Dönerken çığlık sesleri duydum. Ceviz ağacının oradan geliyordu. Ulan orhan dedim içimden. Hızlı hızlı yürümeye başladım. Yolda iremin yemenisini yerde buldum. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Koşmaya başladım. Seslerin geldiği yere doğru tüm gücümle koşuyordum. irem bir köşeye sinmiş gelme diye çığlıklar atıyor ve ağlıyordu. Orhan ayakta zor durarak küfürler ediyordu. Orhaaaaan diye nara attım. Bana döndü. Vaay namusumuza göz diken gardaşımız gelmiş. Ödeşelim dedim bilader dedi. Senin sülaleni silkerim diye bunun üstüne koştum. Yakasına yapışıp kafayı burnuna gömdüm. Ağzı yüzü kan içindeydi. Altıma alıp birkaç yumruk attım. Sarhoştu pekekent. Sayıklayıp durdu hülya diye. iremin yanına gittim. Dokundu mu sana dedim. irem kekeliyordu. Sarıldım ona. Kollarımın arasında ufacık kaldı. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Bana... Bana... Dokunmadı... Kaçtım... dedi. Tamam ağlama diye elini yüzünü sildim. Üstünü başını toparladım. Orhan yerde serili yatıyordu. Bu bardağı taşıran son damla olmuştu. Kötü şeyler olacaktı.

iremi toparlayıp bıraktıktan sonra fatihi buldum. Bir şey demeden gelmesini istedim. Adam korktu haliyle. Orhanın yattığı yere zütürdüm. Fatih orhanın başına koştu. Noldu lan buna dedi bana. Tüm olan biteni fatihe anlattım. Fatih mal gibi olduğu yerde kaldı. Olum ben bitmişim ya ben öldüm ya dedi fatih. Kimse ölmedi şu gavatı kaldır dedim. Fatih yine sayıklıyordu. Fatihe bir tokat attım. Kendine gel de şunun zütünü topla dedim. Fatih orhanı zar zor ayılttı. Ağzını yüzünü sildi. Evine zütürdü. Bir yandan fatihe üzülüyordum diğer yandan orhanın yaptıkları içimi kemiriyordu. Sabah olunca kahveye gittim. Fatihle konuşmak için. Günlerdir somurtan fatihin yüzünde güller açıyordu. Hayırdır dedim. Gardaş hülya dedi. Yapma olum dedim. Dün orhanı bırakınca hülyayla karşılaştım. Bana boş değilsin bende sana boş değilim dedi dedi fatih. Hay senin aklının sapını dedim içimden. Olum bırak o kızı akıllanmadın mı dediysem de kandırmış işte bu salağı. Kahveden çıktım iremin evine gittim başladım izlemeye. Bahçeye çıktı. gizliden yanaştım. Yarın 2 gibi buluşsak dedim. Olmaz babamlar tarlaya gidecek ben evde kalıcam dedi. Dünyam tersine döndü evde kalıcam deyince. Olum saçmalama dedim kendime. Tamam deyip ayrıldım.

Eve dönerken orhana rastladım. Başını eğerek geçti gitti. Ağzı yüzü yamulmuş yüzündeki nur gitmişti. Altından dere geçen ufak bir köprü vardı. Akşamüstü oraya gittim. Suyu dinliyordum. ilerde karaltılar gördüm ağaçların arasında. Hareketlilik vardı ama çözemedim. Biraz tırstım üç harfli falan olur dedim kendi kendime. Topukladım hemen. Ama bir yandan da merak ettim. içim içimi yedi meraktan. Köprünün az ilerisine oturdum. Ordakiler paşa paşa geçecekti köprüden. Az biraz zaman geçtikten sonra şevki denen efendi efendi takılan sünepe yakayı paçayı dağıtmış vaziyette köprüden geçti. Yüzünde salak bir gülümseme vardı. Vay vay şevkiye bak dedim. Biraz zaman geçtikten sonra da köyün hanım hanımcık kızı ferda aceleci tavırla geçip gitti. Sürekli etrafa bakınıyordu. Birbirlerini bulmuşlar dedim. Köy köy değil zina yuvası olmuştu resmen. Köyün adamlarından ne cevherler çıkıyordu. Hayretler içinde eve gittim. Annem sabah tarlaya gidecez dedi. Mecburen gidecektim. irem evde yalnızdı ben de tarlaya gidecektim.

