım gibisinden. ne parası lan onlarda kanun nizam bişey yok bilet filan alma. atla trene kompartıman görevlisi geldimi 5 avro ver öpe öpe alır gider adam diğer yolcular o kadar bile vermiyo dediler ben de onlara uydum amk.

    neyse şehri geziyorum. epey bi gezdim yoruldum amk. oturdum bi banka sigara içiyorum. öyle güzel kokan bi şehir görmedim ben binler. her yer değişik değişik çiçek dolu. hepsinin kokusu birbirine karışıyo. çok sevimli bi koku var havada. neyse baya bi gezdikten sonra tren saati geldi ben de istasyona doğru yollandım. buldum treni bindim. yanıma da marketten 4 tane bira aldım. yolda yalnızım sıkılırsam içerim filan. kapıdan girer girmez ilk kompartımanda benim yaşlarda bi eleman oturuyo tek başına. oturabilir miyim dedim tabi dedi çöktüm yanına.

    tanışıyoruz işte. oralıymış çocuk hırvatmış yani. adın ne dedim. mario dedi. ama süper değil lütfen sen de o espriyi yapma çocukluğumdan beri bıktım dedi. yok dedim başka bi espri yapacam. neymiş dedi. çocuğukluğumu senin manitayı kurtarmaya harcadım amk dedim. hiç duymamış bu espriyi orda yaygın bişey değil tabi kahkaha attı biraz. dedim nereye gidiyon işte bi kasaba söyledi benim memleket orası zagrebde öğrenciyim. dersten çıktım eve gidiyorum. sen nereye gidiyon işte ben saraybosnaya. ordan da mostara. atalarımın yaptığı köprüyü görecem. filan fistan çocuğun ineceği yer geldi indi bu zütoğlanı.

    ben yola devam ederken açtım bi tane birayı içiyorum. müzik dinliyorum kulağımda mp3 filan yok amk zaman geçmiyo. ileriki kompartımanlardan birinde de gülüş oynaş sesleri geliyo. anladım ki kalabalık bi genç grubu var. dedim gideyim şunlarla tanışayım hani burda takıldığıma bakmayı öyle gibik bi asosyal değilim. sonra aklıma bi olay geldi onu yapacam. ama birayı bitirmem gerekiyo bunun için. bi tane sigara yaktım birayla beraber bunu da içtim. bira bitti elemanların kompartımanına yöneldim.

    kafamı uzattım içeriye. passport control dedim. bikaçı hemen pasaportlarını vermeye davrandı ceplerini filan yokluyolar. 5 erkek 2 kız vardı kompartımanda. kızlardan biri pasaportumuzu neden soruyosun dedi. anladı amk görevli olmadığımı. hem daha sınıra çok var. hem de kıyafetim baya bildiğin turist binler gibi hiç görevli polis gibi bi halim yok. isimlerinizi öğrenmem gerek çünkü sizinle arkadaş olmak istiyorum dedim. nihohahaha zuhahaha bastılar kahkahayı amk. gel gel dediler hemen bi yer açtılar bana kompartımanda. işte necisin nerden geliyosun nereden gidiyosun klagib soru yağmuru.

    anlattım işte türküm macaristanda erasmus yapıyorum. saraybosnayı gezmek istedim oraya gidiyorum. tek misin tekim. gel ya biz de oraya gidiyoruz takılırız beraber filan. kızın biri atladı ben türkleri çok severim. saraybosnanın heryerini gezdiririm sana oralıyım aslen dedi. diğerlerinin hepsi slovenyalıymış. kız da slovenyada okuyan bi boşnakmış. arkadaşlarını saraybosnaya zütürüyo gezmek için. annesi de orda öğretmenmiş. kızın adı leylaydı iyi hatırlıyorum.
    Tümünü Göster
    ···
  13. 63.
    0
    bi bara uğradım bişeyler içtim filan. sultana da ayıp oldu ama yapacak bişey yok ortalık gavur amı gibi yanıyo ki oranın tabiriyle türk amı gibi yanıyo zaten her yer gavur. illa ki bişeyler içip serinleyecen kola mı içiyim amk oturdum bira içiyorum ben de normal olarak. neyse bi şekilde saati 5 ettim. gittim istasyona. benim tren geldi. bindim. yola çıktık. ama sürekli bi bileti bi saati kontrol ediyorum. bu sefer de kaçırırsak ineceğimiz yeri bizim gezi yalan olur diye. neyse vardım gyekenyese. o dediğim yer de nagykanizsanın küçük bi kasabası. tam hırvatistan sınırında kurulmuş küçük bi yer. indim orda. sordum görevlilere zagrebe ilk tren ne zaman. 50 dakika sonra dediler. dedim bu kasabayı da geziyim 50 dakika.

