-
51.
+4Peki nedendi? Neden bu kadar severken o gitmişti benden? Ya da hiç gelmiş miydi gerçekten? Sevgisinin bitmesi yeni olan bir şey miydi yoksa önceden de hiç sevmemiş miydi beni? Hiç benim olmamamış mıydı yani ya da ben hiç onun olmamış mıydım? Bu sorularla ona karşı olan kızgınlığım artarken güvenimde azalıyordu. Evet yanlış bir tepki veriyordum ama o durumda kendi kontrol edemiyordum. O hep benimken ben onun değildim artık. Onun içindeki ben, benim içimdeki deniz kızının değerinde değildi artık. Aşık olduğum kız için sevginin yitirilmiş olduğu bir erkek konumundaydım. Evet kabus dolu günler geri geliyordu. Bir hafta sonra 14 Şubattı ve onun üstünde çok güzel duracak hediyelerimi ona veremicektim. Aslında bir umut bekledim belki yine mesaj atar yine yağmurun altında yürür konuşur barışırız diye bekliyordum. Bir yandan da kendimi kandırmamaya çalışıyordum. Sevmiyordu bitmişti bu kadar basitti. Tabi onun için...
-
52.
+5Yaz yaklaşıyor, günler uzuyor ve geçmek bilmiyordu. Sonunda okul bitti tatile girdik bende bir işe girdim. işteyken kafam dağılıyordu çok fazla aklıma gelmiyordu ama akşam aklımda gitmek bilmiyordu. Ara sıra çarşıda görüyordum onu küçük şehrin azizliği tabi o günler sabahları da aklımı daha fazla meşgul ediyordu. izin aldım iş yerimden iki haftalığına memlekete gittim. Her yaz aile toplantısı olurdu herkes gelirdi oralardan buralardan. Çok güzel bir şeydi. Teyzemler gelmiş yanlarında arkadaşlarını da getirmişlerdi tatil amaçlı. Benim yaşımda bir kızı vardı. Adı Eylüldü, dışardan baktığımda bakımlı hoş bir kız olarak gözüküyordu. Tabi deniz kızından daha güzel değildi veya o kızı böyle görmem deniz kızının artık sevmediğim anldıbına gelmiyordu. Ufak ufak olan sohbetlerimiz derinleşiyor git gide yaklaşıyorduk birbirimize. Kafa dağıtma amacıyla takılıyordum ama kendimi aynı zamanda geride tutuyordum. Kendimi geride tutma işini çok beceremedim galiba ki kız daha fazla yaklaştı bana. Çıkıp geziyor kafa dağıtıyordum bende. içimde ona karşı en ufak bir duygu yoktu. Ki sanırsam o da bana karşı bir şey hissetmiyordu. Zaten aramızda resmiyete dökülmüş bir şey yoktu sadece eğleniyorduk o da bunu biliyordu. Bir gece kuzenler falan toplandık herkesin geldiği bir gün, içkimizi aldık geçtik eve güzelce eğlendik. Tabi o geceyi golle süslemeyi de es geçmedim. Sonuçta insanların temel ihtiyaçlarından birisiydi ve ikimizinde amacı belliydi. Sadece görevimizi yerine getirdik diyelim. Yine de içimde burukluk oluşmuştu. Komik gelebilir ama ihanet etmiş gibi hissediyordum. Bir kaç gün sonra gittiler zaten bizde biraz daha kalıp Kuşadası'na geri döndük.
-
53.
+6Geçirdiğim bir kaza sonucu elim kesilmişti ve işi bırakmıştım evde tüm gün sabahtan akşama kadar yatıyordum. Dışarı çıkasım gelmiyordu. Eğlenesim gelmiyordu. Kendimi tamamen soyutlamıştım her şeyden. Bazen yine arkadaşlarla burada "Sote" dediğimiz yere gider bira içerdik. -denize sıfır yer işte- Birayı sevin beyler bira içmek güzeldir. Kendimi sözlüğe, müziğe vermiştim ama bir yerden sonra da sıkmaya başlıyordu. Yüzmeye ve basketbola geri dönmeye karar verdim. Hem stres atar hemde adam akıllı vücut yapardım biraz. Günler öyle ilerlerken yaz bitiyordu. Sade, eğlencesiz ve saçma bir yaz geçirmiştim. Okul başlamıştı artık her gün Deniz Kızının görüyordum. Her sabah onunla başlıyordum güne ama Günaydın diyemiyordum. Koridorda yürürken yüzlerimizi çeviriyorduk birbirimize selamlaşmıyorduk. Arada bir muhabbet ettiğimiz oluyordu tabi de çokta umutlanacağım şeyler değildi benim için. Öyle olması gerekiyordu zaten umutlanmamalıydım çünkü umutlandığımda ve gerçekleşmediğinde daha çok üzülücektim.