Sabah gözümü açtığımda bizimkiler çoktan gitmişti. Atladım arabaya tarlaya gittim. Öğleden sonra işim var deyip atladım arabaya. Hasan amcanın tarlasının yanından geçtim ordalar mı diye hasan amca karısı ve süleyman oradaydı. Selam vererek geçtim. irem bekle beni dedim kendi kendime. iremlerin evine vardım. Kapıyı çaldım. iremin üstünde geceliği vardı. Uyuyo muydun hala dedim. Yoo dedi esneyerek. O zaman ben burda bekleyim dedim gülerek. Şimdi gören olursa laf olur sevdiğim dedi. Diyecek bir şey yoktu. Gezmeye zütüreyim mi seni dedim. Gözlerinin içi parladı birden. Süslen de gel hadi dedim. Bu sırada üstümü başımı değişip tekrar geldim. Anca çıktı evden. Güzel olmuş muyum dedi. Hemde nasıl dedim. ilçede ufak bir lunapark vardı. Oraya zütürdüm. Lunapark girişine kadar gözlerini kapattım. Girişte gözlerini açınca hiii diye bir sevinç çığlığı attı sessizce. Akşama kadar vaktimiz vardı. Lunaparkta çok çeşit yoktu zaten. Çarpışan arabaya bindik. Tek elimle iremi kavradım tek elimle direksiyonu tuttum. Araba her vurduğunda sıçradı. O sıçradıkça da ben güldüm. Pamuk şeker aldım. Elinde pamuk şekerle dönme dolaba bindik. Burnunun ucuna şeker yapışmıştı. Elimle onu alınca kahkahalara boğuldu. Bir süre birbirimize baktık. Alet en yukarı çıktığında aynı anda gözlerimizi kapattık ve dudaklarımız 1 saniyeliğine buluştu. Alev alev yanıyordum. O da kıpkırmızı olmuş utanmıştı.

Çıktık lunaparktan. irem boynuma sarıldı. Ufak bir öpücük kondurdu yanağıma. Bende onu öptüm. Bindik arabaya köye girdik. Daha tarladan gelmemişlerdi. Gizli saklı eve girdi. Arabayla eve dönerken şevkiyi gördüm. Selam verdi. Vay ipne vay diyerek seldıbını aldım. Çok geçmeden ferdayı da gördüm. Aralarında çok bi mesafe yoktu arkalı önlü yürüyorlardı. Şevki de yolunu bulmuştu. Eve uğrayıp kahveye geçtim. Orhanla fatih oturuyordu. Orhan ben gelince çıktı. Pis pis baktım. Fatihe olum sen midesiz misin bi kızı iki kişi mi dönüyonuz dedim. O ne demek la bitti o iş dedi fatih. Ha aferin dedim. Bi de şu orhan pekekentiyle konuşmasan dedim. Fatih omuz silkti. Bana bakıp heyecanlı heyecanlı ferdayı biliyon demi sen dedi. Heee dedim. Güzel demi dedi. Olum bırak ya dedim. Şevkiyle konuşuyo o yeltenme dedim. Fatih kafasını salladı. Çıktım kahveden iremlerin evinin önüne gidip gizliden izlemeye başladım. irem camdan dışarı bakıyordu. iç çekerek onu izledim. Hava soğuyunca eve döndüm. Artık iremle aramda farklı şeyler olmalıydı.

