1. 1.
    -1
    evet binler size bi hikayemi daha anlatayım dedim. macaristanda kaldığım dönem saraybosnaya gezmeye giderkenki anılarımı anlatacam. isteyen olursa neyin capsini istediğini söylesin göndereyim.
    1,5 yıl sonra gelen edit: bu hikayeye başladım biraz anlattım sonra entryler boş göründüğü için yazamadım yarım kalmıştı panpalar. sonra sorunun kaynağını buldum düzelttim. okumak isterseniz bütün hikayeyi son 4 entrye postaladım. ordan başlayın ilk kısımlar aynı çünkü
    ···
  2. 2.
    -1
    erasmus progrdıbının son ayındayız. artık millet yeter ya memlekete dönelim artık havasında. bu arada önceki hikayemi okumayanlar için kısadan bi özet geçiyim. macaristanın szombathely kenyindeyiz 80bin nüfuslu avusturya sınırına 20 km bi şehir. 8 kişiyiz türk ekibi olarak 5 kız 3 erkek. neyse devam edelim. epey bi ülke gezdik. cebimizdeki son parayla nereyi gezsek diye düşünüyoruz şükrüyle ikimiz yalnız diğerleri sıkılmış bize bu kadar yeter ayaklarındalar. sadece şükrüyle ikimizin hala gezesi var. o diyo prag ben diyom saraybosna. o diyo çekler ben diyom boşnaklar. uzlaşamadık züt oğlanıyla dedik ayrı ayrı takılalım. o praga gitti ben saraybosnaya.
    ···
  3. 3.
    -1
    okul da artık bitti gündüz yurtta yatıyoruz gece alemlerdeyiz. o gün gece barda çok takılmadım. bikaç bişey içtim yurda geçtim. ertesi sabah yolculuk var haliyle. mutfağa girdim. dilimlenmiş ekmeklerin arasına kağıt dilimi peynirlerden koydum. biraz erös pista (bizim domates salçasının acılısı lan işte), biraz kaymak, biraz tereyağı sürdüm. böyle 5-6 tane hazırladım. gazeteye sardım bunları çantaya koydum. birer tane temiz çamaşır. başımı yıkamak için havlu filan. tabi bi kutu kondomu koymayı da unutmadım en önemli ihtiyaç amk.
    ···
  4. 4.
    -1
    sabah uyandım abi saat 6 civarı daha karga takunu yememiş. banyoya girdim bi duş aldım. ama öyle bi mallık yok üstümde yani baya baya zıpkın gibiyim. duştan sonra ufak çapta bi kahvaltı. bi de sigara yaktım yurdun mutfağında içtim derken saat 7 oldu. çıktım topukla tren istasyonuna. önceki gün gidip saatlerine bakmıştım. 7:40ta szombathelyden zagrebe tren var. yurtla istasyonun arası da biraz var. yürüyerek 25 dakika filan sürdü. neyse vardığımda 7buçuğa geliyodu saat. eğildim bilet gişesindeki kadına sırtta sırt çantası kafada şapka helo diyerekten yanaşıyorum. tam turist öğrenci edaları işte.
    ···
  5. 5.
    -1
    sus artık huur çocuğu
    ···
  6. 6.
    0
    ben yola devam ederken açtım bi tane birayı içiyorum. müzik dinliyorum kulağımda mp3 filan yok amk zaman geçmiyo. ileriki kompartımanlardan birinde de gülüş oynaş sesleri geliyo. anladım ki kalabalık bi genç grubu var. dedim gideyim şunlarla tanışayım hani burda takıldığıma bakmayı öyle gibik bi asosyal değilim. sonra aklıma bi olay geldi onu yapacam. ama birayı bitirmem gerekiyo bunun için. bi tane sigara yaktım birayla beraber bunu da içtim. bira bitti elemanların kompartımanına yöneldim.

    kafamı uzattım içeriye. passport control dedim. bikaçı hemen pasaportlarını vermeye davrandı ceplerini filan yokluyolar. 5 erkek 2 kız vardı kompartımanda. kızlardan biri pasaportumuzu neden soruyosun dedi. anladı amk görevli olmadığımı. hem daha sınıra çok var. hem de kıyafetim baya bildiğin turist binler gibi hiç görevli polis gibi bi halim yok. isimlerinizi öğrenmem gerek çünkü sizinle arkadaş olmak istiyorum dedim. nihohahaha zuhahaha bastılar kahkahayı amk. gel gel dediler hemen bi yer açtılar bana kompartımanda. işte necisin nerden geliyosun nereden gidiyosun klagib soru yağmuru.

    anlattım işte türküm macaristanda erasmus yapıyorum. saraybosnayı gezmek istedim oraya gidiyorum. tek misin tekim. gel ya biz de oraya gidiyoruz takılırız beraber filan. kızın biri atladı ben türkleri çok severim. saraybosnanın heryerini gezdiririm sana oralıyım aslen dedi. diğerlerinin hepsi slovenyalıymış. kız da slovenyada okuyan bi boşnakmış. arkadaşlarını saraybosnaya zütürüyo gezmek için. annesi de orda öğretmenmiş. kızın adı leylaydı iyi hatırlıyorum.

    işte bunlarla gülüş oynaş filan bilet soran görevli geldi. baktım bunların hepsi biletlerini gösteriyolar. amk macarları bana kimse orda bilet almaz demişlerdi ben de almadım. dedim benim biletim yok. adam yüzüne sert bi ifade takındı. nerelisin sen türküm. bu ülkede bedava yolculuk yapacağını mı sanıyosun sen bizi enayi yerine mi koyuyosun der gibi bakış attı bana. dedim özür dilerim ben bilet gişesini bulamadım. nası bulamadıysan amk öküz olsa bulur. neyse bana trende bilet kesti ama %50 bindirmeli tabi. 80 lira civarı bi para ödedim amk biletine yola devam ediyoruz.

    bu kız sürekli benle ilgileniyo. kız da nası güzel anlatamam zaten boşnaklardan çirkin kız çıkmaz bilirsiniz. benim de kıza dibim düşüyo da belli etmiyom. hani nasıl olsa cepte biraz ağırdan satalım kendimizi olayı. dedi bosna hersekte herkes türkleri çok sever. bize sırplarla savaştığımızda bi tek siz yardım ettiniz filan diyo. tabi ben o arada siğer slovenlerin bana ikram ettiği değişik içkiyi içiyorum bi yandan kızı dinliyorum. elemanın biri de benle muhabbet etmeye çalışıyo. bin bi ortam var kompartımanın içinde.

