Baba köyde laf söz olmasın ben gidince bir sene gelemiyom hem benim hem burdakilerin içi rahat olur biz gitmeden evlensek daha iyi olacak gibi dedim. Babam iç çekerek kafasını salladı. Ananlan konuştuyduk bizim de niyetimiz öyle de hasan amcangile sormak lazım dedi. Tamam soralım dedim. Annem de oğlan gitmeden everelim adı çıkmasın dedi. Bakacaz bakacaz hadi hayırlı geceler deyip yatmaya gitti. Annem o densiz neler dedi oğlum öyle dedi. Bi şey yok ana sarhoş işte deyip bende kalktım. Sabah olunca hasan amcalara gittik. Babam meseleyi açtı. Hasan amcanın suratı düştü. Valla dünür böyle jet hızıylan mal kaçırır gibi olmuyo mu bu iş dedi. Babam uygun dille anlattı niyetini. Öyle de hem oğlanın hem kızın adı çıkmasın malum köy yeri biliyon hasan dedi babam. Hasan amca yere baktı. Ellerini ovuşturuyordu. O zaman bi ev bakmak lazım şimdiden. içini yalan yanlış doldururuz dedi. Babam o kolay iş dünür sen düğün işine he dedin mi dedi. Hasan amca düşünceli düşünceli dediğin gibi olsun dedi. Evden çıkarken hasan amcadan izin alarak iremle konuşmak istediğimi söyledim. iremi aldım köprü tarafına zütürdüm. Biraz oturduk yere. Bir şey konuşmadık. irem ayağa kalkıp zıpladı xsnafu evlencez ya biz diye gülümsüyordu. Gözlerinin içi gülüyordu. inci gibi dişleri sıralanmış parlıyordu. Bende ayağa kalktım öyle ya öyle dedim. irem yüzünü küçük çocuklar gibi asarak yoksa sen istemiyon mu ne bu halin dedi. Ben düşünceliydim ve kafamdakilerden dolayı biraz durgundum. Her şeyi silip o anı yaşamaya karar verdim. istemez olur muyum sen gibi güzelin karım olmasını diye gıdıklamaya başladım. Sıkıca kavradım aldım kucağıma sevdiğimi. Katıla katıla gülerken aralıklı aralıklı konuşmaya çalışıyordu. Dur... Yapma.. Bak öldürecen... Gülmekten... diyebildi. Gözünden yaş gelmişti gülmekten. O yaş sadece gülerken aksın gözlerinden diyerek elimle sildim yüzünü.

Bu lafları nerden öğrendin sen diye meraklı meraklı baktı. Senden dedim. Nasıl benden dedi yine şaşkın şaşkın. Aha şu bakışın söylettiriyo her şeyi dedim. Başı dizlerimdeydi. Bidaha söyle o zaman dedi yine son kelimeyi uzatarak. Neyi dedim. Beni sevdiğiniii dedi. Kız sen böyle yapıyon bak benim içlerim yanıveriyo dedim. Yansınn dedi. Vay vicdansız diye güldüm. Hadi söylesene dedi. iremim dedim. Heeee dedi. Seni seviyom dedim. Doğruldu. Gözlerini kapat dedi. Napcan kız dedim. Kapat işte dedi. Kapattım. Dudaklarımda dudaklarını hissettim. Bu sefer hemen ayrılmadık. Ellerimiz birbirini kavradı. Küçük küçük masum öpücükler veriyordu bana. Sonra çekildi. Göz göze baktık. Bu düğün olmazsa ben ölürüm irem dedim. Gözlerini kaçırarak güldü. irem sen bu hareketleri yapıyon ya benim seni ısırasım geliyo dedim. O neymiş öyle dedi. Sevgiden ne yapacağımı şaşırdım kız dedim. irem ayağa kalktı. Babamgil merak eder şimdi gidiyim dedi. Bende kalktım tuttum ellerini. Gerdanlığını koklaya koklaya öptüm. Gıdıklanmıştı. Sonra da alnını öptüm. Hadi gidelim meraklı babana dedim.