    sokaklarında dolaşıyorum millet mal mal bana bakıyo yabancı gördüler tabi köylerinde e turistik bi yer de değil anasını satıyım kim gezmeye gider gyekenyesi. işte mezarlığa girdim bi ara fatiha okuyorum elin gavurlarına. hava da aydınlanmak üzere. gyros yapan bi yer buldum. o da bildiğin lavaşta tavuk dürüm amk. neyse bi tane aldım sokakta yiye yiye geri döndüm istasyona. tren gelmiş bindim trene istikamet zagreb.

    zagrebe vardım. yine direk informationa doğru yöneldim. dedim saraybosnaya ilk tren ne zaman. yarım saat sonra dedi. bi sonraki ne zaman 1 saat 45 dakika sonra dedi. tamam dedim yarım saat sonra niye biniyim amk. hazır gelmişken burayı da biraz gezelim. hırvatistan diye önemsemezsiniz belki ama başkenttir sonuçta. neyse tamam dedim ayrıldım ordan. bilet almadım. çünkü yola çıkarken saraybosnaya daha önce gitmiş bi kaç kişiyle konuşmuştum yurttan. hani yol parası ne kadardır hazırlıklı çıkayım gibisinden. ne parası lan onlarda kanun nizam bişey yok bilet filan alma. atla trene kompartıman görevlisi geldimi 5 avro ver öpe öpe alır gider adam diğer yolcular o kadar bile vermiyo dediler ben de onlara uydum amk.

    neyse şehri geziyorum. epey bi gezdim yoruldum amk. oturdum bi banka sigara içiyorum. öyle güzel kokan bi şehir görmedim ben binler. her yer değişik değişik çiçek dolu. hepsinin kokusu birbirine karışıyo. çok sevimli bi koku var havada. neyse baya bi gezdikten sonra tren saati geldi ben de istasyona doğru yollandım. buldum treni bindim. yanıma da marketten 4 tane bira aldım. yolda yalnızım sıkılırsam içerim filan. kapıdan girer girmez ilk kompartımanda benim yaşlarda bi eleman oturuyo tek başına. oturabilir miyim dedim tabi dedi çöktüm yanına.

    tanışıyoruz işte. oralıymış çocuk hırvatmış yani. adın ne dedim. mario dedi. ama süper değil lütfen sen de o espriyi yapma çocukluğumdan beri bıktım dedi. yok dedim başka bi espri yapacam. neymiş dedi. çocuğukluğumu senin manitayı kurtarmaya harcadım amk dedim. hiç duymamış bu espriyi orda yaygın bişey değil tabi kahkaha attı biraz. dedim nereye gidiyon işte bi kasaba söyledi benim memleket orası zagrebde öğrenciyim. dersten çıktım eve gidiyorum. sen nereye gidiyon işte ben saraybosnaya. ordan da mostara. atalarımın yaptığı köprüyü görecem. filan fistan çocuğun ineceği yer geldi indi bu zütoğlanı.

    ben yola devam ederken açtım bi tane birayı içiyorum. müzik dinliyorum kulağımda mp3 filan yok amk zaman geçmiyo. ileriki kompartımanlardan birinde de gülüş oynaş sesleri geliyo. anladım ki kalabalık bi genç grubu var. dedim gideyim şunlarla tanışayım hani burda takıldığıma bakmayı öyle gibik bi asosyal değilim. sonra aklıma bi olay geldi onu yapacam. ama birayı bitirmem gerekiyo bunun için. bi tane sigara yaktım birayla beraber bunu da içtim. bira bitti elemanların kompartımanına yöneldim.