Devamı birazdan geliyor az işim var

Sabah olunca tarlaya gittik. Ben arabayla gidiyordum. Hasan amcaların tarlasının önünden geçtim. irem de oradaydı. Arabayı görünce elini beline koydu başını sağa kırıp öylece baktı. Boş yolda kaza yaptıracaktı bana. O halini görünce koltukta eridim bittim. Bizimkilere tarlada biraz yardım ettikten sonra işim var diye çıktım. Arabayı çekip iremleri izlemeye başladım uzaktan. işlerini bitirip yola çıkmalarını bekledim. Sonunda yola çıktıklarında çektim arabayı hasan amca bırakayım dedim. Yine zorlaya zorlaya aldım arabaya. ireme aynadan kaçamak bakışlar atıyordum. Parmaklarımla 3 yaparak öksürdüm. ireme baktım kafasını salladı. Yine boş muhabbetle hasan amcaları eve bıraktım. Yarın üçte sevdiğime süpriz yapacaktım.

Onları bıraktıktan sonra ilçeye gittim. Bir kolye aldım. Yorgunluktan ölüyordum ve eve kendimi zor attım. Yatağa uzandığımda gözüme onun elini beline koyup boynunu sağa kırarak bana bakışı geldi. içimde engel olamadığım değişik duygular yükseliyordu o halini düşünürken. Güneş yüzüne vurmuş, gözlerinin tüm güzelliği ortaya çıkmış, yüzünü güneşten dolayı kırıştırmış tebessüm ederek bakıyordu. Bu manzarayı unutmak ne mümkündü. Yapacağım sürprizin heyecanıyla uykuya daldım. Ertesi gün saat üçe kadar avare avare dolaştım. Her zaman gittiğimiz bahçelerde onu beklemeye başladım. Sonunda gelmişti. Karşımda dikilmiş kaşlarını kaldırmış, ellerini beline koymul bana bakıyordu. Buraya gelene kadar ne çektim ben biliyon mu dedi. Sana kıyamam ben sevdiğim diye gülümsedim. Hemen utandı. Ayağa kalkıp yanına gittim. Cebimden kolyeyi çıkardım. Kolyeyi görünce elini ağzına zütürüp gözlerini kocaman açtı. Bu çok güzel ama niye uğraştın ki sevdiğim dedi. Sana feda olsun canımın içi dedim. Kolyeyi boynuna taktım. Alnından öptüm. Seni isteyecem babandan dedim.

Sen gerçek mi söylüyon dedi gözlerini faltaşı gibi açarak. Sen bana böyle bakarsan valla babandan istemeden kaçırır giderim buralardan dedim. Güneşten yüzünü buruşturdu, teni pembeleşti, gözleri hafif sulandı. Ağlayacak gibi olunca sarıldım. Yarim olcan helalim olcan ağlama diyerek saçlarını kokladım. Gözündeki yaşı silerek gülüverdi. Sen hep böyle gül dedim. Elini kalbimin üstüne koydu sende beni burdan hiç çıkarma dedi. içim alev alev yandı. Bizimkilere söylerim bu akşam niyetimi dedim. Kafasını salladı ve arkasına bakarak ayrıldı.