Yolda giderken şevkiyi gördüm. Gözlerinin altı çökmüş üstü başı dağıtmış saçlar incin berbat haldeydi. Selam verdim görmedi. Bak gördün mü adam ne hale düşmüş dedim ireme. Yazık dedi irem. Sen de beni bu hallere koyma bak dedim gülerek. Yok bee ne diyon sen dedi. irem sokakta böyle tatlı konuşma öpemiyom da bak içim içime sığmıyo sonra dedim. Utandığını anladım. Eve bıraktıktan sonra kahveye gittim. Fatihi görünce şok oldum. Oturdum yanına naptın dedim. Fatih sırıtıyordu. Ne olsun bilader aynı dedi. Şevkinin düğünde ne oldu biliyon demi dedim. Hee dedi omuz silkerek. Sen mi yaptın dedim. Yok lan ne işim olur dedi. iyi bakalım gardaş dedim. xsnafu kardeş hülya deyip güldü. Fatih mal mısın bilader sen dedim. Olum kız temişmiş dedi. Ne bildin dedim. Hülya dedi temizim diye dedi. iyi fatih dedim sen bilirsin. Çıktım kahveden babamla düğün işini konuşmak için eve gittim.

beyler işlerim vardı hallettim tam gaz devam

eve girdim babamla iki hoşbeş ettik. baba şu düğün işini bi konuşsak dedim. anneme seslendi. annem de gelince babam sabah bi ev baktım ama beğenir misiniz bilmem dedi. köy yeri malum derme çatma idare edeceniz olum dedi. sıkıntı değil baba da ben yokken kız nasıl yalnız kalacak dedim. sen gidince kız bizim yanımızda kalsın gözümüz arkada kalmasın dedi babam. hasan amcan da gördü evi. bugün ilçeye gidelim eşya bakalım kıza takı üst baş bir şeyler alalım dedi. hasan amcaları alıp ilçeye çıktık. klagib ev eşyalarına bakıldı edildi. ireme babam üç beş bilezik kolye küpe bir şeyler aldı. annemin maşallah diye diye dili kurudu. hasan amcada hep bi burukluk vardı. kızını el oğluna vereceği için böyledir diye kendi kendimi avuttum. ben nişandan kalma takımı giyecektim ama iremin gelinliği yoktu. hasan amca o işleri biz hallederiz deyince toparlandık işleri halledip köye döndük. hasan amcalar babamın ısrarıyla bize yemeğe geldi. yemek yenildi. sofra toplandı. irem elinde çay tepsisiyle geldi. yemenisi üstten bağlı, saçları hafif yüzüne düşmüş, utangaç tebessümüyle bana bakarak çay tuttu. gözlerimle dışarıyı işaret ettim. onaylarcasına gözlerini kapattı. önce ben evden çıktım bahane uydurarak. az biraz sonra irem de çıktı. evin köşesindeki kayısı ağacının arkasına geçtik. irem senin şu yemeni bağlaman, bakışın beni öldürdü kız içerde duramadım dedim. ne kadar çok sevdin sen beni be dedi gülerek. sabah nikah tarihi alacaz babam hasan amcayla konuşacak dedim. hayırlısıyla kavuşsak başka bi şey istemem dedi. irem okulu bıraksam mı kız dedim. elini beline koydu kaşlarını kaldırıp küçük bir çocuğa kızar gibi sakın ha ne diyon sen dedi. köyde tarla tapan var iyi kötü geçindirir dedim. olmaz dedi. ben yokken sen tek başına mı kalacan evde dedim. annanın yanında otururum bende dedi. öyle deyince ben senin canını yerim sevdiğim diye sarılıp yemenisini kokladım.

