/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
  1. 26.
    +1 -4
    Bu adam organik huur çocuğudur...
    ···
  2. 27.
    +3
    adaş iyi yazmış
    ···
  3. 28.
    -3
    Ve başlık sahibi büyük çomarsın...
    ···
  4. 29.
    +1 -2
    Çok gerizekalısın acilen beyin nakli yaptırman lazım bizim askerimiz orda güvenli bölge için savaşıyor maksat terör örgütü ypg ve daeşi sınırdan çekmek eğer ülkede her hafta bomba patlamasın istiyosan bunu yapmak zorundayız ayrıca surilerden oluşan polis ekibi var ve suriyede bu adamlar burda kalıcı değil

    #EVET

    DiYENDE HAYiR DiYENDE VATAN EVLADI
    ···
    1. 1.
      0
      evet diyen de hayır diyen de huur evladı smdjdjdjjdjdjdjfjsjmdmnxnsmfmddmmwbcjffnskkcndndjxjrhxömcjejslcmdjsjcnfjslx derdinizi gibeyim...
      ···
      1. 1.
        0
        Istemsizce güldüm
        ···
    2. 2.
      0
      Bizim derdimiz Vatandır islamdır Bayrakdır bizim derdimiz 2500 yıllıkdır bizim derdimiz babadan oğladır bizim derdimiz kıyamete kadardır
      ···
  5. 30.
    +2 -1
    Yılmaz Özdilin yazılarını beğenmeyen tualet kağıdı olarak kullansın
    2 güne zütünüz kafanızdan aydın olacaktır
    ···
  6. 31.
    +3
    Faydalı şuku
    ···
  7. 32.
    +3
    Birilerinin yazdıkları ile evet hayır denecek bir mesele değil. Gelen maddeler belli . değişen şeyler ortada . aklına yatıyorsa evet dersın uygun bulmuyorsan hayır dersin . Kimsenin senın hür iradene mudahıl olmasına izin verme
    ···
  8. 33.
    +2 -1
    Yılmaz Babaya suku
    ···
  9. 34.
    -3
    Rahmetli Turgut Özal bi iş yapacağı zaman söylermiş. Solcular karşı çıkarsa tamam bu iş doğru iyi iş bunu yapın dermiş.
    ···
    1. 1.
      0
      Beyin fukarası herif karşı çıkılıp çıkmamakla ilgisi yok yukarıda yazanların hepsi gerçek senin cevap vermen gereken nokta ülkeye alınan 3 milyon ve her yıl doğan 150bin Suriyeli sen bunlara cevap ver yarın öbür gün ayaklanırlarsa zamanında din kardeşim demiştim diyerek dışarı çıkacak yüzün kalmaz ya da kalır ya sonuçta siz sağcılar yeri geliyo milliyetçi yeri geliyo islamcı oluyosunuz
      Solcu değilim
      ···
  10. 35.
    -2
    YILMAZ ÖZDiL OOOOOORRRRRRRRROOOOOSSSSPUÇOCUNUN EN ÖNDE GiDENiDiR. MASON huurÇOCUDUR. BU HERiFi OKUYUP BEYNiNiZi BULANDIRMAYIN. GiDiN ADAM AKILLI MUHALEFET YAPANLAR VAR ONLARI OKUYUN.
    ···
  11. 36.
    -2
    Bu vatan haini oç sizin gibi salakların beynini yıkayabilir anca. Tüm vatan hainlerine inat EVET
    ···
  12. 37.
    +2
    inşAllah bunu okuyup fikri değişenler olur ne diyelim. Durumun farkına varın artk Tek adam için değil Türkiye için kararınızi verin
    ···
  13. 38.
    -2
    Siz anca annenizden gizli yakalanma korkusyla ferre izleyip peçeteye artırırsınız. atölyede çalışan suriler fabrika kuruyor amk bebeleri hadi zütünüz sıkıyosa gidin oto sanayiye çalışmaya. O koltukta büyüttüğünüz pamuk zütlerinizle yılmaz özdile domalmak daha kolay dimi
    ···
  14. 39.
    +1 -1
    şu suriyeli meselesine bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığıyla hareket ediyorum. Suriyelileri göndermek halkın elinde nasıl olucak ? Akp yi sandıkta gömüceksin bununda suriyelilerden ötürü olduğunu çıtlatcaksın o zaman bak suriyeliler nasıl gönderiliyor ama millet inadına akpye oy veriyor bende diyorum ki ne tak yersen ye be güzel halkım !!
    ···
  15. 40.
    +2
    Biz başkanlığı tartışırken başımıza hangi çorap örülüyor