    kız bi ara dedi çok gürültü ediyo bunlar dışarı çıkalım mı. dedim tamam. yanıma aldım bana verdikleri şişeyi. aradaki koridora çıktık. penceresini açtık. o sigara içiyo ben de o elimdeki içkiyi içiyorum. ne olduğunu da anlamadım amk böyle kırmızı şarap gibi rom gibi değişik bi tadı var. hep bi türk arkadaşım olsun istemiştim dedi. internette bi sürü var ama gerçek hayatta ilk sensin filan dedi. ben ne derse yaa öyle mi çok ilginç anlamında kafa hareketleriyle geçiştiriyorum kızı. o şekil de epey muhabbet ettik.

    derken sınıra gelmişiz. hırvat polis geldi. pasaportlarımıza baktı damga vurdu devam ettik. sınırın diğer tarafına geçtik orda da boşnak polisler durdurdu treni onlar da kontrol ediyolar. verdi hepsi pasaportunu hepsi sloven. gayet ciddi bi şekilde vurdu mühürleri. benimkini aldı bi baktı üzerinde ayyıldız var tabi. yüzünde bi gülümseme oluştu adamın. vurdu mührü sonra pasaportu bana geri verirken bi göz kırptı gitti. seni sevdi herhalde dedi leyla. herhalde dedim anlam verememişim gibi bi yüz ifadesi takınarak.

    gece olmuştu artık uykum da geldi baya yordu yol muhabbetleri. ben uyuyacam dedim leylaya. kendi kompartımanıma geçiyim. dedi ben de geliyim benim de uyumam lazım bunlar uyumazlar beni de uyutmazlar. ki zaten yatacak yer de yok burda. e iyi madem gel bakalım edalarında davet ettim kızı. zaten kompartımanların çoğu da boştu. geçtik benim kompartımana. bu amcık sloven binleri de arkamızdan alkışlıyolar bizi. birbirinize çok yakıştınız müslümanlar filan dedi biri. kız susun ayıp mayıp bişeyler yapmaya çalışıyo. ben duymamış gibi biraz da sallamadığımı belli edercesine yürüyorum.

    girdik kompartımana. dedim bi koltuğa ikimiz sığmayız sen diğerine yat. bunlar açılıyo yatak haline geliyo dedi. amcık da istiyo tabi benim koynumda yatmayı. tamam o zaman açalım hadi nasıl olacak tarif et dedim açtık. ben yattım bu da tam yanıma kıvrılacak. dedim çantamda bornozum var çıkarsana. çıkardı napcaz bunu dedi. dedim üzerimize örtelim. ya sıcak zaten gerek var mı filan dedi dedim sen ört. örttü abi kaşık pozisyonu yatıyoruz. cenin pozisyonu da diyolar galiba o şekil. ben bunun elleri tuttum aşağıda. ikimizin de eli bunun karnında duruyo.

    elini tutunca bi heyecanlandı. nefes alışverişi değişti hatunun farkediyorum ama ben kuul takılmaya devam. sorsan benim de zütüm geçiyo da bu ortamı bozmamam lazım. tırtıl da hafif hareketlendi. kıza temas etmesin diye geriye çekiyorum kendimi. neyse bu çabalar içinde mal mal beyin fırtınası yaparken kendi kendime uyumuşum. kız da kucağımda uyumuş tabi.

    gözlerimi bi açtım kompartımanda üç tane yeniyetme çocuk ortaokullu filandır. bana bakıyolar. dürttüm kızı uyandırdım. kalktı mahmur gözlerle etrafa bakınıyo. elemanları gördü toparlandı hemen. kalktık çantayı filan ayarladık bunların ekibin kompartımana döndük. kimisi mal mal konuşuyo kimi sızmış kalmış. ama hepsinin şaftı kayık belli. dedim ne kadar kaldı leylaya. az kaldı birazdan orda oluruz dedi. gün yeni ağarıyo. bi yarım saat daha gittik öyle vardık saraybosnaya.

    hadi dediler birer çay içelim. dedim yanımda hiç boşnak parası yok. bana para çevirme ofisini tarif edin de onsan sonra içelim. saçmalama işte sen benim misafirimsin burası benim memleketim ben ısmarlayacam filan. nerden onun misafiri olduysam amk sen olmasan da gidecektim ben zaten saraybosnaya. neyse peki öyle olsun dedim gittik istasyonda bi kafeye. yeşil çay vardı zaten siyah yoktu. yeşil çay istedik hepimiz. çaylar geldi bunları içerken de leyla yine aynı şekil misafirleriyle hiç ilgilenmiyo. kız bende anlayacağınız.

    sonra tam çaylar bitti kalkmaya yeltendik. ee biz annemin yanına gitcez ona bi meraba ettikten sonra şehri gezcez sen napcan filan dedi bana leyla. dedim önce bi hostel bulmam lazım. bulayım soyunayım döküneyim sonra ben de gezmeye çıkarım dedim. dur dedi benim bildiğim çok iyi bi hostel var fiyatı da uygun seni oraya zütüreyim dedi. ya dedim saçmalama senin arkadaşların benim peşimden gelmek zorunda mı. gezmeye gelmişler buraya niye ayakbağı olcam filan ayak yapıyorum hatuna. yok dedi onlar bensiz de gezer biz hostel bulalım sen bi nefes al bi banyoya gir sonra onları buluruz.

    peki dedim öyle olsun. sonra bu elemanlara döndü bişeyler konuşuyolar. diğer kız tamam öyle yapalım dedi onu anlayabildim hareketlerinden. elemanlar da pis pis gülüyo. birine sert sert bakıyo leyla o bi duruluyo diğerleri devam. başka birine dik dik bakıyo o da ciddileşiyo filan. kızı utandırmaya çalışıyo zütler. neyse tamam o zaman öyle yapalım dediler. ayrıldık bunların yanından. o öve öve bitiremediği hostele zütürüyo beni. neyse yolda da muhabbet ede ede sigara içe içe bulduk hatunun dediği yeri. valla adı tam hatrımda değil ama yalan olmasın sarajevo park hostel mi o tür bişey. girdik içeri kız konuşuyo. laf arasunda turk dediğini duydum. 50 yaşlarında bi adamdı hostelin resepsiyonundaki adam da.

    kız turk diyince. ooo arkadaş arkadaş dedi. kapıyı açtı bu tarafa geçti. elimi sıktı bi tokalaştık filan yanaktan. ben de mutlu oldum tabi. ne kadar diye sordum kıza. kız da adama sordu acelesi yok çıkarken verir demiş adam. kız da bana çeviriyo işte. neyse anahtarımızı aldık çıktık. tek kişilik bi oda içinde ufak banyosu tuvaleti balkonu filan da var. dedim ben duş alcam bekler misin. tabi dedi rahatına bak. çıkardım çantadan bornozu. bu zaten balkona çıkmıştı sigara içmek için ben de soyundum bornozu aldım yanıma girdim banyoya.

