yıkılmış mahvolmuş depresyonda insanlar

Güzel yakigibli algimizi tv belirliyor anasını satayim. Esas oglan rolunde brad Pitt yerine getirsen baskasini koysan yakigiblilik kriterimizi o belirleyecek. umarim anlasilmistir ne demek istedigim. Ha dis gorunus önemsiz mi tabiki değil ama kastettigim degistiremeyeceginiz genetik ozellikleriniz degil degistirebileceginiz seyler temizlik giyim kusam bakim vesaire. Reyizin ilerleyen bölümlerde bu konuya deginecegine inaniyorum.
Bu akşamki bölümü merakla bekliyoruz

Bölüm 4 Temel Şeyler

ilk bölümde çeşitli hormonal mevzulardan bahsetmiştim yaşam tarzımız
değiştiği için ortaya çıkan. yeni yaşam tarzımızın bazı getirdiği
sözde rahatlıkları hormonal düzenimiz o kadar da sevmiyor, hatta
bazı gündelik alışkanlıklarımız bayağı bir öldürücü hareketler ve
onları sosyal şartlanma ile kabullenmişiz. bize normal geliyor ama
aslında öldürücü şeyler. bu şeylerin bizim bunalıma girmemiz için
gereken tüm ortamı hazırlıyor ve bir iki ufak/büyük sosyal olay üstüne
bindiğinde patlama yaşanıyor...

sonra gelsin gitsin depresyon ilaçları...
intiharvari düşünceler...

Bu bölümde bir insanın bunalıma girmesine yol açan olumsuz alışkanlıkları
ortadan kaldırıp, olumlu alışkanlıkları kazandıracak bir yaşam
şeklinin nasıl olacağına dair önce büyük bir teori anlatacağım
ve sonrasında da kendi hayatımda uyguladığım çok daha kısa pratik
uygulanabilir ve sürdürülebilir yöntemleri göstereceğim.

ufak bir aksilik var beyler bir 10 dakikaya geliyorum kusura bakmayın

her kendi başına ayakta duran yapı gibi insan vücudu da kendini kaldırabilmelidir.
kendini kaldırabilme denilen olay enerji harcatan bir olaydır.
bu yüzden ayakta durmak bile kalori yaktırır.
vücut mekaniği denen bir mesele var.
bir sistem var sizi ayakta tutan ve bunun için belli bir enerji yakılıyor.
bunun farkına bile varmamış olmanız çok normal
çünkü yatalak hale gelmediğiniz sürece ayakta durabilmek çoğu genç olan sizler için
çok da bir mesele değil
nefes alabilmek gibi birşey.

ayakta kalabilmek için kaslar, kemikler, eklemler ve sinirler beraber çalışırlar.
nöronlar ve nöral ağlardan bahsetmiştim.
nöronun türkçesi sinir hücresi demek.
ayakta durabilmek denen faaliyette çalışan sinirler arasındaki en önemlileri motor nöronlardır.
motor nöronlar kas hareketlerini beynin kontrol edebilmesini sağlar.
31 çekmek için eli gibe zütürmek, gibi kavramak
yukarı aşağı çekmek gibi hareketler
merkezi beyinden gelen emirlerin sinir sistemiyle
ilgili bir dizi karmaşık komutun getirmesiyle olur.

yani özetle hareket kabiliyeti ve sinirler, beyinle bağlantılıdır.
depresyonda insanların hareketleri (manik dönemdeki manik depresifler hariç) biraz daha yavaştır
insanın içinden yataktan çıkmak gelmez
çünkü hareket ve ayakta durabilme kabiliyeti ve "kendi kendini taşıyabilmek" insanın pgibolojisiyle ilgilidir.
bu ilgi 2 yönlüdür
kendi kendini taşıyamayacak bir haldeyseniz pgibolojiniz bozulabilir
ve pgibolojiniz bozuksa kendi kendinizi taşıyamayabilirsiniz

hep çok boyutlu düşünmeye çalışın bu işleri.
hep çift yönlü, nasıl ki amigdalanın aşırı faaliyeti kontrolünde bunalıma girebilirseniz
frontal lob müdahalesiyle tersine çevirmek de mümkünse bunu
burada da böyledir.
önce kendi kendinizi kaldırabilir hale getirip
pgibolojinizi düzeltebilirsiniz
ya da pgibolojinizi düzeltip öbürünü yapabilirsiniz.
benim tekniklerim hep probleme tüm yönlerden saldırmayı içerir.
bizim burada amacımız bunalımın hem fiziksel hem de pgibolojik sonuçlarını tersine çevirmek.

kendini taşıma kabiliyeti deyince aklınıza sadece yürümek gelmesin.
kendinizi bomba gibi hissetmek için vücudunuzdaki tüm organ ve dokuların bomba gibi olması lazım.
o an kilolu olabilirsiniz, ya da bir hastalığınız olabilir
ama sağlıklı olan taraflar ne kadar kendini taşıyabilme kabiliyetine sahipse (ki bu sağlıksız olamaz)
hastalık / aşırı kilo durumu olmasına rağmen o kadar az kötü hissedersiniz.

