1. 26.
    0
    bu şarkıyı bilmeyen var mı lan hala dıbına koyayım
    ···
  2. 27.
    0
    neşet reyizin en sevdiğim şarkısı.

    gün doğdu açtı böyle, gönlümüz coştu böyle
    sen orada ben burada ömrümüz geçti böyle
    ···
  3. 28.
    0
    usandım bu canımdan, aman aman, derdinle geze geze.
    ···
  4. 29.
    0
    sen orada ben burada, aman aman, ömrümüz geçti böyle.
    ···
  5. 30.
    +1
    neşet babanın söylediği en "baba" türkü belki de

    durduk yere adamın dıbına koyar , boğazında bi yumru , kalbinde bi sızı midenin üstü ciğerlerinin altı sıkışır ezilir canın yanar çok yanar dudakların büzüşür titrer hafiften yumruklarını dişlerini sıktığından daha fazla sıkmak istersin

    ama ağlamazsın , ağlayamazsın ağlatmaz neşet baba seni can damarına dokunur yıkar neşet baba seni...

    elinde ayağında derman kalmaz çöker kalırsın olduğun yere bi sigara yakar canının çaresizce yanmasına göz yumarsın , çünkü elinden bişey gelmez her tele vuruşunda tüylerin diken diken olur ne kadar ağlamak istesende ağlamayazsın çünkü derdinin çaresi yoktur

    türkünün sonunda da der baba zaten

    Bu ellerde gez gayri
    Katip ol da yaz gayri
    Bir kazma al bir kürek aman aman
    Mezarımı kaz gayri

    offf offf http://youtu.be/-kxH4yTz_cA
    ···
  6. 31.
    0
    usandım bu canımdan dert ile geze geze
    ···
  7. 32.
    0
    usandık valla usandık..
    ···
  8. 33.
    0
    allahım bu gece ölücem sanırım :(
    ···
  9. 34.
    0
    aga bu başka bişey
    ···
  10. 35.
    0
    neset usta ne guzel soylerdi

    iki buyuk usta hasret gultekin ve abuzer karakoç'ta guzel soylemisler zamaninda http://www.youtube.com/watch?v=jluxwIfr5Jw

    üçüde büyük ustalardI
    ···
  11. 36.
    0
    ···
  12. 37.
    0
    Tütün sarın la
    ···
  13. 38.
    0
    Buraya başlık giren herkes adamın dibidir ulaan
    ···
  14. 39.
    0
    kaşlar yakışmış göze,, usandıım bu canımdaan amaan amaaan derdinle geze gezeeee...
    ···
  15. 40.
    0
    On üç yaşındaydım. Ortaokula gidiyordum. Babam öleli iki yıl olmuştu. Yoksul düşmüştük. Annem terzilik yapıyordu, zar zor geçiniyorduk. Büyük bir evin iki odasında oturuyorduk. Kitaplarımın çoğu noksandı, okul çantam bile yoktu. Bayram geldi. Annem ne yaptı etti, bana bir ayakkabı aldı. Bir pantolonla bir gömlek dikti. Sabah erkenden kalkıp giyindim. Bir gün önceden sözleşmiştik, iki arkadaşım beni evden alacaklar, birlikte bayram yerine gidecektik. Atlı karıncaya, kiralık bigibletlere binecektik, tatlıcıda tatlı yiyecektik. Belki sinemaya da gidecektik. Annemden para istedim. “Paramız yok oğlum,” dedi. Çılgına dönmüştüm, arkadaşlarım neredeyse geleceklerdi. Onlara ne diyebilirdim? Parasız olduğumuzu, bu yüzden bayram yerine gidemeyeceğimi söyleyemezdim ya... Hırçınlaşmıştım, üstümdekileri çıkarıp duvarlara atmaya başladım. Beni üzgün üzgün seyreden annem, o zaman dolaptan çantasını çıkardı, para aradı. Bula bula bir lira buldu. Kadıncağızın bir lirası kalmıştı yalnız, bütün parası oydu. O bir lirayı bana uzattı: “Haydi giyin,” dedi, “Bir lira yetmez mi?”... Bir lira o zaman büyük paraydı. Oraya buraya attığım elbiselerimi ayakkabılarımı topladım. Yeniden giyindim, paramı cebime koyup arkadaşlarımı beklemeye başladım. Geldiler. Biraz oturdular. Annem onlara şeker ikram etti, ikisini de okşadı, öptü. Sonra: “Haydi artık gidin!” dedi. “Güzel güzel eğlenin!”

    Sokağa çıktık. Çok neşeliydim, kabıma sığamıyordum. Fakat köşeyi dönerken evimize baktım, annem pencereden uzanmış, gülümseyerek bana el sallıyordu. O zaman içimden bir ağlamadır geldi, gözlerim dolu dolu oldu. Tıkanıyordum. Ağladığımı belli etmemeye çalışarak arkadaşlarıma: “Ben gelmeyeceğim” dedim. Neden olduğunu anlamadılar. Biri: “Paran yok ondan gelmiyorsun.” dedi, alay ederek. Elimi cebime attım ve bir lirayı çıkarıp gösterdim: “işte para!” dedim. Beni orada bırakıp gittiler. Sokaklara gelişi güzel dalarak bir süre sersem sersem dolaştım. Kimseye göstermeden doya doya ağladım, sonra gözlerimi sildim, elimden geldiği kadar neşeli olmaya çalışarak eve döndüm. Annem beni görünce: “Neden döndün?” diye sordu. “Canım istemedi” dedim ve cebimden bir lirayı çıkarıp anneme uzattım. Zavallı kadıncağız, çok şaşırdı, parayı elimden alıp masanın üstüne koydu. Sonra beni kucakladı, göğsüne bastırdı. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Ben ağlamıyordum artık. Sokakta doya doya ağlamıştım. Annemin yüzünü öptüm, ağlamamasını söyledim. Artık üzüntülü değildim. Bayram yerine gidemediği için üzülmek benim gibi koca bir çocuğa, bir ortaokul öğrencisine yakışmazdı. Olgun bir adam olmuştum birdenbire.
    Tümünü Göster
    ···