-
54.
+1devam kanki
-
55.
+1devam burdayım
-
56.
+5O yıl pek bir şey olmadı panpalar. Denk gelirse üstün körü konuşuyorduk. Zaten kulağıma sevgilisi olduğu geliyordu. Çok fazla takılmamaya çalışıyordum ama her gece rüyalarımı süsleyerek kendini hatırlatıyordu. Uzaktan seviyordum onu. Uzaktan sevenler samimi sever. Kimseye anlatmadan kimseye çaktırmadan izliyordum onu. Her hareketini biliyordum ne zaman mutlu ne zaman mutsuz biliyordum. Aslında aynı liseye kazandığımızda bende mutlu olmuştum. Çünkü hayallerim vardı onunla birlikte. 4 sene boyunca aynı her gün onu görmek, günün üçte birini onunla geçirmek fikri çok güzel geliyordu. Tabi ayrılana kadar. Artık cehennem gibiydi okul. Gidesim gelmiyordu istemiyordum. Tamam çılgın liselilerdik eğleniyorduk fakat gelip geçiçiydi eğlence. Sürekli kalıcı olan deniz kızıydı. Öyle de bitti sene.
-
57.
+5Yaz tatiline girmiştik artık planlarım vardı. Kendimle ilgili, çevremle ilgili. Kendimi geliştirmek istiyordum gerek spor ve vücut, gerek bilgi ve kültür açısından. Düzenli bir hayatım vardı artık sabah erken saatte havuza gidiyordum gelip kahvaltımı yapıyor biraz bilgisayarda takılıyordum. Bazen dizi, film izliyordum bazen araştırma yapıyordum. Akşam üzeri taksa gidiyor orada da bir ter atıyordum. Eve gelip duşumu aldıktan sonra gece arkadaşlarımla dışarı çıkıyordum. Biraz kafa dağıtıp eğlendikten sonra eve gelip yine bilgisayara oturuyordum. Sonra da yatış zaten. Günlerim böyle rutin bir şekilde devam ederken deniz kızı hala rüyalarımı süslüyordu.
-
58.
+5Hiç uzaktan sevdiğiniz biri rüyanıza girdi mi? Peki rüyanızda hiç olmadığınız kadar yakın oldunuz mu ona? Sarılamadığınız kadar sıkı sarıldınız mı? Hepsi çok güzel çok hoş tabi rüya halindeyken. Sonra uyanıyorsunuz ve hepsinin bir rüyadan ibaret olduğunu, hala onun size çok uzak olduğunu anlıyorsunuz. En leş hislerle yarışabilecek potansiyele sahip bence. Tekrar uyumak o an yapılacabilecek en güzel şeylerden birisi ama rüyayı devam ettirebileceğiniz kesinliği yok o yüzden büyük bir kumar oynamak zorundasınız. Ya uyuyup günün yarısının gitmesini göze alacaksınız ki rüyanızda onu göreceğinizin kesinliği yok dediğim gibi ya da uyumayıp leş gibi geçecek gününe erken başlayacaksınız. Sırf bu yüzden rüya kontrolü üzerine araştırmalara giriştim. Tabi her şeyin aslında bilincinizde bittiği ve yazan önerilerin bir çoğunun kolpa olduğunu anlamak çok uzun sürmedi. Aynı şehirde olmamız, aynı mahallede olmamız, iki sokak altımızda oturması onu görmem için bana verilen nimetler arasındayken aynı zamanda kabuslarımda oluyordu. Tam onun bilinç altımdan çıkıp sadece derinlerimde saklı kaldığı zamanlar o ortaya çıkıyordu ve yine dengem alt üst oluyordu.
-
59.