babamla hasan amca pürüzleri hallettikten sonra kalktılar. bende kahveye dolaştım. şevki saf saf oturuyordu. gittim oturdum yanına. naptın şevki kardeş dedim. napalım xsnafu bildiğin gibi dedi çatallı bir sesle. kendini bu kadar paralama be bilader dedim. nasıl paralamayım kardeş. düğünde bırakıp gitti beni namussuz. adam gibi birine gitse içim de yanmaz. dedi. hayırdır buldun mu kaçıran şerefsizi dedim. orhan diyolar kardeş. görenler olmuş dedi. nereye gitmişler dedim. bilen yok kardeş dedi. bu orhan ne tak yemeye benim nişanıma geldi o zaman diye düşündüm. serseri mayın gibiydi pekekent. herkese zarar veriyordu. çaresi bulunur kardeş sıkma canını deyip kalktım. kısık ve çatallı sesiyle eyvallah diyebildi. şevkiye acıyordum. adam zombi gibi ortalıkta geziyordu. fatih desen bir kaşarın peşinde mal mal dolaşıyordu. orhan ortalığa sıçmıştı. bunları düşünerek eve vardım. sabah olunca bizimkilerle nikah günü almak için ilçeye gittik. 2 hafta sonrasına gün alabilmiştik. ulan bitmez o iki hafta dedim kendimce. ilçeden dönünce arabayla hasan amcayı bıraktım. sonra babamı bıraktım eve. yeniden hasan amcalara gittim. iremle görüşmek için müsade istedim. sıkıntı çıkarmadılar. aldım iremi arabayla köyün dışına doğru çıktık. 2 hafta sonra hatunumsun dedim. ellerini ağzına zütürdü. yine o şaşkın bakışlarına maruz kaldım. gözleri kızardı ve sulandı. gülerek alnını öptüm. niye ağlıyon kız dedim. xsnafu.. ben... çok mutluyum biliyon mu dedi. bende mutluyum sevdiğim dedim. bende..

düğün hazırlıklarını yapmaya başladık. zaten babam her şeyi hallediyordu. ben de ufak tefek işlerle uğraşıyordum. 1 hafta geçmişti. davetiyeleri dağıtıyordum. fatihlerin evine geldim. içerden bağırma sesleri geliyordu. kapıyı istemeye istemeye çaldım. fatih kapıyı açtı. ooo bilader hoşgeldin geç dedi. yok kardeş sen şunu al dedim. fatihin şaftı kaymıştı. görünce kaç yıllık arkadaşım olmasına rağmen zor tanıdım fatihi. sen iyi misin kardeş dedim. iyiyim tabi gardaş hülya var aha bu var dedi arkasında sakladığı şişeyi çıkararak. fatih yapma bilader içme şunu dedim. yok kardeş bu benim ilacım dedi acı bir gülümsemeyle. onun bu hali benim de içimi parçaladı. ordan ayrıldım davetiyeleri dağıtmaya devam ettim. sıra hülya denen kaşarın evine gelmişti. bizimkilere ısrar etmiştim bunları çağırmayalım diye ama babam yüz yüze bakıyoruz şurda ayıp dedi. hay ben onların yüzünü dedim içimden. kapılarını çaldım ses seda yok. pencerenin perdesiz olduğunu sonradan fark ettim. bir baktım ev boş. içinde eşya meşya yok. ah fatih gardaşım dedim kendi kendime. çöktüm olduğum yere gözlerim yaşardı. hülyalar buralardan gitmişti ve fatihin de aklı hülyalarla beraber uçup gitmişti. seni bu hale sokanların geçmişini diye iç geçirdim. kendimi toplayıp davetiyeleri dağıtıp bitirdim. eve geldiğimde annem ağlıyordu. babam evde yoktu. korka korka gittim ne oldu ana dedim. oğlum koş babanı bul dedi. ne oldu diye bağırdım. nişanı basan sarhoş kapıya dayandı. ağzına geleni söyleyip senle ireme iftira attı. baban bağrışmaların üstüne geldi. o ipsizin peşinden gitti koş dedi. evden nasıl çıktığımı bilemedim. kafam cayır cayır yanıyordu. gözlerim pusluydu. sinirden ellerim ayaklarım tutmuyordu.

