yetmemişti, sahile gidelim mi dedim üstümüzü giyerken.e sonuç olarak yol almaya başlamıştık.bir markete uğrayıp ucuz yollu şarap çözdüm. mideler gibilecekti şimdi.bir de kız sakso çekerken kussa tam dram filmi olurdu amk. içmeye başladık. kız sabah uyandığında pişman olacak mıydı acaba? içmeye devam ederken şöyle bir konuşma geçti aramızda;
-yüzelim mi?
-olur sıcak bastı zaten.
-sevişelim mi?
-nasıl istersen.

girdik denizin soğuk sularının içine. afedersiniz donunu indirip soktum malafatı içeriye. gidip geldikçe baloncuklar çıkıyordu suyun üzerine kahkaha atmamak için zor tutuyordum kendimi amk. önümde domalmış pozisyondayken saçlarından tutup kendime doğru çektim. kulağını yalayıp boynuna geçtim. çok güzel inliyordu.ah sesleri yerine ıh ve uzayan ılar alıyordu. denizin karanlık sularına bıraktım spermlerimi.

okuyan varsa bi belli etsin kendini beyler

sabah uyandığımda kumsalda bir başıma yatıyordum. hapşurdum sonra hasta olmuştum amk.ne kızdan bir iz vardı ne de ortada bir insan. evin yolunu tutmaya başladım. gecenin sonunu hatırlamıyordum, hala midem bulanıyordu. yarroşum büzülmüş hayata küsmüştü adeta.eve gittim ve vurup kafayı yattım. telefonumda cevapsız çağrılar gördüm uyanınca. cansu aramıştı bol bol. giblemedim.bir sonraki günü de evde geçirdim ağır grip olmuştum. kapım çaldı bir kere daha gelen cansuydu.
-niye açmıyorsun lan telefonlarımı, giberken iyi!
-hastaydım.

kız bana acır gözlerle baktı.
-hadi yat yatağına.

ben yatakta gözlerim yarı kapalı yatarken çorba kokusuyla uyandım.bu kızdan başkası yalan diye düşündüm sonrasında.
-sevişmek için beni iyileştirmeye mi çalışıyon?
-arkadaşlık görevi.

ulan diyordum harbi.ne selin ne diğer cansu,ne şeyma.bir bu kız vardı yanımda.iyi günde kötü günde. gerçi yaşadığım kötü şeyleri de bu kız yüzünden yaşamıştım.ama önemli olan şu an'dı. çorbayı eliyle içirdi. sıcak suyla mendil ıslatıp başıma koydu. sonra uyumuştum. gözlerimi açtığımda karşımdaki kanepede iki büklüm uzanmış yatıyordu. üzerine battaniye örttüm ve yatağa geri döndüm.

tekrar uyandığımda saat sabahın altısıydı. nane limon kaynatıp getirmişti baş ucuma.
-ben gidiyorum eve uğrayıp oradan okula geçicem.
-bunu yaptıktan sonra hemen gidip ağzını yıka.
-neyi?

boynundan tutup kendime çekmiş dudaklarından öpmüştüm. artık bu öpüşme mevzuu öyle bir duruma gelmişti ki 'teşekkür etmek için bile öpüşür olmuştuk.

-iyileş de bol bol öpüşürüz.

diyerek evden çıktı.o gittikten sonra hastalığın verdiği bitkinlikle düşünmeye başladım. düşündüm durdum öylece. aşık olmaya mı başlamıştım? daha iki gün önce farklı kızı gibtin lan eşek herif diyordum kendime.bu arada bir gelen babacan ve şefkatli tarafım keşke hep olsaydı amk. böyle binlikler peşinde koşmazdım.

aradan bir hafta geçti. okula geri döndüm iyileşerek. sınıfa girdiğimde cansunun yanına giderek yanağından öptüm.bir hafta boyunca her gün gelmişti evime, yemek yapıp, bakmıştı bana. vefa böyle bir şeydi. dersten sonra beş kişilik arkadaş grubumuzla, tabi bir de cansu fuckbuddy mle bir cafeye oturduk. cansu tuvalete gittiğinde bizimkiler sordu sevgili misiniz diye. cevap veremedim.'sevgili olmak isterdim' dedim sadece. aklıma bir fikir gelmişti.
-o gelince ben gideyim tuvalete,bir de onun fikrini alın nasıl olur?
-uyar baba.