Güneşte buruşturduğu yüzünü, şaşkın bakışlarını, utangaç gülümsemelerini düşünerek akşamı ettim. içimde hafif bir korku vardı. Eve vardım. Babamın yanına gidip havadan sudan konuştum. Sen bi şey diyecen gibi amma bilemedim bak dedi babam. Baba deyip duraksadım. De hadi de dedi. Hasan... Amcanın kızı... dedim duraksayarak. Babamın yüzünde bir tebessüm belirdi. Biz birbirimizi seviyoz dedim o tebessümden güç alarak. Babam gülerek vayt goçum diye bağırdı. Hanım gel bi hele dedi. Anneme söyledi. Annemin gözleri kızardı. Hasan amcan biliyo mu bari dedi. Yok dedim. Sen yerini yapsan ya dedim. Babam bakarız bakarız deyip sırtıma vurdu. Kalbim yerinden çıkacaktı. işler iyi gidiyordu. Sabahı iple çektim. Horozlar öter ötmez kendimi dışarı attım. Arabaya bindim iremlerin evinin oraya çektim. Tarlaya giderlerse bırakayım diye beklemeye başladım. Çok geçmeden hasan amca hanımıyla çıktı. Ellerinde çuvallar vardı. Oradan geçiyor gibi yaptım. Selam verip nereye diye sordum. Zorla arabaya aldım. Hasan amca sen böyle yapıyon da mahcup olduk oğlum dedi. Lafı mı olur amca dedim. Yanlarında irem yoktu. Süleymanı sordum. Hasta oldu kereta abası da ona bakıyo dedi hasan amca. Onları bırakıp tekrar geldim. Kapıyı çaldım. irem gözleri kısık şekilde kapıyı açtı. Benim olacan güzellik dedim. Ne diyon sen dedi şaşkın şaşkın. isteyecez seni dedim. Demee diye kaşlarını kaldırdı. Yaa diyerek göz kırptım. Sen ne güzel şeysin dedi belini kırarak. Gözlerinin içi gülüyor, gülüşmelerini zor tutuyor, utangaç bakışlar atıyordu. Sen böyle durursan ben seni öperim dedim. Kardeşin iyiyse bahçeye gel ben alev alev yanıyom dedim. Deli diye güldü. Neyse sen bak oğlana dedim. Eline istediği oyuncak alınmış küçük çocuklar gibi şen şakrak bahçeye gittim.

Çok geçmeden irem bahçeye geldi. Ne çabuk geldin dedim. Annem dayanamamış gelmiş o bakıyo süleymana bende bir şeyler deyip çıktım dedi gülümseyerek. irem dedim. Heee dedi ince bir sesle. Benim için yanıyor dedim. Niyeee dedi. Birde bu kelimelerin sonunu uzatması beni delirtiyordu. Senin bu tatlılığın var ya bi de şu bakışların gülüşlerin dedim. Manyaklaşma be dedi omzuma vurarak. Bi kere öpeyim o zaman dedim. Bi kere ama dedi. Tamam dedim. Döndü yanağını bir öpücük attım. Bir de öbür tarafı öpeyim küsmesin dedim. Döndü diğer yanağını öptüm. irem dedim. Son bi kez daha dedim. Sen niyeti bozdun diye ayağa kalktı. Bende kalkıp ellerini tuttum. Napıyım kız dengemi bozdun dedim. Bozduysam gideyim dedi. Yok yok diye oturttum. irem bak senin iki yanını öpünce bir yer ekgib kaldı dedim. Yine manyaklaşma dedi. Şu bal dudakların küser sonra dedim. Gözlerini kaçırarak güldü. gözlerimizi kapattık. Dudaklarımız ikinci kez buluştu. Dudakları dudaklarıma değince alevler içime aktı gitti. iki saniye sonra ayrıldık. Yanağımdan öpüp kalktı gitti. Benim içimdeki ateş daha da alevlendi.

Ulan xsnafu kendine gel niyeti bozma dedim. Her baktığım yerde iremi görüyordum. Onu düşündükçe yanaklarını ısırasım, sımsıkı sarılıp bırakmayasım geliyordu. Kendimi dizginlemeye çalışıyordum. Bahçeden dönüp kahvenin yolunu tuttum. Fatih şevkiyle oturuyordu. Şevkiyle selamlaşıp hal hatır sorduk. Şevki bana düğün davetiyesi verdi. Ooo şevki hızlı çıktın dedim. Güldü. Ferdayla evleniyordu. Fatihin yüzü asıktı. Şevki ayağa kalkıp ben davetiyeleri dağıtayım diye çıktı. Fatihe aklın ferda da mı yoksa dedim. Kafasını salladı. Olum sen ne oldun böyle kız evleniyo dedim. Kız istemiyo bilader dedi fatih. Olum kızı kaç kere şevkiyle gördüm dedim. Babası zorla vermiş kızın gönlü yok kaçıracam ben bunu dedi. iyi fatih ne tak yersen ye kardeş deyip çıktım. Orhan bayadır ortalıkta yoktu. Görsem silkecektim zaten. Eve varıp babamla konuştum. Babam hasan amcaya meseleyi açmış. Hasan amca başta bozulmuş. Babam hayırlı iş falan diyerek zar zor ikna etmiş dünürlüğe gitmek için. Baba ya vermezse dedim. Hallederiz oğlum seni sevmiyo mu kız seviyo ee bitti dedi. iyi bakalım dedim. Yattım yatağa içimdeki alevi söndürememenin verdiği huysuzlukla uyumaya çalıştım.