    Rus uçağını düşürdüğümüzde Putin, “Türkiye'deki mevcut yönetim er ya da geç değişecek” dedi.

    Rusya Genelkurmay Başkanı Gerasimov, “Türkiye'nin artık Karadeniz'in efendisi olmadığını” iddia etti.

    Tüm bunlara rağmen sanki büyük devletlerin politikalarını tek kişi belirliyormuş zannıyla, özellikle PYD/YPG'ye destekten vazgeçmediği için “küstüğümüz” Obama'yı bırakıp, Rusya'yla, Putin'le, Gerasimov'la “dost” olduk. O kadar ki,  Gerasimov o lafların ardından Genelkurmay'a geldi. Hemen peşinden bizim Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile MiT Müsteşarı Hakan Fidan Moskova'ya  gitti, Türkiye ile Rusya arasında Suriye'deki operasyonlar için “koordinasyon” anlaşması imzalandı.

    Önceki gün tüm gazetelerde Hulusi Akar ve komutanların Karargâh'ta sabaha kadar El Bab operasyonunu bizzat yönettiğine, operasyonu an be an izlediğine dair haberler verdi.

    Ya göremediler, ya istirahate çekilmişlerdi; Rus jetleri gelip, “yanlışlıkla” birliğimizi vurdu. 3 şehit verdik.

    iktidar medyası bu yanlışlık için, “Dost ateşi... Rus jetleri hedef şaşırdı... Kazayla vurdu” gibi başlıklar kullanmış.

    “Dost ateşi” mi?

     Rusya'yla “dostluk” meselesine geçmeden önce ABD'nin bizden ne istediğini hatırlatalım.

     2011'den beri söyledikleri şuydu; “Bizim yerimize Suriye'ye girin, IŞiD'le savaşın”!..

    Olmadı, oldurulamadı. imralı'daki teröristbaşının koordinesinde PYD/YPG'yi başımıza musallat ettiler.

    Pazarlığa başladık; “Onu alma, beni al”!..

    Adamlar asırlık “Büyük israil” projesine kilitlenmiş, geri adım atar mı?

    Bir yandan PYD/YPG'yi silahlandırdılar, bir yandan Türkiye'ye, “Hadi Suriye'ye gir, IŞiD'i hallet. Yanına da PYD/YPG'yi al. Yoksa bu işi kara gücümüz PYD/YPG'ye yaptıracağız” dediler.   

    Yine olmadı, oldurulamadı. Taa ki, 15 Temmuz'a kadar.

    Sonra PYD/YPG ile mücadele, “terör koridorunu” engelleme amacıyla Suriye'ye girdik. Kısa bir süre sonra baktık ki, sadece IŞiD'le savaşıyoruz!.. Obama'nın IŞiD'le Mücadele Özel Temsilcisi olan ve Trump'ın da görevine devam etmesini istediği McGurk, “15 Temmuz'dan sonra Türkiye'nin bölgeye bakışının değiştiğini, Kürtlerin tarihi bir fırsat yakaladığını” söylemedi mi?

    Bu arada Obama'ya küstük, yüzümüzü Rusya'ya döndük de; Rusya'nın Suriye, PYD/YPG politikası ABD'den çok mu farklıydı?

    Yooo!..

    Rusya da sadece IŞiD'le savaşmamızı istiyordu, istiyor...

    PYD'ye Moskova'da ofis açtırdılar, hâlâ da açık...

    Astana görüşmelerine PYD'yi çağırmasalar da sonradan görüşüp, Suriye için hazırladıkları anayasa taslağını sundular...

