/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +4
    Dershaneye gidiyordum. Bir gün o da geldi benimli birlikte, yanıma oturdu. Ama o yanımdayken nasıl ders dinleyebilirdim ki? Dersten daha fazla önem arz eden gözleri tüm muhteşemliğiyle yanımdayken ben derse kendimi veremezdim. O yüzden dinlemedim dersi döndüm ona sohbet ettik, güldük, eğlendik. Pembe bir kalem vardı bende büyük ihtimal sınıftaki kızların bir tanesinden ödün'çalmışım'dır. Onda da kırmızısı vardı aynı kalemin. Kalemleri değiştirmiştik. Değiştirdiğimizde bana verdiği kırmızı kalemde hala duruyor. Dershane bitti eve kadar yürüdük tabi el ele. Sımsıkı tututk birbirimizin ellerinden. O kadar sıkı tutmuşuz ki gecenin soğuğunda ellerimiz terlemişti öyle olunca ben diğer tarafa geçiyordum öyle el ele tutuşup yürümeye devam ediyorduk. Ama hiçbir zaman bırakmadık ellerimizi, sıkı sıkı tutuk birbirimizi.
    ···
  2. 27.
    +5
    Şarkımız gelsin: https://www.youtube.com/watch?v=XaSVkb_XLt4

    Tabi göründüğü üzere birbirimize çok değer veriyoruz, gayet güzel gidiyor ilişkimiz. Yani en azından ben öyle sanıyormuşum. 14 Şubata bir hafta kalmıştı heyecanlıydım ta ki o mesajı görene kadar. Deniz kızından mesaj gelmişti heyecanlı heyecanlı açtım mesajı ve aynen şöyle yazıyordu "Ayrılalım". Boğazım düğümlenmişti nefes alamıyordum. Mesajı tekrar tekrar okuyor ve anlamaya çalışıyordum. Böyle sevmenin üstüne bu kadar değerin üstüne nasıl olabilirdi? Tekrar aynı şeyler olamazdı bunu tekrar kaldırabileceğimi düşünemiyordum. Soğuk soğuk terler akmaya başlarken sadece "Tamam" yazabilmiştim. Sonra düşündüm kendi kendime bir nedeni olmalıydı, elbet bir nedeni olmalıydı. Onu kırdığım bir durumun olup olamayacağını düşündüm. Olması imkansızdı çünkü onu kırmamak için elimden geleni yapıyordum. O yüzden öyle bir olayda yoktu ortada ki zaten olsaydı direk ayrılma yolunu seçmezdi gelir benimle konuşur hallederdik. Bunların üstüne "Neden?" diye sordum. Şu ana kadar sayılı pişmanlıklarımdan birisi de o oldu. Çünkü aldığım "Artık sevmiyorum seni" mesajı beni bitkisel hayata geçirirken tek işlevsel olan beynimde kafamdaki düşüncelerin yarattığı fırtınada kaybolmuştu. Yanıtlanmış en büyük sorumun cevabı kafamda oluşan tüm sorularımın cevabı olma seviyesine gelmişti.
    ···
  3. 28.
    +4
    Peki nedendi? Neden bu kadar severken o gitmişti benden? Ya da hiç gelmiş miydi gerçekten? Sevgisinin bitmesi yeni olan bir şey miydi yoksa önceden de hiç sevmemiş miydi beni? Hiç benim olmamamış mıydı yani ya da ben hiç onun olmamış mıydım? Bu sorularla ona karşı olan kızgınlığım artarken güvenimde azalıyordu. Evet yanlış bir tepki veriyordum ama o durumda kendi kontrol edemiyordum. O hep benimken ben onun değildim artık. Onun içindeki ben, benim içimdeki deniz kızının değerinde değildi artık. Aşık olduğum kız için sevginin yitirilmiş olduğu bir erkek konumundaydım. Evet kabus dolu günler geri geliyordu. Bir hafta sonra 14 Şubattı ve onun üstünde çok güzel duracak hediyelerimi ona veremicektim. Aslında bir umut bekledim belki yine mesaj atar yine yağmurun altında yürür konuşur barışırız diye bekliyordum. Bir yandan da kendimi kandırmamaya çalışıyordum. Sevmiyordu bitmişti bu kadar basitti. Tabi onun için...
    ···
  4. 29.
