13.08.2013 sali gunu . Çesmeye gitmek icin metro turizmin 23.00 otobüsüne bindim ve yola koyuldum.

Arkadaşlarıma gidip 1 hafta takilcaktim diye düşünmüştüm. Herneyse çeşme otobanina girdiğimizde uyku bastirdi. Hayal mayal hatirliyorum. Birisini görüyorum her gözümü açtığımda , ama her gördüğüm aynı kişi. 100 metrede bir zayıf , sakallı , uzun saçlı bi adam görüyodum. Kendi kendime dedim yanimda oturan adamin yansimasi heralde diye. Yanımdakine baktım kısa saçlı bir üniversiteli .

-Kardesim dikkatli bi bakalım yolun kenarına bi adam görüyorum dedim.

-Dalgami geçiyon abi uyu ya dedi.

Sonra ben baktim , habire aynı adam otostop çekiyor. Yok artık , cok uykum var hayal goruyorum herhalde diyorum kendi kendime. Sonra nedense otobüs hız kesti ve adamın yüzünü süzebildim. Adam kan çanağı gibi olmuş gözleriyle bana hafiften güldü ve elinin baş parmağıni aşagiya doğru hareket ettirdi.
Sonra şoförün yanına koştum hızlıca.

-Abicim dayanamıyorum lütfen dur şuraya çömdüreyim dedim.

-Aslında yapmiyoruz ama 5 dk erken cıktık 5 dakikan var çabuk ol dedi şöfor bey.

-Tamam tamam hemen geliyorum dedim.

Alaçatiya yaklaşmıstık rüzgar türbinlerinin yanindaydık ben hemen adamı gördüğüm yere koştum ve adamı göremedim . Allah allah uykum var iyice saçmaladım abi benim neyime birine yardım etmek , git uyu işte diye kendi kendime konuştum ve arkamı döndüğümde otobüs hareket etmeye basladı.

seri seri yazıcam 5 entrye 2. bölüm gelir

Konustuk baya bi. Adam kendinden bahsetti;

-49 yasindayim , 25 senedir mühendislik yapiyorum dedi. 4 sene once buraya geldim ve calismaya basladim . Arizalaninca bakimini yapiyorum dedi.

-Pek bozulmaz böyle şeyler abi bende elektronik okuyorum bilgim var dedim.

-Haklısın evlat haklısın dedi.

-Bende 1-2 saat uyucam abi sakıncası varmı dedim.

-Yok yok evlat rahatlık dedi.

Sasirdim bi anda. Uyumadan once subaneke okumaya basladim , Bismillahirrahmanirrahim subaneke allahümme dedim ve adam bagirmaya basladi.

-Abi noluyo ya dedim.

-Napıyosun sen napıyosun diyip ağlamaya başladı.

-Abi uyuyodum ya valla bisey yapmadım dedim gittim adamın yanına yorgo abi ben uyuyodum bisey yapmadım dedim.

Elektrikler geldi . Hemen içeri geçirdim adamı .

-Abi bana bak yakışıyomu sana kaç yaşında adamsın ağlama dedim .

Bana baktı. Normalinden fazla Kırmızı gözleriyle . Kalktı yüzünü yıkadı , sonra saat 2ye 10 falan vardi. Adam ketıldan su ısıtmaya başladı .

-Valla bi çay çok iyi giderdi dedim.

Adam sinirlenip duvara vurdu yumruğunu ve bana kızgın bir sekilde bakt ı. Sonra;

-Yorgo abi yanlış biseymi söylüyorum dedim.

-Hayir evlat sadece biraz inançlısın dedi.

-Çok değilim aslında deist bile olabilirim dedim.

-Haa çok iyiymiş evlat ne kadar uzaklaşırsan o kadar iyi dedi.

-Anlamadim dedim

-Amaaan neyse dedi .

-Tamam dedim bende.

Sonra saat 3 oldu ;

-Hazırlan üstünü başını topla yengenle çocuklarım gelir birazdan dedi.

Bagirarak kostum arkasindan dur dur abi lutfen birakmayin beni diye. 300-400 metre ilerdede bir kaç ev vardı. Eve benzeyen bisey vardı yani küçük camlarından ışıkları yanıyordu ve evler beyazdi. Yukariya dogru uzayıp giden minare gibide çıkıntıları vardı vardi. Otobusun pesinden 200-300 metre sonra yoruldum ve durdum. Zaten otobus uzaklasti baya.

Oturdum aglamaya basladim. Telefonumu actim annemi aradim;

-Anne ben tuvaletimi yapmak icin indim otobusten dedim.

