BEYLER ELiMDEN GELDiĞiNCE HIZLI YAZMAYA ÇALIŞIYORUM YiNE KÜFÜR YiYORUZ YiNE KÜFÜR YiYORUZ AQ

Sen gittikten sonra boşlukta kaldı bi kaç gün kız. Nerdesin diye aradık sorduk ama açan yok tabi. Çok aradık ama bulamadık seni. Çok iyi fal bakan bi arkadaşımız vardı. Toplandık kahvelendik ve fallarımızı sırayla baktırdık. Sıra Esra'ya gelince arkadaşımız sevdiğinin çok uzaklarda olduğunu ama seni her zaman düşündüğünü söyledi. Esra o ara çok sevindi. Senin bi sıkıntının olduğunun farkındaydı. ilerleyen zamanlarda Esra sana olan inancını yitirmeye başladı. En son çareyi cinci hoca diye tabir ettiğimiz o pislik herifte buldu. Beraber gittik. Adam 63 yaşında esmer şişman biriydi. Duvarlarda işaretler, tesbihler asılıydı. Kavanozların içinde dana dilleri, böcekler vardı. Yerde büyük bir yer sofrası yanında minderler bulunuyordu. 250 liraya oturduk oraya ama esra'nın hocaya anlattıklarının ardından apartmanın kapısını ve odanın kapısını kapatmamızı istedi. Esra'ya sordu. Kızım ne istiyorsun bizden dedi. Bizden derken kimi kastettiğini bende anlamadım.

Esra senin nerde olduğunu neler yaptığını bilmek istedi. Hoca bir tütsü yaktı sofraya ve bir miktar toprak koydu. Elini buna bula kızım dedi. Ardından beni dışarı çıkardılar. Kapıdan duyduğum kadar hoca bağıra bağıra dualar okumaya devam ediyordu. Bir an durdu ve Esra'nın çığlığıyla tekrar devam etti. 2. çığlıkla ben içeri daldım

içeri daldığımda her yer kapkara duman içindeydi. Esra yerde yatıyordu, hoca bir yerde yatıyordu. Sofraya koyduğu toprak odanın her yerine dağılmıştı. Kavanozlar kırılmıştı. Esra'nın üzerine atıldım ve kaldırdım onu. Tam kapıdan çıkacakken hoca bize bağırdı. Hiç bir yere gidemessiniz artık sen benimsin. Arkama baktığımda elleri ve ayakları resmen ters dönmüştü. Tuttum esrayi ve hemen dışarı çıkardım. Melis hala yarı baygındı ve zar zor eve getirebildim. Yatırdım yatağa ama hala kendinde değildi. Attım kendimi yere. Elim ayağım her tarafım titriyordu. Bir bardak su içmeye çalışsam bile bardak elimden düşmüş paramparça olmuştu. Hala olayın şokundaydım ve o görüntüyü zihinmden hala silemiyorum. Hocanın ellerini ve ayaklarını!

GENÇLER BiR ÇAY KOYiYiM KENDiME ATEŞLEMEYE DEVAM. YARIM KALMAZ MERAK ETMEYiN

O olaydan sonra ne Esra nede ben kendimi toplayabildim. Aradan zaman geçti ama hala unutamıyorum dedi. Esra'nın bu çığlık nöbetleri uzun bir süre devam etti. O günden bu güne bu hallerdeyiz. Sen geldikten sonrada bu olay yaşandıysa buna bir çare bulmamız gerek

Bu duyduklarımdan sonra sevgilimin böyle şeylere daha fazla katlanmaması gerektiğini anlamıştım. Melis gördüklerinin etkisinde kalmış ve daha fazla travma geçirmemişti fakat esra ile benim başıma gelenler akıl almaz derecede korkunçtu. Hangi hoca diye sordum melise,

Melis: kim olduğunun ne önemi var. Problemini o adamla çözemessin, faydadan çok zarar getirecektir.Bak benim anneannemin yaşadığı köyde de bunun gibi çok fazla şey yaşandı. Kaçırılmalar, dayak, eşyaların ve hayvanların ortadan kaybolması. Ama köye gelen birinin sorunu çözdüğünü duydum. Ne dersin he ona mı danışsak dedi.

