bir bayanım.bu hesabı yedekte tutuyodum ne olur ne olmaz diye.her neyse bu hayatta 1 kere aşık oldum.onu size anlatıp bu hesabı terkedeceğim.

not=sözlükte kimse bayan olduğumu bilmiyor. asıl hesabımı senelerdir erkek diye biliysunuz.

onunla bi kafede arkadaş ortamında tanıştım. normal bi şekilde muhabbet ettik.4 kişiydik. simge apo o ve ben. simge benim yakın arkadaşımda apo ise(abdülkadir)onun yakın arkadaşıydı.apo sayesinde kafede buluşmuştuk.ben nerden bilebilirdimki hayatımı değiştiricek olan çocuğu tanıştıracağını. veya cinsellikten uzak duran beni bu kadar cinselliğe iteceğini.

onunla normal muhabbet ederken sigara içmek için dışarı çıkma bahanesi uydurdu. bende ne malmışım. balkonda oturuyoruz ama çocuk beni sigara içmek için kapının önüne çağrıyordu. aslında çok yakışıklıydı.ama ben sefa adında bi adama tapılırcasına aşıktım.ama ne yazıkki sefa bana sokak köpeği gibi davranıyordu.

kapının önüne çıkma teklifini kabul ettim. bilmiyorum sefaya aşıktım ama bu çocuk dikkatimi çekmişti. hoş çocuktu.biz kızlar herzaman bir kişiyi severiz 3 kişiyle konuşuruz. aklınızda bulunsun. biraz muhabbet ettik. benimle sürekli dalga geçti.ama bu öyle dalga geçme değildi.ne maddi durumumla ne giyimimle ne tipimle... saçlarımla olsun başka kişilerle beni karşılaştırarak olsun sürekli dalga geçti. bana komik geldi bu açıkcası. çocuk zengin çocuktu. altında arabası vardı. giyimi kuşamı güzeldi.ben ise hep otobüslerde savruldum durdum.

hiç beklemediğim anda telefon numaramı aldı. verdiğim için köpekler gibi pişmanım. keşke hayatıma hiç girmeseydi.

çocuk zengin biniydi. adı ise mustafaydı. babası ve annesi yaz aylarında emekli olduğu için memlekete gidiyomuş. aklım almıyordu. babası ve annesi emekli olan bi kişi nasıl olurda altında 70 bin liralık araba üstünde 200 liralık gömlekle gezebilir. akıl sır erdiremedim.

bi kaç gün sonra beni gece taksimde tarlabbaşının yukarısında istiklale yakın biyerde gece kulübüne çağırdı. seni evinden alıyım dedi. önce namuslu ayağına yattım fakat benimde içimde kaşarlık vardı. bikaç kere daha üsteledikten sonra kabul ettim. gittik.oraya girer girmez birinin yanına oturduk. adamın adı hakandı. biraz muhabbet ettikten sonra yanımdan kalktı.bi anda gözümden kayboldu. telefonuna mesaj attım. eren nerdesin diye. adı erendi.1 dakika diye cevap geldi. karşıya baktığımda 2 kadınla konuşuyodu. sonra tekrar yanımıza gelerek hakanın kulağına bişey fısıldadı. hakan kalktı karşıdaki kızlardan birini alarak kulubün biyerine gitti.tam bilmiyorum.

korkuyodum başıma bişey gelicek diye. salak kafam ben hep gece kulüplerini televizyondaki gibi biyer zannediyorum. öyle biyer olmadığını o zaman öğrendim. televizyondakinin 40 katı daha kötüydü gittiğimiz yer. mekan olarak görsel olarak falan gayet güzeldi ama çok pislik dönüyodu.

korkuyorum dedim kulağına. peki dedi. mekandan çıktık sigara yaktı.2 dakika sonra istiklale çıktık. yunanistan konsolosluğunun önündeydik. bana gülümsedi.ne zaman önünden geçsem hep aklıma düşer gülümseyişi. çok güzel gülerdi.

annemin beyninde ur başlamıştı. kötü huyluymuş yayılıyormuş.o haberi alır almaz çöktüm.1 hafta kimseyle konuşamadım. sürekli ağlıyordum.o ise bana hiç mesaj atmadı.1 hafta sonra mesaj geldi
annemler geldi perde takıyorum belim ağrıdı.öp de geçsin diye. daha yenimi aklına geldim dedim. demek ki diye cevap verdi. herşeyi anlattım. üzülmüş gibi yaptı. bilmiyorum belkide baan öyle geldi. yazdığı mesajlardan nasıl bi ruh haline büründüğünü tahmin ediyordum

arabasıyla aldı beni yine. gece kulübüne gitmek istemiyorum dedi. zaten oraya gitmiyoruz dedi. beni bi alışveriş merkezinde bilardoya zütürdü.ah benim gibi bi kezo ömründe sopa tutmamış sen bilardo oynatıyosun.

o gece anlamsız bi şekilde ilk yaklaşımımız oldu. ayrılırken öpüşecek mesafe bıraktı öne attı kendini geri cektim. kendi aklımca kendimi agırdan satıyodum. indim arabadan eve döndüm. annem karışmıyodu ama babamdan baya fırça yedim.