hasan amcalar geldi aklıma. onların oraya gittim. babam gerçekten de ordaydı. hasan amcayla oturmuşlardı ama babam yerinde duramıyordu. baba hayırdır dedim. olum o sarhoş yine geldi iftira etti dedi. irem nerde amca dedim. hasan amca çağırdı. irem babama olanı biteni anlat dedim. irem korkmuştu. sesi titriyordu. o gün yaşananları anlattı. bende ordaydım baba içinizde sıkıntı kalmasın. sakin olun. o başı bozuk bana kin tutmuş işimizi bozmaya çalışıyo dedim. hasan amca benim kızımdan şüphem yok olum dedi. benim de yok amca dedim. işi tatlıya bağlamışken xsnafuuuu diye bağırdı arkadan biri. hemen arkamı döndüm. orhan yakası açılmış bir gömlek içi dışına çıkmış bir pantolonla saçı sakalı birbirine karışmış halde ayakta zor durarak bana bakıyordu. dünyam tersine döndü. orhann diye bağırarak üstüne koştum. tam yakalayacakken silahını doğrulttu. arkada iremin çığlıkları yükseldi. babam olum diye bağırdı. orhan yanlış yaptın orhan dedim. yanlışı sen yaptın bilader dedi. sarhoştu ve yavaş yavaş sallana sallana konuşuyordu. orhan bırak şu silahı pılını pırtını topla çek git buralardan dedim. olmaz öyleee dedi. silahı iremlere doğru tuttu. sen benimkini aldın ben de seninkini alacam dedi. o an kolunu tuttum. yere yıkıldı. boğuşmaya başladık. sarhoştu ve fazla direnemedi. silahı aldım elinden. iki yumruk salladım. babamla hasan amca tuttu beni. irem hala ağlıyordu. annem yola yıkılmış bize bakıyordu. orhan yetti yaptıkların dedim. yürü diye bağırdım. babam beni tutmaya çalışıyordu. ondan da kurtuldum. köyün az ilerisindeki jandarmaya zütürdüm orhanı. komutanın önüne attım. komutan bana bu silahı tutup tehtit etti dedim. orhana dönüp doğru mu dedi. orhan kör kütük sarhoştu. d... doğru olsa... napacan komutan dedi. komutan orhana bi tane okkalı tokat attı. şahitin var mı dedi. bizimkiler arkamdan gelmişti. var dedim. babamları da dinledi komutan. orhanı aldılar gerisi bizde dediler. bizimkiler beni sakinleştirmeye çalışıyordu. benim iremi görmem lazım deyip bizimkilerin yanından ayrıldım.