Bi sigara daha yaktım, bir kez daha düşündüm. Neden o köye gitmeyelim ki diye geçirdim içimden.

O geceyi sıkıntısız atlattık. Sabah oldu, kahvaltı falan derken, arkadaştan arabasını istedim ve esra ile melisi almaya gittik melisi aldıktan sonra melis köyü tarif etti. Önümüzde 3.5 saatlik bir yol vardı. Köye yaklaştık ve virajdan köy yoluna saptık. Giderken araba iki teklesede sonunda vardık. Köy öyle çok büyük değildi, toplasan 15 tane ev, 4-5 tane ahır ve bir büyük cami vardı. Köyün içerisinde ilerlerken millet dik dik bize bakıyordu. Büyük yaşlı herifler kahveden çıkıp arabaya doğru baktılar, nolduğunu anlamadık fakat sanırsam köye yeni gelenlere pek hoş karşılamıyorlardı.

Melis anneannesini arayıp geleceğimizi önceden söylemişti. Eve vardık ve melisin dedesi ile falan tanıştık. Çay kahve derken melis olayı anlattı.

Kesin cümlelerle konuşuyordu ki anneannesi böldü sözünü.

Bak kızım, yaşanan olayları kaybolan onca insanı biliyorsun. Bu kadar üstü açık konuşman hoş değil. Herkes gibi bizimde başımızdan hoş olmayan şeyler geçti. Kaç tane hayvanımızın öldüğünün farkındasın. Bir tek biz değil herkes şikayetçi bu durumdan ama nereye gidersin. Buralar bizimde topraklarımız

Bir derdiniz vardır ki var, biz bunu çözmeye çalışırız. O bir gelsin de ayrıntılı konuşuruz. Odayı sessizlik kapladı ben ve esra birbirimize baktık

BEYLER AYRINTIYA GiREYiM Mi ÜSTÜN KÖRÜ GEÇEYiM Mi? KARA VERiN!

Melisin anneannesi adamın köydeki yerini söyledi bana. Köyün en uç köşesinde oturuyordu ve bana adamı alıp eve getirmemi söylediler. Gittim kapıyı çaldım. Normal bir köy eviydi. Adam açtı kapıyı. 28 yaşlarında, sakallı nur yüzlü biriydi. Buyrun kimsiniz dedi. Şurdan geliyorum yardımınıza ihtiyacımız var dedim. Tanırım onları sevdiğim insanlardır dedi ve yardım etmeyi kabul etti. Beraber eve geçtik ve adam bize bu köyün cinlerin yollarına çok yakın olduğunu ve bu gibi olayların yaşanmasının buna bağlı olduğunu söyledi.

Ama Allahın kudreti yanımızda ki artık sakin buralar dedi.

Aynı cinci hocanın iyi versiyonuydu sadece. Size bir şey anlatmak istiyorum dedi ve devam etti. Zamanında çok sevdiğim bir karım vardı. O zamanlar askerden sonra evlilik kararı almıştık. Askerden döndükten sonra yüzükleri taktık ve aileler arası bi evlilik sürecinden sonra birbirimize bağlandık. Karım daha 6 aylık hamileydi. Bir akşam eve döndüğümde onu bulamadım. Her yere baktım ama bulamadım. Gidiş o gidişti. Tek çare onlarla konuşmaktı. Arkadaşınla ettiğin muhabbet gibi değildir bu. Bir kere iletişime geçtiğinde arkanı kolay kolay bırakmaz musallat olurlar sana dedi. Ardıdan;

Çağırdım onları ve şu soruyu sordum.

-Benim karım nerede?

+O bizimledir

-Nerede?