Sabah kalkıp iremi görmeye gittim. Gizlice izlemeye başladım evlerini. Bekledim ama gelen giden yoktu. Dayanamadım yoldan geçen bi çocuğa para verdim. Git şu evin kapısını çal irem ablayı ayşe abla çağırmış de dedim. Çocuk gitti bir şeyler konuştu. irem dışarı çıktı. Yine önümden geçerken saklandığımı görmemişti. Zaten sokakta yere bakarak yürüyordu. Kız dedim. Hiii diye sıçradı. Sen deli misin dedi. Hee deliyim dedim. Baban bi şey dedi mi dedim. Sallanarak heee dedi. Kızdı mı dedim. Yooo dedi. iki güne gelecez dedim. Bekliyom dedi. Ama sen böyle yapıyon benim içimi eritiyon sevdiğim dedim. Hadi hadi yine manyaklaştın deyip eve gitti. Hay senin gidişini seviyim dedim arkasından. Hafifçe dönüp gülümsedi. Eve gidip babamla dünürlük için alışverişe çıktık. Üst baş bir şeyler ayarladık. iki günün geçmesini sabırsızlıkla beklemeye başladım.

Sonunda o akşam geldi. Çiçeği çikolatayı aldık. ilçeden aldığım parfümü de üstüme boca ettim. Takımları da çekince hazırdım. Gittik evin önüne babam kapıyı çaldı. Kapıyı hasan amcanın hanımı açtı. içeri buyur etti. Onlar da süslenmiş hazırlanmıştı belliydi. irem ve babası yan yana dikilmişti. iremi görünce ayaklarım yerden kesildi. Beyaz bir elbise giymiş, saçlarını yaptırmış, hafif makyaj yapmıştı. Çiçekleri ona verdim. Çok güzelsin diye fısıldadım. Yere bakarak güldü. Büyükler havadan sudan konuşmaya başladılar. Bir süre sonra irem elinde kahve tepsisiyle geldi. Büyüklere kahveleri verdi. En son ben aldım. Kahveden bir yudum aldım almaz olsaydım. Ne bulduysa atmıştı içine. Ama içecektim. Bana gözlerini kaçırarak bakıp gülüyordu. Sonunda babam söze girdi. Klagib gençler görmüş beğenmiş. Kızınızı oğlumuza istiyoruz dedi. Hasan amca kızına döndü. Kızım sen ne dersin bu işe dedi. irem sen nasıl uygun görürsen baba dedi. Hasan amca da titrek bir sesle hayırlı uğurlu olsun inşallah dedi. Büyüklerin elini öptük. Hasan amcanın hanımı elinde tepsiyle geldi. Üstünde yüzükler vardı. işin adı konsun laf çıkmasın dedi hasan amca. Yüzükleri takıp kurdeleyi kesti. Tatile geldin evleniyon xsnafu dedim kendi kendime.