    +5
    Yaz yaklaşıyor, günler uzuyor ve geçmek bilmiyordu. Sonunda okul bitti tatile girdik bende bir işe girdim. işteyken kafam dağılıyordu çok fazla aklıma gelmiyordu ama akşam aklımda gitmek bilmiyordu. Ara sıra çarşıda görüyordum onu küçük şehrin azizliği tabi o günler sabahları da aklımı daha fazla meşgul ediyordu. izin aldım iş yerimden iki haftalığına memlekete gittim. Her yaz aile toplantısı olurdu herkes gelirdi oralardan buralardan. Çok güzel bir şeydi. Teyzemler gelmiş yanlarında arkadaşlarını da getirmişlerdi tatil amaçlı. Benim yaşımda bir kızı vardı. Adı Eylüldü, dışardan baktığımda bakımlı hoş bir kız olarak gözüküyordu. Tabi deniz kızından daha güzel değildi veya o kızı böyle görmem deniz kızının artık sevmediğim anldıbına gelmiyordu. Ufak ufak olan sohbetlerimiz derinleşiyor git gide yaklaşıyorduk birbirimize. Kafa dağıtma amacıyla takılıyordum ama kendimi aynı zamanda geride tutuyordum. Kendimi geride tutma işini çok beceremedim galiba ki kız daha fazla yaklaştı bana. Çıkıp geziyor kafa dağıtıyordum bende. içimde ona karşı en ufak bir duygu yoktu. Ki sanırsam o da bana karşı bir şey hissetmiyordu. Zaten aramızda resmiyete dökülmüş bir şey yoktu sadece eğleniyorduk o da bunu biliyordu. Bir gece kuzenler falan toplandık herkesin geldiği bir gün, içkimizi aldık geçtik eve güzelce eğlendik. Tabi o geceyi golle süslemeyi de es geçmedim. Sonuçta insanların temel ihtiyaçlarından birisiydi ve ikimizinde amacı belliydi. Sadece görevimizi yerine getirdik diyelim. Yine de içimde burukluk oluşmuştu. Komik gelebilir ama ihanet etmiş gibi hissediyordum. Bir kaç gün sonra gittiler zaten bizde biraz daha kalıp Kuşadası'na geri döndük.
    ···
  5. 30.
    +6
    Geçirdiğim bir kaza sonucu elim kesilmişti ve işi bırakmıştım evde tüm gün sabahtan akşama kadar yatıyordum. Dışarı çıkasım gelmiyordu. Eğlenesim gelmiyordu. Kendimi tamamen soyutlamıştım her şeyden. Bazen yine arkadaşlarla burada "Sote" dediğimiz yere gider bira içerdik. -denize sıfır yer işte- Birayı sevin beyler bira içmek güzeldir. Kendimi sözlüğe, müziğe vermiştim ama bir yerden sonra da sıkmaya başlıyordu. Yüzmeye ve basketbola geri dönmeye karar verdim. Hem stres atar hemde adam akıllı vücut yapardım biraz. Günler öyle ilerlerken yaz bitiyordu. Sade, eğlencesiz ve saçma bir yaz geçirmiştim. Okul başlamıştı artık her gün Deniz Kızının görüyordum. Her sabah onunla başlıyordum güne ama Günaydın diyemiyordum. Koridorda yürürken yüzlerimizi çeviriyorduk birbirimize selamlaşmıyorduk. Arada bir muhabbet ettiğimiz oluyordu tabi de çokta umutlanacağım şeyler değildi benim için. Öyle olması gerekiyordu zaten umutlanmamalıydım çünkü umutlandığımda ve gerçekleşmediğinde daha çok üzülücektim.
    ···
  6. 31.
    +5
    O yıl pek bir şey olmadı panpalar. Denk gelirse üstün körü konuşuyorduk. Zaten kulağıma sevgilisi olduğu geliyordu. Çok fazla takılmamaya çalışıyordum ama her gece rüyalarımı süsleyerek kendini hatırlatıyordu. Uzaktan seviyordum onu. Uzaktan sevenler samimi sever. Kimseye anlatmadan kimseye çaktırmadan izliyordum onu. Her hareketini biliyordum ne zaman mutlu ne zaman mutsuz biliyordum. Aslında aynı liseye kazandığımızda bende mutlu olmuştum. Çünkü hayallerim vardı onunla birlikte. 4 sene boyunca aynı her gün onu görmek, günün üçte birini onunla geçirmek fikri çok güzel geliyordu. Tabi ayrılana kadar. Artık cehennem gibiydi okul. Gidesim gelmiyordu istemiyordum. Tamam çılgın liselilerdik eğleniyorduk fakat gelip geçiçiydi eğlence. Sürekli kalıcı olan deniz kızıydı. Öyle de bitti sene.
    ···
  7. 32.