+Bizimle

-O benimle olmalı

+O kendini bize bıraktı artık seninle değil

Bu konuşmadan sonra hiç bir şey eskisi gibi olmadı. Karım artık gitmişti. Bense bana ve köy halkına musallat olmamaları için elimden geleni yaptım. Allah izin verirse sizin işinizide halledicem seni bu illetten kurtarıcam ablacım dedi esraya. Ancak sizin evinize gelmem gerek dedi. Aldık hocayı ve koyulduk tekrar yola. Hoca benim evde kalmam gerek dedi ve dışarı çıkmamız gerektiğini söyledi. Esra'nın küçük kardeşinide aldık ve melise bıraktık. Bense kendi evime geçtim ve o sırada esra beni davetiyeleri ayarlama arayıcılıyla evden aldı. Eve vardık ve artık bu musallattan kurtulma vaktimiz gelmişti

Hoca yere demir bir tas içerisinde ateş yaktı ve dualar okumaya başladı. Işıkları falan kapatmıştık. Dua okurken kalp atışlarımız hızlandı. Esra ile ben ele ele tutuşuyor bekliyorduk ve tam o sırada duvarda silüetler oluşmaya başladı. Göbek bağından ateşe bağlı 2 silüet ile konuşmaya başladı ki kapı çaldı. Ateş birden söndü. Sanki içerde saniyelik bir fırtına kopmuştu. Kapıyı açtığımda sen çıktın karşıma. Malesef tüm bu çabayı sadece beni evden çağırıyorlar haberini vermek için heba ettin.

BEYLER YAVAŞ YAVAŞ SONA YAKLAŞIYORUZ. 2 BiLEMEDiN 3 PARTA HiKAYE BiTiYOR

O gece hocaya bir pansiyon ayarladım ve oraya bıraktım. Esra da evde yalnız kalmak istediğini ailesinin sabaha karşı geleceğini söyledi. istemeye istemeye oradan ayrıldım. Geç olmuştu saat ve arabayı bıraktığım arkadaşımda kalmak zorundaydım. Sabah ise kahvenin oralardaydım ki bu olayları düşündükçe içime bir sıkıntı girdi. Parka gittim ve düşünmeye başladım. Bu olaylar hiçte normal değildi. Hayatımızın geldiği şu hali bir düşündüm ve çaresizce oturdum oraya. O esnada sen geldin ve... gerisini zaten biliyorsun.

Sana da bişey olsun istemiyorum koçum dedi bana. O gece oraya gelmeseydin belki çok daha güzel bir hayat olurdu bizimkisi dedi. Sana da musallat olma ihtimalleri var sende kendine dikkat artık bende koruyamam seni dedi ve bitirdi.

O gece uyanıp gitmeye çalışmamın nedeni buydu demek. Kafamdan kaynar sular döküldü.
Ya bana da birşey olursa diye düşündüm.

Dayı kalk, artık bi son bulmalı dedim ve beraber eve gittik. Hoca, dayım, esra yenge ve ben cinci hocaya gittik. içeri girdik ve bunu bizim hocayla birlikte çözmelerini istedik. içeriye beraber girdiler. Dualar odayı kaplamış garip bir atmosfer oluşmuştu. O silüetler yine geldi. Hocalar arapça konuşmaya devam ettiler ve ani bir sessizliğin ardından esra bayıldı. Hocalara ne olduğunu sorduğumuzda, artık sizin yemininiz bize bağlandı, kurtuldunuz dedi. Esra yengemi ayılttık ve eve geçtik. Dayımların kızın ailesine olayı nasıl açıkladılarını bilemiyorum ama düğün sonunda gerçekleşti.

Davul zurna derken sevdiklerimiz ile birlikte hayatımıza devam ettik. Çok şükür ki artık bi sıkıntımız kalmadı.

OKUYAN HERKESE ÇOK TEŞEKKÜR EDER SAYGILARIMI SUNARIM. BENiMLE BiRLiKTE BU OLAYA EŞLiK ETTiĞiNiZ iÇiN ÇOK SAĞOLUN. GÖRÜŞMEK ÜZERE