arkadaşlar yavaştan sona doğru gidelim mi

iremin yanına vardım. beni görünce koşup sarıldı. vücudunun her yeri titriyordu. ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuş göz yaşları yanaklarını ıslatmıştı. sakinleştirdim. 1 haftaya düğün var sevdiğim kendine gel dedim. ona inandın mı dedi iç çekerek. yok sevdiğim sarhoş densizin biri işte. asker aldı onu bir daha salmaz dedim. biraz da olsa rahatlamıştı. günler birbirini kovaladı. orhanın tutuklandığı haberi geldi. içimiz rahatladı az da olsa. fatih sokaklarda içip içip hülya diye sayıklıyordu. fatihin zütünü toplamaya çok çalıştım ama karasevdaya tutulmuştu. bir gün sokakta denk geldim. aldım bunu bir kuytuya oturduk. fatih gardaş bırak bu zıkkımı kendine gel be dedim. bilader hülya gitmiş biliyon mu dedi. he biliyom bak gitmiş bitmiş işte kendine gel artık dedim. hülya gittiyse ferda var diye güldü. içim bir hoş oldu. ne dedin sen dedim. ferda yav işte şu ferda sana dediydim ya dedi. fatih naptın sen olum dedim. sağolsun orhan gardaşım yardım etti de kızı aldık şevki puştundan dedi. vay anasını satıyım dedim. kafam dönmeye başladı. şevkinin perişan halleri gözüme geldi. ferda mı istedi kaçırmanızı dedim. yok bee orhanla kaçırıp eğlendik işte diye sırıttı. fatihi tuttum yakasından kaldırdım. sarhoştu ve ayakta duracak hali yoktu. ferdaya zütür beni dedim. ooo tamam tamam dedi. fatih beni bir eve zütürdü. ev demeye bin şahit ister. köpek bağlasan durmaz. nerde kız dedim. içeri odaya aldı beni. bir baktım kızın ahı gitmiş vahı kalmış. düğün elbiseleri yırtık pırtık. ağlamaktan gözleri şişmiş. kolları yüzü yara bere içinde. fatihe bir yumruk attım. naptınız lan dedim. kendi istedi bilader dedi. fatihi iyice dövüp bir köşeye attım o hırsla. ferdayı zar zor kendine getirdim. beni görünce çırpındı kaçmaya çalıştı. dur bacım dur anangile gidiyoz hadi bakıyım dedim. korktu gelmek istemedi. zar zor ikna edip çıkardım onu ordan. sessiz sedasız ferdayı teslim ettim. durumu anlattım anlatmasına da annesi babası yıkıldı. feryat figan ağladılar. orhanla fatih bir olup ferdayı kirletmişti. fatih defterini de kapattım böylece.

düğün günü gelmişti. irem babası annesi ilçeye gitmişti gelini süslemek için. biz de düğün yerini ayarlıyorduk. sağolsun köyden arkadaşlar yardım ediyordu. düğün yerini kurduk. takımları giydim. tıraşımı oldum. gelenlere hoşgeldin diyoruz. vakit ilerleyince iremlerin eve vardıkları haberini aldık. gittik evin önüne. gelin alma olacak. içeri girdim irem oturmuş yere bakıyordu. ben girince bana bir baktı ki daha da bana öyle bakan biri olmadı hayatımda. iremi alıp düğüne geçtik. oyunlar oynandı, yemekler yenildi, takı takıldı, dua edildi. iremle çok mutluyduk. hayalini kurduğumuz sona adım adım yaklaşıyorduk.

irem evimize geçmişti. Köyün gençleri ben eve girerken bir güzel dövdüler beni. içeriye kendimi zor attım. hissettiğim aşkın, sevginin yanında yediğim dayak hiçbir şeydi. yatak odasına varmadan evvel 2 rekat namaz kıldım. namaz bittiğinde yüz görümlüğünü alıp odaya geçtim. irem duvağıyla oturuyordu. sevdiğim diye seslendim. duvağını açıp yüz görümlüğünü taktım. alnından öptüm. irem çekiniyor gibiydi. utanması normaldi. bende utanıyordum. çekine çekine ceketimi çıkardım. irem ayağa kalktı. ellerini tuttum. kavuştuk sonunda sevdiğim dedim. yanakları pembeleşti. kafasını salladı. kavuştuk ya dedi. içim kavruluyordu onun aşkıyla. irem elini benim gömleğime attı. düğmelerini elleri titreyerek açmaya başladı. ışıkları kapatmıştım ancak onun yüzünü hareketlerini en ince ayrıntısına kadar görüyordum. bana baktı. onaylarcasına gözlerini kapattı. gelinliğini çıkarmasına yardım ettim. vücudu kasılmıştı biraz. gerdanlığını kokladım. yatağa oturduk. ben pantolonumu çıkarmaya utanıyordum ama o gelinliğini çıkardıktan sonra korka korka ben de çıkardım. yatağın içine anadan doğma halimizle girdik. kalp atışını duyuyordum nerdeyse. elini kalbimin üstüne koydu. gözlerini kapatıp dudaklarımı öptü. bir öpücük alıyor geri birbirimize bakıyorduk. benim olur musun iremim dedim. her zaman sevdiğim dedi. onu ürkütmemek için yavaş davranıyordum. öpüp kokluyordum. iremi sevdikçe iremin kaskatı kesilen vücudu çözülüverdi. artık ikimizde olayı akışına bırakmış tek vücut olacağımız ana gelmiştik.