    +5
    Yaz tatiline girmiştik artık planlarım vardı. Kendimle ilgili, çevremle ilgili. Kendimi geliştirmek istiyordum gerek spor ve vücut, gerek bilgi ve kültür açısından. Düzenli bir hayatım vardı artık sabah erken saatte havuza gidiyordum gelip kahvaltımı yapıyor biraz bilgisayarda takılıyordum. Bazen dizi, film izliyordum bazen araştırma yapıyordum. Akşam üzeri taksa gidiyor orada da bir ter atıyordum. Eve gelip duşumu aldıktan sonra gece arkadaşlarımla dışarı çıkıyordum. Biraz kafa dağıtıp eğlendikten sonra eve gelip yine bilgisayara oturuyordum. Sonra da yatış zaten. Günlerim böyle rutin bir şekilde devam ederken deniz kızı hala rüyalarımı süslüyordu.
    ···
  8. 33.
    +5
    Hiç uzaktan sevdiğiniz biri rüyanıza girdi mi? Peki rüyanızda hiç olmadığınız kadar yakın oldunuz mu ona? Sarılamadığınız kadar sıkı sarıldınız mı? Hepsi çok güzel çok hoş tabi rüya halindeyken. Sonra uyanıyorsunuz ve hepsinin bir rüyadan ibaret olduğunu, hala onun size çok uzak olduğunu anlıyorsunuz. En leş hislerle yarışabilecek potansiyele sahip bence. Tekrar uyumak o an yapılacabilecek en güzel şeylerden birisi ama rüyayı devam ettirebileceğiniz kesinliği yok o yüzden büyük bir kumar oynamak zorundasınız. Ya uyuyup günün yarısının gitmesini göze alacaksınız ki rüyanızda onu göreceğinizin kesinliği yok dediğim gibi ya da uyumayıp leş gibi geçecek gününe erken başlayacaksınız. Sırf bu yüzden rüya kontrolü üzerine araştırmalara giriştim. Tabi her şeyin aslında bilincinizde bittiği ve yazan önerilerin bir çoğunun kolpa olduğunu anlamak çok uzun sürmedi. Aynı şehirde olmamız, aynı mahallede olmamız, iki sokak altımızda oturması onu görmem için bana verilen nimetler arasındayken aynı zamanda kabuslarımda oluyordu. Tam onun bilinç altımdan çıkıp sadece derinlerimde saklı kaldığı zamanlar o ortaya çıkıyordu ve yine dengem alt üst oluyordu.
    ···
  9. 34.
    +5
    Erkek arkadaşı vardı hala. Mutluydu, yüzü gülüyordu. Gözlerinin içini başkası için gülüyordu. Gülümsemeleri başkasını mutlu ediyordu artık. Her şeye rağmen takmamaya çalışıyordum. Tek avantajım ayda en fazla iki ya da üç kere görmem oluyordu. Okuldaki gibi her gün görmüyordum. Neyse yaz tatili olduğu için yine aile toplantısı zamanı geldi. Gittik memlekete kuzenlerle vakit geçiriyoruz dedik ulan iki karı kız düşürelim keyfimiz yerine gelsin. ikişerli gruplara ayrılıyoruz ve ava çıkıyoruz. Planımızda "ikili veya daha fazla kız grubu gören direk gidip tanışıyor konuşuyor. Muhabbeti ilerletiyor sonra onlarından arkadaşlarından yaralanarak tüm grup kızları kapıyoruz." ilk başlarda gerek utangaçlık gerek kriterlere uyamayan kızlar yüzünden biraz çalkantıya gidiyor gibi olsa da bir çok reddedilmeden sonra sonunda bir grup kız bulduk. Tabi gözüme hemen beyaz tenli olan kız çarpmıştı. Bizimkilerle de konuştuktan sonra onunla takılacak olan bendim. Tanıştık ismi damlaydı. Beyaz teni ve kumral saçlarıyla gruptaki en güzel kızlardan bir tanesiydi. Sohbet sırasında Kuşadası'ndan geldiğimi söyledikten sonra o da Kuşadası'nda yazlıklarının olduğunu bir hafta sonra oraya gideceklerinden bahsetti. Onlardan iki üç gün öncede ben gidiyordum Kuşadası'na. Aslında güzel bir fırsattı benim için tabi değerlendirebilirsem.
    ···
  10. 35.