Sonra kapandı telefon , dahada ağlamaya başladım birde rüzgar çok sert esiyor , rüzgar türbinlerinin oralarda. üşüyordum. Annem mesaj atti ; serkan kim nasil kacirdi seni ariyorum ariyorum. Acmiyosun diye bi mesaj geldi. Ben korktum ne kacirmasi ya dedim. Sonra ilerdeki eve benzettigim seylerin yanina gittim.

Meğerse rüzgar türbinlerinin altındaki kontrol odalarıymış . Koştum orda ışığı yanan birine kapıyı çaldım ve o yolda gördüğüm adamı gördüm yine .

- abi nasil geldin buraya dedim.

-Adamda yaa evlat hayat böyledir bazılarımız ya yaşamak ister yada hızlı yaşamak dedi .

-Ne alaka kostun diye hizli yasamismi oluyoruz dedim.

Gülmeye başladı sonra odanin ışıkları yanıp söndü yanıp söndü bende korkudan ağlamaya basladim . Ne oluyo abi ya ne oluyo bu gece dedim. Korkma evlat hep oluyo dedi. Anormal bisey yok dedi kalin bi sesle ve ışıklar tamamen söndü .

-Tamam abi ne zaman yanar dedim.

-Dur saat 3'te rüzgar başlar yanar gel dışarıda oturup sohpet edelim saat . 3 gibi yemek hazırlatırız kendimize dedi .

-Kime hazirlatcazki dedim.

-Dilim sürştü hazirlariz dicektim dedi.

- Bende tamam dedim.

Konustuk baya bi. Adam kendinden bahsetti;

Annem alparslan hocayı gördü ve kollarından tutup oraya zütürdü. Perde perde buradı burası dedi . Hoca hiçbişey anlamamıştı. Anneannem ikimizede dua okumasını istemişti hocadan . Hoca annem ve beni yan yana dizdi. Koltuklarda ananemler oturuyodu bizde salonda annemde dizlerimizin üstüne çökmüş secdeye oturur gibi oturmuştuk. Hoca başımızda sayıklayıp sayıklayıp muhtemrlen dua okuyordu ve etrafımızda yürüyordu . Salonun kapısı aralıktı. Çünkü aşağıdan getirdiğim kapının dili bozuktu ve zehra bana kapı arasından kızgın gözlerle bakıyordu. Sehra içeri girdi. Kimse onu farketmiyrdu çünkü yslnızca ben görebiliyordum. Ve zehra kapıya sivri elleriyle birşey kazıdı mızmızlanarak

Beyler popüler başlıklara alalım şu başlığı. Bak 100küsur entri girmişiz hadi yorum yapın sık sıkta entry sayısı yükselsin. Ayrıca başlıkta ilk entrymi editliyim . Sadece Benim yazdıklarımın linkini koyıyım oraya nasıl yapıyoruz onu.

Zehranın annesi hamide olayın başından beri kızını takip ediyormuş

Arkadaşlar hikayenin en ilginç kısmına geldik ucuz roman tarzı bi sonucu var 2. bölümün

Annrm dilsiz insanlar gibiydi. Gözlerindeki telaşı hiçbir kelime anlatamaz. Annem perdeyi gösteriyordu ben hariç kimse birşey anlamıyordu durumdan. Anneme noldu niye bayıldın anne dedim hıçkırır gibi sesler çıkarıyodu. Ananemlere anlattım durumu. Annem bianda serkan başım dönüyo dedi ve bayıldı dedim hepsi bu dedim. Anneç dahada şaşırmıştı.. orası orası dedi. Herkes korkmuştu bu durumdan. Ananem birşey demeden dışarı çıktı ve 15 dakika sonra eve geldi. Yanındada caminin hocası alparslan abi vardı

Arkadaşlar sık sık ilerleyen zamanlar hakkında spoiler vericem

Baraja gelmemize 100 metre kala gözlerimi kapadım ve bi daha açmıcam dedim . Yorgo gözlerimi açmamı ve ayakta durmamı söyledi . Ben yapmadim . Sonra yorgo beni iki koltukaltimdan kavradı ve ayağa kaldırdı gözlerimide nasırlı elleriyle açtı ve geceye kadar uyuman gerekli diyerek kahkahalarla beni barajın kara sularına ittirdi .

Suya düştüğümde sanki suya değilde uykuya dalmistim. Gözlerimi açtığımda yorgo yüzüme gülümseyerek bana bakıyordu .Bir irkinmeyle koltuktan zıplayarak uyandım ve saat 2 ye 10 var olduğunu gördüm .

-Yorgo , bugün büyük gün hadi dışarı çıkıp oturalım dedi.

ve dışarıda yine ketıldan suyu ısıttı ve bana;

-yengenler birazdan gelir , misafirlerimiz var dedi .