    kafamı uzattım içeriye. passport control dedim. bikaçı hemen pasaportlarını vermeye davrandı ceplerini filan yokluyolar. 5 erkek 2 kız vardı kompartımanda. kızlardan biri pasaportumuzu neden soruyosun dedi. anladı amk görevli olmadığımı. hem daha sınıra çok var. hem de kıyafetim baya bildiğin turist binler gibi hiç görevli polis gibi bi halim yok. isimlerinizi öğrenmem gerek çünkü sizinle arkadaş olmak istiyorum dedim. nihohahaha zuhahaha bastılar kahkahayı amk. gel gel dediler hemen bi yer açtılar bana kompartımanda. işte necisin nerden geliyosun nereden gidiyosun klagib soru yağmuru.

    anlattım işte türküm macaristanda erasmus yapıyorum. saraybosnayı gezmek istedim oraya gidiyorum. tek misin tekim. gel ya biz de oraya gidiyoruz takılırız beraber filan. kızın biri atladı ben türkleri çok severim. saraybosnanın heryerini gezdiririm sana oralıyım aslen dedi. diğerlerinin hepsi slovenyalıymış. kız da slovenyada okuyan bi boşnakmış. arkadaşlarını saraybosnaya zütürüyo gezmek için. annesi de orda öğretmenmiş. kızın adı leylaydı iyi hatırlıyorum.
    Tümünü Göster
    ···
  14. 64.
    0
    kafamı uzattım içeriye. passport control dedim. bikaçı hemen pasaportlarını vermeye davrandı ceplerini filan yokluyolar. 5 erkek 2 kız vardı kompartımanda. kızlardan biri pasaportumuzu neden soruyosun dedi. anladı amk görevli olmadığımı. hem daha sınıra çok var. hem de kıyafetim baya bildiğin turist binler gibi hiç görevli polis gibi bi halim yok. isimlerinizi öğrenmem gerek çünkü sizinle arkadaş olmak istiyorum dedim. nihohahaha zuhahaha bastılar kahkahayı amk. gel gel dediler hemen bi yer açtılar bana kompartımanda. işte necisin nerden geliyosun nereden gidiyosun klagib soru yağmuru.
    ···
  15. 65.
    0
    erasmus progrdıbının son ayındayız. artık millet yeter ya memlekete dönelim artık havasında. bu arada önceki hikayemi okumayanlar için kısadan bi özet geçiyim. macaristanın szombathely kenyindeyiz 80bin nüfuslu avusturya sınırına 20 km bi şehir. 8 kişiyiz türk ekibi olarak 5 kız 3 erkek. neyse devam edelim. epey bi ülke gezdik. cebimizdeki son parayla nereyi gezsek diye düşünüyoruz şükrüyle ikimiz yalnız diğerleri sıkılmış bize bu kadar yeter ayaklarındalar. sadece şükrüyle ikimizin hala gezesi var. o diyo prag ben diyom saraybosna. o diyo çekler ben diyom boşnaklar. uzlaşamadık züt oğlanıyla dedik ayrı ayrı takılalım. o praga gitti ben saraybosnaya.

    okul da artık bitti gündüz yurtta yatıyoruz gece alemlerdeyiz. o gün gece barda çok takılmadım. bikaç bişey içtim yurda geçtim. ertesi sabah yolculuk var haliyle. mutfağa girdim. dilimlenmiş ekmeklerin arasına kağıt dilimi peynirlerden koydum. biraz erös pista (bizim domates salçasının acılısı lan işte), biraz kaymak, biraz tereyağı sürdüm. böyle 5-6 tane hazırladım. gazeteye sardım bunları çantaya koydum. birer tane temiz çamaşır. başımı yıkamak için havlu filan. tabi bi kutu kondomu koymayı da unutmadım en önemli ihtiyaç amk.

    sabah uyandım abi saat 6 civarı daha karga takunu yememiş. banyoya girdim bi duş aldım. ama öyle bi mallık yok üstümde yani baya baya zıpkın gibiyim. duştan sonra ufak çapta bi kahvaltı. bi de sigara yaktım yurdun mutfağında içtim derken saat 7 oldu. çıktım topukla tren istasyonuna. önceki gün gidip saatlerine bakmıştım. 7:40ta szombathelyden zagrebe tren var. yurtla istasyonun arası da biraz var. yürüyerek 25 dakika filan sürdü. neyse vardığımda 7buçuğa geliyodu saat. eğildim bilet gişesindeki kadına sırtta sırt çantası kafada şapka helo diyerekten yanaşıyorum. tam turist öğrenci edaları işte.