+5Erkek arkadaşı vardı hala. Mutluydu, yüzü gülüyordu. Gözlerinin içini başkası için gülüyordu. Gülümsemeleri başkasını mutlu ediyordu artık. Her şeye rağmen takmamaya çalışıyordum. Tek avantajım ayda en fazla iki ya da üç kere görmem oluyordu. Okuldaki gibi her gün görmüyordum. Neyse yaz tatili olduğu için yine aile toplantısı zamanı geldi. Gittik memlekete kuzenlerle vakit geçiriyoruz dedik ulan iki karı kız düşürelim keyfimiz yerine gelsin. ikişerli gruplara ayrılıyoruz ve ava çıkıyoruz. Planımızda "ikili veya daha fazla kız grubu gören direk gidip tanışıyor konuşuyor. Muhabbeti ilerletiyor sonra onlarından arkadaşlarından yaralanarak tüm grup kızları kapıyoruz." ilk başlarda gerek utangaçlık gerek kriterlere uyamayan kızlar yüzünden biraz çalkantıya gidiyor gibi olsa da bir çok reddedilmeden sonra sonunda bir grup kız bulduk. Tabi gözüme hemen beyaz tenli olan kız çarpmıştı. Bizimkilerle de konuştuktan sonra onunla takılacak olan bendim. Tanıştık ismi damlaydı. Beyaz teni ve kumral saçlarıyla gruptaki en güzel kızlardan bir tanesiydi. Sohbet sırasında Kuşadası'ndan geldiğimi söyledikten sonra o da Kuşadası'nda yazlıklarının olduğunu bir hafta sonra oraya gideceklerinden bahsetti. Onlardan iki üç gün öncede ben gidiyordum Kuşadası'na. Aslında güzel bir fırsattı benim için tabi değerlendirebilirsem.
-
60.
+5Kızla sohbeti iyice ilerletmiştik damla, yakın arkadaşı, ben ve kuzenim birlikte sinemaya gitmeye kara verdik. Diğer binler kızları bağlayamamışlardı. Güzel küfür yiyorduk tabi. Koltuk seçiminde sevgili koltukları olarak yapmıştık. En arka yan yana sevgili koltuğuyla doluydu. Tabi adamlar işini biliyordu. Şansımıza da salonda iki kişi vardı onlarda önde oturuyorlardı. Neyse sinemaya girdik film başladı. Damla yavaştan yaklaşmaya başlamıştı, ilk önce omzuma yasladı başını sonra elimi tuttu. Bi on dakika geçtikten sonra kafamı ona çevirdim ve bana baktığını gördüm. Yavaştan birbirimize yaklaştık ve dudaklarımız birbirine temas etmişti. Gözüm damlanın arkasındaki bin kuzenime takılmıştı. Onlarda aynı pozisyona geçmişlerdi. Tabi tüm seans sevişmeyle geçmişti. Artık kızlarla olan muhabbetimiz önümüzdeki maçı evde yapmaya ikna etmekle geçecekti. Yemeklerimizi yedikten sonra öpüşüp koklaşıp ayrılmıştık. Sonraki gün kızlarla buluşmayıp sinemaya gittik kuzenle. Dün izlemek için girdiğimiz film bin olunca onu izledik. Neyse günler geçiyordu ama hala kızları eve gelmeye ikna edememiştik. Bizimde gitme zamanımıza az kalınca o iş yatmış oldu tabi. O sıra sinirlenip damlayla kavga ettiğimiz için onun Kuşadası'na geldiğinde görüşme imkanım da elimden gitmişti. Kuşadası'na geri döndüm ve okul hazırlığı tekrardan başladı. Kötü günler yaklaşıyordu.
-
61.
+1bu hikaye nereye gidiyo bea
-
62.
+1Bekliyoz
-
63.
+4Tekrardan okul başlamış sabahlara onunla uyanıyordum. Ama bu sene bir değişiklik vardı okula çocukluk arkadaşım olan Beyza gelmişti. Şansa bizim sınıfa düşmüştü. Samimiyetimiz önceki gibi değildi ilk zamanlarda çünkü uzun süre uzak kalmıştık birbirimizden ama çocukluktan gelen bir şeyle ısınmamız çok zaman almamıştı. Yavaş yavaş samimiyetimiz artıyordu. Küçüklüğüm gözümde canlanıyor ve o günle karşılaştırma yapıyordum. Daha doğrusu yapamıyordum. Çünkü çocukluğum o günle karşılaştırılmayacak kadar güzeldi. O zaman ne olduğunu bilmediğim bir şekilde yıpranmış bir umutla yaşamaya çalışıyordum. Onun dışında yine aynı tak devam ediyordu. Onun yine sevdiği ve mutlu olduğu bir adam vardı benimse gülüşüyle mutlu olduğum uzaktan sevdiğim bir kadın. Onunla tekrar bir araya gelemeyeceğimi biliyordum ama unutamayacağımı da biliyordum. Keşke onunla biraz mümkün olabilseydik, bu kadar imkansızlık canımı yakıyordu. Bende ondan sonra kadere küstüm onu bana imkansız bıraktığından.