    işte bi 15-20 dakika filan duş aldım sonra çıktım bu yatakta oturuyo. yanına oturdum başımı siliyorum. havluyu bana versene dedi aldı elimden. geçti arkama başımı siliyo kibar kibar. epey bi sildikten sonra aynı havluyu göğüslerime doğru zütürdü orayı kuruluyo filan. bense hiç tepki vermiyorum. biraz sonra arkamdan sarıldı bana saçlarımı kokluyo. boynumdan filan da öpmeye başladı sonra kendine doğru çekti beni yatırdı yatağa. üzerime çıktı. dudaklarıma yapıştı. bi süre öyle öpüştükten sonra ben de onu soydum filan derken bildiğiniz durumlar. o gün de akşama kadar gezdik ama onları anlatmaya gerek yok zaten ilginizi de çekmez binler burdan sonrası :d
    Tümünü Göster
    ···
  7. 7.
    0
    ben yola devam ederken açtım bi tane birayı içiyorum. müzik dinliyorum kulağımda mp3 filan yok amk zaman geçmiyo. ileriki kompartımanlardan birinde de gülüş oynaş sesleri geliyo. anladım ki kalabalık bi genç grubu var. dedim gideyim şunlarla tanışayım hani burda takıldığıma bakmayı öyle gibik bi asosyal değilim. sonra aklıma bi olay geldi onu yapacam. ama birayı bitirmem gerekiyo bunun için. bi tane sigara yaktım birayla beraber bunu da içtim. bira bitti elemanların kompartımanına yöneldim.

    kafamı uzattım içeriye. passport control dedim. bikaçı hemen pasaportlarını vermeye davrandı ceplerini filan yokluyolar. 5 erkek 2 kız vardı kompartımanda. kızlardan biri pasaportumuzu neden soruyosun dedi. anladı amk görevli olmadığımı. hem daha sınıra çok var. hem de kıyafetim baya bildiğin turist binler gibi hiç görevli polis gibi bi halim yok. isimlerinizi öğrenmem gerek çünkü sizinle arkadaş olmak istiyorum dedim. nihohahaha zuhahaha bastılar kahkahayı amk. gel gel dediler hemen bi yer açtılar bana kompartımanda. işte necisin nerden geliyosun nereden gidiyosun klagib soru yağmuru.

    anlattım işte türküm macaristanda erasmus yapıyorum. saraybosnayı gezmek istedim oraya gidiyorum. tek misin tekim. gel ya biz de oraya gidiyoruz takılırız beraber filan. kızın biri atladı ben türkleri çok severim. saraybosnanın heryerini gezdiririm sana oralıyım aslen dedi. diğerlerinin hepsi slovenyalıymış. kız da slovenyada okuyan bi boşnakmış. arkadaşlarını saraybosnaya zütürüyo gezmek için. annesi de orda öğretmenmiş. kızın adı leylaydı iyi hatırlıyorum.

    işte bunlarla gülüş oynaş filan bilet soran görevli geldi. baktım bunların hepsi biletlerini gösteriyolar. amk macarları bana kimse orda bilet almaz demişlerdi ben de almadım. dedim benim biletim yok. adam yüzüne sert bi ifade takındı. nerelisin sen türküm. bu ülkede bedava yolculuk yapacağını mı sanıyosun sen bizi enayi yerine mi koyuyosun der gibi bakış attı bana. dedim özür dilerim ben bilet gişesini bulamadım. nası bulamadıysan amk öküz olsa bulur. neyse bana trende bilet kesti ama %50 bindirmeli tabi. 80 lira civarı bi para ödedim amk biletine yola devam ediyoruz.

    bu kız sürekli benle ilgileniyo. kız da nası güzel anlatamam zaten boşnaklardan çirkin kız çıkmaz bilirsiniz. benim de kıza dibim düşüyo da belli etmiyom. hani nasıl olsa cepte biraz ağırdan satalım kendimizi olayı. dedi bosna hersekte herkes türkleri çok sever. bize sırplarla savaştığımızda bi tek siz yardım ettiniz filan diyo. tabi ben o arada siğer slovenlerin bana ikram ettiği değişik içkiyi içiyorum bi yandan kızı dinliyorum. elemanın biri de benle muhabbet etmeye çalışıyo. bin bi ortam var kompartımanın içinde.

    kız bi ara dedi çok gürültü ediyo bunlar dışarı çıkalım mı. dedim tamam. yanıma aldım bana verdikleri şişeyi. aradaki koridora çıktık. penceresini açtık. o sigara içiyo ben de o elimdeki içkiyi içiyorum. ne olduğunu da anlamadım amk böyle kırmızı şarap gibi rom gibi değişik bi tadı var. hep bi türk arkadaşım olsun istemiştim dedi. internette bi sürü var ama gerçek hayatta ilk sensin filan dedi. ben ne derse yaa öyle mi çok ilginç anlamında kafa hareketleriyle geçiştiriyorum kızı. o şekil de epey muhabbet ettik.

    derken sınıra gelmişiz. hırvat polis geldi. pasaportlarımıza baktı damga vurdu devam ettik. sınırın diğer tarafına geçtik orda da boşnak polisler durdurdu treni onlar da kontrol ediyolar. verdi hepsi pasaportunu hepsi sloven. gayet ciddi bi şekilde vurdu mühürleri. benimkini aldı bi baktı üzerinde ayyıldız var tabi. yüzünde bi gülümseme oluştu adamın. vurdu mührü sonra pasaportu bana geri verirken bi göz kırptı gitti. seni sevdi herhalde dedi leyla. herhalde dedim anlam verememişim gibi bi yüz ifadesi takınarak.

    gece olmuştu artık uykum da geldi baya yordu yol muhabbetleri. ben uyuyacam dedim leylaya. kendi kompartımanıma geçiyim. dedi ben de geliyim benim de uyumam lazım bunlar uyumazlar beni de uyutmazlar. ki zaten yatacak yer de yok burda. e iyi madem gel bakalım edalarında davet ettim kızı. zaten kompartımanların çoğu da boştu. geçtik benim kompartımana. bu amcık sloven binleri de arkamızdan alkışlıyolar bizi. birbirinize çok yakıştınız müslümanlar filan dedi biri. kız susun ayıp mayıp bişeyler yapmaya çalışıyo. ben duymamış gibi biraz da sallamadığımı belli edercesine yürüyorum.

    girdik kompartımana. dedim bi koltuğa ikimiz sığmayız sen diğerine yat. bunlar açılıyo yatak haline geliyo dedi. amcık da istiyo tabi benim koynumda yatmayı. tamam o zaman açalım hadi nasıl olacak tarif et dedim açtık. ben yattım bu da tam yanıma kıvrılacak. dedim çantamda bornozum var çıkarsana. çıkardı napcaz bunu dedi. dedim üzerimize örtelim. ya sıcak zaten gerek var mı filan dedi dedim sen ört. örttü abi kaşık pozisyonu yatıyoruz. cenin pozisyonu da diyolar galiba o şekil. ben bunun elleri tuttum aşağıda. ikimizin de eli bunun karnında duruyo.