    kadına dedim zagrebe gidecem. gidiş-dönüş bileti veriyim diyo. lan karı istemiyorum gidiş dönüş bilet. ne zaman döneceği belli olmaz. ben saraybosnaya geçecem ordan geri buraya döneceğimde zagrebe uğrayacağım da belli olmaz. ingilizcesini gibtiğim anlatamıyo demek istediğini. yok illa gidiş dönüş verecem. yahu niye dedim en sonunda sorayım artık amk istemiyorumdan anlamıyo. dedi tek gidiş 7000 forint. gidiş dönüş 5500 forint. oha amk dedim nası bi düzenleme varsa heriflerde geri dönmesen bile gidiş dönüş almak daha ucuz. 5500 forint de bizim parayla 40 lira filan işte.

    eyvallah sağolun dedim aldım gidiş dönüş biletini. dışarı çıktım bi sigara yaktım. umursamaz umursamaz içerken tren geldi. etrafımda benim gibi uykudan yeni uyanmış çevresine mahmur mahmur bakan bi alay macarla bindim trene. tabi sigara içilen vagondan aldım bileti. bizimkilerin abye uyum yasası diye sigarayı yasakladıklarına bakmayın amk orda barlarda lokantaların çoğunda içiliyo. hatta dediğim gibi trende bile içmen mümkün.

    neyse baba ilerliyoruz. ben tek başımayım trende. yani yanımda yol arkadaşı yok. avrupaya çıktığımdan beri ilk kez ekipten ayrı seyahat ediyorum. hakkaten sıkıcıymış. müzik dinliyorum arada kitap okuyorum ama nafile. muhabbet edecek adam olmadı mı yanında çekilmiyo o yolculuk. bi de takdir edersiniz ki elin memleketleri. kimse ağzından dilinden anlamıyo. bi ateş isteyecen kırk şaklabanlık yapıyosun adamlara çakmağı tarif etmek için. çıkıp şimdi bi çakmağı anlatamadın mı lan demeyin giberün amk o örnek geldi aklıma ben de biliyorum çakmağın kolay tarif edilebilir bişey olduğunu.

    neyse baba devam ediyo yolculuk. ama benim yanımda haritadır tur rehberi kitaplarıdır bişey yok. gittik baya bi amk baktım nagykanizsa yazıyo. nagy büyük demek kanizsa da kanija diye okunuyo. büyük kanija yani şehrin adı bizim kanije kalesinin olduğu yer. biraz daha gittik szigetvara geldik. orası da bizim zigetvar kalesinin olduğu şehir. ulan diyorum bu kadar gelmememiz gerekiyodu. yani harita az buçuk gözümün önünde. biz çok geldik filan diyorum. ama sonra yok lan amk bu adamlar buranın yerlisi onlar bilmiyo mu amk diye telkin ediyorum kendi kendimi.

    saat 12ye geliyo baba. bi durdu tren durak pecs. naha ananı avradını gibsinler dedim. ta pecse gelmişiz. anlamıştım zaten bi bit yeniği olduğunu. trenden apar topar attılar beni. anlatamadım da derdimi. o trenin son durağı oraymış. neyse indim orda. doğru koştur koştur information aramaya. buldum sonunda. benim önümde bikaç tane daha adam var onlar da bişey soruyolar ben de onların arkasında bekliyorum. beklerken arkama iki tane kız geldi. tahmini liseli filandır o yaşlarda. kıkır kıkır gülüşüp duruyolar amk. arada dönüp ters ters bakıyorum. ben öyle sinirli baktıkça daha bi koyuyolar hakırtıyı.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 66.
    0
    sonra biri beni dürttü bişey dedi. anlamadım sizin dilinizi bilmiyorum macar değilim dedim. your bag is open dedi. çantayı önüme doğru getirdim. baktım en öndeki küçük göz açılmış. kondom kutusu da ordan sarkmış düşmek üzere. ona gülüyolarmış kaltaklar. thank you dedim kapattım çantayı. herneyse önümdeki adamlar soracaklarını sordular gibtirolup gittiler. sıra bana geldi anlattım derdimi dedim ben zagrebe gidecektim beni buraya kadar getirdi bu tren. anlattı işte biletiniz iki parçadan oluşuyo. szombathely-gyekenyes arası ve gyekenyes-zagreb arası. gyekenyeste inip zagrebe gidecek trene binmeniz gerekiyodu.