    Anayasa taslağında, “Suriye Kürtlerine kültürel özerklik” vardı... Bunun “siyasi özerkliğe” alıştırma olduğu belliydi, ama göstermelik itirazlar dışında Türkiye'nin gıkı çıkmadı...

    Ve daha iki gün önce Rus Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, “PKK ve YPG'yi terör örgütü görmüyoruz. Rusya'da bu örgütler resmi olarak teröristler listesinde değil. Bu bir gerçek, durum böyle” denildi...

    Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, Suriye konusunda ABD ile “koordinasyonu” sürdürdüklerini söyledi...

    Ve daha dün Rusya'nın BM Cenevre Ofisi Daimi Temsilcisi Aleksey Borodavkin, Cenevre'de yapılması planlanan Suriye barış görüşmelerinde “Kürtlerin de masada bulunması” gerektiğini bildirdi...

    KALEM KALEM RUSYA'YLA “DOSTLUĞUMUZ”

    Rusya'yla “dostluğumuzun” diğer kısımlarına da bakalım:

    Bilindiği gibi Erdoğan, NATO'nun Karadeniz'de daha etkin olması çağrısında bulunmuştu. O zamandan beri Karadeniz'e giren çıkan belli değil. Rusya'nın NATO Daimi Temsilcisi Aleksandr Gruşko iki gün önce, “NATO'nun Karadeniz'de güçlenmesinden rahatsız” olduklarını belirtip, “Montrö anlaşması var, bu anlaşmaya göre bölge dışındaki ülkeler orada kendi gemilerini tutamazlar, fakat son zamanlarda bu rejime baskı yapıldığını görüyoruz... NATO planlarına yanıt vermek için tüm önlemleri alıyoruz” dedi.  

    Malum Yunanistan'la Kardak krizimiz var. Genelkurmay Başkanı Akar bile Ege'de boy göstermek zorunda kaldı. Peki “dostumuz” Rusya'nın tavrı ne oldu; Yunanistan'a S-300 füzeleri satmak üzere 3 anlaşma imzaladı. Yunanlı generaller, “Türkiye'nin tahriklerine böyle mesaj verdiklerini” açıkladı. 

    Başka? Rusya, tüm dünyanın tepemize çöktüğü Kıbrıs konusunda da Rum-Yunan tezlerini destekliyor.

    Tablo bu iken, dün Rusların askerlerimizi “yanlışlıkla” vurmasına “dost ateşi” denebilir mi?

    Suriye Ordusu mu yoksa PYD/YP ile karşı karşıya geldiğimiz için mi veya “eve”, yani Trump'lı ABD'ye dönüşe hazırlandığımız için mi bu “uyarıya” maruz kaldık bilinmez, ama Putin ve Rus Genelkurmay Başkanının “üzüntülerini” bildirmesine sevindirik olduk.

    Ne yani, bizim “kahramanlar” gibi ortaya fırlayıp, “Vur emrini ben verdim” mi diyeceklerdi?!.

    Derken, Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov'dan son dakika açıklaması geldi. Peskov, “Uçaklarımız, Türk partnerlerimizin verdiği koordinatlara göre hareket etti, orada Türk askerlerinin bulunmaması gerekiyordu” dedi.

    Doğruysa eyvah ki, ne eyvah!.. Bu durumda da Hulusi Akar ve komutanlara, o gece masa başında ne yaptıklarını sormamız gerekecek. 

    EVE DÖNÜYORUZ DA

    Devam edelim.

    Peki Obama gitti, Trump geldi ve Ankara “eve dönmeye” hazırlanıyor da; ABD'nin bölgedeki hesapları, Türkiye'den beklentileri değişti mi?

    Hayır!.. PYG'yi silahlandırmaya devam ediyor. Daha birkaç gün önce medyamız, ABD'nin YPG'ye bu kez de “tank katili”  anti tank füzesi FGM-148 Javelin verdiğini yazmadı mı?

    Yine medyamız, ABD'nin bombaladığı yerlere YPG'nin paçavralarını diktiğini duyurmadı mı?

