Ve o anda beni evlendireceklerini hatırlamıştım . Ve kaçmaya kalkıştım. Tam arkamı döndüm ne göreyim , etrafımı sapa saran akrabalar . Hemen dua okumak geldi aklıma ve okucam derken yine dualar birbirine karışıyodu . iki kelimeyi bi araya getirmiyordum . Allahim diye başlayıp dua edecekken allahım dedim ve akrabalar bütün vücudumu cimcikleyip çekmeye başladılar .

Ve ben korkudan bayıldım . Uyandığımda davul sesleri vardı etrafımda cinler dans edip halay çekiyolardi . Öyle korkmuştum ki napcağımı şaşırdım . Benim yarım kadar olan cinler pantalonumdan çekistirip halaya girmemi istiyodu . Bende hemen yorgo abiyi çağırarak odaya girdim ve;

-Abi bak ben yapamam , ailem merak ediyo gitmem lazim diye yalvardim .

Yorgo bana ilk olarak ona baba dememi ve birdaha ayni seylerden bahsetmek istemedigini soyledi. Kolumdan tutup disari çıkardı ve damadımız teşrif ettiler diye bi espiri yaptı. Hepsi gülmeye başladı . Sonra beni masaya benden istemsiz olarak oturttular ve nikah merasimine başlamak üzereyiz dediler .

Sarhoş gibiydim , gözlerimin önünden geçiyordu yaşadıklarım ve hep serkan serkan diye sesler duyuyordum . Otobüste o adamı görmem , şoföre tuvalete gidicem diye attığım yalan , annemin beni kaçırdıkları mesajını göndermesi , hepsi zincirleme yazılmış bir hikaye gibiydi ve bu safhaya gelmiştik herşey geceleri gerçekleşiyordu .

Herneyse o anki olaylara geri döndüm davul zurna eşliğinde herkes yine dans ediyordu ve bi anda sesler kesildi yorgonun hamide ismini taşıyan eşi bağırarak gelinimiz güzel kızımız zehra geliyor dedi . Ben o anda dahada ayılmaya başlamıstım . Bembeyaz gelinlikler içinde yesil ve sarı arası bi renkte diğerlerine göre genç duran gelin masaya dogru yaklaşıyordu.

Yaklaştıkça yaklaştı ben onun pürüzsüz , burnu olmayan ama burun delikleri olan , üst dudagi alt dudağını sivri olarak kapatan ve simsiyah gözlerini görüyordum . Artik alışmıştım ya da alışıyordum . Beynim ağlıyordu ama ben onu hissetmiyordum . Baygın bir biçimdeydim ama herseyin farkındaydım .
Zehra ve yorgo masaya oturdu .

-nikahinizi ben kıyıcam dedi yorgo .Artık tam anlamıyla ayılmıştım . Saat 3,55 di . 5 dakikam vardı. Nikah kıyılacaktı ve telefonum çalmaya başladı . Önceden şasırdım . Telefonumun şarjı bitmişdi oysa , nasil oluyoda çaliyordu .

-yorgo bana ; ailen arıyor serkan ya o telefonu açıp aileni 5 dakika içinde buraya gelmelerini sağlarsın ve nikahınıza katılırlar ya da bu nikahı ailen olmadan kılarız dedi .

Annem arıyordu ve telefonu hemen açtım .

-Ağlayarak ; annecim lütfen beni kurtarın burdan , cinlerle evlendiriyolar beni dedim.

-Annem; serkan nerdesin oğlum deme öyle şeyler ne cini dedi

-Ben ; anne alaçatıya semalarındayım rüzgar türibünlerinin birinin önünde beni bi cinle nikahımı kıyıyolar lütfen gel beş dakika içerisinde gelmezsen sensiz kıycaklarını söylediler

-Annem ; serkan nasıl 5 dakikada geleyim evimizden alaçatı 70 kilometre falan. izin verme serkan kaçmaya çalış

-Ben ; hayır anne kaçamıyorum ücüm kalmadı artık çok fazlalar zaten. gözümde yaş kalmadı ne dua okuyabiliyorum nede kaçabiliyorum

Annem ben senin için dua okurum dediği anda telefon kesildi ve yorgo nikaha devam etmemizi yoksa yarına erteleneceğini söyledi.

-Ben; yorgo neden yarına ertelenecekki dedi

-Yorgo ; evlat biz ezan sesini sevmeyiz ve sadece geceleri güvende oluruz dedi

ben elimden geldiince oyalamaya çalışıyordum herkesi , önce karnımın acıktığını söyledim ve bana bir bardak su ve bir parça ekmek getirmelerini söyledim. yorgonun karısı hamide hanım bana hızlıca koşup gittiği lavabonun içinden ıslak ekmek ve bir bardakta su getirdi. korkara elinden ekmek ve suyu aldım. ekmek elimde eriyordu yavaş yavaş yemeye başladım. bana çabuk olmamı olmazsam zor kullanacaklarını söylediler... Ben hayır hayır hayır yeter artık hep sizin sözünüzü dinledim dedim yeter artık bişey açıklığa kavuşturalım neden beni damat olarak seçtiniz.