    dedim bileti szombathelyde aldığım kadın anlatmadı bana bunu ya da ingilizce bilmiyodu o yüzden anlatamadı galiba. neyse dedi gyekenyes-zagreb arası kısmını kullanabilirsiniz hala ama burdan gyekenyese gitmek için bilet almanız gerek. dedim alalım ne kadar? onu tam hatırlamıyorum da 1000 forint civarı bişeydi aldım. dedim ne zaman oraya ilk tren? dedi akşam 5de. oha dedim amk saat daha 12. napıcam ben burda 5 saat. neyse olmuş artık yapacak bişey yok. dedim pecse geldik madem yanlışlıkla 5ye kadar da burayı gezeriz artık. hem avrupa kültür başkenti seçildiğine göre epey güzel bi şehir galiba diye avutuyorum kendimi.

    akşam 5ye kadar gezdim. işte salak salak caddelere giriyorum filan. kanuni sultan süleymanın anıtmezarını sordum. tabi orda muhteşem süleyman diye biliyolar. suleiman the magnificent. neyse pecsle szigetvar arasında bi yerdeymiş. çok uzak değildi gittim buldum. onun mezarı istanbulda diye atlayan aynştaynlar çıkmadan söyleyim sefer sırasında öldüğü için iç organarımı buraya gömün askere moral olsun demiş sultanımız. iç organları orda. içi boş naaşını da ilaçlayıp istanbula getirip buraya defnetmişler. neyse onun yüce mezarını da ziyaret ettim şehre geri döndüm.

    bi bara uğradım bişeyler içtim filan. sultana da ayıp oldu ama yapacak bişey yok ortalık gavur amı gibi yanıyo ki oranın tabiriyle türk amı gibi yanıyo zaten her yer gavur. illa ki bişeyler içip serinleyecen kola mı içiyim amk oturdum bira içiyorum ben de normal olarak. neyse bi şekilde saati 5 ettim. gittim istasyona. benim tren geldi. bindim. yola çıktık. ama sürekli bi bileti bi saati kontrol ediyorum. bu sefer de kaçırırsak ineceğimiz yeri bizim gezi yalan olur diye. neyse vardım gyekenyese. o dediğim yer de nagykanizsanın küçük bi kasabası. tam hırvatistan sınırında kurulmuş küçük bi yer. indim orda. sordum görevlilere zagrebe ilk tren ne zaman. 50 dakika sonra dediler. dedim bu kasabayı da geziyim 50 dakika.

    sokaklarında dolaşıyorum millet mal mal bana bakıyo yabancı gördüler tabi köylerinde e turistik bi yer de değil anasını satıyım kim gezmeye gider gyekenyesi. işte mezarlığa girdim bi ara fatiha okuyorum elin gavurlarına. hava da aydınlanmak üzere. gyros yapan bi yer buldum. o da bildiğin lavaşta tavuk dürüm amk. neyse bi tane aldım sokakta yiye yiye geri döndüm istasyona. tren gelmiş bindim trene istikamet zagreb.

    zagrebe vardım. yine direk informationa doğru yöneldim. dedim saraybosnaya ilk tren ne zaman. yarım saat sonra dedi. bi sonraki ne zaman 1 saat 45 dakika sonra dedi. tamam dedim yarım saat sonra niye biniyim amk. hazır gelmişken burayı da biraz gezelim. hırvatistan diye önemsemezsiniz belki ama başkenttir sonuçta. neyse tamam dedim ayrıldım ordan. bilet almadım. çünkü yola çıkarken saraybosnaya daha önce gitmiş bi kaç kişiyle konuşmuştum yurttan. hani yol parası ne kadardır hazırlıklı çıkayım gibisinden. ne parası lan onlarda kanun nizam bişey yok bilet filan alma. atla trene kompartıman görevlisi geldimi 5 avro ver öpe öpe alır gider adam diğer yolcular o kadar bile vermiyo dediler ben de onlara uydum amk.

