Bir gün genç köylü biri topraklarını sularken yılan yaklaşır. Su içmeye çalışır ama bu köylüden korkar. Koylu yılanı farketmiştir. Toprağı biraz eşeleyip su doldurmustur. Köylü biraz uzaklaşmıştır. Yılan suyunu içmiş ve gitmiştir. Bir müddet sonra yolan bir altınla gelmiştir. Altını bırakıp gitmiştir. Neyse bu köylü hergun tarlasınA su ve yemek koyarmış yılanda alton getirirmiş. Bu koylu genç evlenmiş çocukları olmuştur. Ama bu adam hergun aralıksız bu olayı yaparmış. Oğulları artik holding açmıştır. Bu adam hastalanmış bir kaç gün yıkama bakması için oğullarına olayı anlatmıştır. Bu oğullarından biri piclik yapıp yılanın nerden altın getirdiğini öğrenmek için takip etmiştir. Ve yılanın gireceği deliği farketmiş ve orda altın olduğunu düşünmüş. Yılanı öldürül tüm altınları almak için yılanı ekmek bıçağı ile öldürecek iken yılan bi anda dönmüş. Kuyruğunu genç oğlu kesmiş yilan ise onu sokmuştur. Koylu adamın oğlu ölmüştür. Köylü adam uzun zaman sonra ayaklanmış. Artik yılanın gelmesini beklemiş. Yılan gelmemiş oda yılanı aramış ve bulmuş. Yilana dost olalım demiş yılanda demişki bende bu kuyruk acısı sendede evlat acısı varken dost olamayız demiş ve daha sonra yılan tekrar adama huur evladı ben seninle nasıl konuşayım demiş. Ben hayvanim sen insan demiş. Adamda bi tak anlamamis. Sonra dağılıp evine gitmişler. O günden sonra birbiri ile hic görüşmemişler