son kez ireme baktım. gözlerini yine onaylarcasına kapatmıştı. ufak bir tebessüm de vardı sanki yüzünde. ellerimiz sımsıkı birbirini tutuyordu. parmaklarımız birbirinin arasındaydı. sonunda iremle vücudumuz birleşmişti. irem derin bir ses çıkardı. benim ayaklarım yerden kesildi. havada uçuyor gibi bir his vardı içimde. baştan aşağı alev alev yanıyordum. iremin gerdanını koklamaya başladım. irem derin derin nefes alıyordu. ben nefes almayı unutmuştum. titriyordum. vücudumu ileri ve geri atışımda kafam başka dünyaların içine gidiyordu. o an oradaki kişi ben değilmişim gibiydi. iremle göz göze baktık. iremin gözlerinde anlatamayacağım bir güzellik vardı. yüzünde hafif acı çekiyormuş gibi bir ifade vardı. kulağına benimsin artık diye fısıldadım. sevdiğim dedi duraksayarak. irem garip sesler çıkarmaya devam ediyor ben nefes dahi alamıyordum. tenlerimiz birbirine dokunduğu andan itibaren her yerim cayır cayır yanıyor, kalbim ağzımda atıyor, nefes alamıyordum. her temasta içime bir kor düşüyordu. sonunda bitirmiştik. yan yana uzandık. parmaklarımız birbirinin arasındaydı. su ısınmıştır deyip doğruldum. ışığı açmak için ayağa kalktım. çarşafı üzerine çekti. yavru bir ceylan gibi sinmişti yatağa. hadi ilk sen geç dedim. utana sıkıla önümden geçti. donumu giyip yatağa oturdum. elimi iki yana koyduğum anda elim bir şeye değdi. bir baktım parmak uçlarımda kan var. yatağın üstüne baktım iremin yattığı yer kan olmuştu. kendi kendime gülüverdim o an.

irem çıkınca ben girdim banyoya. çıktığımda irem oturma odasına oturuyordu. saçları ıslaktı. yanına sokulup saçlarını kokladım. irem dedim. heee dedi gülerek. bi daha mı yapsak kız dedim. canım yanıyo sevdiğim dedi. öyle deyince nedense suçlandım. sarıldım. irem esnemeye başlayınca geç hadi yatalım dedim. o banyodayken çarşafı değiştirmiştim. irem uzandı bende arkasından sarıldım. tek elim göğsünün üstündeydi. elimi sımsıkı tutuyordu. beni bırakma hiç bi zaman olur mu dedi. bırakır mıyım hiç dedim. gerdanını koklaya koklaya uykuya daldım. sabah olduğunda yatakta yalnız başımaydım. mutfaktan tıkırtılar geliyordu. kalkıp mutfağa vardım. masayı donatmıştı sevdiğim. önündeki domatesleri tabağa doğruyordu. arkasından yaklaşıp sarıldım. yine cennet kokan gerdanını kokladım. hadi hadi yemeğini ye dedi. yemeği boşver de ben seni yesem olmaz mı dedim. utanarak güldü. bilmem ki olur mu dedi. olur olur dedim. dudağından birkaç kez öptükten sonra dur be manyak dedi. akşam diye fısıldadı ve gülümsedi. yemekte benim aklıma okul geldi. 1 hafta sonra gidecektim. canım sıkıldı. yüzümün asıldığını görünce ne oldu diye sordu. okul ya 1 haftaya gidecem ya dedim. ben beklerim seni üzülme sevdiğim dedi. sen beklersin de ben nasıl geçirecem günleri orda sensiz dedim. sayılı gün geçer elbet dedi. annemlerin yanına uğradım yemekten sonra. kahvaltı ediyorlardı. babam beni görünce bıyık altından sırıttı. ben utandım ister istemez. damat gelmiş geç otur dedi babam gülerek. yok baba ben yedim şimdi dedim. sırtıma vurdu iyi bakıyım o zaman diye yine güldü. hava kararmak üzereyken eve vardım. irem el işi yapıyordu. yanına sokulup irem benim içim yanıyo biliyon mu dedim. senin için hep yanıyo dedi gülerek. e senin şu gözlerin yakıveriyo napıyım kız dedim. kafasını sallayarak güldü. irem şey mi yapsak dedim. ne dedi. şey işte kız dedim. usulca el işini bıraktı. yatak odasına doğru yürüdü.