    neyse şehri geziyorum. epey bi gezdim yoruldum amk. oturdum bi banka sigara içiyorum. öyle güzel kokan bi şehir görmedim ben binler. her yer değişik değişik çiçek dolu. hepsinin kokusu birbirine karışıyo. çok sevimli bi koku var havada. neyse baya bi gezdikten sonra tren saati geldi ben de istasyona doğru yollandım. buldum treni bindim. yanıma da marketten 4 tane bira aldım. yolda yalnızım sıkılırsam içerim filan. kapıdan girer girmez ilk kompartımanda benim yaşlarda bi eleman oturuyo tek başına. oturabilir miyim dedim tabi dedi çöktüm yanına.

    tanışıyoruz işte. oralıymış çocuk hırvatmış yani. adın ne dedim. mario dedi. ama süper değil lütfen sen de o espriyi yapma çocukluğumdan beri bıktım dedi. yok dedim başka bi espri yapacam. neymiş dedi. çocuğukluğumu senin manitayı kurtarmaya harcadım amk dedim. hiç duymamış bu espriyi orda yaygın bişey değil tabi kahkaha attı biraz. dedim nereye gidiyon işte bi kasaba söyledi benim memleket orası zagrebde öğrenciyim. dersten çıktım eve gidiyorum. sen nereye gidiyon işte ben saraybosnaya. ordan da mostara. atalarımın yaptığı köprüyü görecem. filan fistan çocuğun ineceği yer geldi indi bu zütoğlanı.
    Tümünü Göster
    ···
  17. 67.
    0
    ben yola devam ederken açtım bi tane birayı içiyorum. müzik dinliyorum kulağımda mp3 filan yok amk zaman geçmiyo. ileriki kompartımanlardan birinde de gülüş oynaş sesleri geliyo. anladım ki kalabalık bi genç grubu var. dedim gideyim şunlarla tanışayım hani burda takıldığıma bakmayı öyle gibik bi asosyal değilim. sonra aklıma bi olay geldi onu yapacam. ama birayı bitirmem gerekiyo bunun için. bi tane sigara yaktım birayla beraber bunu da içtim. bira bitti elemanların kompartımanına yöneldim.

    kafamı uzattım içeriye. passprt control dedim. bikaçı hemen pasaportlarını vermeye davrandı ceplerini filan yokluyolar. 5 erkek 2 kız vardı kompartımanda. kızlardan biri pasaportumuzu neden soruyosun dedi. anladı amk görevli olmadığımı. hem daha sınıra çok var. hem de kıyafetim baya bildiğin turist binler gibi hiç görevli polis gibi bi halim yok. isimlerinizi öğrenmem gerek çünkü sizinle arkadaş olmak istiyorum dedim. nihohahaha zuhahaha bastılar kahkahayı amk. gel gel dediler hemen bi yer açtılar bana kompartımanda. işte necisin nerden geliyosun nereden gidiyosun klagib soru yağmuru.

    anlattım işte türküm macaristanda erasmus yapıyorum. saraybosnayı gezmek istedim oraya gidiyorum. tek misin tekim. gel ya biz de oraya gidiyoruz takılırız beraber filan. kızın biri atladı ben türkleri çok severim. saraybosnanın heryerini gezdiririm sana oralıyım aslen dedi. diğerlerinin hepsi slovenyalıymış. kız da slovenyada okuyan bi boşnakmış. arkadaşlarını saraybosnaya zütürüyo gezmek için. annesi de orda öğretmenmiş. kızın adı leylaydı iyi hatırlıyorum.

    işte bunlarla gülüş oynaş filan bilet soran görevli geldi. baktım bunların hepsi biletlerini gösteriyolar. amk macarları bana kimse orda bilet almaz demişlerdi ben de almadım. dedim benim biletim yok. adam yüzüne sert bi ifade takındı. nerelisin sen türküm. bu ülkede bedava yolculuk yapacağını mı sanıyosun sen bizi enayi yerine mi koyuyosun der gibi bakış attı bana. dedim özür dilerim ben bilet gişesini bulamadım. nası bulamadıysan amk öküz olsa bulur. neyse bana trende bilet kesti ama %50 bindirmeli tabi. 80 lira civarı bi para ödedim amk biletine yola devam ediyoruz.