    +5
    Kızla sohbeti iyice ilerletmiştik damla, yakın arkadaşı, ben ve kuzenim birlikte sinemaya gitmeye kara verdik. Diğer binler kızları bağlayamamışlardı. Güzel küfür yiyorduk tabi. Koltuk seçiminde sevgili koltukları olarak yapmıştık. En arka yan yana sevgili koltuğuyla doluydu. Tabi adamlar işini biliyordu. Şansımıza da salonda iki kişi vardı onlarda önde oturuyorlardı. Neyse sinemaya girdik film başladı. Damla yavaştan yaklaşmaya başlamıştı, ilk önce omzuma yasladı başını sonra elimi tuttu. Bi on dakika geçtikten sonra kafamı ona çevirdim ve bana baktığını gördüm. Yavaştan birbirimize yaklaştık ve dudaklarımız birbirine temas etmişti. Gözüm damlanın arkasındaki bin kuzenime takılmıştı. Onlarda aynı pozisyona geçmişlerdi. Tabi tüm seans sevişmeyle geçmişti. Artık kızlarla olan muhabbetimiz önümüzdeki maçı evde yapmaya ikna etmekle geçecekti. Yemeklerimizi yedikten sonra öpüşüp koklaşıp ayrılmıştık. Sonraki gün kızlarla buluşmayıp sinemaya gittik kuzenle. Dün izlemek için girdiğimiz film bin olunca onu izledik. Neyse günler geçiyordu ama hala kızları eve gelmeye ikna edememiştik. Bizimde gitme zamanımıza az kalınca o iş yatmış oldu tabi. O sıra sinirlenip damlayla kavga ettiğimiz için onun Kuşadası'na geldiğinde görüşme imkanım da elimden gitmişti. Kuşadası'na geri döndüm ve okul hazırlığı tekrardan başladı. Kötü günler yaklaşıyordu.
    ···
  11. 36.
    +4
    Tekrardan okul başlamış sabahlara onunla uyanıyordum. Ama bu sene bir değişiklik vardı okula çocukluk arkadaşım olan Beyza gelmişti. Şansa bizim sınıfa düşmüştü. Samimiyetimiz önceki gibi değildi ilk zamanlarda çünkü uzun süre uzak kalmıştık birbirimizden ama çocukluktan gelen bir şeyle ısınmamız çok zaman almamıştı. Yavaş yavaş samimiyetimiz artıyordu. Küçüklüğüm gözümde canlanıyor ve o günle karşılaştırma yapıyordum. Daha doğrusu yapamıyordum. Çünkü çocukluğum o günle karşılaştırılmayacak kadar güzeldi. O zaman ne olduğunu bilmediğim bir şekilde yıpranmış bir umutla yaşamaya çalışıyordum. Onun dışında yine aynı tak devam ediyordu. Onun yine sevdiği ve mutlu olduğu bir adam vardı benimse gülüşüyle mutlu olduğum uzaktan sevdiğim bir kadın. Onunla tekrar bir araya gelemeyeceğimi biliyordum ama unutamayacağımı da biliyordum. Keşke onunla biraz mümkün olabilseydik, bu kadar imkansızlık canımı yakıyordu. Bende ondan sonra kadere küstüm onu bana imkansız bıraktığından.
    ···
  12. 37.
    +4
    Evet beyler o kırılma noktasını hatırlıyor musunuz? içinizden sert küfrü ederek hiçbir şeyin düzelmeyeceğini anladığınız o en çirkin anı hatırlıyor musunuz? Küfredersiniz, bağırırsınız, duvarları yumruklarsınız ama o tuhaf acıyı hiçbir şekilde dindiremezsiniz değil mi? Bunun yanında hiç yaşanmayan ama kafanızın içinde bir ömür boyu gerçekleşen anılar vardır ki bunlar daha korkunç, daha acıtıcıdır. Tüm bunlara rağmen gülersiniz ama aslında ağlamak istiyorsunuzdur, konuşursunuz ama susmak istiyorsunuzdur, mutlu gibi davranırsınız ama gelin görün ki hiçte öyle değilsinizdir ve bu kadar şey içinde ne yapsanız da kopamazsınız ondan, beden ayrılır ama gönül ayrılmaz, sevgi gider ama kalır sevda. Öylesine güzel seversiniz ki siz onu. Öylesine saf, öylesine temiz, öylesine derin ve "öylesine" değil. Sonra bir bakarsınız bitmiş, her şey son bulmuş. Ayrılalım diyor ya hani; Hiç olduk mu biz, hiç sevdin mi beni? gibi soruların ve cevapların içinde kaybolursunuz. Her şeyin üstüne ona karşı sinirlerim en üst sevideyken bir anda gülüşü geliyor aklıma ve içimden diyorum ki; yine gelse yine severim onu ve boynunda ki koku uğruna her şeyimi feda ederim. Çünkü huzur ondan ibaret; sesinden, kokusundan, sarılışından, gülüşünden, bakışlarından, saçlarından, ellerinden...
    ···
  13. 38.