    elini tutunca bi heyecanlandı. nefes alışverişi değişti hatunun farkediyorum ama ben kuul takılmaya devam. sorsan benim de zütüm geçiyo da bu ortamı bozmamam lazım. tırtıl da hafif hareketlendi. kıza temas etmesin diye geriye çekiyorum kendimi. neyse bu çabalar içinde mal mal beyin fırtınası yaparken kendi kendime uyumuşum. kız da kucağımda uyumuş tabi.

    gözlerimi bi açtım kompartımanda üç tane yeniyetme çocuk ortaokullu filandır. bana bakıyolar. dürttüm kızı uyandırdım. kalktı mahmur gözlerle etrafa bakınıyo. elemanları gördü toparlandı hemen. kalktık çantayı filan ayarladık bunların ekibin kompartımana döndük. kimisi mal mal konuşuyo kimi sızmış kalmış. ama hepsinin şaftı kayık belli. dedim ne kadar kaldı leylaya. az kaldı birazdan orda oluruz dedi. gün yeni ağarıyo. bi yarım saat daha gittik öyle vardık saraybosnaya.

    hadi dediler birer çay içelim. dedim yanımda hiç boşnak parası yok. bana para çevirme ofisini tarif edin de onsan sonra içelim. saçmalama işte sen benim misafirimsin burası benim memleketim ben ısmarlayacam filan. nerden onun misafiri olduysam amk sen olmasan da gidecektim ben zaten saraybosnaya. neyse peki öyle olsun dedim gittik istasyonda bi kafeye. yeşil çay vardı zaten siyah yoktu. yeşil çay istedik hepimiz. çaylar geldi bunları içerken de leyla yine aynı şekil misafirleriyle hiç ilgilenmiyo. kız bende anlayacağınız.

    sonra tam çaylar bitti kalkmaya yeltendik. ee biz annemin yanına gitcez ona bi meraba ettikten sonra şehri gezcez sen napcan filan dedi bana leyla. dedim önce bi hostel bulmam lazım. bulayım soyunayım döküneyim sonra ben de gezmeye çıkarım dedim. dur dedi benim bildiğim çok iyi bi hostel var fiyatı da uygun seni oraya zütüreyim dedi. ya dedim saçmalama senin arkadaşların benim peşimden gelmek zorunda mı. gezmeye gelmişler buraya niye ayakbağı olcam filan ayak yapıyorum hatuna. yok dedi onlar bensiz de gezer biz hostel bulalım sen bi nefes al bi banyoya gir sonra onları buluruz.

    peki dedim öyle olsun. sonra bu elemanlara döndü bişeyler konuşuyolar. diğer kız tamam öyle yapalım dedi onu anlayabildim hareketlerinden. elemanlar da pis pis gülüyo. birine sert sert bakıyo leyla o bi duruluyo diğerleri devam. başka birine dik dik bakıyo o da ciddileşiyo filan. kızı utandırmaya çalışıyo zütler. neyse tamam o zaman öyle yapalım dediler. ayrıldık bunların yanından. o öve öve bitiremediği hostele zütürüyo beni. neyse yolda da muhabbet ede ede sigara içe içe bulduk hatunun dediği yeri. valla adı tam hatrımda değil ama yalan olmasın sarajevo park hostel mi o tür bişey. girdik içeri kız konuşuyo. laf arasunda turk dediğini duydum. 50 yaşlarında bi adamdı hostelin resepsiyonundaki adam da.

    kız turk diyince. ooo arkadaş arkadaş dedi. kapıyı açtı bu tarafa geçti. elimi sıktı bi tokalaştık filan yanaktan. ben de mutlu oldum tabi. ne kadar diye sordum kıza. kız da adama sordu acelesi yok çıkarken verir demiş adam. kız da bana çeviriyo işte. neyse anahtarımızı aldık çıktık. tek kişilik bi oda içinde ufak banyosu tuvaleti balkonu filan da var. dedim ben duş alcam bekler misin. tabi dedi rahatına bak. çıkardım çantadan bornozu. bu zaten balkona çıkmıştı sigara içmek için ben de soyundum bornozu aldım yanıma girdim banyoya.
    Tümünü Göster
    ···
  8. 8.
    0
    @36 panpa parlemanto binasının önünde yaktım Görmedim ceza tabelasını mk 250.000 forint cezası varmış.
    ···
  9. 9.
    0
    hadi lan benim de içmişliğim vardır meclisin önünde. ama ben gideli 2 yıl oluyo. ya yeni çıkardılar yasağı ya ben şanslıydım bana bi görevli denkgelmedi
    ···
  10. 10.
    0
    kafamı uzattım içeriye. passport control dedim. bikaçı hemen pasaportlarını vermeye davrandı ceplerini filan yokluyolar. 5 erkek 2 kız vardı kompartımanda. kızlardan biri pasaportumuzu neden soruyosun dedi. anladı amk görevli olmadığımı. hem daha sınıra çok var. hem de kıyafetim baya bildiğin turist binler gibi hiç görevli polis gibi bi halim yok. isimlerinizi öğrenmem gerek çünkü sizinle arkadaş olmak istiyorum dedim. nihohahaha zuhahaha bastılar kahkahayı amk. gel gel dediler hemen bi yer açtılar bana kompartımanda. işte necisin nerden geliyosun nereden gidiyosun klagib soru yağmuru.

    anlattım işte türküm macaristanda erasmus yapıyorum. saraybosnayı gezmek istedim oraya gidiyorum. tek misin tekim. gel ya biz de oraya gidiyoruz takılırız beraber filan. kızın biri atladı ben türkleri çok severim. saraybosnanın heryerini gezdiririm sana oralıyım aslen dedi. diğerlerinin hepsi slovenyalıymış. kız da slovenyada okuyan bi boşnakmış. arkadaşlarını saraybosnaya zütürüyo gezmek için. annesi de orda öğretmenmiş. kızın adı leylaydı iyi hatırlıyorum.

    işte bunlarla gülüş oynaş filan bilet soran görevli geldi. baktım bunların hepsi biletlerini gösteriyolar. amk macarları bana kimse orda bilet almaz demişlerdi ben de almadım. dedim benim biletim yok. adam yüzüne sert bi ifade takındı. nerelisin sen türküm. bu ülkede bedava yolculuk yapacağını mı sanıyosun sen bizi enayi yerine mi koyuyosun der gibi bakış attı bana. dedim özür dilerim ben bilet gişesini bulamadım. nası bulamadıysan amk öküz olsa bulur. neyse bana trende bilet kesti ama %50 bindirmeli tabi. 80 lira civarı bi para ödedim amk biletine yola devam ediyoruz.