öttüren züt dışarı vurum
kurun kafada kurun dıbına koyayım
bi durun
yağmurlarda adımı sorun

yeeeeeıhhh yediğim taklar
ağlamaklar madda fakka

kofti tak bir
onlar yok bil
tinki binki dipsi
lala yesin cipsi

dıbına koyayım geçmişimin !!!

amsız kelam

kendini taşıyabilme kabiliyeti fiziksel anlamda iki şeye bağlıdır
dersem bilimsel olarak doğru olmasa bile size anlatmam açısından güzel bir basitleştirme olur.
1- o bölgeye ait taşıyıcı kapasitesi
2- o bölgenin ağırlığı

hönk? ne alaka di mi? açacağım sakin...

"kendi başına ayakta duran yapı" deyince örneğin gökdelenleri düşünebiliriz.
son zamanlarda dünyada yapılan gökdelenlerin daha da fazla yükselmediğini görüyoruz.
en uzun bina burj dubai binası şu an o da az önce netten baktım 830 metre mi ne...
insanoğlu o kadar teknolojiye rağmen neden 10 km uzunluğunda binalar yapamıyor?
bunun bir cevabı var tabii ki.

bir binanın önce kendini taşıması lazım.
çelik konstrüksiyon kafes binalarda ve son zamanlarda kullanılmaya başlanan
karbon fiber gibisinden yeni malzemelerle binalar biraz uzayabildi eskiye göre.
yakında karbon nanotüp ve grafen malzemeler mümkün olduğunda
nanoteknoloji sayesinde daha da uzayacaktır bu binalar.
çünkü daha kaliteli yani taşıyıcı kapasitesi yüksek malzeme daha kaliteli bina demektir.
nedeni basit: malzemenin taşıma kapasitesi önemli, bir de taşıdığı yük.
bina uzadıkça yük artacak, bu kesin birşey.

taşınan yük/taşıma kapasitesi belli bir oranın altına indiği an bina çöker.
aynı şey insan de için geçerlidir.
insan sabit duran bir yapı değildir, hareketli, öyle olması gerekir.
bu insan için bu oran çok çok daha düşük olmalıdır.
çünkü kişinin kendini nasıl hissettiği bununla çok ilgili çünkü.

şimdi insana gelelim...

insanın taşıma kapasitesi olan malzemesi nedir?
kaslar ve kemikler
insanın taşıdığı şey nedir?
kendi kilosu

taşınan yük/taşıma kapasitesi insan için önemlidir.
çünkü taşınan yük sadece kaslara, kemiklere binmez, sinirlere de biner.
daha doğrusu bu sıkıntıyı size sinirler hissettir.
motor nöronlar merkezi sinir sisteminin bir parçasıdır.
aynen hipokampus ile amigdala arasındaki nöral ağları oluşturan yapılar gibi.
yani bu iki şey çok bağlantılı.

taşıma kapasitesini arttırmak istiyorsak eğer
kemiklerimiz konusunda olan kemiklerimizi korumak dışında yapabileceğimiz pek birşey olmadığı ortada.
tek yol olarak geriye kaslanmak kalıyor.
ama bir problem var orada da
kaslar yağlardan daha ağırdır.

işte bu sebeplerden dolayı
sadece vücudunuzdaki toplam kilo değil
kas oranınız da önemlidir.

bunalımın fiziksel temelli kökenlerinden bir tanesi "kendini taşıyabilme kapasitesi"ndeki düşüklüktür.
bu zayıf ve göbekli erkeklerde de vardır, obezlerde de.
bazen çok zayıf ve ince erkeklerde de vardır
halsiz gibidirler, hayattan bıkmış soğuk

depresyonun tek bir sebebi yoktur.
bir sürü farklı sebebi olabilir ama bu bile tek başına sebep olabiliyor.
en başta ne demiştim?
"eskiden olmayan bu hastalık şu an neden bu kadar yaygın?"
sorusunun cevabını anlamak lazım demiştim.
bu yaşam tarzının bizi evrimsel anlamdaki ideal vücudumuzdan uzaklaştırdığını anlatmıştım.

işte bu sebeplerden dolayı
spora, beslenmeye ve ideal bir hayat tarzının nasıl olması gerektiğine

1-insan metabolizmasının nasıl çalıştığını bilen bir düşünce yapısıyla
2-insanın içinde bulunduğu fiziksel dünyanın gerçeklerinden haberdar bir biçimde
3-evrimsel gerekliliklerin farkında olan

bir tarzda yaklaşmak lazım.
bunlar yeter mi?
hayır yetmez, bir de modern hayat içinde sürdürülebilirlik meselesi var.
istediğiniz kadar teori çalışın uygulayamıyorsanız olay yalan dolandır.