    +5
    Şarkımız gelsin: https://www.youtube.com/w...R1wg&feature=youtu.be

    Okul yine bitmiş yaz tatiline girmiştik. Ondan uzaklaştığım için bir yandan seviniyordum bir yandan üzülüyordum. Her sabah onun gülen yüzünü görmek elbette çok güzel bir şeydi ama yüzünü güldüren başka birisi olduğunu bilmek en berbat duyguydu. Bu yaz tek yapacağım şey günleri kendi açımdan değerlendirmek olacaktı. Sadece eğlenecektim, başka da hiçbir şeyi gibime takmayacaktım. Arkadaşlarla sabahları deniz havuza gider akşamları da dışarı çıkar barlara gece kulüplerine giderdik. Tek derdimiz eglenceydi, eğleniyorduk ve bu bize fazlasıyla yetiyordu. Sonra bir gün babaların üniversite sınıfı Kuşadası'nda buluşmak için karar aldı. Hepsi turizm sektorunde olduğu icin nerdeyse çoğunluğu Kuşadası'ndaydı. Şehir dışından üc dört kişi geldi. Ama benim en çok dikkatimi çeken aile Ankaradan gelenler olmuştu. Bunları hatırlıyordum daha önceden de gelmişlerdi buraya, babamın otelde müdür yardımcısı oldugu zamanlar. Kızları vardı benimle yaşıttı hatırladığım kadarıyla küçükken hoslanmıştım ondan, beyaz tenli kumral dalgalı saçlıydı. Ama bunlar küçüklükte kalmıştı tabi. Gece yola çıkmışlar sabah burdaydılar. ilk olarak bize uğradılar.
    ···
  14. 39.
    +5
    Geldiklerinde ben uyuyordum. Annem onları içeri aldıktan sonra beni uyandırdı. Hemen kalkıp elimi yüzümü yıkadım kendime çeki düzen verdim çünkü hissediyordum ki güzel biriyle tanışacaktım biraz sonra. Onların yanına geçtim hoşgeldiniz falan muhabbetinden sonra gözlerim onu aradı. ilk önce gelmediğini düşünüp hayal kırıklığına uğradım. Sonradan laf arasından öğrendim ki yorgun oldugu için içeride kardeşimin odasına geçip hemen uyumuş. Güzel bir kahvaltı yapıldı. Muhabbet beni sıkınca odama doğru geçtim. Geçerken kardeşimin odasının kapısı kapalı olduğu için göremedim onu. Onun üzüntüsüyle oturdum bilgisayarla ilgileniyordum. Baya bi zaman geçirdikten sonra kardesimin kapısı açıldı. Odamın kapısı direk kardeşimin odasına bakıyor bilgisayar masamda koridora bakıyor. Kapıdan çıktığını hissettim Kafanı oraya dogru çevirdim. O da benim gibi büyümüş, olgunlaşmıştı. Sarı saçlı, beyaz tenli, renkli gözlüydü ve vücut hatları çok güzeldi bunun sebebide baya uzun zamandır anadolu ateşinde dans ediyor ve yüzüyor olmasıydı. -konuşma sırasında öğrendiklerimi üstüne- Tam olarak bir bal hatun diyebilir miydim peki? Belki evet belki hayır. Çünkü deniz kızım varken bal hatunun çokta bir yeri yoktu bende. Sadece bir zaaf oldugunu biliyordum farkındaydım ama yine de kendimi geri çekmekte zorlanıyordum. Sadece bu zaafım beni o an ele geçirmişti. Gülümseyerek "Günaydın" dedi güzel bir ses tonuyla. Bende aynı şekilde cevap verdim. Sonrasında lavabonun yerini sordu gösterdim sonrada sokarım bilgisayarına diyerek kapatıp direk salona geçtim. Sonrasında o da geldi ilk once aileler sonra da kendi aramızda muhabbet etmeye başladık. Eski günlerde yaptıklarımızdan bahsettik ilk başta çünkü birbirimize dair hatırladığımız tek şeylerdi. Sonrasında laf lafı açtı zaten samimiyetimiz kolayca ilerlemişti. içimi garip bir duygu kaplamaya başlamıştı.
    ···
  15. 40.
