-
26.
+6Bir anda bana döndü ve "Okudum" dedi. Salağa yatıp "Neyi okudun?" diye cevapladım. "Damlaya benim hakkımda yazdığın şeyleri okudum, onun hesabındaydım" dedi. Bir şey söyleyemedim. Sadece gülmekle yetindim. Tabi içimde iç organlarım tarafından çığlıklar kopuyor mutluluktan kalbim beynime tecavüz ediyordu o yüzden dışarı vurduğum tek şey gülümsemek oldu. O da gülümsedi ve sonra girdi kolumun altına öyle oturmaya devam ettik. ilk defa orada sarıldık beyler, ilk defa oradan çıktıktan sonra el ele tutuştuk. Tarihe gelirsek; Tarih 6 Kasım. -Ayrıca bu tarihte Deniz Kızıyla bir ilişkiye başlamamız ve Fenerbahçenin bir tarih yazması bana çifte bayram tadındaydı.- Çıkışta eve gitmek için yürüyoruz çarşıya yaklaşırken elimi bıraktı yavaştan "Ne oldu?" dediğimde "Abim buralarda oluyor genellikle şimdi böyle görmesin" dedi. O duygunun gözünü seviyim beyler bir kez yaşayın. Yalan yok bende de biraz tırsma oldu ama onun yanında daha çok mutluluk hakimdi. Küçük bir şeymiş gibi gözükse de benim açımdan çok fazla şey ifade etmişti ve hala daha öyle.
-
27.
+1rezerve okuyacağım
-
28.
+1reserved
-
29.
+6Minibüse binmek için yürüyoruz peder aradı "Nerdesin, ne yapıyorsun?" diye sordu. "Kız arkadaşımın doğum günündeyim birazdan eve geçeceğim" dedim. Kız arkadaşım kelimelerini duyunca bizimkiler sorguya çekti tabi beni. Aileme ilk ve son kez o gece bir kız arkadaşımdan bahsettim o da deniz kızıydı.
Sonrasında ondan başka hiçbir kızdan bahsetmedim aileme. Kimseyi o mertebeye getiremedim, ona layık görmedim. Göremezdim zaten. En çok değer verdiğim kişilere, sadece onu anlatabilmeliydim başkası olamazdı. Ona layık görseydim diğer kızları ayıp olurdu deniz kızına diğerlerinden bir farkı kalmazdı. Bir yandan da korktum, deniz kızını olduğu yerden başka bir yere göndermeye korktum. Bir başkasını onun yerine getirirsem ne yapacaktım? Peki bir başkası o yere layık olmasaydı ve deniz kızını tekrar oraya koymak için geç olsaydı ne olurdu? O yüzden sadece en derinlerimde sevdiğim kişinin yeri olarak kalmalıydı orası
Evine bırakırken onu koklayarak öptüm ve sıkı sıkı sarıldım. Bir şekilde bende eve gittim. Gerçekten nasıl gittiğimi hatırlamıyorum mutluluktan sarhoş olmuş gibiydim. Eve gidip yatağa yatıp olanları düşündüm. Bir anda saniyelik gelişmiş olaylardı. Planlasan anca bu kadar denk gelebilirdi her şey. Ama tesadüf olmaması da imkansızdı. Bunları düşünürken salak salak sırıtmakta ortamın gerektirdiği bir şey oldu tabi. Mesajlaşıyorduk ve uyurken "Rüyanda beni gör" demesi uyumam için bir nedendi. Sabah kalktığımda ise ondan gelen bir "Günaydın" mesajı güne en güzel şekilde başlamamın sebebiydi. -
30.
+1Devam panpa #rez
-
31.