-
64.
+4Evet beyler o kırılma noktasını hatırlıyor musunuz? içinizden sert küfrü ederek hiçbir şeyin düzelmeyeceğini anladığınız o en çirkin anı hatırlıyor musunuz? Küfredersiniz, bağırırsınız, duvarları yumruklarsınız ama o tuhaf acıyı hiçbir şekilde dindiremezsiniz değil mi? Bunun yanında hiç yaşanmayan ama kafanızın içinde bir ömür boyu gerçekleşen anılar vardır ki bunlar daha korkunç, daha acıtıcıdır. Tüm bunlara rağmen gülersiniz ama aslında ağlamak istiyorsunuzdur, konuşursunuz ama susmak istiyorsunuzdur, mutlu gibi davranırsınız ama gelin görün ki hiçte öyle değilsinizdir ve bu kadar şey içinde ne yapsanız da kopamazsınız ondan, beden ayrılır ama gönül ayrılmaz, sevgi gider ama kalır sevda. Öylesine güzel seversiniz ki siz onu. Öylesine saf, öylesine temiz, öylesine derin ve "öylesine" değil. Sonra bir bakarsınız bitmiş, her şey son bulmuş. Ayrılalım diyor ya hani; Hiç olduk mu biz, hiç sevdin mi beni? gibi soruların ve cevapların içinde kaybolursunuz. Her şeyin üstüne ona karşı sinirlerim en üst sevideyken bir anda gülüşü geliyor aklıma ve içimden diyorum ki; yine gelse yine severim onu ve boynunda ki koku uğruna her şeyimi feda ederim. Çünkü huzur ondan ibaret; sesinden, kokusundan, sarılışından, gülüşünden, bakışlarından, saçlarından, ellerinden...
-
65.
+1Rez takipteyim devam
-
66.
+4Adam duygulari resmen bana hissettirdi dıbına koyayim
Neyse devam panpa -
67.
+5Şarkımız gelsin: https://www.youtube.com/w...R1wg&feature=youtu.be
Okul yine bitmiş yaz tatiline girmiştik. Ondan uzaklaştığım için bir yandan seviniyordum bir yandan üzülüyordum. Her sabah onun gülen yüzünü görmek elbette çok güzel bir şeydi ama yüzünü güldüren başka birisi olduğunu bilmek en berbat duyguydu. Bu yaz tek yapacağım şey günleri kendi açımdan değerlendirmek olacaktı. Sadece eğlenecektim, başka da hiçbir şeyi gibime takmayacaktım. Arkadaşlarla sabahları deniz havuza gider akşamları da dışarı çıkar barlara gece kulüplerine giderdik. Tek derdimiz eglenceydi, eğleniyorduk ve bu bize fazlasıyla yetiyordu. Sonra bir gün babaların üniversite sınıfı Kuşadası'nda buluşmak için karar aldı. Hepsi turizm sektorunde olduğu icin nerdeyse çoğunluğu Kuşadası'ndaydı. Şehir dışından üc dört kişi geldi. Ama benim en çok dikkatimi çeken aile Ankaradan gelenler olmuştu. Bunları hatırlıyordum daha önceden de gelmişlerdi buraya, babamın otelde müdür yardımcısı oldugu zamanlar. Kızları vardı benimle yaşıttı hatırladığım kadarıyla küçükken hoslanmıştım ondan, beyaz tenli kumral dalgalı saçlıydı. Ama bunlar küçüklükte kalmıştı tabi. Gece yola çıkmışlar sabah burdaydılar. ilk olarak bize uğradılar. -
68.