    bu kız sürekli benle ilgileniyo. kız da nası güzel anlatamam zaten boşnaklardan çirkin kız çıkmaz bilirsiniz. benim de kıza dibim düşüyo da belli etmiyom. hani nasıl olsa cepte biraz ağırdan satalım kendimizi olayı. dedi bosna hersekte herkes türkleri çok sever. bize sırplarla savaştığımızda bi tek siz yardım ettiniz filan diyo. tabi ben o arada siğer slovenlerin bana ikram ettiği değişik içkiyi içiyorum bi yandan kızı dinliyorum. elemanın biri de benle muhabbet etmeye çalışıyo. bin bi ortam var kompartımanın içinde.

    kız bi ara dedi çok gürültü ediyo bunlar dışarı çıkalım mı. dedim tamam. yanıma aldım bana verdikleri şişeyi. aradaki koridora çıktık. penceresini açtık. o sigara içiyo ben de o elimdeki içkiyi içiyorum. ne olduğunu da anlamadım amk böyle kırmızı şarap gibi rom gibi değişik bi tadı var. hep bi türk arkadaşım olsun istemiştim dedi. internette bi sürü var ama gerçek hayatta ilk sensin filan dedi. ben ne derse yaa öyle mi çok ilginç anlamında kafa hareketleriyle geçiştiriyorum kızı. o şekil de epey muhabbet ettik.

    derken sınıra gelmişiz. hırvat polis geldi. pasaportlarımıza baktı damga vurdu devam ettik. sınırın diğer tarafına geçtik orda da boşnak polisler durdurdu treni onlar da kontrol ediyolar. verdi hepsi pasaportunu hepsi sloven. gayet ciddi bi şekilde vurdu mühürleri. benimkini aldı bi baktı üzerinde ayyıldız var tabi. yüzünde bi gülümseme oluştu adamın. vurdu mührü sonra pasaportu bana geri verirken bi göz kırptı gitti. seni sevdi herhalde dedi leyla. herhalde dedim anlam verememişim gibi bi yüz ifadesi takınarak.

    gece olmuştu artık uykum da geldi baya yordu yol muhabbetleri. ben uyuyacam dedim leylaya. kendi kompartımanıma geçiyim. dedi ben de geliyim benim de uyumam lazım bunlar uyumazlar beni de uyutmazlar. ki zaten yatacak yer de yok burda. e iyi madem gel bakalım edalarında davet ettim kızı. zaten kompartımanların çoğu da boştu. geçtik benim kompartımana. bu amcık sloven binleri de arkamızdan alkışlıyolar bizi. birbirinize çok yakıştınız müslümanlar filan dedi biri. kız susun ayıp mayıp bişeyler yapmaya çalışıyo. ben duymamış gibi biraz da sallamadığımı belli edercesine yürüyorum.

    girdik kompartımana. dedim bi koltuğa ikimiz sığmayız sen diğerine yat. bunlar açılıyo yatak haline geliyo dedi. amcık da istiyo tabi benim koynumda yatmayı. tamam o zaman açalım hadi nasıl olacak tarif et dedim açtık. ben yattım bu da tam yanıma kıvrılacak. dedim çantamda bornozum var çıkarsana. çıkardı napcaz bunu dedi. dedim üzerimize örtelim. ya sıcak zaten gerek var mı filan dedi dedim sen ört. örttü abi kaşık pozisyonu yatıyoruz. cenin pozisyonu da diyolar galiba o şekil. ben bunun elleri tuttum aşağıda. ikimizin de eli bunun karnında duruyo.

    elini tutunca bi heyecanlandı. nefes alışverişi değişti hatunun farkediyorum ama ben kuul takılmaya devam. sorsan benim de zütüm geçiyo da bu ortamı bozmamam lazım. tırtıl da hafif hareketlendi. kıza temas etmesin diye geriye çekiyorum kendimi. neyse bu çabalar içinde mal mal beyin fırtınası yaparken kendi kendime uyumuşum. kız da kucağımda uyumuş tabi.

    gözlerimi bi açtım kompartımanda üç tane yeniyetme çocuk ortaokullu filandır. bana bakıyolar. dürttüm kızı uyandırdım. kalktı mahmur gözlerle etrafa bakınıyo. elemanları gördü toparlandı hemen. kalktık çantayı filan ayarladık bunların ekibin kompartımana döndük. kimisi mal mal konuşuyo kimi sızmış kalmış. ama hepsinin şaftı kayık belli. dedim ne kadar kaldı leylaya. az kaldı birazdan orda oluruz dedi. gün yeni ağarıyo. bi yarım saat daha gittik öyle vardık saraybosnaya.

    hadi dediler birer çay içelim. dedim yanımda hiç boşnak parası yok. bana para çevirme ofisini tarif edin de onsan sonra içelim. saçmalama işte sen benim misafirimsin burası benim memleketim ben ısmarlayacam filan. nerden onun misafiri olduysam amk sen olmasan da gidecektim ben zaten saraybosnaya. neyse peki öyle olsun dedim gittik istasyonda bi kafeye. yeşil çay vardı zaten siyah yoktu. yeşil çay istedik hepimiz. çaylar geldi bunları içerken de leyla yine aynı şekil misafirleriyle hiç ilgilenmiyo. kız bende anlayacağınız.

    sonra tam çaylar bitti kalkmaya yeltendik. ee biz annemin yanına gitcez ona bi meraba ettikten sonra şehri gezcez sen napcan filan dedi bana leyla. dedim önce bi hostel bulmam lazım. bulayım soyunayım döküneyim sonra ben de gezmeye çıkarım dedim. dur dedi benim bildiğim çok iyi bi hostel var fiyatı da uygun seni oraya zütüreyim dedi. ya dedim saçmalama senin arkadaşların benim peşimden gelmek zorunda mı. gezmeye gelmişler buraya niye ayakbağı olcam filan ayak yapıyorum hatuna. yok dedi onlar bensiz de gezer biz hostel bulalım sen bi nefes al bi banyoya gir sonra onları buluruz.

    peki dedim öyle olsun. sonra bu elemanlara döndü bişeyler konuşuyolar. diğer kız tamam öyle yapalım dedi onu anlayabildim hareketlerinden. elemanlar da pis pis gülüyo. birine sert sert bakıyo leyla o bi duruluyo diğerleri devam. başka birine dik dik bakıyo o da ciddileşiyo filan. kızı utandırmaya çalışıyo zütler. neyse tamam o zaman öyle yapalım dediler. ayrıldık bunların yanından. o öve öve bitiremediği hostele zütürüyo beni. neyse yolda da muhabbet ede ede sigara içe içe bulduk hatunun dediği yeri. valla adı tam hatrımda değil ama yalan olmasın sarajevo park hostel mi o tür bişey. girdik içeri kız konuşuyo. laf arasunda turk dediğini duydum. 50 yaşlarında bi adamdı hostelin resepsiyonundaki adam da.