+4Her sey cok guzel devam ediyordu. Mahallemizde parkin orda bankimiz vardi orda oturup konusurduk. Farkli okullarda oldugumuz icin gun icinde cok ozluyordum onu. Gordugumde de doy doya sariliyordum. Okul çıkışlarımız aynı saate denk geliyordu buluşup banka oturup hasret giderirdik. Yeşil bir ceketim vardı çok severdi -harbiden çok güzel ceketti kahretsin ki kaybettim- onu almıştı üzerine parfümümü sıkıp vermiştim. Bazı günler üstünde onunla geliyordu yanıma mutlu oluyordum. Sonra bir kac olay oldu biz ayrildik. Ben ölü gibiyim tabi. Gunler gecmiyor. Ailemde farketti bunu zaten Deniz Kızını biliyorlardı. Evde genel olarak bir kasvet hakimdi. Onlarda ne yapıcaklarını bilmiyorlardı. Okula gidip gelmekten başka bir şey yapmıyordum. tamamen çökmüştüm. Tüm umutlarımın bitti bir anda mesaj geldi...
-
32.
+1Devam okuyorum
-
33.
+4"Ceketinin üstünde parfümünü sıkıp getirsene" yazıyordu. Anlattığım gibi ceketimi çok severdi, alırdı kokusu geçerdi getirirdi yine sıkardım. Neyse attığı mesajı takmadım. Sonrasında tekrar mesaj attı "kız gibi naz yapma sende beni seviyorsun" diye. Tekrardan aynı duruma düşmekten korktuğum için çektim kendimi, yine takmadım. Bir kaç mesaj daha attı yine takmayınca devam etmedi atmaya.
Ertesi gün okuldan eve geldim, çantayı fırlattım odaya tam o onda kapı çaldı gelen Orkun'du. Bu da hala çok değer verdiğim hatrı sayılır bir arkadaşımdır. "Hoş geldin içeri geçsene" demeye kalmadı yan taraftaki merdivenlerden deniz kızı indi bir anda. "Biraz gelsene konuşalım" dedi. Kapıdan çeviremezdim ki öyle yaparsam çok fazla kırılırdı. Onu kırmak yapacağım son şey bile olamazdı. Ayrıca bu denli aşık olduğunu bir kişiyle karşı karşıya geldiğinizde yüz yüze bir diyaloğa girdiğinizde kendinizi geri çekemiyorsunuz, ki bunun yanında öğrenmek istediğim şeyler vardı. O yüzden tam sırası olduğunu düşünüyordum "Tamam" dedim Üstüme ceketimi alıp çıktım. Orkun "Buda bensen sana bi kıyak olsun kardeşim" dedi ve gitti. Bizde yürümeye başladık. -
34.
+1Devdıbını bekliyorum hocam
-
-
1.
+1Devam edicem panpamda ufak tefek onemli islerim var onlari halletmem lazim ilk once hemen gelip yazmaya calisicam. kusra bakma simdiden
-
2.
+1Sıkıntı yok panpa işine gücüne bak beklerim eyw sağolasın
-
1.
-
35.
+4Şarkımız gelsin: https://www.youtube.com/watch?v=4NZdggNUvq0
Yağmur yağıyordu baş başa yürüyorduk deniz kızıyla. Sırılsıklam olmuştum fakat umrumda değildi. Biraz konuştuk ve konuyu hallettik sonra ellerimiz birleşti... Ben hayatımda yine ilk ve son defa bir kızla el ele yağmurda yürüdüm. Sonrasın da yine başkalarına layık görmedim bu eylemi. Hayatımdaki özelleşmiş anları başkalarıyla yaşamak bana hoş gelmiyor. Neyse evine bıraktım yine, sarıldım tüm özlemimi gidersem bile yanından ayrılınca tekrar daha çok özlüyordum bir şey değişmiyordu. Ama o kötü günlerin sonunda çok güzel gelmişti. Yine mutluydum pozitif enerji yayıyordum. Aileme de bu enerji gitmiş olacak ki "Barışmışsınız" dediler. Onunla olan mutluluğum eve de yansıyordu bizimkilerde mutlu oluyordu. O yokken bende, ailemde, çevremdeki arkadaşlarım da üzülüyordu. Hayatımın yarısını ailem, yarısını o oluşturuyordu. Çevremdeki herkes artık biliyordu barıştığımızı. Çünkü facebook adresime girip duvarımdan barıştığımıza dair çok güzel bir yazı paylaşmıştı. Evet yine küçük bir şey ama mutluluğu çok büyüktü. -
36.