+5Geldiklerinde ben uyuyordum. Annem onları içeri aldıktan sonra beni uyandırdı. Hemen kalkıp elimi yüzümü yıkadım kendime çeki düzen verdim çünkü hissediyordum ki güzel biriyle tanışacaktım biraz sonra. Onların yanına geçtim hoşgeldiniz falan muhabbetinden sonra gözlerim onu aradı. ilk önce gelmediğini düşünüp hayal kırıklığına uğradım. Sonradan laf arasından öğrendim ki yorgun oldugu için içeride kardeşimin odasına geçip hemen uyumuş. Güzel bir kahvaltı yapıldı. Muhabbet beni sıkınca odama doğru geçtim. Geçerken kardeşimin odasının kapısı kapalı olduğu için göremedim onu. Onun üzüntüsüyle oturdum bilgisayarla ilgileniyordum. Baya bi zaman geçirdikten sonra kardesimin kapısı açıldı. Odamın kapısı direk kardeşimin odasına bakıyor bilgisayar masamda koridora bakıyor. Kapıdan çıktığını hissettim Kafanı oraya dogru çevirdim. O da benim gibi büyümüş, olgunlaşmıştı. Sarı saçlı, beyaz tenli, renkli gözlüydü ve vücut hatları çok güzeldi bunun sebebide baya uzun zamandır anadolu ateşinde dans ediyor ve yüzüyor olmasıydı. -konuşma sırasında öğrendiklerimi üstüne- Tam olarak bir bal hatun diyebilir miydim peki? Belki evet belki hayır. Çünkü deniz kızım varken bal hatunun çokta bir yeri yoktu bende. Sadece bir zaaf oldugunu biliyordum farkındaydım ama yine de kendimi geri çekmekte zorlanıyordum. Sadece bu zaafım beni o an ele geçirmişti. Gülümseyerek "Günaydın" dedi güzel bir ses tonuyla. Bende aynı şekilde cevap verdim. Sonrasında lavabonun yerini sordu gösterdim sonrada sokarım bilgisayarına diyerek kapatıp direk salona geçtim. Sonrasında o da geldi ilk once aileler sonra da kendi aramızda muhabbet etmeye başladık. Eski günlerde yaptıklarımızdan bahsettik ilk başta çünkü birbirimize dair hatırladığımız tek şeylerdi. Sonrasında laf lafı açtı zaten samimiyetimiz kolayca ilerlemişti. içimi garip bir duygu kaplamaya başlamıştı.
-
69.
+5Kalacakları otele gidip eşyaları bırakacak ve topluca yemeğe gidecektik. Yolu göstermem için benimde onlarla birlikte gitmem gerekti. "Denize girer miyiz?" teklifinden sonra zaten gitmemek olmazdı. Çantamı hazırladıktan sonra onlarla birlikte ayrıldım evden. Otele gittik otelin sahibi babamin tanıdığı olduğu için burayı ayarlamıştık onlara. Denize sıfır çok güzel bir oteldi. Kardesine ve ona bir oda alınmış annesi ve babası için bir oda alınmıştı. Odaya geçtik üstünü değiştirmek için lavaboya girdi ve çıktı. Çıktığında nefesim kesilir gibi olmuştu tamam güzeldi ve ciksiydi ama bu kadar olduğunu tahmin etmemiştim. Sarı dalgalı saçları omuzlarından belinde ve göğüslerinin üstüne düşüyordu bunları da güzel siyah bikinisi süslüyordu. Yeşil gözleri pembe dudakları parlaklıklarını en üst seviyeye çıkarmıştı. Vücudu olabildiğinden daha fazla orantılıydı. Bedeni çok narin görünüyordu belli çok temiz bir kızdı kişisel bakımını en iyi şekilde yapıyordu. Neyse bende üstümü değiştirdikten sonra deniz kenarına indik. Sezlonglara havlularımızı attık ben tişörtümü çıkardım o da bikinisinin üstüne giydiği sade elbisesini çıkardı. Beyaz tenli olduğu için güneş altında fena halde yanabilme özelliğine sahipti o yüzden güneş kremi sürmemi rica etti. Seve seve yaptım tabiki. Yavaş yavaş denize girdik öylece suda ilerliyorduk. Bir yandan da sohbet ediyorduk bir yandan o anlatıyor bir yandan ben anlatıyordum. Uzun zamandır tanışıyor gibiydik samimiyetimiz gerçekten çok güzel bir seviyeye gelmişti bu kadar kısa zamanda. Düşünceleri ve fikirleri gerçekten çok olgundu, kisisel olarak kendini çok iyi geliştirmişti. Kısacası dört dörtlük bir kızdı her yönüyle.
-
70.
+1Burdayım devam
başlık yok! burası bom boş!