Allasen yarım bırakma takipteyiz pnp

dönmüştüm wcden. ortamda soğuk rüzgarlar esiyordu.hay ulan dedim kesin cansu sevgili olmak istemediğini söyledi bu ipnelere. cansu bana bakıyordu bu arada.
-sevgili olalım mı? dedi utangaç bir tavırla.
-olmaz mıyız be güzelim, seviyorum seni!

diyerek sarıldım. ortamda kahkahalar uçuşuyordu bu arada. okul da bitmek üzereydi bu arada. memleketlerimiz birbirinden çok uzaktı. nasıl geçecekti o 3 ay tatil?

otogara bırakırken ağlamamak için yüzde ellimi zor tutuyordum. sarıldığımızda nasıl olsa görmez diye bir damla gözyaşı bıraktım.
-1sene mi hoş ettin kadınım, hoşçakal,benim ol benimle kal.
-hep seninleyim be adam. seni seviyorum.

gitmişti. harbiden nasıl geçecekti o üç ay?

memlekete döndüm. ehliyeti çektim peder de arabayı verdi bana zaten. arkadaşlarla çıkıp gezip dolaşıyorduk.bir gün o kızı gördüm beyler. cafelerden bir tanesinde otururken kesişmeye başladığım kız. yanına gittim bizimkilerden ayrılıp. kimse ne yaptığıma anlam verememişti.
-bu güzel kız ismini bana bahşedebilir mi?
-ihihihi hangi amaçla kullanacağına bağlı.
-böylesine güzel bir kızla tanıışmadığım için ismini merak ettim doğrusu.
-betül ben memnun oldum.
-ben de betül hanım, oturmamda bir sakınca var mı?

arkadaşları da arkadaşlarım da beni izliyordu. ulan ben ne zaman böyle özgüven dolu bir bin olmuştum da haberim yoktu? kıza yürümeye devam ederken akşam için de söz almıştım. cafeden çıktık arabaya gittik.bir manzaraya çektim, indik.

-bu şehrin ışıklarını seviyorum.
-aynen, çok güzeller.
-senin kadar değil ama!

yüzlerimiz birbirine yaklaştı. dudaklarını dudaklarıma değdirdim. hayvan gibi öpüşmeden zevk almadığımı farketmiştim zamanla. dilimi çıkardım sürpriz yumurta olarak. kızın da çıkarması olayın fitilini ateşledi. dillerimiz salsa yapıyordu adeta. gözlerimi açtım uzaklaşırken.
-tutkulu öpüşüyorsun.
-sen de öyle.

derken dudağını ısırmış malafatı allahuekber dağları seviyesine çıkarmıştı. tabi burada bir soru çıkıyor karşımıza, cansuya noldu?

evet beyler cansuyla inanılmaz gavat bir konuşma yapmıştık öncesinde.
-başkalarıyla da seviş oradayken.
-kızım taşak mı geçiyosun manyak mısın?
-ciddiyim aşkım, beni hayal ederek seviş yoksa geçmez zaman.
-sen de seviş ama olur mu?
-senin kadar iyi birini bulabilirsem neden olmasın..

şaka gibiydi ama bildiğin gavatlık yapmıştık. düşününce hali hazırda başkalarıyla sevişmiştik.bir fazladan ne olacaktı ki?

Cansuya noldu?

betülle takılmaya başladık ancak bir sorun vardı. kız benden iki yaş küçüktü, yani liseliydi amk. yani reşit bile değildi. üstelik sınav senesiydi bu sene. tüm bunları o haz dolu öpüşmeden önce öğrenseydim keşke. kendimi frenleyemiyordum. beraber denize gidiyor,her gün dışarı çıkıyor, türlü aktivitelerle zaman geçiriyorduk.bu sırada cansuyu aramıyordum hiç, arayamıyordum.aramız açılmış mıydı acaba?yaz tatili bitmek üzereyken betüle ayrılmak istediğimi söyledim. kızı gibmemiştim ve ayrılmak kolay olur diye düşündüm. karşımda ağlamaya başladı ve o an yıkıldım.
-en azından sen üniversiteyi kazanana kadar, tekrar birlikte oluncaya kadar. ayrı kalmak daha zor olacak bizim için.

arkamı dönüp arabaya atladım. anasını gibeyim böyle duygunun resmen kızı kullanmış bir kenara atmıştım. evine geldiğimizde çekip dudaklarından öptüm.
-asla unutma seni seviyorum.
-ben de seni.

o asla daha sonraları keşke yapmasaydım pişmanlığına dönüşecekti. tekrar okuduğum şehre döndüm. gider gitmez cansuyu almak için otogara geldim. indi ve koşarak sarıldı. ağlamak üzereydim. otobüs kaçmadan bavullarını alma derdine düştük. doğrudan evime gittik. bavulları içeriye soktuğum gibi hatta fırlattığım gibi üzerime atladı.
-özledim seni. çok özledim.
-sensiz bir anım bile geçmedi be allahsız nasıl böyle aşık ettin kendine beni?

hayatımda ilk defa malafatı çıkarmadan boşalmıştım. öyle bir sevişmiştik ki o anlar kaydedilip dostoyevskiye verilse herif 1000sayfalık 4 cilt roman yazardı amk.o gece sevdiğine sarılarak uyumanın hazzından başka güzel bir şey olmadığını anlayacaktım.bir ara şöyle bir muhabbet geçti:
-seviştin mi kimseyle?
-hayır aşkım, deli misin yapamadım.
-..
-sen?
-asla öyle bir şey yapmam.

al hadi pişmanlıklarını açıkla buyur, kolaysa.ama asıl naneyi daha yememiştim.