    +5
    Kalacakları otele gidip eşyaları bırakacak ve topluca yemeğe gidecektik. Yolu göstermem için benimde onlarla birlikte gitmem gerekti. "Denize girer miyiz?" teklifinden sonra zaten gitmemek olmazdı. Çantamı hazırladıktan sonra onlarla birlikte ayrıldım evden. Otele gittik otelin sahibi babamin tanıdığı olduğu için burayı ayarlamıştık onlara. Denize sıfır çok güzel bir oteldi. Kardesine ve ona bir oda alınmış annesi ve babası için bir oda alınmıştı. Odaya geçtik üstünü değiştirmek için lavaboya girdi ve çıktı. Çıktığında nefesim kesilir gibi olmuştu tamam güzeldi ve ciksiydi ama bu kadar olduğunu tahmin etmemiştim. Sarı dalgalı saçları omuzlarından belinde ve göğüslerinin üstüne düşüyordu bunları da güzel siyah bikinisi süslüyordu. Yeşil gözleri pembe dudakları parlaklıklarını en üst seviyeye çıkarmıştı. Vücudu olabildiğinden daha fazla orantılıydı. Bedeni çok narin görünüyordu belli çok temiz bir kızdı kişisel bakımını en iyi şekilde yapıyordu. Neyse bende üstümü değiştirdikten sonra deniz kenarına indik. Sezlonglara havlularımızı attık ben tişörtümü çıkardım o da bikinisinin üstüne giydiği sade elbisesini çıkardı. Beyaz tenli olduğu için güneş altında fena halde yanabilme özelliğine sahipti o yüzden güneş kremi sürmemi rica etti. Seve seve yaptım tabiki. Yavaş yavaş denize girdik öylece suda ilerliyorduk. Bir yandan da sohbet ediyorduk bir yandan o anlatıyor bir yandan ben anlatıyordum. Uzun zamandır tanışıyor gibiydik samimiyetimiz gerçekten çok güzel bir seviyeye gelmişti bu kadar kısa zamanda. Düşünceleri ve fikirleri gerçekten çok olgundu, kisisel olarak kendini çok iyi geliştirmişti. Kısacası dört dörtlük bir kızdı her yönüyle.
    ···
  16. 41.
    +3
    Denizden çıktık kurulandık o elbisesini giydi ben tişörtümü otele doğru yürümeye başladık. Odaya çıkıp yemek için hazırlandık. Tekrar odanın lavabosuna girdi duşunu aldı, üstünü değiştirdi ve çıktı. Üstünde çok şık bir elbise vardı. Giydiği her şey vücuduna tam oturuyordu ve çok güzel duruyordu. "Çok güzel olmuşsun" dedim. "Teşekkür ederim" dedi. Saçlarını düzleştirmek için saç düzleştiricisini aldı. "Eminim düz saçta çok güzel görünür ama bence dalgalı daha hoş görünüyor" dedim. Tereddüt etmeden makinayı koydu. "Sen öyle istiyorsan kalsın tabi ki" dedi ve gülümsedi. Sonra ben girdim duş aldım üstümü değiştirdim çıktım. Bu sefer o "Çok yakışıklı olmuşsun." dedi. Teşekkür ettim sonra odadan çıktık "Ailelerimizi beklerken deniz kenarında oturalım mı?" diye sordum. Kabul etti. Ve en büyük soruyu yönelttim ona "Sen böyle giyiniyorsun ama erkek arkadaşın kızmıyor mu?". "Erkek arkadaşım yok" dedi gülümsedi ve devam etti "Hem olsa bile neden kızsın, bence giyebilirim. Sen izin vermez miydin?" diye sordu. "izin vermezdim, bana göre seni böyle benden başkası görmemeli." diye yanıt verdim. Hafif utanmış olması gerek beyaz teni ve güzel yanakları hemen kızardı, gülümsemekle yetindi. Annemler çağrı attı ve yanlarına gittik. Arabalara binip güzel bir balık restaurantına gittik. Yemeklerimizi yerken herkes herkesle sohbet ediyordu zaten pek konuşma fırsatı bulamadık. Yemeğimiz bittikten sonra "Hadi gel biz sahile inelim" dedim. Sahile indik yürümeye başladık saat baya geç olmuştu. Meşhur barlar sokağının oradan geçiyorduk "istersen bara girebiliriz" dedim. "Dans edicek halim yok bence bir yerde oturup kafa dinleyelim" dedi. Tekrar sahil kenarına indik amacım güzel bir kafeye zütürüp orda bir bira yanında güzel bir sohbet çevirmekti ama yolda giderken midyeci gördü ve "Hiç midye yemedim çünkü neyden olduğunu ve nasıl yapıldığını öğrendiğimde çok midem bulanmıştı ve canım istemedi o zamandan beri" dedi ve "Ama şimdi çok canım çekti alalım mı" diye sordu. Bu güzel teklifini geri çeviremeyeceğim kadar tatlı bir dille dile getirmişti kabul etmek imkansızdı. En büyüklerinden bol bol aldık ve bunun kuru kuru gitmeyeceği düşüncesiyle yanına bira da almıştık. Sahildeki kumlara gidip oturduk.
    ···
  17. 42.