FiNAL

yine tek vücut olmuştuk. bu sefer çok çekinmiyorduk birbirimizden. işimiz bittikten sonra yine banyo faslı geçti. benim canım okula gideceğim için sıkılıyordu. iremle son günleri evde aşk ile dolu dolu geçirdim. her an onun yanındaydım. sevgimizle birbirimizi boğuyorduk. irem evlendikten sonra daha bir güzelleşmişti. onun yanından ayrılmayı hiç ama hiç istemiyordum. sevgi dolu günlerin sonunda okula gideceğim vakit gelmişti. bavulu hazırlayıp arabaya yerleştirdim. ilçeden otobüse binecektim. bizimkiler ve iremle bindik arabaya ilçeye gittik. otobüsün önünde vedalaşmaya başladım bizimkilerle. iremi sona bıraktım. ireme sarıldım. gözlerinden yaşlar dökülüverdi sevdiğimin. yine yemenisini üstten bağlamış, saçları yüzüne düşmüştü. yüzüne vuran güneşten dolayı yüzünü buruşturmuş bana bakıyordu. gözüne gelen güneş gözlerinin güzelliğine güzellik katıyordu. yanaklarındaki yaşları silerken beni bekle sevdiğim kavuşuruz elbet dedim. ben seni hep beklerim dedi. otobüs kalkmak üzereydi. arkamı dönüp otobüse binmek için adımımı atınca irem seslendi. ne oldu sevdiğim dedim. elimi tutup karnına koydu. bebeğimiz olacak sevdiğim dedi yaşlı gözlerinin eşliğinde gülümseyerek. iremi alnından öptüm. nutkum tutuldu. gözlerim yaşardı. inanılmaz bir duygu patlaması yaşayarak zar zor otobüse bindim. camdan onlara bakarak el salladım. irem arkamdan elini karnına koyarak öyle bakınca daha fazla dayanamadım. otobüsü durdurmasını söyledim şoföre. otobüsten atladığım gibi ireme doğru koştum. o da bana doğru koştu. sımsıkı birbirimize sarıldık. ikimizde ağlıyorduk. ben seni bırakmam bırakamam sevdiğim dedim. o da ağlayarak yeşil gözleriyle gözümün en içine baktı. canımdan can aldı o bakışı. onu koklayarak ağlamaya devam ettim. göz yaşlarımız sevinçten akıyordu. seni seviyom canımın içi dedim. irem de bende seni seviyom canımın en içi dedi. mutlu bir hayata atılan ilk adımdı birbirimize koşarken attığımız adımlar...

beni dinleyen, şukulayan, çugulayan herkese teşekkürler. hikaye bitmiştir. xsnafu ile başka aşklarda, üzüntülerde, ihanetlerde, sevinçlerde, maceralarda yeniden görüşmek üzere...

(bkz: barlarda kayboluş)