    Türkiye'ye “gerekli mesajları” vermekle görevli, eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey birkaç gün önce Senato Dış ilişkiler Komitesi'nde yaptığı konuşmada, “Rakka'yı alma planımızdaki temel hedefimiz Türkiye'ye rağmen değil, Türkiye ile birlikte hareket etmek olmalıdır” dedikten sonra bölgedeki en büyük tehlikenin IŞiD olduğunu söylemedi mi? Ve de, “Türkiye'nin, ABD'nin YPG'ye verdiği desteğin uzun vadeli hedeflerini anlamasını” istemedi mi?

    Keza Obama döneminde Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak defalarca Ankara'ya gelip, “IŞiD'le mücadelemizi” planlayan Antony Blinken Trump'a sunduğu planda, “Türkiye'nin Suriye Kürtlerinden önce DEAŞ'dan kurtulmak için El Bab'a girdiğini ve ABD'nin bunu desteklemesi gerektiğini” vurgulamadı mı?

    Trump'ın Erdoğan'dan önce Suudi Arabistan Kralı Salman'ı arayıp, “güvenli bölge” meselesini onunla konuşmasını, Salman'dan “Suriye ve Yemen'de güvenlik bölgeler oluşturulmasını desteklemesini rica etmesini” geçelim. Trump ve Salman, “iran'la nükleer anlaşmanın  dikkatli  şekilde takibinin önemi ve iran'ın bölgedeki istikrarsızlaştırıcı eylemlerini” de konuştu. 

    Trump'ın Suriye'den öte iran'ı da hedefine oturttuğu ayan beyan ortada. Niye? Aynen Obama gibi, “ABD'nin varlık sebebinin israil'in güvenliğini sağlamak olduğuna” inandığı, artı “islamist teröre” savaş açtığı için.

    Özetle, yakamızı paçamızı biraz daha kaptırırsak işimizin El Bab, Rakka ile bitmeyeceği, iran'la savaşa kadar vardırılacağı anlaşılıyor.

    Yoksa Trump'ın Türkiye'ye göndereceği ilk yetkili niye CIA Başkanı olsundu? CIA eşittir “kirli işler” değil midir?

    KURTULUŞ SAVAŞI VERiRKEN-

    Çepeçevre kuşatıldık!..

    Erdoğan hiçbir Batı ülkesine gitmez ve davet edilmezken; ingiltere Başbakanı ABD'den doğruca Ankara'ya geliyor... Merkel geliyor... CIA Başkanı geliyor... ingiltere Genelkurmay Başkanı geliyor... Ve BM Genel Sekreteri geliyor...

    Hemen hepsinin ziyaretinin ortak hikmet-i sebebi Suriye, yani PYD/YPG ve Kıbrıs...

    Dört bir koldan çullanıyorlar...    

    Yeni bir Kurtuluş Savaşı verdiğimizi, önümüze Sevr'in konduğunu bizzat Erdoğan söylüyor.

    Peki biz neyle meşgûlüz? Rejim veya sistem değişikliğiyle!..

    Savaşta rejim veya sistem değişikliği mi olur? Savaş varsa, seferberlik ilân eder, ne gerekiyorsa yaparsınız; Elinizi tutan mı var?

    Ne tesadüf hem PYD'li Suriye planları, hem Kıbrıs müzakerelerinin masası Cenevre'de kurulacak!..

    Ne zaman mı? Türkiye başkanlık referandumu meydan savaşına girişirken...

    Kim bakar Cenevre'ye; Meleklerin cinsiyetini konuşmak varken!..
    Tümünü Göster
    ···
  16. 41.
    +1
    Olum bu adamın daşşaklarına beton yetmez ulan
    ···
  17. 42.
    -1
    Yilmaz ozdilinde mujdat gezeninde ta bacilarini gibiyim
    ···
  18. 43.
    -1
    Hayır diycektim evet diycem cugu
    ···
  19. 44.
    -1
    Hayir dicektim bu hayir dedigi icin evet dicem
    ···
  20. 45.
    +1
    Rezzzzzzzak
    ···