+1devam kardeş dinliyorum
-
37.
+1Rezerve devam et kardeş burdayım
-
38.
+5iş+derbi olunca gelemedim beyler kusura bakmayın başlıyorum şimdi
-
39.
+5Yine okul çıkışları geçip bankımıza oturuyoruz sohbet ediyoruz. Bir gün onların apartmanının orada ki parka gittik ve oturduk "Biraz bekler misin evden bir şey getiricem" dedi. Geldiğinde elinde siyah bir kutu vardi ve açtı gösterdi içini. Kutunun için kağıtlarla doluydu. Üstünde benim adımın yazılı olduğu güzel kağıtlar, bana yazdığı notlar, sevgisini dile getirdiği paragraflarla dolu bir sürü kağıt. Çok güzellerdi. Bana elinden geldiğince değerli ve manevi bir şeyler yapmıştı. Benim için şu ana kadar gördüğüm bana yapılmış en büyük şeylerden bir tanesiydi. Sonra Sana da vericem bu notlardan. Camdan atıcam dedi. Ertesi gün pencereden atmayı düşündü ama yağmur yağdığı için inip kendi verdi. ilk verdiği özenerek yazdığı bir mektuptu. Özet geçecek olursak mektupta beni ne kadar çok sevdiğini, ilk ve son aşkı olduğumu, olur da ayrılırsak hayatına kimsenin girmeyeceğini ve her zaman beni seveceği yazıyordu. -isteyen olursa caps atarım beyler.- Dediğim gibi şu yaşıma kadar aldığım en büyük manevi değere sahip şeylerden bir tanesiydi. Ayrıca o kağıtları saklamak için bende bir siyah kutu aldım ve hala benim siyah kutumda duruyor bana verdiği kağıtlar. Bunca seneden sonra atmadım, atamadım, ki zaten atamazdım. Anılarımın manevi bir hatırlatıcısı olarak benim en özel kutumda saklı kalmalı.
-
40.
+5Anılar sizce de çok garip değil mi? Anlar zamanın en küçük yapı taşıyken birleşince hayatımızı oluşturuyorlar. Ve biz bunları iyi, kötü diye ayırarak belli bir kısmından anı olarak bahsediyoruz. Hayatımızı yönlendiren şeyler geçmiş zamanın en küçük biriminden oluşuyor ve o en küçük birim önümüze bir sürü seçenek sunuyor biz o seçeneklerden bir tanesinin içine girdiğimiz anda, o seçenek o an bizde ileride hatırlanacak anıyı oluşturuyor. Yine garip bir paradoks değil mi? Unutmamalıyız ki hayatımızı giben bu paradoksu yönlendirmekte bizim elimizde. Size burada amacım yaşamı, yaşamayı sorgulatmak değil. Tek demek istediğim şu an elinizde olan şeylere sıkıca sarılmanız ve bırakmamanız. Seviyorsanız gidip şu an söyleyin. Şu anın kıymetini bilin. Gelecekte yanınızda olmayabilirler. Üşengeçlikten veya korkunuzdan dolayı geleceğe ertelediğiniz planlarınız için gereken şeyler gelecekte elinizde olmayabilirler. Gidin şu an söylemek istediklerinizi söyleyin, yapmak istediklerinizi yapın. Şu an söyleyemezseniz yarın söyleyebilecek misiniz? Geleceğinizi şu an değiştirebilirsiniz.
-
41.
+5Cok bosladigimin farkindayim beyler ama is yogunlugu fazla. Bu hikaye burda bitmeyecek daha yazilicak cok sey var beklemede kalin.
-
42.
+1bekleme yapma şevket :D
-
43.