-Yorgo ve Hamide hanım ; bak evlat (yorgo , bak oğlum (hamide) diye söze başladılar ve hamide hanım konuşmak stediğini söyledi yorgoya ve konuşmaya başladı...

-Hamide; bak serkan oğlum herkesin istemediği zamanlarda istemediği şeyler olur ve böyle şeylere bazen bi müdale ederiz biz cinler siz insanlar gibi yaşayıp kendi aramızda evlatlarımızı güvenilmez biriyle evlendiremiceğimiz için bazen insan eş arayışlarında bulunuruz dedi. senin o otobüsün cam kenarına oturman ve senin yorgoyu görmen ve ona yardım etmek istemen tamamen senin suçun ve senin tercihindi bizi bunun için suçlayamazsın lütfen ortama uy ve bu nikahı kıyalım dedi.

herşeyin böyle devam edeceğini düşünmeye başlamıştım. ne annenmler buraya yetişebilcek nede ben ezana kadar onları oyalayabilecektim. beni masaya oturttular ve hamide hanım omuzlaımı sıvazlayarak beni rahatlarmaya çalıştı. onlar nasıl benim yeni ailem olacaktı. sosyal hayatım annemler kardeşlerim hepsi bitecekmiydi sorularına cevap ararken yorgo o kalın sesiyle hayyydi bakalım nikahımıza geçelim nede olsa serkan oğlumuzun ailesi teşrif edemiyecekler dedi ve herkes zafer nağraları atarcasına sevinerek bağırdılar.

-Yorgo; nikahınızı bütün cin mensupları ve akrabalarımız karşısında tüm cin alemi üzerine yemin ederek hayatınızın sonuna kadar yanyana olup birbirinize sağdık kalıp yaşayacağınıza söz veriyormusunuz dedi...

-DÜŞÜNCEYLE ; eğer bununla evlenirsem hayatım değişecek. ya zaten değişti bu durumda eve kaçabilsem bunları asla unutamam ve intihar ederim gibi çelişkilere düşüyordum. zorlamanın bir manası olmadığını anlamıştım ve bana sorulacak her soruya evet cevabını vermeye hazırdım...

-YORGO ; yorgo söylediklerime birşey daha eklemek istiyorum dedi. herkes hadi hadi hadi diye bağırıyordu. YORGO ; evet arkadaşlar birşeyi açıklığa kavuşturmamız gerekiyor. bu oğlan benim gibi sadece sizi gecelerimi görecek yoksa onuda kendi mensubunuz yapıcakmısınız diye yüzlerce kişiye soru sordu.

-BEN ; hayır hayır bunu banada sormalısınız ben ailemi bırakamam

-YORGO ; eğer ailen sen gibi az inançlı ise sen benim gibi insan olarak kalacaksın. benim ailem ve ben ortodoks hristiyandık o yüzden pek hamideye ve arkadaşlarına karşı kötü bir eylemimizin olmayacağı için benim böyle olmamı kabullendiler

-BEN; hayır benim ailem dinsizdir ne namaz kılar nede dua bilirler , yeter ki ben insan kalayım evime gideyim diyecekkenn

-KIZI ZEHRA ; hayır serkan sen benim eşim olucaksın ve yeni yuva kurucaz

-BEN ; hayır eski hayatımı unutamam ailemsiz yaşayamam bu hayata alışamam dedim

-ZEHRA ; alışacaksın ya da bize kabul edebileceğimiz bir teklif sunacaksınnnn dedi

-BEN; düşündüm düşündüm hiç birşey gelmiyordu aklıma sonra ona bir soru sordum

-BEN; zehra siz nerede bizim gibi evlerde yaşamıyorsunuz peki nerelerde yaşıyosunuz , hep
lavaboya sıcak su döktüğümüzde çıkıyosunuz dedim.

-ZEHRA ; serkan biz suyun olduğu heryerde yaşarız dedi

-Bak serkan evladım . Herşey 17 yıl önce başladı . Ben erzurumdaki yeni işime girdiğimde 50 nüfuslu 20 haneli bir köyde işe başladım . Oldukça fazla dere , şelale , kuyunun bulunduğu bir köydü . Bende orada şelale ve derelerden yararlanarak jeneratorleri çalıstırıp köye elektrik sağliyordum . Devlet adina calisan bi memurdum yani . Yengenlede orada kuyu'nun yanında tanıştık dedi .

Ben yine ağlamaya basladim .

-Abi o insanmı (korkarak ) dedim.

ve gülmeye basladi Yorgo.

-Yorgo abi gülme çok korkuyorum ve sanıyorum ki o cin dedigimiz şey dedim . Yine gülmeye başladı . Herneyse anlatmaya devam etti . Yengen daha kuçuktu bende o zamanlar kuyuya su çekmeye gitmiştim. Gecenin bi yarısıydı ve onunla karşılaştım . O gunden beridir bana hem hizmet eder hemde çocuklarımıza bakar dedi .