    kız turk diyince. ooo arkadaş arkadaş dedi. kapıyı açtı bu tarafa geçti. elimi sıktı bi tokalaştık filan yanaktan. ben de mutlu oldum tabi. ne kadar diye sordum kıza. kız da adama sordu acelesi yok çıkarken verir demiş adam. kız da bana çeviriyo işte. neyse anahtarımızı aldık çıktık. tek kişilik bi oda içinde ufak banyosu tuvaleti balkonu filan da var. dedim ben duş alcam bekler misin. tabi dedi rahatına bak. çıkardım çantadan bornozu. bu zaten balkona çıkmıştı sigara içmek için ben de soyundum bornozu aldım yanıma girdim banyoya.

    işte bi 15-20 dakika filan duş aldım sonra çıktım bu yatakta oturuyo. yanına oturdum başımı siliyorum. havluyu bana versene dedi aldı elimden. geçti arkama başımı siliyo kibar kibar. epey bi sildikten sonra aynı havluyu göğüslerime doğru zütürdü orayı kuruluyo filan. bense hiç tepki vermiyorum. biraz sonra arkamdan sarıldı bana saçlarımı kokluyo. boynumdan filan da öpmeye başladı sonra kendine doğru çekti beni yatırdı yatağa. üzerime çıktı. dudaklarıma yapıştı. bi süre öyle öpüştükten sonra ben de onu soydum filan derken bildiğiniz durumlar. o gün de akşama kadar gezdik ama onları anlatmaya gerek yok zaten ilginizi de çekmez binler burdan sonrası :d
    Tümünü Göster
    ···
  11. 11.
    0
    kafamı uzattım içeriye. passport control dedim. bikaçı hemen pasaportlarını vermeye davrandı ceplerini filan yokluyolar. 5 erkek 2 kız vardı kompartımanda. kızlardan biri pasaportumuzu neden soruyosun dedi. anladı amk görevli olmadığımı. hem daha sınıra çok var. hem de kıyafetim baya bildiğin turist binler gibi hiç görevli polis gibi bi halim yok. isimlerinizi öğrenmem gerek çünkü sizinle arkadaş olmak istiyorum dedim. nihohahaha zuhahaha bastılar kahkahayı amk. gel gel dediler hemen bi yer açtılar bana kompartımanda. işte necisin nerden geliyosun nereden gidiyosun klagib soru yağmuru.

    anlattım işte türküm macaristanda erasmus yapıyorum. saraybosnayı gezmek istedim oraya gidiyorum. tek misin tekim. gel ya biz de oraya gidiyoruz takılırız beraber filan. kızın biri atladı ben türkleri çok severim. saraybosnanın heryerini gezdiririm sana oralıyım aslen dedi. diğerlerinin hepsi slovenyalıymış. kız da slovenyada okuyan bi boşnakmış. arkadaşlarını saraybosnaya zütürüyo gezmek için. annesi de orda öğretmenmiş. kızın adı leylaydı iyi hatırlıyorum.

    işte bunlarla gülüş oynaş filan bilet soran görevli geldi. baktım bunların hepsi biletlerini gösteriyolar. amk macarları bana kimse orda bilet almaz demişlerdi ben de almadım. dedim benim biletim yok. adam yüzüne sert bi ifade takındı. nerelisin sen türküm. bu ülkede bedava yolculuk yapacağını mı sanıyosun sen bizi enayi yerine mi koyuyosun der gibi bakış attı bana. dedim özür dilerim ben bilet gişesini bulamadım. nası bulamadıysan amk öküz olsa bulur. neyse bana trende bilet kesti ama %50 bindirmeli tabi. 80 lira civarı bi para ödedim amk biletine yola devam ediyoruz.

    bu kız sürekli benle ilgileniyo. kız da nası güzel anlatamam zaten boşnaklardan çirkin kız çıkmaz bilirsiniz. benim de kıza dibim düşüyo da belli etmiyom. hani nasıl olsa cepte biraz ağırdan satalım kendimizi olayı. dedi bosna hersekte herkes türkleri çok sever. bize sırplarla savaştığımızda bi tek siz yardım ettiniz filan diyo. tabi ben o arada siğer slovenlerin bana ikram ettiği değişik içkiyi içiyorum bi yandan kızı dinliyorum. elemanın biri de benle muhabbet etmeye çalışıyo. bin bi ortam var kompartımanın içinde.

    kız bi ara dedi çok gürültü ediyo bunlar dışarı çıkalım mı. dedim tamam. yanıma aldım bana verdikleri şişeyi. aradaki koridora çıktık. penceresini açtık. o sigara içiyo ben de o elimdeki içkiyi içiyorum. ne olduğunu da anlamadım amk böyle kırmızı şarap gibi rom gibi değişik bi tadı var. hep bi türk arkadaşım olsun istemiştim dedi. internette bi sürü var ama gerçek hayatta ilk sensin filan dedi. ben ne derse yaa öyle mi çok ilginç anlamında kafa hareketleriyle geçiştiriyorum kızı. o şekil de epey muhabbet ettik.

    derken sınıra gelmişiz. hırvat polis geldi. pasaportlarımıza baktı damga vurdu devam ettik. sınırın diğer tarafına geçtik orda da boşnak polisler durdurdu treni onlar da kontrol ediyolar. verdi hepsi pasaportunu hepsi sloven. gayet ciddi bi şekilde vurdu mühürleri. benimkini aldı bi baktı üzerinde ayyıldız var tabi. yüzünde bi gülümseme oluştu adamın. vurdu mührü sonra pasaportu bana geri verirken bi göz kırptı gitti. seni sevdi herhalde dedi leyla. herhalde dedim anlam verememişim gibi bi yüz ifadesi takınarak.

    gece olmuştu artık uykum da geldi baya yordu yol muhabbetleri. ben uyuyacam dedim leylaya. kendi kompartımanıma geçiyim. dedi ben de geliyim benim de uyumam lazım bunlar uyumazlar beni de uyutmazlar. ki zaten yatacak yer de yok burda. e iyi madem gel bakalım edalarında davet ettim kızı. zaten kompartımanların çoğu da boştu. geçtik benim kompartımana. bu amcık sloven binleri de arkamızdan alkışlıyolar bizi. birbirinize çok yakıştınız müslümanlar filan dedi biri. kız susun ayıp mayıp bişeyler yapmaya çalışıyo. ben duymamış gibi biraz da sallamadığımı belli edercesine yürüyorum.