Ben olaylara alışmış bir şekilde ama içten ağlamaklı olarak yorgo abiye;

-Yetmedimi artık öldüründe kurtulayim dedim .

-Hayır evlat hayır bugün güzel bir gün , baksana gökyuzune kapkaranlık dedi . Nesi güzel bunun ya dedim .

-Güzel güzeeeel dedi .

-Sonada aaaa evladim bak geliyolar dedi.

Gördüğüm şeylere o kadar şaşırmıştım ki artik kaçmanında bi işe yaramıyacağını anlayıp onlara yakınlaşmayı deneyecektim . Karşıdan sanki bir ordu gibi 100'lerce 1000'lerce kısa boylu cinlerden geliyolardı . Sanki bütün köyü toplayıp gelmişler gibiydi. Yaklastiklarinda hepsi birden kayboldu ve yorgo bana

-Eğer korkarsan daha kötü olur , ya şimdi kendini alıştırmaya çalış ya da korkarak ağla ve işimizi zorlaştir dedi .

-Bende ne işi yorgo abi dedim .

Yorgo gülerek;

-Bana abi demene gerek yok ben senin mustakbel babanım dedi .

-Nereye daha kahvaltı yapmadın dedi.

-Ne kahvaltisi ya dedim. Sen orda bambaşka bi alemde yaşıyosun , ben insanım. Cinleri göremem , lütfen bırakta gideyim dedim .

Bana gülerek;

-evlat evlat maalesef bu işe sen girmek istedin . Eğer o otobüsten inip benim için gelmeseydin bunlarin hiçbiri olmayacaktı dedi.

-Ama ben bi insana yardim için inmiştim dedim . Oysaki sen normal bi insan degilmişşin dedim .

Oda bana ;

-olan oldu dedi.

Karşı koyamayacağım bi güçle beni kolumdan çekip barajın yanına zütürdü . Ne yapıcam burda ben ya diyince ,

-Yorgo bana bakarak büyük bi gülücükle seni kızıma damat yapıcaz dedi .

-Hayir diye haykirdim yerlere attim kendimi ama adam hala beni çekiştiriyordu , yerde olmama rağmen.

Artik göz yaşı kalmamıştı . Kaç saattir ne su içmiştim nede yemek yemiştim . Ağlıyordum ama gözyaşı akmıyordu . Uzaktan barajı gördüm ve kaçmaya çalıştım ama kaçamıyordum . Yorgoya bu işten vazgeçmesini eğer vazgeçmezse dua okuyabilecegimi söylüyordum .

-Yorgo hayir okuyamazsin çünkü ona cesaretin yok dedi .

-Bende evet okurum okurum yaa diye bir çocuk gibi ağlamaya başladım . Yorgo gülerek beni barajın yanına zütürdü ve seni hepsiyle tanıştırıcam dedi .

-Ya hayir hayir diye ağlıyordum bu seferde .

-Eveet eveet evlat dedi yorgo.

Cocuklar şımara şımara yaklaşıyorlardı. Yalnız bu işte bi terslik vardı yaklaştıkça boylari aynıynı. Yaklaştılar yaklaştılar ve 50 metre kala kadının kısa boylu oldugunu fark ettim . Yüzu buruşmuş beyaz saçlı somurtkan bir teyzeydi . Çocuklarinda sapsari ve pürüssüz yüzleri vardi. hepsi nerden baksan 80-90 cm boyundaydı. Sonra yaklaştılar ve ...

Çığlık atarak ağladım ve yine subaneke okumaya başladım . sonra 5i birden yuksek sesle bağırmaya başladılar;

-Sus sus sus sus sus sus sus diye.

Ben gittikçe korkmaya başladım. Dizlerimin bağı çözülmüştü koşamıyordum . Tam alaçatıya doğru koşucaktımkı yine ruzgar türbinlerini gördüm . Yine ışık yanıyordu birinde . Odanın kapısı açıldı ve nereye gidiyorsun evlat dedi yorgo denilen kişi . Küfür ederek kaçtım iyice işler karışmıştı . Sonra yere düştüm ve ağlamaya başladim topraği ellerimle avucladim ve şöyle dedim;

Kırılan kapıyı menteşelerinden yukarı kaldırdım ve çıkardım. Aşağı katta bize aitti ve kapıların hepsi aynıydı. Gidip yapıyı değiştirdim ve yenisini salondakine taktım. Hemen ananemler aradım geldiler bahanem annem bayıldı dedim. Annem hala baygındı . Ananemler geldi ve ona kolonya falan sürdüler ayılttılar. Annemin dili tutulmuştu . Benim gözlerime bakıp tavanın köşesini birleşim yerini gösteriyordu

-Abi bu saatte kadın başına nasıl gelcekler , taa alacatidan dedim yani en yakin yerlesim yeri orasiydi bildigim.