    bu kız sürekli benle ilgileniyo. kız da nası güzel anlatamam zaten boşnaklardan çirkin kız çıkmaz bilirsiniz. benim de kıza dibim düşüyo da belli etmiyom. hani nasıl olsa cepte biraz ağırdan satalım kendimizi olayı. dedi bosna hersekte herkes türkleri çok sever. bize sırplarla savaştığımızda bi tek siz yardım ettiniz filan diyo. tabi ben o arada siğer slovenlerin bana ikram ettiği değişik içkiyi içiyorum bi yandan kızı dinliyorum. elemanın biri de benle muhabbet etmeye çalışıyo. bin bi ortam var kompartımanın içinde.

    kız bi ara dedi çok gürültü ediyo bunlar dışarı çıkalım mı. dedim tamam. yanıma aldım bana verdikleri şişeyi. aradaki koridora çıktık. penceresini açtık. o sigara içiyo ben de o elimdeki içkiyi içiyorum. ne olduğunu da anlamadım amk böyle kırmızı şarap gibi rom gibi değişik bi tadı var. hep bi türk arkadaşım olsun istemiştim dedi. internette bi sürü var ama gerçek hayatta ilk sensin filan dedi. ben ne derse yaa öyle mi çok ilginç anlamında kafa hareketleriyle geçiştiriyorum kızı. o şekil de epey muhabbet ettik.

    derken sınıra gelmişiz. hırvat polis geldi. pasaportlarımıza baktı damga vurdu devam ettik. sınırın diğer tarafına geçtik orda da boşnak polisler durdurdu treni onlar da kontrol ediyolar. verdi hepsi pasaportunu hepsi sloven. gayet ciddi bi şekilde vurdu mühürleri. benimkini aldı bi baktı üzerinde ayyıldız var tabi. yüzünde bi gülümseme oluştu adamın. vurdu mührü sonra pasaportu bana geri verirken bi göz kırptı gitti. seni sevdi herhalde dedi leyla. herhalde dedim anlam verememişim gibi bi yüz ifadesi takınarak.

    gece olmuştu artık uykum da geldi baya yordu yol muhabbetleri. ben uyuyacam dedim leylaya. kendi kompartımanıma geçiyim. dedi ben de geliyim benim de uyumam lazım bunlar uyumazlar beni de uyutmazlar. ki zaten yatacak yer de yok burda. e iyi madem gel bakalım edalarında davet ettim kızı. zaten kompartımanların çoğu da boştu. geçtik benim kompartımana. bu amcık sloven binleri de arkamızdan alkışlıyolar bizi. birbirinize çok yakıştınız müslümanlar filan dedi biri. kız susun ayıp mayıp bişeyler yapmaya çalışıyo. ben duymamış gibi biraz da sallamadığımı belli edercesine yürüyorum.

    girdik kompartımana. dedim bi koltuğa ikimiz sığmayız sen diğerine yat. bunlar açılıyo yatak haline geliyo dedi. amcık da istiyo tabi benim koynumda yatmayı. tamam o zaman açalım hadi nasıl olacak tarif et dedim açtık. ben yattım bu da tam yanıma kıvrılacak. dedim çantamda bornozum var çıkarsana. çıkardı napcaz bunu dedi. dedim üzerimize örtelim. ya sıcak zaten gerek var mı filan dedi dedim sen ört. örttü abi kaşık pozisyonu yatıyoruz. cenin pozisyonu da diyolar galiba o şekil. ben bunun elleri tuttum aşağıda. ikimizin de eli bunun karnında duruyo.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 68.
    0
    elini tutunca bi heyecanlandı. nefes alışverişi değişti hatunun farkediyorum ama ben kuul takılmaya devam. sorsan benim de zütüm geçiyo da bu ortamı bozmamam lazım. tırtıl da hafif hareketlendi. kıza temas etmesin diye geriye çekiyorum kendimi. neyse bu çabalar içinde mal mal beyin fırtınası yaparken kendi kendime uyumuşum. kız da kucağımda uyumuş tabi.