Gözlerim gibildi ama okuyanların hatrına devam

O gece ben okula gitmeden bir nişan yapılması gerektiğini kararlaştırdı büyükler. Benim canıma minnetti. Ayrıca artık gizli saklı yoktu ve rahattım. Vedalaşıp eve çıktık. Vedalaşırken irem bana kokun da güzelmiş diye güldü. Ben de senin kendi kokun daha güzel diye fısıldadım. Sabah şevkinin düğünü vardı. Öğleden sonra düğüne gittim. Daha millet toplanmamıştı. Yardım edilecek varsa diye erken gitmiştim. Akşama doğru millet toplandı. Herkes oynuyor eğleniyordu. Bende iremi bekliyordum. Gelse de görsem diye. Gözlerim dalmıştı ki onu gördüm. Yanına gidip annesinden konuşmak için izin aldım. Biraz uzaklaştık. Yemenisinin önünden yüzüne düşen saçlarını ellerimle kenara çektim. Bizim düğünde olsa da kavuşsam sana dedim. Kavuşuruz elbet sevdiğim dedi. Senin sevdiğim diyen bal dudaklarını yerim dedim. Bak yine başlama dedi. O sırada bağrışmalar geldi düğün yerinden. Koşarak gittik. Etraftakilere ne oldu diye sorduğumda gelin yokmuş kaçmış dediler. Fatihhh aklını seveyim fatihh diye söylendim. Geri zekalı dediğini yapmıştı. Şevki mal gibi ortalıkta kalmıştı. Millet onu teselli ediyor bazıları da etrafa bakıyordu. Hasan amcanın hanımına gitmelerinin iyi ılacağını söyledim. Onlar da tamam deyip gittiler. Ben de şevkiye teselli vermeye gittim.

Olaydan bir hafta sonra benim nişan yapılacaktı. O sabah erkenden kalkıp tıraş oldum. Düğün yerini kurduk. Getirilecekleri getirdik. Nişan hazırlıklarını tamamladık. Misafirler gelmeye başladı. Hepsiyle tokalaş öpüş koklaş derken leş gibi oldum. Millet oynamaya başladı. Ben oynamayı sevmezdim. Sevdiğimi babası nişan için ilçeye zütürmüştü. Orada süslenip geleceklerdi. Bir süre sonra irem ve babası düğün yerine geldi. irem nişan kıyafetlerinin içinde yıldız gibi parlıyordu. Yemek yenildi, dua edildi derken yüzükler geldi. Babası aldı makası allah hayırlı etsin diye makasla kesti kurdeleyi. O sırada silah sesi geldi. Laaaaağn diye bir bağırma geldi ardından. Sallana sallana yaklaşan biri vardı. Tanıdım hemen. Orhan gelmişti. Bilader düğün yapıyon da gardaşını çağırmıyon dedi. Orhan bas git dedim. Sen benim hayatımı karararttın lan diye bağırdı. Orhan olay çıkarma dedim. iremi işaret ederek ben o gün naptım buna biliyon mu deyince orhana bi tane kafa gömdüm. Yere düştü. Beni tutana kadar prhanın suratını eline verdim. Sürükleye sürükleye zütürdüler gavatı. Herkesin morali bozulmuştu. Kendi arasında fısıldaşanlar vardı. Babam ortalığı düzeltip nişanı bir süre sonra bitirdi. irem ağlayarak valla bir şey olmadı dedi. Tamam irem yorma kendini ben seni biliyom dedim. Ciğerlerim parçalanmıştı.

Ertesi sabah aldım iremi ilçeye gittik. Pastaneye girdik. iremin gözleri buruk buruk bakıyordu. inan bana hiç bi şey olmadı dedi irem. Biliyom irem bende ordaydım ya sevdiğim dedim. Sen üzme kendini diyerek elini tuttum. Bak ne diycem sana dedim. Ne oldu dedi. Ben gitmeden evlenelim dedim. Olur mu ki dedi. Olur canım niye olmasın dedim. Onu mutlu etmeye çalışıyordum. Sinemaya gittik. ikimiz de ilk defa gidiyorduk sinemaya. Sonra lunaparka gittik. Tüm gün ilçeyi adım adım gezdik. Arabaya binince dudaklarından bir öpücük aldım. Hiçbir şey demeden, naz etmeden öylece öpüverdim. Akşam eve varınca da babama gitmeden önce evlenmek istediğimi söyledim.

Beyler sabah erken kalkmam lazım kafama ağrı girdi gözlerim gibildi hikaye yarım kalmayacak devam edicez

Beyler yorulduğum için yazılar baştan sağma gibi olmaya başladı. Sabah işlerim var erken kalkıcam. Hikaye kesinlikle yarım KALMAYACAK. Geceniz iyi olsun öptüm