+4Günler geçiyor gidiyor. Her daha fazla seviyordum deniz kızını. Şarkımız vardı her şeyimizi anlatan. Sözlerimiz vardı bir de her şeyimizle mutlu olduğumuz, bizde saklı kalan.Ve aşık olduğum kız ve benim için önemli bir gün olan 14 Şubat yaklaşıyordu. Bende ufaktan bir hediye heyecanı var tabi. Orkun ve Elifle birlikte çarşıya çıktık. Yanımda yakın arkadaşım ve bir kız arkadaşımın olması hediye seçiminde fazladan fikir olarak bana geri dönecekti. tüm her yeri gezdik sonunda sade ve güzel bir kolye ve bileklik bulduk. içime sinmişti, tabi oradaki çalışan bayanlara da sormayı ve fikirlerini almayı ihmal etmedim. Onlarda onay verdi. Deniz kızında çok güzel duracağını ve hoş olacağını düşünüyordum. Narin bedeninde ona beni hatırlatacak ufak bir kolye ve bileklik olacaktı. Güzel bir kırmızı kutu verdiler yanında kolye için. Bileklik içinde değişik bir şey verdiler. Gayet hoş olmuştu her şey hazırdı. Sadece 14 Şubatı beklemek gerekiyordu bundan sonra.
-
44.
+4Dershaneye gidiyordum. Bir gün o da geldi benimli birlikte, yanıma oturdu. Ama o yanımdayken nasıl ders dinleyebilirdim ki? Dersten daha fazla önem arz eden gözleri tüm muhteşemliğiyle yanımdayken ben derse kendimi veremezdim. O yüzden dinlemedim dersi döndüm ona sohbet ettik, güldük, eğlendik. Pembe bir kalem vardı bende büyük ihtimal sınıftaki kızların bir tanesinden ödün'çalmışım'dır. Onda da kırmızısı vardı aynı kalemin. Kalemleri değiştirmiştik. Değiştirdiğimizde bana verdiği kırmızı kalemde hala duruyor. Dershane bitti eve kadar yürüdük tabi el ele. Sımsıkı tututk birbirimizin ellerinden. O kadar sıkı tutmuşuz ki gecenin soğuğunda ellerimiz terlemişti öyle olunca ben diğer tarafa geçiyordum öyle el ele tutuşup yürümeye devam ediyorduk. Ama hiçbir zaman bırakmadık ellerimizi, sıkı sıkı tutuk birbirimizi.
-
45.
+5Şarkımız gelsin: https://www.youtube.com/watch?v=XaSVkb_XLt4
Tabi göründüğü üzere birbirimize çok değer veriyoruz, gayet güzel gidiyor ilişkimiz. Yani en azından ben öyle sanıyormuşum. 14 Şubata bir hafta kalmıştı heyecanlıydım ta ki o mesajı görene kadar. Deniz kızından mesaj gelmişti heyecanlı heyecanlı açtım mesajı ve aynen şöyle yazıyordu "Ayrılalım". Boğazım düğümlenmişti nefes alamıyordum. Mesajı tekrar tekrar okuyor ve anlamaya çalışıyordum. Böyle sevmenin üstüne bu kadar değerin üstüne nasıl olabilirdi? Tekrar aynı şeyler olamazdı bunu tekrar kaldırabileceğimi düşünemiyordum. Soğuk soğuk terler akmaya başlarken sadece "Tamam" yazabilmiştim. Sonra düşündüm kendi kendime bir nedeni olmalıydı, elbet bir nedeni olmalıydı. Onu kırdığım bir durumun olup olamayacağını düşündüm. Olması imkansızdı çünkü onu kırmamak için elimden geleni yapıyordum. O yüzden öyle bir olayda yoktu ortada ki zaten olsaydı direk ayrılma yolunu seçmezdi gelir benimle konuşur hallederdik. Bunların üstüne "Neden?" diye sordum. Şu ana kadar sayılı pişmanlıklarımdan birisi de o oldu. Çünkü aldığım "Artık sevmiyorum seni" mesajı beni bitkisel hayata geçirirken tek işlevsel olan beynimde kafamdaki düşüncelerin yarattığı fırtınada kaybolmuştu. Yanıtlanmış en büyük sorumun cevabı kafamda oluşan tüm sorularımın cevabı olma seviyesine gelmişti.
başlık yok! burası bom boş!