yıkılmış mahvolmuş depresyonda insanlar

beyler bi yardım edin kafayıyicem 2 sorun var beni delirtecek

1- Sevgilim beni boynuzladı. başta kafamdan sildim sonra bir gün mesaj attı 2 kez yüz yüze görüştük gene. ama tekrardan konuşmayı kestim hala yalan söylüyor bana. 3-4 gündür mesaj atmıyorum ama kafamdan çıkmıyor. kendimle baş başa kaldıkça aklıma o gelior, anılar geliyor, beni boynuzlaması geliyor. kısır döngü misali ama canım yanıyor.

2- gibik özggüvenim yüzünden kimse ile tanışamıyorum ortak arkadaş olmadıkça. dün bir festivale gittik arkadaşlar ile. tanıdğım kız arkadaşlar vardı ama yanlarına gidemedim resmen sadece selam verebildim. ve festivalde dolu kız olmasına rağmen kimse ile tanışamadım sinirime dokunmaya başladı özgüven sorunu

yalvarırım iki taktik verin arkadaşlar önce şu 1. sorunu çözmem lazım

@795 başlığı okudun mu kardeşim
uzun farkındayım ama benim bildiğim yol bu, ondan bunu anlattım
bölüm 1 ve 2 yi okusan başlangıç için iyi olabilir

2. sorunda özellikle tüm başlığı sormuşsun
yani tüm başlık bu sorunun cevabı hatta daha yazmadığım şeyler de dahil

kısa ve acil bir çözüm aradığının farkındayım ama en kısa bildiğim çözüm bu kadar uzun.
bu yüzden bu kadar yazdım panpa.

kıza gelirsek onu gibtir etmen lazım acilen.
yalancı dolancı bir sürü insan var, o kızlardan biri işte.
kız problemmiş, probleme odaklanmayacaksın.
çözüme odaklanacaksın. böyle yannan gibi hissetmeyi nasıl kesersin.
dünya kadın kız dolu, onu bu kadar önemli yapan hiçbir şey yok.
çözüm kendini iyi hissetmeye başlaman
bu nasıl olacak?
onun için bölüm 1 ve 2yi okumanı rica ediyorum.
loop break kısa sürede olayın yangın yeri kısmından seni çekip alacaktır.

@ibbninsolacigi
eyvallah dostum güzel sözlerin için sağol.

beslenme meselesini dün bitirememiştik.
zaten öyle bitirmesi hiç mümkün olmayan bir mesele bu...
bugün çok uzun kalamayacağım ama ufak birşeyler ekleyeceğim dün dediklerime.

depresyon konusundaki ciddi beslenme ekgiblerimizden biri de omega 3 yağ asitleridir.
omega 3 aslında omega 6 aslında eşit derecede önemlidir.
ancak, yaşadığımız hayat omega 3 yağ asitlerini daha öneme bindirmiştir.
çünkü önemli olan

omega 3 / omega 6 oranıdır. bu oran atalarımız için 1/1 idi.
şu an 1/20ye kadar bile indi.

mevzunun nedeni belli
beslenmemizde omega 6 yağ asitleri çok fazla ama omega 3 yağ asitleri az.
bu iki tip yağ asidi aynı hormonlar için rekabet halindedir vücutta ve ikisine de ihtiyaç vardır.

tanımlamamız gerekirse
Omega-3 yağ asitleri çift bağ içeren doymamış yağ asitleridir.
içinde bir sürü farklı yağ asidi tipi bulunan bir yağ asidi grubudur.
bu asitler arasından en önemli epa ve dha dır.

bu asitlerin ekgibliğinin nörotransmisyon denen sinir hücreleri arasındaki elektron iletiminin kalitesine katkısı büyüktür.

bugüne kadar anlatmadığım bir olay olan nörotransmisyon denen şeyi anlatmam lazım burada.

nöral ağları anlatmıştım, bu ağlar adı üstünde nöronlardan oluşan ağlardır.
yani bu ağlar varolan sinir hücrelerinizin bir hafıza veya düşünce kalıbına göre şekil almasıyla oluşur
sinir hücreleri yeniden üretilen hücreler olmamasına karşın
beynin bu şekilde değişime açık olmasına nöroplastisite denir.
beynin bu özelliği sayesinde anılarımız olur düşünürüz ve nöral ağlarımız oluşur.

bu yüzden nasıl düşünürsen öyle olursun.

nörotransmisyon iki nöron arasındaki sinyal iletimine verilen isimdir.

sinir hücreleri buna benzer
http://www.bilimvesaglik.com/files/noron1.gif

iki tane ucu vardır: dentrit ucu ve akson ucu
iki nöron bir araya geldiğinde birinin dentriti ile öbürünün aksonu arasında bir boşluk oluşur
bu bölgeye intersinaptik boşluk gibisinden bir isim veriliyor.

bu yüzden nörotransmisyon kelimesini türkçeye sinaptik iletim diye çevirmişlerdir.

nörotransmisyon dediğim bu şeyi güzel anlatan bir entry buldum bir sözlükte paylaşayım.
bu entrynin çok daha fazla detay içeren kısımlarını traşlayarak paylaşıyorum.