-Nasıl sevdin abi insan bile degil dedim .

-Bak evlat ben 15-16 yaşındayken köyümüzün delisiyle bi sohpete girmiştim ve bana kendi cinleri oldugunu onlarla yaşadığını ve benimde olabileceğini söyledi . Bende inanmadim ve hadi ya delinin aklina uyup muhabbet ediyorum dedim dedi
ve gün geldi bizdeeeee (diye uzattı cümlesini Yorgo)

-Bende ee abi yani dedim ( korkum biraz gecmisti ) . Yorgo abi istersen yengen gelsin konuşalım dedi .

-Hayir abi korkuyorum dedim .

-Tamam ozaman gelsin ama görünmesin. Bi şartìmiz var dedi .

-Dua veya inançlarına dair birşey söylemiceksin dedi .

-Tamam abi dedim siz ileri gitmedikçe bende gitmem dedim.

Ve merhaba oğlum diye bir ses cıktı . Yaşlı ve yorgun bir sesti . Korktum ve t-short'umun yakasını ısırmaya başladim korkudan.

-Yorgo abi , bak serkan sakın korkma alışkın değilsin biliyorum ama bisey yapmıcak sana dedi.

biraz rahatlamıştım sanki. yorgo bi anda lavabonun olduğu tarafa bişeyler mırıldandı;

- çocuklar birazdan o lavabonun içinden cıkıp dışarda top oynucaksınız . Ben çağırdıgım da da buraya geliceksiniz dedi .

-Bende merhaba sesine karşılık olarak merhaba yenge dedim (delirmiş gibi birr vaziyette) .

-O'da saol evladım . Biz sizin gibi degiliz dedi ve adam gülmeye basladi .

-Abi ya bak korkuyorum dedim aglayarak konusuyorum tabi . Tamam tamam dedi yorgo abi. Yorgo zaten korkunç bi adam. Birde böyle olaylar oluyo. Herneyse .

-Yorgo abi , serkan evlat rahatlamak icin sana bi çay getirsin yengen dedi .

-Bende abi görmek istemiyorum yaa dedim sen yap dedim.

-Tamam görmüceksin dedi .

-Nasıl ya dedim bende .

Yorgo abi seslendi bir anda . Hanım kalk bize çayımızı getir. Bak bu çocuk iyice alışıyor bize dedi. Sonra caylar havada süzülen bir tepsiyle . Yavas yavas yaklasti ve bize verildi çaylar . Benim ellerim titriyordu çayi alırken yarısını üstüme döktüm ama aciyi hissetmedim bile.

Sonra o ses bana ;

-aaaaa oglum korkma artik biz senin dostunuz ve sen iyi bi çocuksun , bizden olabilirsin dedi

ve bir anda görünür oldu . Ben bağdaş kurmuş vaziyette oturuyordum ve o şeyi gördüğümde benden dahada kısaydı , nerdeyse yüzyüze geliyorduk . Çığlık atarak ağlamaya başladim ve yüzümü toprağa dayadım. Ağlamaya başladım . Gizliden o şeye baktigimda 80-90 cm boyunda köylü kıyafeti giymiş yaşlı bi teyze idi .

Okadar korkunçtuki . Yemyesil bir hali vardi . Gozlerinin beyazi siyaha dönüsmüş ve bana bişeyler söylüyordu . Ben duymuyorum ama hayal gibiydi o an ki gördüklerim . Sonra babası çocukları yanına çağırdı ve çocuklarıda gördüm . Sapsarı tenleriyle gülumsuyorlardı ama sadece yüzleri gülüyordu. Gözleri siyah oldugu için birşey belli olmuyodu .

iki küçük erkek kardeş ve birde onlardan biraz büyük ablaları vardı sanırım . Çocuklar bana dokunmak icin elinden geleni yapıyorlardı . Önce ayak parmaklarıma dokunmaya başladılar . Sonrada ben ayağımı savurdum ve birine vurdum ve anneleri kızmaya başladı. Yankılı ve yaşlı bir ses tonuyla . Sen benim çocuğuma nasıl vurursun dedi ve ağzımın ve göz derimin istemsiz olarak çekildigini hissettim .

O kadar korkmuştum ki aklıma burda korkudan ölecegim geliyordu ve bir anda radyodan ezan sesini duyduk . Hemen kaçısmaya basladilar ve vurduğum cin çocuk bana cok sert bi şekilde vurdu ve ben bayildim . Kactiklari yer ise lavaboydu nedense . Gözlerimi açtıgımda yine telefon sesiyle uyandim . Annem arıyordu yine .

-Anneme; anne ben çok kötu şeyler yaşıyorum beni bulun dedim .

-Annem; nerdesin dedi

ve telefonum kapandı yine . Koltuktan kalktım , odanın kapısını açtım . Hava kararmak üzereydi . Saat 8,16 dı . Ben o halimle şehir merkezine koşmaya başladim ve yine o lanet olası yorgo beni yakaladı .