    girdik kompartımana. dedim bi koltuğa ikimiz sığmayız sen diğerine yat. bunlar açılıyo yatak haline geliyo dedi. amcık da istiyo tabi benim koynumda yatmayı. tamam o zaman açalım hadi nasıl olacak tarif et dedim açtık. ben yattım bu da tam yanıma kıvrılacak. dedim çantamda bornozum var çıkarsana. çıkardı napcaz bunu dedi. dedim üzerimize örtelim. ya sıcak zaten gerek var mı filan dedi dedim sen ört. örttü abi kaşık pozisyonu yatıyoruz. cenin pozisyonu da diyolar galiba o şekil. ben bunun elleri tuttum aşağıda. ikimizin de eli bunun karnında duruyo.

    elini tutunca bi heyecanlandı. nefes alışverişi değişti hatunun farkediyorum ama ben kuul takılmaya devam. sorsan benim de zütüm geçiyo da bu ortamı bozmamam lazım. tırtıl da hafif hareketlendi. kıza temas etmesin diye geriye çekiyorum kendimi. neyse bu çabalar içinde mal mal beyin fırtınası yaparken kendi kendime uyumuşum. kız da kucağımda uyumuş tabi.

    gözlerimi bi açtım kompartımanda üç tane yeniyetme çocuk ortaokullu filandır. bana bakıyolar. dürttüm kızı uyandırdım. kalktı mahmur gözlerle etrafa bakınıyo. elemanları gördü toparlandı hemen. kalktık çantayı filan ayarladık bunların ekibin kompartımana döndük. kimisi mal mal konuşuyo kimi sızmış kalmış. ama hepsinin şaftı kayık belli. dedim ne kadar kaldı leylaya. az kaldı birazdan orda oluruz dedi. gün yeni ağarıyo. bi yarım saat daha gittik öyle vardık saraybosnaya.

    hadi dediler birer çay içelim. dedim yanımda hiç boşnak parası yok. bana para çevirme ofisini tarif edin de onsan sonra içelim. saçmalama işte sen benim misafirimsin burası benim memleketim ben ısmarlayacam filan. nerden onun misafiri olduysam amk sen olmasan da gidecektim ben zaten saraybosnaya. neyse peki öyle olsun dedim gittik istasyonda bi kafeye. yeşil çay vardı zaten siyah yoktu. yeşil çay istedik hepimiz. çaylar geldi bunları içerken de leyla yine aynı şekil misafirleriyle hiç ilgilenmiyo. kız bende anlayacağınız.

    sonra tam çaylar bitti kalkmaya yeltendik. ee biz annemin yanına gitcez ona bi meraba ettikten sonra şehri gezcez sen napcan filan dedi bana leyla. dedim önce bi hostel bulmam lazım. bulayım soyunayım döküneyim sonra ben de gezmeye çıkarım dedim. dur dedi benim bildiğim çok iyi bi hostel var fiyatı da uygun seni oraya zütüreyim dedi. ya dedim saçmalama senin arkadaşların benim peşimden gelmek zorunda mı. gezmeye gelmişler buraya niye ayakbağı olcam filan ayak yapıyorum hatuna. yok dedi onlar bensiz de gezer biz hostel bulalım sen bi nefes al bi banyoya gir sonra onları buluruz.

    peki dedim öyle olsun. sonra bu elemanlara döndü bişeyler konuşuyolar. diğer kız tamam öyle yapalım dedi onu anlayabildim hareketlerinden. elemanlar da pis pis gülüyo. birine sert sert bakıyo leyla o bi duruluyo diğerleri devam. başka birine dik dik bakıyo o da ciddileşiyo filan. kızı utandırmaya çalışıyo zütler. neyse tamam o zaman öyle yapalım dediler. ayrıldık bunların yanından. o öve öve bitiremediği hostele zütürüyo beni. neyse yolda da muhabbet ede ede sigara içe içe bulduk hatunun dediği yeri. valla adı tam hatrımda değil ama yalan olmasın sarajevo park hostel mi o tür bişey. girdik içeri kız konuşuyo. laf arasunda turk dediğini duydum. 50 yaşlarında bi adamdı hostelin resepsiyonundaki adam da.

    kız turk diyince. ooo arkadaş arkadaş dedi. kapıyı açtı bu tarafa geçti. elimi sıktı bi tokalaştık filan yanaktan. ben de mutlu oldum tabi. ne kadar diye sordum kıza. kız da adama sordu acelesi yok çıkarken verir demiş adam. kız da bana çeviriyo işte. neyse anahtarımızı aldık çıktık. tek kişilik bi oda içinde ufak banyosu tuvaleti balkonu filan da var. dedim ben duş alcam bekler misin. tabi dedi rahatına bak. çıkardım çantadan bornozu. bu zaten balkona çıkmıştı sigara içmek için ben de soyundum bornozu aldım yanıma girdim banyoya.

    işte bi 15-20 dakika filan duş aldım sonra çıktım bu yatakta oturuyo. yanına oturdum başımı siliyorum. havluyu bana versene dedi aldı elimden. geçti arkama başımı siliyo kibar kibar. epey bi sildikten sonra aynı havluyu göğüslerime doğru zütürdü orayı kuruluyo filan. bense hiç tepki vermiyorum. biraz sonra arkamdan sarıldı bana saçlarımı kokluyo. boynumdan filan da öpmeye başladı sonra kendine doğru çekti beni yatırdı yatağa. üzerime çıktı. dudaklarıma yapıştı. bi süre öyle öpüştükten sonra ben de onu soydum filan derken bildiğiniz durumlar. o gün de akşama kadar gezdik ama onları anlatmaya gerek yok zaten ilginizi de çekmez binler burdan sonrası :d
    Tümünü Göster
    ···
  12. 12.
    0
    hikayenin devdıbını da yazamadım amk kusura bakmayın denemediğim yol kalmadı. başka başlık açtım oraya yapıştırdım orda da aynı tak
    ···
  13. 13.
    0
    kafamı uzattım içeriye. passport control dedim. bikaçı hemen pasaportlarını vermeye davrandı ceplerini filan yokluyolar. 5 erkek 2 kız vardı kompartımanda. kızlardan biri pasaportumuzu neden soruyosun dedi. anladı amk görevli olmadığımı. hem daha sınıra çok var. hem de kıyafetim baya bildiğin turist binler gibi hiç görevli polis gibi bi halim yok. isimlerinizi öğrenmem gerek çünkü sizinle arkadaş olmak istiyorum dedim. nihohahaha zuhahaha bastılar kahkahayı amk. gel gel dediler hemen bi yer açtılar bana kompartımanda. işte necisin nerden geliyosun nereden gidiyosun klagib soru yağmuru.