    +3
    Hayatimda geçirdiğim sayılı en güzel saatleri geçirmiştim o kumsalda. Sohbet sohbeti açtı guzel düşünce ve fikirlerini dinleme fırsatı bulmuştum, bir kez daha. Saat çok geç olmuştu. Ama ikimizde kalkmak istemiyorduk. Midyeler bitmişti, üçüncü veya dördüncü biranın sonuna geliyorduk ve birbirimize yakınlaşıyorduk. Birbirimize sarılmış denizin sesini dinlerken bir yandan da birbirimizi dinliyorduk. Bunlarda bir yere kadardı artık kalkmamız gerekiyordu ve hemen bir taksiye atlayıp otele dogru yola çıktık. Onu odasına kadar bıraktım. içeri girmem konusunda ısrarcıydı ama girmem gerektiğini ikimizde biliyorduk. Kapıda dudaktan bir öpücük aldıktan sonra ona veda ettim. Tekrar bir taksiye atlayıp eve gittim. Duş aldıktan sonra kendimi yatağa atıp mükemmel bir gecenin yorgunluğuyla direk uykuya daldım.
    ···
  18. 43.
    +4
    Sabah tekne turuna gitmek icin erken uyanmıştık ama bal hatunla konustuktan sonra onunda gitmek istemediğini öğrendim. Ailemize söyledikten sonra Avrupanın en büyük su parkı olan adaland'e gitmeye karar verdik. Otelden dolayı burada da tanıdıklar vardı ve ücretsiz giriş sağlamışlardı. içeriye girdik, kendimize güzel bir yer bulduk ve şezlongların üstüne uzandık. Dün gecenin yorgunluğundan dolayı bir saate yakın birlikte yan yana yattık. Evet huzur vermişti ona sarılıp uyumak. Sonra da küçük kız çocukları gibi fırladı yerinden ve hızlıca su kaydıraklarına dogru yürümeye başladı. Gözlerinin ışıltısını görebiliyordum. Gerçekten çok eğleniyordu. O eğlenirken bende eğleniyordum, o mutlu oldukça bende mutlu oluyor ve gülüyordum. Romantik anlar yaşamayı da ihmal etmedik. Eglendik ve bu anları da fotoğraflamayı unutmadık. Yorgun bir şekilde onu otele bıraktım bende eve gittim direk uyumuşum. Uyandığımda telefonda bir sürü mesaj ve cevapsız arama vardı. Hepsi bal hatuna aitti. Tam geri dönüş yapıcaktım ki içeriden gelen seslerle bizde olduklarını duydum. Elimi yüzümü yıkayıp kendime çeki düzen verdikten sonra yanlarına gittim. Bal beni parcalayacak gibi bakıyordu. Onu da alıp odama geçtim. Meraklandığını falan normal olarak hatta çıtayı yükselterek onu otele bıraktıktan sonra kızlarla buluştuğumu falan düşünmüş. Saçmaladığını ve abarttığını söyleyerek konuyu kapattım. Tekrardan yemeğe çıktık. Bu sefer yemekte babamların bütün arkadaşları vardı. Keyifli sohbetler güzel bir yemekle sonlandı aksam. Bal hatunla son gecemizdi. Yarın gidiyorlardı. Onu alıp yalnız kalabileceğimiz bir yere zütürdüm. Sadece susuyorduk. Bunun hakkında konusulucak bir şeyimiz yoktu. Bir ilişkinin icine girsek uzaktan yürütülemeyecegini ikimizde biliyorduk. Ama bunu dile getirmek istemiyorduk. Kafamı ona doğru çevirdim, o zaten çoktan çevirmiş bana bakıyordu. Yavaş yavaş birbirimize yaklaştık ve son kez dudaklarımız birleşti. Ve sonra sımsıkı sarılıp vedalaştık.
    ···
  19. 44.
    +3
    Sabah erken saatlerde Kuşadası'ndan ayrılmışlardı. Sonra bir daha görüşme fırsatımız olmadı. Bu da mazi de bir güzel bir anı olarak kaldı. Hayır bu kıza aşık olmamıştım ama fazlasıyla etkilenmiştim. Evet belki uzunca bir zaman birikte olsak aşık olmak kaçınılmaz olacaktı. Kafama takılan en büyük soru deniz kızını aldatmış sayılıyor muydum? Bunun cevabını vermezken aynı zamanda ihanet ettiğimi düşünüyordum. Bunlardan ayrı olarak birinin size karşı sevgisini en üst düzeyde kullanması ve sizin o sevgiyi hissetmeniz gerçekten güzel bir şey. Bunlar kafamdan bir çok soruya ve karışıklığa neden olurken. Okulun başlama tarihide yaklaşıyordu. Her sabah günaydın diyeceğim kişi belliydi. Sonunda okul açıldı ve her sey yine aynı taka dönmüştü.