    gözlerimi bi açtım kompartımanda üç tane yeniyetme çocuk ortaokullu filandır. bana bakıyolar. dürttüm kızı uyandırdım. kalktı mahmur gözlerle etrafa bakınıyo. elemanları gördü toparlandı hemen. kalktık çantayı filan ayarladık bunların ekibin kompartımana döndük. kimisi mal mal konuşuyo kimi sızmış kalmış. ama hepsinin şaftı kayık belli. dedim ne kadar kaldı leylaya. az kaldı birazdan orda oluruz dedi. gün yeni ağarıyo. bi yarım saat daha gittik öyle vardık saraybosnaya.

    hadi dediler birer çay içelim. dedim yanımda hiç boşnak parası yok. bana para çevirme ofisini tarif edin de onsan sonra içelim. saçmalama işte sen benim misafirimsin burası benim memleketim ben ısmarlayacam filan. nerden onun misafiri olduysam amk sen olmasan da gidecektim ben zaten saraybosnaya. neyse peki öyle olsun dedim gittik istasyonda bi kafeye. yeşil çay vardı zaten siyah yoktu. yeşil çay istedik hepimiz. çaylar geldi bunları içerken de leyla yine aynı şekil misafirleriyle hiç ilgilenmiyo. kız bende anlayacağınız.

    sonra tam çaylar bitti kalkmaya yeltendik. ee biz annemin yanına gitcez ona bi meraba ettikten sonra şehri gezcez sen napcan filan dedi bana leyla. dedim önce bi hostel bulmam lazım. bulayım soyunayım döküneyim sonra ben de gezmeye çıkarım dedim. dur dedi benim bildiğim çok iyi bi hostel var fiyatı da uygun seni oraya zütüreyim dedi. ya dedim saçmalama senin arkadaşların benim peşimden gelmek zorunda mı. gezmeye gelmişler buraya niye ayakbağı olcam filan ayak yapıyorum hatuna. yok dedi onlar bensiz de gezer biz hostel bulalım sen bi nefes al bi banyoya gir sonra onları buluruz.

    peki dedim öyle olsun. sonra bu elemanlara döndü bişeyler konuşuyolar. diğer kız tamam öyle yapalım dedi onu anlayabildim hareketlerinden. elemanlar da pis pis gülüyo. birine sert sert bakıyo leyla o bi duruluyo diğerleri devam. başka birine dik dik bakıyo o da ciddileşiyo filan. kızı utandırmaya çalışıyo zütler. neyse tamam o zaman öyle yapalım dediler. ayrıldık bunların yanından. o öve öve bitiremediği hostele zütürüyo beni. neyse yolda da muhabbet ede ede sigara içe içe bulduk hatunun dediği yeri. valla adı tam hatrımda değil ama yalan olmasın sarajevo park hostel mi o tür bişey. girdik içeri kız konuşuyo. laf arasunda turk dediğini duydum. 50 yaşlarında bi adamdı hostelin resepsiyonundaki adam da.

    kız turk diyince. ooo arkadaş arkadaş dedi. kapıyı açtı bu tarafa geçti. elimi sıktı bi tokalaştık filan yanaktan. ben de mutlu oldum tabi. ne kadar diye sordum kıza. kız da adama sordu acelesi yok çıkarken verir demiş adam. kız da bana çeviriyo işte. neyse anahtarımızı aldık çıktık. tek kişilik bi oda içinde ufak banyosu tuvaleti balkonu filan da var. dedim ben duş alcam bekler misin. tabi dedi rahatına bak. çıkardım çantadan bornozu. bu zaten balkona çıkmıştı sigara içmek için ben de soyundum bornozu aldım yanıma girdim banyoya.

    işte bi 15-20 dakika filan duş aldım sonra çıktım bu yatakta oturuyo. yanına oturdum başımı siliyorum. havluyu bana versene dedi aldı elimden. geçti arkama başımı siliyo kibar kibar. epey bi sildikten sonra aynı havluyu göğüslerime doğru zütürdü orayı kuruluyo filan. bense hiç tepki vermiyorum. biraz sonra arkamdan sarıldı bana saçlarımı kokluyo. boynumdan filan da öpmeye başladı sonra kendine doğru çekti beni yatırdı yatağa. üzerime çıktı. dudaklarıma yapıştı. bi süre öyle öpüştükten sonra ben de onu soydum filan derken bildiğiniz durumlar. o gün de akşama kadar gezdik ama onları anlatmaya gerek yok zaten ilginizi de çekmez binler burdan sonrası :d
    Tümünü Göster
    ···