nasıl ki grafen gibi kaliteli nanomalzemeler binaları daha kaliteli yapıyorsa
kaslar da insan vücudunu kaliteli yapan şeydir.
sırf görüntü olarak değil, taşıyabilme kapasitesi olarak
güç olarak.
evet güç, hani 3. bölümde anlattığım şey.
içindeki güç nereden geliyor sence? içinde bir yerde olsa gerek değil mi?
merkezi sinir sistemindeki beyinsel faaliyetleri
motor sinirlerin yolladığı sinyallerden bağımsız düşünmek
olaya kör cahil gibi bakmaktır.

en basitinden düşünün
taktan bir yemek yediniz mideniz yanıyor
karşınıza güzel bir kız çıktı
gidip konuşmak istiyorsunuz
ama midede patlamalar var
gitmeme ihtimaliniz %500 artacaktır.
(normalde gidip konuşabilen biri için söylüyorum bunu)
konuşurken kıza verdiğiniz imaj ve
her ne kadar kıza bunu anlatmasanız da
vücut dilinizden yansıyacak olan ızdırabınız
kızdan bir numara alma ihtimalini iyice düşürür.

kısacası, özellikle de erkeklerde kaslar bol bulunması gerekir bundan oranca, yüzde olarak.
bunun metabolizma hızını arttırdığını felan anlatacağım daha, geleceğiz oraya.
ama makul oranlardaki yağlar da faydalıdır insan vücudu için
iç organları korur
bir kaza geçirdiğinizde
bir yerden düştüğünüzde felan
çok yağsız bir vücuda sahip insandaki organlar
yağlı birine göre daha fazla tehlikededir.

ama yağlı bir vücuda sahip bir insanda
diyabet başta olmak üzere çok tehlike vardır.
bunları zaten biliyorsunuz, uzatmıyorum.

şimdi temel şeyler denilen olaylar
size yeni bir hayat tarzı yaratacak olayların tamamıdır.
ufak şeylerdir ama düzenli yapılması gerekir.
bu sayede yaşdıbınız atalarınızın yaşdıbına olabildiğince yaklaşır
ve sağlığınızı kazanırsınız.

hepimiz birgün öleceğiz beyler.
bunu bilerek yaşamak zor ama böyle.
bu yüzden her anı adam gibi yaşamak için
bir genel disiplin kazanmak gerekiyor.
bu bölümde bu disipline dair şeyleri konuşacağız.

@724 şuraya kadar yazdıklarımı oku,
eğer artist olduğumu düşünürsen de canın sağolsun panpa.
bana "tcma gibi artist bin" dersin en kötü
ama bence tarzımız alakasız.

ondan daha artist davrandığım anlar var bazen dışarda
yakışıyor da panpa, ne yalan söyleyim hahaha...
ancak kendimi bu konuda kontrol edebiliyorum
bazı durumlarda gerçekten lazım oluyor, o durumlarda salıyorum dışarı.

bu başlıkta böyle değil ama...
ben de hepiniz gibi biriyim amk, abartmaya, şişinmeye gerek yok.
31ci, beş para etmez ergen bebeler değil kafası çalışan insanlar ilgileniyor böyle işlerle.

abi yemin ederim boşuna uğraşıyorsunuz lan. yazık.

bu disiplin herşeyden önce size "kendini taşıyabilme kabiliyeti" kazandıracak.
bu aşırı önemlidir beyler.
bomba gibi hissetmek için sağlıklı olmak için
yapılması gereken şeyler var.
bu konuda ben uzun uzun teori anlatacağım ama
bu teoriler hep sizin olayın gerekliliğini kavramanız içindir.
iş uygulamaya geldiğinde yapacağınız şeyler ufak ama sürekli olmalıdır.

loop break'i düşünün
nasıl anlatmıştım?
ben size ne çok şey anlattım öncesinde.
hipokampus, amigdala, frontal lob ve daha niceleri... haha...
siz bütün bu teoriyi 3-4 cümlelik bir telkinle kullanabiliyorsunuz.
çünkü beyninizi kontrol edebileceğinizi artık biliyorsunuz.
bunun boş laf olmadığını, gaz olmadığını gördünüz.

burada da bu mantık olacak...
loop break bu başlığın tek olayı değil merak etmeyin...

Laf atanlari gibtir et simdiye kadar okuduklarimin arastirdiklarimin daha fazlasinin ozeti gibi yazmissin mutevaziligini koruyarak devam da edip cikar amaci gutmuyorsun helal olsun takipteyim.

kendinize yeni bir yaşam tarzı oluşturacaksanız
başlamanız gereken yerlerden biri beslenmedir.
günde birkaç kez yemek yiyoruz hepimiz
devamlı yakıt lazım, yoksa aç ayı oynamaz...
bu kadar sık yaptığımız birşeyin içimizde nasıl çalıştığını
biraz anlamalıyız ki
onu gücümüzü bizim için kullanılabilir hale getirecek bir silaha çevirelim
aksi takdirde diğer anlattığım herşey gibi
bu silah bize döner, zütümüzde patlar.