yüz üstü uzanırken bele oturan sevgili

atalarımız boşuna dememişler; para sesi, su sesi ve karı sesi. bu üçünü allah ekgib etmesin.

deliksiz ve kusursuz bir uyku...

ve seslerin en güzellerinden birinin seslenişiyle uyanma. yüz üstü almışsın yastığı kolunun altına gözlerini yeni yeni açıyosun banyodan gelen su sesinin etkisiyle. sevgilin yine erken kalkmış senden önce duşa girmiş. içini bir huzur kaplıyor yalnız olmadığını bilmek iyi gelir insana.

sonra su kesiliyor birden duşakabinin açılış sesi ve sonra parkede şapırdayarak sana doğru gelen adımlar. uyuyormuş gibi yapıyorsun. birden ellerini sırtına koyup destek alarak sol bacağını vücudunun üstenden atıp oturuyor beline.

vücudunu saran havludan başka bişey yok. açılan bacaklarının arasından ıslak ve sıcak amcık beline dokunuyor. kız da konuşmuyor ama am susmuyor hadi sevgilim kalk diyor beline bi öpücük kondurarak. havluda düşüyor zaten. sonra upuzun uzanıyor sırtına sevgilin göğüsleri onun vücuduyla senin vücudun arasında sıkışıp kalıyor. omzuna bir öpücük konduruyor. saçlarından damlayan sular boynuna dökülüyor, ve bir hareketle pes edip ona doğru çeviriyorsun vücudunu.

sana doğru eğilmiş başından aşağı sallanmış ıslak saçlarından gelen şampuan kokusu ve o güzel nefesiyle uyuşturuyor seni sarhoş ediyor adeta. dudaklarına sıcak bir öpücük.

bir hamlede aşağı alıyorsun hatunu. kollarını açmış sana teslim olmuş bir güzellik. içindesin artık şampuan kokusu terinize karışmış vücutlar bir olmuş. bacaklarını tam kalçanın arkasından sarıp birleştiriyor ayak bilekleriyle kalçandan seni itip kendine çekerek kontrolü eline alıyor sanki. elleriyle de ensenden tutmuş göğüslerine bastırmış seni. kulağına sabahın etkisiyle henüz kırçıllı sesini atamamış sevgilinin derinden gelen inlemeleri ve nefesi geliyor. elleri sırtına kayıyor tırnaklarını hissediyorsun kasılıp gevşeyen sırtında. dakikalarca savaşıyorsunuz. tam boşalmak üzereyken kendini biraz daha tutmak adına kafanı kaldırıp bir uçurumun kenarında manzaraya karşı uluyan kurt gibi duruyorsun sevgilin yapışıyor o anda boynuna. o anda onun ellerinde ve dudaklarında ne kadar çaresiz olduğunu anlayıp bırakıyorsun çığlıklarını içine ellerinin içinde eriyip gidiyorsun titreyerek düşüyorsun üstüne. sessiz konuşmadan dakikalarca birbirinizin kendine gelmeye çalışan nefesini dinliyorsunuz. gözlerin bulanık bi şekilde bir un çuvalı gibi şuur kapalı düşüyorsun sevgilinin üstünden yatağa. ta ki o seni boynundan öpüp "bi duş daha?" diyene kadar...