    -Bu seneyi atlıyorum beyler ve yaz tatiline geliyorum çünkü cidden kayde değer bir sey gerçekleşmedi. Yaz tatili başından devam ediyorum.-

    11. Sınıf bitmiş 12. Sınıfa baslayacak ve sınavlara girecektik. Zorlu bir yıl beni bekliyordu. Gerçekten hiç kolay olmayacaktı...
    ···
  20. 45.
    +4
    Yaz başında başladı dershanem. Çocukluk arkadaşım beyzayla birlikte gidiyorduk. Sabah erken saatte başlıyordu, 8 ders vardı. istemeye istemeye sıkıla sıkıla gidiyorduk. Ama bunun yanında çok gezip çok eğlenebiliyorduk. Paramız ve zamanımız vardı anlamadığım bir şekilde. Koca yaz spora gidememiştim ve yavaştan çökmeye başlıyordum. Aldığım alkollerin etkisi büyüktü. Uykusuzluk bunlara ek olarak daha kötü yapıyordu tabi. Çalışmıyor da değildik gerçekten güzel çalışıyorduk. Onun dışında dediğim gibi eğlenceye harcıyorduk zamanımızı. Derken yaz tatili bitti 12. sınıf, koca okuldaki son senem, deniz kızının her gün göreceğim son senem başlıyordu. Okul çok fazla sıkıcı gelmeye başlıyordu ilk bir ay test çözümüne çok ağırlık verirken giderek azalmaya başladı ve sonunda da tamamen bitti. Çalışmıyorduk hiç beyzayla. Aklımız hep başka bir yerlerdeydi. Beyzayla tenefüslerde sigara içmeye gidiyorduk okulun kuytu bir köşesine tabi oraya benim arkadaşım emre de geliyordu. Uzun süreli bir arkadaşlığımız vardı emreyle ama çok fazla samimi değildik. Ayrı bir şekilde beyza da emreyle önceden konuşuyorlardı ama farklı olaylar yaşandı ve muhabbetlerini kestiler. Beyzaya "Siz küs müsünüz?" diye sordum. "Hayır küs değiliz" dedi. "Peki neden konuşmuyorsunuz" dedim. "Bilmiyorum" dedi. Gel zaman git zaman ben emreyle beyzayı konuşturmaya başladım bunlar baya bi yakınlaşmışlar ve çıkmaya başlamışlardı. Beyza benim 15 senelik en yakın arkadaşımdı, çok değer verdiğim dostum kardeşimdi bu olayın aynısı deniz kızıyla emre içinde geçerliydi. Ben ve beyza neysek, emre ve deniz kızıyda oydu. Beyzayla emre birlikte olunca bizde deniz kızıyla konuşmaya başlamıştık. Ve burdan sonra olaylar karışmaya başladı her şey bir anda var olurken bir anda yok olabiliyordu. Neyse gerek sigaradayken, gerek okulun çardağında güzel bir şekilde sohbet ediyorduk. Bir gün evde yatıp müzik dinlerken mesaj geldi. Mesaj tahmin ettiğiniz gibi deniz kızından gelmişti. O an ki mutluluğumu anlatamam beyler evin içinde kırk takla atıyordum. 4 senedir beklediğim an gelmiş miydi? Tüm umutlarım gerçekleşiyor muydu? Tüm inancım bu yöndeyken inandığım şey benim istediğim şeyi bana vermiş miydi? Gerçekten tekrar gelmiş miydi bana? 4 senedir rüyamda gördüğüm şeyler gerçekleşecek miydi? Yine sorular içinde boğuluyordum bunun yanında güzel bir şekilde sohbet ediyorduk havadan sudan. Ertesi gün 4 seneden sonra ilk defa birbirimize sabah "Günaydın" dedik. Samimiyetimiz artıyordu. Çıkışta bizimle birlikte dershaneye gelecekti. Dolmuşa bindik. Dolmuşta muhabbet arasında bizim şarkımızdan bahsetti bana hatırlayıp hatırlamadığımı sordu. Hatırlıyordum ama bundan daha önemlisi o da hatırlıyordu. Dershaneye gittik, ilk önce dershanenin altında ki kafeye oturduk ve türk kahvesi içtik dalgasına falıma bakmıştı. Olumlu şeyler söylediğini hatırlıyorum. Yine samimiyetimizin yüksek olduğu sohbetler içindeydik. Sonrasında biz beyzayla derse gittik o da evine gitti. içimde ki garip mutluluklar büyümeye devam ediyordu.
    Tümünü Göster
    ···