-Hayır evlat barajin orda oturuyolarlar dedi.

Sonra ketıldan kaynatığı suyu oturdugumuz odanın dışında bulunan lavaboya hızlıca döktü ve

-Tamaaaam dedi.

-Ne tamam abi , zaten bi saattir çayı bekliyorum naptın ya dedim.

-Yengen gelsinde o bize yapar bişeyler dedi.
O somurtkan adam gulumsemeye baslamisti.

-Serkan evlat bak geliyolar dedi
- yorgo abi nerde ya kimse gelmiyor dedim .

-Dikkatli bak uzaktalar dedi.

-Dikkatlice baktım ve uzaktan 4 kisi geliyordu .

Zehra kerhane karısı gibi gülüyordu beynimde. Bende sus yoksa dana haddini bildiririm bizi düşürdüğün durumlara bak kadın dedim. Zehrayı yönetebiliyordum artık. O da benim bu sert konuşmalarımdan zevk alıyordu belliki

Zehra güle oynaya , sanki eteklerini sağa sola atıp zıplayarak koşan köylü kızı gibi saçlarını savurarak kalçasını kıvırarak yanıma geldi. Aynı türk kezbanı gibi bebek gibi konuşuyodu tatlı olmak için. Ben ise sinirli ona tepki vermiyorum. Zehraya bundan sonra bana göre hareket ediceksin benim dediklerimi yapıcaksın diye emirler veriyordum mahvettiği evi toplamasını istedim. Ne yapıp edip o kırdığı tabakları sapasağlam yerlerinde görücem. Bir dahada kedilerle ve ev eşyalarıyla uğraşmıcakdın dedim. Zehra aynı çocuk gibi ne dersem yapıyordu. Evi tertemiz yaptı. Düşünsenize salonda oturmuş televizyonda haber izliyosunuz ve salonunuzun ortasında 90 cm boylarında birşy evi temizliyor. Aynı zamanda size iş atıyor. Haberlerin yarısına yaklaştım zehra işini bitirdi. Her nasıl olduysa bütün kırılan tabak çanak sapasağlam yerlerinde duruyordu. Aşağıdaki kattan daha temiz bi kapıyı buraya takmasını söyledim onuda yaptı . Ama zehrada bende o yazıları unutmuştuk. Herneyse zehra dizlerini kırarak yamacıma oturdu.
-çok stresli gün yaşadık serkan senden özür diliyorum bunu telafi ediyim de yapıyım hemen dedi.
+kalk bana tatlı bişeyler al dedim. Resmen kullanabileceğim bir köle olmuştu artık

Hiç olmadığım kadar rahat ve hiç olmdığım kadar güçlü hissediyordum kendimi. Hava iyice karardı. Zehraya akşam ezanı dedim ilgisizce. O da mutlu bir şekilde lavaboya yöneldi ve gitti. Ezan okundu bende uykuya daldım . Sabah kalktığımda cami hocası caminin hopalöründen beni çağırdı camiiye ( cami tam evimizin yanı , zehranında perde olayında o kadar telaş yapmasının nedenide sesin çok yğksek olmasıydı)

Zehrada beni çağırdıklarının farkındaydı , gidiyorum bakalım nolmuş dedim. Zehraya evde kedilere ve başka birşeye zarar vermemesini söyledim. Ayrıca kedilerde eskisi gibi değildi. Muhtemelen zehrayı yalnızca ben görmüyordum. Kedilerimde görüyordu . Zehra kedilerden korktupunu söylüyordu bana. Bende onları ofadaya kapatalım salon ve mutfakta sen dolaş dedim . istediğini ye iç yap dedim. Tamam kocam dedi dolu dolu.
Herneyse ben gittim camiye. Hoca ve bütün cemaat sanki cuma namazındaymış gibi toplanmış beni bekliyorlardı. Herkes bana şeytanmışım gibi köti bakıyordu. Hoca fotoğrafları herkese göstermiş ve cemaatten biri bunlar cinlerin işi demiş. Bizim hocada inanmış hemen. Ama kimse çözememiş ne yazdığını. Bana sordular bende bilmiyorum dedim. Zehraya sormaya çalıştım içimden . Ama duyamıyodum onu. O da beni duyamıyor muhtemelen dedim ve alparslan hoca vr cami cemaatine herşyi anlatmaya karar verdim. Ama zehrayada çaktırmamalıydım bu durumu. Yoksa daa kötü şeyler olabilirdi zaten annem çok kötğ durumdaydı

Kardeş hikaye yazacaksanız önceden yazın atın amk hikaye sarıyo bi kere sonra nöbeti gelmiş bonzaicilere çeviriyonuz bizi burda

Utanmasa zehrayla vay mk