Severek okuyoruz reis

okul başladı. cansuyla bölümlerimiz farklıydı. sınıfımsa alemlere ibret olsun diye yaratılmış hatunlarla doluydu. yani bir insan gibişmemek isteyebilir mi?ulan ben istiyordum.am züt meme görmek istemiyordum artık. sadece cansu olsa yeterdi benim için.bu sefer ben gitmedim, benim hatam değildi.
-ben naz.

bir kız gelip yanına oturup da adının naz olduğunu söylerse onu gibmeden durabilir misiniz allah aşkına?
tanışma faslından sonra kanım kaynadı kıza. izmirliydi ve iyi bir aile terbiyesi görmüştü. daha ilk gün biterken okulda kanka diye seslenmeye başladık birbirimize. kanka ayağı züt ayağı lafını yanlış çıkartmak için elimden gelen her şeyi yapacaktım.

rez aq rez sana mola yok aq.

nazı cansuyla tanıştırmaya karar verdim.bu kararın altında selinle cansuyu tanıştırmayıp kötü şeylerin olmasına sebep olmam yatıyordu.bir gece kahve içmeye çıktık ve cansuya da durumu anlattım. cansu da ısındı kıza hatta ikisi o kadar iyi anlaşmıştı ki oturup izlemeye başladım. aklımdan da bir threesome gitmez mi be diye geçiriyordum.
-sex hayatınız nasıl? naz sormuştu bunu.
-vallahi gibişiyoruz şimdilik.

ortamda bir kahkaha tufanı olmuştu bunu söylememin ardından. zaman geçtikçe kız kıza bile takılmaya başladılar. kendimi yalnız hissediyordum. basketteki arkadaşlara geri dönem gerektiğini düşündüm. uzun zamandır da spor yapmıyordum zaten. adamları geçen sene nasıl sattığımı hala unutamamış zütverenler gibtir çektiler bana. besyodan dönerken beyler selinle karşılaştım. yanında kaslı fitnesscı bi lavukla. karşıdan geliyorlardı kaçamazdım onlardan.
-naber lan? selin laf atmıştı.
-iyi selinciğim senden naber?
-iyi sevgilim burak tanıştırayım.
-memnun oldum abi.

lan abi demiştim herife. nerden baksan yirmi santim uzun sakallı ayı gibi bir herif. ikisi de gülmüştü.bir şey demeden uzaklaştılar yanımdan. gibeyim dedim yapacağınız işi. benim cansum var.

o gece eve gittiğimde cansuyla naz oturmuş dedikodu yapıyordu.bu arada cansu ailesine yurtta kalıyorum diyerek benim eve taşınmıştı, kirayı ortak ödüyorduk.
-selam kızlar.
-oo evimizin direği de geldi.
-gerçekten direği yani.

odaya geçip üstümü değiştirdim. hayat güzeldi lan. gecenin devamında naz'ın yurda giriş saati geciktiği için bizde kalacaktı.ben salona geçtim kızlar da aynı yatakta uyuyacaklardı. oysaki bu gece cansuyla sevişmek istiyordum.

gecenin ilerleyen saatleri evde bir çıtırtı duyarak gözlerimi açtım. odaya naz girmişti, kapattım gözlerimi. ayaklarımın ucundan yorganın altına girdi. ananısıkıyım dedim noluyodu lan? kız sakso atmaya başlamıştı. öyle bir yalıyordu ki sanırsın niagara şelalesini gibiyorum. uyuyor numarası yapmaya devam ederken boşalmıştım.ses çıkartmamak için kendimi zor tuttum. yine yaraklara geleceğiz diye hissettim.

59u bekliyoruz reis

ertesi sabah durumu cansuya anlatmaya karar verdim. kahvaltı yaptık hep beraber.bu sırada cansu öyle bir soru sordu ki
-rahat uyudun mu aşkım gece?
-ne?niye ki?
-salon da yattın ya salak ondan diyorum.
-sen ne anladın ki? dedi naz.

ulan kevaşeyi evire çevire gibmek istiyordum.naz gittikten sonra cansuya anlatmaya başladım.
-aşkım dün gece naz geldi.
-ee?
-sonra yalamaya başladı.bu arada uyanıktım ama uyuyor numarası yapıyodum.
-sonuç?
-kızmadın mı?
-biz onu nazla konuştuk. yaşadığımız deneyimleri anlattım. merak etmiş. daha önce de hiç yapmamış. seni kullanması için izin verdim.
-bana sormadan mı?
-sen bana sormadan bir kızın gibini yalamasına izin veriyorsun ya?

gavatlıkta çığır açmış master yapmıştık.bu kaar genişlik bana bile fazla gelmişti. gibim ağrımaya başlamıştı artık.

Rezervasyon