    anlattım işte türküm macaristanda erasmus yapıyorum. saraybosnayı gezmek istedim oraya gidiyorum. tek misin tekim. gel ya biz de oraya gidiyoruz takılırız beraber filan. kızın biri atladı ben türkleri çok severim. saraybosnanın heryerini gezdiririm sana oralıyım aslen dedi. diğerlerinin hepsi slovenyalıymış. kız da slovenyada okuyan bi boşnakmış. arkadaşlarını saraybosnaya zütürüyo gezmek için. annesi de orda öğretmenmiş. kızın adı leylaydı iyi hatırlıyorum.

    işte bunlarla gülüş oynaş filan bilet soran görevli geldi. baktım bunların hepsi biletlerini gösteriyolar. amk macarları bana kimse orda bilet almaz demişlerdi ben de almadım. dedim benim biletim yok. adam yüzüne sert bi ifade takındı. nerelisin sen türküm. bu ülkede bedava yolculuk yapacağını mı sanıyosun sen bizi enayi yerine mi koyuyosun der gibi bakış attı bana. dedim özür dilerim ben bilet gişesini bulamadım. nası bulamadıysan amk öküz olsa bulur. neyse bana trende bilet kesti ama %50 bindirmeli tabi. 80 lira civarı bi para ödedim amk biletine yola devam ediyoruz.

    bu kız sürekli benle ilgileniyo. kız da nası güzel anlatamam zaten boşnaklardan çirkin kız çıkmaz bilirsiniz. benim de kıza dibim düşüyo da belli etmiyom. hani nasıl olsa cepte biraz ağırdan satalım kendimizi olayı. dedi bosna hersekte herkes türkleri çok sever. bize sırplarla savaştığımızda bi tek siz yardım ettiniz filan diyo. tabi ben o arada siğer slovenlerin bana ikram ettiği değişik içkiyi içiyorum bi yandan kızı dinliyorum. elemanın biri de benle muhabbet etmeye çalışıyo. bin bi ortam var kompartımanın içinde.

    kız bi ara dedi çok gürültü ediyo bunlar dışarı çıkalım mı. dedim tamam. yanıma aldım bana verdikleri şişeyi. aradaki koridora çıktık. penceresini açtık. o sigara içiyo ben de o elimdeki içkiyi içiyorum. ne olduğunu da anlamadım amk böyle kırmızı şarap gibi rom gibi değişik bi tadı var. hep bi türk arkadaşım olsun istemiştim dedi. internette bi sürü var ama gerçek hayatta ilk sensin filan dedi. ben ne derse yaa öyle mi çok ilginç anlamında kafa hareketleriyle geçiştiriyorum kızı. o şekil de epey muhabbet ettik.

    derken sınıra gelmişiz. hırvat polis geldi. pasaportlarımıza baktı damga vurdu devam ettik. sınırın diğer tarafına geçtik orda da boşnak polisler durdurdu treni onlar da kontrol ediyolar. verdi hepsi pasaportunu hepsi sloven. gayet ciddi bi şekilde vurdu mühürleri. benimkini aldı bi baktı üzerinde ayyıldız var tabi. yüzünde bi gülümseme oluştu adamın. vurdu mührü sonra pasaportu bana geri verirken bi göz kırptı gitti. seni sevdi herhalde dedi leyla. herhalde dedim anlam verememişim gibi bi yüz ifadesi takınarak.

    gece olmuştu artık uykum da geldi baya yordu yol muhabbetleri. ben uyuyacam dedim leylaya. kendi kompartımanıma geçiyim. dedi ben de geliyim benim de uyumam lazım bunlar uyumazlar beni de uyutmazlar. ki zaten yatacak yer de yok burda. e iyi madem gel bakalım edalarında davet ettim kızı. zaten kompartımanların çoğu da boştu. geçtik benim kompartımana. bu amcık sloven binleri de arkamızdan alkışlıyolar bizi. birbirinize çok yakıştınız müslümanlar filan dedi biri. kız susun ayıp mayıp bişeyler yapmaya çalışıyo. ben duymamış gibi biraz da sallamadığımı belli edercesine yürüyorum.

    girdik kompartımana. dedim bi koltuğa ikimiz sığmayız sen diğerine yat. bunlar açılıyo yatak haline geliyo dedi. amcık da istiyo tabi benim koynumda yatmayı. tamam o zaman açalım hadi nasıl olacak tarif et dedim açtık. ben yattım bu da tam yanıma kıvrılacak. dedim çantamda bornozum var çıkarsana. çıkardı napcaz bunu dedi. dedim üzerimize örtelim. ya sıcak zaten gerek var mı filan dedi dedim sen ört. örttü abi kaşık pozisyonu yatıyoruz. cenin pozisyonu da diyolar galiba o şekil. ben bunun elleri tuttum aşağıda. ikimizin de eli bunun karnında duruyo.

    elini tutunca bi heyecanlandı. nefes alışverişi değişti hatunun farkediyorum ama ben kuul takılmaya devam. sorsan benim de zütüm geçiyo da bu ortamı bozmamam lazım. tırtıl da hafif hareketlendi. kıza temas etmesin diye geriye çekiyorum kendimi. neyse bu çabalar içinde mal mal beyin fırtınası yaparken kendi kendime uyumuşum. kız da kucağımda uyumuş tabi.
    Tümünü Göster
    ···
  14. 14.
    0
    yok amk yeni başlık açtım orda da aynı zütlüğü yaptı başka önerisi olan varsa söylesin yazıyım amk :s
    ···
  15. 15.
    0
    yok amk reset attım yine olmadı başka başlık açıyım
    ···
  16. 16.
    0
    kafamı uzattım içeriye. passport control dedim. bikaçı hemen pasaportlarını vermeye davrandı ceplerini filan yokluyolar. 5 erkek 2 kız vardı kompartımanda. kızlardan biri pasaportumuzu neden soruyosun dedi. anladı amk görevli olmadığımı. hem daha sınıra çok var. hem de kıyafetim baya bildiğin turist binler gibi hiç görevli polis gibi bi halim yok. isimlerinizi öğrenmem gerek çünkü sizinle arkadaş olmak istiyorum dedim. nihohahaha zuhahaha bastılar kahkahayı amk. gel gel dediler hemen bi yer açtılar bana kompartımanda. işte necisin nerden geliyosun nereden gidiyosun klagib soru yağmuru.
    ···
  17. 17.
    0
    amk başka başlık ver ordan devam et senimi beklicez
    ···
  18. 18.
    0
    deneyeyim lan dur
    ···
  19. 19.
    0
    yok amk yok yazamıyorum boş çıkıyo yazdıklarım anlamadım ki niye böyle yaptı gibecem şimdi geçirecem klavyeyi monitörün içine o olacak amk :s
    ···
  20. 20.
    0
    bilgisayara res at amk hiç mi kafan çalışmıyo
    ···