"sinirsel iletim, sinir hücresi boyunca elektriksel yolla olur.
ama iki sinirin arasındaki boşluklarda yani sinapslarda iletimin devamı için sinaptik yollarla olur.
iki yönde de iletim olabilmesine rağmen anlamlı iletim aksondan dendrite doğru olur.
kısacası sinapslar tek yönde bilgiyi ileten yani, istenilen yöne bilgi akışını sağlayan istenilmeyen yöne bilgi akışını engelleyen bir şalter görevindedir."

bir nöron üzerinde bu sinyal iletilirken elektrik halindedir.
ama iki nöron arasında kimyasal bir özellik kazanır. buradaki kimyasal olayla omega 3 yağ asitlerinin çok alakası vardır beyler.

bir nöronun aksonundan başka bir nöronun dentritine gönderilen sinyalin iletiminde görev alan
hormonlara nörotransmitter denir.

dopamin, norepinephrin, epinephrin (veya adrenalin), histamin ve serotonin bu önemli maddelere örnek verilebilir.
ve bugün derinlemesine incelemeyeceğimiz ama daha önce dopaminci arkadaşın açtığı başlıkta incelediği hormon budur.
bunlar aşırı önemli azotlu kimyasallardır.
bağımlılıktan dikkate sevgiden nefrete yaşadığınız hayatı bunlar belirler.
bunları bir yere kadar tanımak, anlamak ve temel şeyleri planlarlarken bunları es geçmemek gerekiyor.

omega 3 yağ asidini eczanelerde satılan haplardan alsak olur mu zararlı mıdır bunlar

@805 ona geleceğim
satılan omega 3 yağ asitlerini araştırmanız lazım
restorandaki yemeklerin bile tehlikeli olduğu bir ülkede
bu seçimi yapmak zor iş ama ben size marka ismi değil
bazı seçim kriterleri vereceğim
benim içtiğim omega 3 markası türkiye'de yok
ondan dolayı bir katkımın olması zor bu konuda.
bazı kriterler vereceğim ona göre kendi kararınızı kendiniz vermelisiniz bence.

önce neden işe yarıyor onu bir anlatmayı bitirmem lazım tabii ki.

Harika gidiyorsun dostum. Bu loop break cidden işe yarıyor beyler. ota taka can sıkıp sinir olan ben artık sakinligimi çok rahat koruyabiliyorum.

nörotransmitterler akson ucunda
hücre zarının hemen arkasında yer alan sinaptik gözeneklere
paketlenmiş halde bulunurlar.

şu şekil size belki bir fikir verebilir: http://en.wikipedia.org/w...llustration_unlabeled.svg

nörotransmitterler intersinaptik boşluğa salınırlar
ve burada karşı nöronun dentrit bölgesinde hücre zarında üzerinde bulunan
reseptörlere yapışırlar.

bir arkadaş vaktiyle sormuştu bunu
dopamin reseptörü denen şey aslında nöronların üstünde bulunan bu bölgeler oluyor.
her nörotransmitter için böyle bölgeler var.

pek çok nörotransmitter kolayca üretilir çünkü basit aminoasitlerden oluşur
çok karmaşık hormonlar değildir. birkaç biyokimyasal reaksiyonla hemen oluşurlar.
sadece bazıları biraz büyük ve karmaşık proteinler olabilirler.

bir sinyalin iletimi o hormonunun geri alımıyla deaktive olabilir yani etkinliği durdurulabilir
serotonin geri alım inhibitörü denilen (ssri) denilen antidepresantlar bu prensiple çalışır.
serotonin mutluluk hormonudur (çok aşırı özet bir laf oldu ama böyle)

bunalımda insanlar bir sürü olumsuz döngüye ve o döngüyü oluşturan ve besleyen
berbat nöral ağlara sahiptirler
bu ağlardaki nöronlarda bol bol serotonin geri alımı ile deaktivasyon olur.
salınacağı yerde intersinaptik boşluğa salınmayan serotoninin yokluğu
dopamin ve diğer hormon mekanizmalarını da sallar.
ve gelsin size depresyon...

ssri denen ilaçlar kimyasal yollarla bu geri alımı inhibe eder yani durdururlar.
ama taktan nöral ağlar olduğu gibi durur
o ağlar üzerinde serotonin salınımı yapmanın kalıcı çözüm olmayacağı ortadadır.
bunu bu ilaçları dayayan insanlar da aslında bal gibi bilmektedir ama
neyse girmeyeceğim o konuya
tepemin tası atıyor.

ssri ve farklı antidepresanlar işe yarar, yaramaz diyemem ama yangını söndürmek için faydalıdır bence.
kalıcı bir çözüm ancak ve ancak yeni nöral ağlar oluşturmak
ve aynı olayları farklı yollarla düşünmekle olur.
artık bunun nedenini biliyorsunuz.

nörotransmisyon denen olayda hücre zar geçirgenlikleri aşırı önemlidir beyler.
geçirgenlik için hücre zarındaki fosfolipidler ve lipoproteinlerin adam gibi olması lazım.

fosfo-lipid deki lipid kısmı yağ demekken
lipo-proteindeki lipo kısmı yağ anldıbına gelir

işte bu yağlar yağ asidi ndıbına vücudun elinde hangi besin varsa (hatırlayın yağ asitleri yağların yapı taşlarındandır, sindirimi sonucu elde edilir)
yani ne yediyseniz oradan gelen en kaliteli yağ bazlı malzemeyle üretilir.
ve sinir hücreleri konusunda omega 3 yağ asitleri a kalite malzemelerdir.

omega 3 / omega 6 dengesi eskiden 1 iken
bu iletim mükemmeldi zaten
insanı teknoloji aptallaştırıyor gibisinden laflar varya
belki de biraz da bu anlattığım şeyden ediliyordur kim bilir.

nörotransmisyon hakkında çok daha fazla konu var
potansiyeller falan felan bir başlasam günlerce konuşuruz.
ama gerek yok bunlara
siz hayatınızı değiştirmek istiyorsunuz.
ve omega 3 yağ asitlerinin temel şeylerin çok önemli bir ayağı olduğunu artık anlamaya başladınız
nedenleriyle
bu bize yeter...